GÖZ ENFEKSİYONUNU MUTFAĞINIZDA TEDAVİ EDEBİLİRSİNİZ !

18447371_1863684937214852_4131061450036434752_n[1]
Herşeyin çözümü Doğa Ana’da…
Basit bir göz kızarmasından arpacığa kadar göz sorunlarının da..
Bazen küçük bir alerjiden kaynaklanır. Bazen gözümüze bir şey kaçar, bazen virüsler, bakteriler, mantarlar, parazitler sebep olur bu sorunlara. Çoğu zaman vücudumuzdaki o değerli bir çift organımız kızarır, kaşınır; göz kapağımız düşer, görme yetimiz azalır, umutsuzluğa kapılırız.
Göz sağlığı çok ama çok önemlidir. Bu yüzden baştan belirtelim; aşağıda sıralayacağımız yöntemleri tek başına uygulamayın, mutlaka bir doktora başvurun. Doktorunuzun tedavi sürecine yardımcı olmak, hızlandırmak için de hemen mutfağınıza koşun.. 😉
İşte göz enfeksiyonlarına iyi gelen, mutfağınızda rahatça hazırlayabileceğiniz karışımlar!
1.Göz Otu
İsminden de belli değil mi zaten? 🙂 İlk tedavimizi şu şekilde hazırlıyoruz;
Her bir fincan suya 1 çay kaşığı göz otu denk gelecek şekilde bir karışım hazırlayın, 10 dakika kadar kaynatın. Karışımınız soğuduktan sonra temiz bir tülbent ile süzün. Süzdüğünüz karışım ile gözlerinizi günde birkaç defa yıkayabilirsiniz.
2.Tuzlu Su
Hazır mevsimi de yaklaşmışken bir gerçeği hatırlatalım; hani denize girdiğinizde yaralarınız iyileşir, vücudunuzda kaşınan, yanan neresi varsa düzelir ya.. İşte hepsi tuzlu suyun faydaları sayesinde 🙂
Karışımınızı 1 bardak suya 1 tatlı kaşığı tuz denk gelecek şekilde hazırlayın. Ardından kaynatın ve soğumasını bekleyin. Enfeksiyon kapmış gözlerinizi bu su günde birkaç defa yıkayabilirsiniz.
3.Bal
Balın en sağlıklı gıdaların başında geldiği, vücudumuza baştan aşağı yararlı olduğunu ezbere biliyoruz zaten… Tam hatırlayamadıysanız, buyrun buradan damıtın 🙂 Organik bal ile göz enfeksiyonunuzu rahatlatabilmek içinde aşağıdaki yöntemi izleyin;
Damıtılmış su ve eşit miktarda balı iyice karıştırın. Bu karışımı günde 2-3 defa, temiz bir pamuk kullanarak gözünüze uygulayabilirsiniz.
Bir başka yöntem ise gözün içine doğrudan bir damla bal damlatmak! ”Olur mu yahu!?” demeyin, bal doğal bir temizleyicidir, gözünüzün içindeki kir ve pislikleri hızla temizleyebilir.
4.Yeşil Çay
Sindirim sisteminizi rahatlatır, sizi rahat uyutur, sinirinizi stresini alır yeşil çay. Aynı zamanda gözünüzdeki kaşıntıyı da keser, göz altı şişliklerinizi de alır. Ayrıca göz sağlığınıza iyi gelen çeşitli besinler ve antioksidanlar yeşil çayda mevcuttur.
Yöntemimiz de oldukça kolay hem;
İki adet yeşil çay poşetini birkaç saniye sıcak suda bekletin, çıkartın, sıkın, buzdolabında soğumaya bırakın. Soğuyan sallama çay poşetlerini 10-15 dakika boyunca gözlerinizin üzerinde bekletin. Bu yöntemi günde 3 defa tekrarlayın.
5.Kurutulmuş Papatya & Papatya Çayı
Çünkü papatya tahriş giderir, antimikrobiyaldir. Gözünüzdeki tahrişi giderir, göz altı şişliklerini ve kızarıklıkları azaltır, kaşıntıları keser.
Papatya hususunda iki yöntemimiz mevcut; ilki aynı yeşil çaydaki gibi. Yukarıda bahsettiğimiz yöntemi papatya çayı poşetleriyle de uygulayabilir, gözlerinizi rahatlatabilirsiniz. Bir başka yöntem de kurutulmuş papatya demlemek; bir bardak sıcak suya bir tatlı kaşığı kurutulmuş papatya katın, 5 dakika boyunca ağzı kapalı olarak demlenmesini bekleyin.
Ardından ağzını açın, oda sıcaklığında karışımınızı soğutun. Bu karışımla gözünüzün hem içini, hem de dışını yıkayıp temizleyebilirsiniz.
6.Elma Sirkesi
Son önerimiz de elma sirkesi, ancak pastörize edilmemişinden bulmanız ya da evde kendiniz yapmanız gerekli 🙂 Pastörize edilmemiş elma sirkesinde malik asit vardır, bu asit bakteri ve enfeksiyonlarla savaşabilir, gözdeki mikrop ve pislikleri temizleyerek iyileşme sürecini hızlandırır.
Bir bardak damıtılmış suya bir çay kaşığı elma sirkesi karıştırın. Bu karışımı bir pamuk yardımıyla gözünüzün dışına uygulayın. Bu yöntemi birkaç gün boyunca, her birkaç saatte bir tekrarlarsanız gözünüzün hızla iyileştiğini göreceksiniz

alıntı

Bitki Alemi kategorisinde yayınlandı. Leave a Comment »

İkinci Beynin Bilinmeyen Gerçekleri

braingut[1]

 

• Karın bölgesindeki bu ikinci merkez ile mutluluk salgılarının, psikolojimizi belirleyen durumların çok yakından alakalı olduğu tespit edilmiş.

