1- İlk ulaştığım bilgi Folic asit kullanımı oldu. Günlük 400-800 mcg kullanılması öneriliyor. Bu tür ürünlerde genelde güvendiğim Solgar markasını tercih ediyorum. Folic asit aynı zamanda kalp krizi, damar sertliği, felç ve bunama gibi hastalıklara karşı da koruyucudur. Gıda olarak ise koyu yeşil yapraklı sebzelerde, ıspanak, fasulye, buğday, bezelye, fındık, baklagiller, kepekli ekmek, karaciğer, yumurta, balık, muz, portakal, limon, çilek, kiraz, patates ve mısırda vardır. Günlük ihtiyaç 400 mikrogram kadardır.
2- Chlorella besin takviyesi… Damarları korur, enerji verir ve cildi gençleştirir. mavi-yeşil bir yosun çeşididir. Güçlü bir folic asit ve B12 vitamini kaynağıdır, ve özellikle vejeteryan beslenenler için önemli bir destektir. Saç beyazlamasını yavaşlatıığı söyleniyor, dikkat ettim, bunun da içinde Folic asit var, demek ki Folic asit önemli…

3- Gelelim en önemlilerinden birine… Kombu çayı… Ben bunu ilk kez duydum açıkçası, ve faydalarını görünce ulaşmak için araştırmalarım başladı.
Kombu çayı ile ilgili ulaşabildiklerim:
KOMBU ÇAY NEDİR?
Kombuçay, 2200 yıllık geçmişe sahip bir maya enzim çayıdır. İlk kullanımı kayıtlara göre, Çin İmparatorunun Tsin Hanedanı olduğu dönemlere(M. Ö 221) dayanmaktadır. O zamanlar da ismi ‘Ölümsüzlük İlacı’ya da ‘Divine Tsche’olarak bilinen tonik, daha sonraları Kombu’nun Çay’ı olarak anılmaya başlanmıştır. M. S. 414 yılında Koreli Dr. Kombu, Japon imparatoru Inkyo’yu tedavi etmek için bu toniği Japonya’ya getirmiş ve bu tarihten sonra da Dr. Kombu’nun Çay’ı olarak anılmaya başlanmıştır.
Kısa süre içerisinde dünyanın farklı bölgelerine yayılan, etkileri ile son derece dikkat çekici olan Kombuçay ile ilgili, geniş ve kapsamlı araştırmalar yapılmaya başlanmıştır. İkinci Dünya Savaşı sonrasında kanser araştırması yapan bilim adamları Rusya’da bazı bölgelerde hiç kanser vakasına rastlanmadığını, insanların yaş ortalamasının yüksek(130) olmasına rağmen gözle görülür ciddi yaşlanma belirtileri taşımadıklarını farketmişlerdir. Araştırmalar sonucunda bu bölgede her evde ‘Tea Kvass’denilen fermante bir çay içiliyor olması sağlıklı ve uzun ömürlü olmalarının, bunun yanında son derece enerjik ve genç görünmelerinin nedeni olarak rapor edilmiştir.
Gelelim faydalarına:
Tüm salgı bezlerini ve hormon savunmasını uyarır.
Vücutta sağlıklı bir pH dengesi sağlar.
Vücuttaki atık madde ve zehirleri suda çözünebilir hâle getirerek atılmalarını sağlar.
Kan dolaşımını hızlandırır.
Metabolizmayı uyarır.
Kalp ritmini düzenler.
Kanı temizler.
Sinir sistemini düzenler.
Yüksek tansiyonu düşürür, huzursuzluğu yatıştırır.
Sindirim sisteminin daha rahat çalışmasını sağlar ve mide düzensizliklerini giderir.
Astımı tedavi eder, astım krizlerini giderir.
Kan şekeri seviyesi sabitleyerek, şeker hastalığını tedavi eder.
Alerjileri hafifletir ve zamanla giderir.
Sertleşmiş karaciğeri yumuşatır ve yeniler.
Böbrek faaliyetlerini geliştirir.
Kanseri önler ve tedavi eder.
Antioksidan yapısıyla, oluşan radyasyona karşı koyar, serbest radikallerle savaşır.
Hücre duvarının yeniden oluşumunu sağlar.
Doku sertleşmesini (multiple sclerosis; MS) tedavi eder.
Damar sertliğini (arteriosclerosis) tedavi eder.
Elastikiyet sağlar ve gevşek eklemleri kuvvetlendirir.
Mafsal iltihabını (arthritis) ve romatizmaya iyi gelir.
