Herkesin bu hayatta çok istediği tutkuyla parçası olmaya can attığı hayaller, arzular, istekler vardır. Bu istekler herkes için farklı önemde ve değerdedir. Denizi kenarında harika bir ev, yurtdışı bağlantılı seyahati bol bir iş, güzel bir yuva kurabileceği varlıklı bir sevgili, sağlıklı bir bebek, spor bir araba, yelkenli bir tekne bu örneklerden küçük bir kısmıdır.
Hep istersiniz, defalarca adım atarsınız ama bozuk plak gibi hep başladığınız yerde bulursunuz kendinizi. Bir türlü istediğiniz hedefe ulaşamazsınız. Sanki kaderin ağları o hedefin etrafını sarmış ve siz çaba sarfettikçe ulaşması zorlaşmıştır. Anlam veremezsiniz, isyan edersiniz. Neden ben? Neden olmuyor? Neden başaramıyorum diye kendinizi sorgulamaya başladığınız an, ona ulaşmanızın yolları azalmaya başlamış demektir. Eğer ne yapsanızda olmuyor ise, o hedefe ulaşmanız belki size hayırlı değildir, belki zamanı değildir, belki de sizden daha güçlü enerjiler elde etmeyin diye önünüze blokajlar koymuşlardır. Bu blokajların bir kısmı Nazar denilen enerjilerden, bir kısmı Egonun devreye girmesinden bir kısmı da ulaşılmak istenen şeyin savunma mekanizmasından kaynaklanmış olabilir.
Hedefinize ulaşmanızı engelleyen blokajların veya negatif enerjilerin görevi sizin ile satranç oynayan biri gibi kazanmanızı ve başarmanızı engelleyecek her adımınızın önünü kesmektir. Bu blokajlar sizin takıntı derecesinde, sahip olmayı çok istemeye başladığınızda devreye girer siz o hedefe ulaşamadığınızda veya Vazgeçtiğinizde sona erer.
Çamura saplanmış bir otomobil düşünün. Eğer siz gaza yüklenir durursanız lastiklerin tutunmaya yarayan dişerinin araları çamur dolar ve araba patinaj yapmaya başlar. Patinaj yaptıkça da gömülür. Yapılması gereken şey arabadan inip onu ittirmek, yardım beklemek, lastiğin altına tahta veya başka tutunacak malzeme bularak o arabayı saplandığı yerden çıkarmaktır. Kısaca gaza yüklenmekten vazgeçmek farklı yöntemlere yönelmek, başka yönlere fokuslanmaktır.
Sabit fikir, takıntı veya fazla arzu, Egoya bu konuda tehlike var aman dikkat mesajları gönderir. Egonun ana görevi sizi bulunduğunuz yaşam çerçevenizde, daha önce belirlemiş olduğunuz güvenli bölgede sizi tutmaktır. Ego değişime ilerlemeye direnç göstermek için programlanmıştır. Primitif bir yapıya sahiptir. Siz beğensenizde beğenmesenizde şu an yaşamış olduğunuz hayat Ego için yaşanabilir ortamdır ve burada siz hayatta kalabilmektesinizdir. Yeni bir çerçeve, ilerleme, yeni bir istek Ego için tehdittir. Hele ki çok istemek Egoyu kırmızı alarm moduna sokar. Ego hemen hedefe ulaşamamanız için tüm imkanları seferber eder. Arabanın geçeceği yolu sulamaya ve çamuru derinleştirmeye başlar ki siz daha gazla o yolda ilerleyemeyin.
