Aşure barış ve kardeşliğin, paylaşımın ve bereketin sembolüdür.

Asure2[1]

Hem besleyici, hem de lezzetli aşure, bir tatlıdan çok içeriğinden ötürü neredeyse bir yemek değerinde…
İçinde en az 15 malzemenin kullanıldığı, aynı zamanda besin değeri yüksek bir tatlı olan aşure  barış ve kardeşliğin, paylaşımın ve bereketin sembolü olarak evlerde pişirilerek sürdürülen bir gelenek.
İçinde buğday, fasulye, nohut, isteğe göre genellikle kuru üzüm, kuru kayısı, kuru incir, yaş meyvelerden dilimlenmiş elma, portakal ve limon kabukları, üzerine süslemek için nar, fındık, ceviz, badem, tarçın, fıstık, tat vermek için de şeker-pekmez veya tatlandırıcı konur.
Aşure içinde, hem kuru baklagiller, hem taze ve kuru meyveler, hem de yağlı tohumlar grubunu bulundurması sebebiyle besin çeşitliliğine ve dengeli beslenmeye de iyi bir örnektir. Başta protein, karbonhidrat ve lif olmak üzere demir, çinko, kalsiyum, fosfor gibi minerallerle
A, B, C ve E vitaminleri yönünden zengindir. Bu yönüyle de özellikle şeker yerine pekmezle veya daha fazla kuru meyveyle tatlandırıldığında kansızlığı olanlar, daha doğal beslenmek isteyenler, sütlerinin miktarını ve kalitesini artırmak isteyen anneler, büyüme gelişmeye destek olduğundan çocuk ve gençler için çok uygundur.
İçindeki fındık-fıstık-ceviz-badem gibi yağlı tohumlar ve baklagiller nedeniyle kalp-damar sağlığı için koruyucu olan aşure, ayrıca kan şekerini düzenleyen posa içerir.

AŞUREYİ DOĞRU KULLANIN
– Yüksek protein içerdiğinden özellikle vejetaryenler için iyi bir protein kaynağıdır.
– Zayıflamak isteyenler için şerbetli tatlılar ya da hamur tatlıları yerine ara öğün olarak az şekerli veya pekmezle yapılmış aşure tüketilebilir.
– Bu kadar çok faydasını saydığımız aşurede bile tabii ki son kural, her şeyde olduğu gibi ölçülü yemek… Bir kase aşurenin; bir ekmek, bir yağ grubu ve bir meyve hakkımıza eşdeğer olduğunu bilmeliyiz…

Malzemeler:
– Aşurelik buğday 1/2 su bardağı
– Nohut 1/6 su bardağı
– Kuru fasulye 1/6 su bardağı
– Su 6 su bardağı
– Kuru kayısı 5 adet
– Kuru incir 3 adet
– Kuru üzüm 1/4 su bardağı
– Portakal 1 küçük boy
– Pekmez 1/2 su bardağı
– Fındık 1/2 su bardağı
– Ceviz 1/2 su bardağı
– Nar 1/2 küçük boy

Yapılışı:
Buğday, nohut, kuru fasulyeyi yıkayın. Kuru fasulye ve nohudu birer su bardağı, buğdayı 2 su bardağı suyla bir gün önceden ayrı ayrı ıslatın. Buğdaya 1, nohut ve fasulyeye ikişer su bardağı su ekleyip ayrı ayrı ocağa koyun. Buğdayı taneler parçalanıp, nişastasını dışarı verinceye, nohut ve fasulyeyi yumuşayıncaya dek pişirin. Nohutu gerekiyorsa düdüklü tencerede haşlayın. Kuru meyveleri yıkayın. 1su bardağı suyla 2 saat ıslatın. Pişmiş malzemeleri ve kuru meyveleri bir tencerede birleştirip 15 dakika pişirin. Portakalı soyun, kabuğunu beyaz kısmı ile birlikte 1 santimetre kalınlığında, 3-4 santimetre uzunluğunda parçalara doğrayın. Portakal dilimlerini 4-5 parçaya bölüp kabuğuyla birlikte karışıma ekleyin, 5 dakika daha pişirin. Pekmezi ekleyin, 1-2 dakika pişirip ocağı kapatın. Fındığı ekledikten sonra karıştırın.
Servis kaselerine boşaltın. Üzerini ceviz, nar taneleriyle süsleyip tarçın serpin.

Bitki Alemi kategorisinde yayınlandı. Leave a Comment »

İnsan olmayı öğrenmek gerçekten zaman alıyor….

1379427_1397746780460193_1060195201_n[1]

Önce almayı öğreniyor. Sürekli almanın mümkün olmadığını öğreniyor. Her şeyin emek istediğini ve kendisinin de almak için önce vermek zorunda olduğunu öğreniyor. Sonra yanlış insanlara yanlış işlere emek, zaman, sevgi vermeyi öğreniyor. Sonra, yanlış diye bir şey olmadığını, aslında hepsini sadece ve sadece kendisi istediği için verdiğini öğreniyor.

Önce “asla”ları “belki”lere çevirmeye öğreniyor. Sonra “belki”leri, ”hayatta her şey insanlar için”e çevirmeyi öğreniyor. Sonra, pişman olmayı öğreniyor. Asla deyip yaptıkları için değil de asla deyip yapmadıkları için daha büyük pişmanlık duyulacağını öğreniyor.

Önce yaşamayı öğreniyor. Yaşamanın nefes alıp vermekten farklı boyutları olduğunu öğreniyor. Yaşam kalitesi denen bir şey olduğunu öğreniyor. Yaşam içindeki duyguları öğreniyor. Gülmeyi, ağlamayı, neşeyi, coşkuyu, kederi, korkuyu, kıskançlığı öğreniyor. Sonra bir gün gerçek bir ölüm yaşadığında ve iliklerine kadar üzüldüğünde ölümü öğreniyor. Ve yeniden yaşamı öğreniyor.

İnsan, önce bebek olmayı, sonra çocuk, ergen ve yetişkin olmayı öğreniyor. Öğreniyor öğreniyor öğreniyor….insan olmayı öğrenmek ise gerçekten zaman alıyor….

Ruhsal Büyüme... kategorisinde yayınlandı. Leave a Comment »

LİMONLU SUYUN FAYDALARI VE LİMONLU SU İÇMENİZ İÇİN 10 NEDEN…

12039525_794616900648042_1403149843747578076_n[1]

 

Limonun kabuğu da kendisi de çok faydalı. İçine limon suyu ilave ettiğiniz ılık su, sabahları güne taze bir başlangıç yapmanızı sağlayacak. Kendinizi daha zinde hissedeceksiniz. Neden mi?

1- Sindirime Yardımcı Limon suyu sindirim sistemini toksinlerden arındırır, midedeki yanma ve şişkinlik gibi rahatsızlıklara da iyi gelir.

2- Zayıflamaya yardımcı Ilık limonlu suyu düzenli içtiğimizde mide asitlilik oranı düzenlenir. Mide asidi yüksek olan kişiler sürekli bir şeyler yiyerek mideyi bastırma eğiliminde olurlar. Bu da kısa sürede acıkmaya ve kilo almaya neden olur.
Limonun içerisinde bulunan pektin lifi acıkmayı geciktirir.

3- Bağışıklık sistemini güçlendirir Stres, bağışıklık sistemini zayıflatır bu yüzden de bağışıklık sistemini destekleyen C vitaminli gıdaları tüketmek stresli olduğunuz anlarda öncelikli olmalıdır. Limon da mükemmel bir C vitamini kaynağıdır.

4- Taze bir nefes için birebir Dişeti iltihaplarına ve diş ağrılarına iyi geldiği gibi nefesinizin kötü kokmasını da önler. Ancak diş minesine zarar vermek istemiyorsanız limonu direk dişinize temas ettirmeyin yani yemeyin.

Limonlu su içtikten sonra da dişlerinizi fırçalarsanız daha faydalı olduğunu görürsünüz.

5- Ph değerini dengeler Limon en alkali gıdalardan biridir ve içinde bulunan sitrik asit sindirildiğinde asitlilik yaratmaz. Her gün limonlu su içerseniz vücudunuzun toplam asitlilik oranı zaman içerisinde düşer.

Ayrıca iltihabın nedenlerinden biri olan eklemlerde biriken ürik asit limonla yok olur.

