LÜTFEN DİKKAT … !!!YEDİKLERİNİZE DİKKAT ETMENİZE RAĞMEN SÜREKLİ KİLO PROBLEMİ YAŞIYORSANIZ

keten tohumu unu

YEDİKLERİNİZE DİKKAT ETMENİZE RAĞMEN SÜREKLİ KİLO PROBLEMİ YAŞIYORSANIZ ve KOLAY KİLO VEREMİYORSANIZ EĞER,

KARACİĞER YAĞLANMANIZ , YÜKSEK KOLESTEROL (LDL )VE TRİGLİSERİD PROBLEMİNİZ VARSA EĞER,

İŞİTME VE GÖRME KAYBIYLA İLGİLİ PROBLEMLER YAŞIYORSANIZ EĞER,

DIYABET TİP II , VARSA EĞER,

ZAMAN ZAMAN YADA SÜREKLİ BİR KABIZLIK PROBLEMİNİZ VARSA EĞER,

EKLEM PROBLEMLERİ, ROMATİZMA vb. VARSA EĞER ,

CİLDİNİZ KURU VE ZAMAN ZAMAN PUL PUL DÖKÜLÜYORSA,
SAÇLARINIZLA İLGİLİ PROBLEMLER VE DÖKÜLMELER
GİBİ PROBLEMLERDEN BİRİSİNİ YADA PEK ÇOĞU YAŞIYORSANIZ EĞER …

İŞTE SİZE MUCİZEVİ ETKİLER TAŞIYAN , TAMAMEN DOĞAL BİR DETOKS-ARINMA KÜRÜ,
SADECE 3 HAFTA VE SABAH KAHVALTISI YERİNE BUNU YAPACAKSINIZ …

Sizin,
YILDA 1 KEZ , SADECE 3 HAFTA UYGULAYACAĞINIZ BU BASİT DETOX PROĞRAMIYLA , BARSAKLARINIZI TEMİZLEYİP BU PROBLEMLERI ASGARİYE İNDİRİP ,
HATTA KURTULMANIZ DAHİ MÜMKÜN OLABİLİR
ayrıca Bu basit DETOX yöntemiyle ;
YAŞAM SÜRENİZİ UZATABİLİR, KANSER de DAHİL PEK ÇOK HASTALIKTAN DA KORUNABİLİRSİNİZ.

SADECE , SABAH KAHVALTISI YERİNE AŞAĞIDAKİ KARIŞIMI İÇECEKSİNİZ HEPSİ BU.
1. HAFTA …. 1 YEMEK KAŞIĞI KETEN TOHUMU UNU ……. 100 ml KEFİR
2. HAFTA ……2 YEMEK KAŞIĞI KETEN TOHUMU UNU …….100 ml KEFİR
3. HAFTA ……3 YEMEK KAŞIĞI KETEN TOHUMU UNU …….150 ml KEFİR

NOT :
KETEN TOHUMU UNU İÇİN , KENDİNİZ ORGANİK KETEN TOHUMU ALIP ÇEKEBİLİRSİNİZ ( ÇÜNKÜ HER GÜN TAZE HAZIRLANACAK ).

KEFİR İÇİN , HAZIR KEFİR İÇECEKLERDEN ALABİLİRSİNİZ ( ÖZELLİKLE KEÇİ SÜTÜNE HAZIRLANMIŞ OLANLARDAN )
+
GÜN İÇİNDE MUTLAKA , 2 LİTRE SU İÇİNİZ …..
KEZA BU SU İÇİNE ÇOK AZ BAL DA KATABİLİRSİNİZ ( 1 TATLI KAŞIĞI KADAR ) VARSA KESTANE BALI , YOKSA ÇAM BALI DA OLABİLİR .

ÖNEMLİ NOT : ÖSTROJEN DUYARLI KANSER GEÇİRMİŞ OLANLAR ve TEDAVİ ALANLAR , KETEN TOHUMU KULLANAMAZLAR …
BU HUSUSA LÜTFEN DİKKAT EDİNİZ …!!!!

PROĞRAMINIZ ESNASINDA , SÜMÜKSÜ YAPIDA BİR KAKA NORMALDİR , HATTA PARAZİT ÇIKIŞI DAHİ OLABİLİR , ENDİŞELENMEYİNİZ… !!!!

PROĞRAM SONUNDA BARSAK FLORANIZ ÇOK DAHA SAĞLIKLI VE BAĞIŞIKLIK SİSTEMİNİZ DE ÇOK DAHA GÜÇLÜ OLACAKTIR .

BESLENME PROĞRAMLARINIZDAN , PROBİYOTİK İÇERİKLİ BESİN MADDELERİNİ EKSİK ETMEYİNİZ.
– KEFİR
– EV YAPIMI , LAHANA ve PANCAR TURŞULARI
– % 100 NAR EKŞİSİ
– BOZA

Afiyet, şifa olsun

 

doktorunuza danışmadan yapmayınız

kaynak sağlık olsun

Bitki Alemi kategorisinde yayınlandı. Leave a Comment »

Eklem Ağrılarının Limon Kabuğuyla Tedavisi

Eklem Ağrılarının Limon Kabuğuyla Tedavisi

Yalnızca çok farklı kullanış alanlarının olması ve lezzeti değil aynı zamanda sağlık için de oldukça yararlı olduğunun gösterilmesi sebebiyle limon modern beslenmenin vazgeçilmez bir meyvesi haline geldi. Yüksek C vitamini içeriğiyle diğer antioksidan ve besin maddeleri bir araya gelerek limonu hastalıkların önlenmesi ve soğuk algınlığı, larenjit, bakteriyel enfeksiyonlar, yüksek tansiyon, sindirim sorunları, cilt sorunları gibi sağlık sorunlarının mücadelesine yönelik oldukça işlevsel bir gıda haline getirdi. Ayrıca bazı yakın zamanlı çalışmalar limonun kansere karşı dahi etkili olabileceğini gösterdi.

Limonun bazı faydaları arasında yüksek C, A, B1 ve B6 vitamini içeriğiyle magnezyum, biyoflavonoid, pektin, folik asit, fosfor, kalsiyum ve potasyum içeriği bulunmakta. İçeriğinin dışındaki yararları ise bağışıklık sisteminin güçlenmesine yardımcı olması, mideyi ve karaciğeri koruması, cildin serbest radikaller tarafından erken yaşlanmasını yavaşlatmasıdır.

Peki limon kabuğu neden özellikle eklem ağrısına iyi gelir?

limonataÇoğu insan bunu bilmez ama limonda bulunan yararlı besin maddelerinin neredeyse yarısı limonun kabuğunda bulunur. Acımsı tadından dolayı, çoğu insan kabuğunu atıp yalnızca meyvenin suyunu kullanır. Ancak limonun kabuğunu attığınızda aslında genel sağlığınıza iyi gelecek ve hatta eklem ağrısıyla mücadele edecek çok sayıda besin maddesini de atmış olursunuz.

Limon kabuğu C vitamini, sitrik asit, malik asit, formik asit, hesperidin ve pektinin yanı sıra limon yağı, sitronella ve phellandrene gibi çok önemli besin maddeleri ihtiva eder.

