
Ne ektiysek Onu biçiyoruz..
Elma fidesi ekiyoruz neden armut yiyemedik diye de ağaca kızıyoruz…. .
Barış OL’gun…. .{Filozofantazik
. ÇAKRA (Boğaz çakrası) Gırtlak bölgesindeki 5. çakra, bedenimizde sesimizi bulduğumuz, kişideki dürüstlük yeteneğini barındıran ve iletişim, ifade, yüksek düşünsel süreç ile ilişkilidir. Bedende gırtlak bölgesinde, 3. omur hizasında, troid bezinin yakınındadır.
YETENEK: Doğruluk
RENK: Mavi
GÖLGE DUYGULAR: İnkar, yalanlama, sertlik Aurik düzeylerde şuurun ifade edilişi: Esiri kalıp düzeyi Şuur ifadesi: Yüksek irade Affirmasyon:
Yapacağım ÇAKRA ALGILAMASI: İşitme, konuşma
BİLGİNİN YAPISI: Sesler, sözler ve müzik duyma, aynı zamanda tatmak ve koklamak
MEDİTASYON PRATİĞİ: Ses dinleme
ELEMENT: Eter(dünya atmosferinin ötesinde bulunan ince, göksel bir enerjidir). Algılaması: İşitme ve konuşma Duyuları: Sesler, sözler ve müzik duyma, aynı zamanda tatmak ve koklamak Astrolojik burçlar ve gezegenler: İkizler/Merkür: İletişim, bilgi ve deneyim alış verişi. Mars: Kendini ifadede aktif oluş Boğa/Venüs: Şekil ve oylum(hacim) duyguları Kova/Uranüs: İlahi esin, bilginin ve bilgeliğin iletimi, bağımsızlık. Çakralar, yüksek zihinsel ve ruhsal diyarlara doğru yükseldikçe, ilerledikçe bu çakralarla ilgili elementler dünyasal olmaktan çıkar. Gerçek sesimizin nasıl olduğunu, yaşadığımız sürece insanlara söylediklerimizin ‘’gerçekte’’ ne anlama geldiğinin farkına bu çakra ile varırız. 5. çakra boyun, omuzlar, ağız, burun ve kulakları, baş ve kalp arasındaki geçidi içerir.
KENDİN OL! Bu çakra ile mümkündür. Özde kim olduğunuz gerçeğine ulaşmanın en harika yollarından biri, kendi sesiniz üzerinde çalışmak ve onu sevmekle başlar. Bu dünya sözle yönetilir ve sözü yüzeysel olan kişi de yüzeysel demektir. Sözler önemsiz değildir. Sözler gerçek güçtür. Tüm evren manyetik bir alandır. Eğer pozitif sözcükler üretirsek sevgiyi, negatif üretirsek nefreti hissederiz. Sözlerimizle olayları gerçek yaparız. Sözlerimizin gücünün ve nasıl konuştuğumuzun bedenimizi, zihnimizi ve ruhumuzu etkilediğinin gerçekten bilincine vararak, yaşantımızı sözlerin gücüyle değiştirebiliriz. Ruhun sesi, bir çan kadar berrak çınlar. Olumsuz bir düşünceye kapıldığınızda, bunu olumlu bir düşünce ile yenin, olumsuzluğun tersini zikir gibi tekrar edin, en İYİ sonucu alacaksınız. Bir arkadaşıma ne zaman ‘’hayat nasıl gidiyor’’ diye sorsam hep ‘’gerçekten zor gidiyor’’ derdi: ona bu cümleyi 40 gün boyunca sözlüğünden silmesini sadece hayatında neler olup bittiğini görmesi için bunu denemesini istedim. Bu çok zor bir şeydi. Buna inanmıyordu, ama sonuç muhteşemdi.
