ALERJİLER
Ruhsal savunmamız nasıl tehlikeli bilinçaltı konuların üstüne çıkmasını engelliyorsa, savunmamız da virüs ya da zehir denilen “dış” düşmanlara karşı aynı konumu alır. Kendi değer sistemlerimize o kadar bağlanırız ki, aldığımız tedbirlerin şart olduğuna inanmaya başlarız. Oysa düşman diye bir şey yoktur, biz kendi kendimize bazı şeyleri “düşman” olarak ilan ederiz.
Alerji ; Düşman olarak tanımlanan bir maddeye gösterilen aşırı tepkidir. Beden, hayatta kalabilmek için verdiği bu tepkide tamamen haklıdır. Bağışıklık sistemi, alerjenlere karşı antijenler geliştirir ve düşmana karşı anlamlı bir savunmaya girişir. Yalnız alerjiklere bu savunma ölçüsüzce abartılıdır. Beden aşırı derecede silahlanır, gittikçe daha fazla sayıda madde düşman olarak ilan edilir.
Askeri alanda olduğu gibi, aşırı silahlanma her zaman güçlü bir saldırganlığın işaretidir. Bu nedenle alerji de, bedende bastırılan güçlü bir saldırganlığın ve savunmanın ifadesidir denilebilir.
Biraz daha açıklamak gerekirse; bir insan, belli bir dürtüyü bilinciyle yaşıyor ama dışarı vurmuyor olabilir. Ya da dürtüyü öyle mükemmel biçimde bastırmıştır ki, bunun özelliklerini asla açık bir biçimde kendisine yaşatmaz. Dolayısıyla çok saldırgan bir insan kadar çok yumuşak bir insan da saldırganlığını bastırmış olabilir. Alerjide, saldırganlık bilinçlilik boyutundan bedensel boyuta iner. Artık bedenimizle dilediğimiz gibi saldırırız, savunma yaparız, savaşırız ve zaferler kazanırız. Zararsız nesneleri bile düşman ilan ederiz. Çiçek tozları, hayvan tüyleri, toz, duman, çilek, domates vs.
Saldırganlığın korku ile yakından bağlantılı olduğu bilinmektedir. İnsan sadece korktuğu şeylerle savaşır. Bazı alerjenleri yakından incelersek, alerjiklerin sembolik anlamda bu kadar tutkuyla savaşacak kadar korktukları yaşam alanlarını bulabiliriz. Sevgi sembolü olan kedi-köpek tüyleri ve döllenme-üreme sembolü olan çiçek tozları da “sevgi”, “cinsellik”, “içgüdü”, “doğurganlık” konularının, korku ile yakından bağlantılı olduğunu gösterir. Ev tozları alerjisinde de ortaya çıkan kirliliğe karşı duyulan korkudur.
Alerjisi olanlar, kendilerini bu konulardan şiddetle korumakta ve içeri girmelerine izin vermemektedirler. Alerjikler, alerjenlerden kaçarak, aslında onun temsil ettiği yaşam konularından kaçarlar.
Alerjiklerin iyileşmeleri için, kaçındıkları ve kendilerini savundukları alanları bilinçlerinden içeri almaları, onları özümsemeleri, onlarla bütünleşmeleri gerekir. Alerjik olan bir kişiyi savunma sistemlerinde desteklemek yerine, düşmanları ile uzlaşmaya ve onları sevmeye yöneltmek gerekir.
Alerji=Maddeye Dönüşmüş Bir Saldırganlık
Alerjik olanlar kendilerine şu soruları sorabilirler :
1- Neden saldırganlığın bilincimde oluşmasına izin vermiyorum ve onu bedenime inmek zorunda bırakıyorum?
2- Yaşamın hangi alanlarından büyük bir korku duyuyor ve onlardan kaçıyorum?
3- Bendeki alerjen türü hangi konuyu işaret ediyor? Yaşamın karanlıkta kalan alanları anlamında cinselliği mi, dürtüleri mi, saldırganlığı mı, üremeyi mi, kiri mi?
4- Alerjilerimi ne ölçüde, çevremi idare edip yönlendirmekte kullanıyorum?
5- Sevgi ile, yani içeriye alma yeteneği ile aram nasıl?
Thorwald Dethlefsen/ Ruediger Dahlke
Ilahi Nizam Ve Kainat tan alintidir
Holistik Sağlık Ve Beslenme Terapisi/Yasemin Tokvan
Kaynak: Sağlıkla Kal Sayfası
Fatoş Pabuccu Tuncay



![1020348_08ddf6c649a0fb3c65e69ca21d31e5c2[1]](https://anetteinselberg.com/wp-content/uploads/2016/01/1020348_08ddf6c649a0fb3c65e69ca21d31e5c21.jpg?w=300&h=275)






Yorum bırakın