Limon kabuğunun çok güçlü özellikleri bulunur ve yüksek ateşle mücadelede yardımcı olan güçlü bir antiseptiktir. Aslında limon kabuğunda bulunan esans yağlarının kan damarlarını rahatlatıp ağrı hissini önemli ölçüde azaltan iltihap sökücü bir etki yaparak eklem ağrılarını azalttığı gösterilmiştir.

Limon kabuğuyla eklem ağrıları nasıl tedavi edilir

limon-kabuğu-rendesiŞimdi herkes limon kabuğunun faydalarını öğrendiğine göre, gelecek sefer limonata yaparken kabukları atmayacağınızdan eminiz. Eklem ağrısını dindirmek için kabuktan tam fayda almak istiyorsanız, aşağıdaki tarifleri deneyin.

Malzemeler

  • Doğal sızma zeytinyağı
  • 2 büyük organik limon
  • Okaliptüs yaprakları
  • Kapaklı küçük bir kavanoz
  • Temiz bir sargı bezi

Hazırlanışı

  • Limon kabuklarını kavanozun içine koyun ve kabukları tamamen kaplayacak kadar zeytinyağı ekleyin. Okaliptus yapraklarını koyun. Kavanozu sıkıca kapatın ve karışımı iki hafta bekletin.
  • İki hafta geçtikten sonra, karışımınızı sargı bezinin üzerine dökün ve ağrı duyduğunuz bölgenin üzerine yerleştirin. İdeal olarak bu tedaviyi gece uygularsanız bu merhem siz uyurken cildinize iyice işleyebilir.

Limon kabuğundan yapılmış çay

limon-çayıEklem ağrısı için yukarıdaki tedavinin yanı sıra, tüm faydalarını almak ve en iyi sonuçları görmek için ayrıca limon kabuğundan çay yapmayı da denemelisiniz.

Malzemeler

  • 1 litre su
  • 2 limon kabuğu ve suyu
  • Bal (tercihe bağlı)

Hazırlanışı

Suyu demliğin içine boşaltın ve limon kabuğunu ekleyin. 15 dakika boyunca kaynatın ve ardından altını kapatıp limon suyu ile bal ekleyin.

Limon kabuğu çayının faydaları

  • Bacak ve kol eklem ağrılarını dindirir
  • İtihap ve gazı azaltır
  • Doğal detokstur
  • Kan pH’ını düzenlemeye yardımcı olur
  • Bağışıklık sistemini güçlendirir ve hastalıkları önler
  • Tansiyonu düşürür
  • Fazla yağı atarak cildi daha sağlıklı hale getirir.
  • Ağız kokusuna iyi gelir
  • Rahatlatıcıdır
  • Gerginliğe ve baş ağrısına iyi gelir
  • kaynak: sağlığa bir adım
Bitki Alemi kategorisinde yayınlandı. Leave a Comment »

Hayatında en son neden ya da nelerden veya kimden vazgeçerek yeniye yer açtın?

 

Hayatında en son neden ya da nelerden veya kimden vazgeçerek yeniye yer açtın?
Eğer bir şey artık işe yaramıyorsa, bırak gitsin. Eğer hayatında olan bir kişi senin gelişimini desteklemek, senin varlığını beslemek bir yana, seni tüketiyorsa, seni değersiz ve yetersiz hissettiriyorsa niye bu ilişkiyi, bu durumu tek taraflı bir çabayla sürdürmeye çalışıyorsun?
Hayatında bayatlamış, eskimiş, işlevini yitirmiş olduğu halde hâlâ bırakamadığın neler ve kimler var? İlişkilerine bak; iş hayatına bak; sosyal hayatına bak; sağlığına bak; yaşam enerjinin seviyesine bak. Yüzünde ne kadar sıklıkla içten bir gülümseme beliriyor? Bırakamadıklarının bedelini yaşam enerjini tüketerek, ruhunu yaralayarak ödediğinin farkında mısın? Eskiyi bırak… Yeniye yer aç.


Yeniye yer açmak ille de ilişkini veya işini hemen bırakman anlamına gelmiyor -ama istersen bırakabilme cesaretine sahip olman önemli. Yeniye yer açmak, durumun artık eskisi gibi sürmeyeceğini, bundan böyle ilişkinde, işinde ve çevrende mutlu olabilmen için bazı şeylerin değişmesi gerektiğini, eski gidişata hiçbir koşulda razı olmayacağını bildirmen ve bunu kararlılıkla ifade edebilmen anlamına geliyor.
Haydi! Bahar temizliği zamanı!

Nil Gün

Yulaf Ezmesi: Anksiyete için Doğal Bir Çare

Yulaf Ezmesi: Anksiyete için Doğal Bir Çare

 

Anksiyete negatif bir duygusal durumdur ve bazen sizi etkisizleştirip bitkinleştirebilir. Bu durum, dünya çapındaki çoğu insanı geçici veya kronik olarak etkilemektedir. Bununla başa çıkmanın en güzel yöntemi nedir peki? Hepimizin de bildiği gibi, ilaçlar anksiyete için çare olarak bilinmektedir.

Fakat, ilaç kullanmak her zaman en iyi seçenek değildir. Her bir bireyin farklı karakterleri vardır, özel durumlara sahiptirler, ve kimyasal maddeler her zaman problemi çözmek için yeterli olmayabilir.

Anksiyete ile başa çıkmanın en büyük sırrı düzgün bir günlük duygu yönetimi edinmektir. Nelere öncelik vereceğinizi belirlemek, limitler koymak ve hayatınızda kendinizi ana karakter olarak belirlemeniz birazcık daha mutlu olmanız ve kişisel alanınızdan zevk almanız için yaşamsal unsurlardır.

İyi bir psikolojik yaklaşım ve doğal tedavilerin desteği, bizce her zaman bu problemin çözümü için en iyi seçenek olmaktadır. Ardından, eğer anksiyete problemi devam ediyorsa, profesyonel bir yardım alarak reçetelendirilmiş önerileri dinlemeniz gerekmektedir.

Günlük fiziksel ve duygusal sağlığınız çok önemlidir, bu yüzden sizinle yulaf ezmesinin anksiyetenize nasıl iyi geleceğini konuşmak istiyoruz. Beraber bu konuya eğilmeye ne dersiniz?

Anksiyetenin fiziksel semptomlarını tedavi etmek için yulaf ezmesi

anksiyete

Amerika Depresyon ve Anksiyete Birliğine göre, çoğu insan sessiz bir şekilde anksiyeteyi yaşar ve hiçbir zaman profesyonel yardım almaz. Bu zamanların çoğunluğunda, duygu durumu geçicidir, değişiklikler yapılarak ve durumlara başka açılardan bakarak başa çıkılabilir.

Fakat anksiyete geçici bir durum olmaktan çıkıp kronik bir hale geldiğinde bu sağlık için bir risk oluşturur. Sağlığınız hipertansiyon, düzensiz kalp atışı, baş dönmesi gibi potansiyel tehlikeli durumlardan muzdarip olmaya başlar.