NE SÖYLÜYORSANIZ O’SUNUZ Söylediğimiz sözler önemlidir ve bedenimizde güçlü bir şekilde etkileri görülür, hele kötü ya da sert iseler dokularımızda hücre tahribatına neden olur. Kendinizi kabullenme sevgiyle güçlendirmek isterseniz şu pratiği yapın: “istiyorum” ve “ben varım”. Boğaz çakramızı açmak ve doğruyu söyleme yeteneğimizi geliştirmek için bu şekilde belirli sözcükleri tekrarlamak beynimize olumlu duyguları güçlendiren ve hücresel kodlanmamız içindeki eski yaralarımızı iyileştiren mesajlar göndermemizi sağlar. Belirli bir sesi tekrarlamaya dünyanın her yanındaki kültürlerde rastlanır (bizde zikir). Şifa veren sesler: bir doktorun sesi insan sesi veya müziğin tedavi edici gücü ve bedenin %70 i sudan oluştuğu ve ses suda kolayca iletildiği için su sesinin hücresel düzeyde iyileşme sağladığı iddia edilmektedir. Düzenli sesler meditasyon, yoga, nefes çalışmaları. Tüm bu yöntemler gerilimi azaltmada bedeni güçlendirmede ve kişiye huzur vermede işe yaramakta ve hayatları değiştirmektedir. Size acısız bir değişim sözü veren birinin bir yalan satmaya çalıştığına inanın! Bazen değişimle birlikte kayıpların da geldiği yadsınamaz; sizin için sağlıklı olmayan bir şeye yapışmak asla mutluluk getirmez. Eğer değişim çok hızlı ya da yoğun olursa zamanla bilinç altımız direnmeye başlar. Bazen insanlar bilinçsiz olarak kendi karakterlerinde gerçek değişiklikler yapmak yerine bir başkasını suçlamanın daha kolay ve daha rahat olduğuna karar verirler. Bu ‘’bende yanlış giden bir şeyin aslında nedeni sensin’’ sendromudur.
Eğer hayatınızın herhangi bir bölümünde mutsuzsanız onu değiştirebilecek kişi de sizsiniz. Size ne zaman susmanız söylense, boğaz çakranızın bir bölümü kapanır, burnunuzdan aldığınız her temizleyici nefesle boğaz çakranızda açılmaya ve iyileşmeye başlar. Sağlıklı bir diyet işe zevki karıştırmaz;önemli olan dengedir. İyileşme ve gelişmenin zorlayıcı yanlarından biri olan denge yeteneği bedenimizde boynumuzdur. Başımız ve kalbimiz arasındaki dengeyi sağlamak hayat kalitemizin en önemli etkenlerinden biridir ve bu denge sevecenlik, iyilik olarak adlandırılır. Dürüstlük bir şeydeki küçük gerçeklerden daha önemlidir. Bu, eyleme dönüşmüş dürüstlüktür. Eğer 5. çakra hastalıkları ya da bağımlılıklarınız varsa ve bunlar hayatınızı etkiliyorsa, bedeniniz sizi uyarmak için bilgiyi tek dil olan acı ve rahatsızlığı kullanarak size bir dengesizliğin süre gittiğini söylemektedir. Bunlar kalıtsal hastalıklar değildir. Ruhunuzun kendi gerçeğini bağırarak söyleme gereksinim ile doğrudan ilişkilidir. Köpek gibi solumak=köpek solunumu -Ağzınızı açarak oturun, dilinizi olabildiğince dışarı çıkarın ve tıpkı bir köpek gibi hızla nefes alıp verin. Diyafram ve göbek deliğinin gücünü de bu nefese ekleyin. Nefes aldığınızda göbek deliği dışarı doğru çıksın, nefes verirken göbek deliği içe doğru gelsin.
-Karnınızı bir pompa gibi kullanın, 1, 5 dakika sonra soluk alış veriş sesinizin gırtlağınıza doğru inmesine izin verin. -Bunu 3 dakika kadar yapın. Bu sayede bedeninizde ve gırtlak çakranızdaki toksinler temizlenir, kendinizi yorgun hissediyorsanız canlanırsınız, virüsten kaynaklanan hastalıklardan kurtulmayı ve sezgi gücünüzü artırmayı başarabilirsiniz. En önemlisi de eski yalan ve korkularınızı temizlemenize yardım eder, sizi doğruyu söylemeye yönlendirir. Şarkı söylemek “İstiyorum ve ben varım” egzersizi Boyun hareketleri 5. çakra boğazın önünde yer alır, kişisel ihtiyaçlar ile ilgili sorumluluk alabilme ile ilgilidir. Nasıl ki yeni doğmuş bebek annesinin göğsüne bastırıldığında beslenmek için emmek zorundadır. Bütün hayat boyunca geçerlidir. Kişi olgunlaştıkça ihtiyaçlarını gerçekleştirmek işi kendi omuzlarına binmektedir. Kişinin hayattaki eksiklikleri yüzünden başkalarını suçlamayı bırakıp, ihtiyaçlarını ve isteklerini yaratmak için harekete geçtiğinde iyi işliyor demektir. Bu merkez, kişinin kendisine doğru gelen şeyi almak açısından hangi konumda olduğunu gösteren yerdir. Bu da kişinin imgelemesi ile ilişkilidir.
