Baş, boyun ve sırt ağrılarında renk terapi

Önceliği ruh üzerinde çalışmaya verir Renk Terapi. Birikmiş enerjilerden kurtulmanın en iyi yolu asana çalışmaları ile meditasyona uzanmak, renk analizleri ve çiçek kokularının algılarımızdaki yüksek değişimleri ile topraklanmaktır. Sık sık birçoğumuzu kronikleşmiş ağrılarından söz ederken duyuyorum. Öncelikle ağrı bölgesi demek, o noktada ciddi bir enerji daralması ya da blokaj var, demektir. Ağrılara ve sızılara önce bu noktadan bakmalıyız. Ağrıyan nokta hafta içinde bir ya da iki kez nüksediyorsa acilen egzersizlere başlamanızı salık veririm.

En sık duyulan baş, boyun ve sırt ağrılarından kurtulmanın en iyi ilacı, Yoga’nın eşsiz asanalarından bilinçli bir şekilde faydalanmaktan geçer. Zihninizi dinlendiremiyorsanız, baş ve boyun ağrılarını sıklıkla yaşarsınız. Hayır demesini bilmiyor ve kimseler kırılmasın diye biriktiriyorsanız geri plandaki enerjiler durağan halde bekleşmeye, birikmeye başlarlar.  Boyun ve baş bölgesi 5. Çakra alanımızın merkez enerji alanıdır. Enerji rengi mavidir. Açık maviden başlayarak İndigoya doğru yükselen bir koyuluk hali vardır. Tepe çakramıza kadar temas halindedir. Ayrıca 4. ve 3. Çakra üzerinde gelişim duygularını besler. İfade biçimimizin sözcüklerle buluştuğu uzun ifade kanalımız.  Boyun, sırt, baş ve omuzların huzura kavuşması için Mavinin açıktan başlayarak fazla koyu tonlarına girmeden boynunuza bir fular bağlamakla başlayın. Nefes çalışmak bu alandaki enerji akışını güçlendirecektir ama önemli bir noktaya dikkatinizi çekmek istiyorum, nefesle birlikte sesler de çıkartmak mühimdir. Mümkün olduğu kadar nefesinizi sesle dışarı vermeye çalışın, bunun avaz avaz olmadığını da dip not düşmeliyim. Sesin titreşimleri sizin kanallarınızı açacak ve kendinizi duymanızı sağlayacaktır. Renk

“Nefes alır ve nefesinizi yedi kez tutarsanız, oksijen tüm kan dolaşımınızda dolaşacaktır .” Ateş solunumu dediğimiz çalışma Kırmızı renk kullanılarak yapılır, her nefes alışta kırmızı rengi imaj etmek ve verirken yine kırmızı ile tekrar etmek gerekir. Bu çalışmayı günde üç kere beş dakikalığına yaparsanız değişimi bir hafta sonra anlarsınız. Ayrıca 5. Çakra renk asana dediğimiz farklı bir çalışma ile de bu çakramızı güçlendirerek enerji blokajlarını önce temizlemiş, sonra güçlendirmiş oluruz. O gün Mavi renk giymekle başlayın ve bunu 21 gün boyunca devam ettirin. Lavanta yağı kullanarak, kulak arkası meridyen noktalarınıza yağdan ikişer damla yedirin. Ense kökünde lavanta yağından alacağınız 3 damla ile sağdan sola dairesel hareketler yaparak bedeninizin emmesine, titreşimin dağılmasına izin verin. Ellerinizde biriken Lavanta kokusunu tıpkı bir çiçek koklar gibi içinize derince çekin, birkaç saniye tutup bırakın. Bu ritmi yaklaşık 3 dakika yapın. Rahat bir oturuş sağlayın kendinize ve gözlerinizi kapatın. Lavanta kokusunu hissetmeye ve nefesle birlikte çalışmaya devam edin. Lavantanın rengini anımsayın ve her nefes alışınızda bu rengin içinizde dolaştığını hissedin. Artık ŞİMDİ’desiniz. Uyku ve uyanıklık arasındaki bu halde bir süreliğine kalıp keyfini çıkartın.

