Bir Kan Pıhtısı= Felç

 

Barbekü esnasında Ayşe tökezledi ve düştü,onu temizlediler. Biraz sarsılmış görünse de Ayşe akşamın geri kalanını eğlenerek geçirdi.
Ayşe’in kocası daha sonra telefonla arayarak eşinin hastaneye kaldırıldığını söyledi (akşam 06:00’da Ayşe öldü.) Barbekü’de felç geçirmişti. Eğer felç’in işaretlerini tanımlayabilselerdi, belki de Ayşe şu anda aramızda olacaktı; bazıları ölmüyor, ama çaresiz ve ümitsiz bir durumda kalıyorlar!

Bir nörolog felç vakalarını inmenin geldiği zamandan üç saat içinde müdahale edebilse felcin etkilerini tamamen geri çevirebileceğini söylüyor.
PÜF NOKTASININ felcin tanımlanması, teşhis edilmesi ve üç saat içinde hastanın medikal bakımının başlaması olduğunu söylüyor.

• FELCİN tanımlanmasında ÜÇ TEST: “S.T.R.”

Bazen felcin semptomlarının tespit edilmesi zordur. Bilinçsiz olmak malesef felakettir. Felç hastası, eğer yakınındaki kişiler tarafından felcin semptomları teşhis edilemezse, ciddi beyin hasarına maruz kalır.

Doktorlar yakında bulunan herhangi birinin ÜÇ BASİT SORU sorarak felci teşhis edebileceğini söylüyor:

S *Gülümsemesini söyleyin (Smile)
T *Basit bir cümle kurmasını söyleyin (Talk)
(örn. Bu gün dışarısı güneşli.)
R *Her iki kolunu kaldırmasını söyleyin. (Raise)

Hasta bu görevlerin herhangi birini yapmakta zorlanıyorsa, derhal acil servis numarasını arayın ve semptomları almaya gelenlere söyleyin.

•Felcin yeni işareti: Dilinizi çıkarın!

DİKKAT: Felcin bir başka işareti şudur: Hastaya dilini çıkarmasını söyleyin. Eğer dil kıvrılmışsa veya bir tarafa doğru yatmışsa bu da felç işaretlerindendir.

Bir kardiyolog bu mektubu her alanın 10 kişiye iletmesi halinde iletenin en azından bir hayat kurtaracağını söylüyor.

Ben kendime düşeni yaptım, Siz de yapar mısınız???
OKUDUYSAN BAŞKALARI DA OKUSUN DİYE PAYLAŞ!!

güneş heart ifade simgesi
BUNU OKUMANIZ SADECE BİR DAKİKANIZI ALIR!!!

Bitki Alemi kategorisinde yayınlandı. Leave a Comment »

Uzaylıların Kaçırıp Geri Getirdiği Adam…

Karikatür kategorisinde yayınlandı. Leave a Comment »

Drakula…

Karikatür kategorisinde yayınlandı. Etiketler: . Leave a Comment »

İNSAN’daki ALTIN ORAN

1+ karekök 5
——————–
2

İnsan altın orana a nasıl ulaşır…

1 rakkamı insanın zatıdır.
5 ise Hazarat-ül Hemse denilen beş alemdir. İnsan şuuru beş alemle varlığa çıkar. Bu beş alemin toplamına İnsan denir..
1. alem Lahut alemi (gayb) : HU…
2. alem Ceberrut alemi (beka) : Allah…
3. alem Melekut alemi (şuur) : Hakk…
4. alem Şuhut alemi (görüntü) : Halk…
5. alem ise bunların hepsinin toplamıdır.. : İNSAN

(İnsandaki beş alem açıklamasını AYNA GÖNÜL kitabının 163. sayfasında açıklamıştık)

5 manasının (beş alemin) karekökü bu manaların özdeki içtenliği demektir.
Bu manaların içtenliği (karekök 5) ile kendi zatımız (1) toplandığında kendimizden kendimizi yaşarız…
Bu toplamın 2’ye bölünmesi ise:
ZAHİR ve BATIN alemi aynı oranda denklemektir…

Zahir ve Batın alemini yani iç dünyası ile yaşadıklarını aynı oranda denkleyen kişi ALTIN ORAN’ı özünde yakalamış demektir…
Kendi özünde DNA sarmalının manasını yaşar.
Güneş Ay’a yetişemez.. Ama Güneş uzay boşluğunda Ay istikametine doğru DNA sarmalı gibi boşlukta kendi ekseninde yürür…
Güneş RUH’tur… Ay ise GÖNÜL…
Ruh, Gönül’e yetişemez…
Şuurdaki bu spiral yol alış ALTIN ORAN’ın GÖNÜL çizgisini işaret eder…

1,618 oranında şuur zahire hükmeder…

KADER’i o insan yaratır… Ve o kişi bunun bilincindedir. O ki sadece izleyendir.

kullarından bir kul
tuncay KUL

Ruhsal Büyüme... kategorisinde yayınlandı. Etiketler: . Leave a Comment »

Sakın Kaçırmayın… Minarellerin Vücut İçin Önemi…

Gökbilimciler, ”Evrende yalnız mıyız?” sorusuna yanıt aramaya devam ediyor.

Gökbilimciler, ”Evrende yalnız mıyız?” sorusuna yanıt aramaya devam ediyor. Bunun için uzaya mesaj gönderilmesi gündemde. Ancak plan kaygı uyandırıyor.

Amerikalı gökbilimciler, uzay araştırmalarında tartışma yaratan bir hamle yapmaya hazırlanıyor.Plan, uzaya mesaj göndermek. SETIEnstitüsü’nden bir grup gökbilimci, eğer varlarsa, uzaylılarla iletişime geçmenin zamanının geldiği görüşünde.

Bunun için, yaşama elverişli olduğu düşünülen gezegenlere radyo sinyali gönderilmesi planlanıyor. Ancak plan kaygı uyandırıyor. Uzaya  mesaj göndermenin büyük risk olduğunu düşünen var.

Böyle bir hamlenin insanlığa felaketten başka bir şey getirmeyeceği düşünülüyor.  Bu projeye karşı çıkanlardan biri de Stephen Hawking. Hawking, insanların olabildiğince sessiz kalması gerektiğini söylüyor.

UZAYLILAR KAYNAKLARIMIZI SÖMÜREBİLİR

Ünlü fizikçi, yabancı uygarlıkların dünyayı istila edip, kaynakları sömürebileceği endişesi taşıyor. Kimilerine göre plan SETI Enstitüsü’nün kuruluş ilkesine de aykırı. SETI 30 yılı aşkın süredir uzayı dinliyor. Ancak henüz doğal olmayan bir ses işitmiş değil.

“Bir duyan olur” umuduyla uzak gezenlere mesaj gönderme planı hayata geçse bile haberleşme oldukça zaman alan bir süreç. Eğer uzaylılar varsa, en yakın gezegenle iletişim kurmak bile 9 yıl alacak.

Kaynak: NTV

Bağ Kesme Meditasyon Çalışması…

Canımızı yakan durum ya da kişilerle olan ile görünmez savaşlar yaşamak yerine, o durum ya da kişiden özgürleşmek için bağ kesme meditasyon çalışmasını kolayca uygulayabilirsiniz.

