Çok Önemli Bilgiler… Okuyun… Okuyun…Okuyun…

images[5]

 

 

1. TESADÜF DİYE BİR ŞEY YOKTUR. Yaşadığımız her deneyimin ve hayatta karşımıza çıkan her insanın, bize bir mesajı vardır. Özellikle sorunumuz olduğunda, yanıtları bize verecek insanlarla karşılaşırız. Rastlantı yoktur. Ama bu rastlantılara nasıl yanıt vereceğimizi, bize iletilen mesajları algılayabilme kapasitemiz belirler. Yolumuza çıkan biriyle yaptığımız sohbet, o anki sorularımıza yanıt vermiyor görünebilir ama bu, yaptığımız sohbetin bir mesaj taşımadığı anlamina gelmez. Sadece, biz o mesajı alamamışızdır.

2. NEDEN YAŞADIĞINI CEVAPLA… İkinci bilgi, gerçeklerin ve kendinin farkındalığı üzerine kurulmuştur. Neden yaşıyorsun?

3. EVRENDE TEK VE SAF BİR ENERJİ VARDIR. Bu bilgi, yaşama yepyeni bir bakış açısı getirmektedir. Modern fizik, evreni, tek ve nötr bir enerji olarak tanımlamakta ve bu enerjinin her nasılsa düşüncelerimize yanıt verdiğini söylemektedir. Yani, insanoğlunun yalvarmasına gerek olmaksızın, eğer gerekli istenci gösterirse ona yanıt veren bir enerji…

4. TÜM EVREN ENERJİDEN İBARETTİR VE ENERJİ GÖRÜLEBİLİR. Ne var ki, hepsinin türü değişiktir. İşte bu yüzden bazı yerler enerjiyi diğer yerlerden daha fazla artırır. Bu, senin uyumuna baglidir. Önce enerji alanlarini görmeye başla. Bunun için dikkatini çevreye yönelt. Nesnelerin ve insanların güzelliklerini, eşsizliklerini takdir edince, enerji alıyorsun; hislerin sevgi düzeyine yükselince, gönüllü olarak enerjini geri veriyorsun. Bu mistik bir deneyimdir.

Bu durum ne yazık ki uzun süre korunamaz. Bilinci normal düzeyde olan bir insanla konuşmaya çabalayınca ya da halâ çatışmaların sürdüğü bir dünyada yaşamaya çalışınca, bu durumdan sıyrılır ve tekrar eski düzeyimize döneriz. Bundan kurtulabilmek için, hissettiklerimizi yeniden, yeniden tekrar etmeliyiz. Çünkü rastlantıları sağlayan bu enerjidir ve rastlantılar sürekli bir temele dayanan, yeni bir düzeyi gerçekleştirmemize yardımcı olurlar.

5. İNSANLARIN, DİĞERLERİNİN DÜŞÜNCELERİNE HÜKMEDEREK ENERJİLERİNİ ÇALMA EĞİLİMLERİ VARDIR. Enerjimizin kesildigini hissettiğimiz zaman, hepimiz aynı şeyi yaparız. İnsanları ve durumlari kontrol ederek enerjinin bize doğru akışını sağlamak için dramalar yaratırız. Şayet kendimize dikkatle bakıp, enerjiyi yönlendirmek için neler yaptığımızı keşfetmezsek, hiçbir ilerleme olmaz.

MESAFELİ DRAMA: Esrarengiz ve gizemli bir görünüm kazanır, kendi kendine ihtiyatlı davrandığını söyler ama aslında bu dramanın içine başkasını çekip, kendisine ilgi göstermesini ümit eder. Birisini bu dramanın içine çekince de, açık davranmaz ve gerçek duygularını anlamaları için karşındakileri zorlar. Onlar bu kişinin gerçek duygularını anlamaya çabalarken, fazlasiyla ilgi gösterip, tüm enerjilerini ona yollarlar. NE DENLİ ESRARENGİZ DAVRANIP, NE DENLİ İLGİLERİNİ ÇEKERSE, O KADAR ENERJİ ÇALAR.

SORGULAYICI DRAMA: Sorularıyla insanları eşeleyip, diğerlerinin yaşantılarındaki yanlışları ortaya çıkarıp eleştirir. Eger istedikleri kişiyi bu dramanın içine çekebilirse, diğerleri, sorgucunun karsisinda kendilerini suçlu hisseder ve sorgucunun dikkatini çekecek hatalar yapmamak için, onun düşündükleri ile ilgilenmeye başlarlar. Sorgucu, bu saygı sayesinde gereksinim duydugu enerjiyi sağlar.

KORKUTUCU DRAMA: Şayet biri sözle, fizik gücüyle ya da statüsüyle başkaları üzerinde tehdit yaratıyorsa, diğerleri başlarına kötü bir iş geleceği korkusuna kapilir, ona ilgi gösterip enerjilerini verirler.

ACINDIRICI DRAMA: Birisi, başına gelenlerden diğerlerinin sorumlu olduğunu açıkça olmasa da vurgular ve ona yardım edilmediği takdirde kötülüklerin başına gelmeye devam edecegini söylerse, sağladığı ilgiyle enerji çeker.

Burada dikkat edilmesi gereken konu, dramaların, karşı dramaları yarattığıdır. Örneğin mesafeli drama uygulayan bir kişi, karşısında sorgucu drama oynayan kişiyi yaratır.

6. GEÇMİŞİ BERRAKLAŞTIR, ÇOCUKLUĞUNUN DRAMALARINI TEKRAR ETME!
Geçmişi berraklaştırmak, çocukluğumuzda öğrendiğimiz bu dramaları kontrol etmekle başlar. Dramaların farkıda ol. Bunlardan bir kez kurtulduğnda, kendini daha yüksek seviyedeki evrimsel kimliğinde bulursun. Doğru enerji ile her doluşta hayatı daha ileriye götürecek bir rastlantı eydana gelir ve bu düzeydeki enerji içselleştirilir.

7. AKLINA ANİDEN GELEN DÜŞÜNCELERE DİKKAT ET! Ani düşünceler, bize rehberlik etme maksadıyla aklımıza gelirler. O zaman, NEDEN? diye sormalıyız. Yaşam sorunumla bunun ne ilgisi var? Gözlemci durumuna geçince, her şeyi kontrol etme gereksiniminden de kurtuluruz ve bu bizi evrimin akışının içine sokar. Bu noktada olumsuz düşünceler aklımıza gelirse, 7. bilgi, “korku imajları belirir belirmez engellenmelidir, ardından da aklımıza iyi düşünceler getirmeliyiz” der. Eğer olumlu imajlardan sonra olumsuz imajlar belirirse, yine de bunları ciddiye almak gereklidir. Örneğin, aklına aniden araba kazası geçireceğin gelmişse ve biri seni arabayla bir yere götürmeyi teklif ederse, reddetmelisin.