Başka bir titreşim gücü de, Mavi çarkıfelek (Pasiflora Coerulea) çiçeğidir. Bu çiçek şifa sürecini hızlandırır. Özel olarak hazırlanmış bu çiçeğin özünü sadece birkaç damla sıcak su ile içmek (homeopati) ya da yağı ile yatmadan önce Nefes çalışmak (21 gün boyunca) ve bir gün sonraya zinde varmak için mükemmeldir. Yalnız önemli bir uyarı daha, bu çiçeğin özünü fazlaca kullanırsanız uyku halinden kurtulamazsınız ama yok benim deliksiz bir uykuya ihtiyacım var, diyorsanız o zaman yine de ayarında olmak kaydıyla kullanabilirsiniz, derim. Hiçbir yan etkisi yoktur. Bu çiçek özlerine ulaşmak ülkemizde biraz zor ve pahalı değerlerle temin edilebiliyor, bu yüzden bu yıl Nepal dönüşü çantama attığım bir başucu çiçeğimdir kendileri. Renk Terapi ile çalışırken uzman bir Renk Terapisti ile çalışmak, doğru yol için kılavuz bulmak gibidir.

Mavi rengin 21 günlük kullanma periyodunda sabah, öğlen ve akşamları ayıracağınız beş dakikalık çalışma, renk meditasyonu, çiçek özleri ile Meditasyon ve elbette ki Mavi giyim ağırlıklı kendinize zaman ayırırsanız sonucun nasıl da mükemmel olduğunu göreceksiniz.Renk Terapi

Bugün birçok terapist, Bach Çiçek Terapisi, Aura soma-Bioenerji-Reiki, Çigong, Yoga gibi nature terapilerle ruh, beden ve akıl üzerinde olumlu sonuçlar, gelişmeler kaydediyorlar. Dünya yeniden doğuş için Doğa’dan destekleniyor, yaşam gücümüzün topraklarda, havada, suda, ateşte olduğunu artık daha iyi kavrıyoruz. Rahatsızlığı nedeniyle fizik tedavi aşamasında iken bir taraftan da Yoga ve Meditasyona başlayarak, şifalananların sayısı gün geçtikçe artıyor. Hepimiz doğru yolları buluyoruz, farkındalıkla bakabiliyoruz yaşadığımız evrene, hayata.  Kendimize kurduğumuz Renk alanlarımıza daha farkındalıklı bakabilmemiz dileklerimle

kaynak: yuvaya yolculuk dergisi

Ayşegül Savaş

Ruhsal Büyüme... kategorisinde yayınlandı. Leave a Comment »

Aman Dikkat Dedikodu Yapanı Dinleyince Enerjin Emiliyor…

11215157_1029693873729655_5357609710247525655_n[1]

Bakın neler oluyor. vampir olmayin ve oldurmayin …
Birinin dedikodusunu yaptığınızda o kişinin tüm tıkanmış enerjisini kendi üstünüze cektiginizi unutmayın. Daha da ötesi onun bereketsizligini de.

kaynak:Aslıhan Uysal

Ruhsal Büyüme... kategorisinde yayınlandı. Leave a Comment »

sanatçının heykeli yontması gibi,kişi de sevdiğinin beyninde yontma yapar. Kişi, farkında olmayarak, kendini karşı tarafa “sevgiyle” kopyalatır

533184_229656457156970_1508390144_n[1]

SEVGİ BEYNİ YONTUYOR!

Birbirini seven iki kişinin birbirlerinin beyninde yontma yaptığını biliyor muydunuz?

MİKELANJ FENOMENİ:

Birbirini seven ve birbirine yakın olan insanların zevkleri,
gülüşleri, yaşam tarzl…arı, yürüyüşleri, hayata bakış açıları ve hatta yüz
hatları zamanla benzer hatta aynı hale gelebilmektedir.

Ya da daha beteri bu benzerlik filmlerdeki “Durun siz kardeşsiniz” durumu :))

Yapılan araştırmalar,aynı evde yaşayan ve birbirlerini seven insanların birbirine benzediklerini göstermektedir. Özellikle yüz hatlarının benzerliği dikkat çekicidir.
Bu duruma “Mikelanj Fenomeni” denmektedir.

