HAYAT AĞACI…


Her insanın içinde keşfedilmemiş bir yetenekler hazinesi vardır. Bundan bütünüyle yararlanabilen insanların sayısı ne yazık ki çok azdır.  Bunun sebebi ya bu hazinenin farkına varamayışımız, ya da onu geliştirmek için gerekli …bilgiye sahip olamayışımızdır. Büyümemiz ve gelişimimiz tıpkı bir ağaç gibidir.  Bu  ağacın, üzerinde pek çok dal ve yaprakları olan sağlıklı bir ağaç mı,  ya da bodur bir bitki mi  olacağına karar vermek sizin elinizdedir.
Hayat ağacınız 4 Bölümden oluşur. 1-KÖKLER: Hayata bakış açınız 2-TOPRAK: Çevreniz 3-GÖVDE:  Kişisel hedefleriniz 4-DALLAR: Bilgi ve becerileriniz
KÖKLER: Hayata bakış açınız Ağacınızın pek çok kökü vardır ya da başka bir deyişle birbirinden farklı birçok tutumunuz vardır. Bazı kökler diğerlerine oranla daha çabuk büyürler. En etkin kökler hayata en olumlu bakış açısı; “daha pozitif olmaya çalışacağım, kendimi işe adamak istiyorum, iyiyim, hayatımın sorumluluğunu taşıyorum ve ben kazanan bir kişiyim”, sözlerini söyleyip yaşamaya başladığınız anlardır. En verimsiz kökler ise; “hayata negatif bir yaklaşımım var, kendimi herhangi bir şeye adamayı düşünmüyorum, ben kaybeden bir kişiyim” sözleriyle yaşamaya başladığınız zamanlardır. Kökleriniz ne kadar etkin? Gelişiminize katkıda bulunuyor mu? Gelişim için köklerin kendi içinde güçlü iletişimi ve etkinliği şarttır. Güçlü kökler ağacın gelişimini, fırtınalarda sapasağlam ayakta kalmasını ve uzun yıllar yaşamasını sağlar. Bu felsefede olumlu tutum yaratmaya verilen önemin bu derece ısrarla üzerinde durulmasının sebebi budur.
TOPRAK: Çevreniz Ağacınızın büyümesi sadece köklerin güçlendirilmesine değil aynı zamanda içinde yetiştiği toprağın kalitesine de bağlıdır. Toprak gübrelenmek ister. Bir kök özellikle gelişiminizi, etkinliğinizi ve mutluluğunuzu belirler. Bu kök sizin öz saygınızdır, kendinizi iyi hissetmenizdir. Eğer kendinizi iyi hissederseniz iyi sonuçlar ortaya çıkartırsınız. Kendinizi ve başkalarını geliştirme ve olumsuz durumlarla başa çıkabilme becerinizi güçlendirirsiniz. Başkaları tarafından kabul edilmeniz, ”ben iyiyim” hissinizi geliştiren en uygun topraktır. İnsanlar için başkaları tarafından kabul edilme, onanma tıpkı bir ağacın ya da bitkinin toprağa duyduğu ,ihtiyaç kadar gereklidir. Doğal olarak herkes kendi gelişiminden sorumludur ve bazı insanlar başkalarından gördükleri küçücük bir ilgi ile bile kendilerini çok iyi hissedebilirler. Yapmanız gereken kendi kendinizde güven duygusunu kuvvetlendirerek ben iyiyim duygusunu geliştirmektir. Başkalarının hayat ağaçlarını besleme ve geliştirme gücü de sizin kendi elinizdedir.
GÖVDE: Hayattaki hedefleriniz Hem tüm hedeflerinizin tanımı ve hem de bunları başarmak için gösterdiğiniz çaba yaşamınızda çok önemli bir rol oynar. Bunlar gelişiminizin, verimliliğinizin ve mutluluğunuzun temel taşlarıdır. Kişisel hedefleriniz hayat ağacınızın gövdesidir. İnsanların çoğu hayatları için daha fazlasını ister ancak daha fazlanın ne olduğunu bilmezler. İnsanlar “büyük bir hedefim var” dediklerinde bu genellikle yeni bir ev, iş ya da araba gibi maddi yeterliğe dayanan hedeftir. Hayattan daha çok keyif almak ya da insanlarla daha iyi ilişkiler kurmak gibi maddi olmayan hedeflerin tanımlandığına çok nadiren rastlanır. Hedeflere ulaşabilmenin en etkin yolu çok iyi tanımlanmasından geçer. Hayatın her evresi farklı değişiklikler geçirdiği için hedeflerin düzenli olarak ve sık sık gözden geçirilmesi gerekir. Burada öğrenmemiz gereken, sağlığımız, mutluluğumuz, eğitimimiz, becerilerimiz işimiz, kariyerimiz gelirimiz, tutkularımız, ailemiz, arkadaşlarımız hakkındaki tüm hedeflerimizi tanımlayabilmek ve güncelleştirmektir.
DALLAR: Yaşam becerileriniz Büyüyüp gelişebilmek için insanların bir dizi temel hayat becerisine ya da dallara ihtiyacı vardır. Nasıl plân yapacakları, öncelik belirleyecekleri, değişiklik yapmayı, farklı bakış açıları oluşturmayı, karar vermeyi ve yorumlamayı, öğrenmeyi, hatırlamayı, özetlemeyi, iletişim kurmayı, problem çözmeyi, kalite üretmeyi, delege etmeyi ve hatta öz disiplini kullanmayı, yaratıcı ve esnek olmayı, tolerans göstermeyi ve stresle yaşayabilmeyi öğrenmeleri gerekir. Bu dalların hayat ağacının gelişiminde çok önemli bir rolü vardır. Dallar gelişerek yeni dallara dönüşürler. Yaşam becerilerinin geliştirilmesinin kişisel gelişim için ne kadar önemli olduğunu görmek ve bu becerilerin gelişimi ile yaşam kalitenizi yükseltmek sizin elinizde olacaktır.
Claus Molle
Ruhsal Büyüme... kategorisinde yayınlandı. Etiketler: . Leave a Comment »