Nazar enerjisi de hemen hemen böyledir. Siz eğer herşeyinizi, tüm hayallerinizi başarılarınızı, atacağınız adımları, daha olmadan, daha gerçekleştirmeden, herkese anlatıyorsanız, ister istemez nazar enerjilerini göreve çağırmış olursunuz. Davulun sesi uzaktan kulağa hoş gelir. Kimse sizin ne kadar fedakarlık ettiğinize, nelere katlandığınıza, neler çektiğinize bakmaz. Onlar için, şu an onlarda olamayan yaşamınız, onların hedefleyemediği hayalleriniz ve içinde yaşadığınız hayatta onlarda olmayan imkanlarınız önemlidir. Kişi dengede değilse, kıskançsa, kendinde yok olan birşey sizde varsa keşke benimde olsa diye içinden geçirirse nazar enerjisini aktive eder. Sizden daha iyisine sahip olan birinin size hiç nazarının değdiğine şahit oldunuz mu?
Hayalleriniz, umutlarınız ve beklentileriniz başkalarınınkinden daha iyiyse, ve hele ki sizin onları gerçekleştirme potansiyeliniz de varsa, sizin Egonuz engelleme faaliyetlerine destek olacak yeni ve güçlü bir ortak bulmuş olur. Nazar.
Vazgeçmek, o hedefe artık ulaşma takıntısından kurtulmaktır, Ona ulaşmak için artık yol katetmeye çalışmamak demektir. Egonun bu konu ile ilgili faaliyet göstermesinin gereğinin kalmaması demektir. Başkasına artık anlatmayacağınız ya da başaramadı diyerek nazar enerjisinin sonlanması demektir.
Hedefi elde etme arzusu, takıntısı ortadan kalktığından bunu engelleyecek tüm blokajlar tamamiyle ortadan kalkar. Blokajlar ortadan kalktığında eğer sizin hayrınıza ise, o çok istediğiniz ve artık vazgeçtiğiniz şey bir bakarsınız artık sizindir. Bir an olur dersiniz ki ben bunu zamanında ne şok istemiştim de elde edememiştim. Ama artık o sizindir.
Bu noktada kritik bir husus vardır. Hayrınıza ise gelsin, Hayrınıza ise olsun. Ben dileyeyim, çok isteyeyim sonra vazgeçeyim de olsun prensibi her zaman çalışmaz. Bu prensip sadece eğer o şey sizin hayrınıza ise ve sizin dışınızda farklı enerjiler tarafından önünüz bloke ediliyorsa işe yarar. Bazen olmuyorsa, İlahi sistemde sizin için o şeye sahip olmamanız gerekiyordur. Zorlamayı, Kabule geçin ve Akışa bırakın…
Hayatta en önemli şey hayrınıza olan şeyleri, güzellikle, sağlıkla, mutlulukla, huzurla ve ilahi aşkla yaşayabilmektir. Gerçekten çok istediğiniz arzu ettiğiniz şeyleri, gerçekleştirmeden herkese anlatmayın. Takıntı, kuruntu vesvese yapmayın. Hayatın her anı kıymetli ve değerli. Kendi değerinizin, güzelliğinizin, kabiliyetlerinizin, sağlığınızın aklınızın farkına varın ve İyi ki varım. Ben çok değerliyim deyin. Sevgiyle Serkan Sorguç ŞifaChi
Buradasınız biliyorum.
Ama sekip de yere düşecek diye de içi gider.
Böylelikle bankamatikten para çekmekle uğraşmaz. Hem kartta puan da birikmiş olur.
Çöp poşeti yapar sonra onlardan.
Dünyaya meteor düşse o yine de kekini, meyve suyunu alır.
Kafe şifreyi değiştirdiğinde ise gidip bir çay içer, şifreyi yeniden alır.
Bir daha oturduğu yerden kalkmamak için hep bunlar.
Karnını doyurdun insafsız.
Tanrım, beni senin barışına bir araç kıl ki,
Nefretin olduğu yere, sevgi tohumları ekeyim,
İncinmenin olduğu yere, bağışlama
Kuşkunun olduğu yere, iman,
Umutsuzluğun olduğu yere, umut,
Karanlığın olduğu yere, ışık,
Kederin olduğu yere, sevinç tohumları…
Ey Yüce Rabbim lütfet ki,
Avutulmaktan çok, avutmayı,
Anlaşılmaktan çok, anlamayı,
Sevilmekten çok, sevmeyi dileyeyim,
Çünkü biz ancak vererek alabilir,
Bağışlayarak bağışlanabilir,
Ve ölerek sonsuz bir yaşama doğabiliriz.