Bu fenomene göre, sanatçının heykeli yontması gibi,kişi de sevdiğinin beyninde yontma yapar. Kişi, farkında olmayarak, kendini karşı tarafa “sevgiyle” kopyalatır.

Kopyalanan bu özellikler veya yontulmuşluklar beyindeki “networklar” aracılığı ile kalıcı hale gelir. Yüz hatlarına, çizgilerine, jest ve mimikleri de etkileyen bu durum, uzun sürede oluşur ve kalıcı hale gelir. Öyle kolayca değiştirilemez. Böylece birbirini seven insanların veya eşlerin neden birbirlerine benzediklerini bu olay açıklamaktadır.
Bu romantizmden daha yüksek bir durumdur. Bu kalıcı durum beyinde nöroplastisiteyle ilgilidir.

Belki de evli çiftlerin birbirine benzemesinin altında yatan sır, son yıllarda keşfedilmiş “ayna nöronları” sayesinde kolayca anlaşılabilir. nedir efendim bu nöronlar, ne yaparlar kısaca anlatalım:

Ayna nöronları sıcakkanlı hayvanların birçoğunda (insan, primat, kuş) bulunan, sosyalleşmede, taklit etmede, dil öğrenmede büyük payı bulunan bir sinir hücresidir. bu nadide hücrenin diğer sinir hücrelerinden farkı kendisinin, hem sorumlu olduğu eylemi gerçekleştirirken hem de aynı eylemi aynı türden başka bir canlı yaparken izlediğinde ateşlenmesidir.

örnekleyelim: diyelim ki muhabbet ettiğiniz kişi birden size doğru yaklaşıp kaşlarını çattı. siz de istemsiz olarak kaşlarınızı çatarsınız. bu bir refleks sayılır, eğer otistik değilse büyük oranda bu tür sosyal refleksler tüm insanlar için geçerlidir.

bir evlilik süresince çiftlerin birbirlerine benzemesi de bu nöronlar sayesinde gerçekleşmektedir. iki taraf da istemsiz olarak birbirlerinin mimiklerini bir ömür boyunca taklit ettikleri için yüz kasları benzer şekilde gelişmektedir ve sonuçta iki tarafın da yüzü birbirine benzemektedir

kaynak: Hülya Reis

Ruhsal Büyüme... kategorisinde yayınlandı. Leave a Comment »

İyi Karbonhidratlar-Kötü Karbonhidratlar

Kaynak: Aroma Sağlıklı Yaşam Kulübü

Daha sağlıklı ve bilinçli beslenmek için

Sağlıklı Yaşam Koçu Şevval Nüketi Arayınız…

0533 620 50 07

Bitki Alemi kategorisinde yayınlandı. Leave a Comment »

Yağ bezesi nasıl geçer?

aloe-vera-resimleri-6484[1]

Bir diğer adı “epidermal kist” olan yağ bezeleri en sık kulak arkası, yüz veya sırtta oluşur. İçi sebumla dolu olan bu kistler genellikle zararsızdır ve çoğunlukla herhangi bir tedaviye gerek kalmadan zaman içinde kendiliğinden geçer. Ancak bazı durumlarda yağ bezesi çok büyükse, ağrı yapıyorsa veya enfeksiyon kaptıysa profesyonel bir tedavi gerektirebilir.

Yağ bezeleri parmak uçlarıyla yerinden oynatılabilir, serttir, genellikle sarı, beyaz ve cildin kendi renginde olurlar, ağrı yapmazlar. Yağ bezesi oluşmasının başlıca nedeni cilde yağ (sebum) sağlayan yağ bezlerinin yolunun tıkanmasıdır. Bunun dışında aşırı testosteron üretimi, aşırı yağ üretimi, güneş ışığı, şişen saç kökleri, akneye yatkın cilt, tıraş veya ağdanın yağ bezesi oluşumuna neden olduğu bilinmektedir.

Küçük yağ bezeleri için evde bitkisel çözümleri deneyebilir veya eczanelerde reçetesiz olarak satılan merhemleri kullanabilirsiniz. Ancak büyük yağ bezelerinin enfeksiyon kapma riski daha yüksek olduğu için bir cilt doktoruna gitmeniz en güvenli tedavi yolu olacaktır.

