Bir yaşlının not defterine KAZIDIĞI 42 ilke=

anette inselberg enerji
*Hiçbir şeyden korkma!
*Sev, ama kimseye obsede olma!
*Gaddarlık etme, kimseye karşı acımasız olma! (Zaman olur ki sen de merhamet beklersin)
*Kibirlenme! (Karşındakinden üstün olsan da ona karşı alçakgönüllü ol!)
*Kimseyi küçümseme!
*Bencil olma, diğerkam ol!
*Kıskanma! (Herkes layık olduğu veya ihtiyaç duyduğu şekildedir.)
*Kimseyi kıskandırmaya da çalışma!
*Öfkelenme! (Öfkelenmek, duyguların aklı geçici olarak iptal etmesidir; zararı kendine de dokunabilir.)
*Hiçbir realiteye bağnazca bağlanma, ilerleyemezsin! (Hakikatlerden oluşmuş bir mutlak realite yoktur.)
*Alıcı olduğun kadar verici de ol! (Ama kime, neyi, ne ölçüde, ne zaman, nasıl ve nerede vermek gerektiğini de gözeteceksin!)
*Yardım isteyene yapabileceğin yardımı esirgeme!( Ama aşırıya da kaçma, aşırıya kaçarsan ona zarar da vermiş olursun.)
*Yolu, ihtiyacı olana göster! (Ama kimseyi o yola zorlama!)
*Güldür, ama kimseyi ağlatma! (Ağlatan ağlar)
*Kimseyi putlaştırma!
*Kimseyi hor görme!
*Muhtaç olana sırtını dönme!
*Garibanın elindeki son kuruşuna göz dikme!
*Laf taşıma!
*Dedikodu etme!
*İkiyüzlü olma, dürüst ol!
*Cimrilik yapma, cömert ol!
*Yalan söyleme, doğruları ise yeri geldiğinde söyle!
*Aldatma!
*Bilmediğini biliyor görünme!
*Kanaatkar ol, elindekiyle yetinmesini bil, açgözlü olma!
*Kinci olma!
*Şefkatini, göstermen gerekenden esirgeme!
*Kimsenin umudunu kırma!
*Sevenleri ayırma!
*Kimseyi aşağılayıp küçük düşürme, kimsenin onuruyla oynama!
*Kimseyi kışkırtma!
*Kimseyi pohpohlama!
*Kimseye yalan söyleme!
*Kimseyi bilerek ateşe atma/tehlikenin kucağına atma!
*Kimseye nankörlük yapma!
*Bilerek adaletsizlik yapma!
*Hakkın olmayana el uzatma!
*Hiçbir canlıya işkence etme
*Hiçbir canlıyı gereksiz yere öldürme!
*Tanrıya asla isyan etme!
*Vicdanının sesini daima dinle! AS

Ruhsal Büyüme... kategorisinde yayınlandı. Leave a Comment »

Doğrusunu isterseniz yaşam dar ayakkabıyla yürümektir.

anette inselberg yaşam

Dar Ayakkabı…
O bayram bana ayakkabı almaya karar verdiler.
Hazır ayakkabı satan mağaza yoktu şehirde.
Tek ayakkabı yapan dükkanında ayakkabıcı çıplak ayağımı bir kartonun üzerine koydu, iyice basmamı söyledikten sonra ağzındaki kurşun kalemi eline alıp ayağımın çevresini çizdi.
O ayağımın çizildiği karton benim ayakkabı numaramdı.
Günlerce yeni ayakkabılarımın hayalini kurdum.
Babamın anlattığına göre ayakkabılarım siyah ve bağcıklı olacaktı.
Kapının her çalınışında koştum.
Ayakkabılarım bayramdan bir gün önce geldi, siyah-bağcıklı.
O gün onları giymedim.
Bayram gecesi yatağımın altına yerleştirdim yeni ayakkabılarımı.
Arada bir kalkıp kutusundan çıkartıyor, yere koyuyor, yukarıdan, yandan, önden bakıp duruyordum.
Parlak ve yuvarlak burnunu gecenin karanlığında kim bilir kaç kez okşadım.
Uyku girmedi gözüme.
Sabahleyin ev ahalisi kalktığında, ayakkabı kutusu kucağımda sandalyede oturuyordum ben.
Ayakkabımı babam giydirdi.
Ayağıma olmamıştı ayakkabılarım, dardı ve canımı yakmıştı.
Ama bunu babama söylemedim.
O ‘Sıkıyor mu? ‘ diye sordukça ‘Hayır’ yanıtını veriyordum.
‘Dar, ayağımı acıtıyor’ desem, geri gidecekti ayakkabılarım ve ayakkabıcının hemen bir yeni ayakkabı yapması olanaksızdı.
O bayram sabahı canım yana yana yürüdüm.
Bir süre sonra acı dayanılmaz oldu.
Dişimi sıktım.
Topalladım.
Soranlara ‘Dizimi vurdum’ dedim, ama ayakkabılarımın ayağımı sıktığını kimseye söylemedim.
**********
Doğrusunu isterseniz yaşam dar ayakkabıyla yürümektir.
Kimi zaman dar bir maaş, kimi zaman sevimsiz bir iş…
Kimi zaman bir mekan dar ayakkabı olur bize, kimi zaman bir çevre,
Kimi zaman bir sokak, ya da bir şehir…
Kimi zaman dostluklar, arkadaşlıklar, beraberlikler bir dar ayakkabıya dönüşür.
Kimi zaman zamandır dar ayakkabı, geçmek bilmez.
Kimi zaman zenginlik, kimi zaman başınızı koyduğunuz yastık…
Canınız yanar.
Topallaya topallaya gidersiniz.
Sonradan öğrendim yaşamın dar ayakkabıyla yürüme sanatı olduğunu…
Bekir Coskun…
Alıntıdır:
http://www-okuizlepaylas-com/dar-ayakkabi/