Bir kişi ya da durum canınızı acıttığında, ona nefret ya da olumsuz hisler duyduğunuzu hissettiğiniz her an yapabileceğiniz etkili ve güçlü bir çalışmadır. Anlamalı ve kabul etmeliyiz ki hiçbirimiz, birbirimizden ayrı değiliz. “Başkası” dediğimizde bizim bir yüzümüzü, yönümüzü bize gösteren, içimizde bir duruma işaret eden aynalardan başka bir şey değil. Ne kadar hoşumuza gitmese, canımızı acıtsa da bunun onun görevi olduğunu ve bizim şifalandırılmaya ihtiyaç duyan yanımıza dikkat çektiği için teşekkürü hak ediyor. Şimdi o durum ya da kişi ile görünmez savaşlar yaşamak yerine, o durum ya da kişiden özgürleşme zamandır.

  • Derin bir nefes alıp, gözlerinizi kapatın.
  • Burnunuzdan nefes alıp, burnunuzdan yavaşça nefesinizi verin.
  • Bedeninizin birkaç dakika gevşemesine izin verin.
  • Şimdi karşınızda o kişi ya da durumu hayal edin.
  • Gözlerinin içine sevgiyle bakın.
  • Ve içinizden şunu söyleyin…
  • “Sevgili …., bana bu yüzümü, yanımı gösterdiğin için sana teşekkür ederim. Seninle çok güzel deneyimler paylaştık. Benim artık buna
  • ihtiyacım yok. Ben artık bu yükü taşımak istemiyorum. Seni ve kendimi özgür bırakıyorum. Teşekkür ederim”.
  • Şimdi bedenleriniz arasında eterik bir kordon hayal edin.
  • Bu eterik kordon ile aranızda negatif enerjiler gidip-geliyor.
  • Bunlar sizde negatif duygular uyandırıyor.
  • Şimdi sağ elinize büyük altın bir makas alın.
  • Ve bu aranızda ki eterik kordonu, altın makas ile kesin.
  • Şimdi kordonun her iki tarafının da kuruyup düştüğünü imgeleyin.
  • Ve yeniden o kişinin gözlerinin içine bakın.
  • Ona yeniden teşekkür edin ve onu sevdiğinizi söyleyin.
  • Onu ve kendinizi sonsuza dek serbest bıraktığınızı ifade edin.
  • Ona sarılın ve sonra gitmesine izin verin.

Bu çalışma oldukça etkili ve güçlü bir çalışmadır. Bir defa yapmanız tüm negatif bağları kesmeniz için yeterlidir. Böyle olduğuna inanın, böyle olduğunu bilin.
Sevgi bağları kesilen bağlar değildir. O yüzden endişeniz olmasın. Bu çalışma sadece ve sadece negatif enerjilerin gidip-geldiği, size yük olan bağları keser. Ve sizi sonsuza dek özgürleştirir. Kendinizi hiç olmadığınız kadar rahatlamış ve hafif hissedersiniz. Her türlü durum ya da kişi ile bunu çalışabilirsiniz.
Şifa olsun.

kaynak sonsuz şifa

HARİKULADE BİR SİNDİRİM İÇİN 5 ETKİLİ YOL

Ne kadar çok insan zayıf bir sindirim sisteminin acısını çekiyor: Şişkinlik, gaz, kabızlık, ishal, reflü, mide ekşimesi ve Sizin de ekleyeceğiniz neler neler kimbilir… Ne yediğimiz etkili, bunu …
biliyoruz. Ama yemeği nasıl yediğimiz de, sindiriminizi önemli derecede etkiliyor. Çoğumuz bunu hafife alıyoruz. Bu konuda bildiklerimizi gözden geçirelim dedik ve Size 5 etkili yol öneriyoruz:
1.YEMEĞİ KOŞTURURKEN YEMEYİN! Telaş içindeyken, oraya buraya koştururken, koşarken, yürürken yemeyin. İyi çiğnememeye, çabuk yutmaya ve ağız dolusu hava yutmaya sebep oluyor. Bu da gaza. Sindirememeye. Yemek yerken durup dinlenmeye çalışın. Eğer duracak vaktiniz yoksa, o zaman yeşil içecek için. Zaten blenderda parçalandığı için, hazmı kolaydır. (Not: Tarifi isteyenler bu Sayfamızda bulabilirler ya da yorum yazarsanız memnuniyetle gönderiririz.)
2.FARKINDA OLARAK YİYİN Yemek yediğinizin farkına varın. TV veya bilgisayar karşısında değil, ya da akıllı telefon, fark etmez. Dikkatiniz yemekte olmalı. Bu midenizin hidroklorik asit salgılamasını arttıracaktır ve beyninizin de “doydu” sinyalini duymanız kolaylaşacaktır. Düşünmeden yemek, istemediğimiz kalorileri tüketmemize yol açıyor. Kendimizi güzel bir dizi seyrederken, önümüzdeki abur cuburu aniden bitmiş bulmuyor muyuz bazen?
3. YİYECEĞİNİZİ ÇİĞNEYİN “E bunu herkes biliyor” diye aklınızdan geçiriyorsunuz değil mi? Ama çoğumuzun çiğnemekten anladığı şey farklı. İki üç kere çiğnemekle olmaz öyle. Ağzımızda sanki bir yumuşak hamur oluşana kadar çiğnemeliyiz, tükürüğümüzle karışmalı. O zaman “amma hızlı yedim, sanki mideme bir taş oturdu” gibi cümleleri sık kullandığımız cümlelerden sileriz:) Kaç kere mi çiğneyeceğiz? Yumuşak hamur olana kadar. Kaç kere olduğunu test etmesi sizden:)
4. YİYECEK VE İÇECEĞİ AYIRIN Yiyecekleri sindirmek için, mide asidimiz yeterli yoğunlukta olmalı. Yanında birşey içtiğimizde, bunu sulandırıyoruz. En az yarım saat bu ikisini ayrı tutun.
5.KÜÇÜK TABAK MI, BÜYÜK TABAK MI? Tabi ki küçük. Büyük olduğu zaman hemen doldurmak istiyoruz, boş kalmasın diye. Açsanız, her zaman tekrar alabilirsiniz. Hem boşuna yemezsiniz “tabağa aldım artık bir kere” diye–“pilav taneleri arkandan koşar” travmasını kaçımız yaşamadık ki?..:) Bunları uygulayın ve nasıl da iyi hissettiğinizi bizimle paylaşın, bekliyoruz! Güzel bir hafta dileklerimizle, Not: Leisa Wheeler’ın bir yazısından faydalanılmıştır

Son Pişmanlık Fayda Etmez…

 

Hayatımı yeniden yaşayabilseydim eğer;
Hastayken yatağa girer dinlenirdim.
Ben olmadığım zaman her şey
kötüye gidecek diye düşünmezdim..

Gül şeklindeki pembe mumu saklamaz yakardım..
Daha az konuşur, ama daha çok dinlerdim..
Yerler kirlense, masa örtüm lekelense bile daha çok arkadaşımı akşam yemeğine davet ederdim..