• Elliden fazla sayıda hastalıkla, bazı psikolojik rahatsızlıkların kökeninin, bizim şimdiye kadar farkında olmadığımız ikinci beyin bölgesindeki aksamalardan kaynaklandığı anlaşılmış.

• Tanısızlıktan hastalık hastası diye tanı konulan vakalarda gerçek suçlunun birinci beyin değil, ikinci beyin olduğu ortaya çıkmış.

• Bebeklik döneminde birinci beyinden önce ikinci beyin devredeymiş. İkinci beyinin hafızasının bebeklik döneminde yaptığı kayıtlar nedeniyle ömür boyu depresyon yaşama riski mevcutmuş.

• Kişilik oluşumu ikinci beyinle yakın ilişkideymiş. Çünkü bilinçaltı kayıtlarıyla ikinci beyin sıkı bağlantı halindeymiş.

Özellikle bu bilgi, bebeklik döneminde sağlıklı ve huzurlu bir ortamın ne kadar gerekli olduğunu bir kez daha anlatıyor bize. Doğa şifacısı ebe ninemin bebek bakımında doktorlara inat bize yaptırdığı ve anlattığı “güya hurafeleri” daha iyi anladım bu bilgiler sayesinde.

İkinci beynin yarattığı biyolojik şifreler; sezgi, korku, aşk gibi konularda karın bölgesinde duyumsanan hislerin yol göstericisi. Entelektüel zekâ verileriyle hareket etmeyen sezgisel kararlar, ikinci beynin eseridir. Bu duruma “Gut feelings” yani karın hissiyatı deniliyor. Aklımızla tarif edemediğimiz bir sürü kararın altında bu biyolojik karar mekanizması yatıyor. Yani bedenimiz birinci beyini dinlemeden hareket kararı veriyor. Akıldışı gibi görünen eylemlerin altında yatan bilimsel gerçek budur belki de. Özellikle; “görünmeyen alanlar dediğimiz ruhsal alanlarda, ya da bilinçaltında bizi yöneten merkez karın bölgemizdir” şeklinde bir gerçek çıkıyor ortaya. Birinci beyin; kararı bağımsız olarak kendisinin verdiğini sanırken, ikinci beyinin kendisine gönderdiği bilgi deposundan geri bildirim aldığının farkına varmıyor. Birinci beyin gözlemcidir ve karar verirken gereğinden fazla enerji harcar. İkinci beyinle verilen kararlar daha çözümseldir. Sonuçları itibarıyla daha uyumlu bir yaşam sağlar.

İkinci beynin fiziksel faaliyet etkinlikleri bilimsel olarak incelenirken işin içine ruhsallık ve bilinmeyen alanlarımız giriyor; çünkü sezgi, korku, aşk gibi konular ruhsal alanımız içindedir. Rüyalar da bu alanın içinde yer alıyor

kaynak: spritüeller

Bitki Alemi kategorisinde yayınlandı. Leave a Comment »

20 Saniyede Sinüsleri boşaltma yöntemi

20 Saniyede Sinüsleri boşaltma yöntemi : Soğuk havada işe gidenler, erkenden okula giden öğrencilerimiz üst solunum yollarını üşüterek sinüs enfeksiyonlarına çok sık yakalanır. Kış sonu, ilkbahar başlarında sinüs enfeksiyonlarına rastlanmasının başlıca nedenleri ise, ortamın fazla nemli olmaması ve soğuk algınlığına yakalanma riskinin yüksek olmasıdır. Ve bu sinüs boşlukları burnunuz her tıkandığında otomatik olarak mukus tabakasıyla doluyor, en masum etkisiyle sesinizin bir garip çıkmasına, daha da ciddisini konuşacak olursak da duyma kayıplarına, uykusuzluğa ve baş ağrılarına sebep oluyor. .

sinus-tedavisi-1[1]

Öncelikle bir koltuğa oturun ve kafanızı vücudunuzla 45 derece açı yapacak şekilde eğin. Ardından kafanızı (sağ kulağınız yukarıda kalacak şekilde) sağa çevirin. Kulağınızın hemen arkasında bulunan ve Sternokleidomastoid kas adı verilen kasa masaj yapmaya başlayın. Bir süre sonra kafanızı bu kez sola çevirin; aynı masajı bu kez sol kulağınızın altındaki o havalı isimli kas üzerinde gerçekleştirin.
Bu masaj ile boyun kaslarınızı rahatlatmış, başınızı bir sonraki adımlara hazırlamış olacaksınızsinus-tedavisi-2[1]
Kaşlarınızın hemen altında yer alan, göz çukurlarınız ile alnınızı birbirinden ayıran kemiğe 20-30 saniye boyunca masaj yapın. Hemen ardından iki gözünüzün arasında, burnunuzun üst kısmında yer alan kemiğe geçin. Masajı yine dairesel hareketlerle yapın

sinus-tedavisi-4[1]

