2017 ‘de Yaşam Kalitenizi Arttırmak İçin Bunları Mutlaka Yapınız…

kardan-adam-ve-noel-baba1

 

ÇOĞALTINIZ;
Sevgiyi
İyi hissettiren müzikler dinlemeyi
İçtiğiniz su miktarını,…
Çocuklarla geçirdiğiniz vakti,
Teşekkür etmeyi,
Selam vermeyi,
Özür dilemeyi,
Mazur görmeyi,
Sabırlı olmayı
Gülümsemeyi
Kahkaha atmayı
Komik filmler izlemeyi
Çevrenizi yeşillendirmeyi
Hayvanlara dokunmayı
Şükretmeyi
Hayal kurmayı
Doğayla daha çok iç içe olmayı
Kitap okumayı
Paylaşmayı
AZALTINIZ;
Yediğiniz yemeği,
Yemeğin tuzunu,
Çayın şekerini,
Kullandığınız eşyaları,
Boş yere geçen vaktinizi,
Gözyaşlarını,
Kıyafetlerinizi,
Kuruntularınızı,
Bilgisayar başında harcadığınız vakti,
Telefonla uğraştığınız süreyi,
Televizyon izlemeyi
BIRAKINIZ;
Sigarayı,
Asitli içecekleri
Şikayet etmeyi
Huzurunuzu kaçıran insanları
Korkularınızı
Endişelerinizi
Geçmiş pişmanlıklarınızı
İnsanları yargılamayı….
VE…
VAZGEÇMEYİNİZ….
Daima ANI yaşamaktan UMUT etmekten ve SEVmekten..

Ruhsal Büyüme... kategorisinde yayınlandı. Leave a Comment »

Gribin En Büyük ilacı…

15741142_1047165378726540_4229593418454876984_n1

Gribin En Büyük ilacı C Vitaminidir. Ve Limon C Vitamini Deposudur. Topuk Ve Ayakların Emilimi Yüksek Olduğu İçin, Limonu Topuk Ve Ayak Üzerine 10 Dak. Uygularsak Grip Enfeksiyonunu Hızlıca Atmış Olacağız.

Ayrıca: 1 Çorba Kaşığı Limon Suyu, Tuz Ve Karabiberi Karışımı Hazırlayıp İçelim…

Kaynak: sağlık olsun

Bitki Alemi kategorisinde yayınlandı. Leave a Comment »

Bel ağrısına ve mide yanmasına Patates suyu…!

15781793_1048674771908934_4057766960405216195_n2
Patatesi kaynatarak elde ettiğiniz suyu soğutup için, bel ağrısından kurtulun. Yalnız patatesi kaynatmadan önce üzerindeki siyah lekelerden iyice arındın. İki haftada bir de bu suyu içmeye ara verin.
Her üç kişiden birinin şikayeti olan bel ağrısı ve romatizmadan kurtulmanın bitkisel yolu patates suyu içmekten geçiyor. Patatesin faydalarının bu kadar ile sınırlı kalmadığını dile getiren fitoterapi uzmanları “Patates suyunun faydaları arasında gastrit, kolik ve mide ülserleri ile kalp hastalıkları gibi çeşitli hastalıklar gösterilmektedir. Patates suyunun saçlara ve cilde de iyi geldiğine ilişkin veriler bulunmaktadır.
MİDE YANMASINI GEÇİRİYOR
Patates suyu çok iyi bir antiinflamatuvardır. Bel, sırt ve eklem ağrılarının giderilmesinde etkilidir. Gut hastalığında faydalıdır. Patates suyu vücudun her bölgesinde dolaşımın iyileşmesine yardımcı olur. Özellikle sabahları aç karnına içilmesi önerilir. Patates suyu sindirim sisteminin sağlıklı işleyişine yardımcı olur. Kabızlık, ishal, şişkinlik, mide yanması ve hazımsızlık gibi problemlere karşı etkilidir.

Kaynak: sağlık olsun

Bitki Alemi kategorisinde yayınlandı. 2 Comments »

Ayaktaki SP5Noktasına Masaj Yaparak Aşağıdaki Şikayetlerden Kurtulun…

15590597_590624611133832_5024854861366392458_n1

Mide ağrısı

İshal

Fiziksel yorgunluk

Zihinsel yorgunluk

Ortaya Karışık kategorisinde yayınlandı. Leave a Comment »

Kalbinizde yeşil bir ağaç bulundurun, belki şarkı söyleyen bir kuş gelir konar

943892_1007026949355523_4546323961274387186_n11

 

 

Kalbinizde yeşil bir ağaç bulundurun, belki şarkı söyleyen bir kuş gelir konar

Bakış Değiştiğinde Akış da Değişir. (Nasıl? :)