Gut hastalığına iyi gelir.
Böbrekler ve idrar yollarındaki kumu döker, safra kesesi taşlarını düşürür.
Vücuttaki ürik asit ve kolestrolü suda erir hâle getirerek vücuttan atılmasına yardımcı olur.
Peklik (kabızlık) problemini giderir.
Hemoroiti (basur) tedavi eder.
Yorgunluk, bitkinlik ve sinirliliği giderir.
Herpes virüsünün soğuk algınlığı ve uçuk oluşturmasını engeller.
Siğilleri, dysplastik lekeleri yok eder.
Ülser sıkıntılarını giderip tedavi eder.
Anjine çaredir.
Epstein-Barr virüsüne bağlı yorgunluk hissini ve mononükleoz iltihaplanma (öpüşme hastalığı)’yı iyileştirir.
Kan değerlerini normalize eder.
Bronşit, öksürük ve balgamı giderir.
Bademcikleri tedavi eder .
Kan damarlarını genişletir, kardiyak kasları uyarır, kalp problemlerini giderir.
Adale ağrılarını giderir.
Baş ağrılarını yok eder.
Uykusuzluğu giderir.
Mikrobik ishali durdurur.
Koliti tedavi eder.
Koruyucu bakterilerle sağlıklı bağırsak ve kolon oluşturur.
Saç uzamasına yardım eder, kelliği engeller, gri saçın rengini koyulaştırır.
Görüşü kuvvetlendirir.
Korneada oluşan deformasyonları ve kataraktı giderir.
Vücut ağırlığını düzenler, yağları yok eder.
Susuzluğu giderir ve egzersizlerde performans arttırır.
Mantar tipi enfeksiyonlara (candida gibi) karşı savaşır.
Bünyesindeki antivirütik ve antibiyotik özellikler sayesinde iltihabî oluşumları yok eder.
Cinsel potansiyeli canlandırır.
Menopoz rahatsızlıklarını giderir.
Derideki yaraları onarır.
Ciltteki kırışıklıkları, çilleri ve kahverengi lekeleri yok eder.
Deriye spreyle ya da sürülerek haricen uygulandığında antibakteriyel koruyucu tabaka oluşturur.
Elbette, bütün bunların sonucu olarak da “ömrü uzatır”…
Uzun zaman alan araştırmaların sonucunda çayın düzenli ve tutarlı kullanımı sonucunda yukarıda bahsedilen tüm bu etkileri gösterdiği, bugüne kadar hiçbir yan etkisinin bulunmadığı kanıtlanmıştır.
KOMBUÇAY NASIL İÇİLMELİ?
Kombuçay’ı sabahları aç karına bir bardak (200 ml) içerek kullanmaya başlayabilirsiniz. Vücudun ilk defa kullanılan bir maddeye nasıl reaksiyon vereceğini gözlemlemek ve yavaş yavaş buna alıştırmak için bir hafta boyunca sabahları aç karına bir bardak içmenizi öneriyoruz. Kahvaltıdan yarım saat önce içilen Kombuçay ile güne daha zinde, daha enerjik ve sağlıklı başlayacaksınız.
İkinci haftadan itibaren öğlen yemeklerinden de yarım saat önce içmeye başlamanızı tavsiye ediyoruz. ( sabah + öğlen)
Üçüncü haftadan itibaren akşam yemeklerinden önce de içebilirsiniz. (sabah+öğlen+akşam)
Dördüncü haftadan sonra,sadece sabahları aç karına bir bardak (200 ml) içerek kullanmaya devam edebilirsiniz.
Önemli olan sürekli olarak içmek, vücudun bağışıklık sistemini ayakta tutabilmektir.
Tadına alışıncaya kadar bir miktar taze sıkılmış meyve suyuna karıştırarak içmenizde bir sakınca yoktur. Bunun yanında Kombuçay’ın tüketilmesinde belirli bir yaş sınırı da yoktur.
Gün içerisinde ihtiyaç duyduğunuz her an tüketebileceğiniz bir içecek olan Kombuçay, öğleden sonralarınız için güzel bir aperatif, spor ve egzersiz sonrası için de iyi bir enerji kaynağıdır.
Şişeleri, buzdolabında soğuttuktan sonra açmanız, açılan şişeleri yine buzdolabında muhafaza etmeniz gerekmektedir. Kapalı şişeleri evin ışık almayan serin bir yerinde bekletmenizi tavsiye ederiz.
Soğuk içiniz.