Tıkalı burun nasıl açılır?
Burun tıkanıklığı nasıl giderilir diye düşünüyor ve bir çok yöntemi uyguladıktan sonra hala çaresizseniz bir de bu yöntemi denemelisiniz.
Tıkalı burnu açma ve dolan sinüslerinizi boşaltmak için pratik bir yolu sizler için paylaşıyoruz.
…
Dolu sinüsleri boşaltabileceğiniz ve burun tıkanıklığını giderecek olan bu yöntemi belki de ilk defa duyacaksınız.
Tıkalı Burun Nasıl Açılır?
Dilinizi üst damağınıza yerleştirin ve baskı uygulayın.
Dilinizle damağınıza baskı uygularken, baş parmağınızı da iki kaşınızın arasına yerleştirip baskı uygulayın.
Bu şekilde 20 saniye bekleyin. Sinüslerinizin açıldığını ve burnunuzun aktığını göreceksiniz.
Burun tıkanıklığını gidermek işte bu kadar kolay. Özellikle de hasta olduğunuzda ve burnunuz tıkandığında bu yöntemi denemelisiniz.
kaynak: sosyal tarif
Böbreklerinizin görevlerinin arasında, kanınızı potansiyel olarak tehlikeli olan maddelerden idrar yoluyla temizlemek ve vücutsal sıvıları düzenlemek de vardır. Bunlar hayati organlar olduğu için onlara iyi bakmanız ve dengelerini korumanız gerekir.
Yılda bir veya iki kere uygulayabileceğiniz haftalık bir detoks ile böbreklerinizi kolayca ve doğal bir şekilde nasıl temizleyebileceğinizi açıklayacağız.
Böbreklerinizi temizleyeceğiniz hafta süresince aşağıdaki gıdaları tüketmemeye özen gösterin:
Eğer ilaç kullanıyorsanız öncesinde doktora görünmenizi öneririz. En iyisi temizliği ilaç kullanmadığınızda uygulamaktır.
Her gün bir litre ulak otu ve ananas kabuğu çayı hazırlayın. Ananas kabuğunu yıkayın ve pişirin. Ulak otunu 10 dakika kaynatın ve 5 dakika da demlenmesine izin verin. Ananas kabuğunu ise 20 dakika kaynatın ve 10 dakika demlenmesine izin verin. Bunları ayrı ayrı olarak veya aynı anda hazırlayabilirsiniz.
Bu çay ılık bir hal aldığında buna bir miktar şeker otu katarak tatlandırabilirsiniz.
Bunu gün içerisinde mutlaka öğünlerin haricinde için. Öğleden sonra bu içeceği içmemenizi öneririz, çünkü geceleyin tuvalete gitmenize neden olacaktır.
Bu çay silikon gibi mineraller açısından zengindir ve vücudunuzdan fazla sıvıların elimine edilmesine ve böbrek iltihaplanmasını durdurmaya yardımcı olur.
Eğer idrar yolu enfeksiyonlarından muzdaripseniz, çaya ayrıca papaya da katabilirsiniz.
Arzu ettiğiniz sonuçları elde edebilmek için yediğiniz gıdalara dikkat etmelisiniz ve buradaki kurallara sıkı bir şekilde uymalısınız. Ayrıca vücudunuzun ani bir değişiklik deneyimlememesi için hem arındırıcı temizliğin öncesinde, hem de sonrasında diyetinize dikkat etmelisiniz.
Kahvaltıda bir meyve veya sebze içeceğinin yanı sıra yulaf ezmesi veya birkaç adet kepek ekmeğiyle tahin, avokado, yumurta veya sarımsak ve tereyağı tüketebilirsiniz.