Oturma odasında TV seyrederken, patlamış mısır yer. Yerler leke olacak diye korkmazdım.. Bana gençliğini anlatmaya çalışan dedeme daha çok vakit ayırırdım.. Kocamın sorumluluklarını daha çok paylaşırdım..

Saçım bozulmasın diye, arabanın camının açılmasını önlemezdim..

Eteğimin lekelenmesine aldırmadan çimlere otururdum..
TV seyrederken daha az, hayata bakarken daha çok ağlar ve gülerdim.. Ömür boyu garantilidir denilen hiçbir şeyi satın almazdım..

Hamileliğimin bir an önce sona erip, doğum yapmayı dilemek yerine, hamile olduğum her anın tadını çıkarır ve içimde bir canlı yaratmanın ne kadar harika olduğunu fark ederdim.. Bu o kadar nadir bir olay ki.. Mucize gibi bir şey..

Çocuklarım beni öpmek istediklerinde, asla “Önce git ellerini yüzünü yıka” demezdim.. Onlara daha çok “seni seviyorum”, ondan da daha çok “özür dilerim” derdim..

Ama başka bir hayat verilseydi en çok yapacağım şey; her dakikasını değerlendirmek olurdu..

Dikkatle bak.. Gerçekten gör.. Yaşa.. Vazgeçme..
Küçük şeyler için şikayet etmekten vazgeç..
Bana benzemeyenler, benden daha çok şeye sahip olanlar ve kimin ne yaptığı beni ilgilendirmezdi..

Bunun yerine, ilişkilerimi güçlendirmeye çalışırdım..
Sahip olduğunuz ruhsal, fiziksel ve duygusal her şey için
şükredin..

Tek bir hayatınız var ve bir gün sona eriyor..
Umarım her gününüzü değerlendirirsiniz..”

TURMEPA ATIK YAĞ PROJESİ


İşletmenizde oluşan atık yağlarınızı Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından lisanslandırılmış yetkili toplayıcılara vererek atık yağ projemize katılabilir derneğimize katkı sağlayabilirsiniz.

Ortaya Karışık kategorisinde yayınlandı. Etiketler: . Leave a Comment »

Mutlaka Ama Mutlaka Okuyun… Çok Detaylı Bilgi Bir Daha Böylesini Bulamazsınız… Hangi Hastalığıa Hangi Bitkiyle Tedavi…

GRİP
Satsuma: (Küçük portakal) İçerdiği folik asit ve C vitamini sayesinde öksürüğü ve kanlı tükürükleri keser. Ayrıca kan pıhtılaşmasına karşı en etkin doğal yiyecek olduğu için ileri yaşlarda felç ya da kalp krizi riskini de azaltır.

Tarçın: Yemeklere girmiş olabilecek E-coli bakterisinin vücutta yayılmasını engeller. Mideyi düzene sokar. Kusmayı engeller. Hatta bal ya da limon suyuyla birlikte alındığında boğazdaki yanmaları keser.

Hardal: İçindeki singrin maddesi, midenin gaz çıkarmasına yardımcı olur. Sindirim sistemini düzenler, mide ağrılarını giderir. En fazla bir çay kaşığı alınmalıdır.

Nane: İçerdiği mentol, midenin normalleşmesine neden olur. Vücuda giren grip mikrobuna karşı savaştığı gibi, ileri yaşlarda ülsere yakalanma riskini de azaltır. Nane çayı, baş ağrısı, grip, stres gibi hastalıkların yanı sıra mide yanmasına da bire birdir.

DEPRESYON
Avokado: Sindirimi çok rahat olan bu meyveyi özellikle yeni doğmuş bebeklerin ilk maması olarak tavsiye ederiz. İçerdiği E vitamini kalbe iyi gelir, yüksek potasyum da dinç tutar ve insanı depresyona sokan uyuşukluluk ve rahatlığı üzerinden atar. Vücudun kolesterol oranını ayarlar. Teninizin sürekli hücre yenilemesine neden olur. (Zayıflamak isteyenler dikkat: Yağ oranı bir çikolata kadar yüksek olan avokadoyu yememenizi öneririz.)

Çikolata: Sütlü çikolataları tercih edin. Çünkü içerdiği kakao yağı, magnezyum, E vitamini beynin kendisini yenilemesine ve psikolojik rahatlık sağlamasına yardımcı olur. Migreni olanlar çikolatadan uzak durmalıdır.

İstiridye: İçindeki demir, sperm sayısını ve insanın seks gücünü artırır. A, B12 ve C vitaminleri içerir. Beyin için en faydalı yiyecek olan istiridye, enerji verir. (Dikkat: Kolesterol oranı birçok balığın iki katıdır.)

Patates: Orta boy bir patates,bir insanın bir gün içinde alması gereken C vitaminini içerir. Beyindeki serotonin adlı kimyasal maddenin kendisini yenilemesini sağlar.

İDRAR YOLLARI
Nane: İdrar söktürücü özelliğe sahiptir. İçerdiği mentol, midenin normal işlevini görmesine neden olur. Vücuda giren grip mikrobuna karşı savaştığı gibi, ileri yaşlarda ülsere yakalanma riskini de azaltır. Sabahları mide bulantısını keser. Nane çayı, baş ağrısı, stres gibi hastalıkların yanı sıra mide yanmasına da bire birdir. Ancak nane çayını aç karnına değil, tok karnına içiniz.

Elma: İçindeki C vitamini ve pektin oldukça faydalıdır. Kolesterolü düşürür, sindirim sistemini düzenler ve idrar ve hacet yollarındaki sorunları giderir.
Kepekli ekmek: B3 vitamini, demir, potasyum ve folik asit içerir. Çok fazlası idrar yollarına zarar verirken, günde 2 dilim yemek iyi gelir.

ALERJİ
Kayısı: İçindeki betakarotene adlı madde hücrelere saldıran molekülleri kontrol altına alarak,kanseri önler. Bir kayısı ne kadar parlaksa, içindeki betakarotene oranı o kadar yüksektir. İçerdiği kalsiyum ve magnezyum, gırtlak yanmalarını engeller. Kuru kayısıya rengi bozulmasın diye eklenen sülfür dioksit, astım gibi alerjilere iyi gelir.

HEMOROİD (BASUR)
Hindistan cevizi: İçerdiği myristin adlı madde kusmayı engeller, basur tedavisinde birebirdir. (Dikkat! Ancak fazlası basur için tehlikelidir.)

KARIN AĞRISI
Papatya çayı: Bağırsak yollarında toplanan gazı çıkartır, sindirim sistemini düzenler, mide ağrısını keser.

KARACİĞER
Enginar: Cynarine adlı madde sayesinde en sert yiyecekleri dahi sindirimine yardımcı olur.Karaciğer hastalarının yanı sıra romatizma, artirit ve gut hastalığına yakalananlarla, hamilelere şiddetle tavsiye ederiz.

Meyan kökü: Dünya üzerinde birçok kabile yüzyıllardır ülser, artirit, bronşit ve karaciğer rahatsızlıklarına karşı meyan kökünü “doğal ilaç” olarak kullanır. Adrenalini yükseltir, insanın strese girmesini engeller, kan basıncını düşürür.

