Koyunlar Niye Öyle İşiyor?

Karikatür kategorisinde yayınlandı. Etiketler: . Leave a Comment »

Evrenin sabit bir gündemi yoktur…

Evrende şamanların *niyet *dediği, ölçülemez, betimlenemez bir güç vardır.

Evrende şamanların *niyet *dediği, ölçülemez, betimlenemez bir güç vardır.

Niyet, bir düşünce, bir nesne ya da dilek değildir. Şamanlar niyeti, her şeyi yeniden düzenleyen, değiştiren ya da onları koruyan güç olarak tanımlarlar. Niyete açıklanamaz tin, soyut, nagual gibi adlar
verirler. *Herkesin “sezgi” olarak bildiği şey, niyet ile olan bağlantının canlanmasıdır.* Yani tüm evrende var olan kayıtsız şartsız her şey bir bağlantı hattıyla niyete bağlıdır. Savaşçılar bu bağlantıyı tartışmak, onu anlamak ve onu kullanmakla ilgilenirler. Özellikle ilgilendikleri bir şey de, onu gündelik yaşamlarının sıradan tasalarının duyarsızlaştırıcı etkilerinden temizlemektir. Bu bağlamda *şamanizm, kişinin niyetle bağlantısını arındırma yöntemi olarak tanımlanabilir.

Sıradan insanın niyetle bağlantı hattı neredeyse ölüdür ve savaşçılar işe yararsız bir bağlantı ile başlarlar; çünkü o isteyerek cevap vermez. *Bu bağlantıyı diriltmek için savaşçıların gereksindiği, şiddetli yakıcı bir erktir yani sarsılmaz niyet denilen özel bir zihin durumudur*.

Şamanların fendi, sıradan insanın fendi ile aynıdır. Her ikisinin de bir dünya betimlemesi vardır. *Sıradan insan onu aklıyla destekler, şaman ise niyetiyle.* Her iki betimlemenin de kuralları vardır ama şamanın üstünlüğü niyetin daha çok şey içermesindedir.

*Niyet, düşünceleri bir insana yenildiğini söylediğinde bile onu başarılı kılan şeydir. Savaşçının düşkünlüklerine karşın işlevini sürdürür. Niyet savaşçıyı incitilemez kılan şeydir ve bir şamanı duvardan, uzaydan, sonsuzluktan geçiren şeydir.*

Evrende, büyücülerin niyet dediği, ölçülemeyecek ve anlatılmayacak bir güç bulunduğunu ve evrende var olan her şeyin bir bağlantı hattıyla niyete bağlı olduğunu söyledi.

– Naguallar, büyücülerin ‘asgari şans’ adını verdikleri şeyin, kişinin niyet ile bağlantısının farkındalığını sağlamakla yükümlüydü.

– Niyet, algılamamıza neden olan yaygın kuvvettir. Farkındalığımızın nedeni algılamamız değildir, asıl niyetin baskısı ve işgali sonucudur.

– “Niyeti bilmenin tek yolu,” diye yanıtladı, “niyet ile onu hissedebilen canlılar arasında canlı bir bağlantı olduğu zaman onu tanımaktır.

– Yorumları anlamlandırmak büyücüler için olağan işlerden biriymiş. Yanlış yorumlamalar, sadece büyücünün kişisel duygularının işin içine girip niyet ile olan bağını bulanıklaştırması durumunda ortaya çıkabilirmiş.

– Niyetin, içine girelim diye, göz açıp kapayana dek önümüze diktiği görkemli yapılar ve içeri girdiğimizde kaybolmayalım diye verdiği işaretler.

– Onlar, niyet ile olan bağlarını denetlemeyi bilirler. Böylece her zaman önceden uyarılır, tinin kendileri için neler hazırladıklarını bilirler.

– Niyetin ne olduğunu bilmek, kişinin istediği herhangi bir zamanda o bilgiyi açıklayabileceği ya da kullanabileceği anlamına gelirmiş.

– O da niyetin bilgisinin herkese açık olduğu, ama yönetiminin onunla derinlemesine uğraşan insanların elinde olduğuydu.

– Acımasızlık bi büyücünün gözünü parlatır ve bu parlaklık da niyeti çağırır.

– “Bu, insanın us dünyasını, sessiz bilgiye tercih ettiği anlamına geliyor,” diye yanıtladı. “İnsan us dünyasına ne denli bağlanırsa, niyet o denli kısa ömürlü olur.