Bu hayatta iyi ve doğru bir duruşum olsun…

 

 

 

Bu hayatta iyi ve doğru bir duruşum olsun…

Anette

Fikirlerinize katılmıyorum ama fikirlerinizi özgürce söyleme özgürlüğünüzü sonuna kadar destekliyorum…

 

 

Fikirlerinize katılmıyorum ama fikirlerinizi özgürce söyleme özgürlüğünüzü sonuna kadar destekliyorum…

Voltaire

Bu sene doğumgünümde kendime teleskop alıcam:)))

”Ben; Aşk’ a ayıp olmasın diye hala sendeyim”

Deniz eğildi kulağına martının, ” Yapma ” dedi ve ekledi; ” Maviliğime aldanıp, dalma sularıma, balık yaşamıyor içimde artık. ”.
Tebessüm etti Martı.. … ” Sadece balık için mi dalıyorum sanıyorsun maviliğine.? ”..
‘ Ya neden.? ” diye sordu deniz..
Sen ve ben dedi martı, Bir çok aşığın fotoğraflarında aynı karede yer alıyoruz. Bir çok ayrılanın sakladığı resimlerde de.. Balık yok diye seni terk etsem, o fotoğrafları da terk etmiş olmaz mıyım.?
”Ben açlığa ayıp olmasın diye değil, Aşk’ a ayıp olmasın diye hala sendeyim”
GUNAYDINNNN

Ya Rab ;Empati yapmayı unutmuşum…

 

 

Ya Rab ;Empati yapmayı unutmuşum…

Ben Bu Dünyaya Herkesin İstediği Gibi Biri Olmak İçin Gelmedim…

970707_10151497512199023_1798409418_n1[1]

 

 

Ben Bu Dünyaya Herkesin İstediği Gibi Biri Olmak İçin Gelmedim…

Öyle bir ruh ki benimkisi; Dışı pırıl pırıl, içi acı dolu…

 

 

 

Öyle bir ruh ki benimkisi; Dışı pırıl pırıl, içi acı dolu…
Anette

Öyle bir sessizlik ki benimkisi, Dışım sükut, içim kıyamet…

Önemli olan; Yere düşmemek değil, yerden kalkmasını bilmektir…

Önemli olan; Yere düşmemek değil, yerden kalkmasını bilmektir…

Önemli olan; Hata yapmamak değil, hatalarından ders almaktır…

Önemli olan; Yaşamak değil, yaşamını anlamlı kılabilmektir…

Önemli olan; Nefsine göre değil, nefsini kontrol ederek yaşamaktır…

Önemli olan, Kavga etmek değil, kavgadan sonra barışabilmeyi bilmektir…

Önemli olan, Geçmişine kızmak değil, geçmişinle barışabilmeyi öğrenmektir

Ve Önemli Olan; Kendini Suçlamak Değil, Kendini SEVMEYİ VE AFFETMEYİ ÖĞRENMEKTİR…

Anette

“Yere düşen ekmeğin üstüne basan insan görmedim ama yere düşen insanı tekmeleyen çok kişi gördüm” diyor…

 

Prof. Dr. Üstün Dökmen’den saygılı olmaktaki kusurlarımız üzerine etkileyici bir toplum analizi.

 

“Yere düşen ekmeğin üstüne basan insan görmedim ama yere düşen insanı tekmeleyen çok kişi gördüm” diyor…
Saygılı olmaktaki kusurlarımızı şöyle anlatıyor:

– Birbirimize saygılı olma konusunda 3 tip temel hatamız var…
Avrupa’da yaşayan vatandaşımız orada yerlere çöp atmıyor ama Kapıkule’den girer girmez yerlere tükürmeye, çöp atmaya başlıyor. Niye burada böyle yapıyorsun diye sorulduğunda, herkes böyle yapıyor diyor. Kendi fikri olmayan insanın duruma göre hareket etmesidir bu.
İkinci hatamız, adama göre davranmamız. Karşımızdaki adam iri yarıysa, ‘Buyur Abi’, diyoruz, ufak tefekse, ‘Ne var lan!’ diyoruz. Oysa ki, insanların onuru birbirine eşittir.
Üçüncü hata, keyfimize göre davranmak. Keyfimiz yerindeyse eve girerken ‘Merhaba millet’ diyoruz, değilse surat asıyoruz. Oysa keyfimiz yerinde olsun olmasın insanlara saygılı davranmak zorundayız.
Diyorum ki, yerdeki ekmeğe saygılı olma konusunda ülkemde mutabakat var, kimse basamaz, ayağıyla dürtüklemez ya da öper, koyar bir kenara.
Ekmek nimettir kabul, peki insan nimet değil mi?