Zerdeçal: Karaciğer rahatsızlıklarının yanı sıra sindirime de yardımcı olur.

DİŞ
Ekmek: Şekerli yiyecek yenildiğinde içindeki asitler dişlere her 20 dakikada bir saldırır. Ekmek,dişleri korur. Gün boyunca 6 ila 11 dilim ekmek yiyin.

Meyve: (Her çeşit) Günde 2 ila 4 öğün meyve tüketin
Sebze: (Her çeşit) Günde 3 ila 5 öğün tüketin.
Yoğurt veya beyaz peynir: Eğer yemekler arası atıştırırken diş sağlığınızı düşünüyorsanız,kalsiyum deposu olan bu iki yiyeceği tercih edin.

Muz: Yüksek miktarda karbonhidrat içerir. Zengin bir potasyum kaynağıdır. Bu mineral, kalbin düzenli olarak çalışmasını ve tansiyonun düzenli olmasını sağlar.

TANSİYON
Rezene: İçerdiği potasyum sayesinde tansiyonu düzenler. Sağlıklı kan hücreleri için gerekli olan folik asidi de bol miktarda bulundurur. Rezene çayı sindirim için iyidir.

Tahıl: Kan damarlarını gevşeten ve rahatlatan bir tür fotosentez kimyasal maddesi içeriyor. Bu sayede kanın damarlardan daha rahat geçmesini sağlıyor. Tahıl yemek sebzelere oranla vücutta daha fazla kalori yakılmasını sağlar. Kalorinin azalması tansiyonu düzenler.

Un: Yapıldığı tahılın besin değerlerini içerir. B vitaminleri, E vitamini, demir ve magnezyum açısından oldukça zengindir.
Karaciğer: Sağlıklı bir bağışıklık sistemi, cilt ve keskin gözler için gerekli olan A vitamini açısından zengindir. Küçük bir porsiyonu günlük A vitamini ve demir ile aylık B12 vitamini ihtiyacını giderir.

SİNDİRİM SORUNLARI
Arpa: İçerdiği kalsiyum ve potasyum gibi mineraller ile B vitamini vücuda direnç kazandırır.Ayrıca ABD’deki bir araştırma, 6 ay boyunca her gün arpa ürünü şeylerin yenmesinin kolesterol oranını yüzde 15 düşürdüğünü kanıtladı.

Yoğurt: Günde 150 gram yoğurt vücudun bir günlük kalsiyum ihtiyacını karşılar. Meyvalı yoğurtlara 3 çay kaşığı şeker eklendiği için şeker oranları daha yüksektir. Yoğurttaki potasyum, kan basıncı ve kalp atışlarını düzenler. Midenin yiyecekleri düzenli olarak öğütmesini sağlar…

KİLO KAYBI
Çikolatalı puding: Bu sayede vücuttaki kan istediği protein ve mineralleri alır. İngiliz Sağlık Bakanlığı, kilo kaybı yaşayanların günde 3 kez 1 hafta boyunca puding yemesini tavsiye ediyor.

Peynir: 100 gramında 78 kalori bulunuyor.

Yumurta: Günde 2 yumurta kadınların günlük protein ihtiyacının 4’te 1’ini, erkeğin ise 5’te birini karşılar. A,D,E ve B vitaminleri içeren yumurtadaki selenyum maddesi, bebeklerde sindirim sorunlarını çözer, yetişkinleri de kansere karşı korur.

Dondurma: Günde 2 top vanilyalı dondurma yemek, insan vücudunun günlük protein ihtiyacının yüzde 20’sini karşılar.
Salam: B vitamini, demir, sodyum ve potasyum deposudur.

MENOPOZ
Nohut: Sebze hormonu “fitoöstrojen” içerir. Bunlar östrojenin vücuttaki etkilerini dengeler ve menopozun yarattığı etkilere karşı korur. Sebze proteininin en zengin kaynaklarından birisidir.

Kola: Kafein vücudun yorgunluğunu alır ve konsantrasyonu sağlar.

Üzüm: İçerdiği “elajik” asit sayesinde menopozun neden olduğu kemik erimesine karşı korur. Kandaki östrojen seviyesini yükselterek de menopoz semptomlarını en aza indirir.

Kuru erik: Sadece iki-üç adet yemek dahi vücudun ihtiyacı olan antioksidanları karşılar. İdrar yolları kaslarını rahatlatır. Bu da kolon kanserine karşı korur. Demir, A vitamini, B6 vitamini ve potasyum içerir. İçerdiği yüksek orandaki bor minerali sayesinde menopoz dönemindeki kadınlarda östrojen seviyesini dengede tutar.

Tatlı patates: Adrenal salgılayan bezleri güçlendirerek vücuda enerji sağlar. Fosfor, magnezyum, kalsiyum, C vitamini, potasyum ve folik asit içerir.

ROMATİZMA
Enginar: Vücuttaki zehiri atma etkisi sayesinde başta romatizma olmak üzere gut hastalığı ve eklem yanmasına karşı birebirdir. Folik asit ve potasyum kemikleri güçlendirir.

Domates: C vitamini boldur.

Tahıl: İçerdiği doğal kimyasallar, romatizmanın yol açtığı eklem yanmaları ve romatizmal ağrıları hafifletir.

Kekik: Timol adı verilen bir tür doğal yağ, vücuttaki diğer yağların parçalanmalarını sağlar. Kekik yağı banyoda sürüldüğü zaman romatizma ağrılarını büyük oranda azaltır.

Zencefil: Uyarıcı etkileri kan damarlarını genişletip kan dolaşımını artırarak romatizma ağrıları ve yanmaları yok eder.

SİSTİT
Kuşkonmaz: Folik asit, C ve E vitaminleri içerir. Yenilen besinlerin vücuttaki zehirli kalıntılarını atmayı sağlar. Karaciğer ve böbreklerin çalışmasını kolaylaştırır, destekler. Bu nedenle doktorlar, sistit hastalarının mutlaka kuşkonmaz yemeleri gerektiğini söylüyor.

KANSIZLIK
Hurma: Türüne göre değişse de hurmaların birçoğu yüksek oranda demir içerir. Besin değeri yüksek ve önemli bir enerji kaynağıdırlar. Doğal müshil etkisine sahiptir. Kurutulmuş olanlarına göre daha yüksek oranda su ve daha düşük kalori içerir.

İDRAR VE BÖBREK
Pancar: Böbrekleri çalıştırır. Önemli bir potasyum kaynağıdır. Vücuttaki tuz oranını dengeler. Bu sayede böbrekler ve idrar yollarının çalışmasını destekler.

Kavun: Orta boy bir kavunun yarısı, günlük C vitamini ihtiyacını tamamen karşılar. A vitamini ve betakaroten içerir. Bunlar antioksidan, yani vücudu temizleyici etkiye sahiptir. Böbrekleri rahatlatır. Yüksek miktarda su ve düşük miktarda kalori içerir.

DİYABET
Kuru fasulye: Lif açısından zengin bir besindir. Bu da diyabet riskini büyük oranda azaltır.İçerdiği karbonhidratları vücudun şekere dönüştürmesi uzun sürer.

