Kapılarını açmak mı istiyorsun ?

tatlı 2

Çalakalem Yazılarım... kategorisinde yayınlandı. Leave a Comment »

Çözüm Odaklı…

67816942_351833089069212_8623922540818989056_n[1]

Çalakalem Yazılarım... kategorisinde yayınlandı. Leave a Comment »

Ağustos Yeni Ayına Özel: Dileklerim Bana Koşuyor Ritüeli…

dileklerim bana koşuyor

 

Bu ritüeli 31 temmuz – 9 ağustos arası yapabilirsiniz. Aynı zamanda her yeni ayda da tekrar edebilirsiniz. Yeni aylar dilek dilemek içn en uygun zaman aralığıdır.
Ritüel Malzemeleri:
4 adet defne yaprağı
Defne yaprağına altlık
Mumlara altlık
3 adet kırmızı mum
Yeşil karton
Yeşil iplik
Bir bardak su
Bardağın üzerine yazmak için yeşil kalem
Yaprakların üzerine yazmak için kalem
Sevdiğiniz bir takı
Kibrit ya da çakmak
Ritüelin Yapılışı:
Madde 1: Ritüel malzemelerini gün içinde fotoğraftaki gibi koyuyorsunuz.
Madde 2: Akşam dokuzdan sonra ritüel alanına geliyorsunuz önce tek adet defne yaprağını tütsü gibi yakıp söndürdükten sonra ritüel alanının üzerinde saat yönünün tersinde üç kere döndürüyorsunuz. Bunu yaparken ‘üzerimdeki tüm negatif enerjileri, olumsuz düşünceleri, olumsuz bakışları etkisizleştiriyorum, gönderiyorum, siliyorum’’ diyorsunuz.
Madde 3) Üç adet mumu yakıyorsunuz. Ve yakarken ‘’ dileklerim bana koşuyor, dileklerim bana koşuyor, dileklerim bana koşuyor’’ diyorsunuz.
Madde 4) Her defne yaprağına bir adet olmak üzere toplam üç adet dileğinizi, üç adet defne yaprağına yazıyorsunuz. Mürekkebin kuruması için defne yapraklarını kartonun üzerine koyuyorsunuz
Madde 5) Yeşil kaleminizle bardağınızın üzerini istediğiniz gibi süslüyorsunuz. Süslerken ‘’ dileklerim bana koşuyor, dileklerim bana koşuyor, dileklerim bana koşuyor’’ diyorsunuz.
Madde 6) Yeşil iple bardağı sarıp üç adet düğüm atıyorsunuz ve ‘’dileklerim bana koşuyor, dileklerim bana koşuyor, dileklerim bana koşuyor’’ diyorsunuz.
Madde 7) Üç adet üzerine dilek yazılmış defne yaprağını ritüel alanındaki suya koyuyorsunuz. Ve en sevdiğiniz takıyı da suya koyuyorsunuz ve ‘’ dileklerim bana koşuyor, dileklerim bana koşuyor, dileklerim bana koşuyor’’ diyorsunuz.
Madde 8) Ritüel alanına bir tam gün dokunmuyorsunuz. Mumlar bitene kadar da söndürmüyorsunuz. Dilerseniz başka bir odada bekleyebilirsiniz.
Madde 9) Yakmış olduğunuz defne yaprağını dilediğiniz zaman evin dışında bİr yere gömüyorsunuz
Madde 9) Bir tam gününüz dolunca takınızı sudan çıkarıp ‘’dileklerim bana koşuyor, dileklerim bana koşuyor, dileklerim bana koşuyor’’ diyerek takıyorsunuz. Ve 7 gün üzerinizden hiç çıkarmıyorsunuz.
Madde 10) Sudaki defne yapraklarını, suyu, ipi, mumdan kalanları evin dışında bir yerde toprağa gömüyorsunuz.
Madde 11) Kartonu, kalemleri, bardağı, altlıkları ve takıyı tekrar kullanabilirsiniz.
Madde 12) Üç ayrı kuruma ya da kişiye bağış yapıyorsunuz.
Madde 13) Renklerin frekansını kullandığımızdan başka renk ve malzeme olmuyor cancanlar.
Tüm dileklerimiz hızlıca bize koşsun İnşAllah.
Hepinizi kocaman kocaman öpüyorum cancanlar
Şifa olsun,
Anette İnselberg

