14 Kasım 2015 Reiki 1. Seviye İlk Eğitimim Var… Kaçırmayın….

12143187_830186477094336_6971802059650366182_n[1]

Uzun zamandır kendi içime yolculuk yapıyorum, kendimle, ilişkilerimle yüzleşiyorum, Reiki , meditasyon, nefes çalışmaları yapıyorum. Ama hep uygulayıcıyım.  Bir sabah kalktım ve artık deneyimlerimi paylaşma zamanı geldi dedim. Ve en çok şifa ve enerji çalışmalarını sevdiğimden Reiki 1 . Seviye eğitimi vererek başlayayım dedim. Sizler de benim bu yolculuğa çıkışıma tanık olmak istiyorsanız, bu evrensel sevgiyi beraber büyütmek istiyorsanız, kendinizi ve çevrenizi şifalandırmak istiyorsanız buyrun eğitimlerime gelin…

Anette İnselberg

Tarih14 Kasım Cumartesi

Saat: 14.00-18.00 arası daha fazla bilgi için özelden mesaj atın efem:)))

Reiki Nedir Ne Değildir… Buyrun…

Öğrenilmesi ve uygulanması çok kolay olup herkesin uygulayabileceği bir iyileştirme metodudur. 1920’de Japon Dr. Mikao Usui tarafından Kurama Dağında başlatılmıştır. Ancak bir Reiki Master/Öğretmen tarafından inisiye edilmiş kişi tarafından ellerin bedene temasıyla kişinin kendisine ya da başkalarına uyguladığı bir yöntemdir. Doğası biyoenerjiden çok farklıdır.

Reiki diğer şifa teknikleri gibi öğrenilemez. Reiki uygulayabilmek için uzun süren meditasyonlar yapmak, farklı deneyimlere, tecrübelere ya da özel yeteneklere sahip olmak gerekmez. Bu yeteneğe sahip olmanın tek yolu; inisiyasyon dediğimiz yeteneğin transferidir (yani kısaca eskilerin ya da Anadolu’daki yaygın kullanımıyla el vermek diyebiliriz). Öğrendiğiniz ilk günden itibaren kendiniz ve başkaları için uygulayabilirsiniz.

Reiki enerjisi çok yumuşak aynı zamanda da herşeyde kullanılabilen, zararsız ve çok güçlü bir enerjidir. Adeta kendi bilinci olduğundan sizin yönlendirmenize gerek duymaz. Konsantre olmanız gerekmez. Reiki’yi aktarırken uygulayıcı bir kanal olur. Bu özelliğinden dolayı; uygulayıcının enerjisi tükenmez. Reiki, tüm inançlarla uyumlu çalışır.

Dünya üzerinde 2 milyondan fazla kişi tarafından kullanıldığı varsayılmaktadır. Bugün Amerika’da hastaların iyileşme sürecini hızlandıran bütünleyici/tamamlayıcı tedavi olarak bazı hastane ve kliniklerde uygulanmaktadır, ama yine de modern tıbbın yerine kullanılamaz.

Neden Hasta Oluruz?

Eğer yaşam enerjiniz düşükse veya dolaşımında bir tutukluk varsa hastalıklara daha açık olursunuz. Enerjiniz yüksek olduğunda ve rahatça aktığında; daha az hastalanır ve sağlığınızı uzun süre koruyabilirsiniz.

Bedenimizdeki sistemlerin hepsi birbiri ile bağlantı halindedir. Bir tanesi bozulduğunda, zaman içinde diğer sistemleri de etkilemeye başlar. Bir bölgedeki hastalık, ilişkili başka bir bölgede hastalığa ya da olumsuzluğa neden olabilir. Enerji düzeyinde başlayan bozuk bir titreşim zihinsel ve fiziksel düzeyde hasara yol açacaktır. Reiki, vücuttaki sağlığın, uyumun ve dengenin düzenlenmesini sağlar.

# Reiki’nin Faydaları Kişi inansa da inanmasa da bu evrensel enerji şuurlu olarak kanal olan kişi aracılığıyla terapiyi alana, alıcının ihtiyacı olduğu oranında akarak denge ve şifa sağlar. # Stresli olduğunuzda derin bir rahatlama sağlar. Kafanız karıştığında düşüncelerinize berraklık getirir. # Korku anlarında sizi sakinleştirir. # Acınızı azaltarak, yaralarınızın doğal iyileşme sürecini hızlandırır. Her zaman daha sağlıklı olmanızı sağlar # Varolan hastalıklarınızın ilerlemesini önler. Kronikleşmiş rahatsızlıklarınızı yavaş yavaş ortadan kaldırır. Duygusal yaralarınızı sarmanıza yardımcı olur. # Olumsuz davranışlarınızı siz farkında olmadan değiştirir. Bütün bunları bedeninizdeki enerji titreşimlerini artırarak yapar. # Ruhsal gelişimdeki pozitif etkisi, uygulamadan sonra karşılaşacağınız sorunlara daha derin bir bakış açısı kazanmanızı sağlar. Yaşamınızda doğru kararlar almak için gereken farkındalığa ulaşmanızda yararlıdır. # Reiki, günlük kullandığınız enerjinize güç katıp bedeninizdeki enerjiyi dengeler ve rahatlamanızı sağlar. Böylece, zaman içinde oluşacak duygusal ve zihinsel dengesizlikleri engellenir. # Hem kendinize, hem başkalarına kullanılabilir olması, en önemli avantajlarından biridir. # Şevkat ve sevgi duygularını geliştirir. Uygulama sırasında en çok ortaya çıkan duygu: huzur, rahatlama ve güvendir. Yapılan Reiki uygulamaları, iyileşmeyi yumuşak geçişlerle sağlar. # Reiki verme konusunda hiçbir zaman endişe duyulmamalıdır. Uygulayıcı, bu güçlü enerjiyi kanal olarak uyguladığı için uygulayan kişinin, kişiliği enerjiyi etkilemez. # Uygulamalardan sonra ortalama üç haftalık bir iyileşme süreci devam eder. Eğer sonucu görmek için röntgen çektirmek ya da tahlil yaptırmak gerekiyorsa bu süreci beklemekte yarar vardır. # Yapılan uygulamalar sırasında eğer önemli sağlık sorunları varsa bu uygulamaların tıp tedavisi ile birlikte devam ettirilmesi tavsiye edilir.Reiki, yaşam boyu sizinle birlikte olacak, evrenin enerjisinden kendinizin ve çevrenizin yararlanmasını sağlayan, geçmişi asırlar öncesine dayanan bir şifa tekniği…
Reiki, tüm insanlar için evrensel bir ödül… 

