“3 3 9 6 8 1 5” sayısı Dr ve master Zhi Gang Sha tarafından bulunan bir enerji rekansıdır. Her şey için kullanabileceğiniz harika bir frekans yayma özelliği vardır.
Bu tip çalışmalarda enerjiyi yaymak için gördüğümüz sayıyı “üç üç dokuz altı sekiz bir beş” şeklinde okumamız gerekmektedir.
Şimdi vereceğim ritüeli beklenen veya beklenmeyen her türlü kaynaktan hayatınıza aşk, bolluk, bereket, şifa, neşe ve başarının girmesi için kullanabilirsiniz
Ritüel Malzemeleri:
Beyaz karton
Mor yaşam çiçeği (kendiniz çizebilir ya da baskısını alabilirsiniz)
5 adet taş baskısı (kendiniz de çizebilirsiniz)
2 mor bir beyaz mum ve altlıkları
Mor yazan kalem
Kibrit ya da çakmak
Bir bardak su
3 adet mor fiyonk (kartondan da yapabilirsiniz)
Ritüelin Yapılışı:
Gündüzden ritüel alanını hazırlıyorsunuz ve akşam dokuzdan sonra ritüeli yapmaya başlıyorsunuz. Öncelikle üç adet mumu yakarak ritüel alanını aktif hale getiriyorsunuz.
Önce taş baskıların arkasından da üç adet mor kurdelenin üzerine mor yazan kalemle “3 3 9 6 8 1 5” yazıyorsunuz ve içinizden de bu sayıları söylüyorsunuz.
Gözlerinizi kapatıp yukardan aşağıya inen mor ve beyaz ışıkla yıkandığınızı, temizlendiğinizi ve arındığınızı hissedin. Ve içinizden şu sözleri söyleyin:
“Mor ve beyaz ışıklarla arınma vakti. Temizleniyorum, şifalanıyorum değişiyorum ve dönüşüyorum. Mucizeleri hayatıma katıyorum. Üç üç dokuz altı sekiz bir beş, üç üç dokuz altı sekiz bir beş, üç üç dokuz altı sekiz bir beş frekansıyla titreşimim ve enerjimi yükselttim. Beklediğim veya beklemediğim her türlü kaynaktan hayatıma aşkı, bolluğu, bereketi, huzuru, neşeyi, başarıyı hayatıma çekiyorum, çekiyorum, çekiyorum. Üç üç dokuz altı sekiz bir beş, üç üç dokuz altı sekiz bir beş, üç üç dokuz altı sekiz bir beş frekansını çevreme yayıyorum. Tüm yaşam formumu tekrar hizalıyorum ve dileklerimi kendime çekiyorum. Oldu, oldu, oldu, teşekkür ederim, teşekkür ederim, teşekkür ederim”.
Ve arkasından ritüel alanındaki suyu içiyorsunuz. Suyun altındaki mor kurdeleyı cüzdanınıza koyuyorsunuz ve bir ay boyunca taşıyorsunuz. Mumları söndürüyorsunuz ve bir sonraki ritüel de kullanmak üzere tüm malzemeleri toplayıp saklıyorsunuz.
Diğer iki kurdeleyi üç gün içinde sevdiğiniz iki kişiye bir ay boyunca cüzdanlarında taşıması için veriyorsunuz.
Not 1: Bu ritüeli her zaman yapabilirsiniz.
Not 2: Ayda bir tekrarlamanızı tavsiye ederim.
Not 3: Mor kurdeleleri kendinize de saklayabilirsiniz
Not 4: Her ritüelde malzemeleri yenileyebilirsiniz eskileri de kullanabilirsiniz.
Not 5: Cüzdandan çıkardığınız kurdeleyi toprağa gömersiniz
Şifa olsun,
Anette İnselberg
Numerolojide her sayi belli bir renkle iliskilidir.
1. Kirmizi
2. Turuncu
3. Sari
4. Yesil
5. Mavi
6. Indigo
7. Mor
8. Pembe
9. Bronz
11. Gümüs
22. Altin
Aura taban rengi kisinin yasam yolu numarasiyla belirlenir. Bu, Pisagor numerolojisininen önemli sayisidir ve kisinin yasaminda ne yapmasi gerektigiyle ilgili oldugunu animsayin. Kisinin taban rengi ve yasam yoluna bagli olan renk genellikle -ama her zaman degil- aynidir.