14334336_317591438606042_1252533156389584896_n1
1. Biri sahneye çıkar, tutkuyla sunumunu yapar ve çok güzel bir performans sergiler, izleyiciler hayran bir şekilde onu dinler ve içtenlikle alkışlar. Başka biri sahneye çıkar, bir an evvel işim bitse de, gitsem diye aklından geçer. İzleyiciler de söyledikleri bitse de bir sonraki gelse diye düşünmeye başlar.
Diyelim bir çocuğunuz var, onu izliyorsunuz ve içinizden, şimdi, önündeki su birikintisine basıp üstünü başını kirletecek diye geçiriyorsunuz ve tam da aklınızdan geçtiği gibi oluyor. Gözlemci gözlemlediğini etkiler.
Gözlemcinin etkisi atom altı deneylerde araştırılıyor. Fotonlar (atomaltı parçacıkları) tek tek tespit edilmeye çalışılıyor; foton nasıl oluyor da bazen dalga bazen parçacık şeklinde hareket ediyor, onu gözlemlemeye başlıyorlar. Atomaltı düzeyde gerçekleşenin, onu gözlemleyenin niyeti doğrultusunda oluştuğu görülüyor. Eğer gözlem altındaysa, foton parçacık gibi davranıyor; eğer onu gözlemleyen bir şey yoksa bir dalga gibi davranıyor. Bu durumun, maddenin temel yapı taşını oluşturan diğer elektronlar, atom çekirdeğinin proton ve nötron gibi diğer alt parçacıkları için de geçerli olduğu deneylerle kanıtlanıyor.
İnsan da atomdan meydana geldiği için duygu ve düşünceleri ile olasılıkları etkiler. Şu an yaşadıklarımız da bilincimiz ve bilinçaltımızın açığa çıkışıdır.
Hayat da bizim bakışımıza göre şekillenmektedir.
2. Bir film izliyorsunuz. O kadar etkilendiniz ki, filmdeki kahraman ağlıyor ve sizin de gözleriniz doluyor. Sanki o duyguyu siz yaşıyorsunuz. Bu esnada ayna nöronlar devreye giriyor. Beynimizin arka üst kısmında bulunan bu nöronlar bir bakıma ayna gibi karşıdaki hareketi kopyalar. Karşısındaki tarafından yapılan hareketi gören kişinin her defasında o hareketle ateşlenen nöronları premotor korteksinde aktive olmaktadır. Beş duyu organımızla algıladığımız duyumlar, elektriksel sinyallere dönüşerek beyne yani nöronlara aktarılır.
Ayna nöronlar devreye girdiği için esneyen birini görünce esneme, gülen birini görünce gülme olasılığınız yüksektir. Mutlu yüzlere bakan insanların, gülerken harekete geçen kaslarının, kızgın yüzlere bakanların ise kaşları çatan kaslarının resme baktıktan 700 milisaniye içinde hareketlendiği tespit edilmiş.
Karşınızdakine kızgınlıkla bağırıyorsunuz, o da kaçıyor yada asi davranışlara giriyor. Bir diğer seçenek, olayı sakince analiz edip, çözüm yolunu araştırıyorsunuz.
Karşınızdakini bakışınızla, duruşunuzla etkileme gücüne sahipsiniz. Bakışınızı değiştirip, akışı da bu şekilde değiştirebilirsiniz.
3. Sürekli kaybetme ve aldatılma korkuları yaşayan kişilerin korktuklarının başına geldiğini fark etmişsinizdir. Diğer tarafta bolluk bereket içerisinde yaşayan, kazandıkça kazanan insanları görürsünüz. Hangi enerjide kalırsanız ona uygun durumlarla karşılaşırsınız.
Her şeyin kendine özel bir titreşime sahip olduğu bilimsel olarak da kanıtlandı. Hangi titreşim frekansındaysak ona göre kişileri ve olayları hayatımıza çekiyoruz.
Neyi hayatımıza çekmek istiyorsak uyduların frekans ayarı gibi görmek istediğimize uygun bir duruma geçmemiz gerekiyor.
Duygu, düşünce ve inançlarınızı değiştirdiğinizde frekansınız değişeceğinden farklı olay ve kişilerle rezonansa girmeye başlarsınız. Düşündüğünüz, hissettiğiniz, inandığınız her şey bir rezonans alanı oluşturur.
4. İki kişi var, ikisi de iflas ediyor. Biri sürekli kendisine acıma duygusunda ve kurban psikolojinde (şartlar böyleydi, şöyleydi diye etrafına dert yanıyor.) Diğeri, hata gibi görünse de dersimi aldım diyerek yoluna devam ediyor ve bu sefer öğrendikleriyle yeniden deneyebiliyor. Biri yenilgi derken, diğeri öğrendim diyor.
İkisini birbirinden ayıran bakış açıları.
Bizim nasıl hissettiğimizi ve ne yaptığımızı belirleyen, başımıza gelen olaylardan ziyade, hayatı nasıl değerlendirdiğimiz ve yorumladığımızdır. Bir olaya verdiğimiz anlam, kararlarımızı ve eylemlerimizi etkilerken, düşüncelerimiz ve yaptığımız seçimler kaderimizi oluşturacaktır.
5. Birisine kızdığınız bir anı düşünün. Kızgınlık duygusunun, konuşmanızı, hareketlerinizi, hislerinizi ve o anki yaşadıklarınızı nasıl etkilediğini fark edin. Bunu gerçekten anladığınızda sizi etkileyenin karşınızdaki değil sizin düşünce ve hisleriniz olduğunun ayırdına varırsınız. Kendinizden başka kimseyi değiştiremeyeceğinizi anladığınızda iç huzurunuzu ele alırsanız.
Hayata bakışınızı sorularımız ve odağımız belirler.
Bir sorunla karşılaştığımızda neden bu oldu diye mi soruyorsunuz yoksa bunun etkisini nasıl daha iyi bir hale getirebilirim diye mi soruyorsunuz? Sorduğunuz sorular odağınızı ve hislerinizi etkiler. İyi hissettiğinizde enerjiniz ve hayata bakışınız değişir. Hayattaki diğer olasılıkları görmeye başlarsınız.
6. Zaman zaman başkalarını yargılayıp, kızdığınız olmuştur. Ne ayıp, şuna bak, neler yapıyor demişsinizdir. Bilemezsiniz, hayatında ne gibi zorluklarla karşılaşmıştır ve bu yollara girmiştir. Evlilik dışı bir ilişkiyi kınayan birinin, hiç beklemediği bir anda öyle bir ilişki içinde kendini bulduğu çok görülen bir vakadır.
Karşımızdaki kişinin içinde bulunduğu durum, tamamen ona özeldir; yaşadıkları onun kendinden kendine imtihanıdır. Biz onu kınayıp, yargıladığımızda, mıknatıs gibi onun enerjisini kendimize çekmeye başlarız ve benzer durumlara maruz kalırız.
7. İki çalışan var. Bu çalışanlardan birine, patron oldukça saygılı davranıyor, diğerine bağırıp çağırıyor. Neden diye bakıp kişileri analiz ettiğimizde biri son derece kendisine güvenen, işini iyi yapan ve çevresine bu enerjiyi yayan biri. Diğeri tedirgin, acaba yapabilir miyim, olur mu kaygısında çalışıyor.
Biz bir şey düşündüğümüzde beyinde bazı hücre gurupları elektriklenir ve bu enerjiyi yaymaya başlarız. Çevremize söylediklerimizle, kullandığımız beden dilimizle bunu hissettiririz. Her düşüncemizle ve tekrarla bilinçaltımıza da bunu yükleriz. Bilinçaltı bunu gerçek olarak algıladığı için siz de öyle olmaya başlarsınız.
8. Bilinçaltı düzeyde yaptığım çalışmalarda kişinin kendisini dışarıdan gözlemlemesini sağlarım. Bu şekilde kişi kendi duygu, düşünce ve inançlarının olaylara etkisini fark eder. Bundan sonrası için kendisine sevebileceği yeni düşünce ve inançlar yükleriz.
İlişki sorunları yaşayan bir kişiyle yaptığımız çalışmada; kişi ilgiyi, sevgiyi hep dışarıdan beklemiş olduğunu ve kendisini yeterince sevmemiş olduğunu fark etti. Bundan sonrası için, kendisini sevmeye yönelik yaptığı çalışmalarla dışarıya verdiği enerjiyi de değiştirmeyi başardı.
Geçmişte yaşadıklarımızı dışarıdan tarafsız bir gözlemci olarak izleme imkanımız olduğunda olaya ve kendimize daha farklı bir açıdan bakabiliriz.
Bir olay bizim başımıza geldiyse bunun nedenini sorgularken önce kendimize bakıp, tarafsız bir şekilde değerlendirmemiz gerekir. Kendimizi değiştirmek istiyorsak öncelikle farkında olmamız önemli. Bir kişi kendisini taraf tutmadan gözlemlerse neyi neden yaptığının ve yaşadıklarının farkında olur ve dünyasını değiştirebilir