Çalakalem Yazılarım... kategorisinde yayınlandı. Leave a Comment »

‘’Dileklerim Bana Koşuyor’’ Ritüeli

67403993_352058595745560_2486615232059801600_n[1]

Bu ritüeli 31 temmuz – 9 ağustos arası yapabilirsiniz. Aynı zamanda her yeni ayda da tekrar edebilirsiniz. Yeni aylar dilek dilemek içn en uygun zaman aralığıdır.
Ritüel Malzemeleri:
4 adet defne yaprağı
Defne yaprağına altlık
Mumlara altlık
3 adet kırmızı mum
Yeşil karton
Yeşil iplik
Bir bardak su
Bardağın üzerine yazmak için yeşil kalem
Yaprakların üzerine yazmak için kalem
Sevdiğiniz bir takı
Kibrit ya da çakmak
Ritüelin Yapılışı:
Madde 1: Ritüel malzemelerini gün içinde fotoğraftaki gibi koyuyorsunuz.
Madde 2: Akşam dokuzdan sonra ritüel alanına geliyorsunuz önce tek adet defne yaprağını tütsü gibi yakıp söndürdükten sonra ritüel alanının üzerinde saat yönünün tersinde üç kere döndürüyorsunuz. Bunu yaparken ‘üzerimdeki tüm negatif enerjileri, olumsuz düşünceleri, olumsuz bakışları etkisizleştiriyorum, gönderiyorum, siliyorum’’ diyorsunuz.
Madde 3) Üç adet mumu yakıyorsunuz. Ve yakarken ‘’ dileklerim bana koşuyor, dileklerim bana koşuyor, dileklerim bana koşuyor’’ diyorsunuz.
Madde 4) Her defne yaprağına bir adet olmak üzere toplam üç adet dileğinizi, üç adet defne yaprağına yazıyorsunuz. Mürekkebin kuruması için defne yapraklarını kartonun üzerine koyuyorsunuz
Madde 5) Yeşil kaleminizle bardağınızın üzerini istediğiniz gibi süslüyorsunuz. Süslerken ‘’ dileklerim bana koşuyor, dileklerim bana koşuyor, dileklerim bana koşuyor’’ diyorsunuz.
Madde 6) Yeşil iple bardağı sarıp üç adet düğüm atıyorsunuz ve ‘’dileklerim bana koşuyor, dileklerim bana koşuyor, dileklerim bana koşuyor’’ diyorsunuz.
Madde 7) Üç adet üzerine dilek yazılmış defne yaprağını ritüel alanındaki suya koyuyorsunuz. Ve en sevdiğiniz takıyı da suya koyuyorsunuz ve ‘’ dileklerim bana koşuyor, dileklerim bana koşuyor, dileklerim bana koşuyor’’ diyorsunuz.
Madde 8) Ritüel alanına bir tam gün dokunmuyorsunuz. Mumlar bitene kadar da söndürmüyorsunuz. Dilerseniz başka bir odada bekleyebilirsiniz.
Madde 9) Yakmış olduğunuz defne yaprağını dilediğiniz zaman evin dışında bİr yere gömüyorsunuz
Madde 9) Bir tam gününüz dolunca takınızı sudan çıkarıp ‘’dileklerim bana koşuyor, dileklerim bana koşuyor, dileklerim bana koşuyor’’ diyerek takıyorsunuz. Ve 7 gün üzerinizden hiç çıkarmıyorsunuz.
Madde 10) Sudaki defne yapraklarını, suyu, ipi, mumdan kalanları evin dışında bir yerde toprağa gömüyorsunuz.
Madde 11) Kartonu, kalemleri, bardağı, altlıkları ve takıyı tekrar kullanabilirsiniz.
Madde 12) Üç ayrı kuruma ya da kişiye bağış yapıyorsunuz.