Ruhsal Büyüme... kategorisinde yayınlandı. Leave a Comment »

Gazeteyi okuduktan sonra, toprağa gömüyorsunuz..

ANETTE İNSELBERG DOĞA

JAPONLAR BOŞ DURMUYOR..
Öyle bir gazete çıkarıyorlar ki ham maddesi bitki tohumu..
Gazeteyi okuduktan sonra, toprağa gömüyorsunuz..
Bir süre sonra bitkiler çıkmaya başlıyor..
Gazetenin satışı birdenbire artmış ve günde 4 milyondan fazla satıyormuş..

Ortaya Karışık kategorisinde yayınlandı. Leave a Comment »

Safra Kesesi Taşlarını Eriten Yöntem:

ANETTE İNSELBERG SAGLIK
Bu yöntem Çinli doktor Dr. Lai Chiu Nan tarafından hastalara önerilmiş ve pozitif sonuçlar alınmıştır. Bu yöntem aynı zamanda karaciğeri de güçlendirmektedir.
1. İlk beş gün dört bardak elma suyu iç. Elma suyu safra kesesi taşlarını yumuşatır. Bu beş gün normal yemeğe devam et.
2. Altıncı gün akşam yemeğini atla.
3. O gün 18:00’de ılık suya bir çay kaşığı ingiliz tuzu / epsom tuzu (magnezyum sülfat) koyarak iç.
4. Saat 20:00’da ılık su ve tuz karışımını tekrarla. Epsom tuzu safra kesesi kanallarını açar.
5. Saat 22:00’da yarım çay bardağı zeytinyağına bir tam limon sıkıp iyice karıştır ve tamamını iç. Yağ taşların kanaldan rahat geçmesini sağlar.
Ertesi sabah dışkında yeşil renkli taşlar görebilirsin. Doktor Chiu Nan’ın söylediğine göre bir gecede 40-50 küçük taş döken olmuştur.

kAYNAK: KARBONAT SAYFASI

Bitki Alemi kategorisinde yayınlandı. Leave a Comment »

