AHUDUDU

11393058_458802617619689_8284190792830552276_n[1]

Doğada kendiliğinden yetişen ahududu meyvesi; duta benzer. Kırmızı renkli, sulu ve güzel kokuludur. Meyveleri toplanıp, kurutulup Reçel, şurup ve likör yapımında kullanılır.

Bilinen Bileşimi : Protein, karbonhidrat, selüloz, provitamin A, vitamin C, elma ve limon asidi, sepi maddeler, eterik yağ, vitamin P, kalsiyum, mağnezyum, fosfor, demir, mangan ve bakır bileşimi asidler, pürinli maddeler, reletin.

FAYDALARI:
Tansiyonu düşürür.

Kanı temizler, vücutta biriken zehirli maddelerin atılmasını sağlar.

Yapraklarının usaresi (özü) terletir ve idrar söktürür.

Bağırsakların çalışmasını düzene sokar. Kabızlığı giderir.

Ateşi düşürür. Vücuda dinçlik verir.

Suyu: Böbrek ve safra kesesi taşlarına, nikriz hastalığına çok faydalıdır.

Boğaz, Bademcik ve göz iltihaplarında kullanılır.

Göz iltihaplanmalarında suyuyla pansuman yapıldığında şifa verir.
(alıntıdır

Bitki Alemi kategorisinde yayınlandı. Leave a Comment »

KENDİMİ VE İLİŞKİLERİMİ ŞİFALANDIRIYORUM..

10420192_10152514613623404_3296585862540366195_n[1]

İlişkilerimde Dengeyi bulmak için kendimi , enerjimi, davranışlarımı, düşüncelerimi sevgiyle şifalandırmaya niyet ediyorum.

 

Aklıma, Ruhuma takıntı yaparak beni huzursuz ve mutsuz eden tüm unsurları tek tek tespit ediyor ve öncelikle bu duyguları sevgiyle kabul ediyor ve sonrasında ise her duygunun anlamsızlığını ve bende yaşattığı olumsuz duygulardan dolayı artık üzerimde olmaması ve benimle kalmamasına karar vererek kendimden serbest bırakıyor ve gitmesine izin veriyorum.  En yüksek farkındalıkla bu duyguları takip ederek yerini beni mutlu eden düşüncelerle dolduruyorum.

 

Hayatın içinde kendi Tekamül Yolumda Sevgiyle, Neşeyle, Farkındalıkla, Güç ile, Kontrol ile, Yaratıcılığım ve Bereketimle ilerlemeyi AŞK Olmayı ve hayata dair tüm AŞK’ları yaşamaya niyet ediyorum.

 

Kendimi daima güvende hissediyor, başarılı olmaya niyet ediyor ve kendimi, enerjimi, yapabileceklerimi, Gücümü  Hatırlamayı seçiyor ve Yaşadığım her AN’dan keyif almaya niyet ediyor ve onaylıyorum.

 

Bugün ve Hergün bana gelen ve geliyor Olan tüm pozitif Enerjiye ve Değişime sevgiyle kucak açıyor ve yaşadığım her şeyin benim ve bütünün en yüksek hayrına Olduğunu biliyor ve sevgiyle niyet ederek her daim şükrediyorum.

 

Yüksek Enerjimle Ruhumu ve Bedenimi Her şekilde şifalandırmaya hazırım ve bunu her zaman uygulamaya niyet ediyor ve benim, bütünün en yüksek hayrına uyguluyorum.

 

Ben var Olan her şeyin en iyisine layığım ve fazlasıyla hak ediyorum.  Kendimi hak ettiğim gibi şifalandırdıktan sonra Dengeli ve Şifalı Işığımı ilişkide ve iletişimde bulunduğum insanlara yansıtıyor ve onlarla birlikte Denge’de ve IŞIK Olmaya niyet ediyorum.

 

Benim Değerimin farkında olan, Benim de onun farkında Olduğum, Bende var olan tüm pozitif duygu ve düşüncelerime denk gelen aynı titreşimde bir ilişki yaşamaya niyet ediyor ve bu kişiyi de hayatıma sevgiyle davet ediyorum.  Biliyorum ki ben ne yansıtırsam ya da hayatımda öğrenmem gereken ne varsa onu seçer ve onu yaşarım. Bunu da her zaman sevgiyle kabul ediyor ve bana kendimi şifalandırma gücü veren farkındalığımın farkına varmamı sağlayan tüm özellikleri bana sunan Yüce Yaradanıma Şükrediyorum.

 

Ve de öyle Oldu Çok Şükür..

 

Alev Cedimağar

Şifa ve Yaşam Terapisti.

 

BOZCAADA’NIN RÜZGARI

Bozcaada’ya ilk olarak yelken yarışı sırasında uğramış, üzümlerinden bol bol yemiş ve harika bir kahvaltı sonrası adadan ayrılmak zorunda kalmıştım. Daha sonra adanın yerlisi ressam Cemil Onay eşiyle beni davet etmiş, ben de bu fırsatın üstüne “hoooppp” diye atlamış, birkaç gün adanın tadını çıkarmış ve gezme noktalarını öğrenmiştim. Ama benim için en iz bırakıcı olan arkadaşlarımla beraber gittiğim üçüncü seferim oldu. Bir de adayı biliyorum beni takip eden diyen lider havam çok da hoşuma gitti.

a-7

Feribottan iner inmez köşede birkaç yüzyıllık çınar ağacının altında kurulmuş olan Çınaraltı Cafe’de soluklandık. Ben adaçayı arkadaşlar da çınar yaprağının üstüne konmuş sakızlı türk kahvelerini yudumlarken ben gidilecek plajları ve gün batımı programını ilan ediyordum bile.

a-10

Kahveler bitince Adabacchus hotele doğru yollandık. Şunu söylemeliyim ki otele bayıldım. Her odanın yanındaki küçük balkonu, yeşiller içindeki bahçesi, köpekleri ve güler yüzlü çalışanlarıyla benden tam puan aldılar. Otelde üstümüzü değiştirip plaj keşfimize başladık. Öncelikle çok turistik olan Ayazma plajına gittik. Allah’ım o kum, o denizin rengi ne güzel. Suyun soğuk olması beni sadece seyirci yapacak olsa da kahraman arkadaşlarım denize girmeyi başardılar. Onları bir kez daha gönülden tebrik ediyorum. Suya girip acıkanlarla beraber Faik’in Yeri’ne doğru yollandık. Deniz ürünleri yeme canavarı olan ben masamıza gelen kalamar, karides, midye ve benzeri her şeyi dakikasına süpürüp masanın oburu ilan edildim.

a-8

Denizin ve yemeğin tadını çıkardıktan sonra hemen yandaki Habbale plajına geçtik. Burası daha sakin ve kafa dinlemeye elverişli olduğundan ben günlük tai-chi ve meditasyon egzersizlerimi tamamlarken, arkadaşlar da getirdikleri kitaplarını keyifle okumaya başladılar. Tabi biz yerimizde durur muyuz, sakinlik bizim neyimize. Yanında şnorkellerini getirenler “hadi akvaryum plajına” diye tutturunca yeniden yola koyuluverdik. Benim bu suya girmem imkansız olduğundan (soğuk olmasından dolayı) giren arkadaşlara bir kez daha hayranlıkla baktım. Denizin altındaki zenginlikten bir hayli keyif alan arkadaşlarsa sudan çıkmak bilmediler. Neyse sonunda yorulup acıktılar da akşam için otelimize döndük.

a-6

Akşam methini duyduğumuz Battı Balık meyhanesine gittik. Ahtapot beğendi, levrek marin, asma yaprağına sarılmış sardalye derken ben girit ezmesine bayıldım. Tarifi aldım ama daha yapmak kısmet olmadı. Sakızlı kahvelerimizi içip otelin yolunu tutuk. Sabah Adabacchus otelin meşhur kahvaltısıyla güne başladık, arkasından merkeze inip Çiçek pastanesinde karadut ve sakızlı dondurma yedik. İsteyen ise sakızlı muhallebi yedi (güneye inince sakızlı şey yemeyeni dövüyorlar gibi bir durum oluyor). Sonra da daracık sokaklarda gezinmeye başladık. Sanat galerileri, takıcılar, incik boncukçular, çiçeklerle bezenmiş evler, kapı eşiklerindeki teyzelerle sohbet derken günü yarıladık. Çınaraltı Cake’nin solunda Ada Cafe’de ahtapot mücver yiyip, yanında da adaya özgü eşsiz bir lezzet olan gelincik şurubunu yudumladıktan sonra yan yana dizili sokak tezgahlarına yollandık. Bir üzüm canavarı olarak sandıktan taşan üzümlerden bayağı bir aldım.

a-11

Arkadaşlar adaya özgü domates reçeli, kekik ve kekik balı aldılar. El yapımı ürünler, buzdolabı süsleri, doğal taşlar, çantalar satan tezgahlarda keyifle gezindik. Sonra da adanın simgesi haline gelmiş kaleyi gezmeye gittik. Kale dışardan inanılmaz heybetli ve her açıdan fotoğraf çekmek istiyorsunuz ama içi bomboş. Çabucak dışarı çıkıp o heybete kavuşmayı tercih ettik. Sırada adanın manastırına gitme vakti geldiğinden arabalara atlayıp yola düştük. Aslında adada bisiklet de kiralanıyor ama hem bacak kaslarımıza güvenemediğimizden, hem ada çok inişli çıkışlı olduğundan arabayı tercih ettik.

a-3

Ayazma Manastırı 8 yaşlı çınar ağacıyla süslenmiş büyük bir bahçenin içinde ve de alt kısmında küçük bir dilek mağarası var. Ben hemen küçük mağaraya koştum. Mağarada taşlardan yapılmış ev ve araba dilekleri bayağı fazlaydı. Ben de dileklerimi dileyip, püfür püfür eden bahçeye çıktım.

