Yorgun gözlerinizin ilacı gül suyu…!

11393214_461289417371009_7042653388301334719_n[1]

Bilgisayar başında geçirdiğiniz uzun saatlerden sonra göz ağrısı ve göz çevrenizde şişkinlik yaşıyorsanız, gül suyu sayesinde bu sorunlardan kurtulabilirsiniz.

Yorgun gözlerinizin ilacı gül suyu
Yorgun ve şiş gözler özellikle masa başında çalışan insanların korkulu rüyası haline gelen bir durum. Gözde ve başta meydana gelen ağrılar kişinin yaşam kalitesini sınırlamakla birlikte konsantrasyonunu düşürerek çalışmasına da engel oluyor. Ancak üzülmeyin. Yorgun gözlerinizin ilacı gül suyunda!

Mazlemeler
1 adet gül
1 su bardağıo kaynar su
1 tatlı kaşığı bal

Nasıl yapılır
1 adet gülün yapraklarını 1 su bardağı suyun içinde kaynatın. 10 dakika demlendikten sonra süzün ve içine 1 tatlı kaşığı bal katın. Bu karışımı gözlerinizin çevresine dikkatlice yayın. Bu formülü her gün uyguladığınızda gözlerinizin şişliği kısa zamanda inecek, bakışlarınızdaki yorgun ifade yok olacaktır.

kaynak: herşeyden önce sağlık

Bitki Alemi kategorisinde yayınlandı. Leave a Comment »

Baharatların tazeliğini korumak için ne yapmalı….!

10354730_461927093973908_3020002248311709062_n[1]

Sağlık deposu olan baharatlar doğru saklanmazsa zamanla nemlenir ve küflenir. İşte baharatların tazeliğini korumak için dikkat etmeniz gerekenler…

Baharatların tazeliğini korumak için ne yapmalı
Yaşamın devamlılığı için gerekli olan yemek eyleminde tekdüzelikten sıkılan insanoğlu çeşitlilik arayışında keşifler yapmıştır. Yaşadığı bölgedeki hayvansal ürünlerden faydalanırken avlanamadığı dönemlerde de sebzelere tat katmak amacı ile bitkilerden ve sebzelerden baharatları üretme tekniğini geliştirmiştir.

Baharat üretiminin sebebi fakirlik
Bol baharatlı yemekleri olan toplumlar incelendiğinde aslında yaşadıkları bölgenin avlanma açısından sıkıntılı olduğu ve topraklarının diğer toplumlara göre verimsiz olduğu görülmektedir. Yemeklerinde aradıkları çeşitliliği de yaşadıkları bölgedeki bitkilerden çeşitli teknikler ile baharatlar üreterek sağladıkları tespit edilmiştir. Kimi zaman bitki ve sebzelerin tohumları kimi zaman da yaprak kısımları kullanılarak üretilen baharatlardan rengârenk ve birçok tatta olanına rastlamak mümkün.

Bu kadar çeşitli tat nasıl sağlanıyor
Baharatların tadını veren esas maddeleri ise, özellikle tohumlardan üretilen baharatlar için, öğütülürken ortaya çıkan yağları. Baharatların yağları, öğütülme aşamasında, toz olan kısımla özleşerek farklı aromalar ortaya çıkarmakta. Günümüzde gelişen teknoloji ve gıda sektörü sayesinde dünya mutfağının tüm baharatlarına ulaşmak mümkün. Ancak sıkıntı baharatların muhafaza edilmesi aşamasında başlıyor.

Baharatların tatlarını korumak için püf noktaları
Baharatların ortalama ömrü 1 yıldan oluşuyor. 1 yıllık raf ömründe baharata aromasını veren yağ, zamanla özdeşleştiği toz kısımdan ayrılıyor ve baharatlarda tat bozulması ya da tat yok olması gerçekleşiyor. Baharatlarımızın ilk günkü tazeliğini koruyup tatlarının mümkün olduğunca saklı kalabilmesi alınacak bir dizi önlem ile sağlanabilir. Eğer vaktiniz ve imkânınız varsa tercih ettiğiniz baharatın nasıl yapıldığını araştırıp, mümkünse kurutulmuş tohum ve yapraklarını temin edin. Daha sonra evinizde bunları kullanacağınız miktarlarda öğüterek taze taze tüketebilirsiniz. Temin ettiğiniz tohum ve yaprakları da oda sıcaklığından bir miktar daha serin ve kuru ortamda muhafaza etmelisiniz.

Tüketeceğiniz ölçüde alın
Eğer vaktiniz yoksa ikinci önerimiz baharatçıları biraz daha sık ziyaret etmenizden yana. Yine tüketeceğiniz ölçülerde satın alacağınız baharatlar ile taze tada ulaşımı sağlamış olursunuz. Yine de stok yapmak isteyecek olursanız baharatların tatlarını korumak için şu noktalara dikkat etmelisiniz;

Satın aldığınız baharatları poşetlerinden çıkarıp, tamamen kuru cam kavanozlarda muhafaza etmeye özen göstermelisiniz.

Baharatı kavanoza koyduktan sonra ambalaj üzerindeki tarihi de kavanozun üstüne yazın ki zaman aşımına uğradığında farkına varabilesiniz.

Cam kavanozlara koyduğunuz baharatlarınızı evinizin en serin ve kuru bölgesinde muhafaza etmelisiniz.

Kavanozların güneş ile temasını kesmelisiniz.

Kavanoz kapaklarının tamamen kapalı olduğundan emin olmalı, baharatın rafta durduğu süre içinde hava almasını engellemelisiniz.

Tercih edeceğiniz aralıklarla da baharatınızı temiz bir bez üzerine döküp biraz havalandırıp tekrar kavanoza koymanızda fayda vardır. Bu sayede bir miktar aşağılara çökmüş olan yağın tekrar toz kısımla özdeşleşmesini sağlamış olacak ve tadının tazeliğini koruyacaksınız.

Baklagilleri pişirme tüyoları

070515015126_baklagilleri_pisirme_tuyolari_h[1]

 

Baklagiller sınıfı fasulye, bezelye ve mercimekten oluşan, yağ içeriği düşük, kolesterolsüz, diyet lifi, yararlı yağ, folik asit, potasyum, demir ve magnezyum bakımından zengin olan gıda grubudur.