Yasam yolu, kisinin dogum tarihinin tümünü toplayarak hesaplanir. Diyelim ki 28 Nisan 1980 tarihinde dogmus birinin rengini belirliyoruz. Bu sayilari toplariz: 4 ay 28 gün 1980 yil 2012 toplam Bu toplam, yani 2012, her basamagi birbirine eklenerek tek basamakli bir sayi haline getirilir: 2+0+1+2=5. Bu kisinin yasam yolu numarasi bestir. Bes, mavi renge baglidir. Demek ki bu kisinin aurasinin taban rengi çok büyük bir olasilikla mavidir.
Simdi toplami tek basamakli bir sayiya indirmenin iki istisnasini görecegiz. Bu, indirgeme sürecinde 11 ya da 22 ile karsilastiginiz durumdur. Bu sayilara numerolojide ana sayilar adi verilir ve 2 ya da 4’e indirgenemezler. Bunun nedeni, bu sayilara sahip insanlara bizden çok daha fazla potansiyel bahsedilmis olmasidir. Benim size anlattigim hesaplama yoluyla hiçbir ana sayiyi kaçirmazsiniz.
29 Subat 1944 yilinda dogmus iyi bir arkadasim var. Benim anlattigim yöntemle yasam yolunu hesapladigimizda 22 çikiyor. 2 ay 29 gün 1944 yil 1995 toplam, ve 1+9+7+5=22 Eger sayilari sirayla toplarsak ana sayiyi kaçiririz: 2 (ay)+2+9 (gün)+1+9+4+4 (yil)=31 ve 3+1=4. Bu nedenle gün, ay ve yili toplama islemi yaparak eklemek önemlidir. Sayilari tek tek toplayarak bir basamakli bir sayiya indirgemeyin.
Kirmizi Potansiyel: Liderlik Bu güçlü bir renktir. Insana güçlü bir ego ve basarili olmak için güçlü bir arzu verir. Bu renk çocuklukta çok bastirilmistir, özellikle de çocuk, ailenin arzularini yerine getirmeye zorlaniyorsa. Sonuç olarak aura bazen ezik, sikici görünür. Bu kisi yetiskinlige erince ve kendi ayaklarinin üzerinde durmaya baslayinca aurasi genisler ve insanin yapmak zorunda olduklarini yapmaya muktedir oldugunu gösterir. Taban rengi kirmizi olan kisiler baskalarina esin verecek enerji, karizma ve dürtülere sahip olduklari için genellikle sorumluluk isteyen, liderlik konumlarina otururlar. Sevgi doldu ve sicak kalpli olurlar, ayrica fiziksel anlamda da cesurdurlar. Kirmizinin negatif çizgileri sinirlilik hali ve bencilliktir.
Turuncu Potansiyel: Uyum ve isbirligi Turuncu sicak, sefkatli bir renktir ve genellikle sezgisel, dokunmayi seven, anlasmasi kolay insanlarin taban rengidir. Bu kisiler baskalarinin kendilerini rahat hissetmesini saglar ve sik sik kendilerini ‘bulanik sulari aritma’ görevinde bulurlar. Düsünceli, ayaklari yere basan, yetkin ve pratik insanlardir. Saglam bir duruslari vardir. Turuncunun olumsuz çizgileriyse tembellik ve ‘hiç de umurumda degil’ tavridir.
Sari Potansiyel: Yaraticilik, zihinsel parlaklik Taban rengi sari olan kisiler heyecanli, degisken ve heveslidirler. Hizli düsünürler, baskalarini eglendirmeyi ve eglenmeyi severler. Sosyaldirler, uzun sohbetleri severler, her türlü konuda konusurlar. Ögrenmeye meraklidirlar ama bir konuyu derinlemesine incelemektense pek çok konunun yüzeyinde kalmayi yeglerler. Negatif çizgileri utangaçlik ve yalan söylemeye egilimdir.
Yesil Potansiyel: Sifa Yesil barisçil bir renktir ve taban rengi yesil olan insanlar barissever ve dogal sifacilardir. Katilimci, güven veren ve cömerttirler. Sakin ve anlasilmasi kolay insanlardir ama gerekli oldugu zaman son derece inatçi olabilirler. Taban rengi yesil olan kimselerin fikrini degistirmenin tek yolu, o fikrin onlarin kendi fikri olduguna inanmalarini saglamaktir. Yesillerin negatif çizgileri katilik ve olaylara bakislarinda esneklik olmamasidir.