SAGLIK İÇİN ALTIN ÖĞÜTLER

anette inselberg saglık
1.GÜNDE EN AZ 6-7 SAAT KARANLIK ODADA UYUMAK GEREKİR.
2.HAFTADA EN AZ 6 GÜN ERKEN YAT ERKEN KALK.
3.ELEKTRONİK ARAÇLARDAN UZAK DURUNUZ, KULANMADIĞINIZ ZAMAN AÇIK VE YANINIZDA TUTMAYINIZ.
4.BİLGİSAYARINI AÇIK TUTMA.
5.TELEFONDA KISA KONUŞ.
6.CEP TELEFONU İLE KONUŞMAN 30 SANİYEYİ GEÇMESİN.
7.ŞAMPUANLAR VE DUŞ JELLERİ KANSEROJENDİR. VÜCUDUNUZU SABUNLA TEMİZLEYİN VE BOL BOL DURULANIN.
8.ZAMAN. ZAMAN. YALIN AYAK TOPRAKTA YÜRÜYÜN.
9.GİYDİĞİNİZ TERLİĞİN LASTİK- PLASTİK OLMAMASINA DİKKAT EDİN.
10.GECE UYURKEN, ODADAKİ TELEVİZYONU, BİLGİSAYARI, VS FİŞTEN ÇEKİN VEYA ANA DÜĞMESİNDEN KAPATIN.
11.CEP TELEFONUNUZU GECE UYURKEN YATTIĞINIZ ODADA BULUNDURMAYIN.
12.HAFTADA 4 KEZ BALIK YE VE BALIK ÇORBASI İÇ, BALIĞIN KILÇIĞI KANSER ÖNLEYİCİDİR. MÜMKÜNSE BALIĞI KILÇIĞI İLE YE.
13.ZERDAÇAL (KÖRİ) Yİ BOL BOL KULLAN, SALATALARINA EK, ÇORBANA KÖFTENE KOY VS…
14.GÜNDE İKİ BARDAK DOMATES SUYU İÇ.
15.KEPEK EKMEĞİ VE EKMEĞİN KABUĞUNU YE, BELEDİYE EKMEĞİ GENÇLER İÇİN İYİ.
16.TUZ KULANMAK İSTİYORSAN, KAYA TUZU KULLAN.
17.ZEYTİNYAĞI FAYDALI, SABAH KAHVALTISINDA BİR ÇORBA KAŞIĞI ZEYTİNYAĞININ İÇİNE KEKİK, NANE, KÖRİ, KOYUP YE.
18.ESMER PİRİNÇ TÜKET.
19.ZEYTİN ÇOK YARARLI BOL BOL TÜKET.
20.YAĞSIZ PEYNİR VE KEÇİ PEYNİRİ YE.
21.HAFTADA EN ÇOK İKİ KEZ KIRMIZI ET YE.
22.ÇAY ÖNERİSİ; YEŞİL ÇAY+BÖĞÜRTLEN+ISIRGAN+ LİMON KABUĞUNU KARIŞTIR, KAYNAT, GÜNDE İKİ KUPA İÇ. DİKKAT, BUNU İLAÇ ALMAYAN İNSANLAR İÇEBİLİR.
23.EĞER HİÇ BİR İLAÇ İÇMİYORSANIZ VEYA İLAÇTAN 6 SAAT SONRA BİR SU BARDAĞI GREYFURT SUYU İÇİNİZ.
24.BİTKİSEL OTLARI ALIRKEN İNTERNETTEN ALIŞVERİŞ YAPMAYIN, TARIM BAKANLIĞI ONAYI OLANLARI ECZANELERDEN ALIN.
25.SENTETİK YASTIK YORGAN KULLANMAYIN, PAMUIK YORGAN YASTIK DAHA SAĞLIKLIDIR.
26.ÖZELLİKLE BEYAZ İÇ ÇAMAŞIRLARINIZI KAYNATMADAN GİYMEYİN, ÇÜNKÜ BEYAZLATICI MADDE KANSEROJEN BİR MADDEDİR.
27.MUTFAKTA TEFLON BULUNDURMAYIN, YEMEKLERİNİZİ CAM, ÇELİK VE PORSELEN KAPLARDA PİŞİRİN.
28.SENTETİK MALZEME İÇEREN HALI KULANMAYIN.
29.AYAKKABI İLE EVDE DOLAŞMAYIN.
30.ORGANIK ÜRÜNLER TÜKETİN, EN AZINDA SEBZE VE MEYVEYİ MEVSİMİNDE TÜKETİN.
31.FASTFOOD KANSEROJENDİR.
32.ACI BİBER KANSERE ÇAREDİR.
33.HAFTADA EN AZ BİR KÖY YUMURTASI TÜKETİN VE ÖZELLİKLEDE BEYAZINI DAHA ÇOK TÜKETİN.
34.ELMA SİRKESİ MERTABOLİZMAYI HIZLANDIRIR, GÜNDE BİR TATLI KAŞIĞI İÇİN. ( Kadınlarda kemik erimesine sebep oluyor, dikkat edin…)
35.HER SABAH AÇ KARINA BİR BARDAK ILIK SU TÜKETİN.
36.KURU ERİK, BÖĞÜRTLEN, ÇİLEK TÜKETİN.
37.HAVUZLARDA KULLANILAN KLOR KANSEROJENDİR, EĞER GİRERSENİZ DE HEMEN DUŞ ALIN.
38.İÇME SUYU; İSTANBULDA ŞU ANDA BELEDİYENİN SUYU İÇİLEBİLİR, EĞER SATIN ALIYORSANIZ 3 AYDA BİR MARKASINI DEĞİŞTİRİN.
39.KIZARTMA YEMEYİN, HAŞLAMA, BUĞULAMA YENMELİDİR.
40.MİKRO DALGADA FAZLA ISITMA.