KAYNAK
Şimdii gelelim asıl meseleye, Kombu çayı epey yüksek fiyatlarda satılıyor, oysa biz eğer Kombu mantarına ulaşabilirsek kendimiz çok ucuza maledebiliyoruz. O zaman da hazırlanışı şöyle:
* 3 Lt temiz su,
* 1,5 su bardağı toz şeker,
* 10 paket siyah çay,
* 4 poşet şeftali aromalı(ya da herhangi bir meyveli) poşet çay,
* Kombucha mantarı
HAZIRLANIŞI VE KULLANIM ŞEKLİ : Paslanmaz çelik ya da cam bir tencernin içine suyu koyun ve kaynatın. Kaynadıktan sonra, şekeri ilave edip karıştırın ve 5 dak daha kaynatın. Poşet siyah çayı ve şeftali çayını içine ekleyip, 15 dak. demlendirin. Çay poşetlerini çıkarın. Ocağın altını kapatıp, çay oda sıcaklığına gelene kadar bekletin. Karışımı, geniş bir borcama koyun. Kap ne kadar geniş olursa çay o kadar çabuk, yararlı mantar üretir. Yani fermante olur.Demleme çayın içine, Kombucha mantarını ekleyin. Kombu çayı yapılırken, mantarın daha açık renkli olan kısmının yukarı doğru bakmasına dikkat ediniz. Bazen mantar kavanozun dibine çökecektir. Yukarıya doğru genellikle kendi kendine çıkar. Bu işlem bir gün içinde gerçekleşmezse temiz ellerinizle mantarın ters yüz olup olmadığına bakınız ve tekrar yüzeye yerleştiriniz. Kabın ağzını, bir tülbent veya örtüyle örtün. Kenarına lastik geçirin. Ilık ortamda saklayın. 23 derece ideal sıcaklıktır. Tat tercihinize göre, 4–8 gün arasında bekletin. İçine bira veya haif şampanya tarzı, alkollü bir içecek ilave edin. Alkol bu karışımın sirkeye dönüşmesini sağlar.
4- Her gün bir avuç yaban mersini yenecek. Eğer tazesini bulamazsanız aktardan kurutulmuş alın, yiyeceğiniz kadarını kaynayan suya atıp 10 dakika bekletin, sonra yiyin. Beyaz saçlar için birebir olduğu söyleniyor.
5- Amla yağı kullanmak… Amla yağı nedir ona bakalım:
Hindistan’da saç bakımı için yüzyıllardır kullanılan yağın üretimi, Amla ağacından toplanan yemişlerin kurutularak işlemeye hazır hale getirilmesiyle başlıyor. Kuruyan yemişler daha sonra Hindistan cevizi yağına batırılıyor ve suda çözünen vitaminler, mineraller ayrıştırılıyor. Yağın besleyici özellikleri toplandıktan sonra süzülüyor ve koyu renkli Amla yağı elde ediliyor. Amla yağı, besleyici özelliğini koruması için genellikle güneş ışığını filtreleyen koyu camlı şişelerde satılmaktadır.
Amla yağı üretiminde kullanılan yöntemler bölgelere ve üreticiye göre farklılıklar gösterdiğinden piyasada farklı renklerde, kokuda ve ambalajda amla yağı bulunabilir. Kaliteli amla yağının şişesi genellikle koyu renkli olur. Kokusu meşemsidir ve yağın rengi de koyu olmalıdır. Bazı üreticiler amla yağını zeytinyağı, Hindistan cevizi yağı veya uçucu yağlar ile karıştırarak satışa sunmaktadır.
Amla yağı kullanmanın beyazları yok ettiği söyleniyor, denemekte fayda var, aktarıma soracağım.
6- Bitkisel yağlarla bakım…30 ml havuç yağı–20 ml ceviz yağı–10 ml ısırgan tohumu yağı–10 ml çörek otu yağı karıştırıp tüm saça sürün ve stretch filmle sarın. 1 saat sonra yıkayın, haftada 2 kez uygulanmalı
Aslında içindeki yağlar da saça faydalı yağlar, özellikle ceviz ve çörek otunun saçı koyultma özelliği de var, mantıklı, denenebilir.
7- Çörek otu yiyin. Her gün bir avuç çörek otu yemenin saçların rengini kendi renginize çevirdiği söyleniyor.
8- 3 litre suda karanfili kaynatıp saçı her sabah bu suyla yıkamanın beyazları koyulttuğu söylenmiş.
9- Paba vitamininin beyaz saçları koyultmada harika olduğu söyleniyor. Aynı zamanda vitiligo tedavisinde de faydalıymış. Açıklaması şöyle:
PABA Suda çözünen B grubu bir vitamindir.