Mavi Potansiyel: Degiskenlik Bu kisiler genellikle pozitif ve hevesli olduklari için mavi, taban rengi için harika bir renktir. Sonuç olarak da bu kimselerin auralari genis ve parlaktir. Herkes gibi inis ve çikislari çoktur ama nasilsa zorluklari daha bir kolay asarlar. Mavi taban rengine sahip kisilerin yürekleri her zaman genç kalir. Samimi, dürüst insanlar olup, genellikle akillarindakileri söylerler. Mavinin negatif çizgisi isleri bitirmede güçlük çekmesidir. Islere baslamak konusunda çok iyidirler, büyük bir hevesle baslarlar ama bitirmek konusunda ayni azmi gösteremezler.
Indigo Potansiyel: Baskalarina karsi sorumluluk Bu rengi taban rengi olarak belirlemek güç olabilir çünkü kimi zaman neredeyse mora kaçar. Sicak, sifa veren ve doyurucu bir renktir. Taban rengi indigo olan kisiler genellikle insani yardim konulariyla ilgilenirler. Baskalarina yardim etmekten hoslanirlar, sevdikleri insanlar çevrelerindeyken çok büyük mutluluk yasarlar. Indigonun negatif çizgisi “hayir” demeyi becerememeleridir. Bu tür insanlar baskalari tarafindan çok rahatça kullanilir.
Mor Potansiyel: Tinsel ve entelektüel gelisme Taban rengi mor olan insanlar yasamlari boyunca tinselliklerini gelistirirler. Ne kadar gelistikleriyse auralarindaki bu rengin kalitesiyle ortaya çikar. Taban rengi mor olan kisiler dogalarinin bu yönünü genellikle reddetmeye çalisirlar. Bu onlara mutluluk getirmez ve sonunda yasamlariyla ne yapmalari gerektigini kesfederler. Ögrenmeye ve bilgelikleri artmaya baslayinca, auralari da genisler ve parlaklasir. Bu rengin negatif çizgisi baskalarina itici gelen bir üstünlük taslama olabilir.
Gümüs Potansiyel: Idealizm Gümüs, aurada sik rastlanan bir renk olmasina karsin taban rengi olarak pek sik rastlanmaz. Taban rengi gümüs olan insanlar büyük fikirlerle doludurlar ama ne yazik ki bu fikirlerin pek çogu pratik degildir. Bu insanlarin genellikle yeterince motivasyonu yoktur, hayalperesttirler, düslerini gerçege dönüstüremezler. Ancak bir kez motive olup da takip etmeye deger bir fikir yakaladiklarinda, bu kisilerdeki gelismeler izlemesi sevinç veren bir basari haline dönüsür.
Altin Potansiyel: Sinirsiz Bu, taban rengi açisindan en güçlü renktir. Insanlara genis boyutlu projeleri ve kafalarina koyduklari herseyi gerçeklestirme becerisi verir. Karizmatik, çok çaliskan, sabirli ve kendilerine amaç belirleyen kimselerdir. Yasamda en büyük basarilarini geç kazanirlar. Azizlerin ve öbür tinsel kisilerin baslarinin çevresindeki halenin genelde altin rengi olmasi bosuna degildir, bu onlarin sonsuz potansiyelini gösterir.
Pembe Potansiyel: Finansal ve maddi basari Bu narin görünümlü renk inatçi, kararli insanlarin auralarinin taban rengidir. Bu kisilerin çitalari yüksektir ve sarsilmaz bir kararlilikla amaçlarinin pesinden giderler. Güç ve sorumluluk gerektiren konumlara gelmeleri rastlanti degildir ama derinlerinde alçakgönüllü, sakin bir yasamdan hoslanan kisilerdir. Sevgi dolu, ince ve kibar, nazik insanlardir ve çevrelerinde sevdikleri kisiler oldugu zaman çok mutludurlar.
Bronz Potansiyel: Insancillik Bu, genellikle bir sonbahar tonudur ve neredeyse pasli olan görünümü son derece çekicidir. Taban rengi bronz olanlar sevgi dolu, baskalarina özen gösteren, insancil ve yardimsever insanlardir. Yumusak kalpli ve cömerttirler. Sonuç olarak da sik sik baskalarinin baskisi altinda kaldiklarindan ‘hayir’ demeyi ögrenmeleri gerekir.
