Birinin Yaşlanma Üzerindeki Algılamasını Değiştirerek, Yaşlanmamızı Değiştirebiliriz. Nasıl?
Dr. Chopra: Pekâlâ, pek çok insan yaşlanmanın kaçınılmaz olduğunu düşünür ve bilimsel veri bunun doğru olmadığını göstermektedir. İnsanlar yaşlılıktan ölmezler; yaşlılık beraberinde gelen hastalıklardan ölürler ve onlar da önlenebilir.
Pek çok insan, yaşlanmanın değiştirilemez olduğunu düşünür ve biz; insan makinasında bile beslenme düzeninin düzeltilmesi, antioksidanlar, vücuttan toksinlerin atılması, egzersiz, yoga, nefes alma teknikleri ve meditasyon aracılığıyla yaşlanmanın tersine çevrilebilir olmasına izin veren mekanizmaların olduğunu biliyoruz.
Birçokları yaşlanmanın normal olduğuna inanıyor, fakat normal yaşlanmanın ne olduğunu kimse tanımlamıyor. Normal olarak adlandırdığımız, averajın psikopatolojisi olabilir. Pek çok insan yaşlanmanın genetik olduğunu düşünüyor, ama anne-babanız 80+ yaşa kadar yaşadıysalar; bu sizin hayatınıza üç yıl katabilir.
Düşünme biçiminiz, davranma biçiminiz, yeme biçiminiz hayatınızı 30 ila
50 yaş etkileyebilir. Çoğu kişi, yaşlanmanın evrensel olduğuna inanır, fakat asla yaşlanmayan biyolojik organizmalar vardır.
Pek çokları yaşlanmanın ağrı verici olduğuna inanır ve biz biliyoruz ki; ağrı hastalıklardandır ve önlenebilir, yaşlanmaktan değildir.
İnsanlar yaşlanma kavramlarını değiştirmeliler, onları gerçek dışı bir düşünceye dayanarak değil; bilimsel-olgusal gerçeğe dayanarak böyle yapmaya davet ediyorum. Onu değiştirdikleri zaman; çok geçmeden yaşlanma algıları değişecek ve onlara; yaşlanmak, daha bilgili hale gelmek, daha yaratıcı hale gelmek, yaratıcılık için sıçrama tahtası haline gelmek ve varlık daha anlaşılır bir hale gelecek. Tüm fenomendeki algılamanız bir kez değiştikten sonra; realiteniz değişecek, çünkü realiteniz sizin onu algılamanızdan başka bir şey değildir.
Veronica: Yaşlanmama niyetini eğer etkili olarak tetiklersek; bedenin bunu otomatik olarak gerçeğe dönüştüreceğini belirttiniz. Bunu açıklayabilir misiniz?
Dr. Chopra: Evet, çünkü niyetler bedendeki dönüştürülme için olan tetiklerdir. Eğer ayak parmaklarınızı hareket ettirmek isterseniz; onu niyet aracılığıyla yaparsınız.
Bedeninizdeki biyolojik bilgiye iki öğe vardır: Birisi niyet, diğeri de dikkattir. Öyleyse size verdiğim örneğe, ayak parmaklarını hareket ettirmeye geri dönün. İlk olan şey, dikkatinizin oraya gitmesi ve ikinci olan şey de, orada niyetin olmasıdır; böylece bu dikkatle ve niyetle olan biyolojik bilgi, hangi biyolojik bilginin verildiğidir. Biyolojik bilgi gibi davranan farkındalık; öğelere, daha sonra bilgilendirme amaçlı olan öğeye gider ve daha sonra lokalize olmuş bir öğe vardır ve bu da bedenin nasıl davrandığıdır.
Eğer ayak parmaklarınızı niyetin önemsiz bir titreşimiyle kımıldatabiliyorsanız; biyolojik saatinizi neden yeniden ayarlayamazsınız?
