Hiç kolunuzda saat olmadan bir gün geçirdiniz mi? Bir yere yetişme telaşınız olmadan, koşuşturmaca ve panik içinde arka arkaya küçük ak…silikler yaşamadan, akışa güvenerek teslimiyet içinde bir gün?… Kulağa hoş geliyor değil mi?
Neden hep bir telaş içindesiniz? Nerye yetişiyorsunuz? Sonunda madalya mı takacaklar? Bu koşuşturmaca içinde kendinizi hiç duyma şansınız oluyor mu? Neden zamanla yarışmaya çalışıyorsunuz? Şimdiye kadar zamanın önüne geçebilmeyi başarabilmiş kaç kişi var?
Ünlü atletlerin, rekortmen yüzücülerin, milli güreşçilerin, hızlı yarış pilotlarının, şampiyon jokeylerin hayatlarında keyif alarak yaptıkları şeyi, en iyi şekide yaparken kollarında hiç saat gördünüz mü? Peki, Formula 1 arabasının içinde saat var mıdır? Saliselerle yarışan Formula 1 pilotunun zamanını bile pit alanındaki kişiler tutmaktadır. Pilotun tüm işi en iyi yaptığı işe konsantre olmaktır arabası ile gittiği yolda bütünleşmektir. Zamanı akışa teslim edip tamamen yaptığı ne ise onunla bütünleşen kişi başarıya çok yaklaşmış demektir.
Hayatta herşey başarı mıdır? Kendini değerli kılmak tüm başarılardan daha kıymetli değil midir? Kendi kendinize, “vay be bunu da nasıl başardım” derken kendinizin o güzel değerini hissetmek herşeye değer değil mi?
Hızla sahil yolunda ilerlerken bir an durup aracınızdan dışarı çıkıp, zamanı kendine dost yapmış olan kuşları seyretme şansını, neden kendinize vermiyorsunuz? Kendinize sadece beş dakika zaman tanıyarak, denizin o mis gibi iyot kokusunu neden içinize çekmiyorsunuz? Bir daha ki sefere, iki adım ötenizdeki o harika piknik alanına gidip, mis gibi oksijen kokusu içinde derin nefesler alın, hemen ruh haliniz değişecektir. Kalbinizin içindeki o ilahi güç, koşulsuz karşılıksız sevgi enerjisi, her an ortak bilinç akışı içerisindedir. Önemli olan bu saf ve temiz mutluluk enerjisine , huzur ortamına ulaşabilmeyi başarabilmektir. Bu akış içinde iken, etrafınızda, devamlı size hızla geçen saniyeleri hatırlatacak bir saate ihtiyacınız hiç olmayacaktır. Hissetmiş olduğumuz akış, hayrınıza olacak tüm güzellikleri, harika zamanı, mucizevi haberleri size tek tek sunacaktır. Akışa nasıl girebilirimin sorusu aslında çok basittir. Şu benim hakkımda bunu konuşmuş, o terfi almış, onun çoçuğu daha çalışkan derslerinde çok başarılı, neden bana geç geliyor, neden bir çiçek bile almadı, beni sıklıkla aramıyor, sorularını arkada bırakarak, sadece durup etrafınıza dikkatlice bakıp, Yaradanın, evrenin, doğanın size sunduğu o harika güzellikleri tek tek keşfedin. Sonra da bütün bu muhteşem düzenin size sunulduğunu ve ne kadar değerli olduğunuzu hissedin. Gün içinde takmış olduğunuz endişe gözlüğünü çıkarın, bana herşey ne kadar değerli olduğumu hatırlatıyor gözlüğünü takın.
Sağlığınıza, zekanıza, güzelliğinize, bedeninize, ruhunuza şükredin ve kıymetini bilin. Bunların kıymetlerini anlayabilmek için elinizden gitmesini beklemeyin. Evet hemen şimdi gözlerinizi kapatın burnunuzdan diyaframınızı şişirerek nefes alın 3 saniye sonra bu nefesi ağzınızdan verin. Zamansızlık kavramını hissedin.
“Yücelerin Yücesi Tanrım
Bir yerden bir yere gitmemi sağlayan sağlıklı bir çift ayağım olduğu için,
Sevdiklerime sımsıkı sarılabildiğim güçlü iki kolum ve elim olduğu için,
Yediklerimden tad alabildiğim ve kendimi ifade edebildiğim sağlıklı bir ağzım ve dilim olduğu için,
Mis gibi kokuları içime çekebildiğim, nefes alabildiğim harika bir burnum olduğu için,
Dünyanın tüm güzelliklerini görebildiğim iki adet gözüm olduğu için,
Ve ‘İyi ki varsın’ denildiğinde onları duyabildiğim sağlıklı bir çift kulağım olduğu için…
Şükürler Olsun, Hamd Olsun …. İyi ki varım ve Ben Değerliyim. Akıştayım ve bu akışa güvenmeyi seçiyorum. Zaman benim dostum…. Sevgiyle Serkan Sorguç — ŞifaChi



![10381983_10205115639562802_1977244138937253643_n[1]](https://anetteinselberg.com/wp-content/uploads/2015/06/10381983_10205115639562802_1977244138937253643_n1.jpg?w=300&h=228)






Yorum bırakın