Baklagillerin aynı zamanda protein içeriği yüksek olduğundan kolesterol ve yüksek doymuş yağ içeren etin proteinleri yerine geçebilir.  Diyetinizde daha çok baklagillerin yer alması için onları salatalarda, çorbalarda, güveç yemeklerinde kullanabilirsiniz.

Baklagilleri Pişirme Tüyoları:

– Börülce ve mercimek haricinde bütün kuru bakliyatlar pişirilmeden önce gaz yapmasını önlemek için oda sıcaklığındaki suyla ıslatılması gerek. Islatma suresinin ne kadar uzun olduğuna göre aşağıda belirtildiği gibi iki türlü yapılabilir.

Yavaş ıslatma: Yaklaşık 250 g bakliyatı ve 1 litre suyu tencereye koyup kapağını kapadıktan sonra en az 4 saat buzdolabında bekletme ile yapılan ıslatma işlemidir.

Hızlı ıslatma: yaklaşık 250 gram bakliyat ve 1 litre suyu önce kaynatıp sonra en az 1 saat oda sıcaklığında bekletme ile yapılan ıslatma işlemidir.

– Islatma işleminde kullanılan su gaz yapıcı etkisi olan sindirilmeyen lifleri içerdiğinden bu suyu ıslatma sırasında birkaç kez değiştirip, yemek pişirmek için başka su kullanılması gerekir.

– Pişirme işlemine ıslatmak için kullanılan suyu döküp üzerini 3 kat kaplayacak kadar su ile tencereyi doldurarak başlayabilirsiniz. Salatada kullanılmak üzere hazırladığınız fasulye ya da nohutu lezzetlendirmek için kaynama suyuna baharat ve tuz ekleyebilirsiniz.

– Uzun zaman kısık ateşte pişirilen baklagillerin sindirilebilirliği arttığından daha az gaz yapar.

– Bakliyatın çeşidine göre pişme zamanı değiştiğinden yaklaşık 45 dakika sonra pişip pişmediklerini kontrol ediniz.

– Hazırlamış olduğunuz bakliyatı daha sonra kullanmak üzere buzlukta saklamak isterseniz soğuduktan sonra etrafını kurulayıp buzluğa yerleştirebilirsiniz.

Kaynak: sağlık afiyet

Bitki Alemi kategorisinde yayınlandı. Etiketler: . Leave a Comment »

Emekli Olunca Yaşayabileceğiniz On İki Sahil Kasabası…

Emeklilik hayali ikiye ayrılır. Emekli olunca dünyayı gezme hayali kuranlar ve sessiz, sakin bir sahil kasabasına yerleşip, müstakil evinin bahçesinde domates yetiştirmeyi düşleyenler… Biz ikincisine sesleniyoruz. Özellikle kalabalık şehirlerde yaşamanı sürdüren, her gün ömründen bir parçasını trafikte yitiren ve ruh emici gökdelenlerin arasında bir gıdım oksijene muhtaç kalan bizlerin, emekliliğimizde daha dingin bir hayat sürme isteğimiz hiçbir şekilde sıkıcı karşılanmamalı. Senelerini iş hayatına adamış, 30 – 35 yıl devlete ya da özel sektöre hizmet vermiş büyüklerimizi düşündük, emekli olunca yaşayabileceğiniz 12 sahil kasabasını bulduk.

1 – Akarca

akarca

Akarca‘yı çoğu insan bilmez. Çünkü burada sabahın ilk ışıklarına dek süren eğlenceler yoktur. Yalnızca buz gibi bir deniz ve dingin bir yaşam sürmeyi seçmiş emekli büyüklerimiz vardır. Genelde yazlıkçıların mekanı olan Akarca, İzmir‘in Seferihisar ilçesinde bulunuyor. Ege Denizi‘nin en berrak hali, bu güzide sahil kasabasına bahşedilmiş desek yeridir.

2 – Bademli

bademli

Fotoğraf: Ercan Çelik

Eğer emekli ikramiyenizi Maldivler’e yatırmak istemiyorsanız, ikinci seçenek olarak Bademli Köyü‘nü düşünebilirsiniz. Neden böyle diyoruz, çünkü Bademli’deki deniz, o gördüğünüz Maldivler’deki okyanustan farksız. Popüler olamamasının nedeni ise malum, zamane gençliği işte. Bademli’nin İzmir’in Dikili ilçesinin güneybatısında olduğunu da belirtelim unutmadan.

3 – Çukurbağ

çukurbağ yarımadası

Sessiz ve sakin bir hayat süreyim, domatesimi de ekeyim ama sıkılınca eğlenceden de çok uzak kalmayayım diyorsanız eğer, o zaman Çukurbağ Yarımadası‘na yerleşebilirsiniz. Antalya‘nın Kaş ilçesinde bulunan Çukurbağ, Meis Adası’nın manzarasıyla da büyülüyor insanı. Hem torunlarınız da çok sevinir bu duruma.

4 – Güzelçamlı

güzelçamlı

Hep özlediğiniz o bakir doğaya en sonunda kavuşacağınız bir yer Güzelçamlı. Aydın‘ın Kuşadası ilçesinde bulunan Güzelçamlı, dünyanın en yüksek oksijen oranına sahip bölgelerinden biri. Hani gökdelenlerin arasında nefes alamıyoruz dedik ya, Güzelçamlı bu yönden ömürlük bir terapi niteliğinde anlayacağınız.

5 – Badavut

badavut

Issız, daha da ıssız, olabildiğine ıssız bir yer arayışındaysanız, tası tarağı toplayıp Sarımsaklı Badavut‘a yerleşebilirsiniz. Issız dediysek gözünüzü korkutmuş olmayalım, Ayvalık Sarımsaklı‘ya çok yakınsınız aynı zamanda. Canınızı sıkıldığında, iki çift laf edeceğiniz insanlar da bulabilirsiniz istediğinizde.