Beyaz Potansiyel: Aydinlanma ve esin Beyaz safligin rengidir ve seyrek olarak taban rengi olarak rastlanir. Tüm renkler beyazdan geldigine göre, beyaz isigin öteki adidir. Taban rengi beyaz olan kisiler kendilerini silen, alçakgönüllü, azizler kadar insancildirlar. Egolari neredeyse yok gibidir ve kendilerinden çok baskalarinin iyiligiyle ilgilidirler. Bu insanlar son derece sezgisel ve yaslarinin ötesinde bilgedirler.
Richard Webster’in “Yeni Baslayanlar Için Aura Okuma” kitabindan alintidir.
Uluabat Gölü kenarındaki Eskikaraağaç Köyü’nde yaşayan balıkçı ile leyleğin 6 yıldır süren dostluğu ilgi çekiyor. Her sabah balıkçının kayığına konan leylek, payına düşen balıkları alıp yavrularının yanına gidiyor.
Bursa’nın Uluabat Gölü kenarındaki Eskikaraağaç Köyü’nde yaşayan balıkçı ile leyleğin 6 yıldır süren dostluğu görenleri şaşırtıyor.
İlkbaharda, Avrupa Leylek Köyleri Birliğine üye Bursa’nın Karacabey ilçesi Eskikarağaç Köyü’ne gelen leylek, burada yaşayan 64 yaşındaki balıkçı Adem Yılmaz’ı nerede olursa olsun buluyor. Leylek, göle açılan balıkçının kayığına konarak onun ikram ettiği balıkları havada kapıyor.
Leylek ile kurduğu iletişim ilgi çeken Adem Yılmaz, yaklaşık 10 yıldır Uluabat Gölü’nde balıkçılık yaptığını söyledi.
6 yıl önce göle ağları bıraktığında kayığına bir leylek konduğunu anlatan Adem Yılmaz, “Leyleği görünce şaşırdım. Çünkü daha önce leylekler kayıklara hiç konmuyordu. Karnının aç olduğunu hissettim ve balıkları ağlardan çıkarıp leyleğe atmaya başladım. Sonra leylek her sabah kayığıma gelmeye başladı.” dedi.
Leyleklerin yılın belli dönemlerinde Eskikaraağaç’a gelerek yuva yaptığını ve burada yavruladığını belirten Yılmaz, adını “Yaren” koyduğu leyleğin Eskikaraağaç’a geldiği zaman nerede olursa olsun kendisini bulduğunu dile getirerek, şunları söyledi:
“Yaren, buraya geldiği zaman ben 10 kilometre açıkta olsam bile beni buluyor. Beni tanıyor yani. Diğer kayıklara binmiyor, sadece benim kayığıma biniyor. Burada 50-60 civarında leylek yuvası var. Diğer leyleklerin hiçbiri kayıklara binmiyor. Leylek sadece benim kayığıma geliyor. Her yıl geldiğinde leyleği tanıyorum. Aramızda samimiyet ve sevgi var. O beni, ben de onu tanıyorum. Nerede olursam olayım beni bulur.”
“Başkalarından ürküyor”
Leyleğin kendini sevdirmediğini ve ona çok yaklaştığında kaçtığını vurgulayan Yılmaz, “Yarım metre yaklaştığım zaman kendini geri çekiyor ve uçarak uzaklaşıyor. Ürktüğü için uçuyor, tekrar yine kayığa konuyor.” ifadelerini kullandı.
Yılmaz, leyleklerin Eskikaraağaç’a geldiği zaman yuvalarını hazırladığını ve sonra yumurtlama dönemine geçtiğini aktararak, şöyle devam etti:
“Belli bir süre yavrular yumurtadan çıkıyor ve leylekler de yavrularını beslemek zorunda olduğu için yiyecek arayışına giriyor. Bu leylek de bana alışkın olduğu için sabahları göle açıldığımda gelip kayığıma konuyor ve 30-40 balık yiyor. Sonra da gidip yavrularını doyuruyor. Daha sonra tekrar kayığa gelip bir daha balık yiyor. Tekrar ona balık atıyorum, onları da yiyor. Burada 4-5 ay duruyorlar. Gidene kadar leylek hep benim yanımda. Nerede olursam olayım beni ve kayığımı tanıyor. Aramızdaki dostluk 6 yıldır sürüyor. Gölün ortasında bile olsam gelip kayığıma konuyor. Başkalarından ürküyor hayvan, bir tek bana alışkın. Leylek sevimli ve evcil bir hayvan. Hisli bir hayvan. Ben çok seviyorum. ‘Yaren’ dediğim zaman bana bakıyor.”