Türkiye’de Reiki konusunda şu ana kadar yayınlanmış çeşitli kaynaklar ve siteler bulunmakta. Gerek bu eserler, gerekse yurt dışında yayınlanmış pek çok çeşitli kaynak, Reiki konusuna çok farklı açılardan yaklaşmakta ve daha çok yazarlarının Reiki tecrübelerini yansıtmaktadır. Aslında Reiki, ilgilendiğiniz boyuta bağlı olarak pek çok farklı sistemi de referans alabildiğinden ve de farklı uygulama teknikleri ile kombine edilebildiğinden çok kapsamlı ve uzun çalışmaları gerektirebileceği gibi, tekniğin özündeki basitlik nedeniyle de çok kısa sürede öğrenilip doğru ve çok etkin şekilde uygulanabilecek bir şifa sistemidir.

Reiki konusunda ihtiyacınız olan bilgileri yeterli ve kapsamlı olarak bu sayfalarda bulacaksınız. Konuya olan ilginiz artan oranda sürerse, İnternet dahil olmak üzere çok çeşitli dış kaynaklarda ve yaşam enerjisini temel alan farklı uygulama disiplin ve tekniklerini inceleyen çalışmalarda tamamlayıcı bilgiler bulabilirsiniz.

Reiki, bir ayrıcalık, bir üstünlük aracı değildir. Reiki, çok kısa sürede kavranır ancak bir ömür boyu yaşanır. Reiki, katı kuralları ve uygulama prosedürü olan bir teknik değildir.

Asırlar boyunca insanlığın tecrübelerle oluşturduğu bilgi birikiminin ve farkına vardığı evrensel etkilerin insan yararına uygulamaya dönüştürülmüş pratiğidir. Kolaylıkla, arayışın hala sürdüğünü ve her gün yeni bir boyutun daha farkına vararak yararını geliştirdiğimizi söyleyebiliriz. Bu nedenle, Reiki’nin bize sağladığı uygulama kolaylığını kullanırken aynı zamanda hergün kendimizin de yeni bir boyutu deneme ve farketme olanağımızın olduğunu unutmamalıyız.

Reiki, akıl ve bilim yolundan hiçbir şekilde sapmayan, bağnazlık ve boş inançlarla hiç bir ilgisi olmayan bilimsel bir yöntem olmakla birlikte, insanı ve evreni uyumlu bir bütün halinde yaşattığından, bilgeliğe yaklaştıran bir tekniktir.

Reiki, tıbba alternatif bir şifacılık tekniği değildir. Tıbbi uygulamaların daima yanında olan ve bu uygulamaların insanı sağlığına kavuşturmasında eksik ve yetersiz kalan unsurları tamamlayan ve rahatsızlıklara yol açan etkenlerin önlenmesini amaçlayan bir tekniktir.

Tıp bilimi asırlardır insan fizyolojisini ele almış ve hastalıkları, rahatsızlıkları, semptomlarına göre değerlendirerek, bu semptomların giderilmesine yönelik çalışmayı benimsemiştir. Semptomlar ayıklanarak rahatsızlıkların kökenine gidilmesi son yıllarda gelişen tekniklerle mümkün olmaya başlamakla birlikte tüm çalışmalar hala fizyoloji üzerinedir. Ancak Reiki, tıbbi uygulamaları hiçbir şekilde reddetmeden, insanı sadece fizyolojisi ile değil aynı anda ruhsal yapısıyla da bir bütün olarak ele alır. Temelde rahatsızlıkların kaynağını farklı bir bakış açısıyla değerlendirir ve insanın mevcut bağışıklık sisteminde oluşan uyumsuzluk ve yetersizliklerin, tüm rahatsızlıkların kaynağı olduğunu gösterir. Bu nedenle, tıbbi uygulamalar fizyolojik tedaviyle uğraşırken aynı anda Reiki, rahatsızlığın kaynağına inerek bağışıklığın evren enerjisiyle kuvvetlendirilmesini ve şifanın sürekliliğini sağlar.

Sağlıklı olduğu varsayılan kişilerde ise düzenli Reiki uygulamaları, rahatsızlık ve hastalıkların oluşmasını çok önemli ölçüde önlemektedir. Bugün Batı toplumlarında tıp alanında da Reiki uygulamaları tamamlayıcı tedavi olarak kabul görmektedir. Sadece Amerika’da hastane ve kliniklerde lisanslı ve kadrolu şekilde çalışan ‘Reiki Practitioner’ sayısı 200.000’i aşkındır.

Reiki, enerjiyi temel alan pek çok farklı ve çoğu Doğu ve Uzakdoğu kökenli uygulamalardan faklı olarak, basitliği ve çok etkili sonuçlarıyla 1980’lerden sonra Batı toplumlarında çok yaygın hale gelmiştir. Ancak ülkemizde yeni tanınmaya başlayan bu tekniğin yaygınlaştırılması için çabalar yetersizdir.

Bunda önemli bir etken, ülkemizde sayısı sadece ‘birkaç’ı geçmeyen Reiki Master’ının bulunması, yabancı ülkelerden düzenli aralıklarla gelen bazı Master’ların Master yetiştirmek yerine iyi bir inisiyasyon pazarı olarak gördükleri ülkemizdeki gelir kapılarını kapatmama çabaları ve tüm dünyada da zaman zaman gözlenen “en doğru teknik seninki değil benimkidir” şeklindeki kısır tartışmadır.