…ve alnınıza da her iki elinizle birden dairesel hareketlerle masaj yapmaya devam edin.
Yüz kaslarınıza uyguladığınız bu masajlar sayesinde tıkanıklıkların hızla açıldığını, ilaca pek de ihtiyaç duymadan kendinizi toparladığınızı fark edeceksiniz

sinus-tedavisi-5[1]
Sağlıklı mutlu günler dileriz

sinus-tedavisi-1[1]

Bitki Alemi kategorisinde yayınlandı. Leave a Comment »

Psikologlar diyorlar ki …

psikoloji_hakkindaresimler4[1]

 

1) Eğer bir kişi çok gülüyorsa, en küçük şeyler için bile . O kişi yanlızlık çekiyordur…
2) Bir kişi çok uyuyorsa o kişi sıkıntılıdır…
3) Bir kişi az konuşup çok çabuk bir şekilde konuşursa , o kişi bir sır saklıyordur.…
4) Bir kişi hiç ağlayamıyorsa , o kişi zayıf kişiliğe sayiptir.
5) Bir kişi düzensiz bir şekilde yemek yiyorsa, o kişi tansiyonludur.
6) Bir kişi çok çabuk ağlıyorsa , o kişi çok masum ve temiz kalplidir.
7) Bir kişi çok çabuk ve anlaşılmaz şeylere sinirleniyorsa, o kişinin sevgiye ihtiyacı vardır.
BİRBİRİMİZİN PSİKOLOĞU OLALIM, BİRBİRİMİZİ ANLAYALIM
SEVDİKLERİNİZ İÇİN MUTLAKA PAYLAŞIN..!

Ruhsal Büyüme... kategorisinde yayınlandı. Leave a Comment »

Burçlar Korku Filmlerinde Kim Olurdu?

18447333_10154680686695945_1780776913739947922_n[1]

Koç: İlk ölen kişi

Boğa: Cesetleri bulmak için eve gelen kişi

İkizler: Katilin kim olduğunu bilen kişi

Yengeç: Katilin sesini duyunca ”Kim var orada” diye soran saf kişi

Aslan: Dövüşmeyi deneyip sonunda ölen koca yürekli kişi

Başak: Kendini arkadaşları uğruna feda eden kişi

Terazi: Herkesi sakinleştirmeye çalışıp kendi deliren kişi

Akrep: Katilden kaçarken dış kapı yerine üst kata çıkan kişi

Yay: Katile gizlice yardım eden kişi

Oğlak: Tersleyen ve ceset cümbüşüne katılan kişi

Kova: Katili öldüren kişi

Balık: Her şeye çığlık atan kişi

 

Ortaya Karışık kategorisinde yayınlandı. Leave a Comment »

❣ Dokuz Kehanet ❣

select[1]