41.YANMIŞ YİYECEKLER KANSEROJENDİR.
42.DİŞ FIRÇALARKEN KURU FIRÇAYA MACUNU KOY, FIRÇALA, SONRA DURULA.
43.KURU TEMİZLEME KANSEROJENDİR.
44.DOMATES ORGANİKSE, MEVSİMİNDE KANSER ÖNLEYİCİDİR.
45.ELMAYI KABUĞU İLE YE.
46.SEBZEYİ, MEYVEYİ, ÖNCE ELMA SİRKELİ SUDA 20 DAKİKA BEKLET, SONRA DURULA YE, VEYA KULLAN.
47.BROKOLİ, KARNIBAHAR, ISPANAK, LAHANA, KIRMIZI TURP, KARA TURP, HAVUÇ, MAYDANOZ, REZENE, TERE TÜKET.
48.EN YEŞİL, EN KIRMIZI, EN SARI OLAN YİYECEKLERİ YE.
49.YEŞİL ÇAYI GÜNDÜZ TÜKET.
50.KARA ÜZÜM, KARADUT, BÖGÜRTLEN ŞURUBU, ANANAS TÜKET.
51.ÇİN ÜRETİMİ HİÇ BİR ŞEY KULLANMA, ŞU ANDA MADE İN CHİNA YERİNE PRC (PEOPLE REPUBLİC OF CHİNA) YAZIYORLAR DİKKATLI OL.
52.SÜT YERİNE AYRAN VE YOĞURT TÜKET, ÇÜNKÜ SÜTE HAYVANIN GÜBRELİ YEDİĞİ OTLARIN KALINTILARI KARIŞABİLİYOR.
53.FINDIK, FISTIK, CEVİZİ KABUKLU AL, KIR, ÖYLECE BİRAZ GÜNLÜK TÜKET.
54.MEVSİMİNDE ÇEKİRDEKLİ KARPUZ ÇOK FAYDALI.
55.ŞARABA BÖCEK İLACI KARIŞIYOR, O NEDENLE KANSEROJENDİR, BİRA KOLON KANSERİNİ ARTIRIYOR, BUNLAR YERİNE KARA ÜZÜM YE.
56.MEYVE SUYU YERİNE, TAZE MEYVE TÜKET, MEYVE SUYU ŞİŞMANLATIYOR.
57.HAREKETLİ HAYATI TERCİH ET.
58.OKSİJENLİ ORTAMDA, GÜNDE EN AZ YARIM SAAT VEYA 45 DAKİKA YÜRÜ.
59.SİGARA İÇİYORSANIZ; YÜZDE 85 VEYA 90 AKCİGER KANSERİ OLACAKSINIZ VE KALP KRİZİ GEÇİRECEKSİNİZ DEMEKTİR…
SIGARAYI BIRAKINCA VÜCÜT 10 YILDA YENİLENEBİLİYOR.
HEMEN SİGARAYI BIRAKIN.
KIRMIZI OLAN ÜRÜNLERİ TÜKETİN, MEYAN KÖKÜ VE KARA MEŞENİN KABUĞUNU EZİP TOZ OLARAK ALIN. BU VÜCÜDUN DAHA KOLAY TEMİZLENMESİNİ SAĞLIYOR .
2015 YILINDA 9 MİLYON KİŞİ AKCİĞER KANSERİ OLACAK. YİRMİ SANİYEDE BİR KİŞİ AKCİĞER KANSERİ OLUYOR.
60.DİKKAT!!!
AKCİGER KANSERİ BELİRTİLERİ OMUZ AĞRILARI, YÜKSEK ATEŞ, ÖKSÜRÜK VE KANLI BALGAMDAN ANLAŞILIR.
61.STRESTEN UZAK DURUN, KANSERİ TETİKLİYOR: YOĞA, MEDİTASYON, NAMAZ STRESE IYI GELİYOR.
62.TANRIYA İNAN, DOKTORA İNAN, AİLE SEVGİSİNE BAĞLILIK GÖSTER Kİ, STRESİN ETKİLERİNİ MEN ET.
63.GÜNDE BİR TATLI KAŞIĞI, ÜZÜM ÇEKİRDEĞİ VE KETEN TOHUMU TÜKET.
64.AKŞAMLARI GÜNDE BİR SU BARDAĞI KEFİR TÜKET,
GÜNDE BİR KEZ BÜYÜK APDESTE ÇIKILMASI GEREKİR EĞER,
OLMUYORSA İLERDE KOLON KANSERİ OLMA OLASILIĞI YÜKSEKTİR, BUNA DİKKAT ET.
65.MENAPOZDAKİ KADINLARIN VÜCUDUNDA ÖDEM OLUR
BUNU ATMAK İÇİN;
KİRAZIN SAPI+MISIR PÜSKÜLÜ+MAYDONEZ SAPI KÖKÜ+DEFNE YAPRAĞINI 5 DAKİKA SICAK SUDA BEKLET GÜNDE EN ÇOK İKİ KUPA OLARAK İÇ, BU BİRİKEN ÖDEMİ ATIYOR.
66.BEYAZ UN, BEYAZ ŞEKER VE TUZDAN UZAK DUR.
67.KENDİNİZİ HALSİZ HİSSEDİYORSANIZ, GÜNDE BİRER ADET B VE C VİTAMİNİ ALIN.
68.KANSER HASTALARI DOKTORUNA DANIŞMADAN HİÇ BİR BİTKİSEL OT KULLANMAMALIDIR. İLAÇ İÇİYORSA ASLA OT KULANMAMALIDIR.
69.BÜTÜN PETROL ÜRÜNLERİ KANSEROJENDİR.
ŞEYTANIN DIŞKISI OLARAK ADLANDIRILIYOR.
KULANDIĞINIZ HER ŞEYİN PETROL ÜRÜNÜNDEN YAPILIP YAPILMADIĞINI SORGULAYIN..
BOL SAĞLIKLI GÜNLER…

