![998128_357689157687032_810073216_n1[1]](https://anetteblogzamazingo.files.wordpress.com/2016/04/998128_357689157687032_810073216_n11.jpg?w=243&h=300)
Bugün modern tıp eğitimi gören insanların birçoğu Doğu tıbbına duyarsız. Oysa bugün Amerika’da kabul görmüş olan birçok tedavi yöntemi Doğu tıbbında 10.000 senedir var olan şeyler.
Alternatif *CAM (Tamamlayıcı ve Alternatif tıbbın ingilizcesi Complementary & Alternative Medicine’ın kısa hali) denen Doğu tıbbı, Ba…tı’nın “Bir ölçü tüm bedenlere uyar” mantığının tersine hareket eder.
Doğu tıbbı insanın ruh ve bedeniyle bir bütün olduğunu; her kişinin bir parmak izi gibi diğerinden farklı olduğunu dolayısıyla hastalığından herkeste farklılık gösterdiği inancında.
Doğu tıbbına bakılarak geleneksel olmayan tıp’’, “folk tıbbı’’, “Doğu tıbbı’’ ve “holistik tıp’’ gibi farklı tanımlar da ortaya çıkmıştır.
Eski Çin’de tıp bilimi, “Tao” üstüne kurulmuştur. Tam olarak çevrilmesi âdeta olanaksız olan bu terim “patika” ya da “yaşam yolu” anlamına gelir. Tao’yla uyum içinde yaşayan insan, sağlıklı insandır.
Doğa yasalarına uygun, olması gerektiği gibi değil de olduğu gibi yaşamak, Tao’yla uyum içinde yaşamaktır. Doğa yasalarına aldırmamak, uyumsuzluk, dengesizlik ve hastalıkla son bulur.
Taocu tıbbı yönlendiren bazı genel prensipler var. Doğu medeniyetlerinde bazı düşünce sistemlerini şekillendiren ve Çin kültürüne şamanizmden miras kalan analoji prensibi ile karşılaşılması şaşırtıcı olmamalı.
Zaten, hem Ortaçağ hem de Rönesans Avrupa’sında da bu prensip simyacılar tarafından benimsenmişti.
Analoji prensibi, benzer formların benzer etkiler ürettiğini kabul eder ve bir objenin numunesinin lazer tekniğiyle bize bütün obje hakkında bilgiler vermesiyle örneklendirebileceğimiz holografi prensibiyle yakın ilişki içindedir. Bu prensibin Antik Çağ’dan beri -sırf Çin’de de değil- bilinegelmekte olduğunu Anaksagoras’ın ünlü “bütün bütünün içindedir” sözü ile anlamaktayız. Bu motta, özellikle Batı simyasının belirleyici formüllerinden olmuştur.
Çinli’ler kendilerine has, tabiri caizse simyevi bir düşünsel stil edinmişlerdir: Dış görünüşlerin incelenmesi, o bireyin içsel durumuna ulaşılmasına da izin verir. Hatta, içselliğin algısını bilgeler direk olarak edinebilirler
Çin tıbbının ardındaki felsefe Budizm ve Konfüçyusçu öğretiler ile Taocu dini ve felsefi birleşik görüşlerin bir karışımıdır.
Her ne kadar geleneksel Çin tıbbı pratisyenleri arasında çok çeşitli düşünce okulları olsa da, temelini beş Taocu aksiyom oluşturur:
İnsanlar da dahil olmak üzere evreni yöneten doğa kanunları vardır.
Evrenin doğal düzeni doğal olarak uyumludur ve iyi düzenlenmiştir. İnsanlar evrenin yasalarına göre yaşadıklarında, bu evrenle ve doğal çevreyle de uyumlu yaşarlar.
Evren dinamiktir, evrende değişmeyen tek şey değişimdir. Durgunluk, evren yasasının karşıtıdır ve Batı tıbbının hastalık olarak adlandırdığı şeye neden olur.
Tüm canlılar birbirine bağlıdır.
İnsanlar çevrelerine çok yakından bağlıdır ve çevrelerinin bütün yönleri tarafından etkilenir.