kaynak: Gonca Kubatla Hayata Farklı Bak…

Ruhsal Büyüme... kategorisinde yayınlandı. Leave a Comment »

Gıcığım Sana…

15697590_1575211462496291_3357301178279474960_n1

Karikatür kategorisinde yayınlandı. Leave a Comment »

KIRK GÜNLÜK BEREKET PLANINI UYGULAYARAK BOLLUK BEREKETİNİZİ ARTIRIN

nar-bahcesi_800x6001

 

 

Şimdi bu adam pişirip pişirip eski pilavları getiriyor önümüze diyen dostlar için şöyle diyeyim, bugün öyle denk geldi. Doğrusu amacım bu değildi. Ama blog istatistiklerine bakıyorum, açık ara (hala) “40 günlük bereket planı” girişi önde. Ben de Mucize Kursu’ndan sonra ikinci 40 günü okuyorum şu anda, ayrıca yorum yapan arkadaşlardan “ne yapabilirim, kendimi nasıl geliştirebilirim” diyenler de olunca ben de dedim “40 günlük bereket planı”nı yeniden gündeme getirmenin zamanıdır.
40 günlük bereket planı bolluk bereketle ilgili bilinçaltımızdaki kalıpları temizlemek, dönüştürmek için çok çok faydalı bir çalışma. John Randolph Price tarafından yazılmış olan “The Abundance Book”  ”Bolluk Kitabı”adlı kitapta anlatılan bir teknik.
Uygulaması, çalışması da son derece kolay. Birinci paragraftaki nokta nokta boşluk olan alan tarih alanı. Planı 40 gün boyunca uygulayacaksınız, başlangıç gününden itibaren her gün boşluk olan kısımda o günün tarihi telaffuz etmek gerekiyor. Hergün önce baştaki 6 paragrafı, sonra 1. maddeden itibaren her gün sırası gelen maddeyi 4 kere tekrarlayarak okuyacaksınız. 10 maddeyi 10 günde tamamladıktan sonra baştan başlayıp 40 günü tamamlayacaksınız. Ama bana kalsa bunu bir kaç defa yapmakta fayda var. Bu kez benim niyetim 3 kere tekrarlamak yani 120 gün. Bakalım hayırlısı…
Bereket deyince aklımıza sadece para geliyor; oysa bereket yaşamın tüm alanlarında (aşkta bolluk, parada bolluk, başarıda bolluk, huzurda bolluk, gerisini siz söyleyin) özümüzle tam uyumlu, bolluk bereket içinde bir yaşama kavuşabilmek. Okurken yüksek sesle ve hissederek; içinizde, tüm hücrelerinizde yankılanmasını sağlamakta fayda var. Birinci uzun paragrafı okuduktan sonra biraz, 1 dakika kadar gözlerinizi kapatın ve okuduklarınızı içselleştirmeye çalışın. O günkü maddeyi 4 kez okuduktan sonra da aynı şeyi yapmanızı tavsiye ederim. (Hatta orijinal metinde hergün bunu okuyup 15 dakika meditasyon yapıp okuduklarınızı içselleştirin diyor, ben bunu şimdi araştırırken öğrendim ne yazık ki ama bundan sonra o şekilde yapabilirim diye düşünüyorum)
Ben yine de örnek vereyim ki sistemi iyice açıklamış olayım:
gün
Önce 1 kere başlangıç bölümü (biraz dur, içselleştir) sonra 4 kere 1. madde (yine biraz dur, içselleştir)
gün
Önce 1 kere başlangıç bölümü sonra 4 kere 2. madde
gün
Önce 1 kere başlangıç bölümü sonra 4 kere 3. madde
şeklinde devam edecek.
günden itibaren başa dönüp yine 1. maddeden başlayarak toplam 40 günde, 10 maddeyi 4 kere 4’er defa okumuş olacaksınız.

