Değişmek Mi İstiyorsun O Zaman Konforlu Alanından Çıkacaksın Kardeşim…

954754_164849860353208_436429574_n[1]

Dışardan nasıl göründüğümün bir önemi yok, içerden görebilenler yetiyor bana…

Seçtikleri hayatı değil../ istediğin hayatı../ yaŞa…./

Seçtikleri hayatı değil../
istediğin hayatı../
yaŞa…./

Ahmet Peker

KAHVE ÇEKİRDEĞİ.


Bir baba evlenmek üzere olan oğluna tavsiyelerde bulunuyormuş. Son tavsiyemi mutfakta anlatmak istiyorum” demiş. Mutfağı ve yemek yapmayı bilmeyen delikanlı “Olur” demiş çekine çekine. Baba, ocağa aynı büyüklükte üç kap koymuş, hepsini … suyla doldurup üçünün de altını yakmış. “Şimdi, istediğim her şeyden iki tane vereceksin bana” demiş oğluna. Sırasıyla havuç, yumurta ve kavrulmamış kahve çekirdeği istemiş…
Oğlu hepsinden ikişer tane vermiş babasına. Adam iki havucu birinci kaba, iki yumurtayı ikinci kaba ve iki kavrulmamış kahve çekirdeğini üçüncü kaba koymuş. Her üçünü de yirmi dakika süreyle kaynatmış. Daha sonra kapları indirip yemek masasına buyur etmiş oğlunu. Yemek masasında üç tabak duruyormuş. Kaplarda kaynayan havuçları, yumurtaları ve kahve çekirdeklerini büyük bir özenle tabaklara yerleştirmiş. Sonra oğluna dönüp sormuş: “Ne görüyorsun?” Oğlu düşünürken açıklamaya başlamış. “Havuçlar haşlandıkça aslını kaybedip yumuşamış. Yumurtalar görünüşte baştaki gibi sert duruyorlar ama içleri katılaşmış. Kahve taneleri ise olduğu gibi duruyor, başta neyseler  sonunda da öyleler.. “
Sonra asıl tavsiyesine sıra gelmiş: “Evlilikte aşk ve şefkat birlikte olmalıdır. Aşksız bir evlilikte her iki eş de şu gördüğün havuçlar gibi birbirlerini tüketirler, eskitirler, pörsütürler. Şefkatsiz bir evlilikte ise eşler birbirlerine ne kadar tahammül etseler de, şu gördüğün yumurtalar gibi içten içe katılaşırlar, birbirlerinden uzaklaşırlar. Aşkın da şefkatin de olduğu bir evlilikte ise, şartlar ne olursa olsun, eşler tıpkı şu kahve taneleri gibi, birbirlerinin yanında kalırlar, kendi kişiliklerini yitirmezler. Kahve tanelerinin tekrar kaynatılmaya hazır olmaları gibi, onlar da birbirleriyle baş başa uzun yıllar geçirmeye isteklidirler. Oğlu aldığı bu dersten tatmin olmuşa benziyordu. “Asıl ders bu değil!” dedi baba. Oğlunun elinden tuttu, ocağın üzerinde bıraktığı kapların içinde kalan suları gösterdi.
Havuçlardan ve yumurtalardan arta kalan suya bak… İkisinde de bir tat yok ” Kahve çekirdeklerini çıkardığı kaptaki suyu yavaşça bir fincana boşalttı. Mis gibi taze kahve kokuyordu. Fincanı oğluna uzattı. “İçmek istersin herhalde” dedi. Oğlu kahvesini yudumlarken konuşmasını sürdürdü. Kahve çekirdekleri gibi birbirlerini tüketmeyen eşlerin paylaştığı yuva da işte böyle olur. Mis gibi, temiz ve huzur verici. Başka herkesin fincanına koyup yudumlayacağı taze kahve gibi… Çünkü onlar birbirlerini harcamayarak, birbirlerine aşkla ve şefkatle davranarak hayata kendi tatlarını, kokularını ve renklerini katmayı başarırlar.” Kahve taneleri gibi olabileceğiniz bir yaşam geçirmeniz dileklerimle…
Alıntı

Nerdesin Kaç Gündür?

erdil719%20(7)[1]

Karikatür kategorisinde yayınlandı. Etiketler: . Leave a Comment »

Aklını Kullanan Kazanır!