Fiziksel beden, duygusal ve ruhsal bedenle bir bütündür. Bilim geliştikçe, bizim sadece fiziksel bedenden ibaret olmadığımız, ayrıca enerji bedenimizin de olduğu bilgisi ile karşılaşıyoruz. Newton fiziğinden, Kuantum fiziğine geçişle, katı olarak algıladığımız her şeyin, buna bedenimiz de dahil aslında bir çeşit enerji olduğu anlıyoruz.
Canlı ve cansızın enerji anlamında tek bir bütün olması; fizikte, tıpta, ruhsallıkta, başka algılayış kapılarını açıyor. Özellikle Doğu Tıbbı’nın, yüzyıllardır kullandığı enerji meridyenleri bilgileri yeni yeni ispatlanıyor.
Kalp cerrahı Prof. Dr. Mehmet Öz bugün dünyanın en iyileri arasında yer alır; ‘Operasyon sonrası kalp yogası yapacaksın’ diyor… E Doğu tıbbı bunu 7 bin senedir biliyor! Bugün meditasyonun ya da rahatlatıcı nefeslerin beyin dalgaları ve stres hormonu üzerindeki etkileri son derece net durumdadır.
*********************************************************
Felsefi Arka Plan – Kozmik ve Doğal Düzen
Taocu düşüncede Tao ya da ilk evrensel ilke, bütün doğa modellerinin altında yatan karşıt prensipler dualitesi üretmiştir. Bu yin ve yang prensipleri, zıt kutuplar oldukları kadar karşılıklı olarak bağımlıdır. Bunlar geleneksel Çin tıbbındaki temel kavramlardır.
Yin, soğuk, nemli, loş, pasif, yavaş, ağır ve içe ya da aşağıya doğru hareket eden;
yang ise sıcak, kuru, parlak, etkin, hızlı, hafif ve yukarı ya da dışarı yönelen her şeyi temsil eder.
Her iki kuvvet de doğa ve insan sıhhatinde eşit derecede gereklidir, ayrıca hiçbir kuvvet bir diğeri olmadan var olamaz. Bu iki ilkenin dinamik etkileşimi mevsim döngüsü, insan yaşam döngüsü ve diğer doğal olgularında kendisini gösterir.
Geleneksel Çin tıbbının amaçlarından biri kişinin içindeki yin ve yang’ı ahenkli bir denge içinde tutmaktır.
Taocu öğretmenler Tao’nun yin ve yang’ın yanı sıra, aynı zamanda üçüncü bir kuvvet yani başlangıçta var olan enerji ya da q’yi (ki ya da çi olarak telaffuz edilir) ürettiğine inanmıştır.
Yin, yang ve qi arasındaki etkileşim, Beş Element olan su, metal, toprak, ağaç (tahta) ve ateşi meydana getirir. Bu öğelerin hepsi insan vücudunun yapısı ve işleyişine yansır.
İnsan
Geleneksel Çin hekimleri insan vücudunun yapısını diseksiyon (dokuların kesilerek ayrılması) yoluyla öğrenmemiştir çünkü bir bedeni keserek açmanın atalarına saygısızlık olacağına inanırlar. Bunun yerine majör organların konumlarını ve işlevlerini, asırlar süren gözlemleriyle saptama ve daha sonra bu organları yin, yang, qi ve Beş Element ilkeleriyle ilişkilendirme biçiminde bir anlayış geliştirmişlerdir.
Bu şekilde;
ağaç karaciğer (yin) ve safra kesesi (yang);
ateş kalp (yin) ve ince bağırsak (yang);
toprak dalak(yin) ve mide (yang);
metal akciğerler (yin) ve kalın bağırsak (yang);
ve su böbrekler (yin) ve mesane (yang) ile ilişkilendirilir.
Çinliler aynı zamanda vücudun, kan, ruh, yaşam özü (vücudun qi ve kandan ürettiği büyüme ve gelişme ilkesi), sıvılar (salya, omurga sıvısı, ter, vb. gibi kan dışındaki bütün sıvılar) ve qi’den oluşan Beş Esansiyel Madde içerdiğine de inanmışlardır.
Geleneksel Çin tıbbının eşsiz bir özelliği de meridyen sistemidir. Çinli hekimler vücudun meridyenler denilen ve çeşitli organları birbirine bağlayan ve dengeleyen bir enerji yolu ağı ile düzenlendiğine inanır.