Ancak unutulmamalıdır ki Reiki, tüm insanlığa verilmiş bir ödüldür ve Evren enerjisinin sahibi yoktur! Hepimiz sadece onu anlamaya, onunla uyum içinde yaşamaya ve ondan yararlanmaya çalışıyoruz… Asırlardır nice bilge kişinin yapmaya çalıştığı gibi!

Reiki Ne Değildir?

Reiki’yi kullanabilmek veya faydalarından yararlanabilmek için herhangi bir kültüre, dine veya inanca sahip olmak gerekmez. Herhangi bir kişiye veya gruba ait değildir. Reiki, alternatif tıp bilgileri içinde anılmasına rağmen; alternatif tıp yöntemi değildir. Tıbbî müdahalelerin yerine geçemez, hastalıkların teşhisinde çağdaş tıbbın yerini tutamaz.

Reiki Eğitim Süreçleri

Reiki temelde üç aşamalı tam bir şifa ve ruhsal gelişim sistemidir, her bir aşama bir diğerini tamamlar. Herkes her bir seviyenin eğitimini almaya açıktır ancak kişiler arzu ettikleri noktada eğitimlerine ara verebilirler ya da bırakabilirler. Bu dereceler kişilerin birbirlerine üstünlük sağlamaları için değildir

Reiki I

Reiki 1. derece inisiyasyonu kişiyi evrensel yaşam gücü enerjisine açar. Reiki Master/Öğretmen tarafından uyumlandırılan kişi artık elleri aracılığıyla şifa niyetiyle kendisine ya da başkalarına dokunarak Reiki enerjisinin akmasını sağlayabilir. 1. derece fiziksel şifa uygulamaları içindir. İnisiye olan kişi kendisine, başkasına, bitkilere ve hayvanlara enerji verebilir. Reiki öğretisinin temelini oluşturan, 1. derece inisiyasyonu olmadan diğer dereceler alınamaz.

Reiki II

Reiki 2. derece inisiyasyonu kişinin şifa niyetiyle aktardığı enerjiyi güçlendirir, uygulayıcılar zihinsel, duygusal şifa ile uzaktan şifa gönderme yöntemlerini öğrenirler. 2. derecede, uygulayıcılara 3 sembol ve bunların kullanım bilgileri aktarılır. Kişinin inisiyasyonu sırasında açıldığı semboller aracılığıyla yapabileceği ek uygulamalar öğretilir. Kişi artık Reiki vermek için dokunmak zorunda değildir. Olaylara da enerji gönderebilir.

İleri Reiki Eğitimi (Advanced Reiki Training – ART)

Bu aşamada kişi master sembolüne inisiye olur, Reiki meditasyonunu, kristallerle çalışma tekniklerini, psişik cerrahiyi (kansız ameliyat) ve aura temizleme tekniklerini öğrenir. Bu derece geleneksel Reiki sisteminin bir parçası değildir, ancak William Lee Rand tarafından Reiki öğretmeni olmaya hazırlık aşamasının bir parçası olarak ilave edilmiştir. Öğretmenlik yapmak istemeyip sadece şifacılık yeteneklerini geliştirmek isteyenler içinde faydalı olduğundan eğitim süreci çerçevesinde verilmektedir.

Reiki III

Öğretmenlik (Reiki Master) Reiki Öğretmeni/Master olmak esasında çok büyük bir adım ve ciddi bir sorumluluktur. Reiki uygulaması yapan herkesin öğretmen olması gibi bir gereklilik yoktur. Bu aşamada alınan eğitim, öğretmen olan kişiyi uygulayıcıları tüm Reiki derecelerine inisiye etmesine hazırlar, doğru iletişimi kurma ve öğretmen-öğrenci ilişkileri konusunda bilgilendirir. Bu seviyedeki kişilerin, şifaya gerçek güçle, sevgiyle ve sebatla bağlı olmaları gerekmektedir. Reiki enerjisine inisiye edilecek kişilerin sorumluluklarını taşımaya hazır olmayı gerektirir. Enerji vermek için asla üşenmemelidirler. Bu işte en büyük tehdit şişkin egolardır, Reiki’ye güvenmeyi bilmek gerekir. Normalde Reiki Öğretmeni/Master olmak kişinin 2-3 senesini almaktadır.

Nelere Reiki verilebilir?

# Reiki çok güçlü aynı zamanda da çok yumuşak bir enerji olduğundan asasında herşeye verilebilir. Tarih boyunca bilinen tüm hastalıkların (şizofren, bi-polar ve epilepsi yani sara hastalarında ilaç tedavisinin yanında sürdürülebilir) iyileştirilmesinde kullanılmıştır, # Anne karnındaki embriyoya iyi gelişmesi ve doğumun rahat geçmesi için uygulanabilmektedir,

# Uygulanan diğer tüm tedavi ve terapilerin etkisini arttırıcı özelliği vardır,

# Kişinin farklı ve ciddi bir sağlık problemi varsa doktor kontrolünde Reiki verilebilir,

# Her türlü tıbbi tedavinin sonuçlarını geliştirir, yan etkilerini azaltır, tedavi süresini kısaltır, çekilen acıyı azaltır ya da tamamen yok eder, hastalığın yarattığı olumsuz duyguları hafifletir, kişide iyimser duygular geliştirir ve yaraların kolay kapanmasını sağlar,

# Tüm bitki ve hayvanlara uygulanabilir,

# Yaşanmış olayların kişide yarattığı negatif etkileri azaltmada önemli rol oynar.

– Reiki hangi hastalıklarda işe yarar?