8. DİĞERLERİYLE KURDUĞUN İLİŞKİLERDE ENERJİNİ DOĞRU KULLAN! Sekizinci bilgi diğerleriyle kurulacak ilişkilerde enerjiyi kullanmanin yolunu gösteriyor. Özellikle çocukların hatalarını sürekli düzeltmenin, onların enerjilerini tüketmek olduğunu ve bu durumun onlarda kontrol dramaları yarattığını söylüyor.

AŞK İLİŞKİLERİ ENERJİ EMİCİLERE DÖNÜŞMESİN!: Aşık oldugunda, iki kişi bilinçsiz olarak enerjilerini birbirlerine verirler ve mutluluk ve neşe inanilmaz derecede artar, titreşimler yükselir. Ne yazık ki, insanlar kısa sürede birbirlerinden gelen bu enerjiye bağlanırlar ve evrenden sağladıkları enerjiyi keserler.

Oysa, iki kişinin birbirine verecek yeterli enerjisi yoktur. Bir süre sonra birbirlerine enerji vermeye son verip, diğerinin enerjisini elde etmeye çalışır ve çocukluk dramalarının içine düşerler. Ve sonuçta ilişki giderek yozlaşır ve güç mücadelesine dönüsür. Aslında bu durumdan tam olarak kurtulmayı öğreninceye kadar alfabedeki C harfi gibiyizdir. Karşı cinsten kolay etkileniriz, onun yarım kalmış dairesi gelip bizimkiyle birleşir. Birbirimize enerji akıtmaya başlarız, gerçekte ise kendi dışında diğer yarısını arayan bir başka insanla birleşmiş oluruz. KARŞIT CİNSTEN BİRİNE BAĞIMLI OLMAMIZIN NEDENİ, KARŞIT CİNSİN ENERJİSİNİ ELDE ETMEK İSTEMEMİZDİR.

ÖNCE TEK BAŞINA OLMAYI ÖĞREN! İçimizdeki kaynaktan aldığımız mistik enerjinin, hem erkek hem de dişi yönü vardir. Ama bu bütünleşme zaman alir. Eğer olgunlaşmadan eril yada dişil enerjimizin artması için, bir başka insan ile bağlantı kurarsak, evrensel kaynağın akışını durdururuz. Önce daireyi kendimiz bütünlemeliyiz. Bu zaman alır ve ancak bunu sağladıktan sonra yüksek ilişackiler kurabiliriz. Böylece, bütünleşmiş bir insanla romantik ilişki kurduğumuzda, bu tür bir ilişki bizim bireysel gelişimimizi engellemez. Bu tür ilişkilerde bağımlı olma eğilimi yoktur. Çünkü bu insanlarin ikisi de gelecek mesajlari beklemektedirler. Bir aşk deneyime ilk başlarken, ilişkinin ilk günlerinde duyulan iyilik ve keyfin tadını, tek başına olduğun zaman çıkarmalı, onu içine almalısın. Bundan sonra gelişmeye başlarsın ve kendine uygun romantik ilişkiler sana kendiliğinden bir şekilde ulaşır.

9. ENERJİ DÜZEYİNİ ARTTIR! Dokuzuncu bilgi der ki; enerji düzeyimiz arttıkça vücudumuzdaki atomların titreşimlerinin düzeyi de artar. Kısacası, ruhumuzu arındırıp hafifleriz. Her zaman enerji dolu ol ve sevgi konumunda kal. Bir kez sevgi konumunu elde ettin mi, hiç bir şey ve hiç kimse sendeki enerjiyi çekip alamaz. Aslında, senden taşan enerjinin yarattığı akıntı, aynı oranda enerjiyi senin içine çeker.

Ja

Yorum yaz…

Çizdiğiniz Şekle Göre Ruh Haliniz…

images[1]

Çoğumuz, elimize bir kalem geçirince küçük şekiller çizmeye başlarız. Şimdilerde psikologlar, kişilerin ruh dünyalarına ayna tutmak amacıyla bu küçük şekillerden yararlanmaya başladılar…

ELİNİZİN altında bulunan kağıt parçalarına farkında bile olmadan çizdiğiniz şekiller, sizin ruh halinizi ele vermeye yetiyor. Bu konudaki ilk araştırmalar ve bulgular, psikanalizin babası sayılan Sigmund Freud’un sayesinde saptanmıştı. Psikiyatristler, ellerinin altındaki örnekler sayesinde hastalarının sorunlarını daha kolay günışığına çıkarmaya başlamışlardı. Öyle ki, çeşitli karalamaların anlamlarını kapsayan kitaplar elden ele dolaşmaya bile başlamıştı.

Bilinçaltında gizli kalan duygu ve düşünceleri, bir kağıt parçası üzerindeki şekillerin açıklaması, gerçekten şaşırtıcı bir keşifti. Sakın, ‘‘Ben hiç öyle şekiller çizmem’’ diye bir iddiada bulunmayın. Mutlaka zaman zaman ve farkına varmadan bir yerlere şekiller çiziyorsunuzdur. Ne düşündüğünüzü bilmeden ve herhangi bir cismin resmini yapmayı düşünmeden çizdiğiniz şekiller aslında sizi ele veriyor. Psikiyatristlere rehber olan şekillerden bazıları hakkında size de bilgi vermek istiyoruz. Böylece belki kendinizi daha iyi tanıma fırsatını bulursunuz. Kendi kendinizin psikoloğu olup iç dünyanızda kopan fırtınalar hakkında bilgi sahibi olabilirsiniz. Kuşkusuz şekillere verilen anlamların birer matematik formülü gibi kesin olduğunu söyleyemeyiz. Sadece yıllar boyunca ruhbilimcilerin yaptıkları çalışmalardan sonra vardıkları sonuçları sizlere aktaracağız. Kendinizi daha iyi tanımak için aynaya değil, defter köşelerine, kağıt parçalarına rasgele çizdiğiniz şekillere bakın…

Şekiller anlatıyor

Resim yapmak amacıyla kalemi elinize aldığınız zaman çizgilerinize büyük özen gösterirsiniz. Ama duygularınızın, düşüncelerinizin dışa vurumu sayılan o küçük şekillerin çizilmesinde aynı özeni göstermezsiniz. Psikiyatristler, kişilerin belli bazı şekilleri çizmeye meraklı olduklarını saptadılar…

ÜÇGEN: Öğrenmeye susamış, araştırıcı, tehlikelere atılmayı göze alan ve güçlü bir iradeye sahip biri sürekli üçgen çizer. Bu kişi zor karar verir ama hiç kimse onu kararından döndüremez.

KÜP: İşte size pratik, gerçekçi biri. Güven altında olmaya büyük önem verir, mesleğinde ve ilişkilerinde sağlam temeller kurabilmek için canla başla çalışır. Küp çizen kişilerin hayal güçleri kuvvetlidir aynı zamanda prensip sahibi olurlar.

YILDIZ: Altı köşeli yıldız çizen kişilerin insan doğasının erkek ve dişi yanları arasında bir denge kurabildikleri anlaşılır. Meraklı, öğrenmeye açık, konuları derinlemesine inceleyen kişilerdir.

KALP: Aşırı derecede duygusal kişiler, akıllarına estikçe kalp çizerler. Aşkta sadakat onlar için çok önemlidir. Her daim hislerinin sesini dinleyerek hareket ederler.