Mercimek: B vitamini, demir, kalsiyum, potasyum, fosfor ve magnezyum içerir. Çözünebilir lif içermesi sayesinde kandaki kolesterol oranını düşürür. Bu nedenle diyabet ve kalp hastaları için kaçınılmaz bir besindir.

BAŞ AĞRISI
Nane: Nane çayı baş ağrılarını dindirmek için birebirdir. İçerdiği mentol ve mentol doğal yağları sayesinde mideyi rahatlatma etkisine de sahiptir.

Biberiye: Kimyasal içerikleri sayesinde doğal bir ağrı kesici görevi görür.

Çikolata: Doğal antidepresan özelliği vardır. Çikolata magnezyum ve demir içerir. Sinirleri gevşetici özelliği sayesinde baş ağrısını dindirir.

VÜCUT SU TUTMUŞSA
Kuş üzümü: 100 gramı günlük C vitamini ihtiyacının tam 3 katını karşılar. Antibakteriyel ve yanmayı önleyici etkileri vardır. Zengin potasyum ve düşük tuz içeriği, dehidratasyonu olanlar için önemli bir doğal ilaçtır.

Kabak: 100 gram kabak günlük folik asit ihtiyacının 4’te birini karşılar. Yüksek orandaki potasyum sıvı-tuz dengesini sağlar.

Tahıl: İdrar yollarını açıcı, çalıştırıcı ve rahatlatıcı etkileri sayesinde dehidratasyonu rahatsızlığı bulunanların mutlaka yemeleri gerekir. Mideyi rahatlatıcı özelliği vardır.

MİDE
Tarçın: Mide yanmalarını ve kusma hissini alır.

Hindistan cevizi: Sütlü içeceklere eklendiği zaman mideyi gevşetici ve gazını alıcı bir etki yaratır. Mide bulantılarını önler.

Lahana: Mayalanma sırasında laktik asit üretir. Bu da sindirim sistemindeki zararlı bakterileri öldürerek sindirime yardımcı olur.

GUT (DAMLA HASTALIĞI)
Hamsi: Omega-3 yağı açısından çok zengindir. Kolesterol seviyesini düşürür. Kanın pıhtılaşmasını önleyerek damar tıkanıklığı, kalp krizi ve dolayısıyla da felç geçirme riskini düşürür. Haftada en az 1 kez yemek gerekir. Kalp hastaları için bu miktar haftada 3-4 porsiyon olmalıdır.

ADET SANCISI
Muz: İçerdiği yüksek oranda B6 vitamini sayesinde kadınların adet dönemi sancılarını büyük oranda azaltır. Doğal bir ağrı kesici gibidir.
Tarçın: Koli basilinin üremesini önler. Limon çayına balla birlikte eklenerek içildiğinde hem nezlenin yol açtığı boğaz ağrılarına hem de adet dönemi sancılarına iyi gelir.

HAMİLELİK
Enginar: Bol miktarda folik asit ve potasyum içerir. Düşük yağ oranı, sindirimi kolaylaştırıcı etkisi, antioksidan özellikleri sayesinde anne adayı ve bebeğin sağlığına önemli faydaları vardır.

Böğürtlen: E vitamini içerir. Vücuttaki zararlı besin atıklarının temizlenmesini sağlar. C vitamini boldur. Cenini korur.

ÇÖLYAK HASTALIĞI
Kestane: Önemli bir enerji kaynağıdır. Kolayca sindirilebilir. Çölyak hastaları için buğday içermeyen un kaynağı olabilir. E ve B6 vitaminleri içerir. yağ oranları düşüktür.

TİROİT
Midye: Omega-3 yağı açısından zengin bir besin kaynağıdır. İçerdiği selenyum minerali tiroit bezlerinin normal işleyişi için gereklidir.

FELÇ
Turunçgiller: C vitamini zengini turunçgiller içerdikleri flavonoid adlı antioksidanlar sayesinde atardamarların, kalbin zarar görmesini önlüyor. Portakal içerdiği folik asit, kalp dostu potasyum ve kalsiyum sayesinde sağlıklı alyuvar hücrelerinin çoğalmasına neden oluyor.
Hamsi: Kolesterolü düşüren ve kan pıhtılaşmasını önleyen Omega-3 bol bol var.

ASTIM
Soğan: Sarımsakla birlikte enfeksiyonlarla mücadele eder. Kükürt bileşimleri atardamarların zarar görmesini önler. Soğan; kemik erimesine de iyi geliyor.

ARTERİT
Enginar: Enginarın en büyük özelliği toksinleri temizleme yeteneğidir. Bu nedenle artirit ve romatizması olan hastalara özellikle tavsiye ediliyor. Cynarine adlı madde, karaciğer ve safra kesesinin rahatsızlanmasını engelliyor.

STRES
Mayan kökü: Antivirüs etkisi vardır. Karaciğeri korur. Adrenalin salgılanmasını dengeler. Stresle başa çıkabilmek için gerekli olan kortizol hormonunu salgılatır.

ÜLSER
Lahana: Ülseri olan kişiler için tonik, yani mideyi temizleyici etki yaratır. Yüksek oranda C vitamini içerir. Kırmızı lahana vücutta antioksidan özelliğe sahip A vitamini içerir. Kanseri önleyici etkiye sahiptir.Çiğ olarak salatalara katılması tavsiye edilir.

KEMİK ERİMESİ
Kayısı: Yüksek oranda kalsiyum ve magnezyum içerir.

Süt: Kalsiyum, protein, B2-A-E-D vitaminleri, folik asit, fosfor ve demir kaynağıdır. Kalsiyum, D vitamini ve fosfor ile birlikte kemikleri ve dişleri güçlendirmek için çalışır. Bunların eksikliği kemikleri eritir.

ARAÇ TUTMASI
Zencefil: Sindirime yardımcı olur. Mide bulantısını giderir. Enerjinizi artırır. Seyahatin ve otomobilde uzun süre gitmenin yol açtığı bulantı ve rahatsızlıkları azaltır.

CİLT SORUNLARI
Papatya: Bitkisel yağ ve kimyasallar içerir. Çay olarak içildiğinde sindirime yardımcı olur, karın ağrılarını dindirir. Sıcak bir banyonun ardından hazırlanacak papatya çayı torbaları, egzamanın neden olduğu kaşıntı ve yanmaları alır.

Acı pul biber: Portakaldan 3 kat daha fazla oranda C vitamini içerir. Capsantin adlı kimyasal madde zona hastalığının neden olduğu ağrıları dindirmek için yapılan kremlerde kullanılır.

Portakal suyu: Bir bardak portakal suyu günlük C vitamini ihtiyacınızın tamamını karşılar. İçindeki potasyum vücudun su dengesini korur; cildin kurumasını, kırışıklıkların meydana gelmesi önler.

Portakal yağı:Susam yağıyla karıştırılarak kullanıldığında iyi bir cilt yağı elde edilir.Ayrıca;selülitli bölgelere portakal yağıyla masaj yapılması tavsiye edilir.

