Bireysel Kristal Ses Terapisiyle Eşsiz Bir Deneyim İçin 05425788700’den Tuba Küçükaksu’dan Randevu Alın…

kristal

1. Kristal çanaklarla çalışmak nerden aklına geldi?
Farklı ve değişik şifa tekniklerini keşfetme ve öğrenme tutkusu bende hep vardı. Ses ile şifa bunların en başında geliyordu. Seanslarımda yıllar boyunca Tibet ses çanakları ile çalıştım ve çeşitli mistik müzik enstrümanları kullandım. Bundan daha da fazlası var mı acaba diye düşünürken bu kristal ses çanakları karşıma çıkıverdi. Onların sesini duyduğum an çok etkilendim ve aşkımız bu şekilde başladı diyebilirim 
2. Kristal Çanaklar hakkında biraz bilgi verebilir misin?
Kristal çanaklar, sesin gücünü ve kuvars kristalin mucizevi şifasını birleştiren çok etkili bir şifa aracı olduğunu söyleyebilirim. Kuvars taşından üretilen bu özel çanaklar ile yapılan terapiler, zihin, beden ve ruh üçgenini dengeleyerek ruhun özünü şifalandırıyor. İnsan bedeninin en temel unsuru hücredir. Hücrelerle basitçe iletişime geçme yöntemi ise titreşimdir. %70’inden fazlası sudan oluşan bedenimize kristal çanaklardan yayılan ses hücrelerde yankıya neden oluyor. Göle atılan bir çakıl taşının sebep olduğu dalgacıklar gibi, çanaklardan gelen ses de halkalar halinde tüm bedene yayılıyor, hücreleri rahatlatıyor, uyumlu hale getiriyor ve enerji veriyor. Bu şekilde insan vücudunu oluşturan 100 trilyona yakın hücre nazik bir masaj alıyor. Yapılan araştırmalarda, doğru ve doğal sesler bağışıklık, endokrin ve otonom sistemlerin sağlıklı işlemesini destekliyor. Doğal ve uyumlu sesler hızlıca stresi azaltıyor ve vücutlarımızın dengeye dönmesini sağlıyor.
3. Hangi çalışmalarda kullanıyorsun ve etkisi ne kadar sürüyor?
Kristal Ses Çanaklarını genellikle bireysel seanslarımda, grup çalışmalarında ve toplu yoga etkinliklerinde kullanıyorum. Yaptığımız bireysel seanslara katılan arkadaşlarımız etkisinin 3-4 gün yoğun olarak hissettiklerini söylüyorlar.
6. Bireysel seanslarda çanakların yanı sıra neler yapılıyor?
Bireysel seanslar aslında o anda kişinin ihtiyacına göre şekillendiği için her seansın akışı ve içeriği farklılık gösterebiliyor. Temel olarak başlangıçta alanı açmak ve niyetleri belirlemek için sohbet, ardından şamanik tekniklerle bedeni arındırma, enerjisel şifa ve sonunda titreşimi yükseltmek için ses terapisi. Seans süresi kişiye göre 90 ila 120 dakika arasında değişebiliyor.
7. Hangi rahatsızlıklara iyi geliyor ve ne sıklıkta alınması uygundur?
En temelinde derin bir rahatlama sağlıyor ve bağışıklık sistemini güçlendiriyor. Bu da daha derin ve huzurlu bir uyku getiriyor. Depresyon, baş ağrısı, yorgunluk, uykusuzluk, sindirim bozuklukları, eklem ya da kas ağrıları gibi birçok fiziksel soruna şifa verdiği gibi ruhsal açıdan çakralarınızı dengeleyerek auranızı güçlendiriyor ve derin bir meditasyon deneyimi sunuyor. Bilinçaltında kilitli olan duygusal travmalara etki ederek blokaj oluşturan enerjileri serbest bırakıyor. Sonuçta huzur, neşe, güven duygularını tetikleyerek hayat enerjinizi yükseltiyor. Alınan tek bir seansta bile farkı hissedilse de, bunun daha da kalıcı olması için birkaç seans alınmasını tavsiye ediyorum.
8. Sağlığı korumak için de gelmeli değil mi?
Kristal Ses Terapisi yalnızca sorunu olan insanlar için değildir. Sorunu olmayan insanlar da bu süreçten büyük faydalar elde edebiliyor. Kristal ses çanakların titreşimleri daha dingin, daha huzurlu olmanıza yardımcı oluyor ve enerjinizi yükseltiyor. Günümüz dünyasında yoğun çalışan birçok insan kendine vakit ayıramamakta ve sakinleşememektedir. Kristal Ses Terapisi üzerinize yapışan ve sizi düşüren olumsuzlukları dönüştürüp ihtiyacınız olan rahatlığı sağlıyor.

9. Kişisel Deneyimim

Tabi ki reiki master hocam Tuba Küçükaksu kristal ses terapisi yapmaya başlayınca hemen arayıp bireysel seans almak istediğimi söyledim. Ve oraya giderken öksürüyordum ve üzerimde halsizlik vardı ve seans bitimin de tamamen sağlıklıydım. Bu bir mucize dedim Tuba’ya bu deneyimi benim paylaşmam lazım. Üstelik kendimi daha güçlü, daha huzurlu ve mutlu hissediyordum seans çıkışı… Bence bu eşsiz terapiyi denemek için hemen rezervasyonunuzu yaptırın… Anette İnselberg

Bireysel seans almak, deneyimlemek, daha fazla bilgi almak için http://www.birlikbilinci.com ‘u ziyaret edebilir, birlibilinci@gmail.com ‘a mail atabilir veya direk 05425788700 ‘ı arayabilirsiniz.

bireysel_seans_03a

Ortaya Karışık kategorisinde yayınlandı. Leave a Comment »

4 ADIMDA KARŞINIZDAKİNİN ENERJİSİNİ OKUYUN !

1[1]

 

Pek çok insan, farkında olmadan karşısındaki kişinin duygu durumunu o bir şey söylemeden anlar. Duygular birbirimize ilettiğimiz en güçlü enerjilerdir. Bir anne, binlerce ötedeki evladının kötü durumda olduğunu hissedebilir. Bazen sevdiğimiz birinin başına kötü bir şey geldiğini hissederiz ve hissimiz doğru çıkar. Fakat bu durumlar genellikle kontrolsüz olarak gerçekleşir. Bu gücü bilinçli olarak kullanabilir miyiz?