“Her göç döneminde yolunu gözlüyorum”
Her göç döneminde Yaren’in yolunu gözlediğini dile getiren Yılmaz, şunları anlattı:
“Alıştık birbirimize. Maalesef bir aya kadar Afrika tarafına göç edecekler. Gidecekleri için üzülüyorum. Göç ettikten sonra da gelmesi için sürekli onu bekliyorum. Balık sezonu zamanı leyleğin gelme zamanı. Ankara’ya bir akrabamı ziyarete gitmiştim. Orada havada leylekleri gördüm. ‘İçlerinde acaba benim leyleğim de var mı?’ diye düşündüm. O derece bekliyorum gelmesini. Leyleğin dört yavrusu oldu bu sene. Yavruları büyüdü, uçmaya başladı. Yavruları şu anda gelmiyor. Belki biraz daha büyüdükten sonra onlar da gelebilir gölün kenarına.”
Kaynak: bursaport
’Dileklerim Hayra Dönerek Bana Koşuyor’’ Ritüeli
Yeni aylar dilekleri dilemek için en uygun zamandır. Biz de dileklerimizin hayra dönerek bize koşması için bu ritüeli yapabiliriz.
Ritüel Malzemeleri:
4 adet defne yaprağı
Defne yaprağına altlık
Mumlara altlık
3 adet kırmızı mum
Yeşil karton
Yeşil iplik
Bir bardak su
Bardağın üzerine yazmak için yeşil kalem
Yaprakların üzerine yazmak için kalem
Sevdiğiniz bir takı
Kibrit ya da çakmak
Ritüelin Yapılışı:
Madde 1: Ritüel malzemelerini gün içinde fotoğraftaki gibi koyuyorsunuz.
Madde 2: Akşam dokuzdan sonra ritüel alanına geliyorsunuz önce tek adet defne yaprağını tütsü gibi yakıp söndürdükten sonra ritüel alanının üzerinde saat yönünün tersinde üç kere döndürüyorsunuz. Bunu yaparken ‘üzerimdeki tüm negatif enerjileri, olumsuz düşünceleri, olumsuz bakışları etkisizleştiriyorum, gönderiyorum, siliyorum’’ diyorsunuz.
Madde 3) Üç adet mumu yakıyorsunuz. Ve yakarken ‘’ dileklerim bana koşuyor, dileklerim bana koşuyor, dileklerim bana koşuyor’’ diyorsunuz.
Madde 4) Her defne yaprağına bir adet olmak üzere toplam üç adet dileğinizi, üç adet defne yaprağına yazıyorsunuz. Mürekkebin kuruması için defne yapraklarını kartonun üzerine koyuyorsunuz
Madde 5) Yeşil kaleminizle bardağınızın üzerini istediğiniz gibi süslüyorsunuz. Süslerken ‘’ dileklerim bana koşuyor, dileklerim bana koşuyor, dileklerim bana koşuyor’’ diyorsunuz.
Madde 6) Yeşil iple bardağı sarıp üç adet düğüm atıyorsunuz ve ‘’Allahım dileklerimi hayra döndürerek kendime bağladım, kendime bağladım, kendime bağladım’’ diyorsunuz.
Madde 7) Üç adet üzerine dilek yazılmış defne yaprağını ritüel alanındaki suya koyuyorsunuz. Ve en sevdiğiniz takıyı da suya koyuyorsunuz ve ‘’ dileklerim bana koşuyor, dileklerim bana koşuyor, dileklerim bana koşuyor’’ diyorsunuz.
Madde 8) Ritüel alanına bir tam gün dokunmuyorsunuz. Mumlar bitene kadar da söndürmüyorsunuz. Dilerseniz başka bir odada bekleyebilirsiniz.
Madde 9) Yakmış olduğunuz defne yaprağını dilediğiniz zaman evin dışında toprağa gömüyorsunuz
Madde 9) Bir tam gününüz dolunca takınızı sudan çıkarıp ‘’dileklerim bana koşuyor, dileklerim bana koşuyor, dileklerim bana koşuyor’’ diyerek takıyorsunuz. Ve 7 gün üzerinizden hiç çıkarmıyorsunuz.