6 – Mazı

mazı

Emeklilik hayalleri genelde Bodrum üzerinden yürüyor. Özellikle her 5 insanın 3’ünün domatesi hep Bodrum’da yetişiyor. Yaz aylarında Bodrum’un ne kadar kalabalık olduğunu söylememize gerek yok. Ama Mazı öyle mi? Değil tabi. Bodrum’da emeklilik hayalini kuranların, kesinlikle yerleşmesi gereken bir cennet köşesi Mazı.

7 – Palamutbükü

palamutbükü

Yeryüzünde cenneti arıyorsanız, Palamutbükü‘nün aradığınız yer olduğunu söyleyebiliriz. Tamam, belki domates yetiştiremeyebilirsiniz ama bol bol badem ağacı ekebilirsiniz. Datça‘nın en huzurlu köşelerinden biri olan Palamutbükü’nde yeniden gençleştiğinizi hissedebilmeniz olası.

8 – Akyaka

akyaka

Hem doğal güzelliklerin ortasında, hem de insanlarla iç içe bir emeklilik hayali düşlüyorsanız, Akyaka Gökova‘nın büyülü dünyasını da bir kolaçan edin bizce. Gökova Körfezi‘nin en şahane koylarının bulunduğu Akyaka’da, kim bilir, belki bir pansiyon işletmeye başlar ve hayatınıza bambaşka renkler katarsınız. Bu da bir fikir.

9 – Turunç

turunc

Kışı sessiz, sakin köşemde geçireyim, yazın ise cıvıl cıvıl olsun etrafım diyorsanız, Marmaris‘te yer alan Turunç‘taki müstakil evinizin hayalini kurmaya şimdiden başlayın deriz. Yaz aylarında bol turist akınına uğrayan Turunç’ta, kışın ise birkaç pansiyon dışında herkes köşesine çekiliyor. Yılların yorgunluğunu üzerinizden atmak için Turunç biçilmiş kaftan.

10 – Köyceğiz

köyceğiz

Son zamanlarda dikkat ediyoruz da, Köyceğiz gittikçe popüler olmaya başladı. Doğal güzelliklerin ve tarihi dokunun bu kadar uyumlu olduğu daha kaç yer var ki ülkemizde? Hem sessizliği seviyor, hem tarihe ilgi duyuyorsanız, emeklilik hayali kurmaya Köyceğiz üzerinden devam etmenizi tavsiye edeceğiz.

11 – Sokakağzı

sokakağzı

İleride, ‘nerede yaşıyorsun bey amca’ diye sorduklarında ‘Ege’nin en uç noktasında yaşıyorum delikanlı’ cevabını verdiğinizi düşünün. İşte o an, bir delikanlının daha emeklilik hayaline yön vermiş olmanın haklı gururunu yaşayacaksınız. Bizim için bir inci tanesinden daha da değerli olan Assos‘un şirin bir sahil kasabası olan Sokakağzı, bizim de emeklilik hayallerimizi süslüyor.

12 – Söğüt

söğüt

Konumu biraz sapa, kabul ediyoruz. Ama Söğüt bu güzelliğini, böylesine ulaşılması güç bir yerde olabilmesine borçlu. Marmaris’in en büyük köyü olan Söğüt, oldukça sessiz bir yer olmasına rağmen, çarşısı her daim cıvıl cıvıl ve capcanlı. İnsanlarla hem iç içe, hem de onlardan kendinizi bu denli soyutlayabileceğiniz başka bir yer daha var mı, bilmiyoruz.

Fotoğraflar alıntıdır yazı da alıntıdır

http://www.neredekal.com – Diley Kuru

Hayalinizdeki Erkeği Hayatınıza Sokmadan Önce Kazanmanız Gereken 15 ÖZELLİK…

Hayatındaki her şey tamam, bir tek “o” yok diye düşünüyor; gencim, güzelim, işim var, param var ama beraber uzaklara gidebileceğim bir sevgilim yok diye yakınıyor, her haftasonu farklı ortamda sosyalleşip “o”nu arıyor ama hep çirkin
kurbağa prenslere rastlıyor olabilirsin.

Biliyorum; asıl mutluluğun içimizde, evrenin mesajlarımızın  ucunda olduğunu söyleyen kitaplardan da, filmlerden de, arkadaşlardan da, uzmanlardan da gına geldi. Bir de olaya şöyle bak, hayatta başarabileceğin en zor şey kendine aşık olmak, neden mi? Marilyn Monroe, Adolf Hitler (olumlu bir örnek değil ama sonuca değil sürece odaklan) Coco Chanel, Alfred Hitchcock, Madonna gibi kitleleri peşinden sürükleyen ünlülerin ilk yaptığı şey kendilerini çok sevmekti.

Hayalindeki erkek sen gerçekten onu sevmeye hazır olduğunda karşına çıkacak, işte o zamana kadar elde etmen gerekenler:

1. Kendine değer ver.

Kendine değer ver.
Kendi değerini bilmek, hak ettiğinden daha azıyla yetinmek demek değil. Seni tamamlayacak diğer yarını aramaktan vazgeç, çünkü sen zaten tamsın. “Kimseyi görmedim ben, senden daha TAM” dedirt ona.

2. Kendi arkadaş grubun olsun.

Kendi arkadaş grubun olsun.

Yeni başlayan ilişkilerde ilk başlarda tüm vaktini onunla geçirmek
istersin, taa ki bir süre sonra paylaşacak hiçbir şeyiniz kalmayana kadar. İşte
kendi arkadaşlarınla da vakit geçirmeyi bırakmayarak hem bu dengeyi sağlamış olursun, hem de seni çok iyi tanıyan birileri tarafından dışarıdan yaptıklarını objektif yorumlatabilirsin.

3. Gerçekçi bakış açısını hiç unutma.

Gerçekçi bakış açısını hiç unutma.
Güzel vücutlu Barbie ve Ken, Hollywood filmlerinin mutlu sonları,  Ferhat ile Şirin efsaneleri bize yıllarca ilişki yaşamanın sürreel, romantik, metaforik, melankolik bazen de acı dolu olduğunu öğretti. Aslında uzun yıllar sürebilecek bir ilişki için ihtiyacınız olan iki  şey var: gerçekçi iki kişi. Gerçekçi baktığın zaman ne hak etmediğin bir ilişkide sırf o seni seviyor diye vakit kaybedersin, ne de çok sevsen de değer görmediğin bir ilişkide her gün mutsuz olursun.