6- Daha enerjik hissetmek için birebir Limon kokusunun sinir sisteminde sakinleştirici etkisi olduğunu biliyor muydunuz?

İşte sinir sistemindeki bu sakinlik, depresyona ve endişeye iyi gelirken size mutluluk vereceği için de kendinizi daha zinde hissetmenizi sağlar. Limon sindirim sistemine girdiğinde vücuda enerji verir.

7- Viral enfeksiyonla savaşır Ilık limon boğaz ağrısı, nezle gibi semptomların azalmasında oldukça etkili bir destek kuvvettir.

8- Cilde de faydalı Limon suyu antioksidan özelliği sayesinde cilt lekelerini azaltır. Hatta ciltteki kırışıklıkların da azalmasına yardımcı olur. Limon suyunu düzenli olarak zor geçen yara izlerine ve cildinize uygulayın, farkı göreceksiniz.

9- Aynı zamanda potasyum kaynağı Eğer muz sevmiyorsanız, limon suyundan maksimum yararlanmaya bakın. Çünkü potasyum kalp, sinir ve beyin fonksiyonlarının düzenli olması için kesinlikle gereklidir.

10- Kafein ihtiyacınızı azaltır Sabahları bir fincan kahve yerine ılık limonlu bir su içerseniz kesinlikle öğleden sonra çöken o rehavet hayatınızdan çıkacak, göreceksiniz. Bu da kafeine olan bağımlılığı azaltır.”

karbonat face sayfası

Bitki Alemi kategorisinde yayınlandı. Leave a Comment »

SAĞ -SOL BEYİN ÇATIŞMASI TESTİ.

11705138_399700783559550_2808625414348724734_n2[1]

Aşağıdaki tabloya bakarak RENKLERİ söylemeyi deneyin, kelimeleri degil. Sağ beynimiz renkleri söylemeyi dener.
Sol beynimiz kelimeleri söylemekte ısrar eder.…
Haydi deneyelim. Çok eglenceli
(Varoluş terapisi egitimlerimden alıntı.)

kaynak: luna akademi- sonsuz şifanın sayfasından alınmıştır

Ruhsal Büyüme... kategorisinde yayınlandı. Leave a Comment »

Zihinsel Olarak Güçlü Olan İnsanların Alışkanlık Haline Getirdiği 13 Davranış

basarı__[1]

Zihinsel olarak güçlü olmak genellikle, ne yaptığınız ile değil, ne yapmadığınız ile alakalıdır. Bu; düşüncelerinizi, davranışlarınızı ve duygularınızı kontrol etme sanatı. İşte yazar Amy Morin’e göre zihinsel olarak kuvvetli olan insanların yapmadığı 13 şey!

1. Kendileri için üzülmekle zaman kaybetmezler.

Yazarın dediğine göre, insanın kendisi için üzülmesi, kişiye oldukça zararlı. Üzülerek kişi, zaman kaybı yaşıyor, negatif enerji ile doluyor ve günlük ilişkilerine zarar veriyor. Olaylara iyi tarafından bakarak, üzülme duygusunu, minnettarlığa çevirmek ise işin anahtarı.

2. İpleri başkalarının eline vermezler.

İnsanlar genellikle, duygusal ve fiziksel olarak bir sınır belirleyemedikleri zaman, ipleri başkalarına devreder. Eğer sizin davranışlarınızda başkalarının etkisi bulunuyorsa, başarınızı ve başarısızlığını onlar belirler. Bunu önlemek içinse, ayağa kalkıp sınırları kendiniz belirlemelisiniz.

3. Değişiklik yapmaktan çekinmezler.

Morin’e göre değişiklik yapmanın 5 aşaması bulunuyor. Karar öncesi, düşünüp taşınma, hazırlık, eylem ve eylemi devam ettirmek. Her bir adım oldukça korkutucu gözükse de, değişiklik her zaman iyidir. Unutmayın; ” Ne kadar çok beklerseniz, o kadar zorlaşır. ”

4. Kontrol edemedikleri şeylere odaklanmazlar.

Her şeyin kontrol altında olduğunu bilmek elbette ki oldukça rahatlatıcı. Yine de her zaman gücün sizde olduğunu düşünmeniz sorun yaratabilir. Yazara göre her şeyde kontrol sahibi olmak istemenin sebeplerinden biri endişe duygusuna cevap verme isteği. ” İnsanlar endişeleri ile savaşıp yenmek yerine, çevrelerini kontrol etmek istiyor. ” diyor yazar.

5. Herkesi memnun etmeye çalışmazlar.

Çoğu zaman, insanların bizim hakkımızda ne düşündüğü, kendimiz hakkında ne düşündüğümüzden önce gelir ve bu zihinsel olarak güçlü olmak için yapılmaması gereken şeylerin başında gelir. Yazara göre herkesi memnun etmeye çalışmak zaman kaybı ve bunu sağlamaya çalışan insanlar da kolay manipüle edilebilirler. O yüzden insanları memnun etmeyi düşünmek yerine, kendinizin ne istediğini ilk başa koyun.

6. Risk almaktan çekinmezler.

İnsanlar genellikle ister finansal olsun, ister başka türlü olsun risk almaktan kaçınır. Zihinsel olarak kuvvetli olan insanlar ise sonunu tahmin edebildikleri yani hesaplayabildikleri riskleri almaktan kaçınmazlar. Yazara göre bir risk alırken, şu soruları kendinize sorabilirsiniz:

– Bu riskin bedeli ne olabilir?

– Potansiyel olarak yararları nedir?

– Alternatifler nedir?

– En iyi hangi sonuca ulaşabilirim?

– En kötü durumda ne olur?

7. Geçmişe takılıp kalmazlar.

Geçmiş, geçmişte kaldı. Yaşanan şeyleri değiştirmenin imkanı yok. Bu yüzden ”geçmişte yaşamak” şu andan ve gelecekte yapacaklarınızdan zevk almanızı, önler diyor yazar. Bu yüzden anın tadını çıkarmak yapabileceğiniz en mantıklı şey. Yine de geçmişi düşünmenin bazı faydaları da yok değil. Geçmiş hatalardan ders çıkarmak, olaylara yeni bir bakış açısından bakmanıza olanak sağlayacaktır.

8. Aynı hatayı defalarca yapmazlar.

Önceki madde ile paralel olarak, geçmişten ders alarak aynı hatayı yapmamak, zihinsel olarak güçlü insanların olmazsa olmazlarındandır.

9. Başkalarının başarılarını kıskanmazlar.

Yazarın dediğine göre, başkalarının başarılarına odaklanmak size hiç bir yarar sağlamayacak, aynı zamanda dikkatinizi dağıtarak başarılı olmanızı engelleyecek.

10. İlk başarısızlıktan sonra hemen pes etmezler.

Başarı aniden gelen bir şey değil. Başarısızlık ise insanın her zaman aşması gereken bir engel. ” Örneğin Theodor Giesel -Dr.Seuss olarak da biliniyor.- ilk kitabı 20 yayıncı tarafından reddedilen bir yazar. Şimdi ise tüm dünya onu tanıyor. ” diyor Morin. Bir başarısızlık yaşadıktan sonra yükselişe geçmek sizleri daha da kuvvetlendirecektir

11. Yalnız kalmaktan korkmazlar.
Yazarın dediğine göre, düşüncelerinizle baş başa kalmak için boş zaman yaratmak etkili bir deneyim olabilir. Morin’e göre yalnız kalmanın avantajlarından bazıları şunlar:

– Ofiste tek çalışmak üretkenliği arttırır.

– Kişinin empati yeteneği kuvvetlenir.

– Yaratıcılığı geliştirir.

– Zihinsel açıdan sağlıklıdır.

– Kişinin kendini yenilemesine olanak sağlar.

12. Hayatın kendilerine bir şey borçlu olduğunu düşünmezler.

Başarısız olduğunuz zaman, hayatınıza lanet etmek oldukça kolay. Fakat gerçek şu ki bir şeyleri kazanmak sizin elinizde. ” Hayat adil değil. Başkaları sizden daha başarılı ve mutlu olabilir. İşte bu hayat. Bu işin altın kuralı ise, kendinize odaklanmanız, eleştiriye karşı açık fikirli olmanız, eksikleriniz hakkında bilgi sahibi olmanız ve en önemlisi kendinizi başkaları ile kıyaslamamalısınız. Eğer hak ettiğiniz şeyleri alamadığınızı düşünüyor ve başkaları ile kendinizi kıyaslıyorsanız, çok büyük hayal kırıklığına uğramanız kaçınılmaz. ” diyor yazar.