Madde 10) Sudaki defne yapraklarını, ipi, mumdan kalanları evin dışında bir yerde toprağa gömüyorsunuz ve suyu da üstlerine döküyorsunuz
Madde 11) Kartonu, kalemleri, bardağı, altlıkları ve takıyı tekrar kullanabilirsiniz.
Madde 12) Üç ayrı kuruma ya da kişiye bağış yapıyorsunuz.
Tüm dileklerimiz hızlıca bize koşsun İnşAllah.
Hepinizi kocaman kocaman öpüyorum cancanlar
Şifa olsun,
Anette İnselberg
Bir Şaman öğretisi şöyle der:
Doğada hiçbir şey kendisi için yaşamaz…
Nehirler kendi suyunu içemez.
Ağaçlar kendi meyvelerini yiyemez.
Güneş kendisi için ısıtmaz.
Ay kendisi için parlamaz.
Çiçekler kendileri için kokmaz.
Toprak kendisi için doğurmaz.
Rüzgar kendisi için esmez.
Bulutlar kendi yağmurlarından ıslanmaz.
Doğanın anayasasında ilk madde şudur:
Her şey birbiri için yaşar!
Birbiri için yaşamak, doğanın kanunudur…
Eski çağlarda yürürlükte olan bir anlayıştı bu.
Bütünlüğü anlatırdı, özü iki cümleydi:
“Ben, biz olduğumuz zaman ben olurum.”
“Ben, ben olduğum için sen, sensin.”
Kam Davulu
EY CAN!
Kazandıkça bölüşemiyorsan ELİNİ sorgula.
Konuştukça kırıcı oluyorsan DİLİNI sorgula. Yürüdükçe menzilden çıkıyorsan YOLUNU sorgula. Ömür geçtikçe yerinde sayıyorsan GÜNÜNÜ sorgula. Sevildikçe vefasızlaşıyorsan GÖNLÜNÜ sorgula. Hangi hâlde olursan ol SONUNU sorgula…!
RUMİ
Evet 2020 ye girdik hatta Ocak ayını yarıladık bile. 2020 ‘nin enerjisiyle bir olmak hizalanmak ve uyumlanmak için harika bir ritüelim var. Bu ritüeli istediğiniz zaman yapabilirsiniz. (Perşembe yapmanızı daha çok tavsiye ederim.)
Ritüel malzemeleri
Yeşil karton
Turuncu mum ve altlığı
Bir tutam adaçayı tütsü yapmak için
Tütsü yapmak için 5 adet kibrit ve tütsü kabı
Altın ağacı çıktısı (kendiniz de çizebilirsiniz)
7 adet bir liralık madeni para
3 adet 500 kuruşluk madeni para
Turuncu ve yeşil fiyonk ya da ip
Tüy
Kavanoz
Bir tutam ıhlamur, çörek otu, ada çayı ve şeker
Bir paket çikolata
Beyaz kağıt
Turuncu yazan kalem
Kavanoz
Kibrit
Anahtar şeklinde kolye ucu (ya da sevdiğiniz bir uç)
Turuncu bir taş (sevdiğiniz bir başka taşda olabilir ya da çizebilirsiniz)
Ritüelin Yapılışı
Gündüzden ritüel alanının hazırlıyorsunuz. Akşam dokuzdan sonra turuncu mumu yakarak ritüeli başlatıyorsunuz.
Yeşil kartonun üzerine turuncu yazan kalemle ‘’2020 ‘ye uyumlanıyorum’’ yazıyorsunuz.
Kasenin içindeki ada çaylarını yakıp ritüel alanının üzerinde soldan sağa doğru üç kere çevirdikten sonra sırayla kibritleri yakmaya başlıyoruz.
Kibritleri yakarken şu sözleri söylüyoruz’ geçmiş senelerden üzerimde, bedenimde, ruhumda, bilinçaltımda, dna’mda, çakralarımda, enerjitik bedenimde beni sınırlayan, üzen ve acı çektiren tüm anı olay kişilerle negatif enerjitik bağımı kesiyorum, kesiyorum, kesiyorum”
Arkasından anahtar kolyeyi( ya da sevdiğiniz bir takıyı) sol elimize alıp kalp bölgemize götürüyoruz ve şu sözleri söylüyoruz ” 2020 enerjileriyle bir ve bütün olmayı, uyumlanmayı ve hizalanmayı seçiyorum. 2020’nin tüm kapılarımı açmasını seçiyorum. Beklediğim ve beklemediğim her türlü kaynaktan bolluğun ve bereketin aşkın başarının ve sağlığın hayatıma dolmasını seçiyorum. 2020 enerjilerine uyumlanmayı seçiyorum.2020′ nin tüm kapılarımı açmasını seçiyorum”deyin ve anahtar kolyeyi ( ya da sevdiğiniz bir takıyı) ağacın üstüne geri bırakın.