💙1. TESADÜF DİYE BİR ŞEY YOKTUR.
Yaşadığımız her deneyimin ve hayatta karşımıza çıkan her insanın bize bir mesajı vardır. Özellikle sorunumuz olduğunda, yanıtları bize verecek insanlarla karşılaşırız. Rastlantı yoktur. Ama bu rastlantılara nasıl yanıt vereceğimizi, bize iletilen mesajları algılayabilme kapasitemiz belirler. Yolumuza çıkan biriyle yaptığımız sohbet, o anki sorularımıza yanıt vermiyor görünebilir ama bu, yaptığımız sohbetin bir mesaj taşımadığı anlamına gelmez. Sadece, biz o mesajı alamamışızdır.
💙2. NEDEN YAŞADIĞINI CEVAPLA
İkinci bilgi, gerçeklerin ve kendinin farkındalığı üzerine kurulmuştur. Neden yaşıyorsun? Bunu sorgulamalısın.
💙3. EVRENDE TEK VE SAF BİR ENERJİ VARDIR.
Bu bilgi, yaşama yepyeni bir bakış açısı getirmektedir. Modern fizik, evreni, tek ve nötr bir enerji olarak tanımlamakta ve bu enerjinin her nasılsa düşüncelerimize yanıt verdiğini söylemektedir. Yani, insanoğlunun yalvarmasına gerek olmaksızın, eğer gerekli istenci gösterirse ona yanıt veren bir enerji…
💙4. TÜM EVREN ENERJİDEN İBARETTİR VE ENERJİ GÖRÜLEBİLİR.
Ne var ki, hepsinin türü değişiktir. İşte bu yüzden bazı yerler enerjiyi diğer yerlerden daha fazla artırır. Bu, senin uyumuna bağlıdır. Önce enerji alanlarını görmeye başla. Bunun için dikkatini çevreye yönelt. Nesnelerin ve insanların güzelliklerini, eşsizliklerini takdir edince, enerji alıyorsun; hislerin sevgi düzeyine yükselince, gönüllü olarak enerjini geri veriyorsun. Bu mistik bir deneyimdir.
Bu durum ne yazık ki uzun süre korunamaz. Bilinci normal düzeyde olan bir insanla konuşmaya çabalayınca ya da hala çatışmaların sürdüğü bir dünyada yaşamaya çalışınca, bu durumdan sıyrılır ve tekrar eski düzeyimize döneriz. Bundan kurtulabilmek için, hissettiklerimizi yeniden, yeniden tekrar etmeliyiz. Çünkü rastlantıları sağlayan bu enerjidir ve rastlantılar sürekli bir temele dayanan, yeni bir düzeyi gerçekleştirmemize yardımcı olurlar.
💙5. İNSANLARIN, DİĞERLERİNİN DÜŞÜNCELERİNE HÜKMEDEREK ENERJİLERİNİ ÇALMA EĞİLİMLERİ VARDIR.
Enerjimizin kesildiğini hissettiğimiz zaman, hepimiz aynı şeyi yaparız. İnsanları ve durumları kontrol ederek enerjinin bize doğru akışını sağlamak için dramalar yaratırız. Şayet kendimize dikkatle bakıp, enerjiyi yönlendirmek için neler yaptığımızı keşfetmezsek, hiçbir ilerleme olmaz.
💚MESAFELİ DRAMA: Esrarengiz ve gizemli bir görünüm kazanır, kendi kendine ihtiyatlı davrandığını söyler ama aslında bu dramanın içine başkasını çekip, kendisine ilgi göstermesini ümit eder. Birisini bu dramanın içine çekince de, açık davranmaz ve gerçek duygularını anlamaları için karşındakileri zorlar. Onlar bu kişinin gerçek duygularını anlamaya çabalarken, fazlasiyla ilgi gösterip, tüm enerjilerini ona yollarlar. NE DENLİ ESRARENGİZ DAVRANIP, NE DENLİ İLGİLERİNİ ÇEKERSE, O KADAR ENERJİ ÇALAR.
💚SORGULAYICI DRAMA: Sorularıyla insanları eşeleyip, diğerlerinin yaşantılarındaki yanlışları ortaya çıkarıp eleştirir. Eğer istedikleri kişiyi bu dramanın içine çekebilirse, diğerleri, sorgucunun karşısında kendilerini suçlu hisseder ve sorgucunun dikkatini çekecek hatalar yapmamak için, onun düşündükleri ile ilgilenmeye başlarlar. Sorgucu, bu saygı sayesinde gereksinim duyduğu enerjiyi sağlar.
💚KORKUTUCU DRAMA: Şayet biri sözle, fizik gücüyle ya da statüsüyle başkaları üzerinde tehdit yaratıyorsa, diğerleri başlarına kötü bir iş geleceği korkusuna kapılır, ona ilgi gösterip enerjilerini verirler.
💚ACINDIRICI DRAMA: Birisi, başına gelenlerden diğerlerinin sorumlu olduğunu açıkça olmasa da vurgular ve ona yardım edilmediği takdirde kötülüklerin başına gelmeye devam edecegini söylerse, sağladığı ilgiyle enerji çeker.
Burada dikkat edilmesi gereken konu, dramaların, karşı dramaları yarattığıdır. Örneğin mesafeli drama uygulayan bir kişi, karşısında sorgucu drama oynayan kişiyi yaratır.