– Büyücüler niyetin mantıkla değil, gözlerle deneyimlendiğini söylerler. … “Niyetin bi yönü olan yoğunluk, doğal olarak büyücünün gözünün parıldamasına bağlıdır,” diye açıkladı. “Büyücüler o yalıtılmış algı adacıklarını çağrıştırmak için gözlerinin parıldamasıyla birlikte dönmek istedikleri alanı niyet ederler.”

– Boyun eğmez niyetin, toplanma noktasının olağan olmayan bir konumda sabit kalmasından ortaya çıkan bir kuvvet olduğunu söyledi. Büyücülerin boyun eğmez niyeti, değişmez kararlarını ateşleyen bir katalizör olarak gördüklerini söyleyerek devam etti, ya da tersi olarak: değişmez kararları, toplanma noktalarını, sırası geldiğinde boyun eğmez niyeti oluşturan yeni konumlara iteleyen katalizörmüş.

– Niyeti hiçbir şey aynı gücü anlamak için savaşan büyücülere ait hikâyeleri incelemekten daha iyi gösteremez büyücülere.

Bir fırsatını bulduğumda Carlos’a sordum:
“Carlos, sıradan bir insanın büyücülerin bilincine ulaşması için gereken nedir?”

“Niyet,” dedi. “İnsanın niyeti tine bir teklif yapmalı ve tin onu gelişim araçlarının yolu üzerine koyarak bunu kabul etmeli. Başka zamanlarda, kullanılabilir tek araç bir naguala doğrudan doğruya haber verilmiş olmaktı. Günümüzde ise sıradan bir insan, yayınlar aracılığıyla yönlendirilmeye elverişli.

-Don Juan niyetin, kişinin kullanabileceği, denetleyebileceği ya da harekete geçirebileceği bir şey olmadığını, yine de onu arzusu doğrultusunda kullanabileceğini, denetleyebileceğini ya da harekete geçirebileceğini söyledi. Bu çelişkinin büyücülüğün özü olduğunu belirtti. Bunu anlayamamak yüzyıllarca büyücülere acı ve üzüntü vermiş. Günümüzün nagualları bu acı dolu bedeli ödememek için, savaşçının yolu ya da kusursuz eylem denilen ve büyücüleri temkinli ve düşünceli olmaya hazırlayan bir davranışlar dizisi geliştirmişler.

-“Tüm yapman gereken, niyetini bi gümrük binası gibi düzenlemek. Tonalın dünyasındayken kusursuz bi tonal olmalısın; mantıksızlığın ne yeri ne zamanıdır. Niyet bi savaşçı için nagual ile tonal arasındaki kapıdır, ne taraftaysa, kapı öteki yan için kapanır

“Nagual niyetin her yerde var olduğunu söylemişti,” dedi La Gorda birdenbire. “Bu ne anlama geliyor?” diye sordum. “Bilmiyorum,” dedi. “Yalnızca aklıma gelen şeyleri söylüyorum. Nagual ayrıca, dünyayı oluşturan şeyin niyet olduğunu söylemişti.” Bu sözleri daha önce de duyduğumu biliyordum.

-Herkesin ‘sezgi’ olarak bildiği şey, niyet ile olan bağlantımızın canlanmasından başka bir şey değildir.

-Bükülmez niyet, iç sessizliğe yol açıyor ve iç sessizlik, birleşim noktasının rüyada uygun konumlara kaydırılabilmesi için gereken iç direnci karşılıyormuş.

-Yeni görücüler, yollarına sabırsızlık, umutsuzluk, kızgınlık ya da keder çıktığında çok basit bi eylem önerirler; Savaşçıların gözlerini yuvarlamasını önerirler, herhangi bi yöne doğru olabilir. Gözün devinimi, birleşim noktasını anlık olarak yerinden oynatır. Bu seni rahatlatacak. Bu, gerçek niyet ustalığının yerine kullanılır.

-Büyücüler, niyeti çağırmak için niyet sözcüğünü yüksek sesle ve açık şekilde seslendirirler. Niyet, evrende var olan bi güçtür. Büyücüler onu çağırdıklarında, niyet onlara gelir ve ustalığın yolunu açar; bu da büyücülerin giriştikleri her işte daima başarılı oldukları anlamına gelir.

“Keyfi ve önemsiz bile olsa, büyücülerin her istediklerini elde ettiklerini mi söylemek istiyorsun?”

