Bir adam, evinin civarında yaşayan bir yılan ile anlaşma yapmış.
Adam her gün yılana süt verecek, yılan da bunun karşılığında adama bir altın verecek. Yıllarca sürmüş bu anlaşma.
Adam iyice yaşlanmış. Ahıra gidip inekten süt sağarak yılana verecek; fakat bedeninde güç kalmamış. Oğlunu çağırmış yanına. Sırrını açıklamış ona. Sonra da tembih etmiş:
“Bundan sonra bu görev senin; fakat aza kanaat etmesini bil, çoğa tamah etme!”
Oğlan başlamış göreve. Aynı düzen devam etmiş uzun süre. “Bir tas süte karşılık, bir sarı altın.”
Oğlan bir gün şöyle düşünmüş:
“Her gün; bir altın, bir altın, uzun iş… Bu yılan her gün bir altın getirdiğine göre demek ki bir hazinesi var. En iyisi mi, yılanı öldüreyim, hazineye ben konayım!”
Düşünmüş ve hemen uygulamaya geçmiş.
Bir gün fırsatını bulup, baltayı indirmiş yılanın sırtına. Biraz heyecandan olsa gerek, tam orta yerinden değil de kuyruğundan kesmiş.
Yılan da o acıyla dönüp oğlanı ısırmış, bütün zehrini de akıtmış. Tabii ölmüş oğlan. Anlaşma da böylece sona ermiş.
Aradan uzun bir süre geçtikten sonra, ihtiyar adam yılanın deliğinin başına gitmiş.
Demiş ki:
“Olanlar oldu. Gel barışalım. Eski günlerdeki gibi yeniden dost olalım.”
Yılan, delikten başını çıkarıp şöyle karşılık vermiş:
“Olmaz! Asla eskisi gibi olmaz. Sende evlat acısı, bende de kuyruk acısı olduğu sürece mümkün değil, dost olamayız!”
ÇÖZÜME ODAKLAN
Karşınıza bir sorun çıktığı zaman umutsuzluğa kapılmayın.
Odak noktanız sorun olmasın.Çözüme odaklanın .Göreceksiniz ki çözüm kendiliğinden gelecektir.Çünkü o anda siz çözüm odaklısınız .Soruna odaklanmış olsaydınız, kafanız karma karışık ve panik halinde, karmaşık düşünceler içinde, olumsuz enerjinizle içinden çıkılmaz bir hal alırdınız.
Çözüme odaklanmakla bilinç altınıza “sakin ol, bu çözümsüz bir durum değil” mesajı vermiş oluyorsunuz.Yani “kendine güven” ve içinde bulunduğun durumu “Ben güvendeyim her şey yolunda”olarak algılıyorsunuz.Kendi düşünceniz sizi daima, bulunduğunuz ortamda pozitif yada negatif olarak etkileyecektir.Düşüncelerinize dikkat ediniz.
Serap Özger
Konuşmak yalnızca düz bir iletişim aracı değildir. Kişinin tüm duygularının yanı sıra düşüncelerini de çevresine ulaştırabildiği en etkin yoldur.”
Öyle insanlar vardır ki; onlar konuştukları zaman soluduğunuz havanın bile onların sayesinde olduğunu zannedersiniz.
Yani; konuşmaları öylesine etkilidir ki, bulundukları her ortamda, kısa bir sürede insanları etraflarında halka yapmayı başarırlar ve çevreleri üzerinde kıskanılacak bir etkileri vardır.
Konuya başka bir açıdan bakacak olursak, bildiğiniz gibi iş görüşmelerinde işveren personelini işe almadan evvel bir mülakattan geçirir. Burada amacı sınırlı bir sürede karşısındakini maksimum ölçüde tanımaya çalışmaktır. Bu görüşmelerin sonunda bazen bir bakarsınız sizden çok daha az özelliklere sahip birisine, o çok istediğiniz işi, kaptırıvermişsiniz, hatta bazen hoşlandığınız kişiye bile…
“Bu işin sırrı nedir?” diyecek olursanız bu cevap son derece açık; güzel konuşmayı becerebilmek…
Çünkü konuşmak yalnızca düz bir iletişim aracı değildir. Kişinin tüm duyguları yanı sıra tüm düşüncelerini de çevresine ulaştırabildiği en etkin yoldur.