💙6. GEÇMİŞİ BERRAKLAŞTIR, ÇOCUKLUĞUNUN DRAMALARINI TEKRAR ETME!
Geçmişi berraklaştırmak, çocukluğumuzda öğrendiğimiz bu dramaları kontrol etmekle başlar. Dramaların farkıda ol. Bunlardan bir kez kurtulduğnda, kendini daha yüksek seviyedeki evrimsel kimliğinde bulursun. Doğru enerji ile her doluşta hayatı daha ileriye götürecek bir rastlantı eydana gelir ve bu düzeydeki enerji içselleştirilir.
💙7. AKLINA ANİDEN GELEN DÜŞÜNCELERE DİKKAT ET!
Ani düşünceler, bize rehberlik etme maksadıyla aklımıza gelirler. O zaman, NEDEN? diye sormalıyız. Yaşam sorunumla bunun ne ilgisi var? Gözlemci durumuna geçince, her şeyi kontrol etme gereksiniminden de kurtuluruz ve bu bizi evrimin akışının içine sokar. Bu noktada olumsuz düşünceler aklımıza gelirse, 7. bilgi, “korku imajları belirir belirmez engellenmelidir, ardından da aklımıza iyi düşünceler getirmeliyiz” der. Eğer olumlu imajlardan sonra olumsuz imajlar belirirse, yine de bunları ciddiye almak gereklidir. Örneğin, aklına aniden araba kazası geçireceğin gelmişse ve biri seni arabayla bir yere götürmeyi teklif ederse, reddetmelisin.
💙8. DİĞERLERİYLE KURDUĞUN İLİŞKİLERDE ENERJİNİ DOĞRU KULLAN!
Sekizinci bilgi diğerleriyle kurulacak ilişkilerde enerjiyi kullanmanın yolunu gösteriyor. Özellikle çocukların hatalarını sürekli düzeltmenin, onların enerjilerini tüketmek olduğunu ve bu durumun onlarda kontrol dramaları yarattığını söylüyor.
💗AŞK İLİŞKİLERİ ENERJİ EMİCİLERE DÖNÜŞMESİN!
Aşık olduğunda, iki kişi bilinçsiz olarak enerjilerini birbirlerine verirler ve mutluluk ve neşe inanılmaz derecede artar, titreşimler yükselir. Ne yazık ki, insanlar kısa sürede birbirlerinden gelen bu enerjiye bağlanırlar ve evrenden sağladıkları enerjiyi keserler.
Oysa, iki kişinin birbirine verecek yeterli enerjisi yoktur. Bir süre sonra birbirlerine enerji vermeye son verip, diğerinin enerjisini elde etmeye çalışır ve çocukluk dramalarının içine düşerler. Ve sonuçta ilişki giderek yozlaşır ve güç mücadelesine dönüsür. Aslında bu durumdan tam olarak kurtulmayı öğreninceye kadar alfabedeki C harfi gibiyizdir. Karşı cinsten kolay etkileniriz, onun yarım kalmış dairesi gelip bizimkiyle birleşir. Birbirimize enerji akıtmaya başlarız, gerçekte ise kendi dışında diğer yarısını arayan bir başka insanla birleşmiş oluruz. KARŞIT CİNSTEN BİRİNE BAĞIMLI OLMAMIZIN NEDENİ, KARŞIT CİNSİN ENERJİSİNİ ELDE ETMEK İSTEMEMİZDİR.
💗ÖNCE TEK BAŞINA OLMAYI ÖĞREN! İçimizdeki kaynaktan aldığımız mistik enerjinin, hem erkek hem de dişi yönü vardır. Ama bu bütünleşme zaman alır. Eğer olgunlaşmadan eril ya da dişil enerjimizin artması için, bir başka insan ile bağlantı kurarsak, evrensel kaynağın akışını durdururuz. Önce daireyi kendimiz bütünlemeliyiz. Bu zaman alır ve ancak bunu sağladıktan sonra yüksek ilişkiler kurabiliriz. Böylece, bütünleşmiş bir insanla romantik ilişki kurduğumuzda, bu tür bir ilişki bizim bireysel gelişimimizi engellemez. Bu tür ilişkilerde bağımlı olma eğilimi yoktur. Çünkü bu insanların ikisi de gelecek mesajları beklemektedirler. Bir aşk deneyime ilk başlarken, ilişkinin ilk günlerinde duyulan iyilik ve keyfin tadını, tek başına olduğun zaman çıkarmalı, onu içine almalısın. Bundan sonra gelişmeye başlarsın ve kendine uygun romantik ilişkiler sana kendiliğinden bir şekilde ulaşır.
💙9. ENERJİ DÜZEYİNİ ARTTIR!
Dokuzuncu bilgi der ki; enerji düzeyimiz arttıkça vücudumuzdaki atomların titreşimlerinin düzeyi de artar. Kısacası, ruhumuzu arındırıp hafifleriz. Her zaman enerji dolu ol ve sevgi konumunda kal. Bir kez sevgi konumunu elde ettin mi, hiç bir şey ve hiç kimse sendeki enerjiyi çekip alamaz. Aslında, senden taşan enerjinin yarattığı akıntı, aynı oranda enerjiyi senin içine çeker.
(Kitap kaynağı: Dokuz Kehanet, James Redfield)