Kişi dünyayı olumsuz görüyorsa, verilen şeylere şüphe ve olumsuz bakış getirecek, düşmanlık bekleyecek, sevgi yerine vahşet ve aşağılanma bekleyecektir. Olumsuz beklentiler, evrendeki ‘’benzer benzeri çeker’’ yasası ile ona bu olumsuz girdileri çekecektir. Bu açma-kapama süreci, alma-verme ile ilgili yanlış anlamaların hepsi, iyicil ve besleyici bir evrene güvenmeye dönüşünceye kadar sürer. Bazen 5. çakranın arkasında meydana gelen özümseme unsuru, kişinin toplum, mesleği ve yaşıtları içindeki benlik hissi ile ilgilidir. Eğer kişi yaşamın bu parçasında rahat hissetmiyorsa, kendine güven eksikliğini telafi etmek için bu rahatsızlık aşırı gurur ile örtülebilir. Boynun arkasındaki merkez, kişi başarılı, işinde güvenli ve yaşam mesleği olarak seçtiği işten tatmin duyuyorsa genellikle açıktır. Eğer kişi zorlu bir meslek seçmiş ve bunda da üstüne düşeni yapabiliyorsa merkez oldukça sağlıklıdır. Kişi profesyonel anlamda başarılıdır ve evrensel alan bu anlamda kişiyi besler.
Eğer durum bu değilse kişi elinden gelenin en iyisini yapmamaktadır. Başarısızdır ve bu eksikliği gururu ile örtmeye çalışmaktadır. Daha iyisini yapsa ya da daha çok mücadele gerektiren bir işe girse daha iyi olacağını gizli gizli bilmektedir. Ancak bu kişi ikisini de yapamaz ve altta yatan gerçek umutsuzluktan kaçınmak için gurur ile savunmaya geçer. Aslında hayatta başarılı olmadığını bilir. Muhtemelen kurban rolünü oynayacaktır. Hayat ona büyük becerisini geliştirmek için fırsatları vermemiştir. Bu gururun salınması gerekmektedir, acı ve ümitsizlik de açığa çıkartılmalıdır.
Bu merkezde, kişinin çok istediği bir şeyi yapmak için harekete geçmesine engel olan BAŞARISIZ OLMA KORKUSU da yer alır. Ayrıca kişisel arkadaşlıklar ve genel sosyal yaşam ile de alakalıdır. İlişkiden kaçınarak kişi kendini ortaya koymaktan kaçar ve bir yandan beğenilmeme korkusu, bir yandan da rekabet ve ‘’senden daha iyiyim, benim kadar iyi değilsin’’ türü bir gururu barındırır. Reddedilme hislerimiz içerden kaynaklandığından ve sonra biz onları diğerlerine yansıttığımızdan reddedilmekten kaçmak için diğer insanlardan kaçınırız. Arzuladığımız mesleğe girme şansını kullanmak, özlediğimiz temasları kurmak ve bu duyguları serbest bırakmak bu çakrayı açma yollarıdır
Sinem Başaran
Kristal lotus
Hangi burç yalan söylemekten hoşlanmıyor, hangisi yakalanmama konusunda usta veya hangi konularda yalan söyleniyor?