ÇİÇEK: Daha çok kadınların çiçek resmi çizdiklerini söylenebilir. Hayatlarının en romantik dönemini yaşayanlar çiçek çizmeye meraklı oluyorlar. Bu kişiler duyarlı ve dost canlısı olurlar.

KUŞ: Uçan bir kuş çizen kişilerin hayal güçleri çok kuvvetlidir. Her zaman büyük hayaller peşinde koşmaya bayılırlar. Ayrıca seyahat etmeyi, macera yaşamayı da severler.

DAİRE: Daire şekli sonsuzluğu, bütünlüğü, birliği ve korumayı simgeler. Kalbi sevgi dolu olan esprili kişiler, daire çizmekten hoşlanırlar. Genelde kendilerini ikinci planda tutarlar.

PARALEL ÇİZGİLER: Soğukkanlı ve acil durumlarda hemen harekete geçmeyi başaran kişilerdir. Ne istediklerini çok iyi bilirler. Eğer çizgiler diagonal çizilmişse, o kişinin lider olma eğiliminde olduğu söylenebilir.

KARE: Ciddiyeti, kararlılığı simgeler. Pratik amaçlara yönelen ve özü sözü doğru kişiler kare çizerler. Hayatlarını güvence içinde sürdürmeye çalışırlar.

kaynak: hürriyet aile

 

Sekiz Saniye…

images[1]

Kendi kişisel gelişim yolculuğum da nerelere vardıysam hatun da aynı yerlere varmış. Farklı hikayelerimiz var ama sonuç aynı: ”Seni çok seviyorum Anette ve bundan sonra sana ben bakacağım…”
Ayrıca başucu kitaplarımdan biri olan ”dört anlaşma” yine filmin ana konularından…
Filmde sevdiğim çok fazla söz vardı ama bana göre en önemlisi: ”Cesaret hiç korkmamak demek değildir, korktuğun halde yola devam etme gücünü göstermektir”di.
Bu kadar övmeden sonra gitmemezlik etmezsiniz herhalde diye umuyorum. İşinizi gücünüzü bırakın ve gidin.
Bu arada hatunun düşünceleri okuma ve rüyayla sezme yeteneklerine hayran kaldım. Duvar olayını anlayan varsa bi zahmet anlatsın:)

Anette

Çalakalem Laflarım... kategorisinde yayınlandı. Etiketler: . Leave a Comment »

Hangi renkli besin vücutta hangi organa iyi gelir

970411_377365355698560_2002354264_n[1]

3000 yıl önce Çinliler kısa sürede pişirilmiş sebzenin, az miktardaki etin ve en aza indirilmiş yağın sağlıklı beslenmenin temel kuralları olduğunu biliyorlardı
Batılı bilim adamlarının aksine Çinliler için yiyeceklerdeki vitamin ve proteinler ikinci derecede rol oynuyor
Onlar için önemli olan bir öğünün duyumsal etkisi ve her bir yiyeceğin yaptığı ortak etki Bir Çinli’nin sofrasında dikkat çeken ilk şey yiyeceklerin tatlılar, tuzlular, acılar, ekşiler ve baharatlılar olarak tadlarına göre sıralanmasıdır Bu sofradaki bir diğer özellik yeşil, sarı, kırmızı, mavi ve beyaz gibi bütün renklerin bir arada bulunmasıdır Onlara göre dengeli beslenme ancak bu şekilde olur

YEŞİL KARACİĞERİ DESTEKLER

Çinliler’in beslenme kuralında yeşil ekşi tadı ve organlardan da safra ile karaciğeri sembolize eder Örneğin salatalık, kivi gibi yeşil yiyecekler ve enginar, tavuk, yoğurt gibi ekşimsi tatlar karaciğerin ve safranın zehrini almada iyi bir görev görürler

SARI GÜÇ VE ENERJİ VERİR

Sarı rengi temsil eden tatlı yiyecekler mide, dalak ve pankreası simgeler Çinlilere göre tatlı “sinir besini” olduğundan stres içinde olan birçok insan tatlıya sarılır Çünkü hububat, mısır, bal ve muzdaki doğal tatlılar enerji verir

KIRMIZI VÜCUDU TEMİZLER

Kırmızı, acımsı tadın karşılığıdır Kalp ve ince bağırsak bu renge bağlıdır Pancar, kırmızı turp veya kırmızı çarliston biber vücudun zehrini dışarı atar Kırmızı yiyeceklerin kalpteki etkisi dolaylı olarak safrada kendini gösterir: safranın fonksiyonu bozulduğunda salgı kana girer ve kalp atışı frekansını değiştirir

MAVİ VÜCUTTAKİ SUYU AYARLAR

Çinliler mavi renk ile tadı tuzlu olan yiyecekler ve organlardan da böbreklerle mesaneyi bir araya getirirler Bu nedenle midye, alabalık, patlıcan idrar yolu enfeksiyonlarında yararlıdır Bu mavi yiyecekler böbrekleri ve mesaneyi çok iyi yıkarlar ve idrar söktürücüdürler

BEYAZ CİLDİ GÜZELLEŞTİRİR

Çinliler beyaz renk ile keskin tadı ve aynı zamanda solunum yollarını, kalın bağırsağı doğrudan doğruya bağlantılı tutarlar Beyaz turp, pirinç, kuşkonmaz hatta saf alkol terlemeyi sağlayarak gözeneklerin açılmasını, vücudun fazla suyunun alınmasını sağlar
alinti

Atı Gördüğünüzde Paylaşın… İnsanların % 99′ Bulamıyor…

10291827_10152041789741610_6262461985008344494_n[1]

Ortaya Karışık kategorisinde yayınlandı. 1 Comment »

Dallarımıza tüneyip, bize tanıdık gelen şeylere tutunmayı tercih ediyoruz

images[1]

Bir zamanlar bir kral’a Arabistan’dan iki tane doğan hediye edilir. Bunlar kralın şimdiye dek gördüğü en güzel kuş türü olan aladoğanlardır. Kral, bu değerli kuşları eğitmesi için onları doğancıbaşı’na verir. Aylar ayl…