a-4

Ada boğaz çıkışında olduğundan her daim ve her yerde estiğinden insana başta bir fenalık gelse de bir süre sonra alışıyor. Buradan da gün batımını izlemek için rüzgar güllerinin oraya gidiyoruz. Minibüslerle akın akın turistlerin geldiği tepede kendimize dizilecek bir yer bulup yerleşiyoruz. Biraz erken geldiğimizden bekliyoruz ama kalabalık bizi eğlendiriyor. Köpekleriyle gelen, şarabını içen, çikolatasını kemiren bi sürü insanla beraberiz. Güneş yavaş yavaş denize doğru alçalmaya başlıyor ve gök kırmızı, turuncu, sarı, laciver, mor bir renk cümbüşüne dönüşüyor. Hepimiz hayranlıkla seyrediyoruz.

a-2

Güneş iyice batıp biz gölge gibi gözükmeye başlayınca, bir sürü eğlenceli fotoğraf çekiyoruz. Arkasından yemek için marinaya iniyoruz ve rastgele seçtiğimiz bir balıkçıda hayatımda ilk defa yediğim dülger tava siparişi veriyoruz. Ben bu balığa bayıldım size de mutlaka tavsiye ederim. Lezzeti kalkanı andırıyor ama değil, derim ki yiyin yorumunuzu siz yapın. Ertesi gün oteldeki teyzenin güzel kahvaltısının ardından adadan ayrılmak üzere feribota doğru yollanıyoruz. Geldiğimizde oturduğumuz Çınaraltı’nda bir güle güle çayı içip, rüzgardan sersemlemiş ama adaya hayran kalmış bir şekilde ayrılıyoruz. Bakalım bu güzel adaya dördüncü gelişim ne zaman olacak diye düşünerek feribotta adanın kalesini seyre dalıyorum. Sağlıcakla..

anette profil

ANETTE INSELBERG

Çalakalem Gezilerim... kategorisinde yayınlandı. 1 Comment »

2 Haziran 2015, YAY Burcu’nda DOLUNAY; Eski Anlaşmalara Yeni Bakış Açıları…

gesso-yashimoto[1]

 

BU KEZ BUNU YAPMASAK İYİ OLUR!

Zira, bu kez yapacağımız düzenlemelerin, hayatarımıza uzun vadeli yansımaları olacaktır. Dar kapıdan bir kez geçmek, bazen bizi geniş görünen ama zorlu ve sıkıntılı yollardan koruyabilir…

BURÇ ve YÜKSELEN BURCA GÖRE yorumlara gelince;

KOÇ veya YÜKSELEN KOÇ: İnandıklarınızı hayata geçirebilmek için, davranışlarınıza çeki düzen verin! Eğer yaptıklarınız ile savunduklarınız arasında boşluklar ve tutarsızlıklar varsa, kimse sizi ciddiye almayacaktır. Lider olmak isteyen, önce örnek olmalıdır!  Kendine bir yol çizmek isteyen ise, kimsenin dediğiyle yaptığıyla uğraşmadan, niyetini ve tavrını açıkça ortaya koymalı ve uygulamalıdır. Özgüveni olmayan güven oluşturmaz ama eğer siz güvenilmez biriyseniz boşa atıp tutmanız kimseyi doyurmaz 😉

BOĞA veya YÜKSELEN BOĞA: Bu aralar yeni kaynak arayışı içindesiniz. Bunun öncelikle elinizdeki kaynakları nasıl kullanmanız ya da değerlendirmeniz gerektiğini düşünmenizde yarar var. Borçlanmaya niyetliyseniz, sakın ödeyemeyeceğiniz miktarlara el uzatmayın. Eğer eski borçlarınız varsa, mutlaka önce onları kapatın. İyi kullanmadığınız kaynaklar varsa mutlaka bunları değerlendirin. İhmal ettiğiniz işleri de mutlaka tamamlayın. Yoksa para, prestij ve değer kaybedebilirsiniz.

İKİZLER veya YÜKSELEN İKİZLER: Bu aralar beraberlikleriniz, yol arkadaşlıklarınız ve anlaşmalarınıza dair sıkıntılarınız, gündeminizin tam orta yerinde oturmakta… Siz yeni ilişkiler, yeni fırsatlar, yeni kontratlar peşindesiniz. Ama yenilere girmeden elinizdekilerin sorunlarını çözmekle yükümlüsünüz. Şayet cepte kalan kayda değer bir şey yoksa, o zaman geçmişte yaptığınız seçimler ya da benimsediğiniz tutumların neye yol açtığını gözden geçirmeli, ”Ben Nerde Yanlış Yaptım?” diye kaçamağa yatmadan kendinize sormalısınız 😉

YENGEÇ veya YÜKSELEN YENGEÇ: Bu aralar, bir kefede yeni başlamanız gereken işler ve el atmanız gereken sorumluluklar, ya da bir gayret gösterip başlatmanız gereken arayışlar var… Öbür kefede ise bitirilmesi gerekenler, ya da bitmiş gitmiş ve sizi belirsizlikte bırakmış olanlar hakkındaki kaygılarınız! Yapılacak çok şey var da, yapacak adam yok :))) ”İsteksizim, keyifsizim, umutsuzum, mızmızım, vızvızım, çaresizim korkuyorum, kaçıyorum, erteliyorum…” İyi de anacım nereye kadar?  Sizi bitiren hep bu ayak sürümeler değil mi?

ASLAN veya YÜKSELEN ASLAN: Aslan’ların yeni heyecanlar, yeni aşklar, hoş proceler, taze başlangıçlar konusunda bir coşkusu var bu aralar. Ama önünüze çıkan fırsatlardaki ”geçmişi çağrıştıran” unsurlara biraz dikkat etseniz çok iyi olur. Aynı çevrelere ve insanlara takılıp kalmak, ya da yeni başlangıçlarda aynı davranış biçimlerinin tekrarlamak, sizi pek de ileri götürmeyebilir… Çocuklarınızla ilgili kaygılarınızı da gözden geçirin. Kendi korkularınızı onlara aktarmayın ve sizinle ilgili yapılmış hataları onlarda devam ettirmeyin 😉

BAŞAK ve/veya YÜKSELEN BAŞAK: Bu aralar yerine getirmeniz gereken sorumluluklar var… Ama bu sorumluluklar için paslaşmanız veya yanyana yürümeniz gereken kişilere, ya da size akıl vermesini beklediğiniz insanlara tam olarak güvenemiyorsunuz. Bu durum sizi üzerinize bastığınız zemin hakkında da kuşkulu hale getiriyor. Zemininiz sağlam olsun istiyorsanız, inisiyatif almaktan çekinmeyin. Ama inisiyatif alırken de sınırları koruyun. Net olun, beklentilerinizi tanımlayın ve netlik talep edin. Yoksa yine altına girdiğiniz sorumluluklardan bunalan, yine kimseye yaranamayan ve kendinden de hoşnut olmayan siz olacaksınız 😉

TERAZİ veya YÜKSELEN TERAZİ: Bu aralar yeni çevrelere girmeyi, yeni iletişimler kurmayı, yeni adımlar atmayı çok arzu ediyorsunuz. Ama sizi geriye çeken eski planlar, eski inanışlar, eski düşünce kalıpları, eski güvenlik limanları var… Önce buralarla bağlarınızı çözün, sonra yeni bağlar kurun! Zira varmak istediği limanı olmayanın gidecek yolu da olmaz…  Atacağınız adımlarda amacınızın ne olduğunu kendinize tekrar tekrar sorun. Boşluk ve belirsizlik yaşamak istemiyorsanız, amacınıza hizmet eden ve kendi içinde bütünlük oluşturan adımlar atın.

AKREP ve/veya YÜKSELEN AKREP: Yeni kazanç kapıları, yeni iş başlangıçları, değerinizi ve saygınlığınızı pekiştirecek kazanımlar var aklınızda… Ama biliyorsunuz ki, sağlam alışverişler, sürdürülebilir olmalıdır… Kendinize ve karşınızdakilere devam edebilmek konusunda güveniyorsanız, buyrun tükkan sizin 🙂 Ama sırf kendinizi iyi hissetmek için karşılığını veremeyeceğiniz şeyleri almayın. Ya da ödeme biçimine güvenmediğiniz kişilerle iş yaparken dikkatli olun. Zira bitirmeyi bilmeyenle, başlangıç mümkün değildir.

YAY veya YÜKSELEN YAY: Kendinize vakit ayırmayı, kendiniz için bir şey yapmayı, ya da size kendinizi İYİ hissettirecek birileriyle birlikte olmayı istiyorsunuz. Ama ya sorumluluklarınız, yürüyen ilişkileriniz ve var olan anlaşmalarınız buna uygun değil… Ya da ilişkiler ve anlaşmalara bakış açınızda sizi mutsuz eden bir şey var! Çok beklentili olmak da, çok beklenti yaratmak da insanı bir yere çıkartmaz. İnsanların gözünde büyük görünmek bizi büyütmez. Göze büyük görünen birilerinin desteğini ya da onayını almak da öyle… İnsanlar gider, zeminler kayar… Bize güven veren tek zemin, özümüze yakışanı yapmaktır.

OĞLAK ve/veya YÜKSELEN OĞLAK: Ertelenmiş, sarkmış, unutulmuş, bozulmuş, aykırı gitmiş filan ne varsa, bu ara sizde :))) Bitirilecekleri bitirmek, unutulmuşları hatırlamak, dağılmışları toplamakla yükümlüsünüz. Oğlak için ot yolma zamanı! Aslına bakarsanız kendinizi geri çekesiniz var, var da.. Geri çekmeyle çözümlenecek bir durum yok. Sağlık, iş, hayat düzeni gibi konularda ihmal ettiğiniz herşeyi önünüze koyun ve çözüm getirin. Yoksa hayatınızdaki karmaşa daha da büyüyecek ve siz kiminle, hangi yöne, ne kadar daha gideceğiniz konusunda maddi/manevi sıkıntıya gireceksiniz.