Bitki Alemi kategorisinde yayınlandı. 1 Comment »

Stres Dönüştürme Atölyesi

İşte Bu Yüzden Yemek Kaşığına Şeker Ve Su Ekleyip Bahçeye Bırakmalısınız

spoon1[1]

Bazıları arıları sevmez. Tek düşündükleri insanların güzel vakit geçirirken onları rahatsız ettikleridir. Arıların popülasyonunun giderek azaldığı gerçeğini görmezden gelirler.
Arılar dolaylı yoldan dünya popülasyonunun %90’ının beslenmesine katkıda bulunuyorlar. Arılar olmadan bizler de hayatta kalamayız.
Dünyamızı ve çevremizi korumak için ağaç dikmekten fazlasını yapmamız gerekli. Çevremize çok basit eylemlerle katkıda bulunabilir.
Tek başımıza dünyayı değiştiremeyiz elbette. Ancak el ele verirsek çevremizi koruyabiliriz. İçinde yaşadığımız ve çocuklarımıza bırakacağımız dünyayı muhafaza etmemiz şart.
92 yaşındaki Sir David Attenborough hayatı boyunca hayvanlar ve doğa için çalıştı.

Britanyalı hayvanbilimci ve yazarın sesini birçok belgeselden hatırlıyor olabilirsiniz.
Şimdi bütün dünyanın bilmesi gereken bir mesajı yayınlıyor.
Facebook’ta “Arıların soyu tükenirse, insanların 4 yıllık ömürleri kalır” dedi.
David Attenborough, bu uyarıyı yapan ilk ve tek kişi değil.
Arılar küçük ve etkisiz görünseler de aslında hayatımız önemli bir role sahipler.
Attenborough, “Son 5 yılda arı popülasyonu 3’te 1 azaldı” dedi.
Yine de umut var. Yapabileceğimiz şeyler de var. Hatta yapabileceğimiz o basit şey insanların paylaşımlarıyla giderek yayılıyor.
David Attenborough’nun herkese bir önerisi var. Su ve şekeri karıştırarak, yemek kaşığıyla bahçenize bırakmanızı öneriyor. Yapacağınız bu şey önce arıların sonra da insanların hayatını kurtarıyor.
Attenborough şunları söyledi:
“Yılın bu döneminde arılar etrafta görünmeyince onların öldüğünü düşünebilirsiniz. Aslında sadece yoruluyorlar. Kovanlarına dönecek güçleri kalmıyor.
Bahçenizde yorgun bir arı görürseniz, hemen yemek kaşığına şeker ve su ekleyip bahçeye bırakın. Böylelikle enerjileri artacak.
İki yemek kaşığı toz şeker ve bir yemek kaşığı suyu karıştırın. Sonra yemek kaşığıyla bahçenize bırakın. Bunun paylaşılması ve insanların bilinçlenmesi çok önemli.”

Öte yandan yapabileceğiniz bir şey daha var. Bahçenizde bol bol çiçek yetiştirerek arılara yardımcı olabilirsiniz.

Bitki Alemi kategorisinde yayınlandı. Leave a Comment »

Bütün vücudu iyileştiren en etkili karışım bal limon karbonat sarımsak…

bal-limon-karbonat-sarımsak[1]

Bütün vücudu iyileştiren en etkili karışım bal limon karbonat sarımsak…

Antibiyotik kullanmanıza gerek yok. Kanserden korunmak için, formda kalmak için, vücudu detoks yapmak için bu en güçlü doğal antibiyotiği kullanmanız yeterli. Herkese tavsiye ediyoruz bu karışımı yapın ve sosyal medya hesaplarınızdan paylasın. Ulaşabildiğiniz kadar kişiye ulaştırın.
Bütün vücudu iyileştiren en etkili karışım için gerekli malzemeler:

1 adet tam sarımsak,

2 adet limonun suyu,

100 gram organik bal,

1 çay kaşığı karbonat.

Bu malzemeleri temin ettiyseniz hemen yapılışına geçelim.
Bütün vücudu iyileştiren en etkili karışım yapılışı: Sarımsakları soyup küçük parçalar halinde kesin, limon suyunu, bal ve karbonat ile karıştırın. Karışımı temiz ve kuru bir cam kavanoza koyun 8-10 gün kadar buzdolabında bekletin.
Bu tedavi Tibetliler tarafından yapılır ve Tibet ilacı olarak da bilinir.
Bütün vücudu iyileştiren en etkili karışım hangi durumlarda kullanılır
Antioksidan özelliklerinden dolayı bu karışım kanseri, diyabeti, kabızlığı, osteoporozu önler ve önlemeye yardımcı olur, destekler. Limon ve karbonat karışımıyla oluşan PH dengesi vücudumuzu alkali yapar be pek çok hastalıktan korur. Yapılan araştırmalar da göstermiştir ki bu karışım kanser tedavisinde kullanılan sitostatiklerden 10.000 kat daha etkilidir. (Sitostatik kanser hücrelerininin bölünüp büyümesini engellemek için kullanılır)
Sarımsak en güçlü doğal antibiyotik olarak bilinir. Araştırmalar vücuttaki her türlü bakteriye karşı etkili olduğunu, vücudun şeker ve kanser hastalığından korunmasına yardımcı olduğunu göstermiştir.