LAKTOZ DAYANIKSIZLIĞI
Badem: Yüksek oranda kalsiyum, magnezyum, potasyum, fosfor, E vitamini, B2 vitamini, antioksidan içerir. Bu nedenle laktoz (süt şekeri) dayanıksızlığı bulunan ve günlük gıdalar yiyemeyen kişiler için badem ideal bir besin kaynağıdır.

KALP
Bezelye: Haftada 10 porsiyon domatesli bezelye yemeği yiyen bir erkeğin, yemeyene oranla prostat kanserine yakalanma riski yüzde 35 daha az. B vitamini ve protein deposu olan bezelye, kalp için de çok önemli.

Kepekli Ekmek: Kalp hastalıklarıyla bağırsak kanseri için faydalıdır.Günde 12 gramdan fazlası kişiye göre zararlı olabilir

Kiraz: 100 gramında 40 kalori bulunuyor. İçerdiği ellegic asit, vücudu kansere karşı korurken,kiraz kalp damarlarındaki normal bir kan dolaşımını sağlar. Çok kiraz yenmesi, gut hastalığına yakalanma riskini de düşürür.Günde 20 kiraz yemek 1 aspirin yerine geçiyor.

Çikolata: E vitamini, magnezyum ve demir; kalp hastalıklarına yakalanma riskini düşürür. Günde en fazla 1 çikolata yiyin.

Elma: Günde 5 adet yiyin.

Mısır Gevreği: Günde 1 tabak yeterli.

Salatalık: Diyet yapanların en büyük yardımcısı olan salatalık, kolesterolü düşürür. Kalbi güçlendirir. Unutmadan ekleyelim. Salatayı soymadan yiyin. Çünkü kalbi kuvvetlendiren madde, kabuğu ile derisi arasında bulunuyor.

Yumurta: Tüm yiyecekler içinde en kaliteli proteini içerir. En önemli özelliği, kolesterol oranını düzenleyen lesitin maddesi içermesi. Tavada az yağda pişirilmiş yumurtayı tavsiye ederiz.
Sarımsak: Mutfağınızdan eksik etmeyin. En az 1000 doğal tedavide kullanan sarımsak, sindirim sisteminden, kansere, kan dolaşımından kalp hastalıklarına kadar her şeye yaralı. Ancak hamileler dikkat olmalı. Aşırı sarımsak da kalp yanmaları ve çarpıntılarına yol açar. Günde bir diş yeter.

Humus: E vitamini zengini humus, kanda kolesterol oranını da ayarlar.

Kavun: Bir kavunun yarısı insan vücudunun günlük C vitamininin ihtiyacının tamamını, A vitaminin de yüzde 15’ini karşılar. Kavun, kalp ve böbrek hastalarının diyetlerinde sıkça kullanılan bir meyvedir.

Süt:Tam bir kalsiyum, protein, folik asit, A, E ve D vitaminleriyle fosfor deposu. Çocuk ve genç ve hamilelerin günde en az yarım litre süt içmesi tavsiye ediliyor.
Şeftali: Bir şeftali, günlük C vitamini ihtiyacınızın yarısını karşılar. Sindirimi kolay olan meyvanın koyu renklilerini tercih edin. Çünkü kabuğuna renk veren betakarotene maddesi, kalp ve kansere karşı faydalıdır.

Pirinç: E ve B12 dışında tüm B vitaminleri ve potasyum içerir. Özellikle kolon ve bağırsak kanserlerine karşı faydalıdır.Kolesterolü düşürdüğünden kalbe iyi gelir.

Tuz: Vücuttaki kan dolaşımını ve sinir sistemini düzenler. Mide kanseri, kemik erimesi, kalp sorunlarına bire birdir. İngiliz Sağlık Bakanlığı, halkına günde 9 gram tuzun kafi olduğunu, aşırısının vücuda zarar vereceğini açıkladı.

Çay: Günde 2 bardak içilen çayla, 4 elma, 5 soğan, 7 portakal yemiş gibi kalp dostu antioksidan madde almış olursunuz. İngilizler, özellikle çocukların haftada en az 6 bardak sütlü çay içmesini öneriyor.

Ton Balığı: Kolesterol ve tansiyonu düzenler. Anemi hastalığına karşı D ve B12 vitamini içerir. Birçok kansere karşı vücudu içerdiği nikotinik asitle korur. Bir konserve ton balığı vücudun D vitamini ihtiyacının tamamını karşılıyor.

Hindi Eti: 125 gramı, vücudun günlük folik asit ihtiyacını karşılar. Folik asit, kan hücrelerinin yenilenmesine yardımcı olur.
Karpuz: Bir dilimiyle günlük C vitamini ihtiyacınızın %80’nini
karşılarsınız. İçerdiği potasyum, kan dolaşımını sağlar.

KANSER
Kayısı: Antioksidan olan betakaroten açısından zengindir. Hücrelere ve dokulara zarar veren moleküllerin etkisini ortadan kaldırarak kansere karşı koruyucu etkisi vardır. Lifli olduğu için bağırsakları koruyucudur.

Tahıllar: Arpa, mısır, buğday, yulaf gibi tahıllar B ve E vitamini, potasyum ve kalsiyum içerir. Kanserojen maddelerin vücuttan atılması sürecini hızlandırır. Tahıl ağırlıklı bir beslenme rejimi, bağırsak kanseri riskini yarı yarıya azaltıyor.

Fasulye: Fasulye, C vitamini ve betakaroten gibi kalp hastalığı ve kanseri önleyen antioksidanlar açısından zengindir. B vitamini de seks hormonlarını kuvvetlendirir.

Pancar: Demir ve folik asit açısından zengin olan pancar eski çağladan beri kan hastalıklarının tedavisinde kullanılmaktadır. Amerikalı uzmanlar pancar suyunun sarılık tedavisinde de etkili olduğunu belirtiyor.

Lahana: Kanserli hücrelerin çoğalmasını önleyen karoten maddesi içerir.
Havuç: Tam 40 araştırma havuç tüketimi arttıkça kanser riskinin azaldığını ortaya koymuştur. Bunun temel nedeni betakaroten, C ve E vitaminleri gibi antioksidanlar açısından zengin oluşudur.

Nohut: Yağ düzeyi düşük olan ve kolesterol içermeyen nohut kalsiyum, magnezyum, fosfor, potasyum, bakır, manganez, betakaroten ve folik asit açısından zengindir. Göğüs kanserine karşı korur.

İncir: Potasyum, demir ve kalsiyum içerir. Sindirim sistemine yardımcı olur. Eski çağlarda kanserli hücrelerin tedavisinde kullanılan incir, modern tıp tarafından da kansere karşı koruyucu olarak öneriliyor.

Sarımsak: Bağışıklık sistemini güçlendirdiği ve kansere, yüksek kolesterole, kalp ve dolaşım sistemi hastalıklarına karşı koruyucu etkisi vardır.

Fındık: Kalp krizine karşı koruyucu olan E vitamini açısından en zengin besinlerin başında gelir. Her gün yenilen bir avuç fındık kansere ve kırışıklıklara karşı koruyucudur.

Mercimek: B vitamini, demir, kalsiyum, magnezyum, fosfor ve potasyum içerir. Lifli özelliği kandaki kolesterol oranını düşürür, şeker ve kalp hastaları için yararlıdır.