Beyaz kağıdı ve turuncu kalemi önünüze alın ve aklınıza gelen tüm dileklerinizi yazıyorsunuz ve dileklerinizin arkasına ”2020 ENERJİSİYLE UYUMLANDIM VE DİLEKLERİMİN OLMASINI SEÇİYORUM” yazıyorsunuz. Örnek olarak ”2020 eylül ayında harika bir araba alıyorum, üstü açılır ve mavi renkte ve sevdiklerimle harika gezilere gidiyorum 2020 enerjisiyle uyumlandım ve dileklerimin olmasını seçiyorum” gibi…
Dilekleri yazdığımız kağıtları katlayıp kavanozun içine atıyorsunuz, kuş tüyünü, ıhlamuru, şekeri, çörek otunu, kullanılmamış ada çayını, turuncu taşı (ya da sevdiğiniz bir taşı), altı adet bir lirayı ve 500 kuruşluk madeni paraları kavanozun içine atıyorsunuz. Yeşil ve turuncu iple ya da fiyonkla kavanozu bağlarken ” 2020 enerjilerine uyumlanıyorum, hizalanıyorum bir ve bütün oluyorum. 2020 dileklerimin olmasını seçiyorum, seçiyorum, seçiyorum” diyorsunuz ve ertesi gün size uyan bir zamana kadar ritüel alanına dokunmuyorsunuz.
Mum sönene kadar bekliyorsunuz. (başka odada bekleyebilirsiniz)
Ertesi gün sevdiğiniz takıyı ya da anahtar kolyeyi takıyorsunuz ve yedi gün boyunca hiç çıkarmıyorsunuz. Takıyı takarken ” 2020 enerjilerine bir olmayı uyumlanmayı dengelenmeyi ve hizalanmayı seçiyorum. 2020 dileklerimin omasını seçiyorum” diyorsunuz.
Yedinci bir lirayı cüzdanınıza koyuyorsunuz ve ocak sonuna kadar saklıyorsunuz. Sonra kullanabilirsiniz.
Yeşil ve tutuncu fiyonkla bağladığınız ”2020 uyumlanma kavanozunuzu” mutfakta (kapıdan girerken) sol tarafa koyuyorsunuz. Orada istediğiniz kadar tutuyorsunuz sonra içindeki malzemeleri kullanıp ritüeli tekrarlayabilirsiniz.
Mumdan arta kalanları ve tütsü yaptığınız ada çayından kalanları evin dışındaki bir toprağa gömüyorsunuz. Kibritleri çöpe atıyorsunuz.
Kartonu, takıyı ve altın ağacı çıktısını daha sonra kullanabilirsiniz.
Çikolatayı ev halkı yiyebilir ya da etrafa dağıtabilirsiniz.
Şifa olsun,
Anette İnselberg
Evet 2020 ye girdik hatta Ocak ayını yarıladık bile. 2020 ‘nin enerjisiyle bir olmak hizalanmak ve uyumlanmak için harika bir ritüelim var. Bunu ritüeli istediğiniz zaman yapabilirsiniz. (Perşembe yapmanızı daha çok tavsiye ederim.)
Ritüel malzemeleri
Yeşil karton
Turuncu mum ve altlığı
Bir tutam adaçayı tütsü yapmak için
Tütsü yapmak için 5 adet kibrit ve tütsü kabı
Altın ağacı çıktısı (kendiniz de çizebilirsiniz)
7 adet bir liralık madeni para
3 adet 500 kuruşluk madeni para
Turuncu ve yeşil fiyonk ya da ip
Tüy
Kavanoz
Bir tutam ıhlamur, çörek otu, ada çayı ve şeker
Bir paket çikolata
Beyaz kağıt
Turuncu yazan kalem
Kavanoz
Kibrit
Anahtar şeklinde kolye ucu (ya da sevdiğiniz bir uç)
Turuncu bir taş (sevdiğiniz bir başka taşda olabilir ya da çizebilirsiniz)
Ritüelin Yapılışı
Gündüzden ritüel alanının hazırlıyorsunuz. Akşam dokuzdan sonra turuncu mumu yakarak ritüeli başlatıyorsunuz.