Meridyenlerin dört fonksiyonu vardır: iç organları vücudun dışıyla ve kişiyi çevresi ve evren ile bağlar; vücuttaki organlardaki yin ve yang prensipleri ile Beş Madde’yi uyumlu hale getirir, qi’yi vücuda dağıtır; vücudu hava durumu ile ilgili (rüzgar, yaz sıcağı, rutubet, kuruluk, soğuk ve ateş) dış dengesizliklere karşı korur.
*********************************************************
• Batı tıbbına göre sağlık demek ağrılardan, belirtilerden ve fiziksel ya da zihinsel rahatsızlıklardan kurtulmak demektir. Doğu tıbbına göre ise sağlık beden, zihin ve ruh arasında tam bir uyum sağlamaktır.
• Batı tıbbında sağlıksız olmak, bir neden ve belirtiden dolayı bedensel yapıda oluşan bir kusurdur. Doğu tıbbına göre ise bu vücudumuzda dolaşan doğal enerjinin (çi) dengesini kaybetmesidir.
• Batı tıbbına göre belirtiler hastalığın işaretidir ve hemen yok edilmesi gerekir. Doğu tıbbına göre ise belirtiler hastalığı iyileştirmek için vücudun gösterdiği çabadır.
• Batı’ya göre hastalığın nedeni vücuda dışarıdan etki eden hastalıklı bir şeydir. Doğu’ya göre Çi enerjisini uyumsuz hale getiren herhangi bir harekettir.
• Batı tıbbı sağlıklı yaşamayı empoze etmekten çok tedavi etmeye odaklanır. Doğuya göre kişinin görevi hastalığı önlemek için sağlıklı ve uyum içinde bir yaşam sürmektir.
• Batı’da doktorlar araba tamircisi gibi çalışır. Gelen hastaya mekanik, bozulmuş, yolda kalmış bir araç gibi yaklaşır. Doğu’da hekimin görevi hasta olduklarında onları iyileştirmek yerine onlara yol gösterip sağlıklı kalmaları için asistanlık etmektir.
• Batı’da tedavinin amacı belirtileri ilaçla yok etmek ya da ameliyat etmektir. Doğu’da ise her şekilde yaşamsal değişiklileri dengeye sokmaktır.
• Batı tıbbının yegane gücü yapısal travmalara, kusurlara ve hayati tehlikesi olan hasatlıklara karşı ilaç ve ameliyatla müdahale etmektir. Doğu tıbbının en güçlü özelliği ise kronik denen hastalıkları önlemeye ve anlamaya çalışmak, yaşam tarzını düzenlemek, beden ve zihin dengesini sağlayıp korumaktır.
Doğu içe dönük çalışmalar sürdürmektedir, içerdeki enerjiyi ortaya çıkartmak ve onun gücünü kullanmakla ilgileniyor. Somut enerjide olan enerji tıkanıklığına yani hastalıkların, kökünün ve başlangıç noktası olan düşüncelerle tedavi yöntemlerinle ilgileniyorlar.
10.000 yıldan bu yana her bir insanın içsel yolculuk deneyimlerine kulak vererek çözümler ortaya konuluyor. İlaç ve ameliyatın yerine teknik ve metotlar kullanıyorlar.
Doğunun alternatifi düşünce yani başlangıç. Doğu alternatif düşünce yapısını ve düşünceden sonuca giden yollar üzerinde çözümler üretiyor. Batı tıbbı ise sonuçlara bakarak çözümler üretiyorlar.
Aslında ikisi farklı kulvardalar.
Enerjilerin orta merkezi olarak kabul edilen nokta atomlar. Doğunun çalışmalarının tümü atomu altı ,batının ise atom üzeri …
Çağımızda Doğu ve Batı tıbbının, inanç ve felsefelerini birleşik uygulama yolunda çaba gösterenler artık kabul etmiştir ki;
“Bir hastalık varsa, bunu sebebi düşüncelerdir”
YAZININ SAHİBİ: HÜLYA REİSDİR…
Fatoş Pabuccu Tuncayın sayfasından alınmıştır