4. Finansal özgürlüğünü elde et.

Finansal özgürlüğünü elde et.
Analarımız babalarımız bizi bu günler için okuttu: güvence

5. Eski sevgilini zamanın ötesine gönder.

Eski sevgilini zamanın ötesine gönder.
Çünkü geçmişe mazi derler.

6. “Kabul edelim iyi içtik.” paylaşımlarına biraz dikkat et.

“Kabul edelim iyi içtik.” paylaşımlarına biraz dikkat et.
Erkekler beraber güzel vakit geçirebilecekleri, eğlenebilecekleri kadınları
seksi bulurlar evet. Ancak sen yine de her gece ayrı bi mekanda sosyalleştiğini sosyal medyada çok duyurmasan iyi olur, çünkü erkekler için güven en önemli şeydir bir ilişkinin gelişiminde.

7. İlişki bir tercihtir, mecburiyet değil. Unutma.

İlişki bir tercihtir, mecburiyet değil. Unutma.
Birinci maddeyi hiç aklından çıkarma.

8. Mutlu, özgür, karmaşık, yalnız… Hepsini bir arada olabilirsin sorun değil.

Mutlu, özgür, karmaşık, yalnız... Hepsini bir arada olabilirsin sorun değil.
Yalnızlık ömür boyu ve bu aslında melankolik bir şarkı sözü değil bir
gerçek. Yalnız kaldığında kendi kendine mutluysan zaten sen dünyanın en mutlu insanısın. Kim böyle mutlu bir insanın sürekli yanında olmak istemez ki?

9. Denge

Denge
Hayatın özü denge. Neyi fazla kaçırırsan o sana bir süre sonra zarar
vermeye başlar. Kendi iç huzurunu, iç dengeni öyle bir kur ki; ne yoğun bir iş ne de olağanüstü yakışıklı bir erkek bu dengeyi bozamasın. Ne demiştik, çünkü sen kendinle mutlusun zaten bebeyim.

10. Hayattan ne istediğini, ne beklediğini iyi düşün.

Hayattan ne istediğini, ne beklediğini iyi düşün.
Artık “ne tür müzikten hoşlanıyorsun” sorusunun cevabı “ben her türlü şeyi
dinliyorum aslında” değil:) ne sorular o kadar basit, ne de cevaplar artık…
Uzun süreli bir ilişkide sahip olacağın partner, hayatının gideceği yolu
etkileyecek hatta belki değiştirecek kişi. O yüzden önceliğin hayattan ne
istediğin olsun. Çocuk mu istiyorsun yoksa kasabada bohem bir aşk mı, tatillerde yatta güneşlenmek mi (kim istemez:)) yoksa bungalowlarda konaklamak mı sana daha uygun. Önce kendi isteklerinin çerçevesini çiz, sonra adamını doğru yerde bulacaksın zaten, ya da zaten o seni bulacak çünkü benzer şeylerden hoşlanıyor olacaksınız.

11. Uzlaşma yeteneğin nasıl?

Uzlaşma yeteneğin nasıl?
Eskiler “evlenmeden önce büyük bir kavga çıkar” derlermiş, kimbilir belki
de evlilik sürecinde yaşanan kavgalar da aslında uzlaşma yeteneğinizi ölçmek
için köprüden önceki son çıkıştır.  Konu her ne olursa olsun uzlaşmakta göstereceğin çaba hayatta her türlü ilişkinde sana avantaj sağlayacaktır.

12. Açık fikirli ol.

Açık fikirli ol.

2 madde önce yatta güneşlenmek isterken rockçı bir sevgili arama derken
şimdi açık fikirli ol diyormuşuz gibi görünse de aslında özetle şunu demek
istiyoruz: Konfor alanın dışına çık ve dünyayı gör.

13. Önemli madde: Hobilerin olsun!

Önemli madde: Hobilerin olsun!
What can i do sometimes dememek için ve öncelikle kendi mutluluğun için; ufak da olsa seni mutlu eden uğraşlar edin, illa olimpiyatlarda curling alanında ülkeyi temsil etmen gerekmiyor, zaten ülkede öyle bir alan yokken hem de:)

14. Daha da önemli madde: Hedeflerin olsun!

Daha da önemli madde: Hedeflerin olsun!
Çocuk da yaparım kariyer de diyebilirsin ya da evimin kadını olcam da
diyebilirsin. Ama hayatta seni mutlu edecek, kaliteli bir yaşam sürmeni
saplayacak SMART (Specific / Measurable / Attainable / Realistic / Timely) yani (Belirli / Ölçülebilir / Kabul gören / Gerçekçi / Zamana bağlı) hedeflerin
olsun; yalnızca kurumsal hayatta yılsonu bonusu için değil her şey için geçerli
bu metod.

15. Zamana bırak.

Zamana bırak.
Herşeyi…

Bonus: Sadeleş, kendini ve çevreni affetmeyi öğren.

Bonus: Sadeleş, kendini ve çevreni affetmeyi öğren.
Çünkü sen buna değersin.

Artık asla kendine acımayacaksın ve her yeni gün senin için başarı ve neşe olacak.