Güzel konuşmak için;
Psikolog Jack Marrison Pollack diyor ki:
* Önce dinlemeyi bilin: Birçoğumuz, ne söyleyeceğimizi düşünmekten, başkalarının söylediklerini doğru dürüst dinlemeyiz. Eğer siz onları dikkatle dinlerseniz, onlar da sizi, ilgiyle dinler.
* Başkalarını ilgilendiren konulardan söz edin: Karşınızdakine yetenekli olduğu konuda konuşma imkanı verirseniz, sıkıntılı bir sessizliği önlersiniz ve çoğunlukla karşınızdaki, anlattıklarına o denli dalar ki, iki insanın konuşmasına en çok engel olabilecek olan sıkılganlığı, unutmuş olur.
* Sıkıcı ayrıntıdan kaçının: Konuşurken, en küçük ve gereksiz; hiçbir noktayı atlamadan anlatırsanız, karşınızdaki kişi, siz daha ana konuya gelinceye kadar sıkıntıdan patlar ve ilgisi dağılır.
* Kesin ifadelerle konuşmaya çalışın: Konuşmaya başlamadan durup, önce aklınızda kelimeleri seçin. Bir konudan ötekine atlamayın. Konuşurken, konuştuğunuz kişinin yüzüne bakın, mırıldanmayın.
* Sorularınızı yerinde sorun: Bir sorunun akıllıca sorulmasıyla, karşınızdaki kişinin “açılmasına” sebep olursunuz. “İşler nasıl?” ya da “ne haber?” gibi sorular gereksizdir. Fakat, “işe nasıl başladınız?” veya “sizce nasıl” gibi sorular karşınızdaki kişiyi konuşturur ve sizin de gerekenden fazla konuşmanızı önler.
* Öfkelendirmeden karşı çıkmayı öğrenin: Çoğu kez, ne konuştuğunuz değil de, nasıl konuştuğunuz önemlidir. Dostça bir tartışma konuşmayı zenginleştirir, fakat sertçe sarf edilen bir söz, iki tarafın da hırsa kapılıp, birbirlerinden uzaklaşmalarına sebep olur.
* Kimsenin sözünü kesmeyin: Eğer biri konuşurken konuşmaya girmeniz gerekirse, konuşmayı keserken yumuşak bir cümle kullanmanız gerekir.
* Hoşgörülü ve anlayışlı olun: Çoğu kez bizi sinirlendiren ve rahatsız eden kişilerle konuşmak zorunda kalırız. Böyle durumlarda konuşulan konu ile ilgilenmeye çaba harcayın.
* Övgü, çok zaman işe yarar: Birini haklı olarak övmek onu ilgisini kazanmak olur. İnsanlara kompliman yapmayı öğrendiğiniz an, sohbetiniz de daha zenginleşir.
* Kendinizi birçok konuda geliştirin: Kitap okuyun, hobiler geliştirin, araştırıcı olun. Böylece sohbetleriniz zenginlik kazanır.
kaynak: bilinmiyor
Şans noktasının bulunduğu burç bize,şansımızla alakalı nasıl bir enerjiye sahip olduğumuzu ve nasıl mutluluğa ulaşacağımız hakkında bilgi sahibi olmamız doğrultusunda bir belirteçdir.Her insan için şansın tanımı farklıdır,ve her insanın kendini mutlu hissettiği ortamda farklıdır.Kimi için şans,aile yuva,kimi için kariyere müsait bir iş alanı,kimisi içinse büyük kalabalık sevgi dolu bir çevre…
kimi insan kavga ederek tartışarak mutlu olur,kkimi insan karşılıksız sevgi vererek yardım ederek,fedakarlık yaparak mutlu olur,kimi ailesi ile kimi arkadaşlarıyla mutlu olur ve bence; ŞANS,KENDİMİZİ MUTLU HİSSETTİĞİMİZ YERDEDİR…
KOÇ:gerçek başarıya kendi güçleri ile ulaşabileceklerini amaç olarak gören insanlardır,şanslarını yaratma noktasında,zihinsel düşüncelerini eo yüksek egosuyla birleştirip harekete geçen bireylerdir.
BOĞA:onlar için mutluluk ve şansın noktası kişisel maddesel şeylere sahip olmak ve cinsellikte başarılı olmaktır.şans enerjisini doğru kullanması için zaman zaman eski köhnemiş bağnaz düşüncelerinden kurtulması şarttır.
İKİZLER:bu insanlar için en büyük şans,iletişim ve haberleşmedeki inanılmaz yetenekleridir.onlar için mutluluk sürekli konuşmaktır,ve mutlu hissettiği çevre düşünceleriyle önde gelen insanların bulunduğu ortanmlardır.