13. Eylemlerinin hemen ardından bir sonuç beklemezler.

” Gerçekçi beklentilere girmek ve başarının bir gecede gelmeyeceğini anlamak, potansiyelinizi ortaya çıkarmak adına oldukça önemli ” diyor yazar. Zihinsel olarak zayıf insanlar genellikle sabırsız kişilerdir. Bu insanlar yeteneklerini abartır ve değişikliğin ne kadar zaman istediğini anlayamaz diye de ekliyor yazar. Başarıya odaklanmanız oldukça önemli fakat bu yolda pek çok başarısızlık ile karşılaşacaksınız. Eğer büyük resmi görebilirseniz, başarı da kaçınılmaz olarak gelecektir.

kaynak: onedio sonsuz şif sayfasından alınmıştır

Öğrendikten Sonra Sıkıp Suyunu Bile İçeceğiniz Pırasanın Çok Şifalı 9 Faydası

pirasanin-faydalari

Adeta bir sarımsak, adeta bir soğan diyebiliriz onun için. Haksız da sayılmayız çünkü hepsi “allium” adı verilen aynı aileden geliyor. Hoş da geliyor.

Çoğumuzun aramadığı hatta resmen sevmediği pırasanın birçok faydası var arkadaşlar. Uzmanların “Çok daha sık tüketilmesi gereken gıdalar” adını verdiği listenin üst sıralarında bulunuyor mesela.

Diyetin dostu, kalorinin düşmanıdır

Zeytinyağlı Pırasa Tarifi

Diyet yapanlara buradan seslenmek isteriz ki, bir adet bütün pırasada yalnızca 40-50 kalori bulunuyor. Artık yemeğini yapar yapar yersiniz.

Kısa bir not: Pırasa zayıflatıyor gibi bir şey yok, sadece yenildiğinde kilo aldırmıyor. :)

Hazımsızlık sorunu olanlara birebir

Pırasalı Omlet Tarifi

Sindirimi düzenleyen besin lifleri bakımından da oldukça zengin olan pırasa, hazmı kolaylaştıran yiyeceklerden birisi.

Tam bir vitamin deposudur

cukurovasebzemeyve 

A, C, K ve B6 vitaminleri için çok iyi bir kaynak olan pırasanın, özellikle kış aylarında bolca tüketilmesi gerekiyor. Tüm bu vitaminler alındığı zaman kış aylarında korkulu rüyamız haline gelen grip, soğuk algınlığı gibi hastalıklardan vücudumuzu koruyor.

Damar tıkanıklığına devadır

blogspot 

Damarları koruduğu pek çok araştırmayla kanıtlanan “kaempferol” adlı madde, pırasada bol miktarda bulunur. Bu bileşen, damar astarlarında tahribata yol açan kötü etkilere karşı damarlarımızı korur.

Yalnız damar değil kalp hastalıklarına da iyi gelir

blogspot 

İçerdiği yüksek miktarda folat, kalp hastalıklarına etki eden “homosistein” adlı amino asidin seviyesinin düşmesine katkıda bulunur. Bu sayede kalp hastalıklarına yakalanma ihtimaliniz düşer.

Doğal bir antioksidandır

ziuaconstanta ziuaconstanta

Pırasa, güçlü bir antioksidan olan “polifenol” maddesini içerir. Bu antioksidan vücudumuzda bulunan ve çeşitli kronik hastalıklara zemin hazırlayan bakterilere karşı koruma sağlar.

Kemik ve doku gelişimine katkı sağlar

Kemik sağlığı ve kan akışının düzenlenmesinde önemli bir rol oynayan K vitamini, pırasada bol miktarda bulunmaktadır. 200 gram pırasa günlük K vitamini ihtiyacının neredeyse tamamını karşılamaya yeter.

Gözlerde havuçtan daha etkilidir

leeks-1-300x199[1]

Pırasada bulunan “lutein ve zeaxanthin” adlı bileşenler göz hücrelerini hastalıklara karşı koruduğu biliniyor. Amerikan Optometri Birliği, pırasanın ilerleyen yaşa bağlı olarak görülen katarakt riskini azaltmak için tüketilmesi gerektiğini vurgulamakta.

Dolaşım sistemine etki eder

dortmevsimyemek

Bitki Alemi kategorisinde yayınlandı. Leave a Comment »

Çakralar ve Çakra Dengelenmesi

Чакры-2[1]
Her çakranın titreşim hızı değişiktir. Aynı zamanda çakraların simgeledikleri organlar, fiziksel ve duygusal karşılıkları da vardır. Mesela 1.Çakra yani kök çakra en ağır hızda dönen çakradır. Tepe çakrası yani taç çakra ise en hızlı dönendir. Her çakra kendi rengiyle anlamlandırılır. Çakra şifasında kristallerin, müziğin, aromaterapinin ve renklerin önemi büyüktür.Her çakranın bir rengi vardır, her çakranın notası vardır, her çakranın mantrası olur. Mantra nağmelerle tekrar edilir. Ve her bir çakranın şifasında o çakraya ait renkler, kristaller, notaları ve mantrası kullanılır. Çakra renkleri aynı gök kuşağının renkleri sırasında dizilir. Enerji blokajları, çakraların dengesiz çalışmasına neden olur. Bu nedenle kişi kendini yorgun, depresif, sinirli hissedebilir, zihinsel ve bedensel olumsuz davranışlar, korkular, şüpheler geliştirebilir. Çakra dengesinde sorun yaşayan kişi başına gelen olumsuz olaylara karşı doğal enerji akışını bloke ederek veya durdurarak tepki verme eğilimine girebilir. İşte bu noktada kullanacağımız kristaller, müzik notaları, kokular ve renkler çakralarımızı uyumlandırarak korku, endişe ve kaygı hisleriyle başetmemizi kolaylaştırır. Her çakranın belirli bir sayıda ve hızda dönme tablosu vardır. Bunların altında ya da üstünde olduğu durumlarda ‘Çakra dengesizliği’ nden’ bahsedebiliriz. Çakra dengesizliği önce psikolojik seviyede başlar, çakraların bu duruma rağmen uzun süreli dengelenmediği durumlarda ise fiziki rahatsızlıklara kadar gidebilir. Çakraların dengelenmesinde hayatımızın her yerinde bu çakranın rengini kullanabilir, aynı renkte yiyecekler yiyip, giysilerimizi bu renkte seçebiliriz.Şimdi çakraları tek tek inceleyelim.