11011092_836377213076961_4363543156961457651_n[1]

Sen benim en büyük mucizemsin.
Sen dünyanın en büyük mucizesisin.
Başarı ve mutluluğun üç kuralı var.
Şükretmen gerekenleri gör ! Nadideliğini ilan et ! Bir mil daha git !
Sabırlı ol. Bunlar göz açıp kapayıncaya kadar olmaz. Zorluklarla kazandıkların elinde daha uzun süre kalır.
Yeni hayatına başlarken korkma. Her soylu başarı, risklerini de beraberinde taşır. Birini kazanmaktan korkan, daha fazlasını hiç kazanamaz. Artık bir mucize olduğunu biliyorsun, ve mucizede korku olmaz.
Gururlan. Sen dikkatsiz bir yaratıcının bir laboratuardaki deneyinin ürünü değilsin. Anlayamadığın güçlerin esiri değilsin. Sen yalnızca benim gücümün özgür bir dışa vurumunun, yalnızca benim sevgimin ürünüsün. Sen bir amaçla yapıldın. Elimi hisset. Sözlerimi duy.
Bana ihtiyacın var… ve benim de sana.
Yeniden inşa edeceğimiz bir dünyamız var. Bunun için bir mucize gerekiyorsa bundan bize ne? Her ikimiz de mucizeyiz ve şimdi birbirimize sahibiz.
Seni dev bir dalgadan alıp, çaresizce kumlara çarptığım günden beri sana olan inancımı hiç kaybetmedim. Zamanı ölçmeye kalkarsan, bu beş yüz milyon yıl önceydi. Otuz bin yıl önce kusursuzluğa ulaşana dek, bir çok model, şekil, ölçü denedim. Bunca yıldır seni düzeltmek için hiç çaba sarf etmedim.
Bir mucize nasıl düzeltilebilir ki? Sen bir mücevherdin ve ben de memnun olmuştum. Sana bu dünyayı ve hakimiyetini verdim. Sonra tam potansiyeline ulaşman için, bir kez daha sana elimi verdim, evrendeki hiçbir yaratığa bahşedilmeyen güçler verdim.

Sana düşünme gücü verdim.
Sana sevme gücü verdim.
Sana seçme gücü verdim.
Sana gülme gücü verdim.
Sana hayal etme gücü verdim.
Sana yaratma gücü verdim.
Sana plan yapma gücü verdim.
Sana konuşma gücü verdim.
Sana dua etme gücü verdim.
Seninle sınırsız bir gurur duyuyorum. Sen benim son eserimsin, benim en büyük mucizemsin. Tam bir yaşayan varlık. Her iklime, her güçlüğe, her zorlamaya uyum sağlayabilen. Benden yardım beklemeden kendi kaderiyle başa çıkabilen. Kendisi ve insanlık için en iyiyi, içgüdüleriyle değil düşünceyle gösterebilen.
Böylece, başarı ve mutluluğun dördüncü kuralına geldik ; hiçbir meleğime vermediğim bir güç bu.
Sana seçme gücü verdim.
Bu armağanla seni meleklerimden de üst seviyeye koydum ; çünkü meleklerin günahı seçme hakları yoktur. Sana kaderinin tüm kontrolünü verdim. Kendi özgür iradenle kendi yaradılışının doğasını belirlemene izin verdim. Ne cennete ne de dünyaya ait olmak zorundasın, kendini istediğin şekle sokmakta özgürsün. En düşük yaşam biçimini benimsemekte özgürsün, ya da ruhunun değerlendirmesiyle, en yüce formda yeniden doğabilirsin ki onlar ilahidir.
Senin yüce gücünü, seçme gücünü elinden almadım hiç. Bu inanılmaz güçle ne yaptın ? Kendine bak. Yaşamında yaptığın seçimleri düşün ve hatırla, şimdi o acı anları yaşamamak için bir şansın daha olsaydı, dizlerinin üzerine çökerdin.
Geçmiş geçmiştir. Şimdi dördüncü büyük kuralı biliyorsun, mutluluk ve başarının dördüncü kuralını. Seçme gücünü akıllıca kullan.

Sevmeyi seç…nefreti değil.
Gülmeyi seç…ağlamayı değil.
Yaratmayı seç…yok etmeyi değil.
Azmi seç…vazgeçmeyi değil.
Yüceltmeyi seç…dedikoduyu değil.
İyileştirmeyi seç…yaralamayı değil.
Vermeyi seç…ertelemeyi değil.
Büyümeyi seç…bozulmayı değil.
Dua etmeyi seç…küfretmeyi değil.
Yaşamayı seç…ölmeyi değil.
Artık şanssızlıklarının benim isteğime bağlı olmadığını biliyorsun, tüm güç senin içindeydi ve seni insanlıktan çıkaran davranışların ve düşüncelerin senin yaptıklarının sonucuydu, benim yaptıklarımın değil. Senin küçük doğan için benim güç armağanlarım çok fazlaydı. Artık büyüdün, akıllandın ve toprağın meyveleri senin olacak.
Sen harikalıklarla dolusun. Potansiyelinin sınırı yok. Yarattıklarımın içinde senden başka kim ateşi buldu ? Kim yerçekimi kanununu keşfetti, gökyüzünü delip geçti, hastalıklara şifa buldu?
Bir daha asla kendini aşağılama.
Hiçbir zaman yaşamın kırıntılarıyla yetinme.
Bugünden itibaren asla yeteneklerini gizleme.
Bugünden zevk al…ve yarından, yarınlardan.
Sen dünyanın en büyük mucizesini gerçekleştirdin.
Sen yaşayan bir ölü olmaktan kurtuldun.
Artık asla kendine acımayacaksın ve her yeni gün senin için başarı ve neşe olacak.
Sen yeniden doğdun…Daha önce olduğu gibi, başarısızlık ve mutsuzluğu ya da başarı ve mutluluğu seçebilirsin. Seçim senin. Seçim tamamen senin.
Ben ancak, önceki gibi, izleyebilirim…gururla…ya da acıyla.
O halde, mutluluk ve başarının dört kuralını anımsa.
Şükretmen gerekenleri gör.
Nadideliğini ilan et.
Bir mil daha git.
Seçme gücünü akıllıca kullan.
Diğer dördünü gerçekleştirebilmek için, bir şey daha yap. Her şeyi sevgiyle yap…kendini severek, başkalarını severek ve beni severek.
Gözyaşlarını sil. Uzanıp elimi tut ve dik dur.
Bugün sana şu bildirildi ;
Sen Dünyanın En Büyük Mucizesisin heart ifade simgesi

kaynak: yelda çetiner

Ruhsal Büyüme... kategorisinde yayınlandı. 2 Comments »

Tomorrowland- Yarının Dünyası

yarinin-dunyasi-izle[1]