Zeytinyağı: İçindeki omega yağ asitleri, kandaki kolesterol düzeyini dengede tutar. Antioksidan özelliği olan E vitamini açısından da zengindir. Bu sayede kalp krizi, felç, kanser ve erken yaşlanmaya karşı beyni koruyucu etkiye sahiptir.

Soğan: Bağışıklık sistemini güçlendirir. İçerdiği allicin ve sülfür; mide ve bağırsak kanserine karşı koruyucu etkiye sahiptir. Son araştırmalar kemik erimesine karşı, peynir ve sütten daha etkili olduğunu göstermiştir.

Şeftali: Teki bile insanın C vitamini ihtiyacının yüzde 50,sini karşılayabilir. Sindirimi kolaydır. Kansere ve kalp krizine karşı koruyucu olan betakaroten açısından da zengindir. Bir tanesinde 33 kalori vardır.

Pirinç: Pirinç mükemmel bir enerji kaynağıdır. E ve B vitaminleri açısından zengindir. Bağırsak kanserine karşı koruyucu olan pirinç, kolesterolü düşürerek kalp krizi riskini de azaltır.

Çilek: Kolesterol düzeyini düşürür ve sindirim sistemini düzenler. Ellegic asit adı verilen kansersavan bir maddeyi de içerir.

Domates: Likopen açısından zengin ender bitkilerden biridir. Likopen, pankreas gibi çeşitli kanser hastalıklarını önleme konusunda hayati önemdedir. C vitamini açısından zengindir ve bağışıklık sistemini kuvvetlendirir. Lifli bir besin olması da bağırsak kanseri riskini azaltır.

GÖZ
Mısır: Zeaksantin adlı bir bitkisel bileşim içerir.Bu madde yaşa bağlı olarak gelişen görme bozukluklarını azaltır.

Ispanak: Antioksidan özelliği taşıyan A vitaminine dönüşen betakaroten içerir. Sağlıklı gözler için gereklidir. Katarakt ve diğer göz tabakalarının bozulmasına karşı lutein maddesi de içerir.Pişirdikten sonra hemen tüketin; beklemesi halinde içindeki yararlı maddeler toksik maddelere dönüşebilir.

BAĞIRSAK
Elma: Protein, vitamin ve doğal kimyasallar sayesinde sindirime yardımcı olur. Sindirimi kolaylaştırır. Bağırsak sorunları çeken kişiler için dengeleyici ve normalleştirici besin olarak nitelenirler

kaynak: şifa evreni

Bitki Alemi kategorisinde yayınlandı. Leave a Comment »

Bağırsakları rahatlatan besinler…!

Bağırsaklarınızın sağlıklı kalabilmesi ve sindirimin düzgün bir şekilde gerçekleştirilebilmesi için önerdiğimiz bu besinleri tüketebilirsiniz.

Bağırsakları rahatlatan besinler
Çoğu zaman hastalık gibi kabul edilmeyip bağırsak tembelliği diye geçiştirilse de birçok insan sırf bu yüzden özel ve iş hayatında sorun yaşıyor. Posa bakımından zengin besinler (meyve, sebze, tam tahıllı ürünler) tüketmek, bol sıvı almak ve egzersiz yapmak sorunu çözebiliyor. Ancak kronik kabızlık yaşanması durumunda mutlaka doktora ve beslenmenizi düzenlemesi için bir diyetisyene başvurmanız gerekebilir. Kabızlık genellikle zararsızdır ama başka ciddi sorunların işaretçisi veya nedeni de olabilir.

İşte bağırsaklarınızın sağlığı ve sindirimin düzgün yapılabilmesi için tüketmeniz gereken besinler…

Sarımsak
İnanılmaz prebiyotik özellikler gösteren sarımsak bağırsaklardaki zararlı bakterileri yok eder ve bağışıklık sistemini güçlendirir.

Pırasa

Lif ve flavanoid zengini olan pırasa, sindirim sistemini destekleyici enzimler açısından da oldukça değerlidir.

Yer elması
Yer elmasının içerisinde doğal bir prebiyotik olan inülin maddesi bulunur. Kalorisiz bir madde olan inülin, tok hissetmenizi sağlar.

Turp
Turp, içerisinde barındırdığı bir bileşik sayesinde bağırsaklardaki yararlı bakterilerin gelişimini destekler.

Turp hem kendinizi tok hissetmenizi sağlar hem de sindirimi kolaylaştırır.

Kuşkonmaz

Kuşkonmaz kendinizi tok hissetmenizi sağlarken bağırsaklardaki bakteriler için de doğal bir ortam oluşturmaya yardımcı olur. Bağırsak duvarını yenileme ve kilo vermede de etkilidir.

Havuç
Havuç hem cildiniz hem de bağırsaklarınız için çok faydalıdır. Doğal prebiyotikler içerir ve oldukça güçlü bir besindir.

Hintsafranı

Özellikle enflamasyona çok iyi geldiği bilinen hintsafranı veya zerdeçal, bağırsakları iyileştirir ve beyin sağlığını destekler.

Bitki Alemi kategorisinde yayınlandı. Leave a Comment »

Çörekotu yağıyla sinüzite elveda…!

Önemli bir sağlık sorunu olan sinüzite çare yine doğadan geldi. Dr.Ömer Coşkun, sinüzit hastalarının çörekotu yağı ile 1 ayda bu sorunlarından kurtulabileceğini belirtti.

Çörekotu yağıyla sinüzite elveda
Sinüzitin, sinüslerin iltihaplanması ve şişmesine verilen isim olduğunu hatırlatan Dr. Ömer Coşkun, “Üst solunum yolu enfeksiyonları sinüzite yol açar. Etken bakteri ya da virüslerdir, alerji de sinüzite neden olabilir. Burundaki tıkanıklık sonucunda sinüslerin boşalması bozularak içlerinde bakteri kalabilir ve bu bakteriyel sinüzite neden olabilir. Eğer başınız ağrıyorsa, kafada basınç hissi yaşıyorsanız, öne eğilmekle artan yüz ağrınız varsa, burnunuz sürekli tıkanıyorsa ve akıyorsa hemen doktorunuza hekiminize başvurun. Geniz akıntısı gerçekten çok kötü durumdur. Özellikle saçınız ıslakken, yeni banyo yapmışken, rüzgara hava akımı buna kapılırsanız sinüzit azar” dedi.

Çörekotu her derde deva
Dr. Coşkun, sinüzit hastalarına ve bu durumlardan şikayetçi olan vatandaşlara çörek otu yağı tavsiye ettiğini kaydederek, “Çörekotu ölümden gayri her derde devadır Hadis-i Şerifi unutulmamalıdır. Çörekotu yağı hem damlatılabilir hem içten dahilen kullanılabilir. Çörekotu sayesinde 1 ayda sinüzitten kurtulabilirsiniz. Ayrıca bol ılık su için. Çünkü sinüslerde günde yaklaşık 2 litre su döner. O bölgeyi temizlemek için suya ihtiyaç vardır. Her iki buruna birer damla damlatılabilir ayrıca bir çay kaşığı içilebilir. 1 aydan sonra sinüsler rahatlar şikayetler azalmaya başlar ve siz daha rahat nefes almaya, ağrılardan kurtulmaya başladığını görebilirsiniz” ifadelerini kullandı.