Madde 13) Renklerin frekansını kullandığımızdan başka renk ve malzeme olmuyor cancanlar.
Tüm dileklerimiz hızlıca bize koşsun İnşAllah.
Hepinizi kocaman kocaman öpüyorum cancanlar

Şifa olsun,
Anette İnselberg

Çalakalem Yazılarım... kategorisinde yayınlandı. Leave a Comment »

Milliyet Pazar – Buket Aydın İle Söyleşi…

Evren hareketi alkışlar’

 

 Anette Inselberg: “Oturarak bir şey olmayacağı kesin, bu ritüellerle bir kapıyı açma şansın var, ayağa kalk, olasılık kapını çal, evren hareketi alkışlar”

 

Onu sosyal medyadaki paylaşımlarıyla tanıdım. Baktım ki insanlar sürekli tarifini verdiği ritüelleri ve hayatlarındaki olumlu değişiklikleri anlatıyor; neymiş bu anlattıkları diye araştırmak istedim ve “Her Şey Değişir” adını verdiği bir kitap çıkardığını gördüm. Anette Inselberg ile günümüzde neden artık umudumuzu çok eski zamanlardan kalma uygulamalara bağladığımız üzerine bir sohbet gerçekleştirdik. Ayrıca Inselberg’in en fazla ilgi gören ritüellerini de bu röportajda bulabilirsiniz. Ben uygulamadım ama belki birilerinin hayatına bereket getirir ve umut olur. İyi pazarlar.

 

– Kitabınızın adı “Her Şey Değişir”. Bunun anlamı kaderi bile değiştirebilir misiniz mi?

Bakış açınızı değiştirebilirsiniz, kaderinize isyan etmek yerine onu kabule geçebilirsiniz demek. Her zaman dış koşulları değiştirmek mümkün değil ama kendi bakış açımızı değiştirmek de çok büyük bir değişim aslında.

 

– Hayatımızda yolunda gitmeyen şeyleri yoluna sokmak için neden ritüellere ihtiyacımız var?

 

Moralimiz bozuk olduğunda enerjimiz, frekansımız düşüyor. Aslında bu ritüeller frekanslarla çalışıyor. Frekanslar yukarı doğru çıktığında huzur, bolluk, bereket ve aşk bize doğru akıyor. Zaten kitabımda bir doktorun duygu frekans tablosundan örnek verdim. Frekansımız düştüğü zaman “Kötüyüm, mutsuzum, hiçbir istediğim olmuyor” sızlanmalarına başlıyoruz. Bu ritüeller evinizde yapacağınız, yaparken de moral bulacağınız, frekansınızı yukarı çıkartacak şeyler. Aynı zamanda da düşünce yapısını olumluya doğru çevirmeye yarıyor aslında.

 

 

“Zihin hep üzülmeye kurulmuş durumda”

 

– 5- 10 yıl öncesine kadar bu tarz ritüeller yoktu.

 

Büyükanneler, büyük dedeler aslında hep biliyorlardı. Fakat sonra bir unutulma süreci oldu. Şimdi artık kişisel gelişim eğitimleri de çok arttı. İnternetle birlikte bilgi çok hızlı bir şekilde dolaşmaya başladı. Biz aslında eskiden olan şeyleri, şaman kökenli adetleri evde kullanabileceğimiz malzemelerle, sözlerle, zihnimizi odaklamakla tekrar geliştirip, ortaya çıkarmış olduk.

 

– Neden şimdilerde ortaya çıkıyor bu ritüeller?