Anksiyeteyi kontrol etmek için ilaç kullanıyor ya da psikolojik stratejiler uyguluyor olsanız da, tam tahıllı gıdalardan alınan karbonhidratların semptomları azalttığı Minnesota’daki Mayo Klinik’e göre kanıtlanmıştır.

yulaf ezmesi1

  • Yulaf ezmesinde bulunan karbonhidratlar beyindeki serotonin (bir sinir iletici) seviyesini arttırmaya yardımcı olur.
  • Serotonin beyinde ve vücutta rahatlatıcı bir etki yaratarak, anksiyete, sinirlilik ve hatta insomniayı bile azaltabilir.
  • İşlenmiş karbonhidratlardan uzak durmalıyız, bunları beyaz ekmekte, beyaz şekerde ve beyaz pirinçte görebilirsiniz, tam tahıllı gıdalar her zaman anksiyete ile savaşmak için daha iyi besinlerdir. Bu işlenmiş karbonhidratlar kan şekeri seviyenizde ani bir yükselmeye sebep olarak, enerjide geçici bir artış yaşatarak bunun ardından da sizi yorgun düşürür.

Yulaf ezmesi “süper gıda” olarak görülmektedir ve kesinlikle ailenizle birlikte izlediğiniz beslenme şekline bu gıdayı da dahil etmelisiniz.

  • Yulaf ezmesindeki lif yavaş absorbe edildiğinden, vücuda düzenli bir enerji seviyesi sağlar.
  • Yulaf ezmesi aynı zamanda kan şekeri seviyesinin dengelenmesine yardımcı olur. İniş ve çıkışları engeller, bu da vücudun dengesine yardım etmektedir.
  • Yulaf ezmesi, beyne yeterli miktarda serotonin salgılatmaya yardımcı olarak sinir sistemini düzenler, bu da rahatlamak ve ruh hali değişimlerinden kaçınmak için ideal bir yoldur.
  • Yediğiniz yulaf ezmesinin tamamen organik, doğal olması ve şekerle zenginleştirilmemesi faydalarından mahrum kalmamanız için çok önemlidir. Organik yulaf ezmesini organik ürün satan marketlerde bulabilirsiniz, diğerine göre biraz daha pahalı olsa da buna yaptığınız yatırım sağlığınıza değer.

Anksiyeteyi azaltmak için yulaf ezmesi yemenin sağlıklı bir yolu

Yulaf ezmesinin tadını çıkarmak için bu çok taze ve lezzetli bir yoldur ve anksiyeteiçin harika bir tedavidir. Her sabah kahvaltıda bunu yiyebilirsiniz.

Fakat, yulaf ezmesinin anksiyete ile başa çıkmak için iyi olduğunu ve serotonin seviyesini yükselttiğini biliyor olsanız bile, yine de rahatlama teknikleri ve egzersiz yapma gibi bazı basit psikolojik stratejileri denemelisiniz. Hayatınızda öncelikleri belirlemeli ve kendinize değer vermelisiniz. Hayatınızdaki en önemli insan sizsiniz!

Anksiyeteyi doğal yoldan tedavi etmek için yulaf ezmesi ile hazırlanan bu tarifi not alın!

Doğal Yulaf Ezmesi ve Armutlu Smoothie

yulaf ezmesi armut

Hangi malzemelere ihtiyacım olacak?

  • 1 adet olgun armut
  • ½ bardak organik yulaf ezmesi
  • 1 bardak su
  • 1 yemek kaşığı bal

Nasıl Yaparım?

  • Çok basit! Öncelikle armudu soyun ve blendere sığması için küçük küçük parçalara bölün.
  • Suyu, armut parçalarını ve yulaf ezmesini ekleyin ve blenderi bu malzemeleri sıvılaştırana kadar çalıştırın.
  • Bir yemek kaşığı bal ile tatlandırın. Eğer isterseniz, 2 küp buz ile soğuk bir şekilde servis edin. Harika olduğunu göreceksiniz!
  • kaynak: sağlığa bir adım
Bitki Alemi kategorisinde yayınlandı. Leave a Comment »

EN SAĞLIKLI 60 BESİN MADDESİ …NELER İÇERİYOR? NEYE YARIYORLAR?