Kanser tedavisi için günde üç çay kaşığı tüketin ve 6 ay süreyle devam edin.
Kanser ve şeker hastalığının önlenmesi için, kahvaltınızdan önce her gün bir çay kaşığı alın 4 ay boyunca.
Formda kalmak için, aç karna ayda 7 gün (en fazla 6 ay) tüketin.
Bağırsakta ki bakteriler için, bu karışımı 10 gün boyunca günde bir çay kaşığı kadar aç karna tüketin.
Tam bir detoksifikasyon için, bir ay süreyle günde 3 çay kaşığı alın.
Kaynak: Bayanlar billi

Bitki Alemi kategorisinde yayınlandı. Leave a Comment »

Su İçmenin İnanılmaz Faydaları…

27857955_1898921440131755_4444635206793000544_n[1]

Sadece 9 gün düzenli su içen biri, günde 8 km yürüyüş yapmış gibi kalori yakar…

Su içen kişinin cildinde gözle görünür oranda parlaklık oluşur…

Her sabah su içen birinin metabolizması içmeyene göre % 25 daha hızlı çalışır…

Su içen kişi kolay kolay hasta olmaz, ilaçlara ihtiyaç duymaz…

İnsan beyninin %75-85 i sudur, su içmek beynin iyi çalışmasını sağlar…

Günde 5 bardak su içen birinin kalp krizine yakalanma oranı %40 düşer

Suyu düzenli tüketenler fazla yiyeceğe ihtiyaç duymazlar…

Su, insan vücudundaki toksinlerin dışarı atılmasında çok önemlidir…

Koyu renk israrınız varsa kesinlikle yeterli miktarda su içmiyorsunuz

Bitki Alemi kategorisinde yayınlandı. Leave a Comment »

“İnsanın ruhunu yücelten bir acı, ucuz bir mutluluktan evladır.

Cennet[1]

 

RUH KANSERİ
Nazan Arda geçen hafta 55 yaşında öldü. Göğüs kanseriydi.
Ameliyat için gittiği Amerika’da bir göğsü alınmıştı.
Döndükten 11 yıl sonra beyin kanaması geçirdi.
Beyninde de tümör vardı. Peş peşe geçirdiği iki ameliyatın ardından komaya girdi ve kurtarılamadı.
Gazetedeki fotoğrafında, elinde bir ayıcıkla gülümsüyordu.
“Ayıcık”, kendisi 4 yaşındayken vefat eden annesinin armağanıydı.
Arda, oyuncak ayısını 51 yıl boyunca hiç yanından ayırmamıştı.
Karacaahmet’e gömülürken, ayıcığını da yanında toprağa verdiler.
* * *
Burada Arda’yı anmamın nedeni, 11 yıl önce Amerika’ya ameliyata giderken yazıp eşine bıraktığı ölüm ilanı…
Ecel, beklediğinden geç gelmiş, ama boşandığı eşi vasiyete uyup kendi kaleminden vefat ilanını gazetelere vermiş.
İlan şöyle:
“Şu anda Tanrı’ya teslim etmiş olduğum ruhumu, ömrümce tüm sevdiklerim için mükemmeliyetçilik adına çok hırpaladım.
Kendimi sevecek ve özgürlük tanıyacak vaktim olmadı.
Bilmem o çok uğraş verdiğim ‘özel biri’ olabildim mi?
Rahatsızlık vermekten her zaman çekindiğim sizleri bugün (..) beni uğurlamanız için bekliyor, hepinizi çok seviyorum.”
İlanın köşesinde küçücük bir fotoğraf var:
Nazan Arda’nın ayıcığının fotoğrafı…
* * *
Metni okuyunca bunun bir vefat ilanından çok pişmanlık beyanı olduğunu düşündüm. Başkalarını mutlu edebilmek uğruna kendinden vazgeçmiş, “rahatsızlık veririm kaygısıyla benliğini tarumar etmiş, ruhunu doyasıya salıveremeden can vermiş “mükemmeliyetçiler” için kaleme alınmış bir ağıttı bu…
Nazan Arda, uğruna bir ömür adadıklarından, belki de ilk -ve son- kez bir
rahatsızlık” rica edip cenazesine çağırıyordu.
Törene kaç kişi gitti bilmiyorum; ama ilanı verenin, “boşandığı eşi” olması, o çok uğraş verdiği “özel biri” olup olamadığı sorusunu yanıtlıyordu.
Başkalarını seveyim derken, kendini sevecek vakti bulamamıştı. Son yolculuğunda yanında sadece vefakar ayıcığı vardı.
* * *
Arda’nın fizyolojik hastalığına olduğu kadar psikolojik rahatsızlığına da teşhisi Jean Baudrillard koyuyor: (“Tam Ekran”, YKY, 2002, s.10)
Fransız felsefeciye göre, vücudumuzdan bütün biyolojik düşmanları, mikropları, parazitleri atarsak nasıl savunma sistemi bozulan bedende hücreler birbirini kemirmeye başlar ve kanser tehlikesi doğarsa, ruhta da aynı şey oluyor:
“Sürekli pozitif olacağım” diye eleştirel öğeleri benliğinden uzak tutan, negatif duyguları dışlayan her ruhsal yapı, kendi kendini yiyerek felakete sürükleniyor.
Eleştirel düşünce ise, krizi damıtma yeteneği sayesinde bu felaketi önlüyor.
* * *
Benim yukarıdaki ilandan öğrendiğim şu:
Bütün varoluşunu “Beni beğenecekler mi?”, “Beni seviyor mu?”, “Rahatsız eder miyim?” kaygısı üzerine kuruyorsan, bil ki sonun hüsran…
Bir küçük serzeniş, sıradan bir tenkit ya da kadirbilmezlik, acılar pahasına kurduğun o “mükemmel kale”yi yerle bir edebilir.
Ölüm ilanını kaleme alacağına azat et kendini…
Seni, sen diye kabul edip sevecekleri sev.
Eleştir, ki onun için “özel biri” olabilesin.
Kendini, kendine beğendir herkesten önce… Kimseye beğendirmek için de kendinden vazgeçme.
Acıyı göze al, çünkü Dostoyevski’nin dediği gibi,
“İnsanın ruhunu yücelten bir acı, ucuz bir mutluluktan evladır.”Aycan arkadaşım paylaşmis. .