Hayır, bunu demek istemiyorum. Niyet, elbette her amaç için çağrılabilir ama büyücüler, niyetin onlara yalnızca soyut bi şey için geldiğini zor yoldan öğrendiler.

(Don Juan)” C. Castaneda Devamını Gör

Karıncayı bile incitmem” deme!

 

Karıncayı bile incitmem” deme!
Bile’den incinir karınca;
Söz söylemek irfan ister,
Anlamak insan…

Fuzûlî

Şiir kategorisinde yayınlandı. Etiketler: . Leave a Comment »

Öleyim Mi Manyak?

Karikatür kategorisinde yayınlandı. Leave a Comment »

G.tü Kalkmasın Hemen…

Karikatür kategorisinde yayınlandı. Leave a Comment »

Dün Gece Rüyamda Kafka Olduğumu Gördüm:)

Karikatür kategorisinde yayınlandı. Leave a Comment »

Çok Doğru…12 Soruda Kişilik Testi

1) Çok kalabalık bir lokantada, sipariş vermek için bekliyorsunuz. Fakat garson sizi 15 dakikadır görmüyor.

a) Garsona seslenerek el sallar, dikkatini çekmeye çalışırsınız.
b) Bir daha yanınızdan geçtiğinde nazikçe gülümser ve kibarca artık sipariş vermek istediğinizi söylersiniz.
c) Beklemeye devam edersiniz. Nasıl olsa bir ara sizi görüp gelecektir.

2) Haksızlık…

a) … sert bir biçimde cezalandırılmalıdır.
b) … değiştirilemez, en mantıklısı göz yummaktır.
c) … karşısında elinizden hiçbir şey gelmez.

3) Çok keyifsiz bir gününüzdesiniz…

a) Sinirinizi gizlemeye çalışmaz, neye sinirlendiyseniz belli edersiniz. Böylece keyfiniz tekrar yerine gelir.
b) Sıkıntınızı sadece yakın arkadaşlarınızla paylaşırsınız. Neşeli halinize geri dönmeniz biraz uzun sürebilir.
c) Kendi kendinizi dinler, keyfinizi kaçıranın ne olduğunu çözersiniz. Keyfiniz zaten çok çabuk yerine gelir.

4) En samimi kız arkadaşınız kuaförde saçlarını yaptırmış, fakat çok kötü görünüyor. Ona ne dersiniz?

a) ‘Kuaföre mi gittin? Çok hoş olmuş’ diyerek arkadaşınızın moralini bozmamaya çalışırsınız nasılsa olan olmuştur.
b) ‘Hala en yakın arkadaşımsın’ diyerek, hoş bir şekilde beğenmediğinizi anlatırsınız.
c) ‘Eski saçların daha güzeldi’ diyip net bir şekilde beğenmediğinizi ona söylersiniz.

5) Dostane ama sizi sürekli lafa tutan komşunuz, çok aceleniz varken size merdivenlerde rastlarsa…

a) Onu sabırla dinler, lafını kesmezsiniz. Elbet bir ara diyecekleri bitecektir.
b) Kibarca çok aceleniz olduğunu söyler, hızlı adımlarla uzaklaşırsınız.
c) Konuşmayı çabucak bitirmesi için kestirme laflarla cevap verir, sizi lafa tutup engellediğini tavırlarınızla belli edersiniz.

6) Kayınvalideniz yaş gününüzde size çok zevksiz bir kazak hediye etti…

a) Mutlaka teşekkür edersiniz, ama kazağınız dolabınızın en alt çekmecesinde yerini alır.
b) Hemen içine bakıp, değiştirme kartı olup olmadığını kontrol edersiniz.
c) Kayınvalidenizin sizin zevkinizi hala anlamamış olması canınızı sıkar ve gecenin ilerleyen saatlerinde bunu kendinize dert edersiniz.

7) Mutfakta başarılı olmamanıza karşın kek yaptınız…

a) Kimse yaptığım kek hakkında yorum yapmaz.
b) Gülümseyerek inatla insanların kekimi nasıl bulduklarını sorarım.
c) İkram etmeden önce keki denemek için yaptığımı mutlaka söylerim ve yanında pastaneden aldığım kurabiyeleri de koyarım.

8) Bir lokantaya giriyorsunuz ve yanınızdaki çiftin insanlara bakarak fısır fısır konuştuklarını fark ediyorsunuz…

a) Sinir olurum, başkaları hakkında böyle alenen konuşan insanlardan hiç hoşlanmam.
b) Bir şey düşünmem!
c) Çok şeker bir çift olduklarını ve birbirlerini yeni tanıyan heyecanlı aşıklar olduklarını düşünürüm.