 
ELMA Pektin, Bioflanovoid, C vitamini
Kolesterol düzeyini düşürüyor, bağışıklık sistemini güçlendiriyor.
ENGİNAR
Cynarin, bol miktarda B ve C vitamini
Kan şekerini düzenliyor. C vitamini kalbi güçlendiriyor. A
VOKADO
Doymamış yağ asidi
Kalp ve kan dolaşımı için birebir. Kansere karşı koruyucu
MUZ
Potasyum, B6 vitamini, Serotonin, Magnezyum
Rahatlatıyor ve uyumaya yardımcı oluyor.
FASULYE
Demir, Kalsiyum, B ve C vitamini, Protein
Kan ve hücre yapımına yardımcı oluyor.
BROKOLİ
Magnezyum, A ve C vitamini, Potasyum
Kansere karşı koruyor, kasları güçlendiriyor. E
SMER BUĞDAY
Lysin, Lezithin
Beyni ve sinirleri besliyor, öğrenmeyi güçlendiriyor.
MANTAR
Sodyum, Potasyum, Kalsiyum, Magnezyum
Kasları güçlendiriyor, saç ve tırnakları besliyor.
ACI MARUL
Yaşamsal önem taşıyan maddeler, Eser element, Potasyum, Fosfor
Yağ metabolizmasını düzenliyor, felç riskine karşı koruyor.
BEZELYE
Bitkisel protein, Magnezyum
Kolesterol düzeyini düşürüyor, bğırsak kanser riskni azaltıyor.
ÇİLEK
C vitamini, Kalsiyum, Potasyum
Bağışıklık sistemini güçlendiriyor, metabolizmayı harekete geçiriyor.
REZENE
C vitamini, Uçucu yağlar, Demir, Potasyum, Kalsiyum
Öksürüğü önlüyor, vücuda oksijen alımını artırıyor. KÜMES HAYVANLARI
Protein, Potasyum, Magnezyum, B vitamini, Çinko
Baş ağrısı sorununa karşı etkili, stresten arındırıyor. GREYFURT
Folikasit, C vitamini
Kan basıncını azaltır, kan yapımını artırır. YULAF
Karbonhidrat, Demir, Magnezyum, B vitamini
Enerji sağlıyor, kas kramplarını önlüyor, idrar söktürüyor.
KUŞBURNU
Likopen, C ve E vitamini, Demir
Soğuk algınlığı ve gribe karşı önleyici etkiye sahip. RİNGA BALIĞI
Omega3 yağ asidi, Sodyum, Potasyum
Damar sertliğini ve yüksek tansiyonu önlüyor.
AHUDUDU
C vitamini, Potasyum, Kalsiyum, Demir, Folikasit
Virüs ve bakterilere karşı koruyor, tümör oluşumuna engel oluyor.
MÜRVER
Potasyum, B1 vitamini, C vitamini
Terleten ve öksürüğü azaltan etkiye sahip. Kabızlığa iyi geliyor.
YOĞURT
Kalsiyum, Riboflavin, B12 vitamini
Bağırsak kanserine karşı bağışıklık sistemini güçlendiriyor. FRENK ÜZÜMÜ
C vitamini, Niasin, Kalsiyum
Sinir ve bağışıklık sisteminin güçlenmesini sağlıyor. PEYNİR
Protein, Sodyum, Potasyum, Kalsiyum
Kemikleri güçlendiriyor, sinirleri koruyor.
HAVUÇ
A vitamini, Selenyum
Sperm üretimini sağlıyor, vücudu enfeksiyonlara karşı koruyor.
PATATES
Mieraller, C vitamini, Bitkisel Protein, Potasyum
Kansere karşı koruyucu, vücudu toksinlerden arındırıyor.
KEFİR
Asit laktik, Asit laktik bakterileri
Bağırsak enfeksiyonuna, kabızlığa ve gaza iyi geliyor.
KİVİ
C vitamini, Karotionid, Flavonoid
Zayıflatıyor, bağışıklık sistemini güçlendiriyor.
SARIMSAK
Quercetin, Ajoene ve Allisin
Kansere karşı bağışıklık sistemini güçlendiriyor.
SOM BALIĞI
Omega3 yağ asidi ve D vitamini
Kemikleri güçlendiriyor, meme kanseri riskini azaltıyor. PIRASA
Allisin, Çinko, Manganez, Selenyum
Kan basıncını düşürüyor, kalbi ve damarları güçlendiriyor. MERCİMEK
Çinko ve Aminoasit
Yorgunluğu gideriyor, strese karşı etkili MISIR
Çinko, Magnezyum ve B vitamini
Stresle savaşıyor, bağırsak kanserini önlüyor.
USKUMRU
Omega3 yağ asidi, D, B6-B12 vitaminleri ve İyot
Kan basıncını düşürüyor, moral yükselten etkiye sahip
MANGO
A ve B vitamini, Çinko
Cinsel enerjiyi yükseltiyor,orgazm yeteneğini artırıyor.
DENİZ BİTKİLERİ
Omega3 yağ asidi, Pantothenik asit
Kolesterol düzeyini düşürüyor, kalp krizi riskini azaltıyor.
SİYAH TURP
C vitamini, Kalsiyum, Potasyum, Demir
Bağışıklık sistemini ve kan dolaşımını güçlendiriyor.
KAVUN
Mahnezyum, Potasyum ve Kalsiyum
Vücuttaki su düzeyini ayarlıyor, idrar oluşumunu artırıyor.
SÜT
Kalsiyum, D, A ve B2 vitaminleri
Kemik oluşumunu teşvik ediyor, bağırsak kanserine karşı koruyor. PEYNİR SUYU
Sodyum, Potasyum, Kalsiyum, Laktik asit bakterileri
Sindirim sistemi şikayetleri ve mide yanmasına karşı iyi geliyor. CEVİZ, FISTIK, FINDIK
B ve E vitamini, Çinko, Demir
Sakinleştiriyor, uyumayı sağlıyor, stresi azaltıyor. ZEYTİNYAĞI
Doymamış yağ asidi, E vitamini
Kötü huylu kolesterol düzeyini düşürüyor, hücreleri koruyor PORTAKAL
B ve C vitamini, Potasyum, Kalsiyum, Selenyum
Vücuttaki fazla suyun atılmasını sağlıyor. PAPAYA
Karotinoid, Enzimler, C vitamini
Kalp hastalıklarını önlüyor, stresi azaltıyor YEŞİL-KIRMIZI BİBER
Capsaicin, A ve C vitamini, Çinko
Baş ağrısı ve migrene karşı koruyucu etkiye sahip
ERİK
Potasyum, Demir, B vitamini
Vücuttaki fazla suyun atılmasını sağlıyor, enerji veriyor.
KIRILMAMIŞ PİRİNÇ
Protein, Potasyum, Kalsiyum, Magnezyum
Mide anması ve gaza karşı etkili. Vücuttaki fazla suyu atıyor.
RAVENT
Magnezyum, Manganez, Kalsiyum, B vitamini
Sağlıklı kemiklerin oluşumuna katkıda bulunuyor.
DANA ETİ
Demir, Protein ve Potasyum
Soğuk algınlığı, öksürük ve gribe karşı iyileştirci etkiye sahip.
LAHANA TURŞUSU
Laktik asit bakterileri ve B12 vitamini
Tümör oluşumunu önlüyor.
KEREVİZ
Potasyum, Sodyum, Kalsiyum, Magnezyum
Kabızlık, mide ve bağırsak sorunlarına karşı etkili. SHIITAKE MANTARI
Lentinan, D vitamini
Bağışıklık sistemini güçlendiriyor, kanser oluşumunu engelliyor. SOYA
Yağ, E vitamini ve Protein
E vitamini hücreleri koruyor, kanser riskini azaltıyor. ISPANAK
A vitamini, Folik asit, Magnezyum, E vitamini, Manganez
Sinirleri güçlendiriyor. Özellikle hamilelikte tavsiye ediliyor.
TOFU
Protein, Potasyum, Kalsiyum, Magnezyum
Metabolizmayı uyarıyor. Kemik yoğunluğu için önemli.
DOMATES
Likopen, Folikasit, Tyrosin
Likopen kansere karşı koruyor, folikasit hücre yapımını uyarıyor.
TON BALIĞI
Omega3 yağ asidi, D vitamini, Potasyum, İyot
Kolesterol düzeyini düşürüyor, sinir hücrelerini koruyor.
KABA ÖĞÜTÜLMÜŞ ÇAVDAR
Magnezyum, Karbonhidrat, B vitamini
Enerji sağlıyor, stresi azaltıyor.
KABA ÖĞÜTÜLMÜŞ BUĞDAY
B vitamini, Demir ve Magnezyum
Bacak kaslarındaki krampları yok ediyor. Uyku süresini azaltıyor.
KIRMIZI ÜZÜM
Phyto-östrojen, Potasyum, Kalsiyum
Yüksek tansiyona karşı iyi geliyor, trombozları önlüyor
BEYAZ-KIRMIZI LAHANA
C vitamini, az oranda B vitamini, Kalsiyum
Bağışıklık sistemini güçlendiriyor, stres semptomlarıyla savaşıyor.
LİMON
C vitamini ve Glucarate
Bağışıklık sistemini güçlendiriyor, mide kanserini önlüyor
Suna Tamay
Bitki Alemi kategorisinde yayınlandı. Leave a Comment »

Papaya ve Çekirdeklerini Yemenin Faydaları

Papayadaki antioksidan ve vitaminler sağlıklı bir bağışıklık sistemine sahip olmanıza yardımcı olurlar. Buna ek olarak, içerdiği yüksek miktardaki lif sayesinde sindirimi kolaylaştırır ve kötü kolesterolün düşmesine yardım eder.

papaya suyu 3

  • Papaya antioksidan, karoten, C, E ve A vitaminleri, flovonoid ve besin değerleri yönünden çok zengindir. Ayrıca B vitamini, folik asit, pantotenik asit (B5 vitamini), ve potasyum, magnezyum gibi mineraller de içerir. Saydığımız bu maddelerin hepsi kalp sağlığına iyi gelir ve kansere karşı korunmaya yardımcı olur. Ayrıca güçlü bir bağışıklık sistemi oluşturarak kulak enfeksiyonlarını engeller ve soğuk algınlığına karşı mücadele eder.
  • Bu harika meyve kötü kolesterolü düşürebilen özelliklere sahip lifler yönünden de oldukça zengindir. Lifler kalın bağırsağın kolon kısmında bulunan ve kansere yol açan toksinlerin üzerine tutunarak vücuttan atılmalarına ve böylece sindirime yardımcı olurlar.