Evet bilinçli şekilde enerji okumak mümkündür. Enerji; bir duygu veya düşünce olabilir. Bunu başarmak için 4 önemli adımı kesinlikle sırayla uygulamak gerekir. Bu 4 adım ile insanların enerjisel düşüncelerini okuyabilirsiniz

1. Adım
Zihninizi açma egzersizleri.

Hepimiz aslında kapalı ve ön yargılı bir zihinle hayatımıza devam ederiz. Telepati kanıtlanamamış bir olgudur. Fakat aslında hepimiz doğal telapatlarız. Özellikle anneler bebekleri ile güçlü bir telepati içindeler. Bu doğanın bize getirdiği zorunluluklardan biri. Bazı araştırmacılar bilinçaltımızın sürekli telepatik olarak haberleştiğini söylüyor. Kısaca telepati zaten hayatımızın bir yerinde bizimle birliktedir…

Egzersizler
Zihni özgür bırakmak için meditasyon ve mantra çalışmaları yapmalısınız. Meditasyon aslında çok basit bir yöntemdir. Sessiz bir ortam bulduktan sonra rahat bir konumda oturun veya uzanın. 10 dakika boyunca nefes alışverişinizi takip edin. Mantra belli bir sözcüğün meditasyon yaparken söylenmesinden ibarettir. “Zihnim açılıyor” veya “kendimi özgür kılıyorum” diyebilirsiniz. Sanskritçe bir mantrada söyleyebilirsiniz.

2. Adım
Beden dili

İster inanın, ister inanmayın bedenimiz, her şeyi ele veriyor. Enerji okumak için beden dilini okumayı öğrenmelisiniz. Beden dili ile ilgili pek çok yazı ve kitap bulabilirsiniz. Temelde insanlar bir düşünce içindeyken bedenleri de belli bir pozisyona girer. Mesela eğer kendilerini huzursuz hissediyor veya size tam olarak güvenmiyorlarsa mutlaka kollarını önde kavuşturacaklardır. Beden dili enerji okumak için önemlidir. Karşınızdaki kişi ile ilgili ne kadar yorum ve düşünce yakalarsanız enerji okumanız o kadar güçlenir.

3. Adım
Empati

En önemli adım. Empati; kendinizi karşınızdaki kişinin yerine koymak ve onun duygularını anlamak olarak yorumlayabiliriz. Eğer gerçekten enerjiyi okumak istiyorsanız, yapmanız gereken bolca empati yapmak. Şu soruyu bilinçaltınıza sürekli iletin, o kişi şu anda ne düşünüyor veya ne hissediyor. Bir süre sonra belli his ve düşünceler size gelmeye başlayacaktır.

4. Adım
Telepatik düşünce gönderme

Basit ama etkili bir egzersizdir. Evde veya işte bir şey istemeden önce zihninizden isteğinizi geçirip o kişiye gönderin. Bu egzersiz ile zihniniz telepatik düşünmeye ısınacaktır. Arkadaşlarınızla veya eşinizle tahmin oyunları oynamalısınız. Düşünce bir enerjidir ve tüm auranıza çevrenize yayılmaktadır. Kişi bazı durumlarda çok kolay şekilde karşısındaki kişiyi okuyabilmektedir. Yapılan araştırmalar insanların karşısındaki kişiye güvenip güvenmeme durumuna 8 saniyede karar verdiğini söylüyor. Bu durum tamamen bilinçaltımızın kontrolünde olan bir şey. Kısaca bilinçaltınız zaten size cevapları veriyor…

Kaynak. spritüeller

 

Ruhsal Büyüme... kategorisinde yayınlandı. Leave a Comment »

Hayatınızı Değiştirecek Saatlik Olumlama Cümleleri…

Olumlama-nedir-Nasıl-yapılır[1]

 

Aşağıdaki olumlamalar çalışan bir bireyin gün içerisinde mümkün olduğunca aynı saatlerde yapmasına yönelik olumlamaları içermektedir. Kendinizi daha mutlu ve başarılı, dünyayı daha yaşanılası bir yer yapmak için siz de bize katılın. Hepberaber hem kendimizi hem de dünyayı olumlayalım.

Sabah Kalktığınızda

Bana hediye edilmiş muhteşem bir güne merhaba diyorum. Her günümü tam anlamıyla yaşıyorum. Kendi yolumu kendim açıyorum ve ne kadar mükemmel oldugumu keşfediyorum.
Kendimi seviyor ve begeniyorum…Gecmişimi bırakıyorum ve huzur içindeyim. Güvendeyim, özgürüm.

Ben benim, Güvendeyim. Yaşamım sade ve mükemmel akıyor. Bolluk, bereket, Şifa ve neşe içinde yaşıyorum… Hak edişlerimi rızkımı sevgi ile kabul ediyorum… Kendimi seviyorum..
Tüm canlıları seviyorum….

Saat 10.00 : İş Zamanında

Harika bir iş yaratıyorum. Elimi attıgım her işte başarılıyım. Çalışarak üretmekten gurur duyuyorum. Herşeyin en iyisini hak ediyorum ve her şeyin en iyisini kabul ediyorum. İşim ile kendimi ifade ediyorum. İşimi sevgi ile kucaklıyorum. Gelirim sürekli artıyor… Kendimi her geçen saniye geliştiriyorum

Saat 12.00 : ( DÜNYA BARIŞI)

Dünyanın iyileşmesi şimdi şu ANDAN itibaren başlıyor… Dünyamı seviyorum. Hayatla uyum içerisindeyim. Herkes ile birlikte güzel bir DÜNYA yaratıyorum…
Sürekli sevgi veriyorum ve alıyorum…

Saat 14.00 : (Bagımlılıklar: Sigara, İçki, vs.)

Artık ne denli olağanüstü biri oldugumu biliyorum. Kendimi sevmeyi ve bundan tat almayı ogrendim… Ne kadar harika oldugumu biliyorum…

Saat 16.00 : (Dilek)

Ben sevgide güvende ve dengedeyim. Evren beni destekliyor. Ihtıyacım olan her şey bana sevgiyle ihtiyacım oldugu anda sunuluyor. Ve BEN sevgiyle şükrederek kabul ediyorum….
Teşekkür ederim…

Saat 18.00 : (Enerji depolama ve yollama)

Bu gün ve her gün kendimi sevgiyle besliyorum. Tüm sevgimi ihtiyacı olan herkesle paylaşıyorum. Ben sevgiyim ve karşılaştıgım her bir kişiye baglı oldugumu biliyorum. Sevginin gücünü hep birlikte paylaşıyoruz. Teşekkür ederim…

Saat 20.00 : (Bolluk – Bereket)

Ben ******* sonsuz bolluk ve bereketiyle doluyum. Sonsuz bolluk ve bereketimi tüm çevreme
Ve ihtiyacı olanlara kolaylıkla yayıyorum…Her şey için şükrediyorum ve Teşekkür ediyorum..