Ruhsal Büyüme... kategorisinde yayınlandı. Leave a Comment »

Hazır-Yapım Sanat Eserleri: Marcel Duchamp

marcel-duchamp-620x400[1]
Ece Altaş 03 Nisan 2017

Klasik sanat akımlarına ve kurallarına karşı çıkan bir protesto olmak ve tabuları yıkmak amacıyla doğmuş ‘Dada’ akımının önemli öncülerinden Marcel Duchamp’ın, hazır yapım objelerde küçük değişikler yaratarak hem neredeyse her gün gördüğümüz bu objelerin nasıl sanat eserlerine dönüştüğü konusunda kafaları karıştıran hem de hayrete düşürüp bir takdir yaratan eserleri, ‘Ready-mades’(Hazır-Yapım) adı altında toplanıyor.

Bir süre kendi ürettiği ‘Retinal Art’ (Göze hitap eden sanat) terimi altında eser veren Duchamp, 1914 yılında başladığı ‘Hazır-Yapım’lar ile eserlerine ironik, esprili ve belirsiz bir hava katmayı amaçlıyor.
İlk kez Andre Breton (Fransız yazar ve sürrealizm akımının kurucularından) ve Paul Eluard’ın (Fransız şair ve sürrealizm akımının kurucularından) ‘Sürrealizmin Kısaltılmış Sözlüğü’ (Dictionnaire abrégé du Surréalisme) isimli sürrealizm terimlerini içeren sözlüğünde, Marcel Duchamp’ın adının baş harfleriyle birlikte yer verilen bu sözcük şöyle tanımlanıyor: ‘Sanatçının özgün seçimi ile, bir sanat eserinin asaleti kazandırılmış sıradan bir obje.’

‘Hazır-Yapım’ (Ready-made)’ın Marcel Duchamp’ın baş harfleri ile sözlükte yer aldığı kısım.

Duchamp 30 yıl boyunca bu objelerden 13 tane üretiyor, işte bu ‘Hazır-Yapım’ objelerden birkaçı ;

duchamp-1[1]

Kapak resminde Marcel Duchamp’ın kendisi ile birlikte görebileceğiniz ‘Bicycle Wheel’ (Bisiklet Tekeri) Hazır-Yapım objelerinin ilki. 1913 yılında bu fikrin aklına gelişini Duchamp şöyle tanımlıyor ; ‘Aklıma bir bisiklet tekerleğiyle bir mutfak sandalyesini birleştirme ve tekerleği dönerken izleme konusunda mutlu bir fikir geldi.’
‘…her zaman fikir öncelikli gelir, görsel değil’
-M.D.

duchamp-2[1]

Duchamp ‘Cadeau’ (Hediye) adlı bu eserinde hazır yapım bir ütüyü alarak altına dikenler ekliyor ve bu küçük ayrıntıyla ütünün işlevini tamamen kaybetmesine yol açıyor.

duchamp-3[1]

Duchamp’ın en çok bilinen eseri ‘Fountain’ (Çeşme) de Hazır-Yapım Objeleri arasında. Duchamp bir pisuvarı ters çevirip üzerine imzasını atarak bir sanat galerisinde sergiliyor. Bu olay büyük bir yankı uyandırıyor.

duchamp-4[1]

Duchamp’ın ‘Trap’ (Tuzak) adlı eseri. Duchamp burada bir askılığı günlük hayattaki rolünden çıkararak başka bir role bürüyor. Bu eserin kapıya yakın konulmasını söylüyor ve çoğu insan bunun bir eser olduğunun farkına varmıyor.

duchamp-5[1]

Tavana bağlı cam bir obje olan bu eserin ismi ’50 cc of Paris Air’ (50 cc Paris Havası). İsminin aksine içinde 50 cc hava yerine 125 cc hava bulunan eserin orijinali kırılsa da Duchamp tarafından yenileniyor.

duchamp-6-e1491155804419[1]

Duchamp’ın ‘Fountain’ (Çeşme) kadar ünlü olan hazır yapılmış sanat eserlerinden biri ise üzerinde bulunan Mona Lisa’ya bıyık ve sakal çizerek, altına Fransızca okunduğunda ‘You have a hot ass’ (Kalçaların güzelmiş) anlamına gelen ‘L.H.O.O.Q.’ yazdığı bu kartpostal. Bu eserle Duchamp, ’Dada’ akımının amaç olarak benimsediği klasik sanat ve kurallarına karşı çıkışı da açık bir şekilde gösteriyor.