arı kovalar ve bir gün doğancıbaşı Kral’ın huzuruna gelip, doğanlardan bir tanesinin mükemmel bir şekilde çok yükseklerde süzülerek uçtuğunu, fakat diğerinin geldiği günden beri tünediği daldan kımıldamadığını söyler. Bunun üzerine kral, ülkenin her yerinden şifacılar ve büyülcüler getirtip doğanı iyileştirmelerini emreder ama hiçbiri doğanı iyileştiremez. Kral daha sonra bu görevi saray çalışanlarına verir fakat ertesi gün baktığında doğan’da hala bir iyileşme gerçekleşmemiştir.
Bildiği her yolu deneyen kral en sonunda şöyle düşünür: “Belki de bu problemin kaynağını anlayabilmesi için dağlık bölgeleri tanıyan birine ihtiyacım var,” der. Böylece saray çalışanlarına emreder: “Gidin ve bana bir çiftçi bulun!” Ertesi sabah doğan’ı göklerde uçarken gören kral şaşkına döner ve emrindekilere seslenerek “bu mucizeyi yapan kişiyi getirin bana” diye buyurur. Görevliler hemen gidip çiftçiyi bulup getirirler. Kral sorar,”Ne yaptın da doğan uçmaya başladı?” Boynu bükük çiftçi şöyle cevap verir: “
Çok basit yüce kralım. Sadece kuşun tünediği dalı kestim.” Hepimiz uçmak için, bir insan olarak içimizdeki olağanüstü potansiyelin farkına varmak için yaratıldık. Fakat bunun yerine, dallarımıza tüneyip, bize tanıdık gelen şeylere tutunmayı tercih ediyoruz. Sınırsız olasılıklar mevcut ama birçoğumuz onların neler olduklarını keşfedemiyoruz bile.
Tanıdık şeylerin, bize konforlu gelen alanın ve dünyevi meselelerin dışına çıkmadan yaşıyoruz. Bu nedenle çoğu zaman hayatlarımız heyecandan, tatminkarlıktan yoksun bir hal alıyor. Öyleyse, var mısınız tutunduğumuz korku dallarını kırıp kendimizi uçmanın mutluluğuna ve özgürlüğüne bırakalım?
Isha Judd’un “Why Walk When You Can Fly” kitabından alıntıdır. Çeviri: Bahar Varol  – Oneness Türkiye

‘Kadınlar hayatta en çok ne ister?’

Harun Reşit savaşta esir aldığı düşman Generale:

– Hayatını bağışlarım ama bir şartım var, der.
‘Kadınlar hayatta en çok ne ister?’ budur bilmek istediğim.

Bu sorunun yanıtını getir kurtar kelleni der.

General sorar soruşturur bu çetin sorunun yanıtını aramaya başlar ve Kaf dağındaki bir cadının bunu bildiğini öğrenir.

Günlerce gecelerce at koşturur, cadıyı bulur ve sorar:

-Kadınlar hayatta en çok ne ister?

Korkunç cadı yanıt için öyle bir şart ileri sürer ki yenilir yutulur cinsten değil.

-Evlen benimle!

O zaman öğrenirsin ancak istediğini…

Bu ölümcül teklifi kabul eder General ve doğru yanıtı alır almaz koşar Harun Reşit’e ve:

– Kadınlar en çok kendi özgür iradeleriyle hareket etmek ister!

Harun Reşit Generalin hayatını bağışlar ancak cadıya da evlenmek için söz vermiştir.

Neyse evlenirler. İlk gece General bir bakar ki , o korkunç cadı dünyalar güzeli bir afete dönüşmüş karanlık odada.

Konuşur cadı:

– Benim kaderim böyle.

Günün sadece yarısı güzel olabilirim, diğer yarısı çirkinim der.
Ne dersin? Geceleri seninleyken mi güzel olayım , yoksa gündüzleri dışarıdayken mi?…..

General düşünür ve:
Sen bilirsin kararı kendin ver der.

İşte o an korkunç cadı sonsuza dek güzel bir kadın olarak kalır….

Peki, bu öyküden çıkarılacak 3 ders nedir?

1.Kadınlar en çok kendi özgür iradeleriyle hareket etmek isterler.

2.Özgür iradesiyle hareket eden bir kadın her zaman güzeldir.

3.İster güzel olsun, ister çirkin olsun her kadın aslında bir cadıdır

Hayatınız seçtiğiniz kadındır.
Zevkli bir kadına rastlarsanız zevkiniz,
Bilgili bir kadına rastlarsanız bilginiz,
Zeki bir kadına rastlarsanız zekânız gelişir.

Hayat kat kattır.
Babil’in Asma Bahçeleri gibi teraslar halinde yükselir ve bir terastan bir terasa sizi kadınlar götürür.

Ve
bugün durduğunuz teras, seyrettiğiniz manzara,
Gördüğünüz hayat yanınızdaki kadının terası, manzarası ve hayatıdır.

Hayatınız seçtiğiniz kadındır.

MUTLAKA OKUYUN ! OKUMADAN GEÇME ! HAYATINIZ ÇEKİLMEZ HALE GELİRSE!!!

Kavanoz ve Kahve

Ne zaman; hayatında bazı şeyler çekilmez hale gelirse,
Ne zaman; yirmi dört saat kısa gelmeye başlarsa,
O zaman; mayonez kavanozu ve iki fincan kahveyi hatırlayınız…
İşte kavanoz ve iki fincan kahvenin hikayesi şöyle;

Bir gün bir felsefe profesörü, elinde bazı malzemelerle derse gelir.
Ders başladığında;
Hiçbir şey söylemeden, önüne büyükçe kavanozunu alır.

Sonda DA kavanozu ağzına kadar tenis topları ile doldurur.
Ardından öğrencilerine kavanozun dolup dolmadığını sorar…
Bütün öğrenciler hep bir ağızdan dolduğunu söylerler.
Bunun üzerine;
profesör önündeki kutulardan birinden aldığı çakıl taşlarını,
kavanoza döker.
Çakıl taşları kayarak,
tenis toplarının aralarındaki boşlukları doldurmaya başlar.
Profesör yeniden kavanozun dolup dolmadığını sorar.
Öğrenciler yine hep birlikte;
‘evet doldu’ derler.

Profesör bu defa DA, masanın üzerindeki diğer kutuyu eline alır ve içindeki kumu yavaşça kavanoza döker.
Tabii ki kumlar DA çakıl taşlarının aralarındaki boşlukları doldurur.
Profesör yine aynı soruyu sorar.
Öğrenciler de yine koro halinde ‘evet doldu’ derler.

Profesör bu kez ise masanın altında hazır bekleyen iki fincan kahveyi alır.
Başlar kahveyi kavanozun içine dökmeye.
Bu kez de kahve de kumların arasında kalan boşlukları doldurur.
Bunun üzerine öğrenciler gülmeye başlar…
Ardından profesör öğrencilerine nasihat etmeye baslar;
‘Bu kavanoz sizin hayatınızdır.

Tenis topları;
Hayatınızdaki önemli şeylerdir.
Yani aileniz, çocuklarınız, sağlığınız, arkadaşlarınız gibi.
Diğer şeyleri kaybetseniz de, bunlar hayatınızı doldurmaya yeter..

Çakıl taşları ise;
Sizin için daha AZ önemli olan diğer şeylerdir.
Yani işiniz, eviniz, arabanız gibi..

Kum ise;
diğer ufak tefek şeylerdir.
şayet kavanoza önce kum doldurursanız;
Çakıl taşlarına ve özellikle de tenis toplarına yeterli yer kalmaz.
Aynı şey hayatımız için de geçerlidir.

Vaktinizi ve enerjinizi;
Ufak tefek şeylere harcar, israf ederseniz;
Bu defa DA önemli şeyler için vakit kalmayacaktır.
Dikkatinizi mutluluğunuz için önemli olan şeylere çevirin.
Çocuklarınızla oynayın.