Saat 22.00 :

Kendi gücüme sahip çıkıyor ve kendi gerçegimi sevgi ile yaratıyorum. Ben tam, bütün, saglıklı bir bireyim.. Kendimi oldugum gibi seviyor, onaylıyor ve affediyorum.. Yaşadıgım tüm güzellikler için şükrediyor ve teşekkür ediyorum…

Saat 24.00:

Ne kadar harika oldugumu keşfediyorum. Hayatın sürekli değişen kalıpları ile uyum içindeyim. Saglıgımdan keyif alıyorum. Kendimi olgugum gibi seviyor, onaylıyor ve affediyorum.. Yaşadıgım tüm güzellikler için şükrediyor ve teşekkür ediyorum…

Yaşlılar için :

Yaşlılık yıllarımı seviyorum… Teşekkür ederim…

Hayat arkadaşı arayanlar için : Her gün saat 11.00 :

Sevgi dolu ve harika bir ilişkiye açıgım ve onu kabul ediyorum… Teşekkür ederim

Not:Mümkün oldugunca aynı saatte aynı cümleleri tekrarlayalım.. Ben cümlelerle birlikte dua da ediyorum.. Yeterki soylediginiz her söz icten ve dogal olsun…Günlük tutun, izlenimlerinizi,deneyimlerinizi Nasıl yaptığınızı buradan paylaşın…

alıntı

Ruhsal Büyüme... kategorisinde yayınlandı. Leave a Comment »

Yanıbaşınızda Limon Dilimleriyle Uyumak Sağlığınıza Bakın Ne Kadar Faydalıymış

lemons_feature[1]
Muhtemelen bunu bilmiyordunuz. Üç dilim limon parçasını yatağınızın baş ucuna koyun.
Bunu yapmanız halinde:
Odanızın kokusu değişecek ve odanız ferahlaşacak.
Daha iyi nefes alacaksınız, soğuk algınlığına yakalanma riskiniz azalacak ve astım hastasıysanız daha iyi hissettiğinizi farkedeceksiniz.
Akşamdan kalma hissini üzerinizden atacak ve daha dinç uyanacaksınız.
Enerji içeceğinin sağladığı enerjiden daha fazlasına sahip olacaksınız.
İşte daha iyi bir gün geçirmek için bu kadar basit bir şeyi yapmak yeterli.
Ünlü Hintli doktor JV Hebbar limon yağının faydalarının da saymakla bitmediği açıklamalar yaptı.
İşte limon yağıyla yapabilecekleriniz:
Dişlerinizi beyazlatın

tandblekning[1]
Limon yağı, hindistancevizi yağı ve karbonatı karıştırın. Daha sonra bu karışımla dişlerinizi iki dakika boyunca fırçalayın. Dişleriniz bembeyaz olacak.
Kıyafetlerinizdeki kötü kokuyu giderin
Bazen yıkanan çamaşırlarımızı çamaşır makinesinde unuturuz ve çamaşırlar nem kokar. Bu çamaşırların üstüne birkaç damla limon yağı damlattığınızda çamaşırlarınızın müthiş koktuğunu göreceksiniz.
Ellerinizdeki kötü kokuyu çıkarın
Balık yaptıktan sonra ellerinizde kokusu mu kalıyor? Sıvı deterjanınıza biraz limon yağı ekleyip ellerinizi yıkayın. Kokunun hemen gittiğini farkedeceksiniz.
Kimyasal olmadan temizlik yapın
Banyonuzda kimyasal kullanmaktan hoşlanmıyor musunuz? 40 damla limon yağı, 20 damla su ve biraz sirkeyi karıştırın. Kimyasal yerine bu karışımı kullanarak banyonuzu temizleyin. Her yer temiz ve pırıl pırıl olacak.
Suratınızı güzelleştirin

ansiktstvatt[1]

Limon yağı cildinizi yumuşatır ve nemlendirir. Sivilceleri de geçirir. Tek yapmanız gereken limon yağı, kabartma tozu ve balı karıştırıp sivilce olan bölgeye uygulamanız.
Mücevherlerinizi parlatır
Kuru beze limon yağı dökün ve mücevherlerinizi temizleyin. Pırıl pırıl görünecekler!
Kilo vermede yardımcıdır
Suyunuza iki damla limon yağı damlatın. Bundan günde üç kere için. Sindirim sisteminiz daha iyi çalışacak ve uzun vadede kilo vereceksiniz.
Ruh halinizi dengeler
Limon yağı aromaterapisi ile sık sık depresyona giren kişilerin tedavi edildiği biliniyor.
Yapışkan lekeleri çıkartın
Koltuğunuza veya kıyafetlerinize sakız yapıştığı olmuştur. Bir dahaki sefere o bölgeye biraz limon yağı damlatın ve beklettikten sonra rahatlıkla çıkartın.
Sinir sisteminizi güçlendirin
Limon yağı, sinir sisteminizi güçlendirir ve üşütmenizi engeller. Limon yağını hindistancevizi yağıyla beraber karıştırıp göğsünüze sürün.

kata11[1]

Fotoğraf: Pixabay
Gördüğünüz gibi limon ve limon yağının faydaları saymakla bitmiyor.
Kulağa en güzel geleni ise tüketmeden bile limonların sağlığımıza olan katkıları.
Limon ve limon yağının bilinmeyen yararlarını öğrenmeleri için yazıyı paylaşmayı unutmayın

Kaynak: Newsletter

Bitki Alemi kategorisinde yayınlandı. Leave a Comment »

Baş ağrısından herhangi bir ilaç kullanmadan 5 dakika içerisinde bu şekilde kurtulun!