Yaşlı tüccar emekliye ayrılıyordu. İşini iki oğlundan hangisine bırakacağına, onları tecrübe ederek karar vermek istedi.
Bu sebeple her ikisine de aynı miktarda çok az bir para verdi ve

“Bu para ile evi dolduracak herhangi bir şey alınız.” dedi.

 

 

Büyük çocuk, hemen pazara gitti. Elinde az para ile çok miktarda alınabilecek şeyin ancak saman olduğunu düşündü. Samanları alıp getirdi, ama evin her tarafını onunla kaplamak mümkün olmadığını gördü.

Küçük çocuk, babasının akıl ve zekâ ile yerine getirilebilecek bir iş verdiğini düşündü.

Elindeki para ile yeterli sayıda mum satın aldı. Onları eve götürüp tüm odalara koydu. Geceleyin mumları yaktı. Mumların ışığı bütün evi aydınlatmıştı. Baba, işi küçük oğluna bırakmaya karar verdi. Çünkü o, aklını kullanmayı başarmıştı.

kaynak: fwmail

Ortaya Karışık kategorisinde yayınlandı. Etiketler: . Leave a Comment »

Eğer inanıyorsanız, yapmanız gereken şey sadece, her sonucun her zaman sizin lehinize olduğuna güvenmektir

İki gezgin melek, geceyi geçirmek için oldukça varlıklı bir ailenin evinin kapısını çalmışlar.
Aile, pek kaba bir üslupla, meleklere yatacak yer olarak koca malikhanenin konuk odalarından birini vermek yerine, soğuk bodrumundaki küçük bir …köşeyi göstermiş.
Melekler buz gibi odanın soğuk ve sert zemininde kendilerine yatacak bir yer hazırlamaya çalışırken, yaşlı melek duvarda bir delik görmüş ve kalkıp deliği onarmaya girişmiş. Genç melek, yaşlı meleğe bu hareketinin nedenini sorunca, yaşlı melek hafifçe gülümsemiş:
– Her şey, her zaman, göründüğü gibi değildir…
Sabah malikhaneden ayrılan melekler, gece bastırınca bir kez daha kalacak yer bulmak umuduyla, bu defa çok fakir bir çiftçi ailesinin kapısını çalmışlar. Son derece misafirperver olan fakir karı koca, sofralarında ne var ne yoksa meleklerle paylaştıktan sonra, onlara rahatça uyumaları için kendi yataklarını vererek yanlarından ayrılmışlar.
Sabah güneş doğduğunda, melekler zavallı karı kocayı gözyaşları içinde bulmuşlar: yegane geçim kaynakları olan tek inek de tarlalarının ortasında cansız yatmaktaymış.
Genç melek bu sefer iyice öfkelenerek yaşlı meleğe isyan etmiş:
– Bunun olmasına nasıl izin verebildin? O varlıklı kaba adamın her şeyi vardı ama sen kalktın ona yine de yardım ettin. Bu iyi yürekli fakir ailenin ise o tek inekten başka hiçbir şeyleri yoktu; buna rağmen onu bile paylaşmaya gönüllü oldular. Ama sen o ineği de yitirmelerine izin verdin!
Bunun üzerine yaşlı melek, genç meleğe dönerek şu cevabı vermiş:
– Her şey, her zaman, göründüğü gibi değildir. O zengin malikânenin bodrumunda kaldığımız gece, duvardaki deliğin dibinde külçe külçe altın saklı olduğunu fark ettim. Malikânenin sahibi bu kadar açgözlü olduğu için ve kendisine verilmiş şans sayesinde edindiği zenginliğin bir parçasını bile paylaşmaya yanaşmadığı için, ben de o deliği öyle bir kapatıp mühürledim ki artık arayıp bulsa da açamaz.
Ve devam etmiş:
– Sonra, dün gece biz çiftçi ailesinin yatağında uyurken, ölüm meleğinin o çiftçinin karısını almaya geldiğini gördüm. Ben de onun yerine ölüm meleğine ineği verdim.
Yaşlı melek, gülümseyerek bir kez daha eklemiş:
– Her şey, her zaman, göründüğü gibi değildir. Bazen, işler istediğimiz gibi sonuçlanmadığında, aslında bizim de başımıza gelen tam da budur işte. Eğer inanıyorsanız, yapmanız gereken şey sadece, her sonucun her zaman sizin lehinize olduğuna güvenmektir. Bunun böyle olduğunu, ancak belirli bir zaman sonra öğrenebilecek olsanız bile…
Ruhsal Büyüme... kategorisinde yayınlandı. Leave a Comment »

Asıl önemli olan dua edecek kadar temiz bir gönüle sahip olmaktır..