Reiki fiziksel,zihinsel yada duygusal boyutta kendini gösteren hastalıkların hepsinde kullanılabilir. Kesin olarak şu hastalığa iyi gelir yada şu konuda etkili olur cevabını reiki için vermek doğru olmaz. Eğer bir ilaç içiyorsanız o ilaç muhtemelen tek bir tip hastalık için yapılmıştır. Reiki ise bütüncüldür ve bütüne yönelir. Önemli olan sizin şifayı istemeniz ve kabul etmenizdir.

– Reikiyi kendi kendime kitaplarda öğrenebilir miyim?

Reikiyi kitaplardan öğrenmek mümkün değildir. Kitap okuyarak ancak reikinin ne olduğunu ve ne işe yaradığını öğrenebilirsiniz ancak reiki uygulayıcısı olamazsınız. Çünkü reiki inisiyasyon dediğimiz reiki öğretmeninin sizin enerjinizle reiki enerjisini uyumlu hale getirmesiyle öğrenilir. İnisiyasyona halk dilinde el verme de denmektedir.

Çalakalem Yazılarım..., Karikatür kategorisinde yayınlandı. 1 Comment »

KADIN VE ERKEK BEYNİ ARASINDAKİ FARKLAR.

12143271_426325510897077_850955685665048187_n[1]
Corpus callosum(beynin sağ ve sol lobu arasındaki sinir ağı)
kadınlarda erkeklere göre daha kalındır. Kalın olması iyidir.
Duygudan, mantığa geçişi,
geçmişten, geleceğe geçişi kadın beyninde hızlıdır.
Kadınlar o yüzden aynı anda telefonda konuşur,çocukla ilgilenir, o arada yemek de yapabilir.😃Anatomik olarak incelendiğinde.

Ortaya Karışık kategorisinde yayınlandı. Leave a Comment »

SON ZAMANLARDA GÖRDÜĞÜM EN ANLAMLI ESERLERDEN BİRİSİ…

12074490_928645533873082_5167379103846206282_n[1]

Ukraynalı sanatçı Alexandr Milov tarafından yapılmış. İki yetişkin birbiriyle kavga edip sırtlarını dönseler bile içlerindeki çocuk iletişim halinde. Eğer; telafisi imkansız bir hata değilse öyleyse bağışla sev içindeki çocuk öyle yapardı.

Ruhsal Büyüme... kategorisinde yayınlandı. Leave a Comment »

Zencefil, Bal ve Limon ile hazırlanan Doğal Kış Kürü ile kışı hasta olmadan geçirin.

gribe-karsi-kis-kuru-zencefil-limon-bal[1]

Zencefil, Bal ve Limon ile hazırlanan Doğal Kış Kürü ile kışı hasta olmadan geçirin.

Bilgi Doktoru – Bu karışım evde kolaylıkla bulabileceğiniz malzemelerle hazırlanmasının yanı sıra özellikle soğuk kış aylarında doğal bir takviye ve hastalıklara karşı koruyucu olmasıyla kış kürü oldukça faydalı bir karışımdır.

Zencefil Bal Limon Çayının (KIŞ KÜRÜ) Faydaları – Neye iyi gelir?

  • Bu kürü kış ayları yaklaşırken hastalıkların salgın olduğu bu zamanlarda tüketmeye başlarsanız soğuk algınlığı olma riskiniz azalır.
  • Öksürük tedavisinde kullanılır.
  • Mide üşütmelerinde, bulantılılarda tedavi edici etkisi vardır.
  • Gribe karşı mucizevi bir koruma sağlar.
  • Vücut direncinizi artırır.
  • Virüsleri etkisiz kılar.

Kış Kürü Yapılışı için gerekli Malzemeleri:

  • 1 adet limon ( Dilimlenmiş)
  • 1 adet orta boy kavanoz
  • 1 kavanozun yarısına kadar taze zencefil
  • Yettiği kadar bal

bal zencefil lmon kis kuru karisimi

Kış Kürü Nasıl Yapılır – Hazırlanışı:

  • Öncelikle zencefilin kabuklarını soyun ve ince bir şekilde (jülyen) dilimleyin. Dilimlediğiniz zencefilleri kavanoza yerleştirin ve dilimlenmiş limonları da ekleyin. Üzerine Balı da ilave edin. Kavanozun kapağını sıkıca kapatın ve kış kürünüzü buzdolabına kaldırın.
  • Kış kürünü kullanacağımız sırada 1 çay bardağının içerisine 1 dilim limon, hazırladığınız zencefil karışımından 1 yada 2 yemek kaşığı ekleyin ve üzerine sıcak su ilave edip karıştırın.
  • Zencefil Limon Bal karışımını sıcak olarak tüketebileceğiniz gibi soğuk su veya soda ilave ederek de tüketebilirsiniz.
  • Hazırladığınız bu karışım buzdolabında 2-3 ay bekleyebilir.

Afiyet ve şifa olması dileklerimle. Yapanların, faydasını görenlerin mutlaka yorumlarını bekliyorum.

KAYNAK: BİLGİ DOKTORU

Bitki Alemi kategorisinde yayınlandı. 4 Comments »

SÜRÜNGEN BEYNİN AÇGÖZLÜLÜĞÜNE DAİR…

12108061_777793152343295_6984393359356780510_n[1]

Fransız Antropolojist G.Clotaire Rapaille, Los Angeles Times’a yazmış olduğu makalede, __ SÜRÜNGEN BEYİN AÇGÖZLÜLÜĞÜ __ne dair
şu noktaları belirtmiş:
“Fazlasına ihtiyaç duyma duygusu sürüngen beyinden gelir.

Sürüngen beyin, mümkün olduğu kadar güçlü olmak kadar,
çok da yemek bulmak ister, çünkü tamamen hayatta kalmaya odaklanmıştır.

Zihin ile sürüngen beyin arasında bir seçim yapılacak olursa
hep sürüngen beyin kazanır.

İçimizdeki kertenkele bizi aşağıya çekiyor.

Doyumsuz iştahımız ile diyabet ve kalp hastalıklarına daha yatkın olduk.