Akubasınç adı verilen bu yöntemle baş ağrınızdan hap kullanmadan kısa bir sürede kurtulabiliyorsunuz.
Bugün superileri olarak size bu teknik hakkında bilgi vereceğiz.
Akubasınç (Accupressure) bir masaj çeşididir. Özel tıbbi bilgiler gerektirmeden uygulanabilir bir akupunktur ve refleks tedavi biçimidir.
Akubasınç noktalarına nasıl masaj yapılır?
Öncelikle rahat bir pozisyon alın ve rahatlayın. Bu masaj çok zaman almaz: ortalama olarak 30 saniyeden 1 dakikaya kadar bir süre yeterli olacaktır.
Aşağıdaki noktalara hafif pres veya dairesel hareketlerle masaj yapın. Genellikle, baş ağrısı masaj sırasında veya masajdan 5-10 dakika sonra kaybolur.

Baş ağrısından kurtulmak için 6 temel nokta mevcuttur:

yintang[1]

Üçüncü gözün veya Yintang’ın noktası, burun köprüsünün alına girdiği yerde kaşların arasında yer alır. Bu nokta göz yorgunluğunun giderilmesinden sorumludur.

nokta_2[1]

Bu simetrik noktalar, kaşların iç kenarının tabanında bulunur. Bu alanın masajı da akıcı bir burun rahatlatır ve görme keskinliğini geliştirir. Presleme veya dairesel hareketlerle 1 dakika masaj yapın.

nokta_3[2]

Bu noktalar burun deliklerinin iki yanında gözlerle aynı hizada bulunurlar. Onları bulmak için, elmacık kemiklerinin alt kısmında bir çukur hissedin. Sinüs açmaya, baş ağrısını ve diş ağrısını azaltmaya ve stresden kurtarmaya yardımcı olur.

nokta_4[1]

Noktalar başın arkasında, ortada, kulak ile omurganın başlangıcında bulunur. Bu noktalara masaj yapmak, burun tıkanıklığını, gözlerde ve kulaklarda ağrıyı, şiddetli baş ağrısını gidermede ve migreni hafifletmeye yardımcı olur.

nokta-[1]

Shuai gu noktaları, saç çizgisinin başlangıcından 2-3 cm uzaklıktadır. Bu noktayı bulmak için küçük bir çukur hissedin. Bu bölgeye uygulanan basınç, temporal bölgedeki ağrı ve göz yorgunluğunu hafifletir.

nokta_6[1]

Bu simetrik noktalar başparmağı ve işaret parmağı arasındaki elin arkasında bulunur. Bu bölgeye uygulanan basınç da sırt ağrısı, diş ağrısı ve boyun kaslarındaki gerginliği hafifletir.

baş-ağrısı-350x175[1]

Kaynak: Su perileri

Ruhsal Büyüme... kategorisinde yayınlandı. Leave a Comment »