Kök çakra sembolü
1.Çakra; Muladhara Çakra (Kök Çakra ) Cinsel organla anüs arasındadır. Rengi kırmızıdır. Dünyevi olanı simgeler.İlk çakra olduğu için bir ila sekiz yaşlarımız arasında gelişir ve kendi başına ayakta kalabilmeyi simgeler. Kök çakra fiziksel dünyayı ve ona duyduğumuz ihtiyaçlarla bağlantılıdır. Bu yüzden yerçekimiyle yakınen ilgisi vardır. Kök çakra bizi maddesel özümüze doğru çeken bir güce sahiptir. Hayatta kalabilmemiz ve devam ettirebilmemiz için gerekli enerjiyi sağlar. Blokaj durumunda korku, güvensizlik, tedirginlik yaşanır. İskelet yapısı,kemikler ve omurgayla bağlantılıdır. Vücut sıvılarımızdaki tuz dengesinden ve vücut metabolizması nı dengeleyen proteinler, yağlar ve karbonhidratları etkileyen hormonları salgılayan bölgeyle, böbrekler ve böbreküstü bezleriyle bağlantılıdır. Eski zamanlardan bu yana, hayatta kalma içgüdümüzün kaynağı olan kaçma, saldırma dürtülerini salgılayan adrenalinin salgılandığı bezler de kök çakrayla bağlantılıdır. Yetersiz çalışması ağrılara sebep olur ilgili organlarda aktivite kaybı olur. Bu çakra varoluşumuzun temelini teşkil eder. Fiziğe ve yerküreye bağlar. Fiziksel faaliyetlerimiz bu çakranın nasıl çalıştığına bağlıdır. Yorgun isteksiz ve bitkin olmamız bu çakranın çalışmamasından kaynaklanır ya da enerji çekimi ile meşguldür. Bu çakra ile ilgili günlük meditasyonlar ve şifalandırmalar yapmak gerekir. Kök çakra sağlığımızı canlılığımızı kazanmamızı sağlayan merkezimizdir. Bu çakra aynı zamanda geçmiş hayatlarımızın da kilitlerini açarak bize gizli kalmış yeteneklerimizi ve bilgeliğimizi geri kazandırır. Ayrıca bu hayatımızı gölgeleyen geçmiş hayatların olumsuz motiflerini ve acılarını silmemizi sağlar. Bu çakrayı iyileştirdiğimizde ve pozitif şifa enerjisi ile çalışmasını sağladığımızda geçmişi şifalandırır daha canlı ve dinamik oluruz. Sevgi enerjisi kalp çakrası bölgesinden tüm bedene akar ve aura vasıtasıyla dışarıya yayılır. Başkalarının bize nasıl davranacağı ve bizi nasıl algılayacağı auralarımız yoluyla yaydığımız enerjiye bağlıdır. Sevgi enerjisi , hastalıkları iyileştiren içimizdeki korku ve duygusal stresleri yokeden bir enerjidir. Kök çakranın düzensiz çalışması fiziksel seviyede sırt ve bacak ağrılarına, aşırı kilo veya aşırı zayıflığa, kansızlığave kemik erimesine sebep olur. Bu problemler duygusal yüklerimizin sırt omurga ve bacaklarda ağrılar şeklinde ortaya çıkması demektir. Bu çakranın denglenmesi için gıda olarak protein alımına özen gösterilmelidir.
Kök Çakranın Dengelenmesi:

Rengi: Kırmızı
Aroması: Sedir ağacı, patçuli, myrrh ve karanfil
Taşı: Kedi gözü,yakut, kırmızı mercan, akik, hematit ve kantaşı
Mantrası: LAM
Notası: Do
Etkilediği Burç: Oğlak
Etkin gezegeni ve elementi: Satürn ve toprak
Bağlantılı Duyu: Koku alma
Uyumlu hali: 30 saniyede 4 vuruş
Uyumsuz Hali:30 saniyede 4’ten fazla vuruş
Yetersiz Hali: 30 saniyede 4’ten az vuruş.
Uygun Müzik: Ritmik melodiler, davul ve perküsyonlu enstrumantal müzik.

2. Çakra Svadisthana ( Göbek, sakral çakra)
2. Çakra Svadisthana ( Göbek, sakral çakra) Göbek deliğimizin iki parmak üstünde yer alır. Duygularımızı ve cinselliğimizi bu çakra kontrol eder. Fiziksel seviyede bağırsaklar, mesane, dalak, rahim ve seks organlarını kontrol eder. Fizik seviyede yaratıcılığın merkezidir. Pozitif çalıştığında, kendimizi iyi hissederiz. Bu çakra canlı ve dengeli ise duygularımız dengeli ve başkalarıyla ilişkilerimiz olumlu olur. Gerçek duygularımızı korkusuz ve abartısız ifade edebiliriz. Düzgün çalıştığında açık, etkileyici, yaratıcı ve akıcı oluruz. Yeterince çalışmıyorsa kendine güvensiz, çirkin ve değersiz hissederiz. Seksüel gücü zayıf , karşı cinsle ve hemcinsleriyle iletişim kurmakta güclük çekeriz. Bu kişiler zevkleri inkar eder ve kendilerini bundan mahrum ederler. Aşırı ya da yetersiz çalışması durumunda, cinsellikte saplantılı davranışlar, hatta sapkınlığa varan eğilimlere ya da tersi frijidite yani sekse karşı ilgisizlik ve soğukluk görülebilir.Göbek çakrası sekiz ila ondört yaşlar arasında gelişir. Dolayısıyla gelişim çağında ikinci çakra dengesizliği yaşanır. Eğer bu dönemde takılıp kalırsa kişi hayata hüzünle bakan ve özgüven eksikliğine sahip olabilir. Göbek çakrası üreme hormonu bezleriyle bağlantılı olduğu için vücut tüyleri ve ses rengini de etkiler. Çocukluk döneminde aile ve çevreden gelen anlayış çerçevesinde duygular ifade edilir ya da bastırılır. Duyguların özgür ve rahat akmaması durumunda göbek çakrasında dengesizlikle başlar. Blokaj durumunda duygusal olarak kişi kendini patlamaya hazır hisseder, diğer kişilere karışan, kontrolü bırakmak istemeyen, otoriter ve manipulatif bir kişilik ortaya çıkabilir. Duygusal iniş çıkışlar ve dengesizlik hali ortaya çıkar. İzolasyon isteği gelebilir. Fiziki rahatsızlıklar kalın bağırsak sorunları,mesane taşları, sırt ağrıları, kadınlarda üreme organları, rahim ve yumurtalık hastalıkları ,kas spazmları, kabızlıktır. Bu çakranın dengelenmesinde sıvı alımı önemlidir. Dengeli hadeyken kişi neşeli, dışa dönük, kendine saygılı, etkileyicidir.

Göbek Çakrasının Dengelenmesi:
Rengi: turuncu
Aroması: Yasemin, gül ve sandal
Taşı: Quartz, sarı sitrin ve aventurin
Mantrası: Vam
Notası: Re
Etkilediği gezegen ve elementi: Pluton ve su.
Etkilediği Burç: Akrep, terazi ve yengeç.
Bağlantılı duyu: Tat alma.
Uyumlu Hali: 30 saniyede saat yönü tersi 6 dönüş
Uyumsuz hali: 30 saniyede saat yönü tersi veya saat yönü 6’dan fazla dönüş.
Yetersiz Hali: Saat yönü tersi 6’dan az dönüş.
Uygun müzik: Akıcı, ritmik ve kıvrak melodiler. örn. halk müziği.

3.Çakra Manipura, Solar Pleksus (Güneş sinir ağı)
3.Çakra Manipura, Solar Pleksus (Güneş sinir ağı) diye tanımlanır. Göbek deliğimizle göğüs kafesimiz arasında yer alır. Solar plexususun sanksritçe anlamı ‘Şehvetli Taş’demektir. Titreşim rengi sarıdır. Güneş gibi yani:) En temel özelliği güç ve iradedir. Bütünlüğe giden yolu birleştirir. Sosyal anlamda solar pleksus başkalarıyla olan iletişimimizi ifade eder. Değişim ve hareket bu çakrayla ilgilidir. Aynı zamanda kişinin benliğini güçlendirmesinde yardımcı olan çakradır. Bu güç kontrol edilerek ya da agresif metodlarla elde edilen bir güç değildir. Çakranın dengesizliği durumunda reddedilme korkusu, aşırı eleştirel tutum, kalabalıklar içinde bile yalnız hissetme yetenekleri bu çakradan gelir. Astral seyahat, psychic gelişme medyomik algılama bu merkezin tesirleri ile olur. Uyumsuz çalışmasında eleştiriye aşırı tepki verme, kontrol etme ihtiyacı, düşük benlik değeri, özgüven eksikliği. Fiziksel rahatsızlık olarak kendini gösterdiği yerler; Sindirim problemleri, diabet, sinir yorgunluğu, mde ülserleri, sindirim sorunları, alerjiler, şeker hastalığı, karaciğer, pankreas, ince bağırsak sorunları. Uyumlu çalışması halinde neşeli, dışa dönük, kendine saygılı, etkileyici kişilik. Bu çakranın gelişimi ondört yirmibir yaşları arasındadır. Bu çağda gençte kendine güven ve benlik değerinin geliştiği yaştır. Bu çakranın dengeleyici besini karbonhidratlardı r.
Solar Pleksus’un Dengelenmesi:

Rengi: Sarı
Aroması: Ylang-ylang, vetiver, bergamot
Taşı: Sarı sitrin, aventurin, quartz, amber, topaz
Mantrası: RAM
Notası: Mi
Etkilediği Burç: Koç, Aslan
Etkin gezegeni ve elementi: Güneş, Mars ve ateş
Bağlantılı Duyu: Görme
Uyumlu hali: 30 saniyede saat yönünde 8 dönüş
Uyumsuz Hali:30 saniyede saat yönünde 8’den fazla vuruş
Yetersiz Hali: 30 saniyede saat yönünde 8’den az vuruş.
Uygun Müzik: Ritmik enstrumantal müzik, ilahiler ve dualı müzikler.