Papaya çekirdeklerinin kullanımı

Papaya çekirdekleri meyvenin kendisinden bile daha faydalı olabilir. Çekirdeklerin yenmesini zor hale getirebilen baharatlı ve çok sert bir tadı vardır. Buna rağmen sağlık için önemli faydalara sahiptir. İşte bunlardan bazıları:

  • Onu koli, salmonella ve stafilokoka karşı etkile hale getiren anti bakteriyel özellikleri vardır.
  • Toksinlerin neden olduğu böbrek rahatsızlıklarına karşı sizi korur.
  • Bağırsak parazitlerinin atılmasını kolaylaştırır.
  • Karaciğerin arınmasına yardım eder.

Papaya günlük beslenme düzeninize eklemenize değecek bir meyvedir. Ya da en azından haftada bir defa yemeye çalışmalısınız. Sahip olduğu kendine has lezzeti sayesinde çorba, salata, yoğurt gibi birçok yemek tarifini de eklenebilir. Sağlığa olan inanılmaz faydalarından yararlanmak için bu fırsatı kaçırmayın.

Kaynak: sağlığa bir adım

Bitki Alemi kategorisinde yayınlandı. Leave a Comment »

Diğerleri sensin.

Diğerleri sensin. Karşılaştığın her kimse, dünyanın aynası tarafından yakalanmış, uçuşan bir görüntüdür. Her karşılaşma senin kendini tanıman, eksikliğini keşfetmen ve iyileştirmen için bir imkandır.
Stefano D’Anna

Ruhsal Büyüme... kategorisinde yayınlandı. Leave a Comment »

HERŞEY SENDE GİZLİ…Sevdiğin kadar sevileceksin.

Yerin seni çektiği kadar ağırsın
Kanatların çırpındığı kadar hafif..
Kalbinin attığı kadar canlısın
Gözlerinin uzağı gördüğü kadar genç…
Sevdiklerin kadar iyisin
Nefret ettiklerin kadar kötü..
Ne renk olursa olsun kaşın gözün
Karşındakinin gördüğüdür rengin..
Yaşadıklarını kar sayma:
Yaşadığın kadar yakınsın sonuna;

Ne kadar yaşarsan yaşa,
Sevdiğin kadardır ömrün..
Gülebildiğin kadar mutlusun
Üzülme bil ki ağladığın kadar güleceksin
Sakın bitti sanma her şeyi,

Sevdiğin kadar sevileceksin.
Güneşin doğuşundadır doğanın sana verdiği değer
Ve karşındakine değer verdiğin kadar insansın
Bir gün yalan söyleyeceksen eğer
Bırak karşındaki sana güvendiği kadar inansın.
Ay ışığındadır sevgiliye duyulan hasret
Ve sevgiline hasret kaldığın kadar ona yakınsın
Unutma yagmurun yağdığı kadar ıslaksın
Güneşin seni ısıttığı kadar sıcak.
Kendini yalnız hissetiğin kadar yalnızsın
Ve güçlü hissettiğin kadar güçlü.
Kendini güzel hissettiğin kadar güzelsin..

İşte budur hayat!
İşte budur yaşamak bunu hatırladığın kadar yaşarsın
Bunu unuttuğunda aldığın her nefes kadar üşürsün
Ve karşındakini unuttuğun kadar çabuk unutulursun
Çiçek sulandığı kadar güzeldir
Kuşlar ötebildiği kadar sevimli
Bebek ağladığı kadar bebektir
Ve herşeyi öğrendiğin kadar bilirsin bunu da öğren,
Sevdiğin kadar sevilirsin…

Can Yücel

Antakya’da “Neşeli ol hayatını yaşa” yazılı mozaik bulundu

AA’nın bugün geçtiği haber şaşkına çevirdi. Antakya’da yürütülen kazı çalışmalarında üzerinde Grekçe “Neşeli ol hayatını yaşa” yazılı mozaik bulundu. Hatay Arkeoloji Müzesi Arkeoloğu Demet Kara bulunan mozaikle ilgili olarak, “Türkiye’de eşi olmayan bir mozaik. İtalya’da buna benzer bir mozaik var. Ama bu daha geniş kapsamlı. Milattan önce 3. yüzyıla ait olması açısından önemli” dedi.

Kentte 2012 yılında teleferik projesinin yapımı sırasında tarihi kalıntıların bulunması üzerine İplik Pazarı mevkisinde başlatılan kurtarma kazısında, yeni kalıntılar tespit edildi.  Hatay Arkeoloji Müzesi Arkeoloğu Demet Kara, bölgede 2012 yılında çalışma yapmaya başladıklarını, 2013’te devam ettiklerini, bu yıl da Kültür ve Turizm Bakanlığının izniyle çalışmaları yürüttüklerini söyledi.  Şu an kazı yapılan alanın Roma döneminde Antiocheia olarak adlandırılan antik kentin bir mahallesinde bulunduğunu ifade eden Kara, bölgenin Orta Çağ’dan Roma Helenistik döneme kadar inen bir katmana sahip olduğunu kaydetti.

Antiocheia’nın Roma döneminde dünyanın üçüncü büyük şehri olduğuna dikkati çeken Kara, şöyle konuştu:
“Antiocheia, çok önemli zengin bir şehirdir. O dönemde kentte mozaik okulları ve Antiocheia’ya özgü darphaneler var. Gaziantep‘teki Zeugma, burada yetişen ustaların yetiştirdiği kişiler tarafından yapılmış bile olabilir. Antiocheia mozaikleri dünyaçapında önemli mozaikler. Kazı alanındaki taş döşeli cadde, Kurtuluş Caddesi’nden gelen Antik Roma yoluna paralel olarak uzanmakta. Bu konuda bilimsel danışmanımız olan Mustafa Kemal Üniversitesinden Arkeoloji Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. HaticePamir’in Antiocheia Kenti üzerine bilimsel çalışmaları var.”

Dünyada eşi olmayan mozaiklerden birinin Hatay’da bulunduğunu ve üzerinde Grekçe, ‘neşeli ol hayatını yaşa’ yazdığını ifade eden Kara, şu bilgileri verdi:
“Doç. Dr. Pamir, onu ‘iskelet mozaik’ olarak adlandırdı ve mozaik üzerinde yaptığı bilimsel çalışma sonucunda, milattan önce 3. yüzyılda bir evin yemek salonuna ait mozaik olduğunu tespit etti. Mozaik üzerinde üç sahne var. Siyah tessara üzerine yapılmış cam mozaikler. Roma döneminde elit sınıfın arasında sosyal etkinlik olarak iki şey çok önemli. Biri hamam olayı ikincisi ise akşam yemeği. Birinci sahnede bir zenci, kürekle ateş atıyor. Bu hamamı simgeliyor. Orta sahnede ise güneş saati ve ona koşan giysili bir genç ve arkasında çıplak kafalı bir uşağı var. Güneş saati 9 ile 10 arasında. Saat 9.00 Romalılarda hamam saati. Saat 10.00’da ise akşam yemeğine yetişmek zorunda. Eğer yetişmezse çok ayıp karşılanıyor. Orta sahnede böyle bir anlatım var. Sahne üzerinde yemeğe geç kaldığını belirten bir yazı var. Diğerinde dezaman kavramını anlatan bir yazı yer alıyor. Son sahnede ise ehli keyif bir iskelet. Elinde içki kasesi yanında bir ekmek ve şarap testisi. Onun üzerindeki yazıda da Grekçe ‘Neşeli ol hayatını yaşa’ yazıyor. Türkiye‘de eşi olmayan bir mozaik. İtalya’da buna benzer bir mozaik var. Ama bu daha geniş kapsamlı. Bu sahne üzerinde tek olması açısından ve milattan önce 3. yüzyıla ait olması açısından önemli.”