40 GÜNLÜK BEREKET PLANI

Hergün okunacak metin:
Bugün, (gün) (ay) (yıl). Paranın kaynağım ve desteğim olduğuna inanmayı bırakıyorum. Artık yaşamımdaki tek otoritenin ve yaratıcı gücün içimdeki KAYNAK olduğunu onaylıyor ve kabul ediyorum.
Şu anda koşulsuz ve sınırsız bolluk ve berekete inanıyor, böylelikle ihtiyaçlarımın gerçek kaynağı ile aramdaki bağı güçlendiriyorum.
Her birimizin yaşayan, bedenlenmiş Ruhsal Varlıklar olduğumuzu ve mükemmel gerçeği yaratıyor olduğumuzu kabul ediyor ve bu gerçeği hatırlayarak kendi gücümü onaylıyorum.

Ölümlü illüzyonun, bizlerin büyümesi ve gelişmesi için yaratılmış olduğunu görüyor ve bu farkındalıkla kendi gücümü ve içimdeki sınırsız bolluk ve bereket enerjisini onaylıyorum.
Bugün insanlığımı onurlandırıyor, bir insan olmanın getirdiği tüm güzellikleri ve neşeyi kabul ediyorum.
Ben Tanrı’nın beni yarattığı gibi; bedenlenmiş Mükemmel bir Ruhsal Varlığım. Özüm, kaynağım ve desteğim Tanrı’nın uzantısı olan içimdeki Yaratıcı Güç, içimdeki MASTER.
Bunu biliyor, kabul ediyor ve onaylıyorum.
Hergün sıra ile okunacak maddeler:
Tanrı sınırsız. Bol. O evrensel, her yerde ve her zaman varolan sınırsız ve zengin madde. Bu sürekli var olan ve veren sınırsız bereket kaynağı “Ben” olarak bireyselleştirilmiş, biçimlendirilmiş. Benim gerçeğim bu.
Zihnimi ve kalbimi, içimdeki evrensel bilinç “Ben Bilinci”nin tüm iyiliklerin ve güzelliklerin tek kaynağı ve maddesi olduğunun farkına varmak, anlamak ve bilmek için tamamen açıyorum.
İçimdeki varlığın bol bereket enerjim olduğunun farkındayım. Sınırsız bereket zihninin sürekli akışının farkındayım. Farkındalığım bu bilinç sayesinde gerçeğin ışığı ile dolu.
Tanrısal varlığımın, içimdeki master’ın tek kaynağım olduğunun farkındalığı içerisinde zihnime ve doğal duygularıma yüksek bilincin maddesini akıtıyorum. Bu madde benim kaynağım. İçimdeki Tanrısal Varlığa; Master’a olan farkındalığım benim gerçek kaynağım.
Para benim kaynağım değil. Hiç kimse, yer ve durum benim kaynağım değil. İçimdeki sürekli evrensel zihnin sürekli varedici hareketine olan farkındalığım, anlayışım ve bilgim benim gerçek kaynağım. Bu gerçeğe olan farkındalığım sınırsız, böylece kaynağım sınırsız.
İçimdeki kaynak, ihtiyaçlarıma ve arzularıma göre sürekli ve devamlı olarak şekilleniyor ve yeni tecrübeler yaratıyor. Ve hareket halindeki kaynak kanunlarına göre herhangi bir ihtiyacım ve karşılanmamış bir arzum olması mümkün değil.
Evrensel Bilinç olan “Ben Bilinci”gerçek doğası olan ‘bereketi’ sürekli olarak ifade ediyor. Bu onun sorumluluğu, benim değil. Benim tek sorumluluğum bu gerçeğin farkında olmak. Bu yüzden kendimi tamamen rahat bırakmaya ve Tanrı’nın yaşamımdaki ve tüm ilişkilerimdeki tatminkar bereket enerjisi olarak oluşmasına izin vermeye kesinlikle kararlıyım.
İçimdeki yüksek bilincin, sınırsız kaynağım olduğuna dair farkındalığım, yılları geri getirmeye, yaşamımdaki herşeyi yenilemeye ve beni bol bereket enerjisinin yüksek yoluna yükseltmeye yeterli. Yüksek bilincime olan bu farkındalık, anlayış ve bilgi yaşamımda arzulayabileceğim gözle görülen tüm şekil ve tecrübelerde varoluyor.
İçimdeki Tanrısal varlığımın tamamıyla tatmin edici oluşunun farkında olduğumda, tamamen tatminkarım. Bu gerçeğin şu anda farkındayım. Yaşamın sırrını buldum ve evrensel bereket enerjisinin yaşamımda ebediyen varolduğu bilinci ile rahatlıyorum. Tek yapmam gereken evrensel bilincime, bana kolayca, rahatça, hiçbir şeye ihtiyacı olmadan akan yaratıcı enerjinin akışının, radyasyonunun farkında olmak. Şu an farkındayım. Şu an akıştayım.
Zihnimi ve düşüncelerimi “bu dünya”dan uzaklaştırıyorum ve tüm dikkatimi yaşamımdaki bolluğun tek yaratıcısı olan içimdeki Tanrı’ya yönlendiriyorum. İçsel varlığımın finansal ilişkilerimdeki tek akış olduğunun ve gözle görülen herşeyin tek maddesi olduğunu görüyor ve kabul ediyorum. Yaşam kaderimi içimdeki bereket kanunlarının akışına teslim ediyorum.