 

Mutsuzluk var, moral bozukluğu var ve ne yapacağımızı bilemiyoruz. Tek başınalık çok arttı. Zihin hep ağlamaya, üzülmeye doğru kurulmuş durumda, ritüeller de çözüm odaklı olmaya. “Ayağa kalk, bir şey yap, bir şey öğren, harekete geç” diyor bir nevi.

 

– Siz bu uygulamaları nereden, nasıl öğrendiniz?

 

15-20 senelik bir eğitim ile oldu aslında. Eskiden bankacılık ve borsa sektöründe çalışıyordum.

 

“Hayatın amacı yardım etmek olmalı”

 

– Genelde bankacılar kişisel gelişime yöneliyorlar sanki, neden?

 

Çünkü orada moral bozukluğu, stres, iş yükü, yoğunluk var. Hep paradan konuştuktan sonra insan bir gün kendine geliyor. Benimki 10 sene sonra oldu. Hayatın amacı insanlara yardım etmek, kendi ruhunu geliştirmek olmalı; sadece paradan konuşmak olmamalı diye bir ihtiyaç hissediyor insanın ruhu.

 

“Her şeye kolay ulaşmak tatminsizliğe yol açtı”

 

– İnsanlar neden bu derece mutsuzlar?

 

Bize çok şey sunuluyor ama bunun farkında değiliz. Eskiden annem anlatır; bir ayakkabı bile alamazlarmış, palto alamazlarmış, bir paltoyu 10 sene giyip, sonra boyatırlarmış. Şimdi her şeyi alabiliyorsun. Her şeye bu kadar kolay ulaşıyor olmak insanın ruhunda bir nevi tatminsizliğe yol açtı diye düşünüyorum. Yani bir yaşam amacımız kalmadı

 

– En büyük sorunumuz ne?

 

Özetlemek gerekirse para konusu, bolluk bereket isteği diyebiliriz

 

– Yani yeniçağın afyonu gibi bir şey mi oldu umudu bu tarz şeylerde aramak?

 

Afyonu gibi demeyelim. Afyon biraz daha uyuşturma, insanı beklentisizliğe sürükleme gibi bir çağrışım yaptı bende. Ben burada tam tersini yapmaya çalışıyorum aslında. “Kalk ve olasılık kapılarını aç” demeye getiriyorum. “Oturarak bir şey olmayacağı kesin, bu ritüellerle bir kapıyı açma şansın var, ayağa kalk, olasılık kapını çal, evren hareketi alkışlar. Hadi kalk o oturduğun yerden, kafandaki o miskin düşünceleri süpür, umutsuzluğunu süpür, bir şeyler yapabilirsin, ipleri eline al, sorumluluğunu eline al. Kaderinde neler var biraz ara” diyorum.

 

– Aloe vera bitkisinin de şans getirdiğini söylüyorsunuz. Neden aloe vera önemli? Aloe veranın bolluk ve bereketi de beraberinde getirmesi için ne yapmalıyız?

 

Ben ritüellerimde kırmızıyı çok kullanıyorum. Kırmızının enerji frekansı ve moral verme frekansı çok yüksek. Ayağa kaldırma frekansı da çok yüksek. Kırmızı bir saksının içine koyuyoruz aloae verayı ve kapıdan girdiğimizde evin sol tarafına durmalı. Sol yine ritüellerimize göre bolluk bereket köşesi çünkü. Aloe vera çok uğurlu bir bitki. Negatifi de çeken bir bitki aynı zamanda. Bazılarının aloe verası çürümeye başlar. Evin negatifini de çeker çünkü. Aloe vera çok yüksekten hoşlanmaz, çok su sevmez, aydınlığı sever. Para bitkisi vardır; onlar da çok su sevmez. Mesela bitkiyle konuşabilirsiniz; “Ben seni buraya koydum, hadi bana güzellik, iyilik getir, hadi seni güzel görmek istiyorum” diyebilirsiniz. Onlar bizi anlıyorlar çünkü. Aloe verayı sola koyduk, kırmızı bir ip alıyoruz ve bitkinin yapraklarından birine üç tane düğüm atarken “Bu eve, kendime aşkı, bolluğu, bereketi, mutluluğu düğümledim, düğümledim, düğümledim” diyoruz.