YENGEÇ:bu insanlar için şans,hayatın her noktasını dolu dolu yaşamaktan hissetmekten bu özelliği ile sevilmesinden oluşur.
ASLAN:bu insanlar için şans,toplumunda kabul gördüğü bir konuda lider olmaktan geçer,beğenilmek hayran olunmak onlara mutluluk verir,şanslarıda bu doğrultuda düzenlenir.
BAŞAK:bu insanlar için şans,sorumluluklarını en verimlki şekilde yerine getirme yeteneğiyle orantılıdır.mutluluğu ise çevrelerini örgütlemesinden geçer.yarına asla sorun bırakmaz.
TERAZİ:bu insanlar için en büyük mutluluk birlikte çalıştığı insanlarla yaptığı ortak işlerdir.şansları ise muazzam bir uyum yeteneği ile gelen asaletleridir.
AKREP:bunlar için mutluluk kendilerini yenilemekten,cinsel ilişkileriyle,zihni ve ruhsal olartakda duyguları ile yaşamın anlamını öğrenmek mutluluktur.
başkalarının görmediği düşünemediği yolları görmesi en büyük şans anahtarıdır.
YAY:bu insanlar için mutluluk özgürlüktür,şansları uzak yerlerdedir bunun bilkincine varıp uzak yerlere gidip şansını yakalamalıdır.
OĞLAK:şans noktası oğlakta olan insanlar ise gözlemlerime dayalı,düzenli bir hayatları eolması en büyük şansdır ve mutluluk onlar için iyi bir iş ve evdir.bu insanlar başarıya er yada geç muhakkak şansında yardımıyla ulaşırlar
KOVA:bu insanlar için şans orjinalite,spontane gücü ile sunulmuştur,yeni birşeyler öğrenmek çok mutlu eder.sevinçleri bireysel değil evrenseldir ve şans bu insanlara zeka ile gelir,özgür düşünce ile gelir.
BALIK:ah işte balıklar,kendi burcum,zaman mekan ve düşünce ötesine geçmek şanslarıdır.şans noktası burada en rahat konumdadır,güçlü sezgisellik verilmiştir,
onlar için mutluluk sessiz bir anlayışla hayatı deneyimleyerek anlamaktan geçer.düşledikleri şeyler gerçek olan insanların şans noktası genelde balık burcunda olur…
Sevgimle kalın emi
Elif Hece Öztürk
* Kurşunkalem gibiyiz, hatalarımız düzeltilebilirse de izlerini tümüyle yok edemeyiz. Geçmişi değiştiremeyiz ama düzeltme yoluna gidebiliriz.
* Kurşunkalem gibiyiz, acılarımız bizim kalem açacağımızdır. Yaşadığımız zorluklar kişiliğimizin biçimlenmesine yardımcı olurlar.
* Kurşunkalem gibiyiz, birisinin elimizden tutmasına izin verirsek çok şey yapabiliriz.
* Kurşunkalem gibiyiz, her fırsatta izimizi bırakabiliriz. Yaşamda var oluş nedenimiz budur, izimizi bırakmak. Belki küçük bir yolda, belki birlikte olduğumuz insanlarda, belki yetiştirdiğimiz insanlarda, ama kesinlikle arkamızda iz bırakmaya çabalamalıyız.
* Kurşunkalem gibiyiz, içimizde ne olduğu önemlidir. Anlayış ya da hoşgörüsüzlük, sevgi ya da şiddet, barış ya da huzursuzluk, nezaket ya da benmerkezcilik, umut ya da umutsuzluk, yüreklilik ya da korku, önemli olan içimizde ne olduğudur.
Şimdi yazı yazmak için elinize bir kurşunkalem aldığınızda, bir an için durun ve bu küçük yazı aracını düşünün. O, bize yaşam hakkında kimi önemli dersler öğretmektedir.
Steve Goodie
Millet, bu facebook’un yeni kullanım koşulları ile ilgili :)) Valla Billa benim degil, ama cok sevdim. Bir arkadasimin arkadasinin statusunun statusu imis o almis ben de ondan copyalayip pasta yaptim. (Mutlak deger fonksiyonun turevi gibi oldu ama olsun ) Hani su kus dili haric FB tum dillerde bir bildiri onumuze cikmaya basladi iste ona cevap olarak yazilmis. Bunu yazan…