Ruhsal Büyüme... kategorisinde yayınlandı. Leave a Comment »

GÜNE MORALLE BAŞLAMANIN YOLLARI…

415242_129567547287768202730_original1

 

Güne nasıl başlarsanız bütün gününüz öyle geçecektir. o yüzden günü moralle başlamak çok önemlidir. Bir çok insan homur homur yataktan kalkara ve bütün gün de o homurtularıyla kendisini olduğu kadar çevresini de rahatsız eder..  Yatakta gözünüzü açtığınız andan itibaren günü yapılandırmak sizin elinizde. Mutlu, başarılı, insan ilişkilerinde doyurucu bir güne merhaba demek için bazı yöntemleri yaşama geçirmeniz gerekiyor. İşte mutlu bir gün için size bazı önemli “sır”lar..
1- Sabah henüz yataktan kalkmadan (uyandığınız an) dudaklarınıza bir gülümseme gönderin..
2- Her gün kendiniz için olumlu onaylamalarla uyanmayı alışkanlık haline getirmeye gayret gösterin. Örneğin şöyle söyleyebilirsiniz: “Bugünüm aydın olsun. Bugün evrenin bana vereceği tüm güzel mucizeleri kabul ediyorum.”
3- Pencerenin önüne gelin ve dışarıya ( doğaya  bakarak ) nefes alıp vermeye başlayın. Bu “Nefes egzersizleri”ni, nefesinizi izleyerek gerçekleştirin..  Bunu birkaç kez tekrarlayın..
Mutluluk, mutlu olmayı istemekle başlar.
4- Sabahleyin eğer kendinizi çok ağır ve hareket edemeyecek kadar yorgun hissediyorsanız mutlaka egzersizle başlayın güne. Ya da enerjinizi sağlamak için  bol vitaminli bir kahvaltı hazırlayın. Güne enerjik başlarsanız bütün gün öyle geçer. Bunu için şu sözü aklınızdan geçirin : “Hiç kimse içindeki coşkuyu kaybetmiş bir insan kadar yaşlı olamaz!”
5- Beş veya on dakika denizi ya da yeşil bir alanı seyredin.  Bu ortamda varlığınızı fark edin. Sahip olduklarınız için evrene (örneğin sevdiğiniz işte çalıştığınız için ya da sağlıklı olduğunuzdan dolayı) teşekkür edin..
6- Her şeyle ama her şeyle bağ kurmaya çalışın; çiçekle, ağaçla, hayvanlarla, cansız varlıklarla… Onlarla aranızdaki bağ günü mutlu geçirmeniz için size enerji sağlayacaktır. Örneğin işe giderken yolunuzun kenarındaki çiçekleri mutlaka “görün”. Varlıklarından dolayı mutlu olduğunuzu düşünün. Çiçeklerle kurulan bağ çok önemlidir. Yaşam bize bizim ona sunduğumuz kadar artı (+) veya eksi (-) frekans sunar.
7- Her gün birisi ya da bir şey için, iyi olduğuna inandığınız bir davranışta bulunun. (Örneğin “Seni seviyorum” deyin ya da ona çiçek alın. İhtiyacı olan birine iyilik yapın) Ancak asla “Ben yaptım”, “ben gittim”, “ben hallettim” gibi sözleri kullanmayın..
8- Sabahleyin evde ve işte karşılaştığınız insanlara gülümsemeye çalışın. Bu sizin için zorsa kendinizi zorlayın. Çünkü bedenin de buna ihtiyacı var. Gülümsediğiniz zaman kendinizi daha iyi hissedeceğinizi biliyor musunuz? (ancak gülümsemenize canlılık katın, gözlerinizle de gülümsemeye çalışın) Bunun aksine kaşlarınızı çattığınız zaman da  olumsuz duygularla örülü  bir çemberin bedeninizi saracağını….
9- Miş gibi oyununu oynayın ve “Bugün mutluyum” deyin. Mutluymuş gibi davranırsanız mutlu olmanızı sağlayacak ruhsal durumu davet eder ve bunun sonunda gerçekten mutlu olursunuz.
10- Okuduğunuz gazeteyi düşünün. Olumsuz haberlere içiniz kararmıyor mu? Sabah ilk karşılaştığınız insanlara yönelik olarak  kendinizle ilgili “olumlu haberler ” yayınlayın! Unutmayın,  işyerinizde ve çevrenizdeki insanlar bu “haberlere” göre sizin hakkınızda fikir sahibi olacaktır. Örneğin “Bugün kendimi harika hissediyorum” deyin. Her firsatta bunu tekrarlayın. Kendinizi gerçekten iyi hissetmeye başladığınızı göreceksiniz.
11- O günün kötü geçeceğine dair bir düşünce zihninizde belirdiyse bunu derhal uzaklaştırın düşüncelerinizden. Örneğin “İşe gidiyorum yine, müdürümün o berbat yüzünü göreceğim yine” diye düşünmek yerine,  “İyi ki bir işim var, sorunlarımı paylaşacağım bir iş arkadaşına sahibim” diye düşünün. (Uzmanlar, bu tür olumlu sözlerin yolda yürürken ya da gün boyunca dönem dönem tekrarlanmasını öneriyorlar.)
12- İşinizde veya çevrenizdeki insanlara daha farklı bakmayı deneyin. Örneğin insanlara “değer katma”yı düşündünüz mü? “Yardımcılarımın değerine değer katmak için ne yapabilirim?” diye kafa yorun. Onların daha verimli olmalarını sağlamak için ne yapabileceğinizi düşünün. Unutmayın bir insanın iyi yanını ortaya çıkarmak için önce onun en iyi yanını hayalinizde canlandırmaya çalışın,