Dağlar kadar borcun altındayız

ve çılgınlar gibi yakıt kullanıyoruz.

Oysa zihnimizin ta derinliklerinde gerçekten sahip olmayı isteyip istemediğimizi bile bilmediğimiz bir mal edinme hırsı var,

üstelik çoğunu kullanmıyoruz bile…”

Görüldüğü gibi,
insanlar her hafta aynı saatte markete gitmek,
aynı günlerde aynı yemekleri yemek
gibi günlük ritüellerini yerine getirirlerken sürüngen beyin hep faaliyette.

İnsan toplumunun sürekli olarak gözü saatte,

her gün aynı şeyleri yapan

fiziksel ve finansal olarak hayatta kalmaya odaklanmış,

hep daha fazlasını kovalayan bir hale getirmiş.

Bütün bunlar sürüngen beynin algılamaları.

İnsanlar televizyon ve sinemayı tutku haline getirmişler.

Ancak tabii ki bunun da tasarlanmış olduğunu biliyoruz.

Araştırmacı Skip Largent şöyle yazıyor:

“Bütün televizyon programları ve sinema filmleri
sürüngen beyinin yansımaları.

Bu nasıl mı oluyor?

Filmler, televizyon ve video oyunları hep rüya gibi,
çünkü öyle sunuluyorlar.

Peki rüya görmek eylemi
başınızın neresinden kaynaklanıyor biliyor musunuz?

Sürüngen beyinde.

Sürüngen beynin dili, görsellik, dolayısıyla da iletişim,

her biri özel anlamları olan görsel sembolik sunuşlar ile gerçekleştiriliyor.”

(David Icke’ın kitaplarından seçmeler)

KAYNAK: HÜLYA REİS FACEBOOK SAYFASI

KARMANIN 10 YASASI:“Karma yasaları aslında cezalandırıcı değil, geliştirici bir yapıya sahiptirler”

moma-rain-room[1]

“Karma yasaları aslında cezalandırıcı değil, geliştirici bir yapıya sahiptirler”

Karma, Newton’un etki-tepki prensibine benzeyen, her hareketin etkisi ve sonucu olduğuna inanan bir öğretidir. Sanskritçe kökenli bu kelime, yapmak, bir fiilde bulunmak anlamına gelir. Bu yasa aslında cezalandırma değil, eğitimdir. Bir insan davranışlarının sonucundan kaçamayabilir, fakat sadece acı çekmek için ortam hazırlar ise Karma o kişiye acı getirecektir.

1. Büyük yasa
Neden-sonuç, etki-tepki yasasıdır.
-Eğer mutluluk, sevgi, barış ve arkadaşlık istiyorsak, o zaman bizzat kendimiz mutlu, sevgi dolu, barışçıl ve arkadaş canlısı olmalıyız.
-Ne ekersek, onu biçeriz.

2. Yaratılış yasası
-Hayat kendiliğinden meydana gelmez, bizim de dahil olmamız gerekir.
-Hem içimizde hem dışımızda, hepimiz evren ile biriz.
-Etrafımızı çevreleyen her şey, bize içimizde ne olduğu hakkında ipucu verir.
-Kendin ol ve etrafını, hayatında olmasını istediğin şeylerle çevrele.

3. Büyüme yasası
-Nereye gidersen git, orada da sen varsın.
-Ruhumuzu geliştirmek için çevremizdekileri ya da bulunduğumuz mekanları değil, kendimizi değiştirmeliyiz.
-Sahip olduğumuz tek şey hayatlarımızdır. Üzerinde kontrol sahibi olduğumuz tek şey de budur.
-Kalbimizde olanı değiştirirsek, hayatımız da buna uyum sağlayacaktır.
-Kalbimizde olanı değiştirirsek, hayatımız da buna uyum sağlayacaktır.

4. Sorumluluk yasası
-Ne zaman hayatımızda bir problem varsa, bizde de bir sorun var demektir.
-Bizi çevreleyen her şeyi yansıtırız, çevremizdeki her şey de bizi yansıtır.
-Hayatımızda olup bitenin sorumluluğunu almamız gerekir.

5. Bağlılık yasası
-Yaptığımız şey bize mantıksız gelse bile, evrende her şey birbirine bağlantılı olduğundan, o işin yapılması önemlidir.
-Her adım, bizi biraz daha ileri götürür.
-İşin tamamlanması için, birinin ilk görevi yapması gerekir.
-Bir işin ilk aşaması da son aşaması da aynı öneme sahiptir. Çünkü hepsi de işin tamamlanması için gereklidir.
-Geçmiş, şu an ve gelecek bağlantılıdır.

6. Odaklanma yasası
-Aynı anda iki şey hakkında düşünemezseniz.
-Bu sebeple eğer odağımız olumlu ruhsal kazanımlarsa, bizim için öfke ve açgözlülük gibi düşük seviye duyguları hissetmek mümkün değildir.
-Ne olduğunu anlayabilmek için geçmişi deşmek ya da gelecek hakkında endişelenmek bizi anı yaşamaktan alıkoyar.

7. Şu an ve burada yasası
-Ne olduğunu anlamak için geçmişi deşmek ya da gelecek hakkında endişelenmek bizi anı yaşamaktan alıkoyar.
-Eski düşünceler, eski alışkanlıklar ve eski hayaller yenilerini edinmemize engel olabilir.

8. Değişim yasası
-Tarih, doğru yola girmek için değiştirilmesi gerekeni anlamadığımız sürece, kendini tekrar eder.

9. Sabır ve ödül yasası
-Bütün ödüller, öncesinde çaba gerektirir.
-Uzun süreli değeri olan bir ödül kazanmak için, sabırlı olmak ve ısrarla çalışmak gerekir.
-Gerçek mutluluk, yapmamız gereken işi yaptığımızda ve ödülün bize kendi zamanında geleceğine inandığımızda elde edilebilir.