Pek çok insanın onu yapamamasının nedeni, ilk olarak onu asla düşünmemeleri ve ikinci olarak da belirli şeylerin diğer şeyleri yapmaktan daha kolay olduğunu düşünmeleridir. Örneğin ayak parmaklarını kımıldatmak, biyolojik saati yeniden ayarlamaktan daha kolaydır; fakat o, batıl inançtan kaynaklanan bir inançtır. Eğer insan bedeninin bir bilgi ve enerjinin iletişim ağı olduğunu anlayabilirsek; o zaman aynı prensiplerin bedenin her yerinde uygulandığını görürüz.
Veronica: O söylemek üzere olduğum şeydi. Meselelerin özünü kavrayacak kadar yaşlanma sürecini durduran veya aslında yaşlanma sürecini tersine çeviren, birinin çalışması için derin seviyede yerleştirileceğini düşündüğü şeydir.
Dr. Chopra: Hayır, o aynı mekanizmadır. Sadece bazı şeylerin daha kolay, bazı şeylerin daha zor olduğuna inanmamız bize aşılanmış. Neticelere her zaman beklentiler karar verir!
Veronica: Siz bedenlerimizin de fiziksel ifadeye dönüştürülmüş deneyimler olduklarını, bir başka deyişle; bedenlerimizin düşünce sistemimizin içini dökmesi olduğunu söylediniz?
Dr. Chopra: Ve deneyimler. Bundan dolayı eğer endişeyi deneyimliyorsanız; vücudunuz adrenalin ve kortizon yapmakta, eğer sakinliği deneyimliyorsanız; vücudunuz diyezepam yapmaya başlar, eğer canlılık ve neşeyi deneyimliyorsanız; vücudunuz kanser karşıtı güçlü ilaçlar olan interlökinleri ve interferonları yapar. Bundan dolayı bedeniniz, deneyimlerinizi sürekli olarak moleküllere dönüştürmektedir.
Veronica: Ve dünya yorumumuzu veya deneyimimizi her an değiştirebiliriz.
Dr. Chopra: Bu doğru. Bir kişinin düşmanı, bir diğer kişinin en iyi arkadaşıdır. Benim en favori yiyeceğim sizin cildinize kaşıntı yapabilir, vesaire. Her deneyimimiz bize mahsustur, çünkü onun yorumunu derin düzeyde yapıyoruz.
Veronica: Siz hatta daha da ileri gidiyorsunuz ve kendinizi zamansız, ölümsüz bir varlık açısından gördüğünüzde; her hücrenin yeni bir varoluşun farkına vardığını ileri sürüyorsunuz.
Dr. Chopra: Çünkü, beden zekânın son ürünüdür ve zekânızın sizin realitenizi nasıl şekillendirdiği ise, vücudunuzun realitesini şekillendirecektir. Beden; düşüncelerin alanıdır, yorumlamalar alanıdır ve siz kendi kimliğinizin deneyimini ilahi bir varlığa dönüştürdüğünüzde beden, o ilahi realitenin fiziksel dışavurumunu ifade eder.
Veronica: Gerçek ölümsüzlüğün burada ve şu anda, bu yaşayan bedende deneyimlenebileceğini söyleyecek kadar ileri gidiyorsunuz. O, varlığın aşılamasını her düşündüğünüz ve yaptığınızın içerisine çizdiğinizde meydana gelir. Bu, zamansız zihin ve yaşsız bedenin deneyimidir.
Dr. Chopra: Evet.
Veronica: Coşkuyla yaşamak, bir rüyaya sahip olmak, bir yaşama nedeni ondan mı önemli, eğer o rüya sadece kendi neşeniz için olsa bile?