4. Çakra: Anahata; Kalp Çakrası:
4. Çakra: Anahata; Kalp Çakrası: Göğüslerin tam ortasında vücudun merkezindedir. Tüm çakraların da merkezindedir. En belirgin özelliği sevgi çakrasıdır. Kalp, sevgi, aşk bu çakranın etkilediği alanlardır. Bu çakra aynı zamanda maddesel olanla ruhani olan arasındaki köprü işlevini de üstlenir. Sanskritçe ‘Anahata’ İki cismin birbirine çarpmadan çıkarttıkları ses’ anlamına gelir. Aslında bu kelime metaforik olarak pek çok şeyi ifade eder. Erkek ve dişi, dünyevi olanla ruhani olan gibi. Şefkati, affetmeyi, koşulsuz sevgiyi ve kendini kabul etmeyi simgeler. Simgesi havadır. Aslında bu çakra bizi biraz zorlar çünkü doğamıza çok ters bir oluşum sergiler. Görünür dünyanın katı formlarından görünmez ve şeffaf olana bu çakra sayesinde geçiş yaparız. Timüs bezi bu çakranın etkilediği salgı sistemidir. Fizik bedenimimizdeki etkilediği bölgeler kalp, göğüs, solunum yolları, akciğerler ve dolaşım sistemidir. Kalp çakrasının uyumsuz çalıştığı durumlarda vücudumuzda görülebilecek fiziki rahatsızlıklar; kısa ve sık nefesler, nefes alma güçlükleri, yüksek tansiyondur. Psikolojik açıdansa; bağımlılık, evham, endişe, alınganlık, melankoli, yalnızlık korkusu, duygusal bağlılıktan korkma ya da aldatılma korkusu yaşanabilir. Kalp çakrasının uyumlu çalıştığı durumlarda kişi: empati kurabilen, arkadaş canlısı, şefkatli, başkalarını desteklemeye hevesli ve herkesteki en iyiyi görme hasleti. Kalp çakrasını dengelemek için bol bol yeşil yapraklı sebze tüketmek faydalıdır.Kalp çakrasının gelişimi yirmi bir ala yirmi dört yaşlar arasındadır. Bu dönemde büyük aşklar yaşanması ya da kalp çakrasının simgesi olan ‘evlilik’ olayının sıkça gerçekleştirilmesi tesadüf olmasa gerek.

Kalp Çakrasının Dengelenmesi:

Rengi: Yeşil, Pembe,Altın
Aroması: Gül, bergamot, melissa, neroli
Kıymetli Taşı: Pembe Quartz, Kunzite, Kırmızı Turmalin, aytaşı, malahit ve yeşim.
Mantrası: YAM
Notası: Fa
Etkilediği Burç: Terazi ve boğa
Etkin gezegeni ve elementi: Venüs ve hava
Bağlantılı Duyu: Dokunma
Uyumlu hali: 30 saniyede saat yönünde 12 dönüş
Uyumsuz Hali:30 saniyede saat yönünde 12’den fazla vuruş
Yetersiz Hali: 30 saniyede saat yönünde 12’den az vuruş.
Uygun Müzik: Klasik müzik

5. Çakra: Vishuddha, Boğaz çakrası:

5. Çakra: Vishuddha, Boğaz çakrası: Beşinci çakra kendini mavi ile ifade eder.Boğazımızın üstünde köprücük kemiği ile gırtlak arasında yer alır. İletişimin çakrasıdır. İletişimden kastımız kişinin kendisi ve içinde yaşadığı tüm ortamla olan ilişkisi ve iletişimidir. İletişim, ses kendini ifade etme, konuşma ve yazma yeteneği bu çakranın etkilediği özellliklerdir. Boğaz çakrasının vereceği hayat dersi; kişisel ifade ve seçim yapabilme gücüdür. Boğaz çakrası yirmisekiz ila otuz beş yaşları arasında gelişir. Bu noktada çevrenizde otuzlu yaşlarında kariyerlerinde radikal değişime giden ne kadar çok insan olduğuna dikkatinizi çekmek isterim. Etkisiyle değişimin ve transformasyonun mümkün olduğu çakra merkezidir. Uyumsuz çalıştığında kendini ifade etme sorunları yaşar kişi bunun sonucunda da öfkenin biriktirildiği bölge olabilir. Uzun süreli ses kısıklıkları, konuşurken ses çatallaşması, boğaz enfeksiyonları kendini ifade etmede yetersizliğin belirtileridir. Gene uyusuz çalıştığında kişi yalancılığa ya da tam tersi aşırı ağzı sıkılığa meyilli olabilir. Boğaz çakrasının uyumsuz çalıştığı durumlarda; tüm durumlara engel olma isteği, çekingenlik, aşırı mükemmeliyetçilik, yaratıcılıkta kapalılık, utangaçlık, güçsüz hissetme veya düşüncelerini ifade edememe durumları ortaya çıkar. Boğaz çakrasının etkilediği fiziksel bölgeler ve hastalıklar : Ses telleri, akciğerler, yemek borusu, Ses sorunları çatallı ve kısık ses, Tiroid rahatsızlıkları ,boyun ağrıları ve problemleri, astım krizleri, guatr, hipertiroid, deri döküntüleri, kulak enfeksiyonları , boğaz ağrısı, ileri durumlar da larenks ( gırtlak) kanseri. Boğaz çakrasını uyumlu çalıştığı durumlarda: kuvvetli ilhamlara sahip sanatçılar, güzel sesli başarılı konuşmacılar, halkla ilişkiler ve reklamcılığa yatkınlık. Yazarlığa ve sunuculuğa uygun olurlar. Boğaz çakrasının etkilediği organlar; Boğaz,ağız bölgesi, boyun ve omuzlar, ense, dişler, kulaklar, tiroid salgı bezi. Boğaz çakrasını dengelemk için bol bol meyve tüketilmelidir. Mavi gökyüzü, sakin göl yada durgun su manzaraları boğaz çakrasını dengelemek için faydalı doğa deneyimleridir.

Boğaz Çakrasının Dengelenmesi:

Rengi: Mavi
Aroması: Adaçayı, okaliptüs, papatya ve myrrh
Taşı: Lapis lazuli, turkuaz ve aqua marin
Mantrası: HAM
Notası: Sol
Etkilediği Burç: İkizler, başak
Etkin gezegeni ve elementi: Merkür ve eter
Bağlantılı Duyu: Ses- duyma
Uyumlu hali: 30 saniyede saat yönü tersine 16 dönüş
Uyumsuz Hali:30 saniyede saat yönü tersine 16’dan fazla vuruş
Yetersiz Hali: 30 saniyede saat yönü tersine 16’dan az vuruş.
Uygun Müzik: New age ve yankılı sesler

6. Çakra Ajna, 3.Göz Çakrası:

6. Çakra Ajna, 3.Göz Çakrası: İki gözün arasında kaşların ortaısnda yer alır. Üçüncü göz çakrası sezgiyi simgeler. Sanskritçe ‘Ajna’ bilmek demektir. Buçakranın kuvvetli olduğu kişilerin yüzyıllardır medyum, fal ile uğraşması tesadüf olamsa gerek. Üçüncü göz çakrasının etkilediği sistem hipofizdir. ( Hipofizin beynimizdeki işlevi iten ve dışardan aldığı tüm mesajları toplayarak yönetici hipotalamus’ a göndermektir. ) Dolayısyla en alt çakranın etkilediği salgı sisteminden başlayarak yukarıya kadar gelen tüm mesajları hipofiz toplar ve gönderir. Üçüncü göz çakrasının uyumlu çalıştığı durumlarda kişi geçirgendir. Ne demektir geçirgen olmak; dışarda meydan gelen olaylar veya durumlardan etlilenmeden merkezinde durabilmektir, aynı zamanda ortamlardaki tüm olumsuzlukları olumluya çevirebilme, her şeyin üstüne çıkıp dışardan bakabilme yetisi vardır. Kişi oluşun biligisine sahiptir, sezgi yetenekleri sayesinde analiz yapabilir ve bundan şüphe etmez. Bu durumda kişi iradesinde tamdır. yani sezgilerine güvenerek geliştirdiği iç duygularıyla yıkılmaz bir kale gibi geçirgendir. Gözlerin görebildiğinin ötesini görür.Duygusal zekası çok kuvvetlidir. Telepatik yetenekleri çok gelişmiştir bu yüzden yükselmiş varlıklarla bağlantı kurabilir ve onlardan ruhsal yardım alabilir. Üçüncü göz çakrasının uyumlu çalışmadığı durumlarda; kabuslar, öğrenme zorlukları ve halusinasyonlar görülebilir, başarısızlık korkusu, hiç bir şeyden emin olamamak, her şeyin zıddına hareket etme dürtüsü. Üçüncü göz çakrasının etkilediği fiziksel organlar: Yüz, baş, sinir sistemi,hipofiz bezi, gözler, beyin ve beyincik. Rahatsızlıklar: Migren, şiddetli baş ağrıları, körlük ya da görme bozuklukları, sinirsel rahatsızlıklar. Psikolojik olarak etkilediği yerler, bağnazlık ya da aşırı tutuculuk, duygusallığa asla yer vermeyen katı mantıkçı tutum, yalnızlık duyugusu. yetersiz çalıştığında kişi; madedesel olana aşırı bağımlııdır, ruhsallığı reddeden aşırı akılcı yaklaşımlara gider. Süperegosu çok kuvvetlidir yani toplum kurallarına aşırı önem verir, unutkandır, duygusal rollerde zorlanır.( örn:baba, eş, sevigli, dost rolleri) Gelişim yaşı yoktur doğuştan ya da sonradan gelişir. Beslenme metodu yoktur. Yükselme ruhsal boyutta gerçekleşmeye başladıktan sonra kişinin maddesel besinlere çok fazla ihtiyacı kalmaz.

Üçüncü Göz Çakrasının Dengelenmesi:
Renk: İndigo mavi, Mor.
Aroması:Günlük, menekşe,yasemin
Taşı: Ametist, Florit, azurit, sodalit, Lapis Lazuli
Mantrası: KSAM ( Dil dişlere yaklaştırılarak ıslık gibi bir sesle KS harfleri çıkarılır)
Notası: La
Etkilediği Burç: Yay, Kova, Balık
Etkin gezegeni ve elementi: Neptun ve Jüpiter
Bağlantılı Duyu: Altıncı his
Uyumlu hali: 30 saniyede saat yönü 96 dönüş
Uyumsuz Hali:30 saniyede saat yönü 96’dan fazla dönüş
Yetersiz Hali: 30 saniyede saat yönü 196dan az dönüş.
Uygun Müzik: Ormanların uğultusu, kozmik sesler

7. Çakra:Sahasrara; Taç Çakra, Tepe Çakrası da denir

7. Çakra:Sahasrara; Taç Çakra, Tepe Çakrası da denir. Başımızın tepesinde en orta noktada yer alır. Beyaz, altın ya da koyu mor renkle belirtilir. Diğer çakraların dengesiz ya da yetersiz çalışması durumu tepe çakra için geçerli değildir. İhtiyacımız olan hayat gücünün geldiğine inanlılan bağlantı noktasıdır. Aura bedenlerini evrene ve ilahi olana bağlayan bağlayan gümüş kordon taç çakradan çıkar. Benliğin ve bedenin çok ötesindedir. Ruhsallığı, her şeyle birlik olma duygusunu simgeler. Aynı zamanda yuva ve evi de simgeler. Hindu geleneğindeki çizimlerde ‘sahasrara’ yani bin yapraklı lotus, yapraklarını sonsuza doğru, kendi içinde sürekli açan bir lotus olarak resmedilir. Sanskritçe kelime karşılığı da Bin katlı demektir. İnanılan odur ki aydınlanmaya, kendi farkındalığına ya da bütünlüğe giden yolda, aşağıdan yukarıya kadar bize tek tek yardım eden çakralar birliğe tepe çakrada varırlar. Yani aslında tepe çakra bir nevi ruhsal merkezdir. Aydınlanma, kozmik bilince ulaşmaya ve erdem’in akışına olanak sağlar.Fizik bedende etkilediği yerler beyin,kafatası ,beyin zarı, cilt ve epifiz bezidir. Çakranın uyumlu olduğu durumlarda; Kişi bireysel egosunu bırakır ve evrensel egoyu kabullnerek her şeyle birlik olma duygusunu deneyimler. Bolluk ve sonsuz mutluluğun saf bilincinde yaşar. Kendini ruhsallığa açarak bilinçaltına tam hakimiyet kurar. Hayattaki mucizeleri deneyimler. Çakranın uyumsuz olduğu durumlarda kişi paranoyaya yakın ölüm korkusu, ruhsallığı inkar etmeye ve kaçmaya eğilim gösterir, akıl ve mantıkla evrendeki her şeyi açıklamaya çalışarak psikolojiye sırtını dönebilir, aşırı egosantrik bir kişiliğe sahip olabilir, sorular içinde boğuşur ve hiç birine cevap bulamaz, manik depresif bir ruh halinde olabilir, cinselliğini ifade etmede sapkın davranışlar sergileyebilir, Yetersizse; birileri tarafından engellenme korkusu yaşar, sevinç, memnuniyet eksikliği, yıkıcı hisler,panik ve tükenmişlik duygusu, ait olamama hissi, depresyon ve migren görülür. Fziksel olarak uyumsuz olma halinde çevre kirliliğine aşırı hassasiyet, kronik yorgunluk, alzheimer, sara görülebilir. Bu çakranın etkilediği kişiler giderek toplumdan soyutlanır, yüksek ve ücra köşlere gitme ihtiyacı duyarlar. Dünyanın ruhsallıkta en kadim ve yükselmiş tüm uygarlıklarının (bkz.Tibet, Peru vs.) dağlık bölgeler yerleşmiş olması tesadüf olmasa gerek.

Taç Çakranın Dengelenmesi:

Rengi: Beyaz , altın, koyu mor
Taşı: Kuartz, elmas, opal, ametist.
Aroması: Günlük, lavanta, frankinsense, gülağacı ve lotus çiçeği
Mantrası: AUM ( dünyanın bilinen en eski en kuvvetli mantrasıdır, çok dikkatli kullanılması gerekir)
Notası: Si
Etkilediği Burç: Oğlak, Kova, balık
Etkin gezegeni ve elementi: Uranüs, düşünce ve kozmik enerji
Bağlantılı Duyu: Tüm duyuların ötesindedir
Uyumlu hali: 30 saniyede saat yönü 972 dönüş
Uyumsuz Hali:30 saniyede saat yönü 972’den fazla dönüş
Yetersiz Hali: 30 saniyede saat yönü 972’den az dönüş.
Uygun müzik: Sessizlik ve derin vecih hali.
Yukarıda anlattığım tüm sistemleri kullanarak kendinizde gördüğünüz rahatsızlıkları giderebilir, dengeye kavuşabilirsiniz.

Bol gülüşlü sağlıklı ve mutlu günler dilerim.

Aisha

Kaynakça;

Bilge şeker
The book Of Chakra Healing by Liz Simpson/ Gaia Books.
The Seven Healing Chakras by Brenda Davies/ Ulysses Press
Wikipedia

Ruhsal Büyüme... kategorisinde yayınlandı. Leave a Comment »

İŞTE DÜNYANIN EN ÇOK OKUNAN ŞİİRİ:

12096072_1114645345212176_2466609529255248301_n[2]

ANLAR
Eğer, yeniden başlayabilseydim yaşamaya,
İkincisinde, daha çok hata yapardım.
Kusursuz olmaya çalışmaz, sırtüstü yatardım.
Neşeli olurdum, ilkinde olmadığım kadar,
Çok az şeyi
Ciddiyetle yapardım.