Sağlığınıza dikkat edin.
Sevdiklerinizle yemeğe çıkın.
Evinizin ihtiyaçlarını karşılayın.
Öncelikle tenis toplarını kavanoza yerleştirin.
Öncelikleri, sıralamayı iyi bilin.
Gerisi hep kumdur…’

Bu arada bir öğrenci merakla şu soruyu sorar;

‘Hocam peki, o iki fincan kahve nedir?’
Profesör gülerek cevaplan;
‘Bu soruyu bekliyordum.
Hayatınız NE kadar dolu olursa olsun;
Her zaman dostlarınız ve sevdiklerinizle bir fincan kahve içecek kadar yer vardır

Fotoğraf Tutkunları için 4 Tatil Önerisi

BOSNA HERSEK

BosnaHersekK_Mostar

Son dönemlerde ülkemizde fotoğraf çekmeye karşı olan ilgi giderek artıyor. Tabi fotoğraf derken çekilen selfie’lerden bahsetmiyorum Profesyonel fotoğraf makinaları ile görülmeyeni görebilme arayışında bir kitle var ve giderek bu kitle büyüyor. İşte giderek artan fotoğraf sevdalıları turizm şirketlerinin de ilgisinden kaçmıyor. Birçok turizm şirketi özel fotoğraf turları düzenliyor. İşte siz de bir fotoğraf sevdalısıysanız, ya da olmaya aday iseniz sizin için 4 tatil önerisi.

1) Bosna Hersek-Karadağ Turu 

Bosna Hersek Blagaj

Bu tur Komunist dönemin ve “büyük ağabey” Yugoslavya’nın yıkılması sonucu paramparça olmuş bir ülkenin küllerinden doğan küçük kardeşlerini, Bosna Hersek ve Karadağ’ı kapsıyor. Yugoslavya İç Savaşı’nın derin izlerini hala taşıyan Bosna Hersek ve doğal güzellikleri ile gezginleri büyüleyen Karadağ, bu turda UNESCO Dünya Mirası Listesi’nde yer alan Mostar, Budva ve Kotor’u da yanına alarak gezginler için özel bir eğitmen eşliğinde unutulmayacak fotoğraf kareleri oluşturuyor. Karadağ’ın bağımsızlık sembolü olan Locven Dağı’nın sunduğu muazzam manzaralar, isimleri tanıdık yapıtlar ve tadları tanıdık yemekler gezginleri bekliyor. Türk insanına çok benzeyen yerel halk  için misafir oluyoruz.

2) Fas

Fas

Kuzey Afrika’nın gizemli ülkesi Fas, kumul tepelerinden Afrika güneşini selamlamak ve Atlas Dağları’nın arasından geçerek büyülü başkent Marakeş’in daracık sokaklarını ve rengarenk pazarlarını objektife yansıtmak isteyenleri bekliyor. Dünyanın en çok izlenen filmlerinden birine adını veren Atlantik kıyısındaki Casablanca, ülkenin en otantik şehirlerinden biri olan Fez ve “Çağrı”, “Mumya”, “Gladyatör” gibi pek çok gişe filmine set olmuş olağanüstü kasır Ait Ben Haddou turun en çarpıcı noktalarından bazıları. Bedeviler eşliğinde deve turu esnasında Sahra Çölü’nde güneşi karşılayan fotoğrafçılar, tüm bu görsel zenginlik arasında geleneksel bir çöl evinde yerel müzik dinletisine misafir olma şansını ve baharat kokulu “Kırmızı Şehir” Marakeş’in geniş meydanlarında eskiyle yeniyi buluşturan bir zaman tüneline girme fırsatını yakalıyor. Fas turu, özellikle The Sheltering Sky romanından beyazperdeye uyarlanan Bernardo Bertolucci imzalı Çölde Çay filmini hafızalarından silemeyenler ve çöl fotoğraflarında ışık kullanımının en ince ayrıntılarına hakim olmak isteyenler için birebir. Aynı zamanda çok sayıda portre, silüet ve etnik kültür fotoğrafları yakalamayı hayal edenlerin öncelikli tercihi.

 3) İzlanda

izlanda

Ateş ve buz ülkesi İzlanda, kayaların kenarında ve buz dağlarının çevresinde fotoğraf çekmenin tadına varmak isteyen gezginleri bekliyor. İzlanda turu, fotoğrafçılara gayzerlerin oluştuğu bölgede, görkemli doğa harikalarının eşliğinde nefes kesici bir foto-safari vaat ediyor. Buz gölleriyle sarmalanan İzlanda, fotoğrafçıların rotasını yerden gökyüzüne fışkıran gayzerlerin, heybetiyle büyüleyen şeffaf buzulların ve alabildiğine güçlü akan yüksek şelalelerin arasından geçiriyor. 1360 metre yükseklikteki Langjokoll Buzulu, yağmur sularının turkuaz göl yüzeyiyle buluştuğu Viti Krateri ve 118 metre yükseklikten akan Hengifoss Şelalesi, aynı zamanda doğa sporlarına düşkün fotoğrafçılar için Foto-Safari haritasına eklendi. Doğa fotoğrafçılığı için eşsiz bir dokuya sahip olan İzlanda, uzun pozlama ve manzara fotoğrafları çekmek isteyen gezginler için bulunmaz bir fırsat.

4) Ürdün

Urdun_2

Romalılardan Araplara, Haçlılardan Müslümanlara kadar pek çok medeniyetin izlerini taşıyan ve birbirinden kutsal mekanlara ev sahipliği yapan Orta Doğu’nun kıyısındaki Ürdün, 6 günlük bir turla fotoğraf tutkunlarını tarihin derinliklerine doğru yolculuğa çıkarıyor. Binlerce yıldır eşsiz varlığını ve kültürel yapısını koruyabilen bu ülke, 2 bin yıldan fazla zamandır ayakta olan ve bugün UNESCO Dünya Mirası Listesi’nde yer alan Petra Antik Kenti’yle ünlü. Bir zamanlar çöl insanlarının geçici konaklama mekanı olan Petra, büyülü renklerini fotoğrafçıların vizörlerine yansıtırken, Hz. Musa’nın kutsal toprakları ilk gördüğü yer olduğu düşünülen Nebo Dağı da mistik dokusuyla efsanevi fotoğraflara ev sahipliği yapacak. Kızıldeniz kıyılarından başlayarak türlü renklere bürünen Rum Vadisi ise, eşsiz bir panoramada katılımcılara 4×4 araçlarla safari keyfi sunacak.