İşte burçlar ve yalan arasındaki ilişki:
Koç
Yalan söyleme yetenekleri müthiştir. Herşeyi planlar ve herkese aynı yalanı söyleyerek yakalanma ihtimallerini de sıfırlarlar. Bir koça güvenecekseniz çok dikkatli olmalısınız. Olayları istedikleri gibi anlatır ve kontrol ederler…
Boğa
Her zaman lükse ve paraya düşkün olan Boğaların, zayıf noktaları budur. Eğer onlara “Paran var mı?” diye sorarsanız alacağınız cevap “Hayır” olacaktır. Ama mutlaka kenarda paraları vardır ve sizi bu konuda kandırmaya çalışıyorlardır. Dikkat!
İkizler
Yalanını yakalamanın en zor olduğu burçlardan birisidir İkizler. Çünkü ikna kabiliyetleri oldukça yüksektir. Yalanları ile karşılaştığınızda ise yarattıkları hikayeler ile sizi şaşırtacaklardır. Bu kadar inandırıcı olabiliyor olmaları sizi korkutabilir.
Yengeç
Yalanı, sadece durumu daha iyiye çevireceği için kullanmayı düşünen Yengeçler, yalanlarının bunu yapmadığını, hatta daha da kötüleştirdiğini görünce kendileri de üzülürler. Sonuç olarak rahatsız edici gerçekler çok yakında ortaya çıkar.
Aslan
Yalanı eğlenceye katkı olarak gören Aslanlar için hikayeyi kurmak ve oynamak oldukça önemlidir. Siz dinledikçe, o geliştirecek ve değiştirecektir. Size de sadece alkışlamak ve soluksuz izlemek kalacaktır.
Başak
Yalanı en az seven burçlardan birisidir. Bu yüzden söylediği yalanlar genel itibari ile gerçeğe yakın yalanlardır. Ya gerçeği hafifletip, saklayıp yalan söylerler ya da çok alakasız konularda yalanlar söyleyerek, gerçekten uzaklaşırlar.
Terazi
Yalan söyleme konusunda kabiliyetli olan Teraziler, size yalan söylerken onları yakalamakta zorlanacaksınız çünkü sempatik yapısı ve gülen gözleri nedeniyle ondan böyle şeyler beklemeyip, yanılacaksınız.
Akrep
Yalan söylemek istemeyip de başvurmak zorunda kalan Akrepler, genel itibari ile en çok cinsellik hakkında yalan söylerler. Başarmak için ellerinden geleni yaparlar fakat çabuk da açığa çıkarlar. Durumları genelde kararsızdır.
Yay
Yalan söylemeyi sevmeyen ve hatta acıtıcı dürüstlükleri ile tanınan Yaylar, yalan söylediklerinde ortadan kaybolmayı severler. Aslında söyledikleri yalanların da büyük çoğunluğu gerçekleri içerir.
Oğlak
Eğer Oğlaklar size yalan söylediyse, zaten kendisi de bundan rahatsız olup, etrafta dolaşmaya başlar. Söylemek istediği bir şey varmış gibi sürekli bir yarım kalmışlık hali içindedir. Bu yüzden yalanını tespit etmenizi kolaylaştırır.
Kova
Kovalar genel itibari ile geleceğe dair yalanlar söyler. Tahminlerde bulunurken ya da kendisi adına planlar yaparken söylediği yalanlar da neredeyse kusursuzdur çünkü yaratıcılıkları oldukça yüksektir.
Balık
Yalan söylemeye sadece başkalarının iyiliği adına başvuran Balıkların, bu naif düşünceleri karşısında sinirlenseniz de ona kızamazsınız, çünkü bu durumun sizin iyiliğiniz adına olacağına o kadar çok inanır ki, ona kıyamazsınız.
http://fwmail.net/astroloji/burclar-ve-yalan-arasindaki-iliski/
yaptığınız veya yapmadığınız kimi şeyler için hayatta en az bir kere de olsa pişmanlık duyduğunuz olmuştur.
Sebepler çok çeşitli olsa da, Britanya’da yapılan yeni bir araştırmanın sonuçlarna göre hayatta en çok yaşanan 20 pişmanlık şöyle:
Daha çok seyahat etmeme ve dünyada daha çok yer görmemek.
Geçmişten daha çok arkadaşla görüşmemek.
Çok az egzersiz yapmak.
Yeterli para biriktirmemek.
Sigara içmek.
Daha sıkı ders çalışmamak.
Kariyer seçimi.