ays7-350-2[1]

Şişe Asacağı…

Ortaya Karışık kategorisinde yayınlandı. Leave a Comment »

GÖRMEK İSTEMEYENDEN DAHA KÖR KİMSE YOK

derviş-tablo[1]

AYNalık…
Günün birinde bir derviş, ustasına “Efendim ‘ayna olmak’ diye bahsettiğiniz konuyu tam olarak idrak edebildiğimi düşünmüyorum. Bu konuda bana yardımcı olur musunuz?” der.
Usta dervişi dinler ve ertesi sabah onunla göl kenarında buluşmasını ister. Derviş gün ağarmadan yola çıkar. Bu kadar erken bir saatte üstadın ne anlatacağını merak etmektedir.
Gölün kenarında konuşurlar:
– Evlat, senin iki gözbebeğinden birinde bir leke var. Hangisi olduğunu biliyor musun?
-Efendim çok ufak yaştan beri yanınızdayım. Tekkemizde benim bildiğim hiçbir yerde ayna yok. Uzun zamandır kendi gözbebeklerime bakma şansım olmadı.
– Önce gözlerini kapat ve hangi gözbebeğinde leke olduğunu bana söyle. Ama sakın yanlış söyleme. Eğer bilemiyorsan bilmiyorum de.
GÖRMEK İSTEMEYENDEN DAHA KÖR KİMSE YOK
Usta cebinden çıkardığı bir ayna parçasını dervişin suratına tutar. Derviş gözleri kapalı halde hissetmeye çalışır ama nafile…
– Bilemiyorum.
– Birinci ders:
Bu dünyada görmek istemeyenden daha kör kimse yoktur. Eğer biri görmek istemiyorsa, gözlerini hakikate sıkıca kapatmışsa ona ayna tutman imkânsızdır.
Usta yavaşça dervişin başını eğer ve bir çamur birikintisine bakmasını ister. Derviş ne kadar dikkatli baksa da gözbebeklerini göremez.
-İkinci ders:
Kendini temizlememiş kimse sana berrak bir ayna olamayacaktır. Etrafında seçtiğin insanların samimi birer gönül yolcusu olduklarından emin ol.
Derviş, ustasının dediklerini dikkatle dinlemektedir. Üstad gölden bir kap temiz su alır ve dervişin önüne koyar. Derviş tam eğilip gözbebeklerine bakacakken üstad hırkasını çıkarıp dervişin başını örter. Derviş:
– Efendim bütün güneşi kapattınız. Karanlıkta hiçbir şey göremiyorum.
– Üçüncü ders:
Zihnin karanlığı kalbin aydınlığına gölge düşürdüğünde ayna işlevini yitirir. Birine ayna tutmak istiyorsan kalbini sevgiye açtığından emin olmalısın.
Usta hırkayı kaldırdığında derviş kendi gözlerini görebilmeye başlar. Bir süre baksa da gözbebeklerinden birindeki lekeyi göremez.
– Efendim, ben hâlâ lekeyi göremiyorum.
– Sevgili evlat, aslında gözbebeklerinden birinde leke yok. İnsan zihinle baktığında kusur, gönülle baktığında aşk görür. Kendimizle ilgili takıldığımız kusurların çoğu sahte aynaların bize gösterdiği yanılsamalardır. Bir ustanın çırağa karşı en büyük görevi çırağın kalbinde yatan bir usta olduğunu ona anımsatmaktır. Her insanın kalbinde hakikat gizlenmiştir. Bizim görevimiz o hakikate ayna olmaktan başka bir şey değildir.
Alıntı

Suya Dilekleri Söyleme Ritüeli…

 

Kendimizi Alkışlıyoruz Atölyesi…

Mucize ritüeli…

OLYMPUS DIGITAL CAMERA

 

Şimdi size çok basit bir ritüel veriyorum. Bir kitapta okudum ve denedim, işe yarıyor.

Kaybedeceğiniz bir şey yok, sadece deneyin

“Mucize ritüeli :
Sabah uyanır uyanmaz kimseyle konuşmadan güneşe ve gökyüzüne bakın ve 7 defa “BUGÜN BENİM İÇİN BİR MUCİZE OLACAK” diyin. (Mümkünse sesli)
Ve etkisine inandığınız bir duayı okuyun.
Aynı gün gece yatmadan hemen önce yıldızlara ve gökyüzüne bakın ve 7 defa “YARIN BENİM İÇİN BİR MUCİZE OLACAK” diyin.
Ve yine etkisine inandığınız bir duayı okuyun.

HEPSİ BU…

Hadi Olsun İnşallah,

Anette İnselberg

 

NOT: Etkili dua tavsiyesi isteyecek olursanız İnşirah Suresi’ni okuyabilirsiniz…
Yada bir Tibet duası veya bir mantra … Neye inanıyorsanız artık