DEĞERSİZLİK DUYGUSUNDAN ARINMAK

fft99_mf5095061[1]
Değersizlik duygunuz varsa;
Bilinçaltında en fazla görülen sorunlardan bir tanesi de değersizlik duygusudur. Bu duygu bütün hayatı çok olumsuz olarak etkiler. Özellikle 0-5 yaş arasından da herhangi bir nedenle ben değersizim inancı k…işinin bilinçaltına kayıt olmuşsa ,bu inanç zaman içinde benzer enerjiler bir birini çeker kuralıyla daha da büyümüş ve gelişmiş olabilir. Eğer bilinçaltınızda değersizlik duygusu varsa bu duyguyu mutlaka temizlemeniz gereklidir. Bunun için neler yapabileceğiniz bu yazıda açıklayıcı olarak verilmiştir.
Değersizlik duygunuz varsa;
1- Yaptığınız işlerin değeri olmadığına inanırsınız. Bu da başkalarının da yaptığınız işlere değer vermemesi sonucunu doğurur.
2- Çevrenizdeki insanların size değer vermediğini düşünürsünüz. Bir çok kişi değer vermediğini size gösterecek yada hissettirecektir. Kendi inançlarınıza uygun insanlara hayatınıza çektiğiniz için bu çok sıklıkla görülen bir durumdur.
3- Hak ettiğinizi almakta zorlanırsınız. Kendinize yeterince değer vermediğiniz için değerli bir şeyi hayatınıza kabul etmeniz kolay olmayacaktır.
4- Almak ve vermek konusunda sorunlarınız olabilir. Özellikle almayı başaramaya bilirsiniz, size verilen şeyleri bile değersizlik duygunuz yüzünden kabul etmekte zorlanırsınız.
5- İyi ve güzel şeyleri hak etmeme duygusu ile değersizlik duygusu çoğu zaman aynı anda bulunur ve birbirini besler. Değersizlik duygusu bu anlamda tüm hayatınızı olumsuz etkiler.
6- Bu duygu iş hayatınızda, özel hayatınızda ve ilişkilerinizde istediğiniz kadar verimli olmanızı da ciddi olarak etkileyecektir. Değersizlik
Duygusunu nasıl temizleyeceksiniz?
Öncelikle kişisel deneyimlerime dayanarak bu duygunun oldukça zorlayıcı olduğunu söyleyebilirim. Benim en temel sorunum değersizlik duygusuydu ve uzun bir zaman bu sorunla uğraşmıştım. Temizlediğimi sandığım zamanlarda bile defalarca karşıma çıkarak tekrar tekrar bu sorunla uğraşmama neden olmuştu. Bu nedenle değersizlik duygusuna sahip olduğunuza inanıyorsanız sabırlı bir şekilde çalışmanız gereklidir. Bunun için yapabileceklerinizi aşağıda verdim ama azimli bir şekilde çalışmak sizin yapmanız gereken bir şeydir.
1- Afirmasyon; 21 gün aşağıdaki afirmasyonla çalışmanızı öneririm. 21 kuralına tam olarak uymanız önemlidir. Değersizlik duygusu 21 günde temizlenmeye bilir, eğer hala devam ettiğini düşünüyorsanız bir süre ara verip tekrar başlayın. Temizlik süreci kişiden kişiye değişir bu nedenle bu sorundan kurtulduğunuza emin olana kadar tekrar 21 gün çalışmaları yapmak faydalıdır.
Afirmasyon: “Ben çok değerliyim, kendi değerimi biliyorum ve kabul ediyorum”
2- Niyet; Değersizlik duygusu için aşağıdaki niyeti kullanabilirsiniz. ” Kendi değerimi görmeyi ve kendime gerçekten değer vermeyi seçiyorum. Başka insanlara hak ettikleri değeri vermeyi kabul ediyorum. Gerçekten değerli olduğumu biliyorum ve bunun her zaman farkında olmaya, kendi değerimden emin olmaya tüm kalbimle niyet ediyorum. Niyetim şimdi gerçekleşmeye başladı, bunun için teşekkür ediyorum”
3- Enerji çalışmaları Değer duygusu solar pleksus chakra ile ilgilidir, eğer reiki yada başka bir şifa enerjisi sistemi ile çalışıyorsanız bu chakraya daha fazla reiki verin. Solar pleksus chakrasına reiki verirken içinizden sürekli ben değerliyim diye tekrar etmenizin çok faydası olacaktır.
4- Doğal taş kullanma Değerlilik duygusu için pirit taşı mükemmeldir, bu taşı alarak temizleyebilir ve üzerinizde taşıyabilirsiniz. Pirit taşını programlamaya gerek yoktur, zaten doğasında değer duygusu veren bir özellik vardır. Eğer pirit taşı bulamıyorsanız bu durumda
erkek bir kuvars edinin ve kuvarsınızı önce temizleyin.. Programlama için şu cümleleri kullanabilirsiniz. ” Evrenin tüm sevgi, şifa ve pozitif enerjilerinin sana dolmasını ve sende olan enerjiyi bundan sonra benim ve ilgili herkesin en yüksek iyiliği için kullanmanı istiyorum. Bana kendimi değerli hissettirecek ve kendi değerimi görmemi sağlayacak şekilde çalışmanı, bana bunun için gerekli enerjileri bana vermeni istiyorum. Teşekkür ederim” Taşınızı haftada bir kere temizleyin ve her temizlediğiniz de yeniden programlayın.
5- İnanç değiştirme çalışması Ben çok değerliyim kalıbını kullanarak inanç değiştirme çalışması yapabilirsiniz. Bu çalışmayı da en az 21 gün devam ettirin. Yukarıdaki çalışmalardan 1.maddeyi mutlaka yapmanız gereklidir. Diğerlerini de yaparsanız çok daha iyi olacaktır. Önerim hepsi ile aynı anda çalışmanızdır. Değersizlik Duygusunu Aşmak İçin Ek Öneriler • Kendinize değer verdiğinizi kendinize gösterecek şeyler yapın. Maddi durumunuzu zorlamadan kendinize kaliteli bir şey alın, kaliteli bir lokantada kendinize yemek ısmarlayın, saçlarınızı yaptırın. Özellikle eskiden yapmadığınız ama yapmayı aslında istediğiniz şeyleri yapmaya başlayın. • Size değer vermeyen insanlara karşı kendinizi kapatın. Eğer hayatınızdan uzaklaştırma şansınız varsa uzaklaştırın, yoksa en azından o kişi ile birlikteyken içinizden sürekli ”
falancadan gelen olumsuz etkilere ve enerjilere karşı kendimi kapatıyorum” diye tekrar edin. Şunu da unutmayın, siz kendinize değer verince o insan da size değer vermeye başlayacaktır.
Sistem bu şekilde çalışır, kendine değer verene, evren değer verir. • Sabahları aynanın karşısına geçin, gülümseyin ve bir kaç kere ben çok değerliyim ve değerli olan her şeyi hak ediyorum diye tekrar edin. Başlarda buna inanmayabilirsiniz, hatta size zor gelebilir ama yaptıkça inanmaya başladığınızı göreceksiniz.
• Kağıtlara aynadaki görüntüsü ile “Ben Çok Değerliyim” yazın ve evde görebileceğiniz yerlere asın. Yatağınızın yanında uyanınca ilk göreceğiniz yere asmanız çok önemlidir.
Bunu nasıl yapacağınız Refah içinde bir yaşam sürdürme rehberinde etkili bir teknik- ayna görüntüsü bölümünde açıklanmıştır. Buradan okumanızı ve bire bir uygulamanızı öneririm. • Başkalarına değer verin ve verdiğiniz değeri her fırsatta gösterin. Başkalarına ne kadar değer verirsek, kendi değerimizi o kadar büyütürüz.
Neden- sonuç yasası gereği başkalarına değer vermeyen bir kişi, kendi içinde de öz değer geliştiremez. İnsanların değerli yönlerini görmeye çalışın ve değerli taraflarına odaklanın. Bunu her gün kendinize hatırlatın. “Allah’ım ben milyonlarca olasılıktan sadece bir tanesiydim. Beni sen seçtin, sen istedin, sen yarattın. Senin tarafından istendiğim ve seçildiğim şükürler olsun!”
Unutmayın siz seçilmiş ve istenmiş bir insansınız, sizin asıl değeriniz buradan geliyor. Siz zaten değerlisiniz, tek sorun henüz bunu görememiş olmanız.Yukarıdaki çalışma size değer vermeyecek, sadece sizin gerçek değerinizi görmenizi sağlayacak. Bu yazıyı buraya kadar okumuşsanız ve bu çalışmayı yapmaya karar vermişseniz,aşağıda bireysel olarak size yazdığım özel notu da okumanızı rica ediyorum. ”
Varlığının evrene kazandırdığı anlamı tam olarak biliyorum. Hepimizin bir ve bütün olduğu bu evrende sen olmasaydın bir yanım hep eksik kalırdı, asla bütün ve tamamlanmış olamazdım. Hiç bir şey olmak zorunda değilsin, hiç bir şey yapmak zorunda değilsin, hiç bir şeyi başarmaya da ihtiyacın yok. Sen olduğun gibi, varoluşunla çok değerlisin. Hatalarına rağmen, pişmanlıklarına rağmen, aldanmalarına ve aldatmalarına rağmen, aklına bile getirmek istemediğin anılarına yada acılarına rağmen, her şeye rağmen sen çok değerlisin. Sen olmasaydın ben hep yarım kalırdım, hepimiz hep yarım kalırdık, evrende büyük bir boşluk olurdu…Evren boşluk sevmez, boşlukla var olamaz. Sen o kadar değerlisin ki, sen olmasaydın bu evren nasıl bir yer olurdu, ya da olur muydu inan bilmiyorum. Kendi gerçek değerini anlamak için yapacağın her çalışmada seni tüm kalbimle destekliyorum ve en kısa zamanda değerini tam olarak anlamanı seçiyorum. ”
Sevgiyle kalın.
Alıntı…

Ruhsal Büyüme... kategorisinde yayınlandı. Leave a Comment »

TASAVVUFTA 4 KAPI VARDIR

mevlana1[1]

 

 

