“bir şeyden kurtulmaya çalışırken başka bir şeye tutunmaya çalışma;
kendi ayaklarının üzerine düş.”
— Mehmet Deveci
Bir karınca ağzında küçücük bir damla su ile koşa koşa gidiyormuş. Hem de boyu göklere varan cehennemi ateşe doğru. Gökte uçan ve gagasında ateşe atmak üzere bir dal parçası taşıyan bir kartal onun bu telaşını görüp sormuş hemen yanına yanaşıp: “Bu acelen niye? Nereye böyle?”
Ağzında bir damla su taşıyan karınca o bir damlayı ellerinin arasına alıp, “Duymadın mı” demiş. “Nemrud, İbrahim Peygamber’i ateşte yakacakmış. İşte ateşin olduğu yere su götürüyorum.”
Bu sözleri duyan kartal kendini tutamayarak uluorta kahkahalarla gülmeye başlamış. “Sen şu ateşe dönüp yüzünü hiç bakmadın mı?” diye sormuş. “Ne kadar büyük. Senin bir damla suyun ona ne yapabilir ki?”
Su taşıyan karınca, “olsun” demiş. “Hiç olmazsa safımız belli olur.”
Every day – at the same time – she waits for him. Sometimes she barks to call him. He comes; they rub and greet each other and they go for a walk. They have done this for 5 years and no, they don’t belong to the same owners. The owners didn’t know until neighbors seeing them together so frequently commented to the cat’s owner, who then followed the dog home which was a distance away – not in a house close or next door. How it started no one knows.
Wouldn’t it be great to have friends like this – always?
Please Share
Çinliler bu ağacı şöyle yetiştirir:
… Önce ağacın tohumu ekilir, sulanır ve gübrelenir.
Birinci yıl tohumda herhangi bir değişiklik olmaz. Tohum yeniden sulanıp gübrelenir.
Bambu ağacı ikinci yılda da toprağın dışına filiz vermez.
Üçüncü ve dördüncü yıllarda her yıl yapılan işlem tekrar edilerek bambu tohumu sulanır ve gübrelenir.
Fakat inatçı tohum bu yılda da filiz vermez.
Çinliler büyük bir sabırla beşinci yılda da bambuya su ve gübre vermeye devam ederler.
Ve nihayet beşinci yılın sonlarına doğru bambu yeşermeye başlar ve altı hafta gibi kısa bir sürede yaklaşık 27 metre boyuna ulaşır.
Akla gelen ilk soru şudur :Çin bambu ağacı 27 metre boyuna altı hafta da mi Yoksa beş yılda mı ulaşmıştır?
Bu sorunun cevabı tabii ki beş yıldır.
Bunu çokça yapan insanlar fedakarlık yapan insanlardır.Fedakarlık yapanlar kendi değerinin farkına varamayanlardır ki bu bir çok sorunu da beraberinde getiren bir şeydir. Önce kişi kendi değerini bilmeli sonra diğerleriyle ilgilenmelidir. Başkalarının ihtiyaçlarını ön planda tutup kendi içinde mutsuz olmamak adına mecburiyetlere mahkum etmemeliyiz kendimizi..
Serap Özger