 

– En çok su, tuz, sirke ve aloe vera ilgi çekiyor ama başka neler var?

 

“Bu bir mucizedir” var. Suyu kodluyoruz bu sefer. Suyun hafızası var zaten. Su, hafızası olan bir element, onun için suyu da çok kullanıyoruz. Bir bardağa birtakım etiketler, hoşunuza gidecek uğur böceği gibi ya da siz ne seviyorsanız onu yapıştırıyorsunuz sonra biraz su koyuyorsunuz. Suya bir kaşık da bal ekliyorsunuz ve diyorsunuz ki; “Bugün hayatımın güzelliklerle, mutluluklarla, şansla, bereketle dolmasına bana her türlü hayırlı kapının açılmasına niyet ediyorum” ve suyu içiyorsunuz. Böylece suyu kodlamış olduk. Ve akşam da yine yatmadan önce “Yarın hayatımın güzellikle, şansla, bollukla, bereketle geçmesine niyet ediyorum” diyorsunuz, suyu yine içiyorsunuz. Böylece hem bugünü hem yarını sürekli kodluyoruz. Bizim zaten yüzde 80’imiz su. “Başıma iyi şeylerin gelmesini seçiyorum” deyip güzelce o uğurlu objeleri de bardağa koyduktan sonra güzellik, aşk ve neşeyi çekmiş oluyoruz içimize. Kırmızı ip ritüeli var bir de. Onu da çok seviyorlar. Kırmızı ip ve dilek dilemeyi de makas, mum ve kırmızı iple yapıyoruz.

 

– Şimdi neler yapıyorsunuz?

 

Şifa seminerleri veriyorum. “İç benlikle konuşma, kendini sev hayatını iyileştir” gibi seminerler veriyorum. 8-10 kişilik oluyor daha butik çalışıyorum ben, birebir dinleme ve yönlendirme imkanım olsun diye.

 

“Su, tuz, sirke 21 gün yapılan bir ritüel”

 

– Kitabınızda birtakım ritüellerden örnek veriyorsunuz. En çok ilgi gören; su, tuz, sirke… Ne işe yarıyor bunlar?

Su, tuz, sirke 21 gün yapılması gereken bir ritüel. Önce bir bardağa bir kaşık tuz bir kaşık da elma sirkesi koyuyoruz ve sonra da bunu yatağımızın altına ya da yanına yerleştirirken “Üzerimdeki bütün negatiflikler, olumsuzluklar, kötü bakışlar, ağırlıklar bu suya toplansın” diye niyet ediyoruz. Ertesi sabah da bu suyu lavaboya döküyoruz ve lavaboya dökerken de “Artık tüm yollarımın, şansımın, bahtımın açılmasını niyet ediyorum” ya da “Seçiyorum” deyip, bu sefer de yollarımızı açıyoruz. Bunu düzenli olarak 21 gün boyunca yapınca hem üzerimizdeki ağırlıklardan kurtulmuş oluyoruz hem de tüm yollarımızı açmış oluyoruz.

 

– Bunların geri dönüşü nasıl size? Ne diyor yapan insanlar?

 

Çok çok güzel; iş bulanlar, erkek arkadaşıyla barışanlar, sağlığına kavuşanlar, üzerindeki ağırlıktan kurtulanlar, uyuyanlar… Bu 21 günlük ritüelin herhangi bir gününde bir dilek de dileyebiliyorsunuz. Dileğinin gerçekleştiğini söyleyenler de var.

 

“Allah veriyor, ben vesile oluyorum”

 

– Kitabınızın ilk sayfalarında diyorsunuz ki “Dilek dileyerek başlamak ister misiniz?” Sizin dilekleriniz neler?