Oh be sonunda biri düşüncelerimi anlatan bir film yapılmış. Son dönemdeki her film dünyanın sonunun geldiğini ve artık çare olmadığını ve uzaydaki yeni yaşamı anlatıyordu. Bu film ise bu düşünceye kulak asmamamız gerektiğini,  kolaycılık ve rahata kaçma yerine mücadele etmemizi, bugün hala bir şeyler değiştirebileceğimizi müjdeliyor. Tabi eğer çalışırsak, uğraşırsak, bunu ciddiye alırsak. Ve bunu ciddiye alan herkese üstünde T harfi olan bir rozet dağıtmak istiyorum filmdeki gibi…

Ayrıca filmde beni çok etkileyen bazı sahneleri ise şöyle sıralamak istiyorum: zamanı durdurabilmek, bir boyuttan başka bir boyuta geçebilmek, bu dünyada ışınlanma, kişisel uçma aygıtı,  yer üstünden giden trenler…

Filme tek kelimeyle bayıldım, verdiği mesajlar, vermek istediğim mesajlar… Bu dünya için çalışın ama şimdi çalışın… Mutlaka gidin derim…

Not: Tabi ki Cloony’i seyretmek te başlı başına bir zevk:)

Sağlıcakla,

Anette İnselberg

Git Şu Kadını Elle… Git Şu Kadını Elle…

640x480_8684yigit_ozgur_karikaturleri_0979[1]

Karikatür kategorisinde yayınlandı. Leave a Comment »

Keçi sütünün faydaları…

keçi-sütü[1]

KEÇİ SÜTÜ

Pek çoğumuz keçi sütünün satıldığını bile bilmeyiz. Bu yüzden ülkemizde fazla tüketilmez. Oysaki keçi sütü anne sütüne en yakın olan süttür. Doğal olan her besinin şifa dağıtması gibi keçi sütü de şifalar dağıtmaktadır. Diğer sütlere nazaran içerdiği bol muhteviyatı nedeni ile doktor reçetelerinde bulunmayı hak ediyor. Yazımızı okuduğunuzda keçi sütünün faydaları hakkında birçok bilgi öğrenecek ve ‘ keçi sütünü en yakın nereden temin edebilirim’ sorusunun cevabını arayacaksınız. Şifalı olması temennisi ile…

Keçi sütünün özellikleri

Keçi sütü, inek sütü gibi içimlik süt olarak tüketilebilme özelliğine sahiptir.
Keçi sütü homojenize özelliğine sahip olduğu ve içinde çok sayıda küçük yağ molekülü bulunduğu için kolay sindirilir. Bu sebeple yaşlı ve çocukların beslenmesinde önemli role sahiptir.
Keçi sütü proteinleri diğer sütlerdeki esansiyel yani dışarıdan alınması gereken proteinlerden daha fazla bulunmaktadır. Bu durum, inek sütü kullanması sakıncalı olan bebeklerde alternatif sağlar.
Fosfor elementini kayda değer derecede bulundurmaktadır. Bu durum et ve balık tüketmeyen kişilerde önem taşımaktadır.
İnek sütüne nazaran keçi sütü anne sütüne daha yakın benzerlik gösterir.
Keçi sütündeki kalsiyum anne sütündekinden 4 kat daha fazladır.
Keçi sütünün, vitamin A, fosfor, magnezyum ve selenyum miktarı açısından da anne sütüne daha yakındır.
Bakteri oranı diğer sütlere göre daha azdır. Tüberküloz ve brusellos gibi patojenler de görülmemektedir.
Keçi sadece doğal yollardan yani ağaç yaprakları ve ot yediği için eti ve sütü de doğaldır. İnekler ve koyunlar gibi yem yemez.
Maraş dondurmasının en önemli özelliği de keçi sütü kullanılarak yapılmasıdır.

KEÇİ SÜTÜNÜN FAYDALARI

Sindirim rahatsızlıklarında mide asitlerini dengeler, bağırsak sağlığınızı korur.
Astım,
Alerji yapmaz.
Sindirim sistemi rahatsızlıkları,
Hazım sorunları,
Cilt hastalıkları,
Bebek egzamaları,
Varis,
Canlıda iltihaplanmayı önleyici,
Diş ve kemikler için iyi bir kalsiyum kaynağı,
Geceleri oluşan öksürük nöbetleri,
El, yüz ve cinsel organlardaki egzamaları yok eder,
Bebeklerde ani ölümlerin önüne geçilmesi
İlaçların kullanılmasını gerektiren hazım sorunlarında ve peptik ülserlerin tedavisinde yarar sağlar.

Bitki Alemi kategorisinde yayınlandı. Etiketler: . Leave a Comment »

Keçi sütünün faydaları

 keçi-sütü[1]

KEÇİ SÜTÜ

Pek çoğumuz keçi sütünün satıldığını bile bilmeyiz. Bu yüzden ülkemizde fazla tüketilmez. Oysaki keçi sütü anne sütüne en yakın olan süttür. Doğal olan her besinin şifa dağıtması gibi keçi sütü de şifalar dağıtmaktadır. Diğer sütlere nazaran içerdiği bol muhteviyatı nedeni ile doktor reçetelerinde bulunmayı hak ediyor. Yazımızı okuduğunuzda keçi sütünün faydaları hakkında birçok bilgi öğrenecek ve ‘ keçi sütünü en yakın nereden temin edebilirim’ sorusunun cevabını arayacaksınız. Şifalı olması temennisi ile…

Keçi sütünün özellikleri

Keçi sütü, inek sütü gibi içimlik süt olarak tüketilebilme özelliğine sahiptir.
Keçi sütü homojenize özelliğine sahip olduğu ve içinde çok sayıda küçük yağ molekülü bulunduğu için kolay sindirilir. Bu sebeple yaşlı ve çocukların beslenmesinde önemli role sahiptir.
Keçi sütü proteinleri diğer sütlerdeki esansiyel yani dışarıdan alınması gereken proteinlerden daha fazla bulunmaktadır. Bu durum, inek sütü kullanması sakıncalı olan bebeklerde alternatif sağlar.
Fosfor elementini kayda değer derecede bulundurmaktadır. Bu durum et ve balık tüketmeyen kişilerde önem taşımaktadır.
İnek sütüne nazaran keçi sütü anne sütüne daha yakın benzerlik gösterir.
Keçi sütündeki kalsiyum anne sütündekinden 4 kat daha fazladır.
Keçi sütünün, vitamin A, fosfor, magnezyum ve selenyum miktarı açısından da anne sütüne daha yakındır.
Bakteri oranı diğer sütlere göre daha azdır. Tüberküloz ve brusellos gibi patojenler de görülmemektedir.
Keçi sadece doğal yollardan yani ağaç yaprakları ve ot yediği için eti ve sütü de doğaldır. İnekler ve koyunlar gibi yem yemez.
Maraş dondurmasının en önemli özelliği de keçi sütü kullanılarak yapılmasıdır.