10. Önem ve ilham yasası
-Her kişisel katkı, aslında bütüne yapılan bir katkıdır.
-İsteksizce yapılan işlerin bütüne faydası yoktur, hatta zarar bile verebilir.
-Sevgi ile yapılan şeyler hayata canlılık ve ilham kazandırır.

uplifers

kaynak: şamil erkan facebook sayfası

Üç Filtre Testi…

59915_462316333830732_1693564160_n[1]

Bir gün bir tanıdığı ünlü filozofa rastladı ve dedi ki;

“Arkadaşınla ilgili ne duyduğumu biliyor musun?”

“Bir dakika bekle” diye cevap verdi Sokrat.

“Bana bir şey söylemeden önce seni küçük bir testten geçirmek istiyorum.

Buna ÜÇLÜ FİLTRE TESTİ deniyor.

“Üçlü Filtre ?”

“Doğru” diye devam etti Sokrat.”Benim arkadaşım hakkında konuşmaya başlamadan önce, bir süre durup ne söyleyeceğini filtre etmek, iyi bir fikir olabilir.

Birinci filtre ile başlayalım:     GERÇEKLİK FİLTRESİ Bana birazdan söyleyeceğin şeyin tam anlamıyla gerçek olduğundan                          emin misin?”

“Hayır” dedi adam “Aslında bunu sadece duydum ve…”

“Tamam,” dedi Sokrat “Demek sen bunun gerçekten doğru olup olmadığını bilmiyorsun. Şimdi ikinci filtreyi deneyelim. Bu filtresin adı

İYİLİK FİLTRESİ Arkadaşım hakkında bana söylemek istediğin şey   iyi bir şey mi?

“Hayır, tam tersi…”

“Öyleyse,” diye devam etti Sokrat, “Onun hakkında bana kötü bir şey söylemek istiyorsun ve bunun doğru olduğundan emin değilsin. Fakat yine de testi geçebilirsin, çünkü geriye bir filtre daha kaldı.

Bu filtrenin adı  İŞE YARARLILIK FİLTRESİ Bana arkadaşım hakkında söyleyeceğin şey,benim işime yarar mı?

“Doğrusunu söylemek gerekiyorsa hayır, yaramaz”

“İyi” diye yanıt verdi Sokrat, “Eğer bana söyleyeceğin şey doğru değilse, iyi değilse ve işe yarar, faydalı değilse bana niye söyleyesin ki?”

Bu düşünce yapısı, Sokrat’ın iyi bir filozof olmasının   ve büyük itibar görmesinin esas nedeniydi.

Önyargıdan uzak kalabilmek için filozof olmak gerekmediğini dostlarına sıkça tekrarlayan Sokrat’ın bu Üçlü Filtre testini hayatınıza dahil etmeyi deneyin!

MUCİZEVİ MEYVE: AYVA

1420275216_ayva[1]

Ayvanın Yararları :

* Ayvanın meyvelerinden hazırlanan şurup ve kompostolar çocuk ishallerine karşı çok etkilidir.

* Ayva meyveleri, kalbe kuvvet verir ve rahatlatır.

* Kalpteki sıkıntıyı, çarpıntıyı ve ağız kokusunu giderir.

* Harareti ve ishali keser.

* Hazımsızlığı giderir, mideyi ve bağırsağı kuvvetlendirir, ince bağırsak iltihabını giderir.

* Vücut gelişimine yardım eder.

* Ayva, damar sertliğine, karaciğer tembelliğine iyi gelir,

* Tansiyonu düşürür, safrayı düzene sokar.

* Yapraklarından yapılan çay, kalp ağrılarına iyi gelmekte, sakinleştirici özelliği bulunmaktadır.

* Meyvesinden yapılan reçel, sindirim sistemi rahatsızlıklarına iyi gelir.

* Cinsel isteği artırır.

* Tereyağında pişirilen ayva, nefes yolu hastalıklarına, müzmin öksürüğe, bronşite ve tüberküloz hastalığına iyi gelmektedir.

* Ayva çiçeği bal ile macun yapılıp yutulursa, baş ağrısını keser.

* Ayva çiçeği kaynatılıp içilirse, kalp çarpıntısını keser, kalbi kuvvetlendirir, annenin sütünü artırır.

* Ayva kokusu, kalp ve dimağı kuvvetlendirir.

* Ayva hoşafı, yaşlıların ayaklarının tutukluk yapmasını giderir.

* Ayva varise iyi gelir. Yorgunluk ve bitkinliği önler.

* Ayva hoşafı, ağız yaraları ve akciğer veremine iyi gelir. Gece uyurken ağızdan salya gelmesini önler.

* Ayva yaprağı kaynatılıp içilirse ishali keser.

* Ayva yaprağı kaynatılır, suyu ile gargara yapılır, pişmiş yaprakları ile de lapa yapılıp boğaza konursa boğaz ağrısını ve şişliğini giderir.

* Burun kanamasını önlemek için buruna ayva suyu çekilir.

* Ayva suyu, aşırı adet kanamasını önler, bağırsak kanamalarını keser, dizanteriye karşı çok faydalıdır.

* Doğumu kolaylaştırmak için ayva suyu ve ayva çekirdeği kaynatılıp içilmelidir.

* Ayva kabuğu veya ayva çekirdeği kaynatılıp içilirse, idrar yolu iltihaplarına iyi gelir.

* Ayva suyu iştah açar, böbrek ve idrar torbası iltihaplarını iyileştirir.

* Grip ve nezle için çok etkilidir.

* Ayva suyu, vücudu terletmek için çok etkilidir.

* Ayva, böbrek zafiyetine, mide zafiyetine, karaciğer zafiyetine, mide bulantısına, mide ülserine. deniz tutmasına, mide gevşemesi ve mide düşmesine, çok faydalıdır. Pişirilmiş ayva iyi gelir.

* Ayva suyu, efham ve vesveseye iyi gelir.