 

Şu aralar çok şükür dileklerim gerçekten akıyor bana doğru. Ama insanlara nasıl daha fazla şifa veririm diye düşünmeye ve hep o konulara doğru yönelmeye başladım. Veren ben değilim Allah veriyor, ben sadece vesile oluyorum. Verdikçe daha çok geliyor. O yüzden ben “Nasıl daha fazla faydalı olabilirim?” düşüncesiyle çalışıyorum.

 

– Sizin parayla ilgili de ritüelleriniz var ama çalışmadan, durduk yerde para nasıl gelecek?

 

“Para bana koşuyor” dedikçe aslında yaptığınız şey kafanızı bu işi çözmekle ilgili odaklamak, enerjiyi çözüme doğru odaklamak. “Nereden bana para koşar?” diye sorgulamak. Nasıl gelecek? İşle gelecek tabii. O da komşudan, tanıdıktan, özgeçmiş hazırlamaktan geçecek. Aslında biz olasılık kapılarını çalmaya başlıyoruz, moral kazanıyoruz

 

– Anladım ritüeller insanlara enerji veriyor yani?

 

Enerji, moral… Moralin bozukken bolluk bereket de olmuyor, ilişkiler de olmuyor. Burada önemli olan morali, harekete geçme isteğini yakalamak, bizim yaptığımız şey olasılık kapılarına vurmak.

Odaklan…

odaklan 2

Çalakalem Yazılarım... kategorisinde yayınlandı. Leave a Comment »

“Sufi Nefes” Ritüeli…

“Yaşam Enerjim Coş” Ritüeli…

İyi düşün ki iyi şeyler sana geri dönsün :)

dilek 2

Çalakalem Yazılarım... kategorisinde yayınlandı. Leave a Comment »

Kitlenmiş İşlerimizi Açma Ritüeli…

kilitler açılsın

Bazen çok istediğimiz şeyler kilitlenir ve sürüncemede kalır: Bir miras davasının sonuçlanmaması, iş bulamama, küs olduğumuz biriyle barışamama gibi…

Böyle bir şey yaşıyorsanız hemen bir asma kilit alın ve deniz kenarına gidin.

İki elinizi kalp hizanızda birleştirin, içinde de asma kilit ve anahtarı olsun.

Gözlerinizi kapayın ve yukardan yağan yeşil bir ışıkla kalbinizin ve elinizdeki asma kilit ve anahtarın yıkandığını imgeleyin.

Şimdi niyet edeceğiniz konuyu seçin ve şu özleri tekrarlayın: “Kilitlenmiş, tıkanmış bu işimin hızlıca, kolayca, çabucak ve en hayırlı şekilde çözülmesi için neler mümkün neler mümkün neler mümkün”.

Sonra elinizdeki anahtarla kilidi açıp denize/nehire/göle/ atın.

Not 1: Yaşadığınız yerde su yoksa toprağa gömebilirsiniz.

Not 2: Ritüeli istediğiniz sıklıkta yapabilirsiniz…

 

Anette İnselberh / Her Şey Değişir Kitabımdan

 

Çalakalem Yazılarım... kategorisinde yayınlandı. Leave a Comment »

”Hak Ettiğime İnanıyorum” Ritüeli…

hak etme
Bir sürü çalışma yapıyor fakat başarıya ulaşamıyor musunuz? İstediğiniz aşkı, bolluğu ve mutluluğu yakalayamıyor musunuz?
Bunun sebeplerinden biri bilinçaltı kayıtlarınızda bunları hak etmediğinize dair inançlarınız olabilir?
O zaman ne yapıyoruz ‘’hak ettiğime inanıyorum’’ ritüeli yapıyoruz.