KEÇİ SÜTÜNÜN FAYDALARI

Sindirim rahatsızlıklarında mide asitlerini dengeler, bağırsak sağlığınızı korur.
Astım,
Alerji yapmaz.
Sindirim sistemi rahatsızlıkları,
Hazım sorunları,
Cilt hastalıkları,
Bebek egzamaları,
Varis,
Canlıda iltihaplanmayı önleyici,
Diş ve kemikler için iyi bir kalsiyum kaynağı,
Geceleri oluşan öksürük nöbetleri,
El, yüz ve cinsel organlardaki egzamaları yok eder,
Bebeklerde ani ölümlerin önüne geçilmesi
İlaçların kullanılmasını gerektiren hazım sorunlarında ve peptik ülserlerin tedavisinde yarar sağlar.
Yazının devamını oku »

Bitki Alemi kategorisinde yayınlandı. Etiketler: . Leave a Comment »

Buz kalıplarıyla yapılabilecek 7 yaratıcı tarif…

buz-kaliplariyla-yapilabilecek-7-yaratici-tarif-5414379[1]

 

Biraz çikolata ve üzerine birer çilek koyarak enfes tatlılar hazırlayabilirsiniz.

Meyveli yoğurdun kalan kısmını dondurabilirsiniz.

Fıstık ezmesi, çikolata ve balı karıştırarak enfes çikolatalı küpler yapabilirsiniz.

Hindistancevizi sütü ve meyve pürelerini dondurarak eğlenceli buz kalıpları elde edebilirsiniz.

Kalıp soğuyan kahveyi atmak yerine buz kalıplarında dondurun. Üzerine soğuk süt ekleyerek soğuk kahve yapabilirsiniz.

Zeytinyağı ve taze otları birlikte dondurarak zeytinyağlı yemeklerde kullanmak üzere yağ küpleri oluşturabilirsiniz.

Buz küplerinde minik parçalı meyveler ile suyu birlikte dondurarak limonata gibi içecekler için aromalı buzlar elde edebilirsiniz.

kaynak: milliyet- pembe nar

CUNDA’DA AŞIKLAR TEPESİ…

Arabayla yolculuk yapmayı oldum olası sevmişimdir. Arkadaşlar da beni kırmadılar, İstanbul’dan Alaçatı’ya arabayla geze geze gitme fikrime katıldılar.

C-17

Cunda da bu yolculuk sırasında ara duraklarımızdan biriydi. Cunda’ya varır varmaz önce otelimiz YundAntik Cunda Konakları’na yerleştik. Beş çayı vaktine denk geldiğimizden ikramları olan çay, simit ve poğaçamızı otelin verandasında afiyetle yedik. Sonra “heyyyt bizi kim tutar” diyerekten kendimizi Cunda’nın patika yollarına bıraktık.

C-2

Dar sokaklarda azcık dolaştık, çiçeklerin, sarmaşıkların sarmaladığı evlerin önünde fotoğraflar çektirdik, arkasından deniz kenarına indik. Buranın meşhur yerlerinden biri olan Taş Kahve’sine kurulduk. Bundan birkaç sene önce geldiğimizde Taş Kahve’nin deniz kenarında da yeri vardı, şimdi düzenleme yapılmış, bir sıra içeri çekilmiş. Buna biraz bozulmadım desem yalan olur.

C-6

Denize nazır oturmanın tadı başka oluyor açıkçası. Neyse sakızlı kahvelerimizi söyledik ve sahildeki balıkçı lokantalarını seyredip hangisinde yiyeceğimize karar vermeye çalıştık. Ama veremedik en iyisi tek tek gezmek dedik.

C-7

Hepsinin mezelerini ayrı ayrı inceledik ve gözümüze hoş gelen birinin tahta masalarına kuruluverdik. O kadar sorduk ki şu var mı, bu var mı diye, masamızı bir donattılar anlatamam. Sınırsız meze çeşidi dedikleri bu olsa gerek. Kalamar dolması, ahtapot, fava, deniz börülcesi, köpeoğlu, kırmızı biber közleme, papalina balığı derken tıka basa doymuş şekilde masadan kalktık.

Meze

Fakat yemeğe son verebilir miyiz? Asla. Neden? Çünkü tatildeyiz.

C-14

Yemeğin üzerine yörenin meşhur karadutlu ve sakızlı dondurmasını yiyip çarşısını gezmeye gittik. Geçen gelişimizde küçük olan çarşı bu sefer almış başını gitmiş. Bütün yan sokakları ileri geri kendi bünyesine katmış.

C-11

Tabi ki tüm sokaklara girmek çıkmak görevim olduğundan pazarı gezmek tahminimizden daha çok vaktimizi alıyor. Ama çok eğleniyoruz. Şile bezi elbiseler, hediyelik eşyalar, çantalar alıp elimiz kolumuz poşetlerle dolu otelimizin yolunu tutuyoruz.

C-8

Sabah kahvaltıdan sonra Koç ailesinin restore edip müzeye çevirdiği tarihi Taksiyarhis kilisesini geziyoruz. Müzenin içinde tarihi arabaları, bisikletleri, gravürleri tek tek inceliyoruz. Arkasından yürüye yürüye Aşıklar Tepesine çıkmaya başlıyoruz. Çıkarken yöreye özgü bademli yeşil zeytin almayı da ihmal etmiyoruz.