Urdun_1

Gündoğumunda masalsı Lut Gölü’nde, dalgalardan arınmış yapısıyla ziyaretçileri sükunete davet eden Ölü Deniz’de ve Antik Roma’dan beri ayakta olan bir başkentte hafızalardan silinmeyecek kareler yakalamak garanti. Ayrıca Akabe Körfezi’nde bulunan rengarenk mercanlara dalarak sualtı fotoğrafları çekmek, turun ayrıcalıkları arasında. Muazzam ışık detayları arasında portre, silüet ve etnik kültür fotoğrafları çekmek isteyenler, çöl ortamında, bedeviler ve develer eşliğinde, hem gezgin hem de fotoğrafçı olmanın keyfine varacaklar.

kaynak: çok gezen adam

Atı Gördüğünüzde Paylaşın… İnsanların % 99′ Bulamıyor…

Mutluluğun 5 basit kuralını unutmayınız

images[1]

Bir gün, bir çiftçinin eşeği kuyuya düşer.
Adam ne yapacağını düşünürken, hayvan saatlerce anırır.
En sonunda çiftçi, hayvanın yaşlı olduğunu kuyunun da zaten kapanması gerektiğini düşünür ve eşeği çıkartmaya değmeyeceğine karar verir.
Bütün komşularını yardıma çağırır. Her biri birer kürek alarak, kuyuya toprak atmaya başlarlar. Eşek ne olduğunu fark edince, önce daha beter bağırmaya başlar. Sonra, herkesin şaşkınlığına, sesini keser. Birkaç kürek toprak daha attıktan sonra, çiftçi kuyuya bakar. Gözlerine inanamaz. Eşek, sırtına düşen her kürek toprakla müthiş bir şey yapmakta, toprağı aşağıya silkeleyerek yukarı çıkmasına basamak hazırlamaktadır. Bir süre sonra, komşular toprak atmaya devam edince, herkesin şaşkınlığı altında eşek, kuyunun kenarından dışarı bir adım atıp, koşarak uzaklaşır !
Hayat üzerinize hep toprak atacaktır, her türlü pislik ile. Kuyudan çıkmanın sırrı, bu pisliği silkeleyip, bir adım yükselmektir.
Sıkıntılarımızın her biri bir adımdır, en derin kuyulardan bile yılmayarak, usanmayarak çıkabiliriz. Silkelenin ve biraz daha yukarı çıkın.

Mutluluğun 5 basit kuralını unutmayınız

1- Kalbinizi nefretten arındırın – Affedin
2- Düşüncelerinizi endişelerinizden arındırın – Çoğu zaten hiç gerçekleşmez.
3- Basit yaşayın ve elinizdekilerin kıymetini bilin.
4- Daha çok verin.
5- Daha az bekleyin…

Meyvelerin Gücü

1005423_376122159156213_1891653713_n[1]

Jay Kordich adlı Amerikalı, 1948 yılında mesane kanserine yakalandı… Hastalığın geldiği aşamayı gören doktorların “İyileşmesi mucize olur” dediği Kordich, taze meyve – sebze suyu terapisini kullanarak hastalığını yendi. Ve reçetelerini “Meyve ve Sebzelerin Gizli Güçleri” adlı kitapta topladı. İşte bazılarının mucizevi yararları:

• İncir: Bağırsakları çalıştırır, enerji verir. Cinsel güce yardımcıdır.
• Elma: Böbeklerin temizlenmesine, sindirim rahatsızlıklarının kontrol edilmesine yardım eder.
• Kayısı: Kan yapıcıdır. Güzel bir cilt ve saça olumlu etkisi vardır. Kanserin önlenmesinde yardım eden iyi bir karotenoid kaynağıdır.
• Muz: Kalbe ve kas sistemine yararlıdır. Yorgunluğa ve ishale birebirdir.
• Vişne: Mineral ve vitamin deposudur. Koyu renkli vişneler, açık renklilere oranla daha fazla mineral içerir.
• Greyfurt: Sindirimi uyarır. Diş etlerinin kanamasını azaltır, soğuk algınlığına iyi gelir. Lifleriyle yenirse, kolesterolü düşürür.
• Portakal: Soğuk algınlığı, grip, incinme, kalp hastalığı ve felçten korunmaya yardım eder.
• Mandalina: Enfeksiyonlarla savaşmayı kolaylaştırır.
• Üzüm: Böbreklerin çalışmasını uyarıp kalp atışını düzenler. Karaciğeri temizler. Siyah üzüm kabukları ve çekirdekleriyle yenirse hücre yenileyicidir.
• Kavun: Endişe ve uykusuzluğa iyi gelir. Bağırsak ve cilt kanserine karşı Amerikan Kanser Topluluğu’nca tavsiye edilmiştir.
• Karpuz: Kabuğundaki çinko iktidarsızlığa iyi gelir. Böbreği temizler.
• Kiraz: Kolesterolü düşürür, özellikle sapları idrar söktürücüdür.
• Armut: Kalp – damar sağlığı, alçak kan basıncı ve fiziksel performansa iyi gelen vitaminleri barındırır.
• Çilek: Sigara dumanının etkilerini azaltır. Sigara içilen bir odadayken gün boyunca ağza iki çilek atılması önerilir.
• Sivribiber: Şişkinliği azaltmada faydalıdır. Saçlara, tırnaklara ve cilde çok iyi gelir.
• Brokoli: Mide ve yemek borusu kanseri tehlikesini azaltır.
• Lahana: Yaşlanmayı önleyici mineral olarak kabul edilen selenyum sağlıklı bir cilt verir, erkeğin cinsel gücünü artırır.
• Havuç: Enerji verir. Karaciğerin safra salgılamasına ve kolesterolü dengelemesine yardım eder.
• Salatalık: Kasları gençleştirir. Deri hücrelerine elastikiyet verir.
• Sarmısak: Tansiyonu düşürür, kan pıhtılaşmasını azaltır. Bazı mide kanserlerini önlediği ve bağışıklık sistemini güçlendirdiği kanıtlanmıştır.
• Ispanak: Karaciğeri, lenf bezlerini ve kan dolaşımını uyarır.

Baş ağrısına karşı elma ile kereviz
• Uykusuzluk: Havuç ve kereviz sapının suyunu karıştırın.
• Sakinleştirici: Havuç ve lahana suyunu karıştırın.
• Sindirimi kolaylaştırıcı: Karnabahar, havuç ve maydanoz suyu.
• Yorgunluk: Tek başına havuç ya da elma, kereviz ve maydanozdan herhangi biriyle birlikte sıkılmış meyve suyu.
• Grip: Bir bardak kızılcık suyu ya da elma + kızılcık, elma + üzüm + ananas suyu.
• İktidarsızlık: Lahana, brokoli, kıvırcık yapraklı lahana suyu.
• Sigara dumanı: Kereviz ya da çilek suyu.
• Ezilme, çürüme: Portakal suyundaki bioflavonoid kan damarını ve kılcal damarları güçlendirir. Ezik ve çürükler daha çabuk iyileşir.
• Kabızlık: Patates + havuç + elma + maydanoz suyu iyi bir tercihtir. En çok işe yarayan meyve suyu ise elma + armuttur.
• Ağrıyan kemikler: Havuç, lahana ve maydanoz karışımının suyu.
• Mide asidi: Havuç + salatalık + pancar suyu ya da havuç + lahana + kereviz suyu mideyi yatıştırmaya yardım eder.
• Hemoroid: İçinde özellikle patates bulunan içecekler öneriliyor. Patates + havuç + elma + maydanoz suyu ya da patates + elma + armut suyu.
• Boğaz ağrıları: Turp + limon.
• Mide ülseri: Lahana ya da patates suyu.
• Baş ağrısı: Elmayla birlikte karıştırılan kereviz suyu.