9) Sabah koşu yaparken, sizden çok daha genç olan iş arkadaşınızla karşılaşıyorsunuz ve o gülümseyerek sizi hızlıca geçiyor.

a) Kalan tüm gücünüzü toplar siz de onu geçersiniz.
b) Siz de ona nazikçe gülümsersiniz, sporda hızlı olması sizden daha formda ve daha ince olduğunu göstermez.
c) Temponuzu hiç bozmazsınız, yavaş olmak hiç sorun değilmiş gibi davranırsınız.

10) Girdiğiniz mağazada tatlı dilli bir tezgahtar size çok yüksek fiyatlı bir pantolonu satmaya uğraşıyor.

a) ‘Bir daha bu dünyaya ne zaman geleceğim’ diye düşünür, pantolonu tereddüt etmeden alırsınız.
b) Paranıza kıyamaz ve mağazadan çıkarsınız.
c) Tezgahtara tekrar düşüneceğinizi söyler, evinizin yolunu tutarsınız.

11) Patavatsızlık yapıp, birilerini kırdığınız oluyor mu?

a) Elbette çok sık oluyor.
b) Hayır asla kırmam çok dikkatli davranırım.
c) Nadiren olur ama bunu asla kasten yapmam.

12) İnsanlara iltifat etmeyi sever misiniz?

a) İltifat etmesini de almasını da çok severim.
b) Eğer gerçekten öyle düşünüyorsam söylerim, iltifat olsun diye değil.
c) Evet ara sıra iltifat ederim, herkes biraz övgü duymak ister.

PUANLAMA

. a    b    c

1) 5    2    1
2) 6    2    1
3) 6    3    1
4) 1    2    4
5) 1    6    3
6) 2    5    0
7) 1    5    2
8) 7    0    3
9) 7    3    1
10) 3    6    0
11) 6    2    1
12) 5    3    1

DEĞERLENDİRME

9-25 puan arası

Kesinlikle çevrenizle çok uyumlu birisiniz. İnsanlarla rahat iletişim kurmak, yanlarında kendinizi huzurlu hissetmek sizin için son derece önemli.

Dikkat etmeniz gerekenler: Tüm gücünüzü insanlara ayırmayın, kendinizle ilgilenmek için de zaman yaratın. Seveceğiniz bir kitap, güzel köpüklü bir banyo ya da doğayla baş başa bir yürüyüş. Tüm bunlar biraz rahatlayıp kendinizle baş başa kalmanızı sağlayacaktır.

26-46 puan arası

Sempatik bir görüntünün, tüm kapıları açan bir anahtar olduğunun farkındasınız. Çevrenizle ilişkilerinizde kendinize fazlasıyla güveniyorsunuz ve beceriklisiniz.

Dikkat etmeniz gerekenler: Düzgün davranmaya o kadar uğraşıyorsunuz ki, içinizdeki ‘ben’ bir türlü dışa çıkamıyor. Ara sıra taşkınlıktan çekinmeyin. İçinizdeki ‘ben’i dışarıya çıkarın, gerçekten neyi arzuluyorsanız onu yapın ve herkes sizi daha az sevecek diye endişelenmeyin.

47-68 puan arası

İçiniz dışınız bir. Hiç kimse görüş ve düşünceleriniz konusunda ikilemde kalmıyor. Zaten siz de ikilemde kalmayı, kimsenin işi ikircikli bırakmasını istemiyorsunuz.

Dikkat etmeniz gerekenler: Ara sıra zayıf yönünüzü göstermenin bir zararı dokunmaz. Ara sıra çekilin bir kenara ve kendinize biraz soluk aldırın. Hem böylece başkaları siz olmadan da bir şeyler yapmaya çalışacaktır.