Kara, şu an Hatay Büyükşehir Belediyesinin desteğiyle bölgede çalışmalara devam ettiklerini kaydetti.

Ortaya Karışık kategorisinde yayınlandı. 1 Comment »

BUGÜN DOLUNAY, YÜZLEŞMEYE HAZIR MISIN?

akrepppp
Dolunay zamanları gökyüzünde yoğun enerjiler barındırır. Ay gökyüzünde tüm parlaklığı ile görünür haldedir. Şu an gökyüzünde Güneş Boğa Burcunda, Ay ise Akrep burcunda ve birbirlerine tam karşı karşıya konumlanmış durumdalar. Bu karşıtlığın getirdiği gerilimi de çoğumuz hem iç dünyamızda hem de dışımızda olan biten olayların yansımalarında hissediyoruz zaten. Yaklaşık 10 gün kadar da hissetmeye devam edeceğiz.

Akrep Burcundaki Dolunaylar duygularımızın en çalkantılı olduğu dönemlerdir. Denge arayışımız öyle bir noktaya ulaşır ki; kendimizi bir dizi krizin hem yaratıcısı hem de muhatabı haline getirebiliriz. Astrolojik olarak Ay Akrep Burcunda rahat değildir. Çünkü Akrep burcunun “su” elementi olması onu hassas kılar, “sabit” niteliği ise değişime dirençli bir yapı verir. Hissedecek, arzu ve tutku duyacak ama öte yandan da değişmek için de direnç gösterecek. Ayın duygularımızın ifadesi olmasından yola çıkacak olursak bu durum bizlerin duygu dünyasında ne derece karmaşalar yaratacak, anlamak zor değil.

Boğa burcundaki Güneş “benim değerlerim, benim sahip olduklarım, benim param” diyor. Tam karşısındaki Akrep burcundaki Ay ise bunlara bakarak “paylaş benimle” diye bekliyor. Her iki burç da sabit nitelikte oldukları, kolay kolay esneklik göstermedikleri için aralarında bir gerilim yaşanması da doğal. Boğa Burcu bütün maddi vurguları ile yeryüzündeki cenneti temsil ediyorsa tam karşısındaki Akrep Burcu cehennemin kapılarını aralamakta. Bilinçli istek, plan ve hedeflerimizle, bilinçaltımızda kendine uygun sığınaklar bulan duygularımız, bir anda çatışma içinde kalacak çünkü duygular o güvenli sığınaktan dışarı çıkıp görünür hale gelecek dolunayın etkisiyle. Üstelik de uzun zamandır çoook derinlerde oldukları için nasıl ifade bulacaklarını da bilemeyecek, güvensiz ve depresif olacaklar, ürkek, alıngan, kırılgan hatta bir parça da kıskanç olma ihtimalleri de çok yüksek.

Bundandır ki Akrep burcunun bir Zümrütü Anka kuşu ile özdeşleşmesi. Krizlerle, sorunlarla, yoklukla, ölümle, problemlerle uğraşıp ama sonuçta değişime direnmeyi bıraktığı anda küllerinden yeniden doğup bambaşka bir boyutta cenneti yaşamaya başlaması.

akrep

İşte bu dolunay bizlere sahip olduğumuz değerleri değiştirme, dönüştürme enerjisini yansıtacak. Gizli olan açığa çıkacak, sırlar birer birer dökülecek. En derinlerde yatan belki bizim bile bilmediğimiz duygular yüzeye çıkacak ve bizi hangi hayat evimizden etkiliyorsa haritalarımızda, o konularda değişim ve dönüşüme zorlayacak. Kendimize güven duygumuzu sorgulatacak. Sahip olduklarımıza dört elle yapışıp kaldığımız sürece ya da sahip olduklarımıza şükretmeyi bilmeyip, kendi kendimizi “yokluk” bilinci içinde tuttuğumuz sürece de krizler, kıskançlıklar, güvensizlikler, duygusal olarak hırpalanmalar maalesef bizleri zorlayacak bu dolunayda. Korkularımızla yüzleşmeden cesaret kazanamayacağımız da bir gerçek.

Bu dönem içinde sorunları büyütmek yerine çözüme odaklanmalı, olabildiğince kendimizi rahatlatacak çalışmalar içinde kalmaya, meditasyon, dua, zikir, yoga, enerji çalışmalarına zaman ayırmaya özen gösterelim. Dolunaylarda göksel enerjinin yeryüzüne en yoğun aktığı zamanlar olduğu için bizler de yeryüzünden gökyüzüne en içten dualarımızı, en yürekten istediğimiz niyetlerimizi gönderebiliriz. Dolunayda derinlerde yatan yönlerimiz yüzeye çıkacak demiştik kim bilir belki de hiç bilmediğimiz bir yeteneğimizi de keşfedebiliriz bu dolunayda. Pozitif anlamda Dolunay konsantrasyon yeteneğimizi arttıracağı için elimizdeki mevcut işleri tamamlayıp ortaya bir ürün ya da çalışma koyabiliriz. Hırsımızı ve tutkumuzu kontrol etmeyi başarabilirsek bu dönem belki de en verimli çalışmalarımızın ortaya çıktığı bir dönem bile olabilir. Dolunayın etkisinin devam edeceği 4-5 günlük süreçte rüyalarınıza dikkat edin kim bilir aylardır beklediğiniz bir haber sizlere rüyalarınız aracılığı ile ulaşabilir.

Hepimize en derin korkularımızla yüzleşip en az bir tanesini geride bıraktığımız, en başarılı ve verimli çalışmalarımızın görünür hale geleceği bir dolunay diliyorum.

Sevgi ve mutluluk dolu günlere, gökyüzü rehberimiz olsun….

Hülya DEĞER dip.ASA 2016

astrorehber.wordpress.com

Ruhsal Büyüme... kategorisinde yayınlandı. Leave a Comment »

Uçak Mısınız? Paraşüt mü?

 

Hem iyimserlerin katkısı vardır topluma; hem de kötümserlerin.

İyimserler uçağı icat eder, kötümserler paraşütü.

George Bernard Shaw
İrlandalı yazar
Hem Nobel, hem Oscar ödüllü ilk ve tek insan.