Öğle Yemeği
Öğle yemeğine her gün soğan çorbasıyla başlayın. Bunu hazırlamak için her bir litre su için bir adet soğan haşlayın. Buna bir miktar maydanoz, limon ve bir tutam deniz tuzu ve acı biber katabilirsiniz.
İkinci bir tabak olarak aşağıdaki seçeneklere sahipsiniz ve her gün bunların arasından istediğiniz bir tanesini yiyebilirsiniz:
Akşam yemeği her gün bir sebze çorbasından oluşacaktır (lahana, kabak, balkabağı, soğan, vs.). Bunu bir çay kaşığı toz zerdeçal ve bir çorba kaşığı yulaf ezmesiyle birlikte kaynatın.
Tatlı olarak pişirilmiş elma ve fındık yiyebilirsiniz.
Eğer gün başlarında veya ortasında kendinizi aç hissederseniz meyve veya kuru meyve (hurma, erik, kayısı) yiyebilirsiniz.
Gün boyunca öğünler dışında vücudunuzun ihtiyacına göre su içmeniz gerekir. Bunu aşırıyı kaçmadan vücudunuzun gereksinimlerini karşılayacak şekilde yerine getirin. Eğer böbreklerinizde iltihaplanma söz konusuysa ve normal bir şekilde idrar çıkamıyorsanız, o zaman bu durum iyileşene kadar sıvıları abartmamakta yarar var.
Vücudunuzun güne iyi bir şekilde başlamasını ve işlevlerini yerine getirmesini sağlamak için aç karna ılık su içmek oldukça önemlidir.
Böbrekleriniz, karaciğerinizle birlikte ısı uygulamasından doğrudan yararlanabilmektedir çünkü bu organların soğuma eğilimi vardır. Böbrekler aynı zamanda enerji seviyelerinizle yakından ilişkilidir ve bunlara ısı uygulamak onların sağlığını iyileştirecektir ve onları canlandıracaktır.
Bunu günde yarım saat süresince elektrikli bir ısıtıcı veya bir su torbası gibi bir alet aracılığıyla, masajla veya tüm alanı doğal yünle sararak uygulayabilirsiniz. Bu özellikle hava soğuk olduğunda akılda bulundurulmasında yarar olan bir tavsiye.
kaynak: sağlığa bir adım
Damar tıkanıklığı kalp krizine neden olabilir. Bu yüzden, yaşam kalitenizi arttırmak için damarlarınızı “temiz” ve “açık” tutmanız çok önemlidir.
Her gün yediğiniz yiyecekler sağlığınıza zarar veriyor olabilir ve damarlarınızı tıkayarak kalbinize olan kan akışını engelleyebilir. Damarlarınızı temizleyecek yiyecek ve tedavileri öğrenmek için okumaya devam edin.
Kendinizi yorgun hissediyor ama nedenini bilmiyorsanız veya kan testleriniz kolesterolünüzün yüksek olduğunu gösteriyor ama siz ilaç kullanmak istemiyor veya ilaç tedavisine doğal yollarla destek olmak istiyorsanız, sizinle paylaşacağımız bu 3 doğal damar temizleme tarifini bir kenara not edin.
kaynak: sağlığa bir adım
TROİD TEDAVİSİ
Troid rahatsızlığının kesin ve net tedavisini ZENCEFİL SUYU tek başına sağlar.
Troid bezinin çok çalışması ve ya az çalışmasının tedavisinin ya…nısıra HAŞİMATO TROİDİ adı verilen troid bezi iltihaplanmasının da tek tedavi (ilaçsız) şekli taze sıkılmış ZENCEFİL SUYU’dur.
Kullanım:
Sabah: 1 çorba kaşığı ( sabah ezanı aç iken )
Akşam: 1 çorba kaşığı ( akşam ezanı aç iken)
Hazırlanışı: Aktardan, büyük marketlerden ( AVM lerde de bulabilirsiniz) tedarik edeceğiniz taze zencefili yıkadıktan sonra katı meyve sıkacağında ve ya rende yardımıyla suyunu elde edebilirsiniz.