TASAVVUFTA 4 KAPI VARDIR
1-Şeriat Kapısı
2- Tarikat Kapısı
3- Marifet Kapısı
4- Hakikat Kapısı
Öğreti olarak bu kapılar birer birer geçilerek Hakikate ulaşılır.
************
Öğrencilerinden biri Mevlana’ya sormuş;
“Efendim, bu 4 kapı meselesini ben pek anlayamıyorum.
Bana anlayabileceğim bir lisanla anlatır mısınız?”
“Şimdi bak, karşı medresede dersini çalışan dört kişi var ve
hepsi rahlelerine eğilmiş.
Sen git bunların hepsinin ensesine bir şamar at, sonra gel sana anlatayım.”
****
Öğrenci gitmiş, birincinin ensesine bir tokat akşetmiş.
Tokadı yiyen derhal ayağa kalkıp arkasını dönmüş ve daha kuvvetli bir
tokatla Mevlana’nın öğrencisini yere yıkmış. Öğrenci dayağı yemiş, geri dönecek ama
hocasına itaat var.
Yaradana güvenip ikinciye de bir tokat akşetmiş. O da derhal ayağa
kalkıp elini kaldırmış.
Tam tokadı vuracakken vazgeçip yerine oturmuş.
Öğrenci devam etmiş, üçüncüye de bir tokat atmış.
Üçüncü şöyle bir kafasını çevirip baktıktan sonra çalışmasına devam etmiş.
Dördüncü, tokadı yemesine rağmen hiç oralı bile olmadan çalışmasına
devam etmiş.
Öğrenci Mevlana’ya dönmüş, olanları anlatmış.
Mevlana; “İşte sana istediğin örnekler….
– Birinci, şeriat kapısını geçememiş biri idi.
Şeriatta kısasa kısas olduğu için, tokadı yiyince kalktı, aynısını
sana iade etti.
– İkinci, tarikat kapısındadır. Tokadı yiyince o da kalktı, tam
tokadı iade edecekti ki, tarikat öğretisinde verdiği söz aklına geldi.
“Sana kötülük yapana bile iyilik yap”.
Onun için döndü, oturdu.
– Üçüncü, marifet kapısına kadar gelmiştir.
İyinin ve kötünün tek Yaradandan geldiğini bilir, inanır.
Yaradan bu kötülüğe hangi iblisi alet etti diye merakından şöyle bir dönüp baktı.
– Dördüncü, hakikat kapısını da geçmiştir.
İyinin ve kötünün tek sahibi olduğunu ve aynı olduğunu bilir.
Onun için dönüp bakmadı bile…

Eklem diz ağrılarını geçiren doğal tedavi yöntemi…

Eklem-diz-agrilarini-geciren-dogal-tedavi-yontemi-376x280[1]
Eklem diz ağrılarını geçiren doğal tedavi yöntemi : Eklem ağrısından mı şikayetçisiniz? .Daha önce hiç sanki tüm gece hiç uyumamış gibi yorgun uyandığınız oldu mu? Ellerinizi bile oynatmak canınızı yakar, merdivenlerden inerken dizleriniz acır.Bu dayanılmaz eklem ağrılarını nasıl tedavi edebilirsiniz? Size bu konuda günlük hayatınızda uygulayabileceğiniz bazı önerilerimiz olacak.
Bu doğal reçete bromelain, C vitamini, silikon ve magnezyum bakımından zengindir ve sadece ağrıyan diz ve eklemleri yatıştırmakla kalmaz aynı zamanda tendon ve bağları da güçlendirir.
Eklem diz ağrılarını geçiren doğal tedavi yöntemi malzemeler:
1 su bardağı su
Bir fincan yulaf ezmesi
Bir fincan taze sıkılmış portakal suyu
2 su bardağı ananas (Küp küp doğrayın)
Bir çay kaşığı tarçın
Yarım bardak ezilmiş badem
Biraz da bal.
Eklem diz ağrılarını geçiren doğal tedavi yöntemi yapılışı :
Yulaf ezmesini tencereye koyun ve birkaç dakika pişirin. Soğumasını bekleyin ve blendırdan geçirin. Bir sürahiye Yulaf ezmesini, ananas, badem, tarçın ve portakal suyu ile biraz bal ilave edip su ile seyreltelim. Damak tadımıza göre inceliğiniz ayarlayabiliriz. Karışımı günlük olarak hazırlayın ve gün boyunca 2-3 bardak için. Tüm şikayetleriniz 1 hafta içinde kaybolacak. Hatta ilk rahatlamayı 1 gün sonra hissedeceksiniz.

Kaynak: Diyet evi

Bitki Alemi kategorisinde yayınlandı. Leave a Comment »

NE OL, NE OLMA

fc158d8202e9840c491ebb5a002198ef[1]

 
Paranı ver , gönlünü ver , selam ver ama ; sırrını verme.
Günlerini say , senedini say , büyüklerini say ama ; yerinde sayma
Emek ver , kulak ver , bilgi ver ama ; hiç bir zaman baş verme.
Sarıcı ol , bakıcı ol , kalıcı ol ama ; bölücü olma
Fidan büyüt , çocuk doyur çocuk besle ama ; kin besleme .
Eşini beğen , işini beğen , aşığını beğen ama ; kendini beğenme.
Davet et , hayret et , affet , tövbe et ama ; ihanet etme.
Hedefe koş , cihanda koş , yardıma koş ama ; ortak olma.
Elini aç , kapını aç , gözünü aç ama ; ağzını açma
Okumaktan zarar gelmez , oku ama ; lanet okuma.
Rakibini geç , sınıfını geç ama ; gülüp geçme.
Ev al , araba al , abdest al ama ; beddua alma.
Zulmü devir , nesri devir ama ; çam devirme.
Yaklaş , konuş , tanış ama ; uzaklaşma.
Doğrul , devril ama ; eğilme.
Seslen , uslan ama yaslanma.
İtil , atıl ama; satılma.
Hz.Mevlana

Baharda Seni Ne Bekliyor Öğrenmek İster Misin?

17554042_10209269358352718_7775126144009066524_n[1]

Ortaya Karışık kategorisinde yayınlandı. 14 Comments »

Öyle sıcak ve samimi olun ki, her sıktığınız ele ruhunuzu da katın. Düşmanlarınızı düşünerek hiç zaman kaybetmeyin.