Temizlik sorun bile olmazdı asla.
Daha çok riske girerdim.
Seyahat ederdim daha fazla.
Daha çok güneş doğuşu izler,
Daha çok dağa tırmanır, daha çok nehirde yüzerdim.
Görmediğim bir çok yere giderdim.
Dondurma yerdim doyasıya ve daha az bezelye.
Gerçek sorunlarım olurdu hayali olanların yerine.
Yaşamın her anını gerçek ve verimli kılan insanlardandım ben.
Yeniden başlayabilseydim eğer, yalnız mutlu anlarım olurdu.
Farkında mısınız bilmem. Yaşam budur zaten.
Anlar, sadece anlar. Siz de anı yaşayın.
Hiçbir yere yanında termometre, su, şemsiye ve paraşüt almadan,
Gitmeyen insanlardandım ben.
Yeniden başlayabilseydim eğer, hiçbir şey taşımazdım.
Eğer yeniden başlayabilseydim,
İlkbaharda pabuçlarımı fırlatır atardım.
Ve sonbahar bitene kadar yürürdüm çıplak ayaklarla.
Bilinmeyen yollar keşfeder, güneşin tadına varır,
Çocuklarla oynardım, bir şansım olsaydı eğer.
Ama işte 85′indeyim ve biliyorum…
ÖLÜYORUM…

Jorge Luis BORGES

(Başkaları da okuyabilsin diye paylaşır mısın?

Ruhsal Büyüme... kategorisinde yayınlandı. 1 Comment »

KIZILDERİLİ BURÇLARI VE SİZ…

1525395_10151941694398440_825715613_n[1]

22 Aralık – 19 Ocak YABANKAZI
“Bilge, dingin, yardımsever bir lider!”

Uğurlu taşı: Kuvars Rengi: Beyaz
• Evrenin tüm enerjisini kullanabilme yeteneği
• Sakin, dingin bir kişilik
• Olayları kavrama yeteneği
• Dikkatli, titiz ebeveyn
• Hata yapmamak için çok çalışma
• Arkadaşlık ve dostluk seçiminde çok dikkatli
• Sindirim sisteminde hassasiyet
• Büyük gelişimlere açık
• Morali bozukken çekingen ve içe kapanık
• Lider olma kabiliyeti
• Alışkanlık ve geleneklerine bağlı
• Ev hayatında düzenli ve özenli
• Arkadaşlarını ve çevresini geliştirmeye eğilimli
• Güçlü intikam duygusuna sahip
• Çok sayıda değişik işi ve görevi yürütebilme yeteneği
• Kusursuzluk tutkusu
• İnsanlar ve doğa ile kolayca uyum sağlama
• Dayanıklılık, bazen katılaşma
• Aydınlık ama ulaşılması zor bir kişilik
• Kusursuz bir bilge

20 Ocak – 18 Şubat SUSAMURU Uğurlu taşı: Gümüş Rengi: Gümüş
“Sevimli, cana yakın, iletişimi yüksek bir yardımsever!”

• Arkadaşları tarafından sevilen, sayılan bir kişilik
• Duygularını saklamaya meyilli,
• Karşı koyulması zor,
• İştahlı, yemek yemeyi seven
• İyi bir baba, iyi bir eş,
• Akıllı, Cesur
• Esnek ve yardımsever
• Sosyal yardımlaşma konularına eğilimli,
• Güvenilir bir dost,
• Dalgın ve hayalci,
• Uzak ülkelere gitmeye eğilimli,
İyi bir dert ortağı,
• Hassas noktası; Sinir sistemi
• Affedici,
• Güçlü bir içgüdü ve altıncı his,
• Tehlikeli durumlarda yanlış kararlar almaya eğilimli,
• Kendilerini başkalarının yerine koyabilme kabiliyeti,
• Aşırı korkusuzluk sonucu tehlikeli işler yapabilme,
• Sürekli yeni planlar yapma,
• İlk adımları atarken kararsız,
• Özgürlüğüne düşkün,
• Herkesle dost!

19 Şubat – 20 Mart PUMA Uğurlu Taşı: Firuze Rengi: Mavi – Yeşil
“Kıvrak ve güzel bir duygu yumağı!”

• Kendi alanlarına ve özeline düşkün,
• Duygusal ama duygularını göstermeyen,
• Zor güvenen ve ihtiyatlı,
• Ruhsal bir avcı,
• Evine düşkün,
• Yalnızlık duygusu güçlü,
• Sezgileri yüksek,
• Kıvrak zekâlı,
• Doğru olanı yaptıkları konusunda güvenceye ihtiyaç duyan,
• Sevecen, neşeli bir ebeveyn,
• Hareketli,
• Duyarlı,
• Uysal,
• Akıl almaz bir düş gücü,
• Hassas nokta: Mide – Bağırsak,
• Köşeye sıkıştıklarında kavgacı ve atik,
• Güvendiklerine tüm yüreği ile sevgi gösterme,
• Anlaşılması zor, gizemli,
• Güçlü sezgiler,
• Duyguları baskı altında tutma eğilimi,
• Atik bir ruhsal koşucu,
• Başkalarının göremediğini gören,
• Romantik.

21 Mart – 19 Nisan ALADOĞAN Uğurlu Taşı: Opalin Rengi: Sarı
“ Görkemli ve büyüleyici bir iyilik sembolü!”

• Bitmek tükenmek bilmeyen bir enerji,
• Daldan dala atlayan,
• Hızlı gelişme, değişme kapasitesi,
• Düşünce ve duygularında çok açık,
• Açık sözlü ama bazen patavatsız,
• Yalana ve yalancılığa tahammülü olmayan,
• Korkusuz,
• İleri görüşlü,
• Kızgın olduklarında saldırgan ve çok tehlikeli,
• Bağımsız,
• Kolayca dikkati dağılan,
• Enerjilerini yönlendirmeye başaranlar için iyi bir yönetici,
• Sağlam bünyeli,
• Hassas Nokta; Baş bölgesi, sık baş ağrısı,
• Herkesle anlaşan,
• Doyumsuz bir güç ve enerji isteği,
• Yeryüzü işlerine aşırı eğilim,
• Dost ve adil bir ebeveyn,
• Coşkulu,
• Heyecanlı,
• Arkadaş yanlısı, geniş bir çevre,
• İletişim gücü yüksek,
• Pırıltılı,
• Etkileyici,
• Hayır demesi zor!

20 Nisan – 20 Mayıs KUNDUZ Uğurlu taşı: Krisokol Rengi: Mavi
“Herkese yaşam gücü ve tadı veren denge merkezleri!”

• Dengeli, ağırbaşlı,
• Değişimi sevmeyen,
• Planlı,
• Eşyalarına düşkün,
• Bir işi yaptığı zaman hem güzel hem yararlı olmasına çalışan,
• Fiziksel olarak çok güçlü,
• Sürekli barışı arayan ve barış ortamlarını tercih eden,
• Toprağa, köke bağlı önem veren,
• El becerileri yüksek,
• Her türlü fiziksel ortama uyum sağlayan,
• Kendi rahatı ve huzuru için çevreyi düzenleyen,
• Tek boyutlu düşünceye kolayca kayabilen,
• Sessiz, sakin,
• Güven duymadıkları zaman geride kalıp dinleyen,
• Sinirlenince yıkıcı,
• Suyla ilgilenmekten hoşlanan,
• İşleri sürtüşmesiz, uyumlu hale getirmeyi başaran,
• Maddi alanda güvenceyi seven,
• Evliliği ciddiye alan ve eşine sadık olan,
• Tutarlı ve dengeli ilişkileri tercih eden,
• İç huzura önem veren,
• Kararlı ve dirençli ama bir o kadar da tehlikeli!

21 Mayıs – 20 Haziran GEYİK Uğurlu taşı: Akik Rengi: Beyaz – Yeşil
“Çekici, hareketli, duyarlı bir şifacı!”

• Hareketi seven,
• Aynı anda birkaç işi yapabilen,
• Durmadan bir düşünceden ötekisine geçen,
• Çok uyanık ve zeki,
• Koruma içgüdüsü fazlası ile gelişmiş,
• Güzel olan her şeyi seven,
• İlişkilerinde fiziksel görünüme önem veren,
• Sanatçı kişilikli,
• Yeni buluşlara meraklı,
• Yeni tatlar, yeni yerler görmeyi seven, maceracı,
• Gülmeyi seven bir kahkaha makinesi,
• Monogamist ilişkilere yatkın olmayan,
• Sevgi dolu bir ana-baba,
• En küçük işte bile güzellik yaratabilen,
• Hassas nokta: Damar tıkanıklıkları,
• Kalıcı ilişkileri olması gereken,
• Sevinmeyi ve sevinç duygusunu çok önemseyen,
• Yaratıcı,
• Konuşkan,
• Dünyanın tüm güzelliklerini görebilen,
• Duyarlı,
• Keyif almayı bilen,
• Maceracı!