13- Eğer zorlu bir günü başlayacaksanız (Önemli toplantı, sınav veya konuk ağırlama gibi) hayal gücünüzü devreye sokun. İmgelemeniz,  bedeninizin davranışlarını inanılmaz ölçüde belirler. Kendinizi zihninizin gözüyle resmedin. Örneğin o gün, nasıl olmak ve nasıl görünmek istiyorsanız öyle.. “Güçlü, güvenli ve dinlenmiş vs”.. Bu olumlu imgenizin nasıl eksiksiz gerçekleştiğine siz bile inanamayacaksınız. Eğer günlük  işleri iyi gidiyormuş gibi zihnimizde canlandırırsak işler inanın ki iyi gidecektir!
14- Kendinizi sevmiyorsanız o gününüz iyi geçmeyecektir. Kendinizden nefret etmekten vazgeçin. Kendinizi küçük görmeyi bırakın. Kollarınız kendinize dolayıp, ” Herşeyin güzel,. saçlarını dökülüyor olabilir, ama sahip olduğum tek şey sensin” deyin. İnsan zayıf yanlarıyla da insandır. Güçsüzlüklerinizle barış yaptığınız zaman her şey daha kolaylaşacaktır.
* Yonca ÇELİ

Ruhsal Büyüme... kategorisinde yayınlandı. Leave a Comment »

Gözyaşlarımı İçime Akıttım Hep…

img_7476

Karikatür kategorisinde yayınlandı. Leave a Comment »

Noel Babayı 15 Saniyede Bulanlar Paylaşsın…

15781455_374817852870336_8146718603966425113_n1

Ortaya Karışık kategorisinde yayınlandı. Leave a Comment »

ENERJİNİZİ TÜKETEN SEYLER:

7217063488_2c2333b292_z1

 

•Kendinize vermiş olduğunuz fakat bir türlü tutamadığınız sözler
•Kullanmadığınız halde evinizde, işyerinizde bulundurduğunuz her türlü materyal.
•Görüşmek istemediğiniz halde “ayıp” olur düşüncesinden ötürü iletişim halinde olduğunuz herkes.
•Geçmişinizde affedemediğiniz, hala zihninizde kavga halinde olduğunuz aile fertleri ve kişiler.
•Evinizde sizi bekleyen fakat bir türlü vaktiniz olmadığı için yapamadığınızı ifade ettiğiniz birikmiş tadilat veya işler.
•İstemeyerek giriştiğiniz her türlü proje.
•Sevmediğiniz fakat “kim sevdiği işi yapıyor ki?” dediğiniz işiniz
.•Her türlü dağınıklık.
•”Yarın yaparım” diyerek ertelediğiniz, her yeni hayaliniz.
•Canınızı sıktığı halde görüşmeye devam ettiğiniz herkes.
•Her yıl ertelemeye yöneldiğiniz ya da bir görev misali gittiğiniz tatiliniz.
•Yapamadığınızı, başaramadığınızı düşündüğünüz her şey. (hayallerinizdeki işiniz, hayallerinizdeki eşiniz, hayallerinizde yaşamak istediğiniz yer…)
• “Hayır” diyemediğiniz, iyi niyetli olduğunuz için yaptığınızı sandığınız her şey.
•Mutsuzluğunuzdan kaynaklı gösteremediğiniz performans.
•Tutamadığınız her türlü söz.
• “Keşke” diyerek hayıflandığınız her şey.
•Vermek istediğiniz ama bir türlü veremediğiniz cevaplar.
•Sağlığınızla ilgili aldığınız ama bir türlü uygulayamadığınız kararlarınız. ( spora gitmek…)
•Vermek istediğiniz kilolarınız.
•Cevaplamadığınız mailler.
•Tamamlanmamış, ötelediğiniz, ertelediğiniz, sizi yiyip bitiren her şey!”
•Kendinize vermiş olduğunuz fakat bir türlü tutamadığınız sözler
•Kullanmadığınız halde evinizde, işyerinizde bulundurduğunuz her türlü materyal.

•Görüşmek istemediğiniz halde “ayıp” olur düşüncesinden ötürü iletişim halinde olduğunuz herkes.

•Geçmişinizde affedemediğiniz, hala zihninizde kavga halinde olduğunuz aile fertleri ve kişiler.

•Evinizde sizi bekleyen fakat bir türlü vaktiniz olmadığı için yapamadığınızı ifade ettiğiniz birikmiş tadilat veya işler.
•İstemeyerek giriştiğiniz her türlü proje.