Her defasında taze olarak suyunu elde edebileceğiniz gibi bir küçük kavanozda bir kaç günlük olarak da hazırlayıp kullanabilirsiniz.
Zencefilin her zerresi çok değerlidir. suyu çıktıktan sonra geriye kalan tüm kısımları çay olarak hazırlayıp ailenize limon ve bal eşliğinde bir akşam çayı keyfi yaşatabilirsiniz. (Bu sayede hem bu rahatsızlıkları hem B12 vitamin eksikliği yaşamazlar)
Not: Taze zencefil suyu oldukça acıdır. İlk defa zencefil suyu ile tanışacak kardeşlerimiz başlangıç itibari ile tadından dolayı sıkıntı yaşayabilirler. Fakat zaman içinde sıhhatinize kavuştuğunuzu gördükçe bundan bile keyif aldığınızı göreceksiniz.
HİÇBİR YAN ETKİSİ YOKTUR…!
Sadece kan sulandırma özelliği olduğundan kan sulandırıcı ilaç kullananların zencefil aldıkları sürece bu ilaçları almaması gerekiyor. O ilacın görevini de zencefil suyu zaten gerçekleştirir.
Troidi az çalışan da çok çalışan da Haşimato troidi olan da mutlaka sonuca ulaşıyor.
TROİDLERİNDE NODÜL MEVCUT OLAN KARDEŞLERİMİZ DE DIŞARDAN NODÜLLERİN ÜZERİNE ZENCEFİL SUYU
kaynak: şifa damlacıkları
şifa evreni facebook sayfası
SÜREREK NODÜLLERİNDEN KURTULABİLİRLER.
BİLGİLENDİRMEK İÇİN LÜTFEN BİR KERE PAYLAŞINIZ TEŞEKKÜRLER
Birkaç dakika sonra, bir başka adam duraklayıp, eğilerek dinlemeye başlar ancak saatine göz attığında işe geç kalmamak için acele ettiğini belirten ifadelerle hızla yoluna devam eder.
En fazla dikkatle duran ise üç yaşlarında bir oğlan çocuğu olur.
Annesinin çekiştirmelerine rağmen, çocuk önünde durur ve dikkatle kemancıya bakar. En sonunda annesi daha hızlı, çekiştirerek çocuğu yürümeye zorlar. Oğlan arkasına dönüp dönüp kemancıya bakarak, çaresizce annesinin peşinden gider. Buna benzer şekilde birkaç çocuk daha olur ve hepsi de anne, babaları tarafından yürümeye devam için zorlanarak, uzaklaştırılırlar.
Çaldığı 45 dakika boyunca kemancının önünde sadece 6 kişi, çok kısa bir süre durur. 20 kişi duraklamadan, yürümeye devam ederek, para verir.
Kemancı çaldığı süre içinde 32 dolar toplar. Çalmayı bitirdiğinde ise sessizlik hakim olur ve kimse onun durduğunu fark etmez, alkışlamaz.
Hiç kimse onun dünyanın en iyi kemancısı Joshua Bell olduğunu ve elindeki 3,5 milyon dolarlık kemanla, yazılmış en karmaşık eserleri çaldığını anlamaz. Oysa Joshua Bell’in metrodaki bu mini konserinden iki gün önce Boston’da verdiği konser biletleri ortalama 100 dolara satılmıştı…
Bu gerçek bir hikayedir ve Joshua Bell’in öylesine bir kılıkla metroda keman çalması, Washington Post gazetesi tarafından algılama, keyif alma ve öncelikler üzerine yapılan bir sosyal deney gereği kurgulanmıştır.
Sorgulanan şeyler; sıradan bir yerde, uygunsuz bir saatte güzelliği algılayabiliyor muyuz? Durup ondan keyif alıyor muyuz? Beklenmedik bir ortamda, bir yeteneği tanıyabiliyor muyuz? İdi…
Bu deneyden çıkarılacak kıssadan hisse ise, dünyanın en iyi müzisyeni, dünyadaki en iyi müziği çalarken, önünde durup, dinleyecek bir dakikamız dahi yoksa, başka neleri kaçırıyoruz acaba?