KOVA veya YÜKSELEN KOVA: Yetenekler torbanızı karıştırıp bakma zamanı! Ne yapsanız değerli olacağınızı, para kazanmak ya da kendinizi iyi ve yararlı hissetmek ne yapacağınızı bilemediğiniz bir dönemde misiniz? İşte size fırsat! Aklınızda ampuller yakan gelişmeler olacak :))) Ama  bu gelişmeler, fırsatlar, teklifler konusunda adım atabilmek için, sizin paslanmış kaslarınızı harekete geçirmeniz, cesaretinizi toplamanız, ve en önemlisi yeni girişimlere eski bakış açılarıyla girmemeniz lazım. İnsanlar sizi keşfetsin istiyorsanız önce siz kendinizi keşfetmeye cesaret edin 😉

BALIK veya YÜKSELEN BALIK: Ev alıp satmak ya da taşımak, aile kurmak ya da aile yapınız ve özel hayatınızdaki değişime uğraması gereken konuları ele almak, bu ara gündeminizin ana maddesi. Ama bunun için inisiyatif almanız lazım ve kendi içinizdeki belirsizlikten kurtulmanız şart. Yeni sorumluluklarınız, görevleriniz, atanacağınız yeni konumlar olabilir. Ama bunlara açık olmak için siz geri çeken bağları, alışkanlıklarınızı, aidiyet hissettiğiniz yer ve insanlara ilişkin tavrınızı elden geçirmeniz gerekecek. Sallanmayın anacım 🙂

kaynak: juno yıldız gözlemcisi

juno astroloji

Yok Remzi, Ben Seni Yine Arkadaş Gibi Görüyorum…

10441148_10153352148542486_7503659066736224540_n[1]

GÜLMEKTEN ÖLDÜM OKUYUN KESİN…Kadınlar ve Burçları…

kova-burcu-kadini-11[1]

 

Sevgili kadınlar hayatınız boyunca iki kelime etmek istemediğiniz bazı hem cinslerinizle mucizevi bir soru sayesinde saatlerce konuşabilirsiniz. “Burcun Ne???” Kadınlar birbirine bu sihirli kelimeyi söylediği anda o sohbet akmaz, adeta çağlar…

Bugün sizlere (özellikle erkeklere) kadınların burçları hakkında bazı hayati bilgiler vericem. Sonra da çıkarın kalem, kağıtlarınızı sözlü yapıcam.

Koç: Çok bilirler, yok yok tam olmadı, herşeyi onlar bilirler.”Yardımcı olur musun”cümlesi koçun yazılımında yoktur. Koç kadını Survivor Taner gibi her maceraya tek başına dalar. Baskın karakterlidir, erkeğe sözünü geçirmek ister ama sözünü geçirdiği erkeğe de saygı duymaz. Uzaklara gitmek ister, gitti mi de fazla açılmışız diye dönmek ister. İnsanın; -Ablacım ne istiyosun Allahınsen, diyesi gelir koça. Dedikodu yapamaz, kopya çekemez, hız limiti 75 se 60 la gider, kurallara bağlıdır, yalana ve disiplinsizliğe toleransı sıfırdır, bir de söz verip yapmadınız mı terlikle kovalar vallahi. Spiritüel aleme meraklıdır, gönül rahatlığıyla yanlarında ruh çağırıbilirsiniz, içlerinde bir tavernacı yaşar, sabaha kadar birlikte eğlenebilirsiniz.

Boğa: Vee karşınızda aforizma tanrıçası, dolaylı anlatım kraliçesi boğa. Ya arkadaş bir kere de doğrudan seni seviyorum, sana çok bozuğum filan desene, varsa yoksa alıntı. Boğa kadınına; “Hayatım nereye gidiyosun?” diye sorsanız. -Nereye gideceğini bilen için tüm dünya kenara çekilir. diye cevap verir. Yahu eltime gidiyorum desene, net olsana gözünü sevdiğim. Duygusal anlamda kendini net ifade edemese de, iş hayatında ne istediğini bilen ender burçlardandır boğa. Kafasına koyduğu herşeyi yapar, yeter ki istesin ama aşık oldu mu bütün planları şaşar, hemen ev terliklerini, alt aşortmanını giyip dolma sarmaya başlar. Fakaaat, verdiği değeri sizden göremiyorsa Uçan Adam Sabri gibi Alllaaaah diye kaçın, çünkü tersi boktur caarrt diye bırakır sizi.

İkizler: İki değil 10 kadın yaşar içinde, en tekinsiz burçtur, gülüp eğlenirken Medyum Memiş gibi zumzuğu ağzınıza çakabilir. Gönlünü hoş tutan erkekleri bünyesi reddeder, onu kanırtan, sinir hastası eden adamlara aşık olur. Konuşkan ve eğlencelidir, seyahate bayılır. İkizler kadınıyla yemeğe giderseniz 3 saatten önce yemeğinizin gelmemesi garantidir. -Tavuk var mı var, -makarna var mı var -ben lüfer aliym o zaman, diye sipariş verir. Bir mekanda bir yemek geri gönderiliyorsa arkasındaki kadın muhakkak ikizler burcudur. Yaşını göstermeyen narin ve zarif bir yapıları vardır, en geç yaşlanan burç ikizlerdir. Herkese şarladıkları, içlerinde bişey tutmadıkları için yaşlanmamaları doğaldır. Ohh iyi yapıyolar valla biz tuttuk da noolduu ayynen devam.

Yengeç: Güçlü görünmeye çalışıp bunu başaramayan tek burçtur. Bir yengeçle sohbet ederken bir şeylerin ılık ılık aktığını hissedersiniz, evet evet akan beyninizdir. İlişkiler hakkında hiç durmadan 72 saat konuşabilirler. Sizi asla dinlemeyip, en iyi dinliyo taklidi yapan burçtur. Siz ne anlatırsanız anlatın kafasında tavşanlar zıplar. Kazara arayıp, yarın dünyanın sonu geliyomuş deseniz, demek o yüzden benden ayrıldı yoksa bana hayatta kıyamaz olur yorumu. Yengeç için kainattaki herşey kendisi ve sevgilisi ile ilgilidir. Tam bir sabah insanıdır yengeç, sabah 5 de bile kalksa mutlu ve neşeli uyanır. Samimi ve komiktir, insan 1 gün bile görmezse özler yengeci, duygusallığını zekası ve fırlamalığıyla kapatır. Çok eleştiriye ve ihmal edilmeye gelemez aman.

Aslan: Mor dağların prensesi gibi salınır etrafta. Göz süze süze ağzını büze büze konuşur. Lükse şaşaaya düşkündür, mümkün olsa totosunu dolarla avroyla siler. Arkadaşlarını aşırı sahiplenir, mazallah arkadaşının sevgilisini bir kızla görse, yemez içmez; “hayırdırrr canımm!” mesajıyla yetiştirir hemen. Pozitif bilimlerden hazzetmez, hangi bölümü bitirirse bitirsin, hep yanlış bölümde okuduğunu düşünür. Bıraksalar, bütün aslanlar ressam, müzisyen, reklamcı olur. Çok duyarlı ve akıllıdır ama sıkıntıya gelemez. Güvenilirdir, kesseler sırrınızı söylemez. Kendiyle o kadar meşguldür ki, dünya yanıyo deseniz koşarken hangi parfümü sıksam diye düşünür. Nerde olmaz bir adam var, git ara bul getir saçlarını yol getir psikozuyla sevgili seçer, sonra da sabırla adam olmasını bekler. En hızlı laf sokan burçtur, mermi manyağı yapar sizi dikkaat.

Başak: Gözünde hep bir melankoli vardır, tıpkı acıların kadını Bergen gibi. Huzursuzdur, rahatın en çabuk battığı burçtur. Çok belli etmese de dedikoduyu sever. Arkadaş canlısıdır. Sabırlıdır, taşı ortadan yaran bi sabrı vardır. Duygularını çok belli etmez, osuruğu kokmaz. Her zaman bir tarzı vardır, en olmadık kıyafetler başağa yakışır. Üniversitede ideal ev arakadaşıdır, titiz ve düzenlidir, tuvaleti cifler, banyoyu ovar, hayatta işten kaçmaz. Ön planda olmayı sevmeyen ender burçlardandır. Şeytan ayrıntıda değil başakta gizlidir. Detaycıdır, kurduğunuz cümleden cımbızla bir kelimeyi seçer, ondan alınacak bir anlam çıkarır, hiç zaman kaybetmeden küser, siz daha noolduğunu anlamadan arkasını dönüp gider. Küstürmeyin, huyuna gidin, düşünerek konuşun, nefesinizi tutarak cevap verin, hadi canım başınız ağrımasın.

Terazi: Rahibe Teressa ile Lady Gaga arasında bi yerdedir. Çok pis aşık olur, çok çabuk unutur. Ruh hali değişkendir, evlenip çocuk mu yapsa, albüm yapıp stadyum konserlerine mi çıksa karar veremez. Stratejiktir, insani ilişkileri kuvvetlidir. Bir günlük seyahate bile 4 bavulla gider. Terazi kadınının ruhunda fırtınalar bile kopsa suratındaki ifade hep Mona Lisa’dır. İsterse güzel yemek yapar ama isterse. Ev işine, yemeğe, ortodontiye eli yatkındır. Üşengeçtir, sevgililerini hep yakın çevresinden seçer, aşık oldu mu da kendinden geçer. Bir yerde belirsizlik varsa terazinin tansiyonu düşer. Tez canlıdır terazi, onun için herşey net olmalıdır. Aşık mısın, diil misin? Efendi misin, p*ç misin? Arkadaş mısın, sevgili misin? net ol net der. Bu burcun kadınına yapılacak en büyük iyilik onu oyalamamaktır. Çünkü oyalanırsa sizi kabak gibi oyar.

