Geçen gün bir dost meclisinde sevdiğim insanlarla beraberdim. Konu döndü dolaştı ve tabi ki ilişkilere geldi. Arkadaşım fena halde dertliydi, şimdiye kadar bir nişan attığını ve evlenmeyi beceremediğini anlatıyordu. Ben de dayanamadım sordum kalbinle-mantığınla olabilecek ilişkilere mi giriyorsun yoksa olamayacak ilişkilere mi giriyorsun? (Yani artık belli bir yaş ortalamasını tutturunca ortalama üç ayda o ilişkinin nereye gidebileceğini insan hissediyor).
Arkadaşım ‘’Nevin’’ diyelim bana döndü uzun uzun baktı aaa nerden anladın ki Anette? Ben de uzun zamandır bunu sorguluyordum dedi. Nerde o kadar bana uymaz adam onların peşindeyim, ilişkiyi sürdürmek için de uğraşıp duruyorum. Sonra da yıpranmış bir şekilde kendimi nadasa ayırıyorum. İyileşince de yine olur ilişkinin peşinden değil olmazın peşinden gidiyorum.
Eh geçmiş olsun mu diyeyim, kocaman bir kulübe hoş geldin mi diyeyim bilemedim. Sen de bağlanma korkusu var. Ay inanmıyorum dedi bunun adı da mı var. Ayol dedim üstüne kitaplar bile yazıldı. O kadar tipik ve şematik davranıyorsun ki artık 1000 km öteden bunun kokusunu alabiliyorum. Sen şimdi diyeceksin ki bunun sebebi ne: Kötü bir evliliğin içinde büyümek, aldatılmak, yaşadığın tatsız ilişkiler, gözü dışarda ya da yalancı partnerlerle kurulan birliktelikler falan filan. Ama kafayı buna değil çözüme odaklamalısın. Yani diyor?
Yani DEĞİŞMELİSİN…
Peki nasıl???
Öncelikle diyorum hani olmayacak ilişkiler var ya onların peşinden gitmeyi bırakmalısın. Nispeten bu işin kolay tarafı. Peki zor tarafı ne? diye soruyor Nevin’im. ‘’Olabilecek ilişkileri yürütme cesaretini göstermelisin’’ diyorum. Korkmadan, kaçmadan, boğulur gibi olma hissine aldırmadan.
‘’Cık cık’’ dedi bu zor. ‘’Eh’’ dedim ‘’hayat senin seçim senin’’. Ama ne yaptığının farkında ol ve evlenemiyorum diye şikayet etmeyi kes artık. Çünkü sen evlenemiyor falan değilsin sen düpedüz EVLENMEK İSTEMİYORSUN. Başkalarının ve kendinin gözünde temize çıkmak için de bakın uğraşıyorum ama olmuyor diyorsun.
Kalkıp masadaki çayları tazeliyorum, elciklerimle yaptığım vişneli çikolatalı pastadan bir dilim kesip Nevin’e ikram ediyorum. Hadi diyorum çikolata her derde deva ye rahatla. Ama diyorum sana bu konuyla ilgili diyebileceğim birkaç cümlem var. ‘’Nedir’’ diyor bir tanem.
Psikonet yayınlarından çıkmış bir kitap var adı ‘’Hayatını Yeniden Keşfet’’. İçinde birçok test var. Testler senin hayatta hangi döngüleri tekrar ettiğini anlamana yardımcı olacak. Sen de “Bağlanma Korkusu” çıkacağını şimdiden biliyoruz. Bunu aşman için sana olumlamalar ve ödevler veriyor. Hangi erkek tipini görünce kaçmalısın sana bu konuda hatırlatmalar yapıyor ve en önemlisi olabilir bir erkekle tanıştığında ve o kaçma duygun geldiğinde kendini yatıştırman için neler yapabileceğinle ilgili ödevler veriyor. Bence dene ve ödevlerini yap diyorum.
Arkasından konu kapanıyor ve hafta sonu ne yapacağımızı planlamaya başlıyoruz. Değişik önerilerin arasında kaybolup giderken hepimize korkularımızı yenebildiğimiz bir hayat diliyorum.
Sağlıcakla,
Anette İnselberg



![1621874_523814164398237_1388271705_n[1]](https://anetteinselberg.com/wp-content/uploads/2015/08/1621874_523814164398237_1388271705_n11.jpg?w=300&h=225)






Yorum bırakın