Yağ Bezeleri İçin Bitkisel Çözümler ve Evde Tedavi Yöntemleri
Buhar: Buhar, ısı ve nem yağ bezesinin yumuşamasına yardımcı olur. Yumuşayan yağ bezesinin kendi kendine boşalma ihtimali artar. Yeterli ısı ve buharı sağlamak için sık sık sıcak suyla duş alabilirsiniz. Bir diğer yöntem ise bir havluyu buharda ısıtarak veya sıcak suyla ıslattıktan sonra iyice sıkarak bezenin üstüne kompres yapmaktır. Sıcak kompresi gün içinde 20-30 dakikalık sürelerde 3-4 defa uygulayın.

Çay Ağacı Yağı: İltihabı önleyici ve bakterileri temizleyici özelliği bulunan çay ağacı yağı sivilcelerde olduğu gibi yağ bezeleri tedavisinde de önerilen doğal yağlar arasında yer alıyor. Çay ağacı yağını gün içinde 2-3 kez direkt yağ bezesinin üstüne ve çevresine sürebilirsiniz. Bu uygulama bezenin iyileşme süresini kısaltırken bakterileri temizleyerek enfeksiyon riskini önemli oranda azaltır.

Aloe Vera: Aloe vera jeli yağ bezesini yumuşatır, boyutunu küçültür ve iyileşme süresini kısaltır. Bir miktar jeli her gün düzenli olarak bezenin üstüne sürün. Aloe veranın anti bakteriyel özelliği de vardır ve bakterileri temizler.

Hintyağı: Yağ bezesine düzenli olarak hintyağı sürmek bezenin daha kısa sürede boyutunun küçülmesini sağlar. Hintyağını uygulamak için küçük bir parça pamuklu kumaşa veya bir parça pamuğa 4-5 damla hintyağı damlatıp bezenin üstüne yerleştirin. Daha sonra yağın etkisini göstermesi için üzerine sıcak havlu koyun ve 30 dakika kadar bekletin. Bunu gün içinde 2-3 kez tekrarlayabilirsiniz.
Not: Hintyağını ağız yoluyla tüketmeyin.
Sirke: Sirke özellikle enfeksiyon riski yüksek yağ bezesini temizlemek ve küçültmek için oldukça etkili bir çözümdür. Sirkeyi beze üzerinde sürdükten sonra gazlı bezle veya beze çok küçükse yara bandıyla kapatın. 3-4 gün bu şekilde beklettikten sonra yara bandını çıkarın ve bir parça pamuğu ılık suyla ıslatıp sirkeyi temizleyin. Bu uygulamayı beze iyice temizlenene kadar tekrarlayın.

Bal: Cilt yüzeyinde kullanıldığında yaraların iyileşme sürecini hızlandıran bal yağ bezesi tedavisinde de kullanılabilir. Balı yoğun bir merhem kıvamına gelinceye kadar buğday unuyla karıştırın. 1 çay kaşığı bal için 1 çay kaşığı un yeterli olacaktır. Daha sonra bu karışımı beze üzerine sürün ve üzerini kapattıktan sonra 1 gece bekletin.

Dikkat Edilmesi Gerekenler
Yağ bezesini yumuşatmadan patlatmaya çalışmayın. Bezeye iğne veya ucu sivri herhangi bir şey sokmayın, kesmeyin. Tüm bunların bezenin iltihaplanmasına ve derinin alt tabakalarına yayılmasına neden olabilir.

Bezeyi sık sık anti bakteriyel sabunla veya anti bakteriyel özelliği bulunan ıslak mendillerle temizleyin.

Bezeyi oluşturan irin akmaya başladığında temizliğe son derece özen göstermeniz gerekiyor çünkü enfeksiyon riski artıyor. Bu irinin yayılmasını önlemek için gazlı bez veya yara bandı kullanın.Yağ bezesi iltihaplanırsa, rengi kırmızıya dönerse, aşırı miktarda irin akıyorsa, çok büyükse ve ağrı yapmaya başladıysa mutlaka bir doktora gidin.