•Sevmediğiniz fakat “kim sevdiği işi yapıyor ki?” dediğiniz işiniz
.•Her türlü dağınıklık.

•”Yarın yaparım” diyerek ertelediğiniz, her yeni hayaliniz.

•Canınızı sıktığı halde görüşmeye devam ettiğiniz herkes.

•Her yıl ertelemeye yöneldiğiniz ya da bir görev misali gittiğiniz tatiliniz.

•Yapamadığınızı, başaramadığınızı düşündüğünüz her şey. (hayallerinizdeki işiniz, hayallerinizdeki eşiniz, hayallerinizde yaşamak istediğiniz yer…)

• “Hayır” diyemediğiniz, iyi niyetli olduğunuz için yaptığınızı sandığınız her şey.

•Mutsuzluğunuzdan kaynaklı gösteremediğiniz performans.

•Tutamadığınız her türlü söz.

• “Keşke” diyerek hayıflandığınız her şey.

•Vermek istediğiniz ama bir türlü veremediğiniz cevaplar.

•Sağlığınızla ilgili aldığınız ama bir türlü uygulayamadığınız kararlarınız. ( spora gitmek…)

•Vermek istediğiniz kilolarınız.

•Cevaplamadığınız mailler.

•Tamamlanmamış, ötelediğiniz, ertelediğiniz, sizi yiyip bitiren her şey!

Ruhsal Büyüme... kategorisinde yayınlandı. Leave a Comment »

Mutfak Eşyalarınızı Doğal Yollarla Temizleyin

 

Mutfakta her gün kullandıktan sonra temizlememiz gereken bir çok mutfak eşyası kullanıyoruz. Piyasada mutfak eşyalarımızda oluşan kalıntı yağlardan kurtulmak, yemekleri temizlemek ve bütün bakterileri öldürmek için birçok temizlik malzemesi bulunuyor. Fakat, çoğu temizlik malzemesi, kullandığımızda cildimize zarar verebilecek bir çok kimyasal madde içeriyor, bu da alerjik reaksiyonlara ve başka sağlık problemlerine yol açıyor.

İyi haber şu ki, yağ ve yemek kalıntılarından kurtulmak için kimyasallara para yağdırmamız gerekmiyor. Şimdi mutfak aletlerindeki biriken kiri temizlemek için doğa dostu ve ev yapımı bazı çözümleri sizinle paylaşacağız.

Tavadaki Yağ Kalıntılarından Kurtulun

Tavadaki birikmiş yağdan kurtulmak için, orta boyda bi patatesi yarıya bölün ve soyun. Patatesin altını karbonat  ile kaplayın ve bunu sünger gibi kullanarak tavanın yüzeyini ovun. Sonucu hemen göreceksiniz.

En iyi sonucu almanız için, patatesin kirli tarafını kesmeniz ve olabildiğince çok karbonat kullanmanız önemlidir.

Demliklerin İçini Temizleyin

çay poşeti

Demliklerdeki kalıntı ve tortuları temizlemek için, kuru bir çay poşeti alın ve kalıntı olan kısmı bununla ovun. Saniyeler içinde bu tortunun kalktığını göreceksiniz. 2 veya 3 poşet çay kullanmanız gerekebilir, bu yüzden bunu uygulamak için ucuz çay poşetlerini seçin.

Tavaların Dışındaki Kalıntıları Temizleyin

Tavanızın dışındaki kalıntıları temizlemek için, temizleyeceğiniz tavadan daha büyük bir tava seçin ve içine 4 ya da 5 yemek kaşığı karbonat ve su ekleyin. Daha küçük olan tavayı içine koyun ve 30 dakika kaynatın. Ardından, kalıntıları hiç yorulmadan çıkarabilecek hale geleceksiniz. Bu yöntem biraz zaman alıyor olsa da, kalan artıkları temizlemenin en etkili yoludur.

Çevre Dostu Likit Bulaşık Deterjanı Yapın

temizlik

Bu ekolojik likit bulaşık deterjanı, bulaşıkları yıkamak ve onların yeni gibi görünmesini sağlamak için ideal. Bu karışım, tuzun astrenjan içeriğini, elma sirkesinin ve limonun dezenfekte etme özelliğini içeriyor. Bakterileri öldürür, kalıntıları temizler ve kokuyu yok ederek mutfak aletlerini tekrar kullanıma hazır hale getirir.

Malzemeler:

  • 3 limon
  • ⅔ bardak tuz
  • ½ bardak sirke
  • 1 bardak su
  • 2 yemek kaşığı bulaşık makinesi parlatıcısı (opsiyonel)

Nasıl Yapılır?

  • Soyulmuş limonları yıkayın ve küçük parçalar halinde doğrayın.
  • Limon parçaları ve tuzu bir blendıra koyun ve iyice karışana kadar çırpın. Daha sonra sirke, su ve parlatıcıyı ekleyin ve güzelce karışana kadar birkaç dakika daha blendırdan geçirin.
  • Karışımı bir sos tavasına koyun, orta ayarda bir sıcaklığa ayarlayıp 15 dakika pişirin, bu esnada karışımın tavaya yapışmaması için sürekli olarak tahta bir kaşıkla karıştırın.
  • Karışımı bir kaseye koyun ve soğumaya bırakın. Soğuduğunda sert bir hale geldiğini göreceksiniz.
  • Soğuduğunda, bu karışımı kalıbınıza dökün ve kapağını kapatıp buzdolabına koyun.
  • Bunu normalde kullandığınız bulaşık deterjanı ölçülerinde kullanın, 2 yemek kaşığı yeterli olacaktır.