Akrep: Ne okursa okusun, sonunda hep bildiğini okur. Havalıdır, antin kuntine bayılır. Artizdir, herkesle samimi olmaz, Etme çocukla sohbet küstürürsün, silme götünü camla kestirirsin’dir hayat mottosu. Evin Ana gibi anaçtır. Hastaya şifa, dertliye deva, açlara çorba dağıtır. Bi kendine hayrı yoktur. Habire kendini eleştirir. Haset değildir ama kıskançtır. Favori içeceği diet coladır. Bazen siyah, bazen beyaz ister ama herşeyi tutkuyla ister. Uçlarda yaşar, bazen o kadar uçlarda yaşar ki telefonu çekmez. Kafası attı mı atarlanır, o anaç toprak ana birden alayına isyan inadına Bayhan’a dönüşür. O yüzden kızdırmamaya gayret edin. Bir de psişiktir ki owww, daha fikir senin aklına düşmeden, anlar hinliğini cinliğini gözünden. Parasının hesabını bilir, genellikle tek başına gezer, yalanınızı yakalarsa kafanızı tombi gibi ezer.

Yay: Allah’ın sopası yoktur, yay burcu kadını vardır. Güvenini kıranı, hevesini kaçıranı affetmez, yıl sonu elinde koçan biriken trafik polisi gibi yapıştırır cezayı. Mağrurdur burnu düşse acaba ne düştü diye eğilip bakmaz. Herşeyi analiz eder, “sen aslında öyle dedin ama başka birşey demek istedin” diye cümleye başladı mı kaçın. Sevdiği adamı mutluluktan havalara uçurur ama adam dengesizlik yaparsa tutmayı unutur. Hiçbir zaman çok zengin olamaz, ayda 1 trilyon da kazansa ay sonuna kadar saça saça bitirir. Ruh hali değişkendir, Walt Disney’den Murat Kekilli’ye dönüşebilir bir anda. Öğrenmeyi sever. Hep bir şeylere başlar; spora, latin dansına, diyete, güreşe ama sonunu getiremez. En başarılı olduğu alan işidir, kahkaha attığı zaman da baya dişidir. Yay burcu kadını vefalıdır kolay kolay kimseyi harcamaz, aptal yerine kondumu da adamın götünü keser acımaz.

Oğlak: İçinde bir Güngör Bayrak yaşar, york düşesi, buckingham kontesidir adeta. Temkinli ve kuşkucudur, siz birşey anlatırken gözlerini kısarak bakmasının sebebi budur. Oğlak kadını asildir ölçülüdür, senin benim gibi ağzından salya saçarak gülmez, insan gibi güler ve hemen toparlanır. İş hayatında dikkatlidir, kolay kolay yanlış yapmaz. Herkesle samimi olmaz, çabuk ısınıp, soğumaz ama hayatına aldığı insanları da yarı yolda bırakmaz. Bu burcun insanı genç yaşlarda kimlik bunalımına girer, sonra çıkar. Bazen insana cinnet geçirtecek kadar gerçekçidir. 10 yıl sonra seninle Toskanada ki bağımızda şarap yudumlıycaz deseniz, önce Beylikdüzündeki evin taksidini bitir de sonra içeriz şarabı diyip, tokadı çarpar. VII. Henry’nin torunu olduğu için, sinirlenince salon kadını çizgisini bozmaz, sümüğünü çeke çeke bi kenarda ağlar. Cahille sohbeti en hızlı kesen burçtur, ağlatmayın, gebertirim.

Kova: Dedikoduya bayılır gıybeti içine sokup mıncırır. İçinde hep bir dahi yaşadığını düşünür ama tarihte bir icadına rastlanmamıştır. Zekasına aşıktır, egosu yüksektir. Bu tatlı egosunun yanında bir de mütevazı olsaymış tam süper olurmuş ama olamamış kısmet. Arkadaşlarını çok sever, ne sevmesi delirir, aklını çıldırır arkadaş diye. Bağlılık sever, bağımlılıktan tiksinir. İlişkilerde erkek gibidir, yönetir, kontrol eder, müdahele eder, az daha sıksa p..pisi çıkacaktır. Düğün dansını bile erkeğin yönetmesine izin vermez, illa domine edecek. Kültürlüdür ama fazla bilgi kalbe zarar diye; müzeden çıkıp kermese, Verdi’nin operasından, Ferdi Tayfur konserine gidebilir. Magazine aşinadır, bıraksalar, 2. Sayfa programını rahatlıkla sunabilir. İnanılmaz komik ve pratiktir. Üşenmese dünyayı ele geçirir ama yatarken makyajını silmeye üşenen insan dünyayı mı ele geçirecek Allahınsen:)

Balık: İbrahim Tatlıses gibi çabuk ağlar, neye ağladığını asla bilemezsiniz. Pencere buğulansa duygulanıp ağlayabilir. Dünyada sadece kendisinin anlayabileceği esprileri vardır. Her ilişkisine, son ilişkisiymiş gibi başlar, kendini inandırır, ayrılınca da aman boşver ya zaten şizofrendi der geçer. Hayalperesttir, ama romantik salya aşık değildir, sevgilisi şiir okurken dayanamayıp adamın ağzına gülebilir. Küçük şeylerden mutlu olsa da, ota boka morali bozulabilir. Bu kadar duygusal olmasına rağmen, zorluklar karşısında inanılmaz güçlüdür. İdeal mesleği kadılıktır, asla hak yemez, estetiğe düşkündür üzerinde tarçın yoksa sahlep bile içmez. Sonda söylenecek şeyi başta söylediği için her kavgada haksız duruma düşer, sonra da bütün dünya bana karşı diye ağlaya ağlaya gözleri şişer. Geneli iyi yemek yapar, ideal eş ve anne adayıdır. Bünyeleri görücü usulü ile evlenmeye yatkındır.

Bu yazı ve “Erkekler ve Burçları” yazıları  ayseninbavulu.blogspot.com a aittir…

Çok büyük bir probleminiz mi var??? Üzülmeyin hepimizin var…

fil-resimleri[1]

Çok büyük bir probleminiz mi var??? Üzülmeyin hepimizin var… Biz zaten bu dünyaya bu durumları deneyimlemek için gelmedik mi???

Hepimize kendi sınıfımıza ve karmamıza göre deneyimler geliyor. Ne yapalım sizinki bu defa problem şeklinde olmuş. Öncelikle moralinizi bozmayın. Sonra sorununuzu çözmek için bölümlere ayırın.

Ben her defasında sorunu bir fil olarak düşünürüm. Ve her çözmem gereken parçaya da filin bir organıyla özdeşleştiririm. Fili tamamladığımda sorun da tamamlanmış olur. Fil de yürür gider:)

Bu hafta filin hortumu, öbür ay dişleri, üç ay sonra  kulakları, dört ay sonra  ayakları, tırnakları, beş ay sonra derisindeki sert kıllar derken  bir bakarım fil tamamlanmış, ben dertlerimden arınmışım.

Daha gelsin yeni deneyim diyemeden evren bana başka bir ”oyun” hazırlamıştır bile…

Hepimize sağduyulu ”oyunlar” yaşamak nasip olsun…

Sağlıcakla,

Anette İnselberg

Doğal Taşınızı Temizleme Ve Enerji Yükleme Teknikleri…

ametist[1]
Uzun zamandan beri doğal taşların temizliği ve programlanması ile ilgili  bir çok soru alıyordum ve bu konuda bir şeyler yazmak istedim.  Aşağıda  vereceğim bilgiler sanırım doğal taşlarla çalışmak isteyenler için bir  çok açıdan yeterli olacaktır.  Şimdiden konu ile ilgili olan herkesin  faydalanmasını seçiyorum.

Doğal taşlar milyonlarca süren bir zaman diliminde meydana gelirler. Oluşumları süresinde bir çok doğal enerji vibrasyonunu üzerine  alırlar.Taşların üzerinde birikmiş olan bu enerjiler taşları kendi  enerji alanına alan insanlar üzerinde önemli pozitif etkiler oluşturur.  Yine benzer enerjiler birbirini çeker yasası gereği üzerinizde taşıdınız
olumlu enerjiye sahip bir doğal taş başka olumlu enerjileri kendinize  çekmenize yardım edecektir.

Doğal taşlar bulundukları ortamlardaki enerjilerden etkilenir ve bunları kayıt ederler. Kendisine dokunan insanların da enerjilerinden  etkilenirler. Bazı taşlar radyasyon emme özelliğine sahip olduğu için  özellikle şehir hayatında cep telefonunun, bilgisayarın radyasyonunu  emerek doğal enerji alanlarında elektromanyetik kirlenmeler oluşur. Yine
bir süre sonra bulundukları ortamdaki negatif enerjilerden de  etkilenerek bu enerjileri de kayıt ederler. Doğal taşınızı aldığınız  zaman ilk olarak yapmanız gereken şey enerji temizliğini yapmaktır.
Enerji temizliğini yapmadan doal taşı üzerinize almanın size faydası değil zararı olacaktır. Lütfen bu zararı küçümsemeyin, negatif  enerjilerle dolu bir doğal taş tüm auranızın enerjisinin olumsuz bir  hale gelmesine yol açacaktır.

Taşınızı kendi ihtiyaçlarınıza göre belirledikten sonra sezgisel olarak  seçtikten sonra evinizi getirince ilk yapmanız gereken şey enerji  temizliğidir. Enerji temizliği konusunda bir çok kaynakta farklı bilgiler vardır ben size kendi kullandığım ve etkili olduğunu düşündüğüm  teknikleri anlatacağım.

TAŞINIZI TEMİZLEME TEKNİKLERİ

1- Toprağa Gömme: Taşınızı en az 21 saat süreyle toprağa gömerek negatif  enerjilerden arınmasını sağlayabilirsiniz. Açık havada toprakta olması çok daha iyidir ancak bu imkan yoksa saksı toprağı da olabilir. Saksı toprağı kullanmanın tek dezavantajı aynı toprak ile 8-10 temizlikten  sonra toprağı değiştirmenin gerekliliğidir. Canlı çiçek olan saksıya  doğal taşınızı temizlik amacıyla gömmenizi önermem bu durumda çiçeklerin zarar görme ihtimali olacaktır.