Kaynak:sağlıkhaberleri

mutlaka bir doktora gidin.

kaynak: Fatoş Pabuccu Tuncay

Sağlıkla kal syfası

Bitki Alemi kategorisinde yayınlandı. Leave a Comment »

Eklem Ağrılarına Elveda: 5 Denenmiş Çözüm

Eklem Ağrılarına Elveda: 5 Denenmiş Çözüm 

Eklem ağrısından mı şikayetçisiniz? Size ağrınızı azaltıp dindirebilecek beş önerimiz var.

Daha önce hiç sanki tüm gece hiç uyumamış gibi yorgun uyandığınız oldu mu? Ellerinizi bile oynatmak canınızı yakar, merdivenlerden inerken dizleriniz acır.

Bu dayanılmaz eklem ağrılarını nasıl tedavi edebilirsiniz? Size bu konuda günlük hayatınızda uygulayabileceğiniz bazı önerilerimiz olacak.

Eklem ağrısını geçirmek için öneriler

Pek çok kişi romatizma, artrit ve osteoartrit gibi hastalıkların neden olduğu eklem ağrılarından şikayetçidir. Bu ağrılar her zaman geçirilemeyebilir ancak çeşitli taktikler sayesinde ağrıların şiddeti azaltılıp yaşam kalitesini düşürmesi önlenebilir.

Her zaman doktorunuzun önerilerine uymalı ve anti-enflamatuar alımını abartmamalısınız çünkü onların da zararlı yan etkileri olabilir. Bu yüzden size çeşitli doğal çözümler öneriyoruz!

1: Her gün zencefil

zencefil

Yakın dönemde Miami Üniversitesinde yapılan bir çalışma, günde 2 kapsül zencefil tüketmenin eklem ağrısı ve enflamasyonuna iyi geldiğini ortaya çıkartmıştır. Zencefilin etkisi ibuprofenden hem daha faydalıdır hem de mide yanması ve dolaşım bozukluğu riski taşımaz. İster sağlık ürünü satan yerlerden ister marketlerden zencefil alabilirsiniz. Her gün, günde iki sefer bir yemek kaşığı zencefili bir bardak su ile tüketirseniz günlük önerilen miktarda tüketmiş olursunuz.

2: Çeşitli yiyeceklere dikkat edin

süt

Bu yiyecekleri ya hiç tüketmemelisiniz ya da çok az miktarda tüketmelisiniz:

  • Laktoz: Laktozun içindeki süt proteini eklem enflamasyonuna neden olur. Eğer çok sık süt ve yoğurt tüketiyorsanız, yaşam kalitenizi arttırmak için bu besinleri yavaş yavaş beslenme düzeninizden çıkartmalısınız.
  • Kırmızı et: Kırmızı etleri tamamen hayatınızdan çıkartmaya çalışın, kırmızı et hem sağlıklı değildir hem de damarlarda kolesterol sorunlarına yol açabilir.
  • Buğday: Şaşırdınız mı? Yapılan çalışmalar buğday ve diğer tahılların içerdiği glutenin, artriti olan kişilerde eklem ağrısı ve enflamasyona neden olduğunu göstermektedir. Beslenme düzeninizden gluteni çıkartmak biraz rahatlamanıza yardımcı olacaktır. Gluten tüketmeyi bıraktıktan sonra bir değişiklik görmediklerini söyleyen bazı kişiler olsa da, pek çok kişi gluteni tamamen hayatlarından çıkarttıktan sonra yaşam kalitelerinde ciddi bir artış olduğunu belirtmektedir.
  • Yumurta: Eklem ağrılarını şiddetlendirecek diğer şeylerin yanısıra sarısında kolesterol barındıran bu hayvansal ürünü tüketirken dikkatli olmalısınız. Yumurta hem sağlıklı bir besin hem de iyi bir protein kaynağı olsa da, istenmeyen yan etkilere neden olabilirler.
  • Patlıcangiller: Bu ismi daha önce duydunuz mu? Patlıcangiller derken domates, biber, patlıcan gibi yiyeceklerden bahsediyoruz. Bu çiğ sebzeler kas-iskelet sisteminde soğukluğa neden olabilirler; ayrıca eklem enflamasyonu ve migrene de neden olabilirler. Bunun nedeni solanin adı verilen bir toksik bir alkaloittir ve bu madde enflamasyona neden olabilir veya zaten bu tarz bir şikayeti olan kişinin durumunu kötüleştirebilir. Bu durumda tüketebileceğiniz en sağlıklı sebze havuçtur.