Sevmek Zor İş…

Ortaya Karışık kategorisinde yayınlandı. Etiketler: . Leave a Comment »

Haritayı saklayabileceğin en güvenilir yerin yüreğindir…..”

” Doğru yol:İnsanların çoğunun gittiği yol değildir,düşünen öz akıl sahiplerinin yoludur. Yolda vereceğin her molayı öz eleştiri durağında vermelisin.Unutma,tövbe özeleştiridir.Her molada yolda olup olmadığını, yürümen gereken menzil istikametinde yürüyüp yürümediğini kontrol etmen, pişman olmaman için elzemdir.Yön tayini sık sık gerekli olabilir .

“Haritayı saklayabileceğin en güvenilir yerin yüreğindir…..”

Halil Cibran

”Eski Bir Tapinak Yazıt’ı…Sevmiyorsan eğer… Sever gibi yapma

Gürültü patırtının ortasında sessizce, sükûnetle dolaş; sessizliğin içinde huzur var. Sakın bunu unutma.
Herkesle dost olmaya çalış Sana kötülük yapıldığında verebileceğin en iyi karşılık Unutmak olsun  Bağışla ve unut.
Ama kimseye teslim olma İçten ol; telâşsız anlat Kısa, açık ve net konuş Başkalarına da kulak ver Aptal ve cahil oldukları zaman bile dinle onları Çünkü dünyada herkesin bir Öyküsü vardır
Aşka sakın burun kıvırma Aşk nedir? Çöl ortasındaki yemyeşil bahçedir O bahçeye bakmayı hak etmiş bir bahçıvan olmak için Her bitkinin sürekli ilgiye, yardıma, bakıma Ve sevgiye ihtiyacı olduğunu da unutma
Olduğun gibi görün.
Ve göründüğün gibi ol
Sevmiyorsan eğer… Sever gibi yapma Çevrene önerilerde bulun Asla hükmetmeye kalkma İnsanları yargılarsan Onları sevmeye zamanın kalmaz Ve unutma ki İnsanlığın sevgi konusunda yüzyıllardan öğrenebildiği
Kumsaldaki bir kum Taneciği bile değildir.
Plân yap Başarılarının tadını çıkar
Ne kadar küçük olursa olsun işinle ilgilen
Hayattaki dayanağın işindir unutma
Sevebileceğin bir iş seçersen Yaşamında bir an bile yorulmuş olmazsın İşini öyle seveceksin ki Başarıların bedenini ve yüreğini güçlendirirken Üretiminle de yepyeni hayatlar başlatmış Olacaksın
Yıllar geçiyor… Geçecek… Yılların geçmesine öfkelenme Gençliğe yakışan şeyleri gülümseyerek teslim et geçmişe Yapamayacağın şeylerin, Yapabileceklerini engellemesine izin verme Rüzgârın yönünü değiştiremiyorsan Yelkenlerini rüzgâra göre ayarla Çünkü dünya karşılaştığın fırtınalarla değil Gemiyi limana getirip getirmediğinle ilgilenir
Ara sıra…Kendini tutamayabilirsin Yüreğini isyana kaptırabilirsin Fakat unutma; evreni yargılamak olanaksızdır Kavgalarını sürdürürken bile barış içinde ol
Sabırlı ve sevecen ol Erdemini yitirme Önünde sonunda sahip olduğun tek servet, Yine kendinsin Görmeye çalış ki; bütün pisliğine ve kalleşliğine rağmen Dünya insanoğlunun Biricik mekânıdır.
Kaybedebilirsin Kaybetmeyi, ahlaksızca kazanmaya tercih et Birincisinin acısı bir an, Ötekinin vicdan azabı bir ömür boyu sürer Bazı idealler o kadar değerlidir ki O yolda yenilmen bile zafer sayılır Bu dünyada bırakacağın en büyük miras dürüstlüktür.
Annenin seni doğurduğu saatleri hatırlıyor musun? Sen ağlarken, herkes sevinçle gülüyordu Öyle bir ömür geçir ki Öldüğünde sen gülerken, herkes ağlasın.
*Xantus İ.Ö 9 YY
Ruhsal Büyüme... kategorisinde yayınlandı. Leave a Comment »

”Allah’ım gönlümdekini hakkımda hayırlı eyle,hakkımda hayırlı olana gönlümü razı eyle”

 

 

 

”Allah’ım gönlümdekini hakkımda hayırlı eyle,hakkımda hayırlı olana gönlümü razı eyle”