Seninle İlişkimiz Hakkında Konuşmak İstiyorum…

18519698_10211294429810326_6236645959973009698_n[1]

Karikatür kategorisinde yayınlandı. 1 Comment »

Fark Etmeden Yaptığınız 11 Sağlıksız Alışkanlık

seviyor-sevmiyor[1]

Fark Etmeden Yaptığınız 11 Sağlıksız Alışkanlık
Bazı yaygın alışkanlıklar var ki günlük hayatın bir parçası oldukları için zararlı olup olmadıkları kimsenin aklına bile gelmiyor. İşte günlük hayatta sık sık yaptığınız ama kurtulmanız gereken 11 sağlıksız alışkanlık. Dikkatli olmakta fayda var…
1) Bacak Bacak Üstüne Atmak
bacak bacak üstüne atmak
Bacak bacak üstüne atmayanımız var mı? Herhalde yoktur… Oysa ki sağlıksız alışkanlık olduğu yaklaşık 20 yıldır konuşuluyor. Nasıl zararları mı var? Araştırmalara göre uzun süreler bu şekilde oturmak, hipertansiyon, varis ve sinir hasarına neden olabiliyor.
2) Kuşlara Yem Atmak
kuşa yem atmak
Özellikle güvercinleri beslemek başta çocuklar olmak üzere hemen herkesi mutlu eder. Ama kuşlara yem atmanın sağlığınız için tehlikeli olabileceğini biliyor muydunuz? Çünkü yüzde 50 ihtimalle kuşlardan en az birinin bulaşıcı hastalığı bulunuyor ve tüberkülozdan salmonelloza kadar birçok ciddi virüsü bulaştırabiliyorlar.
3) Kalitesiz Güneş Gözlüğü Kullanmak
kalitesiz güneş gözlüğü kullanmak
Orijinal güneş gözlüklerini pahalı bulup kalitesiz cama sahip olanları satın alarak tasarruf etmeye çabalarken göz sağlığınızdan olabilirsiniz. Oysa ki kalitesiz güneş gözlükleri zararlı ultraviyole ışınlarını engelleyemiyor. Bu nedenle de retina ya da katarakt rahatsızlığı yaşamanıza neden olabiliyor.
4) Çok Fazla Su İçmek
fazla su içmek
Her ne kadar bolca için dense de çok fazla su içmek, az içmek kadar zararlı. Bilim insanları vücudun su ihtiyacının kişiden kişiye değiştiğini vurguluyor. Aktif biriyseniz ve spor yapıyorsanız çok su içebilirsiniz ancak böbrek probleminiz varsa uzmanların tavsiyesinin dışına çıkmamanızda fayda var.
5) Sıcak Su Torbasıyla Tedavi
sıcak su torbasının zararları
Ağrılı veya sancılı bölgeye sıcak su torbası koymak geçmişten beri en çok tercih edilen alternatif tedavi yöntemlerinden biri. Ancak kanama, burkulma ve yaralanma gibi rahatsızlıklarda sıcak su torbası kullanmaktan kaçınmalısınız. Bu tarz sıcak veya soğuk uygulamalar kanser tedavisi için de kesinlikle tavsiye edilmiyor.
6) Mikrodalgada Patlamış Mısır Hazırlamak
mikrodalgada yiyecek hazırlamak
Mikrodalgada ısıtıp kolayca hazırlamak için paketlenmiş olarak satılan ve son yıllarda yaygınlık gösteren patlamış mısırlar, diasetil adı verilen tehlikeli bir kimyasal madde yayıyor. Bu sentetik yağ, ısıtıldığında buharlaşıp ciğerlerinize zarar veriyor. Yemeden önce soğumasını bekleyerek tehlike ihtimalini azaltabilirsiniz.
7) Çalışma Masasında Yemek Yemek
çalışırken yemek yemek
Evde veya işteyken çalışma masanızda yemek yemek sindirim sisteminiz için tehlikeli binlerce bakterinin vücudunuza girmesine neden oluyor. Ayrıca çalışma masasında başka bir işle ilgilenerek yemek yediğiniz için beyniniz yiyecekleri algılamakta zorlanıyor. İş yoğunluğunu bahane etmeyin, bir an önce bu sağlıksız alışkanlıktan kurtulun.
8) Büyük Şehirlerde Açık Ayakkabı Giymek
açık ayakkabı giymek
Bahar ve yaz aylarının vazgeçilmezi olan sandalet ve terlikler, şehir hayatının koşturmacasında ayaklarınızı bakterilere, mantarlara ve böcek sokmalarına karşı korunaksız bırakıyor.
9) Yağsız Süt İçmek
yağsız süt içmek
Yağsız sütler her ne kadar tat ve görüntü olarak normal süte benzeseler de aslında değiller. Yağdan arındırılmış süt vitaminini de kaybediyor ve geriye sadece sağlık için hiç de iyi olmayan sentetik maddeler kalıyor.
10) Duruş Bozuklukları
duruş bozuklukları
Kalçanız sandalyenizin en az üçte ikisini doldurmalı, sandalyenizin sırtı omurganıza uymalı ve bacak bacak üstüne atmamalısınız. Doğru duruş tüm organların simetrik pozisyonda olması anlamına geliyor. Bu da beden sağlığı için olduğu kadar iç organların sağlığı için de önem arz ediyor. Bilgisayar başında fark etmeden yamuk oturmak, hemen herkesin sıklıkla yaptığı bir sağlıksız alışkanlık.
11) Cenin Pozisyonunda veya Karnınızın Üzerinde Uyumak
uyuma pozisyonları
Çoğu kişi uykuya en rahat daldığı pozisyonu tercih eder ancak bu iki pozisyon bazı sağlık sorunlarına yol açabilir. Yana dönerek yattığınızda diyaframınızın rahat hareket etmesini engelleyerek kronik sırt ağrılarına yol açabilirsiniz. Karnınızın üzerinde uyumak ise çok daha tehlikeli. Bu pozisyon tüm organlarınıza baskı yaparak uzun vadede sinir hasarı ve kalp problemlerine neden olabilir. En sağlıklı pozisyon sırt üstünde uyumaktır.

alıntı

Ruhsal Büyüme... kategorisinde yayınlandı. Leave a Comment »

Bacıma Asılan Var Mı?

18447231_10155309294935762_3702480063535341054_n[1]

Karikatür kategorisinde yayınlandı. 1 Comment »

ZERDEÇAL SÜT – ALTIN SÜT… Kolon, sinir sistemi ve kemik dokusu için oldukça faydalı bir karışım olan altın süt aynı zamanda eklem ağrıları tedavisinde bitkisel bir takviye olarak tercih ediliyor.

altin-sut-728x410[1]

 

ZERDEÇAL SÜT – ALTIN SÜT

Yalnızca iki malzeme ile hazırlanan altın süt karışımı bir çok hastalığa karşı şifa sağlıyor. Kolon, sinir sistemi ve kemik dokusu için oldukça faydalı bir karışım olan altın süt aynı zamanda eklem ağrıları tedavisinde bitkisel bir takviye olarak tercih ediliyor. Romatizma ve artrite gibi eklem hastalıklarında tedavi edici özellik gösteriyor. Aynı zamanda altın süt bağışıklık sistemini güçlendiren özelliği sayesinde kansere yakalanma riskini azaltıyor ve kansere karşı vücutta koruma sağlıyor.
Zerdeçal, süt ve su birleşimiyle oluşan karışım karaciğeri temizlemede, vücutta ki toksinleri temizleme de ve sindirim sistemini düzene sokmada yardımcı oluyor.