3: Sabahları yeşil çay

Yeşil çay sever misiniz? Seviyorsanız çok şanslısınız! Yeşil çayın içerdiği antioksidanlar artrit ve eklem ağrısı ile savaşıp oluşumunu önlemeye yardımcı olur. Her sabah bir bardak içmeyi unutmayın.

4: E vitamini, en büyük yandaşınız

e vitamini

E vitamininin artrite karşı olan faydalarını biliyor musunuz? Günde iki kapsül almanızı öneriyoruz. E vitamini kapsüllerini eczane veya sağlıklı yaşam mağazalarından alabilirsiniz. Ayrıca pek çok yeşil yapraklı sebze de E vitamini içerir ama gerekli miktarda E vitamini alabilmeniz için günde 2 kapsül almanızı öneriyoruz.

5: Ağrınızı azaltıp ruh halinize iyi gelecek besinler

süt

Yaşam kalitenizi arttırmanız çok önemlidir. Bunu düzgün beslenerek başarabilirsiniz. Ağrınızı azaltmaya yardımcı olacak yiyeceklerin yanı sıra kendinizi de daha iyi hissetmenizi sağlayacak şeyler tüketmelisiniz. Peki bunu nasıl mı yapabilirsiniz?

  • Taze ürünler tüketin, özellikle de sebze ve meyve. Dondurulmuş veya önceden hazırlanmış çeşitli kimyasallar içeren yiyecekler eklem ağrılarını arttırır.
  • Kuru meyveler: Badem, antepfıstığı ve benzeri yemişler sağlıklı birer enerji kaynağıdır.
  • Limon suyu: Limon suyu ihtiyacımız olan antioksidanları almamızı sağlar ve daha etkili olması için sabahları içilmelidir.
  • Balıkyağı: Eklem ağrılarının şiddetini azaltmaya yardımcı olduğu kanıtlanmış bir Omega 3 kaynağıdır. Her gün bir çay kaşığı tüketmeyi unutmayın.
  • Organik elma sirkesi: Ağrıyı azaltmaya yardımcı olur ve genel sağlığınız için yararlıdır.
  • Kinoa ve Amarant: Bu iki besini denediniz mi? Süper besin olarak adlandırılan bu tahıllar hem tükettikçe size harika faydalar sağlayacak hem de eklem ağrısını azaltmaya yardımcı olacaktır.
  • kaynak: sağlığa bir adım
Bitki Alemi kategorisinde yayınlandı. 1 Comment »

Yalnız analar ağladı

11949499_10153240338746799_495895715427781664_n[1]

“Sonra dost düşman bütün insanlar birden sustu.
Yalnız analar ağladı
Dünyanın iki ucunda.”
Bertolt Brecht.

Karaciğeri Doğal Yollarla Temizleyen 5 İçecek

Karaciğeri Doğal Yollarla Temizleyen 5 İçecek

Karaciğer, hayati işlevleri nedeniyle vücuttaki en önemli organlardan biridir. Karaciğerin görevleri arasında detoks, metabolizmanın düzenlenmesi, kanın temizlenmesi, plazma proteinlerin sentezlenmesi, vitaminlerin emilmesi ve depolanması ve benzerleri vardır. Bu önemli organı riske sokan ve sağlığınızı etkileyen bir çok faktör ve alışkanlık var. Karaciğer problemleri hakkında bilgi sahibi olmak çok önemli, çünkü bu problemler ciddi ve kontrol etmesi zor hale gelebilir.

Bugün sizlere karaciğerinizi doğal yollarla bir çok hastalıktan korumak için 5 içecek önereceğiz.