C-5

Aşıklar tepesindeki ‘’Agios Yannis’’ kilisesi Edremitli iki kesiş tarafından Fatih Sultan Mehmet’in İstanbul’u fethinden kısa bir süre önce Aziz Yahya’ya atfen inşa edilmiş. Seneler içinde yıkılıp harabeye dönmüş ve Koç ailesi tarafından restore edilip kütüphane’ye çevrilmiş, yanına da çok hoş bir café (bir de çok hoş bir değirmen) yapılmış. Tepeye varınca önce kütüphaneyi geziyoruz sonra da caféye kurulup buz gibi limonata siparişi veriyoruz. Tepenin manzarası muazzam olduğundan defalarca foto çekiyoruz. Seyretmeye doyamıyoruz.

C-9

Eeee bu kadar yeme içmeden sonra sıra denize girmeye geliyor. Ben pek deniz sevmem ama arkadaşlara uymak lazım. Buranın sessiz, sakin yerlerinden olan Patricia plajına gidiyoruz. Deniz diz seviyesini geçmediği için su sıcacık (tam sevdiğim gibi). Kumların üstünde keyif yapıp azcık güneşliyoruz. Birbirimizi ıslatıyoruz. Eğeleniyoruz anlayacağınız. Sonra ben bir bilen olarak karşımızdaki güvercin adasının üzerindeki Agios Yorgis Manastırının hikayesini anlatıyorum. Geçmiş dönemlerde tüm hayatları boyunca günah işleyen korsanlar, yaşlanıp ölüm korkusuna kapıldıklarında tabi günahlarıyla ölmek istemiyorlar. Ve bu manastıra gelip af dileyerek, ömürlerinin son senelerini geçiriyorlar. Pişmanlıkları kabul olur mu bilinmez diyerek giyinmeye başlıyoruz.

C-10

Balık yemek istemediğimizden adanın pizza yapan lokantası Uno’ya doğru yollanıyoruz. Terasında oturup güneşin batışını seyrediyoruz ve nefis yemekleri midemize indiriyoruz. Sabah yola devam edeceğimizden fazla oyalanmadan otelimize gidip odalarımıza çekiliyoruz. Cunda adası sakin ve kendine özgü havası, taşlı sokakları, Aşıklar tepesiyle, çarsısıyla sizleri bekliyor. Kaçırmayın…Sağlıcakla,

Anette INSELBERG

Suskunluğum asaletimden falan değil laf anlatmaktan bıktım…

11058730_742790865843386_2850341971004776115_n[2]

 

 

Suskunluğum asaletimden falan değil laf anlatmaktan bıktım…
Baatin

Bir kıza “kelebek gibi duruyorsun” desem hoşuna gider ama “yarın geberecek gibi duruyorsun” desem kafamı kırar. Al sana üslup farkı.

11058730_742790865843386_2850341971004776115_n[2]

Bir kıza “kelebek gibi duruyorsun” desem hoşuna gider ama “yarın geberecek gibi duruyorsun” desem kafamı kırar. Al sana üslup farkı.

Karikatür kategorisinde yayınlandı. Leave a Comment »

Yetişkinlerde Bağlanma Bozukluğu

yetiskinlerde_baglanma_bicimleri[1]

Yetişkinlikte bağlanma bozukluğu; çocukluktaki çözülememiş bağlanma problemlerinin etkileri yetişkin yaşamda da belirgin şekilde kendini göstermesidir. Çocuklukta gelişen bağlanma şekli kişinin yetişkin yaşamını da ciddi düzeyde etkiler. Yetişkin yaşamda da bağlanma problemi yaşayan kişiler kolay incinirler ve güvenli ilişki kurmakta zorlanırlar. Bu durum yaşamları boyunca benzer ilişkiler kurarak devam eder ve hep aynı döngüyü yaşamak bu kişiler için rahatsızlık vericidir. Kişi ilişkisinde kendini güvende hissetmiyorsa reddedilmek veya reddedilmeye yönelik davranışları vardır ancak bu davranışlarını ayırt etmek kişi için oldukça zordur. Diğer bir görünümü de kişi kendini güvende hissetmediğinde endişeleri nedeniyle partnerine yapışabilir. Bağlanmanın yetişkinlerde de farklı stilleri vardır.

Kaçınıcı bağlanan yetişkinler; Bu kişiler de takıntılı biçimde güvende hissetmek  ihtiyacındadırlar. Güvende hissetmediklerinde pasif şekilde ortamdan uzaklaşırlar. Yakın ilişkilerden korkarlar ve kaçınırlar. İdealize ilişkiler bekledikleri için kolay ilişki kuramazlar veya ilişkileri başlasa da kısa süre sonra sona erer. Bu kişiler insanlarla birlikte çalışmak yerine kendi başına çalışmayı tercih eden kişilerdir.

Kaygılı bağlanan yetişkinler; Karşı tarafa aşırı ilgi gösterirler. Bir süre sonrada değerli görülmediklerini hissederler.  Yaşadıkları ilişkiyi, birlikte oldukları kişiyi idealize ederler. Reddedilmeye karşı aşırı hassastırlar. Partnerleri yaşamlarının merkezindedir. Yaşamını ondan gelen tepkilere göre şekillendirir. Zihninde ilişkiyle çok fazla uğraşır. Duyguları hızla değişir ve duygularını abartılı şekilde yaşarlar.

Güvenli bağlanan yetişkinler; Güvenli bağlanan kişiler yakın ilişki kurmakta zorlanmaz. Karşısındaki kişiye güven verir, kendi de güvenir(belirgin sorunlar yoksa) Tek başına olmaktan, yalnız kalmaktan kaygılanmaz. Karşı tarafın duygularını anlayabilir. Açık iletişim kurarlar.

Yetişkinlerde bağlanma bozukluğu üzerinde terapi ile çalışılır. Terapi de erken dönemdeki çocukluk yaşantıları üzerinde çalışılır. Çözülmemiş aile içi ilişki problemleri üzerinde durulur. Kişinin bağlanma şekline bağlı psikolojik tepkileri düzenlenir.

kaynak: uzman psikolog zehra erol

Ruhsal Büyüme... kategorisinde yayınlandı. Leave a Comment »