Dr. Chopra: Benim düşünceme göre; bir arzuya sahip olmak, bir rüyaya sahip olmak, hayatta bir amacının olması, çok önemli bir tamamlayıcıdır. Ve, o amaca üç tane tamamlayıcı vardır: Bir tanesi sizin gerçekten ne olduğunuzu bulmanız, Tanrıyı keşfetmek, ikincisi diğer insanlara hizmet etmek, çünkü biz onu yapmak için buradayız ve üçüncüsü de kendinize özgü yeteneklerinizi ifade etmenizdir. Kendinize özgü yeteneklerinizi ifade ederken zamanın izini kaybedersiniz.
http://www.intouchmag.com/chopra.html ’den çevrilmiştir.)
Röportaj: Veronica M.Hay (‘Rüyada Herşeyi Yapabilirsiniz’ E-Kitabının Yazarı)
Çeviren: Esin Tezer
Hayatınızı kolaylaştıracak, güçlü hissetmenizi sağlayacak 15 psikolojik yöntem
Zor durumlarla başa çıkmak için psikoloji biliminin enteresan tespitlerine kulak verin.
1. Bir grup insan aynı anda güldüğünde, içgüdüsel olarak hemen, o grup içinde en yakın hissettiğiniz (ya da yakın olmak istediğiniz) kişiye bakarsınız.
2. Stresli ya da gergin olmanıza sebep olan bir şey yaparken sakız çiğneyin veya yemek yiyin. İlkel beyin, yemek yediğiniz için tehlikede olamayacağınıza karar verir ve gerginliğiniz otomatik olarak azalır.
bama Hayatınızı kolaylaştıracak Hayatınızı kolaylaştıracak, 15 psikolojik hile obama
3. Birisi size kızarken sakin kalırsanız, karşınızdaki muhtemelen daha çok sinirlenir ama daha sonra muhakkak kendini suçlar.
4. Stresin ve gerginliğin neden olduğu nefes darlığı, kalbin hızlanması gibi fiziksel etkiler, neşe ve heyecanın sebep olduğu belirtilerle aynıdır. Eğer stresli durumu yeniden tanımlamayı denerseniz, stresinizi neşeli bir heyecana çevirmeniz mümkün.
5. Duygusal tepkiler, duyguları tetikler. Mesela, mutlu hissetmek istediğinizde, hiç gülümseyecekmiş gibi hissetmeseniz bile, gülümseyin. Bir süre gülümsediğinizde, gülmenize neden olacak bir şey varmışcasına neşelenebilirsiniz!
6. Bir şey söyleyeceğiniz zaman söze “bence” ya da “ inanıyorum ki” diyerek başlamayın. Söylediğiniz şeyin sizin fikriniz olduğu zaten ortadadır, “bence” dediğiniz zaman özgüven eksikliği ifadesi yaratmış olursunuz.
7. Bir görüşme yapacağınız zaman, görüştüğünüz kişileri eski dostlarınızla birlikte hayal edin. Bulunduğunuz durumu nasıl algılayacağınız sizin elinizde ve unutmayın; rahatlığınız bulaşıcı olacak!
8. Eğer birini gördüğünüzde gerçekten mutlu ya da heyecanlı görünüyorsanız, onlar da sizi gördüklerinde mutlu ve heyecanlı olacaklardır. Köpekler bu hileyi her zaman yaparlar!
9. Büyük bir iyiliği reddetmiş olan insanlar, daha sonra daha küçük bir iyiliği onaylamak durumunda hissederler. %50 indirime hayır demiş birisini daha sonra %30 indirime ikna etmeniz daha olası!
10. Diyelim ki birine bir soru sordunuz ve eksik, kaçamak bir cevap aldınız. Göz kontağını sürdürün ve sessiz kalın. Karşınızdaki verdiği cevabın yetersiz olduğunu varsayıp konuşmaya devam edecektir.
11. Birçok insan zeka ve özgüven arasındaki farkı anlayamaz. Eğer ne yaptığınızı bildiğinizden gayet emin görünürseniz insanlar zeki olduğunuzu düşünecek ve etrafınızda toplanacaklardır!