Küçük bir çoban bir Cuma günü koyunları güdüyordu ki, ezanın sesini duydu. Uzaktan, köy ahalisinin birer ikişer camiye doğru yol aldığını görünce:
“Ben de Rabbime yönelmeliyim? Ama O’na ne diyeceğim, nasıl ibadet edeceğim?” diye düşünmeye başladı.
Küçük çoban namaz kılmayı bilmiyor, ezberinde de ne bir sûre, ne bir dua bulunuyordu. Dizüstü yere çöktü, “Elif, be, te, se…” diye, duyduğu kadarıyla …alfabenin harflerini saymaya başladı. Bu duayı birkaç defa etti.
Oradan geçen bir adam çocuğun sesini duydu ve çalılar arasından ona baktı. Diz çökmüş, elini açmış, gözleri kapalı bir çocuğun alfabeyi okuduğunu gördü.
Çocuğa: “Burada ne yapıyorsun, küçük?” diye seslendi.
Çocuk “Dua ediyorum efendim” dedi.
Adam şaşkın bir şekilde: “Niçin alfabeyi okuyorsun?” diye sordu.
Çocuk cevap verdi: “Hiç dua bilmiyorum, efendim. Fakat, Allah’ın beni korumasını ve koyunlarımı güderken bana yardım etmesini istiyorum. O herşeyi bildiğine göre, harfleri yanyana koyar ve ne söylemek istediğimi bilir, diye düşündüm.”
Adam gülümsedi ve: “Kalbini ferah tut” dedi. “İnanıyorum ki, Allah duanı kabul edecektir.”
Önemli olan dua edecek sözlerin olması değildir Önemli olan dua edecek dillerin olmasıda değildir. Asıl önemli olan dua edecek kadar temiz bir gönüle sahip olmaktır..

BÜTÜN KADINLAR GÜZELDİR!

♈ KOÇ : Herşeyi kendine yakıştıran güzel ..
♉ BOĞA : Doğuştan güzel .. … ♊ İKİZLER : Paylaşılmaz güzel ..
♋ YENGEÇ : Endamlı güzel ..
♌ ASLAN : Varlığı güzel ..
♍ BAŞAK : Gözleri aşk’la bakan güzel ..
♏ AKREP : Kıskanılan afet-i devran ..
♎ TERAZİ : Gülüşü baldan tatlı güzel ..
♐ YAY : Asil güzel ..
♑ OĞLAK : Eşsiz güzel ..
♒ KOVA : Erişilmesi zor güzel ..
♓ BALIK : Nazlı güz
Ortaya Karışık kategorisinde yayınlandı. Etiketler: . Leave a Comment »

Tai Chi Nedir ?

Seniors-may-ward-off-depression-by-practicing-tai-chi_16000510_800466451_0_0_7007302_300[1]

Tai Chi nedir; önce uzun bir süre duruş çalışırsınız, biraz sıkıcıdır ama çok gereklidir. Aslında ordaki duruşunuz bir noktadan sonra hayatınızdaki duruşunuza etki eder.

 Başlangıç formu olan sekizlik tai chi de her formu iyice detaylandırıp uzun uzun ve ağır ağır çalıştırır hoca ve her yeni form almaya hak kazandığınızda- evet bu tamamen hak kazanmaktır- hayatınızdaki bir durumla yüzleşirsiniz…
Yani tai-chi beden hareketi gibi gelir, ama sizi hayat duruşunuzdan, geçmiş hesaplaşmalara kadar götüren derin bir ruhsal yolculuğun kapısını da beraberinde açar.
 Biraz dingin, sakin ve kuvvetli (AMA YUMUŞAK) durmayı özellikle teslimiyeti öğretir.
Sonra farkındalığınız artar ve kendinizi gözlemlemeyi öğrenirsiniz ve kendinizle uğraşmaya başlarsınız. Dersleriniz ortaya çıkar ve onları çalışırsınız…
Yani zihninizin sınırlarını görürsünüz, ve onları aşmak için çalışmaya başlarsınız ve eğer onları aşmayı başarırsanız zevkten deliye dönersiniz…
Aslında yazdıkça Tai Chi’yi hiç anlatamıyormuşum gibi geliyor, ama en önemli özelliği nedir derseniz, evrensel enerji yani ”chi”yle tanışıyorsunuz derim…Daha da bir kelime edemem…
Anette

Peki Kendini Üç Kelimeyle Nasıl Özetlersin?