Gördüğünüz gibi, doğal yollardan temizlik yapmak hem çok kolay hem de çok ekonomik. Çevre için iyi bir şey yaparken kendinizi de kimyasalların yol açacağı sağlık problemlerinden korumuş olacaksınız. Mutfak malzemelerinizi temizlemek için bu alternatifleri kullanın ve bu deneyimi paylaşın

kaynak: sağlığa bir adım

Bitki Alemi kategorisinde yayınlandı. Leave a Comment »

”Kendin Ol” Ne Demek Lan…

15726721_10155684453613345_864537289934041842_n1

Karikatür kategorisinde yayınlandı. Leave a Comment »

HANGİ HASTALIĞA HANGİ PEKMEZ..?

pekmez-11
Hangi-pekmez-neye-iyi-geliyor
Hangi pekmez neye iyi geliyor: Pekmez, Anadolu’ya ait olan bir yiyecektir. Genelde tatlı meyvelerin ezilmesi ve uzun kaynatılması ile oluşan bir şuruptur. Üzüm, incir, keçiboynuzu, dut, andız, hurma gibi meyvelerden yapılır. Vücut için çok sağlıklıdır fakat direk olarak içilmez. Pekmezler, çok eski zamanlardan bugüne sağlık için kullanılır. İşte, hangi pekmez hangi hastalığa iyi gelir işte detyalar?
keciboynuzu-pekmezi

Keçiboynuzu pekmezi neye iyi gelir?
Andız pekmezi neye iyi gelir?
Dut pekmezi neye iyi gelir?
Hurma pekmezi neye iyi gelir?
Karadut pekmezi neye iyi gelir?
Üzüm pekmezi neye iyi gelir?
KEÇİBOYNUZU PEKMEZİ NEYE İYİ GELİR?
Kansızlığa karşı en etkili pekmezdir. Enerji verir ve yorgunluğu alır.
Cinsel gücü arttırır, sperm sayısını arttırdığı bilimsel olarak kanıtlanmıştır.
Dişlerde sorun varsa önerilir, diş ve diş etlerini tedavi eder ve sağlıklı hale getirir.
Kansızlık çekenlerde ve kemiklerin kuvvetlenmesinde çok önemlidir.
Bağırsakları çalıştırdığından zayıflamaya yardımcıdır.
Çocuklarda ve hamilelikte protein desteği yaratır, akciğer hastalıklarında etkilidir.
İçeriğinde potasyum, kalsiyum, fosfor, magnezyum, demir, bakır ve çinko içerir.
ANDIZ PEKMEZİ NEYE İYİ GELİR?
Andız meyvesinden elde edilen bu pekmez,
Alerji, basur, kaşıntı ve saç dökülmesinde, sedef hastalığında etkilidir.
Gut, öksürük, alt ıslatma tedavisinde kullanılır.
Çok kuvvetli bir antioksidan olan andız pekmezi, çocuklara 1 tatlı kaşığı, yetişkinlere 1 çorba kaşığı verilir.
Geçmeyen öksürüklere iyi gelir, saç dökülmesini önler, ateş düşürücüdür.
Ağızda olan yaralara iyi gelir, bronşite ve balgama iyi gelir.
Kanı temizleyerek, karaciğere dosttur.
Dalağı korur, gut hastalığını engeller.
Alerji, kaşıntı, egzama, sedef hastalıklarında etkilidir. Kalbi ve damarları korur.
Bağırsaklarda parazitleri düşürmeye yardımcıdır, ishal ve basura iyi gelir, idrar yolu iltihabını temizler, böbrek taşlarına iyi gelir,
DUT PEKMEZİ NEYE İYİ GELİR?
Dut pekmezi en fazla yapılan pekmezlerdendir. Dut çok şifalı bir meyvedir.
Kansızlığa iyi gelir, kan yapar,
Astım, bronşit hastalarında rahatlatıcıdır.
Vücut ısısını arttırdığından özellikle kış aylarında önerilir.
Bebeklerin büyümesinde ve gelişmesinde etkilidir.
Zeka gelişiminde önemlidir, dut pekmezi gargarası yapılırsa ağız ve boğaz hastalıkları tedavisi yapar.
Pamukçuk hastalığında dut pekmezi çok etkilidir.
HURMA PEKMEZİ NEYE İYİ GELİR?
Hurma pekmezi çok fazla ülkemizde yapılan bir pekmez değildir fakat çok faydalıdır.
Kalp ve damar hastalıklarına iyi gelir,
Halsizliğe iyi gelir ve spor yapanlara enerji içeceği yerine önerilir.
Beden ve zihin gelişimi için gereklidir, kuru öksürüğe iyi gelir, boğaz ağrılarını yatıştırır,
KARADUT PEKMEZİ NEYE İYİ GELİR?
İdrar söktürücü, mideyi kuvvetlendirici, ülsere iyi gelen bir pekmezdir,
Bronşit ve öksürüğe iyidir,
Kilo aldırır ve kan yapar,
Emziren anneye süt arttırır, diş ve diş etlerine iyi gelir.
uzum-pekmezi
ÜZÜM PEKMEZİ NEYE İYİ GELİR?
Kan arttırır, doğal enerji verir, iştah açar,
Hamilelikte bebek gelişimi için etkilidir, mide ve bağırsakları kuvvetlendirir,
Böbreklere iyi gelir,

Bitki Alemi kategorisinde yayınlandı. Leave a Comment »