Altın Süt Nasıl Hazırlanır?
Malzemeler:
40 gram zerdeçal (yaklaşık 3 yemek kaşığı)
1 su bardağından biraz daha az su (100-150 ml su)
Süt
Altın Süt Tarifi: İlk olarak su ve toz zerdeçal karıştırılır. Ardından ocağa alınarak yaklaşık 8 dakika kadar pişirilir. Karışım macun kıvamına gelecektir. Eğer katı bir kıvamda olursa bir miktar daha su ilave edebilirsiniz. Macun kıvamına geldikten sonra ocağın altını kapatın. Hazırladığınız bu karışımı 40 gün boyunca buzdolabında muhafaza edebilirsiniz.
? Zerdeçal ve su ile hazırladığınız bu macundan her gün sabah ve akşam olmak üzere günde 2 defa 1 çay kaşığı macunu 1 bardak süt ile karıştırarak tüketmelisiniz. Dilerseniz altın sütünüzü bal ile tatlandırabilirsiniz. Düzenli kullandığınızda daha etkili ve hızla faydasını göreceksiniz.

DİĞER BİR TARİF
Macunu önden hazırlayıp küçük bir kavanozda buzdolabında 3 hafta kadar saklayabiliriz. Sabahları ya da akşamları yatmadan yarım saat önce sıcak sıcak içip , içimizi ısıtmakla kalmıyoruz.Bu içecek aynı zamanda huzurlu , kaliteli bir uyku ve depresyon için de iyi gelen aminoasitler içeriyor. Başka kimlerin kullanması tavsiye ediliyor:
Astım, bronşit , sinüs gibi solunum problemleri olan , bakteri ve viral enfeksiyonlardan muzdaripler,
Mide , hazımsızlık,ishal gibi sindirim sıkıntıları olanlar ( düşük yağlı süt kullansınlar )
Cilt problemleri yaşayanlar ,
Mevsim itibariyle en populer şikayetler öksürük , soğuk algınlığı,
Daha sağlam kemik yapısı,
Meme , akciğer , cilt ,kolon ,prostat kanseri öyküsü olanlar
Ama özellikle de artrit, eklem ve kas ağrısı şikayetleri olanlar için anti-enflamatuvar etkisi sebebiyle tavsiye ediliyor.İçine yağ koyarsanız eklemlerin yağlanması açısından daha da iyi olacak. Aynı zamanda kandida mantarlarına karşı da güzel bir kalkan olacaktır.
Malzemeler
3 tepeleme tatlı kaşığı zerdeçal tozu
1/2 aida çay bardağı su
1 çay kaşığı karabiber
1 çay kaşığı hindistan cevizi yağı ya da sade yağ (istenirse )
1/2 çay kaşığı kakule (istenirse)
1 çay kaşığı tarçın (istenirse )
1/2 tatlı kaşığı kadar çiğ bal (istenirse )
Yapılışı
Sos tenceresinde orta ateşte başlayıp kısığa alarak 5-6 dakika su ve zerdeçalı karıştırın. İyice pişmeli ve macunumsu kıvam almalı. Fazla kurursa biraz daha su ekleyebilirsiniz.
Bu macundan 1 tatlı kaşığı kadar 1 kupa süte ekleyerek ,yine ocakta karıştırarak sıcak çikolata gibi pişirin.
Tatlandırmak için çiğ bal, akçağaç şurubu veya agave eklenebilir. (Hiç tatlandırmadan kullanamak daha iyi, ancak içimi hoşunuza gitmezse azar azar tatlandırabilirsiniz.)
Ilındıktan sonra içine badem yağı/susam yağı/hindistancevizi yağı ekleyin.
Afiyet şifa olsun.

Hikmet Ersoy·25 Aralık 2016 Pazar

Bitki Alemi kategorisinde yayınlandı. Leave a Comment »

Su: Vücut Ağırlığınıza Göre Ne Kadar İçmelisiniz?

Her insanın su ihtiyacı vücuduna bağlı olarak değişir, ancak genel bir deyişle, bir yetişkinin, metabolizma sırasında kullanılan sıvıdan dolayı, vücudunun nem oranını korumak için yaklaşık 2 litre (64 ons) suya  ihtiyaç duyduğu kabul edilmektedir. Vücudumuzun yaklaşık %60’ı sudan oluşur ve düzgün çalışabilmesi için bu oranın dengede tutulması gerekir.

Suyun kilo vermeye yardımcı olabileceği ve vücudu nemli tutmak için hayati olduğu doğrudur. Bununla birlikte, bazı insanlar, yarar sağlamak yerine sağlıklarını tehlikeye atabileceklerini bilmeden, vücutlarının işlevlerini yerine getirmek için ihtiyaç duyduğu miktardan daha fazla su tüketme hatasına düşerler. İşte bu nedenle size bugün bazı ilginç bilgiler vermek istiyoruz, böylece kilonuza göre tüketmeniz gereken su miktarını hesaplamayı öğrenebilirsiniz.

