![images[7]](https://anetteblogzamazingo.files.wordpress.com/2014/02/images72.jpg?w=780)
Rapunzel, Pamuk Prenses ve Yedi Cüceler, Külkedisi hikayelerini bilmeyen yoktur… Ve maalesef bu hikayelerin ana fikrini bir hatun olarak çok iyi kafama yazdılar…Ben acizim beni ancak erkek korur-kollar-kurtarır…
Peki ya erkekler acaba bundan kendilerine nasıl bir sonuç çıkardılar… Hadi hangi kadın korunmaya muhtaçsa onu kurtarmaya gideyim moduna mı girdiler acaba?
Bunu keşfeden ”akıllı kadınlar” kendilerini aciz gösterip, bir erkeğin kanatlarına ihtiyaçları olduğunu düşündürtüp sonra bıyık altından gülerken, erkeği de çok iyi poyuna mı getirdiler acaba???
Hadi gel prensim beni anca sen korur kollarsın, gireyim kanatlarının altına derken, aptal durumuna düşürdükleri erkeği parmaklarında oynatmanın zevkini mi tattılar acaba…
Erkek de zevkle, egosu iyice parlatılmış olarak, zırhını giyip hatunu kurtarmaya mı gitti ??
Ne diyeyim, umarım bu oyunlar biter de; erkek de kadın da herkesin kendi ayaklarının üstünde durabilecek, kendini koruyup kollayacak durumda olduğunu ama bunun için çalışma, çok çalışma, eşek gibi çalışma, emek, güç ve ve cesaret gerektirdiğini anlar…
Ben Rapunzel olsaydım, yataktaki çarşafları yırtar yırtar birbirine düğümler sonra aşağı sarkıtır ve kaçmaya çalışırdım… Olmadı yemek getireni ayartıp kaçmaya çalışırdım…Olmadı bıçağımla kapının kilidini sökmeye çalışırdım…Olmadı başka bir yöntem arardım…
Ve umarım bu yüzyılda kadınlara yüklenen ve bazılarının da kullanmaktan çok zevk aldığı ”acizim” yaftası, ve beni bir erkek kurtarır klişesi artık tarihe karışır…Hem erkekler hem kadınlar için…
Güçlü, ayağının üstünde duran, emeğini ortaya koyan, cesur, mert, oyuna ihtiyaç duymayan kadınların şerefine üç kere: OLE…OLE…OLE…
Anette İnselberg