Yanlış partner seçimiyle kaybolan yıllar.
Sağlıksız beslenme.
Dede ve nineler ölmeden önce onlara hayatlarıyla ilgili daha çok soru sormamak.
Yabancı bir dili düzgün bir şekilde öğrenmemek.
Aile ve arkadaşlarla yeterli zaman geçirmemek.
Ölmeden bir akrabaya sevdiğini söylememek.
Çok fazla alkol tüketmek.
Hayat zorluğunu bir kez üstlenmemek.
Bir müzik aletini çalmayı düzgün şekilde öğrenmemek.
Bir arkadaşa aşık olup bir şeyleri onarmamak.
Öğrenim hayatında yanlış konuları seçmek.
Bir zorbaya karşı koymamak.
Öğrenim hayatına bir yıl ara vermek.
HAYAT GALİBA; Hisseden yüreğin, gören gönül gözünün olduğuna inanmaktır.
HAYAT GALİBA; Hızlı yaşayıp yaşlanmaktan çok, yaşam öğretilerini iyi kavramaktır.
HAYAT GALİBA; “Keşke” li gecelerin ardından, “İyi ki” li günlere gülümseyiştir. …
Telefonuyla Hiç İlgilenmez !
İhanet eden erkekler eskiden ortalık yere koydukları cep telefonunu, eve geldiklerinde göz önünden kaldırır ve evde mümkün olduğunca az kullanır. Telefonunda artık tuş kilidi vardır. Zil sesi kapatılmış olabilir. Telefonunu kurcalamanıza müsade etmez. Olur da telefon eğer elinize geçerse diye, sürekli mesaj kutusunu boş tutabilir. Son aramalar da genellikle temizdir.
Bir Anda Gençleşir !
Aldatan erkek, ihanete başladığı günden itibaren kendine bakmaya başlar. Seks hayatınız kötü gittiği halde onun bu bakımlı halleri sizin de dikkatinizi çekebilir. Parfüm kullanmaya başlayabilir. Giyim tarzı değişir. Eve yeni kıyafetlerle gelebilir. Eğer orta yaş üzeriyse genç görünme çabalarına da girişebilir. Ve tabi ki bu konuda sizin fikrinizi alma gereği bile duymaz ! Çünkü ona fikir veren bir kadın zaten vardır..
Telefonlarınıza Cevap Vermez !
Aradığınızda hemen bulamazsınız. Ya geç açar ya da açmaz ve size daha sonra isteksiz bir biçimde döner. Bu durum sık sık tekrarlanmaya başlar.
Oldukça Asabidir !
Eskiden kızmadığı şeylere kızmaya başlayan aldatan erkek, son derece huzursuz bir profil çizer. Sık sık olmadık konulardan tartışma çıkarır ve sizi bastırır. Bu onun psikolojik olarak rahat olmadığının da bir göstergesidir. Eğer sizi aldatıyorsa, genellikle vicdan yapar ve hemen sonra size aşırı ilgi gösterebilir. Bu durumda sizi aldattığını sakladığını sanar. Sizinle ilgilenerek hiçbir şey yokmuş havası yaratmak isteyebilir.
Aslında bütün bu belirtiler ayrılmak isteyen erkeklere de uymaktadır. Eşiniz ya da sevgiliniz size böyle davranıyorsa üzgünüm ama yolun sonuna gelmiş gibi görünüyorsunuz
Huyu Suyu Değişir
Birdenbire facebooktan çıkmaz olur. Lise arkadaşlarıyla haftalık toplantılardan çıkmaz olur. Sosyalleşir…
Rahatsızlık
Bir diğer işaret ise ikiniz birlikteyken hep rahatsız olması. Mesela odada olduğunuzu düşünün, gün içinde ne olduğuna dair bile size soru sormuyor ve hiç konuşmuyor. Hatta öyle bir zaman gelecek ki evden çıkmak için durduk yere en ufak şeyler için kavga bile çıkaracak.
Alışkanlıkların değişmesi
Davranışları normalde olduğundan farklılaşıyor mesela işte daha fazla zaman geçirmeye başlıyorsa veya size daha az zaman ayırıyor ve onun sizden kaçtığını hissedebilirsiniz.