12. Müşteri hizmetlerinde çalışıyorsanız, oturduğunuz yerin arkasına bir ayna koyun. Sizinle konuşmaya gelen insanlar aynada kendilerini gördükleri için size daha nazik davranacaklardır. Kimse kendini aptalca konuşurken görmek istemez.
13. Eğer bir grup toplantısındaysanız ve ortamda sizi azarlayacağını düşündüğünüz biri varsa, onun yanına oturun. İçgüdüsel olarak size saldırmak için güvenli bir mesafede olmadığını hissedeceğinden tavırları biraz yumuşayacaktır.
14. Biriyle ilk kez dışarı çıktığınızda, onu heyecan verici bir yere götürün. Mekanın heyecanıyla sizi aynı yere koyacaktır, ilk izlenim için güzel bir katkı!
15. Biriyle konuşurken onun göz rengini fark etmeye çalışın. Göz kontağını sağladığınızda insanlar sizden daha çok hoşlanacaktır. Kaynak: HT Hayat
ayçan berkerin sayfasından alınmıştır
Varsın çorbanın tuzu az gelmiş olsun.
Varsın pilav birazcık lapa olmuş olsun.
Varsın en sevmediğiniz yemek, kereviz olsun masada.
Sofranızda sevgi var mı, ondan haber verin ..
Tadına var akşamının…
Gece evinde, dostların olsun.
Sohbet mezen, kahkahan içkin olsun…
Arkadaşım, hayat bu. Daha ne olsun?
Ama en önce ve illa ki sağlık olsun!
Can Yücel
Çok uzun bir aradan sonra yeğenlerimle dün bir araya geldik. Sarıldık, koklaştık, arayı kapattık. Sonra onlara reiki yaptım, reiki yaparken bol bol öptüm sarıldım. Doyamadan da ayrılık vakti geldi…
Ama düne dair beni hatırladıkça hala güldüren büyük yeğenim Jef’in yaptığı espri oldu…
Sen küçükken şifa enerjisi kazanına mı düştü dedi? (asteriks okuyanlar buna daha çok gülecek)
Ben gül gül dur eeee sizle paylaşmadan edemedim tabi…
Duyduk duymadık demeyin ben küçükken şifa enerjisi kazanına düştüm :))) O yüzden şifacılık yapmayacağım da ne yapacağım… Di mi ama ???
Sağlıcakla,
Anette İnselberg
Limon temizleyici görevi görür ve kan dolaşımındaki toksik maddeler ile yağların uzaklaştırılmasını kolaylaştırır.
Kolesterol kendini arter duvarlarına yapıştıran bir tür yağ olup insanların sağlığını büyük riske sokmaktadır. Vücut düzgün çalışmak için belli bir miktar kolesterole ihtiyaç duyar; ancak kötü kolesterolün fazlası kişinin başta kalp hastalığı ve felç olmak üzere kalp damar sistemi rahatsızlıklarına yakalanma riskini arttırır.
Kolesterol seviyelerinin kontrolü ağırlıklı olarak ne tür besinler tükettiğimize bağlıdır. Sebze, meyve, tahıl ve su yönünden zengin bir beslenme kötü kolesterol kalıntılarının azalmasına yardımcı olur ve daha şiddetli sağlık sorunlarına yakalanma riskini azaltır. Bu sebeple yüksek kolesterollü ve arterlerde yağ birikmesine sebep olan yiyecekleri beslenmeden çıkarmak gerekmektedir.
İyi beslenme alışkanlıkları edinmenin yanı sıra, kolesterol kalıntılarının temizlenmesini ve kan dolaşımında bulunan yağ ve toksik maddelerin atılmasını kolaylaştıran birtakım doğal tedaviler de mevcuttur. Aşağıda sizlerle arterleri temizlemeye yardımcı olan ve dolaşıma iyi gelen harika bir sarımsak ve limon tedavisi paylaşacağız.