2- Tuzlu suda bekletmek: Bir kase suya 1 tatlı kaşığı deniz tuzu
ekleyerek karıştırın ve taşınızı 12 saat boyunca bu suda bekletin. Bir
çok taş için bu temizlik çeşidi çok etkilidir ancak bazı taşlarda
zararlı olabilir ( selenit,opal,kalsit, florit, labrodonit ve modavit
taşlarında tuzlu su e temizlik önerilmez) Daha sonra taşınızı akan suda
1-2 dakika yıkayın.

3- Tütsü ile temizleme: Taşınızı 3-5 dakika akan suyun altında tutun.
Daha sonra adaçayı veya sandal tütsüsüne taşı en az 5 dakika kadar
tutun. Tütsünün taşın her yerine gelmesine özen gösterin. Bu işlemi
yapmadan önce taşın temizlenmesine niyet etmek de çok önemlidir.

4- Piramit ile temizleme: Eğer elinizde gerçek ölçülerine uygun
hazırlanmış bir piramit varsa taşınızı bu piramitin içine koyup bir gece
bekleterek temizleyebilirsiniz. Ancak taşı piramittin içinde biraz
yükseğe ( takriben 1 / 4 lük bir yükseliğine) koyarak bekletmeniz önerilir.

Bunların dışında başka temizlik önerileri de vardır ancak en etkili
olduklarını düşündüklerim bu tekniklerdir.

TAŞINIZA ENERJİ YÜKLEME

Taşınızı negatif enerjilerden arındırdıktan sonra enerji yüklemek yani
pozitif enerjisini yükseltmek için yapabileceğiniz bazı uygulamalar
vardır. Bu adım şart değildir ama yapmanız durumunda taşınızı çok daha
verimli kullanabilirsiniz.

1- Reiki: Taşınız avuç içinize alın ve reiki verin. 2. aşama iseniz güç
sembolünü kullanabilirsiniz, 1. aşamalar sadece reiki verebilirler.
Taşın yüklenmesi için kesin bir süre verilemez ama çoğu taşta 5-10
dakika yeterlidir.

2- Dolunay: Dolunayın olduğu bir gecede taşlarınızı açık havada
bırakarak olumlu enerjilerle yüklenmesini sağlayabilirsiniz. Dolunay
taşınızın pozitif enerjisini arttıracaktır.

3- Kuvars kristali kullanmak: Büyük kuvars ailesinin üzerine bırakılan
daha küçük taşların enerjisi artacaktır. Küçük taşları kuvarsın üzerinde
5-10 saat bekletmek yeterlidir.

4- Niyetle temizleme: Taşınızı elinize alın ve birkaç dakika kalbinizden
taşınıza sevgi aktarın. Daha sonra aşağıdaki kalıbı yüksek sesli tekrar
edin. “ Bu taşa sevgi enerjimi gönderiyorum ve enerjisinin artmasına
niyet ediyorum” Taşı bir süre elinizde tutun ve enerjisini hissedin.
Daha sonra kullanabilirsiniz.

TAŞINIZI KENDİ ENERJİNİZLE UYUMLAMA

Eğer taşınızı temizlemişseniz arkasından enerji yükleyerek sonra bu
adıma geçebilirsiniz. Eğer enerji yüklemek istemiyorsanız temizlikten
sonra direk bu adıma geçebilirsiniz. Taşınıza uyumlaman taşınızın
enerjisini kendi enerjinizle rezone hale getirmektir. Özellikle taşı ilk
aldığınızda bu işlemi yapmak çok önemlidir daha sonra yapmanız şart
değildir ancak taşınızı sürekli kullanmıyorsanız arada bir takıyorsanız
bu işlemi tekrarlamanızın faydası olacaktır. Çünkü sizin enerjiniz sabit
değildir ve değiştiği zaman taşınızı daha önce kendinizle uyumlu hale
getirmiş olmanızın etkisi olmayacaktır, yeniden bu işlemi yapmak gereklidir.

1- Taşınızı elinize alın ve kalbinizden 2-3 dakika sevgi enerjisi
akıtın. ( Burada taşa sevgi göndermeniz yani taşı sevdiğinizi
hissetmeniz yeterlidir.)

2- Daha sonra taşınızı ağzınıza yaklaştırın ve 3 kere şu niyeti sesli
olarak tekrarlayın. “ Bu taşın enerjisini kendi enerjimle uyumlu hale
getiriyorum ve taşımın enerjisine rezone olmaya niyet ediyorum.”

3- Daha sonra taşınızı mümkünse kalp chakranıza yaklaştırın ( iki göğsün
ortası) ve 1-2 dakika sakince bekleyin. Artık taşınızı kullanabilirsiniz.

TAŞ PROGRAMLAMA

Bir taşı programlamadan kullanmak kendi enerjisinden faydalanmak
demektir. Taşın doğal enerjisinin ne olduğunu bilirsiniz ve bu enerjiden
faydalanmak istersiniz. Bu durumda taşı programlamaya gerek yoktur.
Örneğin pembe kuvars aşk hayatında mutluluk için kullanılır, doğal
enerjisi zaten bu titreşimi taşır bu nedenle aldığınız bir pembe kuvarsı
programlayamaya gerek yoktur. Kendi doğal enerjisi zaten amacına hizmet
edecektir.

Ayrıca bazı taşlar program yapmaya uygun değildir istesenizde
programlayamazsınız sadece kendi enerjisinden faydalanabilirsiniz.
Kuvars cinsi taşlar ise programa en uygun olan taşlardır ve kendi
amacına uyumlu amaçlar için özel olarak programlama yapma şansınız
vardır. Bir taşı programlama o taşın enerjisini sizin istediğiniz alana
yöndirmesini sağlamak için yapılır.

Erkek kuvars, ametist, pembe kuvars, sitrin, ay taşı, kaplan gözü,
aventurin, zümrüt, safir, elmas, yakut ve topaz programlamak için en
uygun taşlardır. Ancak bu taşları da kendi doğal enerjileri için
kullanmak istiyorsanız programa gerek yoktur. Örneğin kaplan gözü
özgürlük verir ve ben bu taşı bu enerjisinden faydalanmak için aldıysam
programlamadan kullanabilirim. Ancak özellikle bir konudan özgürleşmek
istiyorsam enerjisini bu alana yönlendirmek için programlamayı tercih
edebilirim.

Bu taşların içinde erkek kuvars kristali programlamaya en uygun taştır
ve her türlü program yapılabilir yani diğerleri gibi kendi enerjisine
uygun olmak zorunda değildir. Bu nedenle erkek kuvars edinmenizi
öneririm. Bu şekilde taşınızı istediğiniz her şey için programlayabilir
ve sonra temizleyerek programı silebilir ve yeniden başka bir şey için
programlayabilirsiniz.

Önemli bilgi: Taş programlamak taşın enerjisini istediğimiz bir alana
bilinçli olarak yönlendirmek ve bu şekilde enerjisini olumlu olarak
kullanmak için yapılır. Taş programlarken taştan bir şey istenmez
programla bir enerji kullanım tekniğidir.

Programlama Tekniği:

1- Taşınızı önce temizleyin, temiz olmayan taşa kesinlikle program
yapılmaz. Daha sonra isterseniz enerji yükseltme ve uyumlama adımlarını
uygulayın. Bu adımları atlayabilirsiniz ama uygulamanızın çok faydası olur.

2- Daha sonra taşınızı elinize alın elinize alın ve ağzınıza
yaklaştırarak sesli olarak 7 kere şunu söyleyin.

” Evrenin tüm sevgi, şifa ve pozitif enerjilerinin sana dolmasını ve
sende olan enerjiyi bundan sonra benim ve ilgili herkesin en yüksek
iyiliği için kullanmanı diliyorum. Bundan sonra benim taşım olmana ve
hayatıma ……. getirmene niyet ediyorum”

Buradaki …. kısmını kendi ihtiyaçlarınıza göre doldurabilirsiniz. Yine
bu kısımda“enerjini …… için kullanmana niyet ediyorum” gibi kalıpta
kullanabilirsiniz . Ancak kesinlikle başkasına zarar verecek veya özgür
iradesine müdahale anlamına gelecek bir şey için taşınızı
programlamayın. Bu sizin ciddi olarak zarar görmeniz yol açabilir. Kadim
bazı bilgilere göre Atlantisin batmasına yol açanda bazı rahiplerin
kristalleri olumsuz amaçlar için kullanmaya çalışmalarıydı. Bu bilgi ne
kadar doğrudur bilemem ama geri dönüş yasasının bu durumda çok hızlı
işleyeceğine inanıyorum. Sadece güzel amaçlar için taşlarınızı
programlayın. Başkasına onun da iznini alarak program yapabilirsiniz
ancak bu durumda taşı bu kişinin kullanması gereklidir. Bir de bu
durumda taşı kendinizle uyumlamayın. Kendiniz için yapacağınız
çalışmalar ise daha etkili olacaktır.

Taşınızı her durumda 7-10 günde bir temizlemeniz gereklidir. Taşınızı
her temizlediğinizde program silinir. Yeniden programlamanız gereklidir.
Aynı işlemleri yaparak progtam girebilir Ya da başka bir program
yapabilirsiniz.

Eğer kuvars kristali kullanıyorsanız bunun bir avantajıda birden fazla
kuvars alıp hepsine ayrı bir program girip aynı anda yan yana
takabilecek olmanızdır ki bir çok taş birlikte kullanılmadığı için
programlama için kuvarsı tercih etmek bu açıdan da mantıklıdır.
Taşlarınızı üzerinizde bulundurmanız çok etkilidir ancak refah için
hazırlanan bir taş cüzdanda veya kasada, aşk hayatı için hazırlanan
yatak odasında başucunuzda da bulundurululabilir.

Diğer taşlara uygun program konuları;

Erkek kuvarsa her konuda program girilebilir ancak diğer taşları tercih
ederseniz öncelikle taşınızı temizlemeli sonra isterseniz enerji yükleme
ve uyumlanma yapmalı en sonunda da kendi enerjisine uygun konularda
program girmelisiniz. Aşağıda programa uygun olan taşlara hangi
alanlarda programlar yapabileceğinizin bilgilerini bulabilirsiniz.