Üzüm Sirkesinin Faydaları

üzüm sirkesi tam bir ilaçtır. İştah açıcı olarak, salata ve turşular içine dökülen sirkenin insan sağlığına sağladığı faydalar şu şekilde özetlenebilir;

* Yorgunluk ve uykusuzluk için yatmadan önce sirkeli su içilmesi,

* Boğaz ağrılarında, sirkeyle gargara yapılması,

* Nasırların ve sertliklerin üzerine, sirkeyle ıslatılmış ekmek konulması,

* Su ile kaynatılıp buharına durulursa baş ağrısı, astım ve cilt lekelerine iyi gelmesi,

* Güneş yanığına sürülmesi,

* Bal karıştırılmış sirkeli su her gün içilirse, düzenli kilo verilmesi,

* Siğillere, sirke döküp üzerine kabartma tozu serpilir ve 15 dak. sonra toz silkelendiği zaman,

* Kaşıntılara ve cilt çatlaklarına sirke sürülmesi,

* Sirkeli bezin mide üzerine konmasında bulantı ve kusmayı önlemesi,

* Sirkeli bezin varislere konması,

* Sirkenin orta dereceli yanıklarda da kullanılması,

* Kepekli ve mat saçlar için durulama suyuna sirke ilave edilmesi,

* Cildi yumşatmak, parlatmak için banyo suyuna bir miktar sirke ilave edilmesi,

gibi birçok faydası vardır.

Bunun yanısıra hijyen amaçlı olarak sirke kullanılabilmektedir. Lavabo banyo gibi sert zeminleri temizlemek için ve sebze ve meyveleri mikroplardan temizlemek için sirkeli su kullanılır.
(alıntıdır)

Bitki Alemi kategorisinde yayınlandı. Etiketler: . Leave a Comment »

Adnan?

Hemen

Karikatür kategorisinde yayınlandı. Etiketler: . Leave a Comment »

Gerçek akıl, sadece bize sunulan çözümleri seçmek değil, en uygun çözümü bulabilmektir…

Ferhat Diye Bir Herife Kız İsmiyle Yazıyorum…

Arif’in aşkı ve kadınları anlamaya çalıştığı bir dönemde Müzeyyen’e rastlamasıyla, onun gizemli dünyasına yaptığı yolculuğun anlatıldığı filmi kaçırmayın

'Behzat Amir' bu sefer bir aşk öyküsünde...

 

Geriye Kalan’ isimli filmiyle iki sene önce Uluslararası Antalya Altın Portakal Film Festivali’nde En İyi Yönetmen ödülünü alan Çiğdem Vitrinel ikinci uzun metrajlı filmi ‘Fakat Müzeyyen Bu Derin Bir Tutku’nun çekimlerine İstanbul ’da başladı. İlhami Algör’ün aynı adlı romanından esinlenen filmin başrollerinde Erdal Beşikçioğlu ile Sezin Akbaşoğulları yer alıyor. İki oyuncu daha önce fenomen TV dizisi Behzat Ç.’de de karşılıklı rol almıştı. Filmin ana karakterlerinden yazar Arif’in aşkı ve kadınları anlamaya çalıştığı bir dönemde Müzeyyen’e rastlamasıyla, onun gizemli dünyasına yaptığı yolculuğun anlatıldığı filmde Harun Tekin, Hare Sürel, Derya Alabora, Ege Aydan, Kerem Atabeyoğlu, Erdinç Gülener ve Barış Yalçın da karşımızda olacak ediyor. Senaryosunu Çiğdem Vitrinel ve Ceyda Aşar’ın birlikte kaleme aldığı filmin yapımcılığını Marsel Kalvo, görüntü yönetmenliğini ise Vedat Özdemir gerçekleştirecek. Filmin müzikleri ise Harun Tekin’e teslim…

İki sebep için değişiriz: Ya yeterince öğrenir ve değişmek isteriz ya da yeterince yaralanır ve değişmek zorunda kalırız…

YOLUNUZA HER NE CIKARSA ONU IYILESTIREBILIRSINİZ..