Bitki Alemi kategorisinde yayınlandı. Leave a Comment »

Enginarın Az Bilinen Faydaları…

Enginar (Cynara scolymus), papatyagiller familyasından mavi-mor renkli çiçekler açan, 50-150 cm boyunda çok senelik otsu bir bitki. Yumru şeklinde çiçekleri olan ve 2 metreye kadar uzayabilen bir bitki olan Enginar, A ve C vitaminleri ile kalsiyum, potasyum, demir, manganez ve fosfor mineralleri açısından zengindir. Güney Avrupa ve Akdeniz çevresinde yetişir. Gövdeleri dik, kuvvetli, sert ve boyuna olukludur. Yaprakları sapsız, büyük, uzun-oval ve parçalıdır. Çiçekler üst yaprakların koltuğundan çıkan, uzun sapların ucunda büyük başçıklar halinde toplanmıştır. Çiçek tablası etlidir. Hepsi tüp şeklinde olan çiçekleri ve bunların aralarında bulunan tüyleri taşır.Enginar çayı içerek vücudunuz için gerekli folik asit, A, B1 ve C vitaminleri ve magnezyum, fosfor, kalsiyum, demir, potasyum, çinko ve diyet lifi gibi mineralleri alabilirsiniz.

Enginar’ın faydaları

Enginar karaciğer için çok faydalıdır; karaciğeri korur ve karaciğer hastalıklarının daha çabuk iyileşmesini sağlar.

Karaciğer, böbrek ve bağırsakların düzenli çalışmasına yardımcı olur ve böbrek kumlarını döker.

Sindirimi kolaylaştırır. İdrar söktürücüdür. Kandaki şeker oranını ayarlar, kolesterolü düşürür.

Vücuda dinçlik verir. Bedeni ve zihinsel yorgunluğu giderir.

Meme, rahim ağzı ve prostat kanserini önlemeye yardımcı olur.

Enginar kalbi ve damar sağlığını korumakta da etkilidir.

Hücrelerin yıpranmasını engelleyerek yaşlanmanın etkilerini azaltır.

Sarılıkta faydalıdır.

Romatizma şikâyetlerini azaltır.

İshali keser. Ter kokusunu giderir.

Ateş düşürücü ve iştah açıcıdır.

Yapılan bilimsel araştırmalarda Enginar Suyunun Karaciğer hücrelerinin yenilenmesinde ve güçlenmesinde safra salgısının düzenlenmesinde ve kolesterol düşürülmesinde son derece etkili olduğu kanıtlanmıştır.

Mide ekşimesi, kusma, mide bulantısı ve gibi sindirim sorunlarına karşı kullanılabilir.

Antioksidan içeriği ile cildinizin daha görünmesini ve kırışıklıkların oluşumunun gecikmesini olmasını sağlar.

Sık alkol kullananlarda daha ciddi sorunlar meydana gelmeden karaciğer fonksiyonlarını arttırır ve koruma sağlar.

İdrar söktürücü özelliği vücuttan fazla suyun atılmasını sağlar. Bu özelliğinin yanı sıra düşük kalorili olduğu için zayıflamak için diyet yapanlara tavsiye edilir.

enginar nasıl kullanılır

enginar suyu Büyükçe bir enginarı bütün olarak iyice yıkadıktan sonra sapının tamamını kesin.Daha sonra kaynayan iyi suya yine bütün olarak atın ve 1 saat kaynatın. Bu süre sonunda suyun rengi açık kahverengine dönecektir. Ocağı kıstıktan sonra bir yarım saat daha bekletin ve ateşin üzerinden alın. Bu suyu çay olarak içebilir dilerseniz balla tatlandırabilirsiniz. Soğuk veya sıcak tüketebilirsiniz. Kötü kolesterolü düşürmedeki etkisiyle damar sağlığının korunmasında etkili bir çözüm olarak kullanılabilir. Ancak kolesterol ilacı kullanıyorsanız enginar çayı içmeye başlamadan önce doktorunuza danışmalısınız.

Enginar yemeği faydaları

Çiçekleri sebze olarak, taze yaprakları ve kökleri ise ilaç yapımında kullanılır. Enginar suyu kalp çarpıntısına iyi gelir. Taze enginar yaprağı kaynatılarak hazırlanan enginar çayı karaciğer hastalıklarında oldukça faydalıdır. Tüylü kabuklarının kaynatılmasıyla elde edilen enginar suyu ile saçlar yıkanırsa saçları güçlendirir. Karaciğer rahatsızlığı olanlar, enginarın karaciğer üzerindeki olumlu etkileri nedeniyle özellikle son zamanlarda Enginar Hapı kullanımına yöneliyorlar. Enginar Hapı faydalı ve pratik olmakla birlikte kullanmadan önce mutlaka bir doktora danışmak gerekir

Bitki Alemi kategorisinde yayınlandı. Leave a Comment »

KOVUN KÜREKÇİYİ

Türk ve Japon şirketleri arasında bir kürek yarışı düzenlenmesine karar verildi.
Japonların takımında,
8 kişi kürek çekiyor,
1 kişi dümencilik yapıyordu.

Türk Takımında ise,
2 kişi kürek çekiyor,
3 kişi şeflik
3 kişi müdürlük yapıyor
1 kişi de dümeni kullanıyordu.

Her iki takım da, performanslarını en üst düzeyine varabilmek için uzun ve zorlu bir hazırlık döneminden geçti.
Büyük gün geldi ve iki takım da, kendini hazır hissediyordu.
Japonlar yarışı bir kilometre farkla kazandılar.

Yarış sonrası Türk takımı çok sarsılmıştı.
Türk şirket yönetimi yarışın açık farkla kaybedilmesinin nedeninin bulunmasına karar verdi.
Yapılan araştırmalar, analizler ve uzun çalışmalar sonucu düzenlenen raporlara göre hata bulundu ve çözüm önerisi getirildi.
Çözüm olarak yönetimdeki düzeni güçlendirmek ve koordinasyonu güçlendirmek için 1 genel müdür atandı ve sandaldaki ağırlığı dengelemek için kürekçi sayisi da 1 e indirildi.

Japonlara yeni bir yarış teklif etme kararı alındı.
9 kişilik Türk takımı Japonlarla bir yarış yapmak üzere yeniden yapılandı.

Japonların takımında,
8 kişi kürek çekiyor,
1 kişi dümencilik yapıyordu.

Türk Takımında ise yeni yapılanma şekli şöyleydi:
1 Genel Müdür
3 Müdür
3 Dümen Şefi
1 Dümenci
1 Kürekçi.

İkinci yarışı Japonlar iki kilometre arayla kazandılar.
Tepesi atan Türk şirketi yönetim kurulu hemen harekete geçti.

Yarışın kaybedilmesinden sorumlu tutulan kürekçi kovuldu müdürlere ve diğer personele sorunun çözümüne olan katkılarından dolayı ikramiye verildi.

Karikatür kategorisinde yayınlandı. Leave a Comment »