Ametist: Negatif enerjilerden korunma, meditasyonda başarı, tepe
chakrasını sağlıklı hale getirme, enerjiyi yükseltme

Pembe kuvars: Aşkı ve sevgiyi çekmek, ilişkilerde uyum ve huzur,
evlilikte mutluluk

Sitrin; Maddi bereket, parayı çekmek, şansı arttırmak

Ay taşı: Kilo vermek, üreme gücünü arttırmak, dişi enerjiyi yükseltmek,
kolay doğum yapmak

Kaplan gözü; Herhangi bir konuda özgürleşmek, bağımlılıklardan
kurtulmak, bilinçalt temizli ğinde destekleyici olması için

Aventurin: Güzelleşmek, değişimler yapmak ve hayallerinize ilgili sizi
desteklemesi için

Zümrüt: Dengeyi sağlamak, korunmak, iletişimlerde başarı sağlamak,
koşulsuz sevgi için

Safir: Psişik yetenekleri güçlendirmek, farkındalığı arttırmak, aurayı
güçlendirmek, korunmak

Elmas: Başarı, etkileyicilik ve güç

Yakut: Özgüven, cesaret, ünlenme, dikkat çekme

Not: Bu programların hepsi erkek kuvars kristaline yapılabilir. Ancak bu
taşların da kendi enerjileri bu alanlarda çok destekleyicidir. Başka bir
konuda programlama yapacaksanız erkek kuvarsı tercih ediniz.

BAZI PROGRAMLAMA ÖRNEKLERİ
” Evrenin tüm sevgi, şifa ve pozitif enerjilerinin sana dolmasını ve
sende olan enerjiyi bundan sonra benim ve ilgili herkesin en yüksek
iyiliği için kullanmanı diliyorum. Bundan sonra benim taşım olmana ve
hayatıma bolluk, bereket enerjisi getirmene niyet ediyorum.Teşekkür ederim””

” Evrenin tüm sevgi, şifa ve pozitif enerjilerinin sana dolmasını ve
sende olan enerjiyi bundan sonra benim ve ilgili herkesin en yüksek
iyiliği için kullanmanı diliyorum. Bundan sonra benim taşım olmana ve
hayatıma sevgi enerjisi getirmene niyet ediyorum.Teşekkür ederim””

” Evrenin tüm sevgi, şifa ve pozitif enerjilerinin sana dolmasını ve
sende olan enerjiyi bundan sonra benim ve ilgili herkesin en yüksek
iyiliği için kullanmanı diliyorum. Bundan sonra benim taşım olmana ve
hayatıma şans enerjisi getirmene niyet ediyorum. Teşekkür ederim””

” Evrenin tüm sevgi, şifa ve pozitif enerjilerinin sana dolmasını ve
sende olan enerjiyi bundan sonra benim ve ilgili herkesin en yüksek
iyiliği için kullanmanı diliyorum. Bundan sonra benim taşım olmana ve
enerjini sezgisel yeteneklerimin artması için kullanmana niyet ediyorum.
Teşekkür ederim”

” Evrenin tüm sevgi, şifa ve pozitif enerjilerinin sana dolmasını ve
sende olan enerjiyi bundan sonra benim ve ilgili herkesin en yüksek
iyiliği için kullanmanı diliyorum. Bundan sonra benim taşım olmana ve
enerjini ….. kiloyu sağlıklı vermem için kullanmana niyet ediyorum.
Teşekkür ederim”

” Evrenin tüm sevgi, şifa ve pozitif enerjilerinin sana dolmasını ve
sende olan enerjiyi bundan sonra benim ve ilgili herkesin en yüksek
iyiliği için kullanmanı diliyorum. Bundan sonra benim taşım olmana ve
enerjini siş yerimde başarımın artması için kullanmana niyet ediyorum.
Teşekkür ederim”

Sizde yukarıdaki örneklere bakarak kendi programınızı yapabilirsiniz.
Bir taşa tek program girebilirsiniz.

BAZI ÖNEMLİ BİLGİLER;

1- Taşınıza herhangi bir kişinin dokunmasına izin vermeyin. Eğer birisi
dokunursa baştan temizlemeniz, enerji yüklemeniz, uyumlamanız ve
programlamanız gerekir. Taşınızı her duruma 7-10 günde bir kere
temizleyin ve isterseniz yeniden programlayın. 10 gün sonra taşınızı
temizlemezseniz artık size faydası değil zararı olacaktır.

2- Taşınızın teninize değmesi daha iyidir ama buna imkan yoksa cebinizde
taşıyabilirsiniz. Ancak üzerinizde olması gereklidir.

3- Evinize belli bir enerjiyi çekmesi için de taş programlayabilirsiniz.
Bu durumda da başkalarının dokunmayacağı bir yere koymanız önerilir.

4- Başkasına izinsiz taş programlayarak vermek doğru değildir, özgür
irade yasasına aykırıdır. Kimseden izin almadan taş programlayarak vermeyin.

5- Erkek kuvars ismi özellikle kullanılmıştır çünkü nadir de olsa dişi
kuvars veya dumanlı kuvars alanlarda olmaktadır. Bunlara da program
yapılabilir ama erkek kuvarsta daha etkilidir.

6- Aldığınız taşların gerçek olmasına dikkat edin ve güvenilir yerlerden
alın. Piyasade çok miktarda sahte taş vardır ve gerçeklerinden ayırt
etmek neredeyse imkansızdır. Gerçek olmayan taşla yapılacak hiçbir
çalışma işe yaramayacaktır. Gerçek taş bulmak için araştırmanızı ve
güvenilir yerlerden almanızı öneririm. Çok ucuz yerlerden da uzak
durmanızı öneririm, piyasanın çok altında fiyat söyleyen yerlede genelde
taşlar sahtedir. Bizim taş satışımız yoktur, bu bilgiler sadece faydalı
olması için verilmiştir.

Refah içinde bir yaşam sürdürme rehberinde bir çok taşın ne için
kullanılabileceğinin bilgisini bulabilirsiniz.

ÖNEMLİ BİLGİ:

Yukarıdaki bilgiler tibbi bir tedavi veya öneri sunmaz.
Hastalıklarınızın tedavisinde mutlaka doktora gidiniz. Buradaki
bilgileri tamamlayıcı olarak kullanınız.

Berna Özcan Demir
Ruhsal Büyüme... kategorisinde yayınlandı. Leave a Comment »

Negatif Enerjilerden Kendimi Nasıl Temizleyebilirim?…

1[1]

Güzel bir yaz günü deniz kenarında olduğunuzu hayal edin. Bütün bir yılın yorgunluğu denize ayaklarınızı soktuğunuz andan itibaren uçup gitmeye başlar. Denizin iyot kokusunu içinize çektiğinizde bir ohhh dersiniz. Sanki burnunuz açılmış daha fazla oksijen vücudunuzda dolaşmaya başlamıştır.
O denizden hiç çıkmak istemezsiniz. Keşke her gün hava sıcak olsa ve her gün bu keyfi alma imkanım olsa diye aklınızdan geçirirsiniz. Yaşamanın keyfine varırsınız ve kendinizi yeniden keşfedersiniz. Birden, sırtınızdaki yüklerden kurtulduğunuzu ve gençleştiğinizi hissedersiniz. Çocuklar gibi denizin içinde su ile dans edersiniz.
Sizce bu rahatlamanın arkasında neyin etkisi var? Hiç düşündünüz mü?
İnsan vücudunun yaklaşık yüzde yetmişini oluşturan suyun mucizevi bir arındırma gücü vardır.
Özellikle tuzlu su insanı negatif enerjilerden temizler, rahatlatır, yükleri hafifletir. Tuzlu su aslında çok eski zamanlardan beri arındırma, şifalandırma, temizleme ve enerjisel akışı sağlama aracı olarak kullanılmıştır. Hristiyanlıkta Vaftiz töreninin ana amacı da yeniden doğma ve ruhu ve bedeni arındırmaktır. Vaftiz olunan kişi suyun altına batırılıp çıkarılır, böylece arınmış olarak yeniden doğar.
Ruh ve beden bir bütündür. İnsanın ruhuna iyi gelen bir şey bedenine de iyi gelir. Tam tersi de doğrudur. İnsanın bedene iyi gelen her şey ruhunu da mutlu eder. Haksızlığa uğramak, affedememek, aldatılmak, kalbinizin kırılması, yaptığınız fedakarlıkların bir çırpıda yok sayılması, düşünce hareket ve özgürlüğünüzün kısıtlanması, yaptırımlar, endişeler ve korkular; sürekli olarak hem beyninizi meşgul eder hem de ruhunuzu acıtır. Ruh acı çekiyor ise eğer bedeniniz de acı çekmeye başlar. Bu acı geniş anlamda düşünülebilir. Çeşitli hastalıklar, enerjisizlik, hayattan keyif alamama, kısırlık, cinsel isteksizlik, akneler, kafa bel sırt bacak ağrıları, panik atak, çeşitli sendromlar; ruhunuzun bir şekilde negatif enerjilerden, blokajlardan veya tıkanıklıklardan kurtulmak için bir sinema perdesi gibi size aktarmış olduğu mesajlardır.
İçinizdeki çocuğu dinlediğinizde, ruhunuzun ya da bedeninizin ihtiyacı olan şeyleri yaptığınızda, kendinize kaliteli zaman yaşattığınızda ruh ve beden hızla şifalanır ve dengeye gelir.
Tuzlu suyun negatif enerjileri ruhtan ve bedenden arındırma gücü vardır. Bu sebeple deniz kenarında, denize temas eden insanlar bu imkanları olmayanlara oranla daha rahat ve daha enerjiktirler.
Günlük hayatta rahatlıkla yapabileceğimiz kolay uygulamalar ile evinizde veya bulunduğunuz ortamlarda, tuzlu su kullanarak o ortamlardaki negatif enerjilerden arınmak mümkündür.
Örneğin iki litre alabilen bir cam kavanoz içine bir avuç kaya tuzu veya himalaya tuzu atıp bulunduğunuz ortama koyduğunuzda, tuzlu su negatif enerjileri içine toplar ve orada hapseder böylelikle ortamın enerjisini arındırır. Enerji terapileri veya meditasyonu sıkça uygulamayan yerlerde 5 gün ila 7 gün de bir tuzlu suyu lavaboya veya evin dışına dökerek yenilenmesi gerekir. Meditasyon, yoga, reiki gibi enerji terapileri ile uğraşan kişilerin bulunduğu ortamlarda suyu 2 günde bir değiştirmekte fayda vardır.
İşten geldiğinizde ellerinizi yıkadıktan sonra tuzlu su ile ya da tuz sabunu ile yıkamanız negatif enerjileri üzerinizden alacaktır.
Ayağınızı bir leğenin içine hazırlamış olduğunuz (koyabileceğiniz derecedeki) sıcak suyun içine biraz tuz eritip on dakika kadar koyarsanız günün bütün yükünü atmış, rahatlamış ve enerji dolmuş olursunuz.
Banyo küvetini doldururken içerisine bir miktar Himalaya tuzu atmak veya duş alırken tuz sabunu ile vücudunuzu temizlemek ve sonra durulamak tüm negatif enerjileri üzerinizden alıp götürecektir. Aynı zamanda enerji alanınızı güçlendirerek auranıza koruma sağlayacaktır.
“Kendime bir iyilik yapıp değerimin farkına varmayı seçiyorum.
Ben değerliyim.
Ben güçlüyüm.
Ben iyi bir insanım.
Hayatımda mutlu olmak, ilerleyebilmek, başarılı olmak ve her şeyden keyif almak için tüm çapalarımdan şu anda kurtuluyorum.
Beni engelleyen, beni ağırlaştıran, beni yorgun ve güçsüz yapan tüm çapalar ile ve benim üzerime yapışmış tüm negatif enerjiler ile bağlantılarımı şu anda kesip atıyorum. Bu enerjileri, çapaları ve blokajları Evrene serbest bırakıyorum.
Kendimi, ruhumu ve bedenimi, arındırmaya niyet ediyorum.
İlahi şifa enerjisi ile kendimi şifalandırıyorum.
Sağlıklı, mutlu, keyif içinde, enerjik ve sevgi içinde yaşamaya hazırım ve bunu hakkediyorum… “
Sevgiyle… Serkan Sorguç – Kuantumdaben.com