* Göz enfeksiyonlarına karşı, ayva yaprağı kaynatılıp, soğuyan suyu ile günde birkaç kez yıkanır.

* Ayvanın üzerindeki tüyler, kanayan yere konursa kanamayı durdurur.

* Beyaz akıntıya karşı ayva yaprağı kaynatılıp aç karnına içilmeli ve haricen yıkanılmalıdır.

* Ağız içi yaraları ve boğaz iltihapları için, kurutulmuş ayvanın suda bekletilmesi ile elde edilen şurup gargara olarak kullanılırsa şifa verir

kaynak: sağlık olsun

Bitki Alemi kategorisinde yayınlandı. 2 Comments »

KALP VE DAMAR DESTEĞİ

12118841_926783610721974_7510982370411430591_n[1]
Kalp ve damarlar için işte size şahane bir içecek:
Kalp Kırmızısı Heart Beet.
TARİFİ
1 narın taneleri
1 kırmızı pancar
yarım limon suyu
evde varsa 1 çorba kaşığı kırmızı üzüm çekirdeği
Hepsini 1500 watt ve üzeri gücündeki bir blendera atın. Kabın 1/3 seviyesine kadar içme suyu ekleyin. Ve içme suyundan yapılmış 5-6 küp de buz. Afiyet olsun!

NE FAYDASI VAR?
Narın bir çok faydası yanında, en önemli özelliklerinden biri de genel damar sağlığını, özellikle de kalbi koruması.
Kırmızı pancar ise A, B, C ve P vitaminlerinden zengindir. Beta karoten ve folat bakımından zengin yapısıyla bağışıklık sistemini güçlendirip kan yapımına destek verir. Kırmızı pancarın suyu en güçlü kan düzelticilerden biridir. Havuç suyu ile yarı yarıya karıştırılan kırmızı pancar suyu, içildiğinde alyuvarların sayısını kısa zamanda yükseltir. Özellikle soğuk algınlığı enfeksiyonlarının arttığı kış aylarında kırmızı pancarın tüketilmesi, vücudun direncini artırır.
Kırmızı üzüm çekirdeği ise resveratrol içerir ve yine kalp ve damar sağlığını destekler. Kalbinize destek olun, bir bardak aç karnına için!

KAYNAK: SAĞLIK OLSUN

Bitki Alemi kategorisinde yayınlandı. Leave a Comment »

HAYATIN BANA 45 DERSİ…

imagesKA3ZE86Q

Plain Dealer, Cleveland, Ohio’lu 90 yaşındaki Regina Brett’in kaleminden:

Bir zamanlar, doğum günümde, “Hayattan aldığım 45 ders” başlıklı bir yazı yazmıştım. Bugüne kadar en çok okunan ve istek alan makalem oldu!

1. Hayat haksızlıklarla dolu ama yine de güzel!!.

2. Şüphede kalma, ikinci bir adım daha at!

3. Hayat, nefrete harcayacak kadar uzun değil

4. Hastalandığında sana işin değil, ailen, arkadaşların bakacak. Onlarla ilişkini koparma!

5. Her ay kredi kartlarını ödemeyi unutma.

6. Her tartışmayı kazanacaksın diye bir şey yok! . Fikir farklılıklarını kabul et!!.

7. Ağlayacaksan, bir başkası ile birlikte ağla! Tek başına ağlamaktan evladır..

8. Tanrıya kızmanda bir mahzur yok! O bunu kaldırabilir! !.

9. İlk maaşından başlamak üzere, emekliliğine para ayır..

10. Söz konusu çukulataysa, direnmenin anlamı kalmıyor. .

11. Geçmişinle barış ki, bugününün içine etmesin!.

12. Çocukların seni ağlarken görsün! Bundan kaçınma..

13. Hayatını başkaları ile mukayese etme, ötekilerin neler çektiğini bilmiyorsun!

14. Bir ilişki gizli olacaksa, sen içinde olmamalısın!.

15. Göz kırpacak kadar bir zamanda herşey değişebilir. Ama merak etme, Tanrı asla göz kırpmaz!!

16. Derin bir nefes al, kafanı sakinleştirir.

17. Güzel ve yararlı olmayan, seni mutlu etmeyen her şeyi çöpe at!!

18 Her ne yaşıyorsan, seni öldürmediği müddetçe, güçlü kılar.

19. Mutlu bir çocukluk geçirmek için geç kalmış değilsin de, bu sadece ve sadece sana bağlı!!

20. Hayatta sevdiğin her ne ise, peşinden giderken asla “hayır” sözcüğünü cevap kabul etme.

21. Mumları yak, değerli yatak takımlarında uyu, kendine pahalı iç çamaşırları satın al…. Bunlar için özel fırsatlar bekleme, bugün zaten özeldir!!

22. Önce hazırlan, sonra da kendini akıntıya bırak.

23. Şimdiden egzantrik ol! Kırmızı giymek için yaşlanmayı bekleme.

24. En önemli seks organı beyindir..

25. Mutluluğun için senden başka sorumlu yoktur! .

26. Her yaşadığın felaketin ardından kendine şu soruyu sor: “Beş yıl sonra bunun benim için ne önemi olacak??”

27. Daima yaşamı seç.

28. Herkesi, herşeyi affet.

29. Başkalarının senin hakkında ne düşündüğü seni ilgilendirmez! .

30. Zaman her imkana sahip.. Zaman tanı!

31. Durum ne kadar iyi veya kötü olursa olsun, değişecektir..

32. Kendini fazla ciddiye alma, kimse almıyor ki zaten!.

33. Mucizelere inan!!.

34. Tanrı, Tanrı olduğu için seni seviyor. Yoksa yaptıkların ya da yapmadıkların için değil!!

35. Hayatı denetlemeyi bırak!. Öne çık, kendi hayatını kendin yarat.

36. İki seçeneğin var “Erken ölmek” ya da “yaşlanmak”..

37. Çocuklarınızın, yaşayacak başka çocukluk dönemi yok!.