Günümüzde yüksek kolesterol seviyelerini aşağı çeken ve kontrol altına alan birçok farklı ilaç çeşidi bulunmasına rağmen, birçok uzman bu problemi kontrol altına almak üzere doğal tedavilerin kullanılmasından yana. İlaçların birçok yan etkisi bulunurken doğal tedaviler yan etkisiz ve pek çok fayda sağlıyor.
Bu yazımızdaki arterleri temizlemek ve kolesterol seviyelerini aşağı çekmek için doğal tedavi sarımsak ve limondan yapılmış bir kür. Bu kürün içinde sağlığınızı etkileyebilecek tüm atık ürünlerin uzaklaştırılmasını teşvik eden önemli besin maddeleri bulunuyor.
Sarımsak kullanabileceğimiz en iyi doğal antibiyotiktir. Bu gıda yiyeceklerimize tat katmanın yanı sıra sağlığımız için faydalı birçok önemli besin maddesi içermesiyle eski zamanlardan beri beslenmemizin bir parçası haline gelmiştir.
Hindistan ve dünyanın diğer ülkelerinde yapılan çalışmalarda, sarımsak tüketiminin damar sertliği ve hipertansiyona yakalanma riskini azalttığı tespit edilmiş ve sarımsağın kalp sağlığı için diğer birçok faydası olduğu bulunmuştur:
Limon içeriğindeki besin maddeleri sayesinde birçok hastalığı önleyen ve tedavi eden son derece şifalı bir gıdadır. Limon yüksek C vitamini içeriğinin yanı sıra B-kompleks vitaminleri, E vitamini ve potasyum, magnezyum, kalsiyum, fosfor, bakır, çinko ve manganez gibi birçok mineral ve antioksidan içerir.
Kolesterol ve arter sağlığı konusunda, limon detoks işlevi görerek kan dolaşımında bulunan yağ ve toksik maddelerin atılmasını teşvik eder. Sitrik asit damarlarda bulunan yağları oksitleyip ortamdan uzaklaştırarak arter duvarlarına yapışıp bir tıkanıklık yaratmalarını önler.
Bu sarımsak ve limon kürü geçtiğimiz yıllarda dünyada oldukça popüler hale gelmiş ve kolesterol seviyesini düşürüp bağışıklığı güçlendirmenin etkili bir yolu olduğu kanıtlanmıştır.
Malzemeler
Hazırlanışı
Önce sarımsağı temizleyip ince ince doğramalısınız. Ardından limonu dilim dilim kesip sarımsakla birlikte bir kasenin içinde karıştırın. Ilık suyu sarımsak ve limon karışımının üstüne dökün ve tüm malzemeler sıvılaşana kadar iyice blenderden geçirin. Hazır olduğunda karışımı cam kavanozların içine dökün ve buzdolabının içinde 3 gün kadar bekletin. Üç günün sonunda, süzüp kullanmaya başlayabilirsiniz.
Miktar
Bu kürden günde üç defa, her öğünden önce 50 ml kadar içmek idealdir. Ancak, her öğünden önce yalnızca 1 veya 2 kaşık içerek yavaş yavaş başlamanız önerilir.
Bu kürü arka arkaya 40 gün tüketerek detoksu yılda bir defa yapın.
kaynak: sağlığa bir adım
Adam, ormanda dolaşırken, çalıların arasında bir tilki görmüş. Ama bu tilkinin dört ayağı da sakatmış. Adam, bu tilki böyle nasıl yaşıyor, merak etmiş. İzlemeye başlamış.
Birden çalıların arasından ağzında bir tavukla bir aslan çıkmış gelmiş. Aslan tavuğun yarısını tilkiye vermiş, diğer yarısını kendi yemiş ve çekip gitmiş.
Adam bu mucize karşısında donmuş kalmış. “Allah’ım” demiş, “Sen kullarını nasıl koruyup kolluyorsun. Ben de sana teslim oluyor ve kendimi sana bırakıyorum.” Ve gitmiş bir ağacın altına oturmuş, beklemeye başlamış.