Ritüel Malzemeleri
Yeşil karton
Yeşil mum
Bir bardak su
Sevdiğimiz bir takı
11 adet badem
Pirinç
Ritüelin Yapılışı
Sabahtan ritüel malzemelerini fotoğraftaki gibi hazırlıyoruz. Akşam dokuzdan sonra mumu yakıyoruz.
Ve muma bakıp şu sözleri tekrarlıyoruz ‘’ Bolluğu, bereketi, mucizeleri, aşkı, sağlığı ,hak etmediğime dair taşıdığım farkında olup olmadığım tüm kök inançlarımı bu ateşin yardımıyla temizliyorum, temizliyorum, temizliyorum…’’
Arkasından takımızı suyun içine koyarken şu sözleri tekrarlıyoruz ‘’ Bugünden itibaren aşk, sağlık, bolluk, bereket, iyi evlilik, çocuk, dileklerimin kabulü, neşe, mucizelerle ilgili ve aklıma gelmeyen tüm konulardaki bilinçaltı kayıtlarıma -hak etmeyi- yüklüyorum. Bundan sonra hayatımı hak ettiğim mucizelerle yaşamayı seçiyorum, seçiyorum, seçiyorum. Şükürler olsun.’’
Ve sabaha kadar ritüel alanına dokunmuyoruz.
Gün içinde istediğimiz bir zaman takımızı takıyoruz. Takarken ‘’ Bundan sonra hayatımı hak ettiğim mucizelerle yaşamayı seçiyorum, seçiyorum, seçiyorum. Şükürler olsun ‘’diyoruz. Ve takıyı 7 gün üzerinizden hiç çıkarmıyorsunuz.
Badem ve pirinçle pilav yapıyorsunuz. Tabi ki ilave pirinç ve badem koyabilirsiniz. Yoksa pilavınız çok az olur. Eş, dost hep beraber yiyorsunuz.
Mumdan arta kalanı evin dışında ki bir bahçeye, ya da parkı gömüyorsunuz. Bardaktaki suyu da onun üzerine döküyorsunuz.
Kartonu, bardağı ve takıyı daha sonra tekrar kullanabilirsiniz.
Şifa olsun,
Anette İnselberg

Çalakalem Yazılarım... kategorisinde yayınlandı. Leave a Comment »

Saatleri Ayarlama Enstitüsü…

imagesZYAZ152W

Bazı kitaplar vardır, ”bunu şimdiye kadar niye okumamışım ki yahu” der ve hayıflanırsınız.
İşte Ahmet Hamdi Tanpınar’dan ”Saatleri Ayarlama Enstitüsü” benim için öyle oldu.
Kitapta anlatılan hikayeler ve insan davranışları analizi beni büyüledi…
Mutlaka ama mutlaka okuyun. Benim gibi geçe kalmayın. Alın listenin başına hemen…
Şimdi sırada ”Zorba ” var. Onu da okuyayım, yazıcam yorumumu cancanlar.

Hepinizi kocaman kocaman öpüyorum.
Anette İnselberg

 

Bu ”Ay Tutulması Ve Dolunayda Kem Gözden Arın” Ritüeli

Bu dolunay ve ay tutulması üzerinizdeki kem gözlerden kurtulmak için harika bir zaman aralığı veriyor…

Bu ritüeli 17 temmuz- 26 temmuz arası yapabilirsiniz.

Bu zaman aralığında istediğiniz zamanı mutfakta üç tane kırmızı mum yakın. Ve şu sözleri tekrarlayın: “Evimde, işimde, eşimde, rızkımda kimlerin gözü varsa bu mumum alevinde olumsuz niyetleri yansın yok olsun. Yansın yok olsun. Yansın yok olsun”.

Ayrıca ocağın üstünde karanfil ve tuz yakın ve şu sözleri tekrarlayın: “Evimde, işimde, eşimde, rızkımda kimlerin gözü varsa bu karanfil ve tuz gibi tüm niyetleri çatlasın, patlasın, yok olsun. Çatlasın, patlasın, yok olsun. Çatlasın, patlasın, yok olsun”.