Kimyasal olarak p – aminobenzoikasit dir.
PABA NIN FAYDALARI
DERİYE FAYDALARI
Dermatitleri iyileştirir.(günde 1000 mg)
Egzemayı iyilestirir.
Derinin görünümünü,sağlığını düzeltir ve cildi pürüzsüzleştirir
(merhem olarak ve daha az tesirli oral olarak) günes yanıklarında faydalı olur.
Merhem olarak sürüldügünde UV – B radyasyonunun aşırı etkisinden deriyi korur.
VİTİLİGO ya faydalıdır.
Cilt kırışıklıklarının oluşmasını geciktirir.
Ozon zehirlemesine karşı belirgin bir koruma sağlar ve karaciğeri ozonun toksik etkilerinden korur.
İmmün sistem :
Herpes simpleks virüslerini engeller ve acyclovir in herpes simpleks virüslerine karşı yeteneğini arttırır.
Herpes simpleks virüs tip 1 i engeller ve acyclovir in herpes simpleks virüs tip 1’e karşı yeteneğini arttırır.
İltihaplanmayı (özellikle artrit iltihapları) azaltır.
Günes kremi olarak sürüldüğünde veya oral olarak kullanıldığında deri kanserini önlemeye yardımcı olur.İskelet kas sistemi :
Scleroderma hastalarında (deri yumuşamaları ve eklem hareketlerinde rahatlamalar sağlayarak) iyileşmeye yardım eder.
Kalp dolaşım sistemi :
Alyuvar hücrelerinin oluşumunu kolaylaştırır.
Thrombosis i önlemede yardımcı olur.
Metabolizma :
Antioksidan özelliklere sahiptir.
Tekli oksijen radikallerini nötralize eder.
Paba eksikliği yorgunluga sebep olur.
Saçlar :
PABA bazen gri veya beyaz saçın kendi orjinal saç rengine dogru koyulasmasına sebep olabilir.
1941 de yapılan bir çalışmada 2 ay boyunca, günde 200 mg PABA alan 30 gri saçlı hastanın saçlarında renk koyulaşması görülmüştür.
SİNDİRİM SİSTEMİ
Paba vücuttan koku yapan maddeleri uzaklaştırmada yardımcı olur.Paba eksikliği kabızlığa sebep olabilir.Bağırsak sağlığını geliştirir.
SİNİR SİSTEMİ
Paba eksikliği depresyona sebep olabilir.
SOLUNUM SİSTEMİ
Astımda iyileşmeler sağlar ve bazan de tamamen iyileştirebilir.
10- Zeytin yağı sütü diye bir şey varmış, ben de yeni duydum, beyazlayan saçları koyultuyormuş. Tabii gene pek çok faydası da var.
Nasıl elde edilir?
Edremit körfezinde yüksek yayla havasında elle tek tek toplanan zeytinlerin taş değirmenlerde ezilmesi ve daha sonrasında liften yapılmış torbalara konulması ve bu torbalara hiçbir pres uygulanmadan kendi kendine damla damla sızması beklenip, sızma işlemi bittikten sonra su ilave etmeden kuru sıkım yapılarak oldukça zahmetli bir yöntemle elde edilen bir iksirdir zeytin sütü. 100 kilo zeytinden birkaç kilo elde edilerek hazırlanan zeytin sütü, zeytin meyvesinden doğal olarak elde edilen hem suyu hem de yağını içeren uzun sürede ortaya çıkartılan kıymetli bir üründür.
Yararları nelerdir?
Aslında eskiden beri kullanılan ama şimdilerde ünü daha çok duyulan bu iksir; açık yaraların tedavisinde, burkulmalarda, vücuttaki ağrıların tedavisinde, kalp-damar hastalıklarında ve tüm kanserlerde, hücrelerin yenilenmesinde, cilt ve saç bakımında kullanılan çok özel bir yağdır.
11- Adaçayının demlenip saça sürülmesinin beyazları yavaş yavaş boyadığı söyleniyor, özellikle biberiye ile birlikte kaynatılırsa daha etkili oluyormuş.
Ben adaçayını papatya ile kaynatıp denedim, saçımda bir renk değişimi olmadı, daha doğrusu beyazlar hafif sarardı. Şimdi biberiye ile deneyeceğim, sonuçları yazarım.
Şimdilik bu kadar, araştırmalarım devam edecek…
kaynak: belgin güven blog sayfasındandır
sitenin adresi belgin-ce.blogger’dır…