12814444_1213846231966677_8927455640317335350_n[1]

 

 

Siz Siz Olun!
Öyle sıcak ve samimi olun ki, her sıktığınız ele ruhunuzu da katın. Düşmanlarınızı düşünerek hiç zaman kaybetmeyin. Korkuya kapılıp hedef değiştirmeyin. Aklınızı hedefinizle yoğunlaştırın…
Güçlü ve yararlı olma düşüncesini zihninizde yaşattıkça, gerçekten de öyle olmaya başladığınızı göreceksiniz. Siz ısrar ettikçe, fırsatlar çıkacaktır. Düşünce inançla bağlanırsa, olanaklı duruma gelir.
Cesur, açıkgöz ve samimi olun…
Kalbiniz neye bağlanırsa, varlığınız da ona bürünür. Bürüneceğiniz biçimi doğru belirleyin. Bir gülümsemenin, insana hiçbir masrafı yoktur. Bu kadar basit bir sermaye ile elde edeceğiniz kazançlar ise büyük olabilir. Kısacık bir ana sığan gülümseme, bir hafızada ömür boyu yaşayabilir. Hiç kimse gülümsemenin oluşturacağı yararları reddedecek denli zengin değildir. Hiç kimse de gülümsediği için yoksul düşmez…
Gülümseme; korkana güç, kederlilere neşe, hastalara sağlık verir. Gülümseme, yorgunları dinlendirir. Onu satın alamazsın, onu dilenemezsin, onu çalamazsın. Onu birisi size ancak gönül rızasıyla verir. İçten gelmeyen bir gülümsemenin de kimseye bir yararı yoktur. Size gülümsemeyen bir insanla karşılaşırsanız, siz yine de gülümseyin.Gülümsemeyi onlardan esirgemeyin çünkü gülümsemeye en çok gereksinimi olanlar gülümseyemeyenledir…
Gülümseyiniz…
Yalnız fotoğraf çektirirken değil, fotoğraf çekerken de gülümseyiniz…
DALE CARNEGIE

4000 yıl sonra, aynı dile geri döndük…

17522566_1923366307896430_4560215046839561652_n[1]

Ortaya Karışık kategorisinde yayınlandı. Leave a Comment »

Çarpıcı Bir Hayat Hikayesi…

17553961_910778552398512_6182299380904326351_n[1]

 

Marie, 1930 yılında alkolik bir annenin evlilik dışı çocuğu olarak dünyaya gelir. Annesi ona bakamayınca 5 yaşında olan Marie’yi yurda verir. Ardından bir çift onu evlatlık edinir. Marie’nin kaderi ne yazık ki yine yüzüne gülmez, çünkü onu evlatlık edinen çift sadist çıkar. Bu italyan asıllı çift küçük kızı evin mahzenine kapayıp sistematik biçimde işkence eder. Dışardan bakıldığında normal ve çok saygın göründükleri için, bunu yıllarca rahatlıkla gizleyebilirler ve Marie adeta cehennemden geçer.
Marie Rose 17 yaşında depresyondan felç geçirir. Halisünasyonlar da gördüğü için doktorlar ona şizofren teşhisi koyar ve onu akıl hastahanesine yerleştirirler. Marie hayatının 17 yılını orada geçirir ve çok zor yıllar yaşar. Umutsuzluk ve çaresizlik içinde kıvranır durur. Yemek yemez, yerinden kımıldamaz ve sıkça intihar etmeyi düşünür.
Otuz dört yaşına geldiğinde doktorlar Marie’nin durumunu yeniden değerlendirir. Onun şizofren olmadığına, ağır depresyon geçirdiğine ve panik atak yaşadığına karar verirler. Arkadaşlarının ve kendisini seven bir kaç sağlık görevlisinin yardımıyla Marie hastaheneden çıkar.
O artık hür ve yaşamını nasıl sürdüreceğine dair kendisi karar verme aşamasındadır. Terk edilmiş, işkence ve tacize uğramış, otuzdört yılı ziyan olmuş bir kişi olarak hiçte kolay olmayacaktı, ama o yılmadı ve kızgın, öfkeli, umutsuz olmak yerine sıfırdan başlamayı tercih etti.
Yetkililer “Aklı dengesi yerinde değil, okuması imkansız” dedikleri halde Marie, Salem State Üniversitesine Psikiyatri bölümüne girer ve mezun olur. Bu ara kanser hastalığına yakalanır ve mücadalesini kazanır. Kendisi gibi akıl hastahanesinden çıkmış ve iyileşmiş Joe ile evlenir. Kocası maalesef altı sene sonra ölür ve Marie kendini işine verir. Uzun yıllar doktor olarak çalıştıktan sonra Harvard Üniversitesi’nde mastır yapar. Psikiyatrik hastalarla çalışır, konferanslar verir. Biyografisi yazılır ve hayatı film olur (Nobody’s Child). Bir çok ödüle layik görülür.
Elli sekiz yaşındayken, ‘vay be’ dedirtecek birşey yapar: On yedi yılını geçirdiği Masachusetts Danver Devlet Hastahanesine yönetici olarak atanır.
Verdiği bir basın toplantısında şunları söyler:”Eğer affetmeyi öğrenmeseydim, bir damla bile gelişemezdim. Yaşamım ziyan edilmiş bir yaşam olurdu. Ve bugün bu hastahaneye yönetici olarak dönemezdim.”
Marie Rose Balter’in yeni görevini haber yapan bir Ajans, onun zafer açıklamasını da şöyle yapar: “En uzun yolculuk, beynimizden yüreğimize yaptığımız yolculuk. Affetmek bu yolculuğun en kestirme yolu. Affetmeyi gerektiren her yara, içinde önemli bir dersi barındırır. Dersi görebilmek için yarayı yeniden deşerek yüzleşmek zorunda kalsak bile…”
Marie bu hayatta hiçbirşeyin imkansız olmadığını gösteren en güzel örneklerlerden-alıntı

Ruhsal Büyüme... kategorisinde yayınlandı. 1 Comment »

Doğru benim tablolarıma yüzbinler verenler var ama bugüne kadar bütün servetini veren hiç kimse olmamıştı

17553779_10155264965419917_1193897933544173224_n[1]

 