21 Haziran – 22 Temmuz AĞAÇKAKAN Uğurlu Taşı: Kırmızı Akik Rengi: Pembe “Aile ortamlarının ve sevginin vazgeçilmez merkezi!”

• Gizemli yetenekleri olan,
• Dengeli ortam ve dengeli durumları tercih eden,
• Olayların iç yüzünü kolayca kavrayan,
• Korunaklı yuvalar isteyen,
• Muhakkak sevdikleri bir eşe ihtiyaç duyan,
• Düzenli, iyi ilişkiler kuran,
• Çok hırslı,
• Anaç, evcimen,
• Sevmeyi ve sevilmeyi çok önemseyen,
• Yardımsever,
• Dinsel ve mistik eğilimleri olan,
• Uzak çevreye kadar herkesle ilişki içerisinde olan,
• Uyumlu, • Güven duygusuna önem veren,
• Çabuk korkan,
• Milliyetçilik duyguları güçlü olan,
• Maddi güvence olmayınca mutsuz olan,
• Hassas Nokta; İç hastalıkları,
• Yaşamda her zaman ruhsal bir amaç arayan,
• Huzursuz olunca hastalanma eğilimine sahip,
• Sağlam ve güvenilir bir dost!

23 Temmuz – 22 Ağustos MERSİNBALIĞI Uğurlu Taşı: Grena Demir Rengi: Kırmızı “Gösterişli, bağımsız, sevilen, keskin görüşlü bir fırtına!”

• Soylu, görkemli düşünmeyi seven,
• Dost ama alaycı,
• Gerçek duygularını saklayan,
• Hassas nokta; Soğuk algınlığı, boğaz ağrısı, hazımsızlık,
• Çok cesur,
• Başkalarının kendilerine verdiği acıyı unutmayan,
• Başkalarına duygusal çözümler sağlamayı seven,
• Liderlik duyguları çok güçlü,
• Egemenlik kurmayı seven,
• Bazen kibirli,
• Çok zeki, uyanık ve hareketli,
• Çocuklarına karşı korumacı,
• Tükenmez bir güç kaynağı ve ruhsal derinlik,
• Çok sağlam bir korunma zırhı,
• Okumaya meraklı,
• Haksever, iyi niyetli bir yönetici,
• Hırçın davranışların altında yumuşak ve kırılgan bir yürek,
• Acılarını, dertlerini asla göstermeyen,
• Psikolojik ve fiziksel sıkıntıları kolayca çözümleyebilme yeteneği,
• Başka insanların üzerinde güçlü etkiler yaratan,
• Beklenmedik, hesapsız öfke patlamaları olan,
• İyi yürekli, duyarlı kişiler!

23 Ağustos – 22 Eylül BOZAYI Uğurlu Taşı: Ametist Rengi: Erguvan
“Çözümlemeci ve mantıklı düşünme yeteneği olan bir organizatör!”

• Mantık ve zekâ gücü,
• Adalet duygusu güçlü olan,
• Yalana karşı hassas ve hemen hisseden,
• Öfkesinde soğukkanlı, sevgide güçlü,
• Konuşmayı seven,
• Aynı zamanda uzun süre suskun kalabilen,
• Aynanın arkasını görebilen, korkutucu bir düşman,
• Mistik âleme yakın ve şifa verme gücü,
• Akıllarına koydukları zor, kolay her şeyi yapabilen,
• Sorumluluk duygusu çok güçlü,
• Sevecen ve fedakar bir ana-baba,
• Temiz, titiz,
• Disiplinli ve düzenli,
• 6. hissi çok güçlü,
• Aldatılmaya tahammülü olmayan,
• Sorunları kolayca çözebilen,
• Zayıfları kollayan,
• Ruhsal gelişim konusunda araştırıcı,
• Yemeğe düşkün ama rejimi de seven,
• Hekimlik, yönetim ve savunma konularına meyilli,
• Hassas Nokta; Mide, bağırsak ve kalp,
• Tasarıları ve düşüncelerinin bozulmasına asla izin vermeyen,
• Dürüst ve etkin bir kişilik, liderlik özelliği!

23 Eylül – 23 Ekim KARGA Uğurlu Taşı: Jasper Rengi: Kahverengi
“Özveri, nezaket ve kararlılığın mükemmel bir bileşimi!”

• Yardımsever,
• Doğa ile ilişkide olmayı seven,
• Ani, beklenmedik manevralar yapabilen,
• İç dengeleri bozulmazsa uzun süre çalışabilen,
• Ruhsal alanda çok rahat olan,
• Hayattan zevk almayı bilen,
• Küçük şeylerden mutlu olan,
• Her şeyin iyi ve kötü yanını kolayca görebilen,
• Çelişkili,
• Her türlü düşünce ve akımı izleyip öğrenmek isteyen,
• Sevdiklerine karşı aşırı korumacı hatta yıkıcı,
• Kendilerini bulmak için zamana ihtiyaç duyan,
• Hayvanlara düşkün,
• Evine özenen, zevkli, dekorasyona meraklı,
• Güzel şeyleri seven,
• Estetiğe düşkün,
• Kendilerini bulmakta bazen zorluk çeken,
• Çok sevimli,
• Çok fedakâr bir ebeveyn,
• Kucaklanmayı ve öpücüğü seven,
• Güven vermeyi ve güven kazanmayı seven ve kolayca öğrenen,
• Hayatı dolaysız ve yoğun yaşayan,
• Güzel ve yakışıklı insanlardır!

24 Ekim – 21 Kasım YILAN Uğurlu taşı: Bakır – Malakit Rengi: Turuncu
“Ruhsal güçleri çok yüksek duyarlı insanlar!”

• Ruhsal seslere karşı duyarlı
• Uğraştıkları işte başarılı,
• Kendi söylediklerini benimseten,
• İlişki kurdukları şeyleri dönüştürme yeteneği,
• Tükenmez bir enerji,
• İyileştirici güçlere sahip,
• Hassas Nokta: Karın ağrısı,
• Çevrelerine yardımcı olma yeteneği,
• Bazen dar kafalı,
• Karar verme aşamasında yardım almayı sevmeyen,
• Aydın bir kişiliğe sahip,
• Çatal dilli,
• Soğukkanlı,
• Çok gizemli,
• Ketum,
• Kusursuz,
• Etrafa kolayca uyum sağlayan,
• Çocuklarına yetki vermeyi seven,
• Kendi özlerini değiştirebilme gücü,
• Saklı işler çevirmeyi seven,
• Çok çekici,
• Dokunma ve titreşimlere olağanüstü duyarlı,
• Farklı bir kişilik!

22 Kasım – 21 Aralık WAPİTİ Uğurlu Taşı: Obsidiyen Rengi: Siyah
“Yeniden doğan veya yeniden doğurabilecek bir güç simgesi!”

• Parlak, saydam yapılı bir kişilik,
• Sık sık ikilem yaşayan,
• Yaşamları boyunca bıçak sırtında yürüyen,
• Dış etkilerden gerçek özleri çıkarmayı çok iyi beceren,
• Yumuşak ama güçlü bir yapıya sahip,
• Çevrelerine karşı antiseptik bir etkiye sahip olan,
• Çok güçlü bir adalet duygusuna sahip,
• Güçlü içgüdüleri olan,
• Ruhsal düğümleri kolayca çözebilen,
• Yükseklere tırmanmayı başarabilen,
• Sağlam içgüdüleri olan,
• Yakın ilişki kurmaktan çekinen,
• Sıcak kalpli, sevgi dolu olabilen,
• Fikirlerinden asla caymayan, kendi bildiğini okuyan,
• Bazen aşırı cesur,
• Erkenden olgunlaşan,
• Çabuk öğrenen,
• Öfke nöbetleri geçirebilen,
• Kazandıkları bilgileri herkesle paylaşan,
• Gururlu,
• Saygı ve sevgi uyandıran, neşeli Wapiti’ler!

Alıntı…