22 Nisan Dolunayında Bilinçaltının Yüklerini Bırakma (Bağ Kesme Çalışması)

 

BU DOLUNAYDA YÜKLERİNİZİ BIRAKMAK İÇİN MUTLAKA YAPMANIZ GEREKEN BİR ÇALIŞMA…
Bilinçaltının Yüklerini Bırakma (Bağ Kesme Çalışması)

Geçmişinden, çevrendeki insanlardan, annenden, babandan, sevdiklerinden, çatışma yaşadığın kişılerden yaşadığın alandaki herkesten ve her olay ve durumdan aldığın bilinçaltı kalıpların varlığında ve dış dünyanda çatışmaya sebep oluyor. Varlığının sonsuzluğu bu sınırlı kalıplarınla çatışıyor doğal olarak. Bu çatışma dış dünyanda da çatışma ile problemlerle karşılaşmana neden oluyor. Bu uygulamada bu yüklerin her birini tek tek bırakacak özgürleşeceğiz.

Rahat olacağın bir yerde rahat bir pozisyonda otur. Gözlerini yavaşça kapat. Ağır ağır ve derin nefesler al. Üç derin nefes alışverişinden sonra hayatında en fazla çatışma yaşadığın kişiyi gözünün önüne getir. Bu kişi bir arkadaşın olabilir, tanıdığın olabilir, bir akraban olabilir. Şu an hayatında olabilir, ya da geçmişte hayatında olmuş bir kişi olabilir. Hatta şu anda hayatta olmayan biri de olabilir. En fazla çatışma yaşadığın kişiden başla. Her seferinde bir kişi ile çalışacaksın.

Gözlerin kapalı, derin ve ağır nefesler alıyorsun. İlk önce çalışma yapacağın kişinin karşında olduğunu gör. Şu anda o kişi karşında. İmgesel olarak göremesen de yalnızca karşında olduğunu hisset. Şu anda o karşında duruyor. Ne hissediyorsun. Daha önce yaşadıgınız o çatışmadan dolayı ona kızgın olabilirsin, ya da sen bir şey yaptın, bunun suçluluğunu taşıyor da olabilirsin. O kişiden korkuyor olabilirsin hatta nefret ediyor olabilirsin. Ama bil ki bunu sen hissediyorsun. O sadece içindeki kızgınlığın, korkunun açığa çıkması, dışarıdaki yansıması. O sensin. Kendi içindeki, bilincindeki çatışan yönlerini görüyorsun. O sana onu gösterdi. Seni sana gösteren bir aynan, yüzün o. Senin iç dünyanın ayna görüntüsü. İçindeki bu çatışmayı durdurmazsan, hayatında farklı farklı görünüşlerle ayni sorunu yaşayacaksın. İsimler değişecek belki, sahneler degişecek. Ama aynı şeyleri tekrar tekrar yaşayacaksın eğer içinde o çatışan yönünü bırakmazsan.

Şimdi, ona hissettiğin şeyler ne olursa olsun onun gözlerinin içine bak. Ama yalnızca sevgiyle. Çünkü o sensin, senin yüzün. Sevgiyle gözlerinin içine baktıktan sonra ona söyleyeceğin iki cümle çok önemli. Bu seni onun varlığıyla ve evrenle birleştiren iki cümle. Evrenden, her şeyden kendini ayırdığın, büyük resmi göremediğin için yaşadın bunları. İki cümle.

TEŞEKKÜR EDİYORUM.

SENİ SEVİYORUM.

Bu iki cümle, seninle onu, çatışma ile çözümü biraraya getirecek. Teşekkür ediyorsun, çünkü o sana senin bir yüzünü gösterdi. Senin olmak istemediğin bir yüz olabilir bu. Ama en mükemmel yüzünü ortaya çıkarman için, önce sen olmayan yüzlerini kendine gösteriyorsun. Kendin olmayan yüzlerini görerek, en mükemmel oluş halini ortaya çıkaracaksın. Kendini hatırlıyor, her an yükseliyor, varlığın muhteşemliğini açığa çıkarıyorsun. Bunun için hayatında mutlaka çatışma yaratman gerekmiyor.Bir şeyleri öğrenmek için hayatında mutlaka zorluk yaşaman, düşmen, kafanı duvara çarpman gerekmiyor. Kafanı duvara çarpmadan da öğrenebilirsin. Acı çekmek burada öğrenmek ya da hatırlamak için kullandığın bir yöntemdi. Ama bu şekilde öğrenmek yerine her şeyi kolaylıkla, acı yaratmadan, sevgiyle, mutlulukla, bollukla hatırlayabilirsin. Acıyı kullanarak öğrenmek senin seçimin. Seçimin ne ise de onu yaşarsın.

Evrene bakarsan her şeyin kolaylıkla olduğunu görürsün. Evrende milyonlarca galaksi trilyonlarca trilyon yıldız var. Devasa boyutları ile doğal halleri ile dönüyorlar. Bir güç sarfetmelerine gerek yok. Bir tohum toprağa düştüğünde doğal hali ile çıkıyor. Bunu içinn ek bir güce, cabaya ihtiyacı yok her şey doğal haliyle ve kolaylıkla oluyor. Işığın müziğiyle birleştiğinde hayatında her şeyin kolaylıkla olduğunu goreceksin.

Gözlerin kapalı, o kişi karşında. Gözlerinin içine sevgiyle baktın. O muhteşem iki sözcüğü söyledin. Seni seviyorum, teşekkür ederim. Sonra ona SARIL. Bunu fizikselleştirebilir kendine sarılıyormuş gibi bir sarılma hareketi yapabilirsin. Bu sıcaklığı hissetmeni sağlayacaktır. Kendine sarılıyormuş gibi sarıl ona. Hisset sıcaklığını. Varlığını içine al. O senin varlığının içinde kabul etmediğin bir yüzün. O yüzünle bir arada olmak durumunda değilsin. Ama o yüzünü de kabul et. O da senin bir yüzün. Bir şeyi bırakman için önce kabul etmen gerekir. Kabul etmediğin, reddettiğin her ne varsa onları çoğaltırsın. Kabul, ruhunun, bedeninin şifasıdır.

Sarıldıktan sonra şunları söyle ona:

“Çok güzel anlar yaşadık, bir yüzümü gördüm ve çok güzel deneyimler kazandım. Ama artık varlığımda bu yükü taşımayı tercih etmiyorum.”

Valığımızda karşılaştığımız insanların yüklerini taşyoruz. Bu sevdiğimiz insanlar için de geçerli. Sevdiğimiz biri bizimle biraraya geldiğinde yaşadığı bir sorunu anlattığında fark etmeden onun yükünü alıyoruz. Aynı zamanda onun hayata bakışını, kalıparını da bilinçaltımıza ekliyoruz. Çatıştığımız insanlar keza onların yüklerini de hala üzerimizde aşıyoruz. Geçmiş denilen zaman diliminde bir olay yaşanmış. Hala hayatımızda bu olayın yükünü taşıyoruz. Bu cümleyi söyleyin ona. Bu cümle ondan ayrılmanız anlamına gelmiyor. Varlığınızın bir parçasından ayrılamazsınız. Her biri bir çünkü. Yalnızca aldığınız, üzerinize yapıştırdıgınız yükünüzü bırakıyorsunuz. Çünkü artık yürümek, mutlulukla koşmak, ışığın muhteşem müziğini yazmak istiyoruz. Her şey birbiri ile bağlı ve bir olduğundan siz bu çalışmayı yaptıgınızda, karşınızda gördüğünüz kişi de yüklerini bırakabilir eğer arzu ederse tabi.