Biraz geri çekil…

Çevrendeki insanlar susacağı, konuşacağı ve duracağı yeri bilmiyorlarsa, sen fazla adım atmışsındır onlara.

Biraz geri çekil …

Ts Eliot

Kıç Isırmaya…

11011522_10204200395921032_1658379641145101462_n[1]

Karikatür kategorisinde yayınlandı. Etiketler: . Leave a Comment »

Paulo Coelho’nun ‘Veronika Ölmek İstiyor’ Romanından 10 Güzel Alıntı

1.”Kendi kendisiyle gurur duyma zamanıydı, şimdi yaptığı şeyi yapabildiği, en sonunda cesaretini toplayıp bu yaşama veda edebildiği için.”

1.

2.”Yaşamı boyunca pek çok kez fark etmişti Veronika, tanıdığı bir sürü insan başkalarının başına gelen korkunç olaylardan sanki gerçekten üzgünmüş ve yardım etmek istiyorlarmış gibi söz ederlerdi, ama işin gerçeği,başkalarının acılarından zevk aldıklarıydı; çünkü böylece kendilerinin mutlu ve şanslı olduklarına inanabiliyorlardı.”

2.

3.”Deli olmak ne demek,bilmiyorum,” diye fısıldadı. “Ama deli olmadığımı biliyorum. Başarısız bir intihar girişimi benimkisi, hepsi bu.” “Kendi dünyasında yaşayan herkes delidir. Şizofrenler, psikopatlar, manyaklar.Yani, başkalarından farklı olanlar.”

3.

4.”Görünüşe bakılırsa kimse kendi iç dünyasını yabancılarla paylaşmaya hevesli değildi.”

4.

5.”İşte bu nedenle, acılaşan insanlar için, ünlü kahramanlar da,deliler de bitmez tükenmez bir merak kaynağıdır; çünkü onlarda yaşam korkusu da yoktur, ölüm korkusu da. Kahramanlar olsun, deliler olsun tehlikelere aldırmaz, kim ne derse desin bildiklerini okurlar.Deli intiharı seçer, kahraman bir dava uğruna kendini feda etmeyi,ama ikisi de ölür. Bu arada acılaşmış kişi her ikisinin de saçmalığını ve görkemini yorumlamaya çalışmakla geçirir gecesini, gündüzünü. Acılaşmış kişinin öz savunması için yükselttiği duvara tırmanıp dış dünyaya bir göz attığı anlarda olur bu. Derken elleri,ayakları yorulur, yeniden geriye, günlük yaşamına döner.”

5.

6.”İnsanlar ancak koşullar buna elverdiğinde delirme lüksüne sahiptirler.”

6.

7.”İnsanların mutluluk olasılığı ne kadar yükselirse, mutsuzlukları da o kadar artıyor demek.”

7.

8.”Müzik adamın uzak dünyasına, aydan bile ötelerde sakladığı dünyasına bile ulaşabiliyordu; müzik mucizeler yaratabilirdi.”

8.

9.”Keşke herkes kendi içsel deliliğini bilse ve onunla birlikte yaşamayı öğrense. Dünya daha kötü bir yer mi olurdu? Hayır insanlar daha yürekli, daha mutlu olurlardı.”

9.

10.”Veronika her şeyden nefret ediyordu ya, en çok da yaşamını sürdürmüş olduğu biçimden, içinde barındırdığı yüzlerce Veronika’yı keşfetmeye zahmet etmeyişinden tiksiniyordu. Oysa orada kim bilir ne ilginç, ne meraklı, ne cesur, ne küstah, ne deli kızlar duruyordu.”

10.
Ruhsal Büyüme... kategorisinde yayınlandı. Leave a Comment »

Bu Karıdaki Kısmet De Kimsede Yok…

10986505_1437074566601803_8303376687402820122_n[2]

Yaşam Kalitenizi Yükseltmek İçin Hayatınızın Geri Kalanında Yapabileceğiniz 22 Şey

Herkes bir mücadelenin içinde fakat hayatınızın geri kalanında daha kaliteli vakit geçirmek istiyorsanız bu tavsiyelere kulak vermelisiniz.

1. Hareket edin.

Hareket edin.
Mutlaka egzersiz yapın. Sporu hayatınıza dahil etmek size birçok yönden fayda sağlar. Geceleri rahat uyursunuz ve gün içinde daha zinde hissedersiniz. Mümkünse sabahları egzersiz yapmaya çalışın. Sabah egzersizleri kan dolaşımınızı hızlandırarak daha kolay ayılmanızı sağlar. Stresten kurtulursunuz ve işinize daha kolay odaklanabilirsiniz.

2. Bugünün işini yarına bırakmayın.

Bugünün işini yarına bırakmayın.
”Yarın” henüz varolmamış hayali bir kavramdır. İnsanlar çoğu zaman ”Yarın hallederim şimdi vaktim yok.” cümlesini kurar. Fakat bunun asıl sebebi üşengeçliktir. Ayrıca bugün yapmanız gereken bir şeyi ertelemek yarının yükünün artması demektir. Ertelememek düzenli yaşamın ve başarının sırlarından yalnızca biridir.

3. Mazeret üretmeyin.

Mazeret üretmeyin.
Yapın gitsin. Kendinizi daha iyi mi hissedeceksiniz? Sadece iyi vakit geçirmek mi istiyorsunuz yoksa yeni bir deneyim yaşamak mı? Peki neyi bekliyorsunuz? Zaman geçip gidiyor ve hayat bahaneler üretecek kadar uzun değil. Eğer hala mazeretleriniz varsa yeterince istekli ya da olgun değilsiniz demektir.

4. Kitap okuyun.

Kitap okuyun.
Kitap okumayı ihmal etmeyin. Okumak kelime haznenizi ve hayal gücünüzü genişletir, yaratıcılığınızı arttırır.

5. Para biriktirin.

Para biriktirin.
Para harcayarak kendinizi mutlu etmeye çalışmayın ve gereksiz harcama yapmaktan kaçının. 5-10 yıl içinde bunu yaptığınız için kendinize müteşekkir olacağınız kesin. Yarın ne olacağı belli olmaz.

6. Kin tutmayın.

Kin tutmayın.
İçinizde kin ve nefret barındırmayın. Bu duygular sizi boş yere yorar ve kendinizi sürekli kötü hissedersiniz. Zamana bırakmayı öğrenin. Sizde kötü duygular uyandıran insanları hayatınızda bulundurmayın. Bu kadar basit.

7. Gülümseyin, hatta kahkaha atın.

Gülümseyin, hatta kahkaha atın.
Gülümsemeyi ve kahkaha atmayı ihmal etmeyin. Kötü bir gün mü geçiriyorsunuz? İlk iş gülümseyin. Hatta biraz daha zorlayın ve ağzınız kulaklarınıza varsın. Sadece mutlu olduğunuzda gülümsemek zorunda değilsiniz. Çünkü gülümsemek ya da kahkaha atmak da sizi mutlu eder. En kötü ihtimalle komik video seansı düzenleyin; mutlaka yardımı dokunacaktır.

8. Kendinize vakit ayırın.

Kendinize vakit ayırın.
Hayatınızı daha iyi bir hale getirmenin ilk koşullarından biri de kendinize vakit ayırmaktır. Bunun için kendinizi dinlemeli ve dinlendirmelisiniz.