Ertesi gün üç tane yetim çocuğu sevindirin.

Not 1: Mumların kendi kendilerine bitmesi gerekiyor. O yüzden küçük mum yakın. Tealight olabilir
Not 2: Mumların altına ısıya dayanıklı altlık koyun
Not 3: Mumdan kalanları ertesi gün evin dışında toprağa gömün
Not 4: Karanfil ve tuzdan kalanları ertesi gün evin dışında toprağa gömün

Not 5: İki tanesinden birini yapabilirsiniz

Not 6: Bir kaç ritüeli aynı anda yapabilirsiniz.

Anette İnselberg/ Her Şey Değişir Kitabımdan

 

Çalakalem Yazılarım... kategorisinde yayınlandı. Leave a Comment »

Artık Özgürüm…

affet 2

Çalakalem Laflarım... kategorisinde yayınlandı. Leave a Comment »

Dolunay Zamanı Atalardan Gelen Anlaşmaların İptali Ritüeli…

anette-inselberg-atalardan-yeminlerden-c3b6zgc3bcrlec59fme-dolunay[1]

 

Bu dolunayda atalarımızdan gelen ve bizi bağlayan ve işimize yaramayan anlaşmalar, sözleşmeler, antlar ve yeminlerin iptali için sizinle bir ritüel paylaşmak istiyorum.
Ritüel Malzemeleri:
Bir bardak su
En sevdiğiniz yüzük
Bes adet tealight mum
Mumların altına koymak için altlık
Beyaz karton
Ritüelin Hazırlanışı
Bu ritüeli dolunay zamanı yapabilirsiniz. Gündüzden ritüel alanınız hazırlayabilirsiniz. Beyaz bir kartonun ortasına bir bardak su koyun. Suyun içine en sevdiğiniz yüzüğü koyun. Suyun çevresine üstüne yazı yazdığınız beş tane mumu daire biçiminde yerleştirin.
5 adet tea lightın üzerine yazı yazmanız gerekiyor.
Birinci mumun üzerine ‘’atalar’’ ikinci mumun üzerine ‘’anlaşmalar’’ üçüncü mumun üzerine ‘’sözleşmeler’’ dördüncü mumun üzerine ‘’yeminler’’ beşinci mumun üzerine ‘’kilitler’’ yazın. (Mumun üzerine yazarken harfler tam çıkmayabilir, harf harf üstüne binebilir hiç önemli değil bu bir enerji çalışması, iptal etmek istediğimiz şeyin enerjisini mumum üzerine yüklüyoruz)
Gece dokuzdan sonra mumları yakın ve şu sözleri tekrarlayın’’ atalarımdan getirdiğim işime yaramayan tüm anlaşmaların, sözleşmelerin, yeminlerin, kilitlerin şifalanmasını diliyorum ve üstümdeki etkilerini de iptal ediyorum, iptal ediyorum ve iptal ediyorum. Bütün bu iptal edilen anlaşmaların, sözleşmelerin, kilitlerin ve yeminlerin yerine koşulsuz saf sevgi yüklüyorum, yüklüyorum, yüklüyorum. Şifa olsun. Teşekkür ederim.’’
Mumlar sönene kadar bekliyoruz ve ertesi gün istediğimiz bir saatte mumlardan arta kalanları gömüyoruz, bardaktaki suyu da üstlerine döküyoruz.
Yüzüğü de bir hafta boyunca takıyoruz. Her yüzüğü gördüğümüzde kendimize ‘’koşulsuz saf sevgiyi yükledim, yükledim, yükledim’’ diyoruz.

Kartonu başka bir  ritüel de kullanmak üzere saklıyoruz.
Şifa olsun,
Anette İnselberg

nOT : Bu ritüeli 16 Temmuz- 26 Temmuz arası yapabilirsiniz.

Çalakalem Yazılarım... kategorisinde yayınlandı. Leave a Comment »