Elma Suyu

yesil elma

Elma lif yönünden zengin ve malik asit içeren bir meyvedir. Malik asit safra kesesi taşlarını yumuşatır. Eğer karaciğerinizi herhangi bir enfeksiyondan korumak ve doğal yollarla temizlemek istiyorsanız elma suyu içmek bunun için dört dörtlük bir çözüm.

İhtiyacınız olan malzemeler:

  • 1/2 kilo elma
  • 1/2 limon
  • Şeker (tatlandırmak için)
  • Su

Ne yapmalısınız?

  • Elmaları iyice yıkayın ve kabuklarıyla doğrayıp miksere koyun.
  • Yarım limon suyunu, tadımlık şekeri ve iki bardak suyu ekleyin.
  • Tüm malzemeleri iyice karıştırın ve için.

Not:

Elma suyu ile karaciğer temizliği süresince protein, süt ürünleri ve kızartmalardan uzak durun. Elma suyunu 6 gün kadar boş mideye içmenizde yarar var. 

Yeşil Çay

Yeşil çay vücuda etkileri ve sağlıklı özellikleri ile dünya çapında bilinmektedir. Özellikleri arasında şunlar vardır: yeşil çay bol miktarda kateşin içerir. Kateşin çeşitli araştırmalara göre karaciğerde yağ birikimini önleyen ve işlevlerinin düzenlenmesine yardımcı olan bir tür sebze antioksidandır. 

Ne yapmalısınız?

Az miktarda demleme yeşil çay için. En iyisi uyumadan önce boş mideye içmektir. Aşırı miktarda tüketildiğinde vücudun diğer organlarına etki edebilir.

Greyfurt Smoothie

greyfurt

Bu smoothie karaciğerinizi temizler, vücuda detoks işlevi görür ve lenfatik sistemi güçlendirir. Herhangi bir yan etkisi olmadığı için sağlığa zararlı etkisi de yoktur, dolayısıyla her gün rahatça tüketebilirsiniz.

İhtiyacınız olan malzemeler:

  • 2 büyük greyfurt
  • 2 taze diş sarmısak
  • 1 taze zencefil kökü
  • 4 limon
  • 300 mL damıtılmış su
  • 1 çay kaşığı asidofilus veya tablet
  • 2 yemek kaşığı zeytinyağı

Ne yapmalısınız?

  • İlk olarak limon ve greyfurtun suyunu sıkın.
  • Zencefili rendeleyin ve suyunu çıkarmak için sarımsakları ezin.
  • Diğer malzemeleri miksere koyun ve suları, zencefil ve sarımsağı ekleyin.
  • Her şeyi karıştırın ve uyumadan önce için.

Yaban Mersini Suyu

Yaban mersini karaciğeri temizlemek için birebir olan depüratif ve detoks özelliklerine sahiptir. Yüksek oranda vitamin, mineraller ve antioksidanlar içerdiği için sağlımıza en yararlı besinlerdendir çünkü bu maddeler vücudu bir çok hastalıktan korur.

İhtiyacınız olan malzemeler:

  • 2 büyük kırmızı elma
  • 1 büyük yeşil armut
  • 1/2 kap taze yaban mersini
  • 1 büyük kereviz sapı
  • 1 küçük salatalık

Ne yapmalısınız?

  • Kabuklarını soymadan bütün malzemeleri mikserde iyice karıştırın ve için.
  • Bu karışımı 5 gün ardarda içmelisiniz.

Havuç Suyu
havuc suyu

Havuç içinde A, B, C vitaminleri, kalsiyum, fosfor ve potasyum bulundurur. Bileşenleri depüratif özellik gösterir ve karaciğeri detoks ederek ve istenmeyen maddeleri eleyerek karaciğeri bir çok enfeksiyona karşı korur.

İhtiyacınız olan malzemeler:

  • 1/2 soyulmamış salatalık
  • 4 soyulmamış havuç
  • 1 kereviz sapı

Ne Yapmalısınız?

  • Tüm malzemeleri iyice yıkayın ve küçük küçük doğrayın.
  • Tüm malzemeleri her şey iyice karışana kadar mikserde karıştırın.
  • Havuç suyunu için ve bunu 7 gün boyunca yapmaya devam edin.
  • kaynak: sağlığa bir adım
Bitki Alemi kategorisinde yayınlandı. 1 Comment »

Üç barış vardır: Birinci barış, en önemli barıştır.