Bir kadının ellerine en çok yakışan takı sevdiğinin elleriymiş…

Beyazıt Bestami’nin Salma Hayek’e yazdığı mektup.
Sevgili Salma,
Sana var olan bütün dillerde aşık olduğum için hangi lisan ile yazdığımın bir önemi yok, bu yüzden Türkçe yazıyorum.
Uzun zamandır seni izliyorum…
Ne zaman saçlarınla ilgili bir film başlasa içime nevruz düşüyor, ya da ne zaman buralara nevruz gelse içim de saçların yeşeriyor. Buraları az çok bilirsin. Mesela benim saçlarının ren…gini bildiğim bir sevgilim olmadı, buralarda kadınların bilekleri hep boştur çünkü bir kadının eline en çok yakışan takı sevdiğinin eliymiş derler.
Tek sorunumuz ; insanların güllere karşı duyarsız kalması.Güllere özgürlük, güllere daha çok özgürlük.
Salma,
İnsanlara en çok benzeyen bitki hurmaymış diyor sizin bilim adamları. Bir hurma çekirdeği ancak düştüğü ağacın altında filizlenirmiş. Peki ikimiz, bunca sene nasıl oldu da ayrı ayrı yerlerde boy tutabildik? Ömrüm senden gelecek kokulara hasretle mi geçecek?
Dün arkadaş söylemişti, şairler ikiye ayrılırmış. Zanaat için yazanlar, yazmazsa ölecek olanlar.Başka bir arkadaş ekledi,ve yazsa da ölecek olanlar diye…
Gözlerine şiirler yazamam ama Salma, uğruna depremler, yanardağlar , savaşlar, ayinler kiralayabilirim. Sen istedikten sonra bütün sınırları 1948 öncesine getirebilirim. Belki daha az çocuk ölür daha az anne üzülür, mermiler çaylardan daha pahalı olur.
Ah Salma !
Kirpikleri mermi etkisi yaratan yarim. Gözlerinin menziline gireceğim günü hasretle bekler. Kaşlarından tırnakların kirpiklerinden öperim…
Not : Antonyo Banderas’ı öyle öpme olur mu ?
Beyazıt Bestami………………..

Ben her şeyim. Ben enerjiyim. Ben mutluluğum. Ben neşeyim. Ben sevgiyim. Ben aşkım. Ben arzuyum.

Ben her şeyim. Ben enerjiyim. Ben mutluluğum. Ben neşeyim. Ben sevgiyim. Ben aşkım. Ben arzuyum. Paylaşılırsa daha çok olurum.
İçimde ki çocuğun sesini duyabiliyorum artık. Kendime yetebiliyorum.Ve asla yalnız olmadığımı, olmayacağımı biliyorum.
Hayat bize sunulmuş bir armağandır ve ben bu armağanı dolu dolu kullanmak istiyorum.Elde edemediklerime, yitirdiklerime değil, başarabileceklerime ve elde edeceklerime bakıyorum.Attığım her adımın tadını çıkartarak yürüyorum yaşam denen yolda.Kendimle daha derin bir bağlantı kuruyorum ve derinleştikçe yaşama daha çok bağlanıyorum…

lEYLA Hun

Ruhsal Büyüme... kategorisinde yayınlandı. Leave a Comment »

Bırak onu bunu da gönlünü hoş tut hoş !

 

 

 

Ey kör ! Bu yer, bu gök, bu yıldızlar boştur boş !

Bırak onu bunu da gönlünü hoş tut hoş !

Şu durmadan kurulup dağılan evrende

Bir nefestir alacağın, o da boştur boş !

Ömer Hayyam

Öfke, aşk, nefret, kıskançlık, gibi yakıcı duygulara kapılmadan önce son çıkışlardan çıkalım lütfen…

Öfke, aşk, nefret, kıskançlık, gibi yakıcı duygulara kapılmadan önce son çıkışlardan çıkalım lütfen…

Anette

Çalakalem Laflarım... kategorisinde yayınlandı. Leave a Comment »