Tüketirken bunlara dikkat
Doğal Tıp Derneği Başkanı Dr. Ender Saraç, sebze ve meyvelerin insan hayatında bir ilaç kadar önemli olduğunu söyledi. Saraç, günde yarım kilo sebze ve meyve tüketilmesi gerektiğini vurgulayarak, dikkat edilmesi gerekenleri şöyle sıraladı: “Besin değerinin kaybolmaması için sebzeler az suyla, buharlı tencere veya toprak güveç kaplarında zeytinyağıyla pişirilmelidir. Havucu rendelemek B ve C vitaminlerinin kaybolmasına yol açar. Ayrıca sebze ve meyveleri vitaminlerinin kaybolmamısı için kalın doğramak gerekir. Meyveler tok karnına değil, aç karnına ya da yemekten 2 – 3 saat sonra tüketilmelidir.
kaynak  kadınlar kulubü

Bitki Alemi kategorisinde yayınlandı. Etiketler: . Leave a Comment »

Meyvelerin gücü

 1005423_376122159156213_1891653713_n[1]

Jay Kordich adlı Amerikalı, 1948 yılında mesane kanserine yakalandı… Hastalığın geldiği aşamayı gören doktorların “İyileşmesi mucize olur” dediği Kordich, taze meyve – sebze suyu terapisini kullanarak hastalığını yendi. Ve reçetelerini “Meyve ve Sebzelerin Gizli Güçleri” adlı kitapta topladı. İşte bazılarının mucizevi yararları:

• İncir: Bağırsakları çalıştırır, enerji verir. Cinsel güce yardımcıdır.
• Elma: Böbeklerin temizlenmesine, sindirim rahatsızlıklarının kontrol edilmesine yardım eder.
• Kayısı: Kan yapıcıdır. Güzel bir cilt ve saça olumlu etkisi vardır. Kanserin önlenmesinde yardım eden iyi bir karotenoid kaynağıdır.
• Muz: Kalbe ve kas sistemine yararlıdır. Yorgunluğa ve ishale birebirdir.
• Vişne: Mineral ve vitamin deposudur. Koyu renkli vişneler, açık renklilere oranla daha fazla mineral içerir.
• Greyfurt: Sindirimi uyarır. Diş etlerinin kanamasını azaltır, soğuk algınlığına iyi gelir. Lifleriyle yenirse, kolesterolü düşürür.
• Portakal: Soğuk algınlığı, grip, incinme, kalp hastalığı ve felçten korunmaya yardım eder.
• Mandalina: Enfeksiyonlarla savaşmayı kolaylaştırır.
• Üzüm: Böbreklerin çalışmasını uyarıp kalp atışını düzenler. Karaciğeri temizler. Siyah üzüm kabukları ve çekirdekleriyle yenirse hücre yenileyicidir.
• Kavun: Endişe ve uykusuzluğa iyi gelir. Bağırsak ve cilt kanserine karşı Amerikan Kanser Topluluğu’nca tavsiye edilmiştir.
• Karpuz: Kabuğundaki çinko iktidarsızlığa iyi gelir. Böbreği temizler.
• Kiraz: Kolesterolü düşürür, özellikle sapları idrar söktürücüdür.
• Armut: Kalp – damar sağlığı, alçak kan basıncı ve fiziksel performansa iyi gelen vitaminleri barındırır.
• Çilek: Sigara dumanının etkilerini azaltır. Sigara içilen bir odadayken gün boyunca ağza iki çilek atılması önerilir.
• Sivribiber: Şişkinliği azaltmada faydalıdır. Saçlara, tırnaklara ve cilde çok iyi gelir.
• Brokoli: Mide ve yemek borusu kanseri tehlikesini azaltır.
• Lahana: Yaşlanmayı önleyici mineral olarak kabul edilen selenyum sağlıklı bir cilt verir, erkeğin cinsel gücünü artırır.
• Havuç: Enerji verir. Karaciğerin safra salgılamasına ve kolesterolü dengelemesine yardım eder.
• Salatalık: Kasları gençleştirir. Deri hücrelerine elastikiyet verir.
• Sarmısak: Tansiyonu düşürür, kan pıhtılaşmasını azaltır. Bazı mide kanserlerini önlediği ve bağışıklık sistemini güçlendirdiği kanıtlanmıştır.
• Ispanak: Karaciğeri, lenf bezlerini ve kan dolaşımını uyarır.

Baş ağrısına karşı elma ile kereviz
• Uykusuzluk: Havuç ve kereviz sapının suyunu karıştırın.
• Sakinleştirici: Havuç ve lahana suyunu karıştırın.
• Sindirimi kolaylaştırıcı: Karnabahar, havuç ve maydanoz suyu.
• Yorgunluk: Tek başına havuç ya da elma, kereviz ve maydanozdan herhangi biriyle birlikte sıkılmış meyve suyu.
• Grip: Bir bardak kızılcık suyu ya da elma + kızılcık, elma + üzüm + ananas suyu.
• İktidarsızlık: Lahana, brokoli, kıvırcık yapraklı lahana suyu.
• Sigara dumanı: Kereviz ya da çilek suyu.
• Ezilme, çürüme: Portakal suyundaki bioflavonoid kan damarını ve kılcal damarları güçlendirir. Ezik ve çürükler daha çabuk iyileşir.
• Kabızlık: Patates + havuç + elma + maydanoz suyu iyi bir tercihtir. En çok işe yarayan meyve suyu ise elma + armuttur.
• Ağrıyan kemikler: Havuç, lahana ve maydanoz karışımının suyu.
• Mide asidi: Havuç + salatalık + pancar suyu ya da havuç + lahana + kereviz suyu mideyi yatıştırmaya yardım eder.
• Hemoroid: İçinde özellikle patates bulunan içecekler öneriliyor. Patates + havuç + elma + maydanoz suyu ya da patates + elma + armut suyu.
• Boğaz ağrıları: Turp + limon.
• Mide ülseri: Lahana ya da patates suyu.
• Baş ağrısı: Elmayla birlikte karıştırılan kereviz suyu.

Tüketirken bunlara dikkat
Doğal Tıp Derneği Başkanı Dr. Ender Saraç, sebze ve meyvelerin insan hayatında bir ilaç kadar önemli olduğunu söyledi. Saraç, günde yarım kilo sebze ve meyve tüketilmesi gerektiğini vurgulayarak, dikkat edilmesi gerekenleri şöyle sıraladı: “Besin değerinin kaybolmaması için sebzeler az suyla, buharlı tencere veya toprak güveç kaplarında zeytinyağıyla pişirilmelidir. Havucu rendelemek B ve C vitaminlerinin kaybolmasına yol açar. Ayrıca sebze ve meyveleri vitaminlerinin kaybolmamısı için kalın doğramak gerekir. Meyveler tok karnına değil, aç karnına ya da yemekten 2 – 3 saat sonra tüketilmelidir.
kaynak  kadınlar kulubü

Bitki Alemi kategorisinde yayınlandı. Etiketler: . Leave a Comment »

Stresli ve dengelenme ihtiyaci gerektiren durumlar icin kendi kendinize yardim etmenin yolu…

images[6]

 

Stresli  ve dengelenme ihtiyaci gerektiren durumlar icin kendi kendinize yardim etmenin yolu…

Eneji sistemimizdeki en onemli organ kalbimizdir. Kalp, enerji sisteminin nukleer reaktorudur. Tum enerji sistemimizin gucunu saglar ve her bolumumuzle -dusunce, fiziksel beden, meridyenler(enerji kanallarimiz) vb- girift bir sekilde baglanti halindedir.