1. NELER OLDUGUNA DAIR HICBIR FIKRINIZ YOK.
Icinizde ve etrafinizda olan herseyin bilincli ya da bilincsiz, farkinda olmaniza imkan yoktur. Bedeniniz ve akliniz su anda calismaktadir ve bunun farkinda degildir. Ve, havada radyo dalgalarindan dusunce formlarina kadar gorunmeyen sayisiz sinyal bulunmaktadir ve sizler bunlarin hicbirini bilincli olarak algilamazsiniz. Gercegi soylemek gerekirse, tam su anda kendi gerceginizi yaratmaktasiniz ama bu olay bilincli bilginiz ya da kontrolunuz disinda, bilincsizce olmaktadir. Bu nedenle istediginiz kadar olumlu dusunun gene de yaralanirsiniz. Yaratici olan bilincli zihniniz degildir.
2. HERSEYI KONTROL ALTINDA TUTAMAZSINIZ .
Elbette ki, olan herseyden haberiniz olmadigi icin, onlari kontrol de edemezsiniz. Dunyaya emredebileceginizi dusunmek egosal bir hatadir. Su anda dunyada neler oldugunun cogunu egonuz goremedigine gore, sizin icin en iyisinine egonuzun karar vermesine izin vermek hic te bilgece olmaz. Secim sizin elinizde ama kontrol degil. Ne deneyimlemeyi tercih edeceginize karar vermek icin bilincli zihninizi kullanabilirsiniz, ama onu ifade edip edemeyeceğinizi ya da bunu nasil ve ne zaman yapacağinizi kendi haline birakmalisiniz. Teslimiyet anahtardir.
3. YOLUNUZA HER NE CIKARSA ONU IYILESTIREBILIRSINIZ.
Yasaminizda onunuze cikan her sey, oraya nasil geldigine bakmaksizin, iyilestirmek icindir, cunku su anda sizin radarinizdadir. Buradaki varsayim, eger onu hissedebiliyorsaniz , onu iyilestirebilirsiniz de. Eger onu bir baskasinda gorebiliyorsaniz ve bu sizi rahatsiz ediyorsa, o zaman iyilestirmek icin oradadir demektir. Ya da Oprah’in bir keresinde soylemis oldugu gibi, “Eger onu farkedebiliyorsaniz , ona sahipsinizdir. ” Onun neden hayatinizda olduguna ya da oraya nasil geldigine dair hicbir fikriniz olmayabilir, ama artik farkinda oldugunuza gore, onu serbest birakabilirsiniz. Karsilastiginiz seyleri ne kadar iyilestirirseniz, tercih ettiklerinizi ifade etmede o kadar net olursunuz zira baska seyler kullanmak icin gereken enerjiyi serbest birakmis olursunuz.
4. TUM DENEYIMLERINIZDEN %100 SORUMLUSUNUZ.
Hayatinizda basiniza gelenler sizin sucunuz degildir, ama sizin sorumlulugunuzdur. Kisisel sorumluluk kavrami soylediginiz, yaptigniz ya da dusundugunuzun otesindedir. Hayatinizda yer alan diger herkesin dediklerini, yaptiklarini ve dusunduklerini de icerir. Yasaminizda meydana gelen herseyin sorumlulugunu tamamen alirsaniz, o zaman herhangi bir kisi bir sorunu su yuzeyine cikardiginda o sizin de sorununuz olur. Bu ucuncu ilkeye baglanir, yani yolunuza cikan herseyi iyilestirebilirsiniz. Kisacasi, su an ki gerceginiz icin hic kimseyi ya da hicbirseyi suclayamazsiniz. Tum yapabileceginiz onun sorumlulugunu almak, yani onu kabul etmek, ona sahip cikmak ve onu sevmektir. Karsilastigniz seyleri ne kadar cok iyilestirirseniz kaynak ile o kadar uyumlu olursunuz.
5. SIFIR LIMITE BILETINIZ “SENI SEVIYORUM” CUMLESINI SOYLEMEKTIR.
Sizi herseyin otesindeki huzura, iyilestirerek ifade etmeye goturecek bilet sadece “Seni Seviyorum” cumlesidir. Bu cumleyi Tanri’ya soylemek icinizdeki herseyi temizler ve boylece su anin mucizesini yasayabilirisiniz: sifir limiti. Amac, her seyi sevmek. Fazla kiloyu, bagimliligi, sorunlu cocugu ya da komsuyu, esi sevin: hepsini sevin. Sevgi sıkışıp kalmis olan enerjiyi degistirir ve serbest birakir. “Seni Seviyorum” demek Tanri’yi deneyimleme dileginizin gerceklesmesidir.
6. IILHAM NIYETTEN DAHA ONEMLIDIR.
Niyet zihnin oyuncagidir; esinlenme Tanri’dan bir bildirimdir. bir an gelir, yalvarmak ve beklemek yerine teslim eder ve dinlemeye baslarsiniz. Niyet egonun sinirli gorusunu temel alarak hayati kontrol etmeye calismaktir; esinlenme ise Tanri’dan gelen mesaji almak ve buna gore hareket etmektir. Niyetler ise yarar ve sonuc verir; esinlenme ise yarar ve mucizeler getirir. Hangisini tercih edersiniz?
JOE VITALE ve Dr. IHALEAKALA HEW LEN
ZERO LIMIT