Ona sarıl ve bunu söyle “ama artık varlığımda bu yükü taşımayı tercih etmiyorum.”. Sonra bir adım kadar geriye çık. Göbekleriniz arasında bir kordon ya da ip olduğunu düşün. Bu kordon, varlığına aldığın bu yükü taşıyan kordon. Kordonu gör, bu kordonla bilinçaltı kalıplarını, varlığını aşağı çekecek kabukları aldın. Şimdi eline altın renkli bir makas al. Bu altın renkli makasla o kordonu kes. Kordonun kesildiğini ve ayrıldıgını mutlaka gör. Ya da hisset. Ayrılmaz, kesilmezse tekrar dene. Daha çok sevgini ver. Bazen ip büyüyebilir, dallanıp budaklanabilir. Bu sefer makası büyüt o ip kesilsin ve ayrılsın. İp ayrıldıktan sonra tekrar gözlerinin içine bak, teşekkür ediyorum de ve uzaklaştığını gör. Yavaş yavaş gözlerini aç.

Bu çalışmayı yaparken çözülmeler yaşayabilirsin. Sarıldığında bazen birden bir duygu boşalması yaşayabilir, ağlayabilirsin. Bırak hislerin olduğu gibi aksın sen süreci yönetmeye çalışma bırak kontrolü. Varlığının çatışmaları çözülsün.

Çalışmanın aşamalarını kısaca tekrarlıyorum.

Gözlerini kapa, birkaç derin nefes al,

Çalışma yapacağın kişiyi karşına al,

Gözlerinin içine sevgiyle bakarak, teşekkür ediyorum ve seni seviyorum de,

Sonra ona sevgiyle sarıl ve şöyle söyle “Çok güzel anlar yaşadık, bir yüzümü gördüm ve çok güzel deneyimler kazandım. Ama artık varlığımda bu yükü taşımayı tercih etmiyorum.” Bir adım geriye çık.

Aranızda bir kordon olduğunu gör ya da düşün. Yükü taşıyan bu kordonu altın bir makası eline alarak kes. İpin ayrıldıgını mutlaka gör. Ayrılmazsa makası büyüt. Eğer zorlama ya da direnç hissediyorsan o an o kişiyi bırakıp başka birine geçebilir, başka bir zaman yine aynı kişi için yapabilirsin.

Gözlerinin içine tekrar sevgiyle bakarak, teşekkur ediyorum de, senden uzaklaştığını gör ve gözlerini yavaş yavaş aç.

Bu çalışmayı her seferinde bir kişi için yap. Bir kişi için 2-3 dak. yeterlidir bunun için. Öncelikle en çok çatışma yaşadığın kişilere, daha sonra çevrendeki insanlara, geçmişte yaşamış ya da şu an yaşamayan hayatındaki kişilere, en son sevdiklerine de bu çalışmayı yap. Bir kişi için eğer kordon ayrıldı ise bir kez yapman yeterli. Tekrar tekrar yapman inancının zayıflığını, şüphe duymuş olduğunu gösterir. Bir kez yap ve olduğunu bil. Sevdiklerinle daha güçlü bağlar kurduğunu, daha mutlu ilişkiler deneyimlediğini göreceksin. Çalışma iki taraflı çalıştığından, çatışma yaşadığün bir kişi ile birden daha güzel bir diyalog içine girdiğini görebilirsin. O kişi seni hiç beklemediğin halde hemen ve kısa bir süre sonra arayabilir. Birden çatışmanın çözümlendiğini görebilirsin.

Daha açık, sevgi dolu dostluklar, ilişkiler kuracaksın. Çünkü ilişkilerin yüklerden özgürleşecek. Hayatına artık hizmet etmeyen kişilerin de hayatından birden kendiliğinden çıktığını göreceksin. Çünkü o senin bir yanındı, ve sana yalnızca bir şey anlatmak için yine senin tarafından kendi yüzlerinden birini görmen için geldi. Artık hayatındaki görevi bittiğinden, birden uzaklaştıgını görebilirsin. Hayatına yeni birileri girebilir. Hayatına yeni girenler de senin şu andaki sevgi dolu titreşimine uygun kişiler olacak. Hatırla, içerisi nasılsa dışarısı da öyledir. İç çatışma durduğuda dışarıdaki çatışma da duracak.

Çalışmayı kendinde çatıştığı yanların için de yapabilirsin. Mesela bir konuda endişeleniyorsun, ya da içinde bir yanın seni aşağı çekiyor, korkuya sevkediyor. Bu sefer, kendini karşına al ve bu çalışmayı yap. Karşındaki kendin olsun. Bak gözlerinin içine. Karşındakini tanımla, o sensin, benim …..dan endişe duyan yanım. Teşekkür ediyorum, seni seviyorum. Sarıl, “Çok güzel anlar yaşadık, bir yüzümü gördüm ve çok güzel deneyimler kazandım. Ama artık varlığımda bu yükü taşımayı tercih etmiyorum” dedikten sonra kendi nin o yüzü ile arandaki bağı kes. Bunu aynı şekilde, bağımlı olduğun şeylere yapabilirsin. Herhangi bir hastalığını karşına alıp onunla bağini kesebilirsin. Bu yöntemle birden hastaığın çözülmeye iyileşmeye başladığını görebilir, mucizeler yaşayabilirsin. Hatta calışmayan bir cihazla arandaki baği kestiğinde onun çalışmaya başladığını bile görebilirsin.

Bizim cansız dediğimiz cihazlarımız da enerji ile calıştıklarından bazen bizdeki enerji dalgalanmaları manyetik alan yaratıp onların bozulmasına sebep olabilir. Bazen tuttuğunuz bir şeyin bozulduğunu, ya da elinizde kırıldığını görebilirsin. Uygula bunu, aklına gelen her şeyle yapabilirsin, bitkilerin, hayvanlarınla, bununla oyna ve yaratıcılığınla bu yöntemi kullan. Çok etkili ve hızlı çalışan bu yöntem, ayağındaki taşları, prangaları atmanı, kanatlanmanı sağlayacaktır.

Yüklerini bırak ve KANATLAN.

Ruhsal Büyüme... kategorisinde yayınlandı. 3 Comments »

Ben artık şarkı dinlemek değil, şarkı söylemek istiyorum…

 

Seni düşünmek güzel şey,
ümitli şey,
dünyanın en güzel sesinden
en güzel şarkıyı dinlemek gibi birşey…
Fakat artık ümit yetmiyor bana,
ben artık şarkı dinlemek değil,
şarkı söylemek istiyorum…

Nazım Hikmet Ran

Sevgili Olduğumuz İÇin Telefondaki İsmini ”Aşkım” Olarak Değiştiriyorum

Karikatür kategorisinde yayınlandı. Leave a Comment »

Sevgili Olduğumuz İÇin Telefondaki İsmini ”Aşkım” Olarak Değiştiriyorum

Karikatür kategorisinde yayınlandı. Leave a Comment »