Kızıldereli[1]

Üç barış vardır: Birinci barış, en önemli barıştır. İnsan ruhundadır o. İnsan, kâinatla ve kâinatın bütün güçleri ile olan ilişkisini, beraberliğini fark ettiğinde, kâinatın merkezinde Büyük Ruh’un durduğunu ve bu merkezin her yerde, her birimizin içinde olduğunu fark ettiğinde birinci barış sağlanmıştır. Bu gerçek barıştır, diğerleri sadece bunun yansımalarıdır. İkinci barış iki fert arasında olan barıştır. Üçüncü barış ise iki millet arasında yapılır. Fakat hepsinden önce, anlamalısınız ki ‘gerçek barış’ dediğim birinci barış, insanın ruhundaki barış yoksa ne fertler ne de milletler arasında barış olabilir.”

Kızılderili Atasözü

HEP BİRLİKLTE BARIŞA NIYET EDELİM!

11010575_952951751427588_3537424332432512617_n[1]
“Yüce Allah’ım, sen hepimizin yüreğindeki sevgiyi bilirsin. Biz hepimiz en içten sevgimizle, tek yürekten, huzurun ve barışın ülkemizin her köşesini kaplamasına niyet ediyoruz. Lütfen Allah’ım, sevgili Başmelek Mikail, Raguel, Zadkiel, ülkemizde yaşayan, nefes alan herkesin yüreğini tertemiz, pespembe saf sevgiyle kapla. Hoşgörü, kardeşlik, hepimizin kardeş olduğumuzun bilişi, yüreğin sevgisi tüm yürekleri kaplasın. Ana yüreğinin sıcaklığının beşiği, Anadolu toprakları barışın beşiği, huzurun merkezi olsun. Tüm bunları ve çok daha güzelini var et. Ve öyle de oldu.” Beki

NOT:
Yarın, 10 Eylul Persembe saat 22:00’da ülkemiz için şifa, barış ve huzur için çalışacağız. Saat tam 22:00’da dilerseniz ülkemizde tamamen ışık ve barışa niyet ederek bir mum yakın. Mumu hayalinizde de yakabilirsiniz. Gülümseyin ve en sevdiğiniz kişiyi düşünün, onunla en güzel anınızı… İzin verin bu an sizi gülümsetsin…

Sonra Türkiye’nin kalbinden, Ankara’dan ışığın doğduğunu, ve sizin, ve sizlerle birlikte Datça’dan bizlerin, binlerce meleğin, başmeleğin, aydınlanmış üstadın ve ışık işçisinin bu ışığı büyüttüğünü, ışık olmayan her şeyi şifalandırdığını, aydınlattığını hayal edin, hissedin ya da görün.

Buna SADECE niyet etmeniz, huzur ve barışı yayma niyetiyle Ankara’dan başlayarak tüm Türkiye’nin her köşesine, sınırlarımıza ve ötesine sevginizi yollamanız yeterlidir. Bir süre, 10 dakika kadar bu sevgiyi ve niyeti tutun.

“Yüce Allah’ım, senin, tüm melek ve üstatlarının, tüm ilahi ışık varlıklarının desteğiyle ülkemde barış, huzur ve sükunetin, kardeşlik ve Bir’liğin olması için ilahi müdahale istiyorum. Barışı, huzuru, ışığı, senin sevgini, anlayış ve hoşgörüyü, adaleti, liderliği ülkemde yerleştirdiğin, ve bunu da en kolay, yumuşak ve hızlı şekilde var ettiğin için yürekten teşekkür ediyorum. Bu süreçte tum canlarımızın korunmasina, şifaya niyet ediyorum. Bizler tüm derslerimizi öğrenerek bu güzellikler
sevgiyle hak ettik; şükürler olsun. Ve öyle de oldu.” diyebilirsiniz.

Işığınız ve sevginizin tüm yürekleri aydınlatması niyetiyle…

Beki

Ruhsal Büyüme... kategorisinde yayınlandı. Leave a Comment »