Kalbinizi dengelediginizde, TUM SISTEMINIZ daha guclenir ve daha iyi calisir.

Genel sıkinti, anksiyete, yani adrenalin seviyesini dengeleyici en eski yontemlerden birisini sizinle paylasiyoruz. Bunu gunde 3 kere yapabildiginizde (toplam 1- 2 dakikalik bir calisma) gitgide gununuz cok daha dengeli gecmeye baslayacak ve stresli durumlar karsisinda daha dayanikli ve sakin olabileceksiniz.

Egonuz size “bosver simdi, yapsan ne olur” gibi sabote edici gorevini ustlenerek bir seyler soylerse de, ona ragmen bu basit calismayi yaparsaniz faydalarini gorebilirsiniz…

Tek kosul “yapmak”! Yoksa bu bilgiyi de bilgisayarinizin bir kosesinde saklayacaksaniz

bir ise yaramayacak, bizden soylemesi… 🙂  •Gozlerinizi kapayin ve ellerinize odaklanin..Ellerinizi ustuste gelecek sekilde tam gogsunuzun ortasinda birlestirin.

•Bir avuc iciniz gogsunuzun uzerinde, digerinin avucici de gogsunuzun uzerindeki elinizin uzerinde olsun.

•Ellerinizle hafif, kucuk, yumusak dairesel hareketler yapin (o bolgeyi ovar gibi) ve ayni zamanda 7 derin nefes alin ve verin. Burundan alip agizdan verebilirsiniz…veya ne kolayiniza geliyorsa. Yeter ki hakkini vereceginiz nefesler olsun.

•7. kere nefes aldiginizda, nefesi birakirken yuksek sesle

7

6

5

4

3

2

1

0 seklinde sayin…

•”0″ dediginizde gozlerinizi acin ve son bir derin nefes alin…Kendinizi iyi hissedeceksiniz. Bu 1 dakika suren basit calisma, bedeninizin ve zihninizin bir mola vermesini saglar.Ayni zamanda ellerinizin kalp cakranizin ve timus bezinizin üzerinde olmasi, hafif bir dairesel hareketle onlari uyarmaniz, sizin kalbinize baglanmanizi saglar. Nefes ise sevgiyi icinize kabulunuzu kolaylastirir.7 sayisinin onemine ise hic girmiyoruz(!). Geriye saymanin ise hipnotik bir etkisi vardir. Bu surec sirasinda yapabiliyorsaniz akliniza cok sevdiginiz birisini, sizi yukari yukselten cok guzel bir manzarayi vb dusunebilirsiniz…Sınır yok, yaratici olun.Bu basit egzersizi gunde 3 veya daha fazla yaparsaniz sakinleşmeniz gitgide daha kolay hale gelmeye baslar. Biraz calisma ile bu hareketin kriz zamanlarinda yapilacak bir dengeleme ritüeli haline gelmesi isten bile degil!

Kaynak:şifa çemberi

 

Meyve ve sebzelerin gerçek mevsimlerini unutanlar için…

Tarımdaki gelişmeler ve teknolojinin ilerlemesi nedeniyle hiç ummadığımız zamanlarda ummadığımız sebze ve meyveleri marketlerde görebiliyoruz. Hangi mevsimde hangi sebze ve meyve bulunur? sorusu da sıkça akla gelen bir konu oldu. Örneğin; çilek sadece bahar aylarında bulunurdu, geçen hafta markette reçellik çilek gördüm, eylül ayının ortalarında hala çilek bulunabiliyor.
Sağlıklı beslenmenin en önemli koşulu güvenli ve sağlıklı yiyecek seçimi. Bunun için sebze ve meyvelerin gerçek mevsimlerinde, bol bulunduğu aylarda tüketilmesi çok önemli. Aşağıdaki tablolarda ayrıntılı olarak verdiğim sebze ve meyve listesinin aynı zamanda alışveriş listesi yaparken de size rehber olacağını umuyorum.

SEBZELER

Kuru Soğan – Her Ay
Patates- Her Ay
Yeşil Soğan – Temmuz, Ağustos, Eylül hariç diğer tüm aylar
Maydanoz – Her Ay
Marul – Mayıs – Temmuz
Yeşil Salata-kıvırcık- Ocak – Mayıs ve Ekim – Aralık
Salatalık- Mayıs – Ekim
Dereotu- Her Ay
Kırmızı Lahana- Kasım – Şubat
Kereviz- Kasım – Mart
Karnabahar- Aralık – Şubat
Bezelye- Nisan – Haziran
Semizotu – Mayıs – Eylül
Domates- Haziran – Kasım
İç Bakla- Mayıs – Haziran
Taze Bakla – Nisan –Temmuz
Bamya Temmuz – Eylül
Taze Kabak Mayıs – Kasım
Pırasa Kasım – Mart
Beyaz Lahana Kasım – Şubat
Ispanak Kasım – Mart
Havuç Eylül – Mart
Salamura Yaprak Her Ay
Taze asma yaprağı Mayıs-Temmuz
Dolmalık Biber Haziran – Kasım
Sivri Biber Haziran – Ekim
Çarliston Biber Haziran – Eylül
Taze Fasulye Mayıs – Eylül
Barbunya Nisan-Eylül
Patlıcan Haziran – Kasım
Pırasa Kasım-Mart
Limon Her ay
Turp Ekim-Şubat
Pazı Ekim-Mart
Sarımsak Her ay
Taze nane Her ay
Brokoli Aralık-Şubat

MEYVELER
Elma (starking-golden) Ekim
Elma-Yaz Temmuz-Ağustos
Elma-Buzhane Her ay
Portakal- Ekim – Nisan
Mandalina – Ekim – Şubat
Kayısı – Haziran – Ağustos
Üzüm – Temmuz – Kasım
Armut – Temmuz – Kasım
Muz – Kasım – Mart (Her ay)
Kırmızı Erik – Mayıs – Ağustos
Mürdüm Erik – Ağustos-Ekim
Şeftali – Haziran – Eylül
Nektarin – Temmuz-Eylül
Kiraz – Haziran
Vişne – Temmuz-Ağustos
Çilek – Mayıs – Haziran
Yeşil Erik – Mayıs – Haziran
Ayva – Ekim – Ocak
Malta Eriği – Nisan – Mayıs
Karpuz – Haziran – Ağustos
Kavun – Temmuz – Kasım
İncir – Ağustos-Eylül
Bal kabağı – Şubat-Mayıs

alinti