Uzmanlar, gülün sağlıkta sihirli bir güç olarak kabul ettiklerini belirttiler.”
Her Birinde Şifa Saklı
Göz hastalıkları, gözler, göz altları, göz kapağı ve çevresindeki sislikler için kuru gülle hazırlanan ilaçları öneren gül kurusunun sivilce, çıban ve cilt hastalıklarına iyi geldiğini bildirdiler. Gülün şarap veya sirke içinde pişirilmesiyle elde edilen gül lapasının da bas, göz ve kulak ağrılarını giderdiğini ifade den gülün C vitamini içerdiği ve bu nedenle soğuk algınlıklarında, enfeksiyonlarda bedenin savunma sistemini güçlendirdiğini vurguladılar.
Gülün kokusunun uzun süre kalmasını sağlamak amacıyla damıtma yöntemiyle yapılan gülsuyunun da birden fazla derde deva olduğuna değinen serinletici, ferahlatıcı özelliğinden dolayı ateşlenmeler ve ateşli hastalıklara tavsiye edilen gülsuyunun, sinirlilik, öfke ve heyecanlanmalarda yüze ve basa sürülebileceği önerisinde bulundular. Osmanlı döneminde bayılanlara gülsuyu kullanıldığını anlatarak, baş ağrılarında basa sürülen gülsuyunun, baştaki ateşi aldığını, ağrılara iyi geldiğini ve beyne kuvvet verdiğini ifade ettiler.
Gülsuyunun ağız ve boğaz ağrılarında, ferahlatıcı etkide bulunduğunu kaydeden uzmanlar “Osmanlı hekimlerinin ilacı, saraylı kadınların güzellik sırrı olan gülden daha fazla yararlanmayı bilmeliyiz” dan yararlanarak elde ettikleri bilgilere de yer verdiler. 13’üncü Yüzyılın önemli hekimi İbni Baytar’ın, gülsuyunu kaynatarak, buharına bası tutmanın, göz kızarıklıklarında, göz ağrılarında faydalı olduğunu ve yeni başlayan göz hastalıklarını tedavi ettiğini, hastalığın ilerlemesini önlediğini bildirdiğini aktardılar. Gülden elde edilen macunun da birçok alanda ilaç olarak kullanıldığını anlatan bu macunun sindirimi kolaylaştırdığı, karaciğere kuvvet verdiği ve midedeki salyayı, balgamı temizlediğini söylediler.
Gül macununun hazırlanışı hakkında da bilgi veren uzmanlar şöyle konuştular: “Yaklaşık 400 gram gül yaprağı alınır ve temizlenir, 800 gram şekerle güzelce ovulur, ardından kabın içinde güneşe bırakılır. Arada karıştırılarak 20 veya 30 gün güneşte bekletilir, sonra sırlı çömleğe konur. Hazırlanan gül macunun en önemli tıbbi etkisi, balgam salgılanmasını düzeltmesi, mideyi ve karaciğeri kuvvetlendirip rahatlatmasıdır.”
Gülsuyu ile hazırlanan ve Osmanlı’da “Cüllab” ismi verilen macunun da ateşi düşürdüğü ve harareti yok ettiğini kaydeden birçok hastalığın tedavisinde gül şurubu ile gül şerbetininin kullanıldığını söylediler. Gülden elde edilen gül sirkesinin de mide ve karaciğer için adeta şifa kaynağı olduğunu dile getirdi. Kokusundan esans yapılan gülyağının da bir tür ilaç olduğunun altını çizen gülün kokusunun dahi şifa kaynağı olduğunu savundular.
kaynak: tarım pusulası
Güzellik İksiri Gül
Gülün gençleştirici, kırışıkları giderici ve onarıcı etkisinin ispat edildiğini bildiren gül maskesini, tonik olarak gülsuyu ve gülyağı kullanılmasını tavsiye ettiler.