9. Mutlu olmayı öğrenin.

Mutlu olmayı öğrenin.
Hayatınızda yalnızca olumsuzluklara odaklanmayın. Herkes zor dönemlerden geçebilir ama önemli olan onlardan sonra daha güçlü ve deneyimli olabilmektir. Eğer üzgün ya da mutsuz hissediyorsanız birkaç dakikalığına durup düşünün. Hayatınızdaki her şey kötüye gidiyor olamaz; iyi şeyleri görmezden gelmeyin. Mutlu olmanın yollarından en önemlisi de bir şeyleri olduğu gibi kabul edip ve ona göre hareket etmektir. Yaşamınızın görmezden geldiğiniz iyi yanlarının değerini sonradan anlamayın.

10. Yardımsever olun.

Yardımsever olun.
Yardımseverlik yalnızca paranızı ya da vaktinizi paylaşmak değildir. Bu özelliği kişiliğinizin bir parçası haline getirin. Yalnızca ”Kim olsa aynı şeyi yapardı.” diyebileceğiniz durumlarda değil, her zaman yardımsever olmak için çaba gösterin. Trafik ışıklarında beklerken yanınızda yaşlı biri yoksa yardım edebileceğiniz kişi daha uzakta olabilir. Yalnızca size gülümseyenlere değil üzgün görünen insanlara da gülümseyebilir ve hatta dertlerini sorabilirsiniz. Bahşiş bırakmak için garsondan güler yüz beklemeyin belki de kötü bir gün geçiriyordur.İyi niyetinizin kaybolmasına izin vermeyin.

11. Bencil olun.

Bencil olun.
Her zaman olmasa da bazen bencillik yapın. Ruhsal ve fiziksel sağlığınıza önem verin. Bir kez de kendinizi başkalarının yerine değil de kendi yerinize koyun. Saçma gelebilir ama kendinizi tamamlamadan diğer insanlara bir faydanız dokunmaz.

12. Cep telefonunuz cebinizde kalsın.

Cep telefonunuz cebinizde kalsın.
Arkadaşlarınız ya da ailenizle vakit geçirirken cep telefonunuzdan kurtulun. Onlarla geçirdiğiniz zamanın tadına varın. Teknolojiyi nasılsa kullanırsınız ama sevdikleriniz her zaman sizinle olmayacak.

13. Çekingen olmayın.

Çekingen olmayın.
Konuşmaktan utanmayın. Tanımadığınız insanlarla iletişim kurmaktan korkmayın. En kötü ne olabilir ki? Size kulak asmasalar ya da kaba davransalar ne farkeder? Onlarla tekrar konuşmak zorunda değilsiniz. Fakat yaşadığınız deneyimler; insanlarla kolaylıkla bağ kurmanızı ve onları daha kolay tanımanızı sağlayacaktır.

14. Dinlemeyi öğrenin.

Dinlemeyi öğrenin.
Karşınızdaki insanların sözlerine kulak verin. Karşılığında ne söyleyeceğinizi düşünmek yerine karşınızdakinin ne söylediğini dinleyin ve anlamaya çalışın. Daha sonra ne söyleyeceğinize karar vermek daha kolay olacaktır.

15. Kendiniz olun.

Kendiniz olun.
Kendiniz olmaktan korkmayın. Başkaları ne düşünür diyerek yaşadığınız hayat asla sizin olmamış bir hayattır. Sizi olduğunuz gibi kabul edemeyen insanlar hayatınızdan çıkıp gitmekte özgür. Aslında oldukça basit. Tabii eğer herkesten aynı eleştirileri alıyorsanız durup düşünmenin vakti gelmiş olabilir. Kendinizi sorgulamaktan da kaçmayın.

16. Seyahat edin.

Seyahat edin.
Seyahat etmek ve farklı yerler görmek kendiniz için yapabileceğiniz en iyi şeylerden biridir. Otobüs, uçak, tren ya da belki bir bisiklet ile… Yeni insanlarla ve kültürlerle tanışmak size unutulmaz deneyimler yaşatabilir. Hatırlamaktan zevk alacağınız anılarınız ve daha geniş bir bakış açınız olur.

17. Yeniliklere açık olun.

Yeniliklere açık olun.
Her şeyi bilmeniz ya da anlamanız pek mümkün değil. Bunun farkında olmanız açık görüşlü olmanız için yeter de artar.

18. Sevmeyi öğrenin.

Sevmeyi öğrenin.
İnsanlarla aranıza sınırlar koymaktan vazgeçin ve karşılıksız sevin. Kırılsanız da geçeceğini ve daha güçlü olacağınızı unutmayın.

19. Merak edin.

Merak edin.
Heyecanınızı yitirmeyin ve ”Neden?” diye sorun. Bu çok güçlü bir sorudur ve size birçok kapıyı açar. Bir dahaki sefere size söylenenlerin üzerine nedenini sorun ve öğrenin. Değişimi farkedin.

20. Hayallerinizin peşinden gidin.

Hayallerinizin peşinden gidin.
Sevdiğiniz şeyleri yapmayı unutmayın ve yaptıklarınızdan zevk alın. Tutkularınızın ve hayallerinizin size yol göstermesine izin verin. Daha iyisini ya da fazlasını yapabileceğinizi biliyorsanız durmayın. Sahip olduklarınızın kıymetini bilin ama kanaatkar olmayın.

21. Kendinizi sevin.

Kendinizi sevin.
Her şeyden önce kendinizi sevin ve kendinize saygı duyun. Sonrasında aynı şeyleri karşınızdakilerden bekleyebilirsiniz.

22. Çocuk olun.

Çocuk olun.
Kendinizi sevmek, hayallerinizin peşinden gitmek, yeniliklere açık olmak ya da merak etmek… Yukarıda bahsettiğimiz her şey aslında bir çocuk gibi olmanın incelikleri. Aynı zamanda vaktinizi yalnızca dış dünyayı yargılamakla harcamadığınız kaliteli bir yaşamın…

BONUS

BONUS

“Eğer bugün hayatının son günü olsaydı, bugün normalde yapacağın şeyleri yapmak ister miydim?” Uzun süre art arda, “Hayır,” yanıtını verdiğimde, bir şeyleri değiştirmem gerektiğini anladım. İnsanın kısa süre içinde öleceğini bilmesi, yaşantısına damga vuracak kararlar vermesi açısından büyük önem taşır. Çünkü her şey, tüm dış beklentiler, gururlar, küçük düşme ya da başarısızlık korkuları – tüm bunlar ölüm karşısında değerlerini yitirir, yalnızca ölümdür önemli olan.” 

Steve Jobs

Arpacık Nasıl Geçer?

papatya%20suyu[1]

 

 

Arpacık, kirpik köklerinde meydana gelen enfeksiyon nedeniyle oluşan apsedir. Bakteri ya da olumsuz hijyen koşulları yüzünden ortaya çıkabilir. Genellikle bağışıklık sisteminin zayıfladığının habercisi olan arpacıktan korunmak için gıdalar yoluyla aldığınız vitamin ve minerallere dikkat edebilirsiniz. Ayrıca arpacık geçene kadar makyaj yapmamak, elleri sık sık yıkamak ve yüze değdirmemek iltihabın geçme süresini hızlandırabilir.

Arpacık Tedavisi İçin Evde Yapabilecekleriniz

Patates: İltihabı küçültmek ve kaşıntıyı azaltmak için patates kullanabilirsiniz. Yarım patatesi rendeledikten sonra temiz bir tülbente sarın ve arpacığın üstüne koyun.

Papatya: İltihabı azaltmak için arpacığın üstüne papatya suyu uygulayabilirsiniz. Bunun için 1 çay kaşığı kurutulmuş papatyayı, 1 fincan kaynamış suya atın ve 5 dakika bekletin. İnce bir havluyu bu suya batırdıktan sonra sıkın ve arpacığın üstüne koyup 10 dakika bekletin. Papatya yoksa aynı şekilde rezene tohumlarını veya kurutulmuş kadife çiçeği kullanabilirsiniz.

 

Sıcak Kompres: Temiz bir havluyu sıcak suya batırdıktan sonra sıkın ve arpacığın üzerine yerleştirin. Sıcak su iltihabı hafifletirken kaşıntıyı ve tahrişi azaltacaktır. Bu uygulamayı 15’er dakikadan günde 4 kez yapabilirsiniz.

Poşet Çay: Poşet çayı sıcak sudan çıkardıktan sonra fazla suyu almak için hafifçe sıkın ve arpacığın üzerine koyup 5 dakika kadar bekletin. Sıcak çay poşeti iltihabı hafifletmeye ve içindeki tanik asit ile iltihaba neden olan bakterileri öldürmeye yardımcı olur.

Dikkat Edilmesi Gerekenler

Arpacık çıktıktan sonra yayılma eğilimindedir ve yayılmasını engellemek için hijyen koşulları önem taşır. Hijyeni sağlamak için ellerinizi gün içinde sık sık anti bakteriyel sabunla yıkayın. Evde veya ofiste, ortak havluları kullanmak yerine yanınızda kağıt havlu taşıyın. Evde kullandığınız yüz havlusunu sık sık değiştirin. Kokulu ve renkli sabunlarla yüzünüzü yıkamaktan kaçının. Bu tip sabunlar cildi kurutarak kaşıntıyı arttırabilir.

Arpacık için evde tedavi yöntemlerini kullanmadan önce ve sonra ellerinizi yıkayın. Eski makyaj malzemelerini kullanmayın ve arpacık geçene kadar makyaj yapmayın. Ellerinizi yüzünüzden uzak tutun ve iltihapla oynamayın.

Eğer arpacık 3-4 gün içinde geçmediyse ya da en azında iltihabın boyu küçülmediyse bir doktora gitmelisiniz. Doktorunuz iltihabı temizlemek için antibiyotik merhem veya göz damlası verebilir. Görüşü engelleyen ileri vakalarda basit bir müdahale ile iltihap akıtılabilir.

alıntı

Bitki Alemi kategorisinde yayınlandı. Etiketler: . Leave a Comment »