38. Sonuçta gerçekten önemli olan sevmiş olmandır!!.

39. Her gün dışarı çık.. Mucizeler her yerde seni bekler!.

40. Dertlerimizi bir torbaya doldurup, milletinkilerle birarada görsek, bizimkileri geri toplardık..

41. Kıskançlık zaman kaybıdır. Zaten ihtiyacınız olan herşeye sahipsiniz!!

42. Herşeyin en iyisini daha yaşamadın!!.

43. Kendini nasıl hissedersen et, kalk, giyin ve dışarı çık!

44. Yol ver!

45. Hediye paketinde olmasa bile, hayat yine de bir hediyedir!!.

KAYNAK: SONSUZ ŞİFA

B12 VİTAMİNİ EKSİKLİĞİNDE NELER OLUR?

Vitamin-B12-Cobalamin-Importance-for-Your-Body[1]

Son yıllarda çevremizde çok duyulan “B12 vitamini eksikliği”nin temelinde
beslenme şekli, sindirim sisteminde bozukluklar, stres faktörleri ve buna ek olarak diğer sebepler yatmakta.
Tek yönlü beslenen kişilerde de görülmektedir.
Eksiklik yaşanan ağır stres durumunda da rastlanır.
Belli özel dönemlerde gıda yoluyla alınan B12 vitaminine oranla,
beden tarafından kullanımı arasında farktan dolayı da
eksiklik belirtileri yaşanabilir.

B 12 VİTAMİNİ EKSİKLİĞİ RİSKİ TAŞIYAN GRUPLAR

Bazı durumlarda ve bazı gruplarda B12 vitamini eksikliğinin oluşma ihtimali daha yüksektir:

1. B12 gıda tüketimi eksikliği

– Veganlar
– Vejetaryanlar
– Tek yanlı beslenenler

2. Aşırı B12 İhtiyacı

– Hamile ve emzikli kadınlar
– Kriz dönemleri
– Stres durumu
– HIV-Enfeksoyonu

3. B12 emilim bozuklukları

– İleri yaştaki kişiler
– Mide ve bağırsak alanında iltihaplamalar ve ve bozukluklar
– Gastrit
– Morbus Crohn
– Helicobacter pylori enfeksiyonu
– Alkoliker
– Çok sayıda ilaç kullanımı
– Sigara kullanımı
– Tenya
– Karaciğer ve pankreas hasarları
– V.b.

B12 VİTAMİNİ EKSİKLİĞİNDE OLASI BELİRTİLERDEN BİR SEÇME

• Depresyon
• Performans düşüklüğü
• Baş ağrısı
• Uyku bozukluğu
• Sinirlilik hali
• İştahsızlık
• Saç dökülmesi
• Müdigkeit
• Hafıza bozukluğu
• Konsantrasyon düşüklüğü
• Unutkanlık
• Soluk cilt
• Ağız kenarları yarası
• Karın ağrısı
• Hassasiyet
• Güçsüzlük
• Kilo kaybı
• Baş dönmesi
• Dil yanması
• Sağırlık hissi
• El ve ayak uyuşması
• Kas zayıflığı
• Koku ve tad alma yetisi kaybı
• İktidarsızlık
• Tekrarlayan düşükler

Vitamin B12 eksikliğinin tedavisi sebebe yönelik yapılmalı

B12 vitamini ve demir eksikliğinin de aft oluşumuna önemli bir katkısı var.
Yine Alerjisi ve cilt sorunları olan insanlarda da B12 eksikliği olabilir.

B12 Kefirde bol miktarda bulunur.

Deniz Ürünleri: Balık yumurtası en çok B12 vitamini içeren gıdalar arasındadır. 50 gram balık yumurtası günlük B12 vitamini ihtiyacının yaklaşık 5 katını karşılar. Ülkemiz mutfağında pek popüler olmayan, ancak B12 bakımından zengin bir diğer deniz ürünü ise ahtapottur. 15 gram ahtapot günlük B12 ihtiyacının tamamını karşılamaya yeter. Yüksek miktarda protein ve esansiyel yağ asitleri içeren uskumru, somon, sardalya ve ton balıkları aynı zamanda iyi birer B12 vitamini kaynağıdır. 100 gram uskumru günlük B12 ihtiyacının 3 katını, aynı miktarda somon yine 3 katını, ton balığı yaklaşık 2 katını, sardalya 1.5 katını karşılar. B12 bulunan diğer deniz ürünleri ise istiridye ve midyedir.

Et: Sırasıyla; kuzu ciğeri, sığır ciğeri, dana ciğeri, hindi ciğeri, ördek ciğeri ve kaz ciğeri B12 vitamini bakımından en zengin et ürünleridir. Bunlar dışında sığır eti veya dana kıyma da hem B12 hem de protein, çinko ve demir bakımından oldukça zengindir. 100 gram kuzu eti günlük B12 ihtiyacının yarısından fazlasını karşılar.

Yumurta ve Peynir: Yüksek kolesterollü olması bir yana peynir çeşitleri B2 (riboflavin), protein ve kalsiyum içerir.

Peynir çeşitlerinde bulunan B12 vitamini miktarı peynir tipine göre farklılıklar gösterebilir. Örnek olarak 100 gram beyaz peynir günlük B12 vitamini ihtiyacının yaklaşık olarak 1/3’ünü karşılar. 1 adet yumurta sarısı ise günlük ihtiyacın %6’sını karşılar.

B12 Vitamini Bulunan Diğer Besinler

Takviye edilmiş kahvaltılık gevrekler

Yağsız yoğurt

Yağsız süt

Tam yağlı süt

Tam yağlı yoğurt

Tavuk

Takviye edilmiş tofu

Karides

Geyik eti

Deniz yosunu

Maya

Takviye edilmiş soya sütü

Sakatat –

Kaynak: Murat Kınıkoğlu-iyi gelen yiyecekler

Bitki Alemi kategorisinde yayınlandı. Leave a Comment »