 
Bir sanat merkezinde tanınmış bir ressamın sergisi vardır , ressam sergisini gururla dolaşırken resimlerden birinin karşısında durmuş resmi hayranlıkla izleyen bir kız çocuğu dikkatini çeker…
Kız bir yandan tabloya bakıyor arada çantasını karıştırıp bulduğu paraları avucuna alıyordu..Ressam babacan bir tavırla çocuğun yanına yaklaşarak “resmi beğendin mi” diye sormuş. Kız çok ciddi bir sesle “evet” dedi , acaba satılık mı ? Anneme almak istiyorum.
Tablo yüzbinler değerinde idi . Ressam gülerek sordu kıza “kaç paran var” diye . Kız ciddi ciddi avucundaki paraları sayarak 83 lira
75 kuruşum var bütün param bu diye cevap verdi . Ressam tablonun etiketine bakarak ne şanslısın tablo da tam 83 lira 75 kuruşa satılık al bakalım tablo senin diyerek tabloyu kız çocuğuna verdi…Bu diyaloğu karşıdan seyreden galeri sahibi ressamın yanına giderek hiddetle “ne yapıyorsunuz siz ” o tablo yüzbinler değerinde…
Ressam sakin ve mutlu bir şekilde cevap verdi . Doğru benim tablolarıma yüzbinler verenler var ama bugüne kadar bütün servetini veren hiç kimse olmamıştı..Nasıl kaçırırım ben bu fırsatı..
Sevgiler Dostlar….Alıntı

Ruhsal Büyüme... kategorisinde yayınlandı. Leave a Comment »

Ayna Meditasyonu (Osho)

ayna[1]

 

 

ÇEMBERİ TAMAMLA

Bilincin dışarı doğru akıyor, bu bir gerçek, bir inanç sorunu değil. Bir nesneye baktığında, bilincin nesneye doğru akar.

Örneğin, bana bakıyorsun. Bunu yaptığında kendini unutursun, bana odaklanırsın. O zaman enerjin bana doğru akar, gözlerin bana doğru yönelir. Bu ilginin içten dışa dönmesidir.

Bir çiçek görürsün ve büyülenirsin, çiçeğe odaklanırsın. Kendini unutursun, sadece çiçeğin
güzelliğiyle ilgilenirsin.

Bunu biliyoruz, her an olur. Güzel bir kadın geçer ve birden enerjin onu izlemeye başlar. Işığın böyle dışarı doğru akışını biliriz.

Bu hikayenin sadece yarısıdır. Işığın dışarı doğru her akışında, sen arka plana düşersin, kendine ilgisizleşirsin.

Aynı anda hem özne hem de nesne olabilmen ve bunun yanında kendini de görebilmen için ışığın geri dönmesi gerekir. O zaman kişisel farkındalık ortaya çıkar. Genelde, yalnızca bu yolun ortasında, yarı canlı, yarı ölü yaşarız, durum budur. Işık yavaş yavaş dışarı akmaya
devam eder ve asla geri gelmez. Şunu görüyorsun, bunu görüyorsun, enerjiyi hiçbir şekilde gören kişiye döndürmeden sürekli görüyorsun.

Gündüz dünyayı görüyorsun, gece rüyalar görüyorsun, sürekli nesnelere bağımlı kalmaya devam ediyorsun. Bu enerji israfıdır.

Taocu inanışa göre, enerjiyi geri döndürmenin gizli ilmini öğrenirsen, ilgin dışa döndüğünde kullandığın bu enerjiyi kaybetmek yerine çok daha belirgin bir hale getirebilirsin. Bu mümkün; konsantrasyon yöntemlerinin hepsinin bütün hüneri budur.

AYNA MEDİTASYONU

Bir gün, sadece bir aynanın önünde durarak küçük bir deney yap. Aynaya bakıyorsun, aynada kendi
yüzün, aynada kendi gözlerin. Sonra bir an için bütün işlemi tersine çevir. Aynadaki yansımanın sana baktığını hissetmeye başla, sen yansımaya bakmıyorsun, yansıma sana bakıyor.

Çok tuhaf bir boşlukta olacaksın. Taocu kitaplarda sözü edilmese de, bu bana herkesin kolaylıkla yapabileceği en basit deney gibi görünüyor.

Sadece banyondaki aynanın önünde durarak, önce yansımaya bak: sen bakıyorsun ve yansıma senin nesnen. Bu ilginin dışa dönmesidir: aksettirilmiş yüze bakıyorsun, kendi yüzüne tabi ki ama bu yansıma senin dışında bir nesne. Sonra konumu tamamen değiştir, işlemi tersine çevir. Yansıma olduğunu hissetmeye başla ve yansıma sana bakıyor. Anında bir değişim olduğunu, büyük bir enerjinin sana doğru aktığını göreceksin.

Bunu yalnızca birkaç dakikalığına dene, canlanacaksın ve çok büyük bir güç içine girmeye başlayacak. Korkabilirsin bile, çünkü bu hiç tanımadığın bir şey; tam bir enerji çemberini daha önce hiç görmedin.

Başlangıçta ürkütücü olabilir, çünkü bunu daha önce hiç yapmadın ve hiç bilmediğin bir şey; çılgınca gelecek. Sarsılabilirsin, içinde bir titreme yükselebilir ya da kafa karışıklığı hissedebilirsin, çünkü şimdiye kadar yönün hep dışarı doğru oldu.

İçe yönelişin yavaş yavaş öğrenilmesi gerekir. Ancak çember tamamlanmıştır. Bunu birkaç gün yaptığın takdirde, gün boyunca kendini çok daha canlı hissettiğini görerek şaşıracaksın.

Sadece birkaç dakika aynanın önünde durarak enerjinin geri dönmesini sağlıyorsun ve çember kapanıyor. Çember tamamlandığında büyük bir sessizlik vardır.

Tamamlanmamış çember huzursuzluk yaratır. Çember kapandığında, huzur yaratır, seni merkeze getirir.

Merkezde olmak, güçlü olmaktır, güç senin gücündür. Bu yalnızca bir deney; o zaman bunu birçok şekilde deneyebilirsin.

Bir güle bakarken, önce bir süre güle bak, birkaç dakika, sonra işlemi tersine çevirmeye başla; gül sana bakıyor. Gülün sana ne kadar çok enerji verebildiğini gördüğünde şaşıracaksın. Aynı şey ağaçlarla, yıldızlarla ve insanlarla da yapılabilir.

En iyisi bunu sevdiğin kadın ya da adamla yapmandır. Yalnızca birbirinizin gözlerine bakın. Önce diğer kişiye bakarak başla, sonra diğer kişinin enerjiyi sana geri gönderdiğini hissetmeye başla; armağan geri geliyor. Kendini yeniden dolmuş hissedeceksin, yıkanmış, banyo yapmış, yeni bir enerji çeşidinin tadını çıkardığını hissedeceksin.

Bu alıştırmadan yenilenmiş, canlanmış olarak çıkacaksın.

Osho

 

Ruhsal Büyüme... kategorisinde yayınlandı. 1 Comment »