Bir gün geçmiş, iki gün geçmiş hiçbir şey olmamış. Adam açlıktan ölecek. Ellerini açmış, göğe seslenmiş
“Allahım beni görmüyor musun?”
Gökten bir ses gelmiş: “Görüyorum da şaşırıyorum, neden sakat tilkiyi taklit ettin de, o yiğit aslanı taklit etmedin?”
Sık sık kendinize bakın. Kimi oynuyorsunuz, tilkiyi mi, aslanı mı?
Ne zaman birilerinden bir şeyler bekliyorsanız bilin ki siz topal tilkisiniz. Bırakın bu rolü, siz yiğit aslan olun.
Çok çalıştınız, az uyudunuz ve üzerinizde bir baskı mı hissediyorsunuz? Herhangi bir masajına gitmeden rahatlayabileceğiniz bir çok yol var. Tek ihtiyacınız olan bir çift ciğer, nefesiniz ve 10 dakika gibi bir süre.
Herkes kendi tercih ettiği şekilde yaşar Ama siz yine de bu hayat derslerine bir göz atın Belki de kötü giden hayatınızı iyiye çevirebilecek bir ipucu vardır
* İyice tanımadan hiçbir insana bağlanma
* Bitmemiş ilişkilerin üzerine ilişki kurma, acı çeken sen olursun
* İyice soruşturup diğer insanların da haklı olabileceğini düşün
* Seni takmayanı sen de takma, konuşmayanla asla konuşma
* Güvenmediğin biriyle asla flört etme
* Yalanını yakaladığın kişinin düzelebileceğini düşünme
* İnsanlara doğru değer ver, haketmeyenleri sil
* Kimseye yalvarma
* Asla dönüp de arkana bakma
* Sır tutmasını bil
* Dostlarının yeri ayrı, sevgilinin yeri ayrı Sevgilin için dostlarını, dostların için sevgini satma
* Hakettiğin sevgiyi alamadın mı? Kendini üzme, sorun sen değilsin
* Kimsenin lafıyla dolduruşa gelme, ama aklının bir köşesinde de tut
* Bir ilişkiyi kafanda bitirdikten sonra iki çift tatlı söz,
iki damla gözyaşı için asla yumuşama
* Seni sevenlerle kullananları iyi ayırt et
* Seni dinleyip anlamaya niyeti olmayanlarla tartışma
* Emrivaki oluşturulan dostlukları kabul etme
* Eğer verdiğin o kişide kalmıyorsa ikinci bir sır şansı verme
* Dostun olacak insanları bazı kriterlere göre belirle
* Kendini öven insanlardan kaç
* Karşındakinin doğruyu söylediğini varsayma
* Kendine saygını yitirmene neden olacak hiçbir şey yapma
* Sorunun olduğunda insanlar zaman ayırıp seni dinliyorlarsa onların öğütlerini gözardı etme
* Göz göre göre su birikintilerine taş atma, mutlaka üzerine sıçrar
* Gözyaşlarının değerini bil Onları haketmeyenler için harcama
* Sana bahşedilen zekayı kullanmayarak Allah’a hakaret etme!
* Senin zekana inanan insanları hayal kırıklığına uğratma
* Kendini sev
* Alkol alınca kontrolünü yitirenlerle asla tartışma
* Dışarıdaki güneşe bakıp gülümse ve önünde koskocaman bir gelecek olduğunu unutma
* Dostluğunla yetinmeyenler için hiçbir fedakârlık yapma
* İnsanları kaybediyorsun diye ağlayıp sızlama, ama kazandığın insanların değerini bil
* Kimseye taşıyabileceğinden fazla değer verip bununla övünmesine fırsat verme
* Güvenmediğin kimseye aleyhine kullanılabilecek hiçbir koz verme
* İstediğini almak için asla duygu sömürüsü yapma
* Sana duyulan sevgiyi ve güveni istismar etme