Kasenin içindeki ada çaylarını yakıp ritüel alanının üzerinde soldan sağa doğru üç kere çevirdikten sonra sırayla kibritleri yakmaya başlıyoruz.
Kibritleri yakarken şu sözleri söylüyoruz’ geçmiş senelerden üzerimde, bedenimde, ruhumda, bilinçaltımda, dna’mda, çakralarımda, enerjitik bedenimde beni sınırlayan, üzen ve acı çektiren tüm anı olay kişilerle negatif enerjitik bağımı kesiyorum, kesiyorum, kesiyorum”
Arkasından anahtar kolyeyi( ya da sevdiğiniz bir takıyı) sol elimize alıp kalp bölgemize götürüyoruz ve şu sözleri söylüyoruz ” 2020 enerjileriyle bir ve bütün olmayı, uyumlanmayı ve hizalanmayı seçiyorum. 2020’nin tüm kapılarımı açmasını seçiyorum. Beklediğim ve beklemediğim her türlü kaynaktan bolluğun ve bereketin aşkın başarının ve sağlığın hayatıma dolmasını seçiyorum. 2020 enerjilerine uyumlanmayı seçiyorum.2020′ nin tüm kapılarımı açmasını seçiyorum”deyin ve anahtar kolyeyi ( ya da sevdiğiniz bir takıyı) ağacın üstüne geri bırakın.
Beyaz kağıdı ve turuncu kalemi önünüze alın ve aklınıza gelen tüm dileklerinizi yazıyorsunuz ve dileklerinizin arkasına ”2020 ENERJİSİYLE UYUMLANDIM VE DİLEKLERİMİN OLMASINI SEÇİYORUM” yazıyorsunuz. Örnek olarak ”2020 eylül ayında harika bir araba alıyorum, üstü açılır ve mavi renkte ve sevdiklerimle harika gezilere gidiyorum 2020 enerjisiyle uyumlandım ve dileklerimin olmasını seçiyorum” gibi…
Dilekleri yazdığımız kağıtları katlayıp kavanozun içine atıyorsunuz, kuş tüyünü, ıhlamuru, şekeri, çörek otunu, kullanılmamış ada çayını, turuncu taşı (ya da sevdiğiniz bir taşı), altı adet bir lirayı ve 500 kuruşluk madeni paraları kavanozun içine atıyorsunuz. Yeşil ve turuncu iple ya da fiyonkla kavanozu bağlarken ” 2020 enerjilerine uyumlanıyorum, hizalanıyorum bir ve bütün oluyorum. 2020 dileklerimin olmasını seçiyorum, seçiyorum, seçiyorum” diyorsunuz ve ertesi gün size uyan bir zamana kadar ritüel alanına dokunmuyorsunuz.
Mum sönene kadar bekliyorsunuz. (başka odada bekleyebilirsiniz)
Ertesi gün sevdiğiniz takıyı ya da anahtar kolyeyi takıyorsunuz ve yedi gün boyunca hiç çıkarmıyorsunuz. Takıyı takarken ” 2020 enerjilerine bir olmayı uyumlanmayı dengelenmeyi ve hizalanmayı seçiyorum. 2020 dileklerimin omasını seçiyorum” diyorsunuz.
Yedinci bir lirayı cüzdanınıza koyuyorsunuz ve ocak sonuna kadar saklıyorsunuz. Sonra kullanabilirsiniz.
Yeşil ve tutuncu fiyonkla bağladığınız ”2020 uyumlanma kavanozunuzu” mutfakta (kapıdan girerken) sol tarafa koyuyorsunuz. Orada istediğiniz kadar tutuyorsunuz sonra içindeki malzemeleri kullanıp ritüeli tekrarlayabilirsiniz.
Mumdan arta kalanları ve tütsü yaptığınız ada çayından kalanları evin dışındaki bir toprağa gömüyorsunuz. Kibritleri çöpe atıyorsunuz.
Kartonu, takıyı ve altın ağacı çıktısını daha sonra kullanabilirsiniz.
Çikolatayı ev halkı yiyorsunuz.
Şifa olsun,
Anette İnselberg