Kilonuza göre su için

Çok az insan bunu hesaba katsa da, gerçekte her insanın vücut ağırlığı günlük tüketmesi gereken su miktarı ile çok ilgilidir. Örneğin, zayıf bir insanın kilolu bir kişi kadar suya ihtiyacı yoktur. Bununla birlikte, herkesin vücut ağırlığı farklı olduğundan, oldukça yararlı olabilecek bir formül mevcut.

su icme

Kilonuza göre tüketmeniz gereken su miktarını öğrenmek için vücut ağırlığınızın değerini libre olarak hesaplamanız ve ikiye bölmeniz gerekir. Bu matematiksel işlemin sonucu, vücudunuzun günlük ihtiyaç duyduğu suyun ons cinsinden miktarını verir.

Örneğin: 116 lbs (52 kg) olan birisinin kilosunu ikiye bölelim. Sonuç 58 ons (1,7lt), bu da 5 bardak suya denk geliyor.

Hatırlanması gereken formül: Libre cinsinden vücut ağırlığı/2 = Ons cinsinden günlük su tüketimi.

Hesaplama: 1 lbs yaklaşık 0,45 kg; 1 oz yaklaşık 30 ml olarak hesaplanabilir. Eğer birim dönüştürmekle uğraşmak istemezseniz, yaklaşık bir değer bulmak için kilonuzu 30a bölebilirsiniz. Yukarıdaki örneği tekrarlarsak: 52kg/30=1,73lt.

Özel durumlar

  • Ağır egzersizler ya da spor yapıyorsanız her 1 saatlik egzersiz için 1 litre daha fazla su içmelisiniz.
  • Eğer diyetinizde yeterince meyve ve sebze yoksa günde en az 2 litre su içmenizi öneriyoruz. 
  • Hastaysak ya da bağışıklık sistemimiz zayıfsa yeterince su almamız gerekir. Bu durumda normalden fazla su içmenizi öneriyoruz.

Gün içinde gerekli miktarda su içmek için öneriler

Günde ne kadar su içmeniz gerektiğini hesapladıktan sonra gün içinde hidrasyonu sağlamak veya kilo vermek için uygun miktarda su tüketmeniz gerekir. Bir çok insan su içmeyi unuttuğu veya zor bulduğu için, aşağıda sizlere günlük amacınızı yerine getirmek için öneriler sunacağız.

  • İyi bir yöntem her öğünden önce bir bardak su içmektir, çünkü böylece bu iyi alışkanlığı unutmanız zorlaşacak ve yemekleri daha iyi sindireceksiniz.
  • Bir diğer yöntem ise sabahları boş mideye ve gece yatmadan önce bir bardak su içmektir. Ancak gün içerisinde içmeniz gereken orana ulaşmak için içmeyi de unutmamalısınız.
  • Suyu tadı olmadığı için içmiyorsanız, doğal aromalı ama şekersiz sular hazırlayın. İçine bitkiler, meyveler ve benzerlerini koyabilirsiniz.
  • Günde belli miktarda su içmeniz gerektiğini unutuyorsanız kendinize her gün için kutular çizdiğiniz bir takvim yapın ve her bir bardak içtiğinizde kutuları işaretleyin.

Yeterince su içtiğinizi nasıl anlarsınız?

su2

Vücuda yeterince su alınıp alınmadığını anlamanın en iyi yolu idrardır. Bunun için ne sıklıkta tuvalete gittiğimizi ve rengini görmeniz önemlidir. Örneğin, idrarınız açık sarı ise yeterince su almışsınız demektir. Ancak koyu sarı ve yoğun kokulu ise daha fazla su içmelisiniz.

Cildiniz ve dudaklarınız kuruysa, yorgun hissediyorsanız ve gün içinde odaklanma problemi yaşıyorsanız, su tüketiminizi arttırmanızı öneriyoruz; çünkü bunlar susuzluğun açık göstergeleridir. 

Kaynak: sağlığa bir adım

Bitki Alemi kategorisinde yayınlandı. Leave a Comment »

Güzelce Sildim, Ovaladım, Pırıl Pırıl Yaptım Senin İçin Kınalı Kuzum…

18425210_10155305912880762_23971938980220258_n[1]

Karikatür kategorisinde yayınlandı. Leave a Comment »

Ayak detoksu evde nasıl yapılır : Ayak detoksu ile vücuttan zehirli toksinleri atmak:

Ayak-detoksu-ile-vucuttan-zehirli-toksinleri-atmak[1]

 

Ayak detoksu evde nasıl yapılır : Ayak detoksu ile vücuttan zehirli toksinleri atmak: Ayak detoksu ile belli bir süre uzmanlar tarafından verilen yiyecek ve içecekleri kullanmak zorunda kalmadan vücudunuzda biriken zararlı sıvıları atma yoluna denir. Ayrıca ayak detoksu yapan kişiler tarafından en güvenilir ve hızlı çözüm olarak da tercih sebebidir.
Ayak detoksunu evde kendiniz herhangi bir uzman doktora ihtiyaç duymadan kendiniz de yapabilirsiniz, üstelik hiçbir elektrikli alete de ihtiyacınız olmadan. Size daha önceki yazılarımızda Vücuttan zehirli toksinleri atan bant ayak detoksu tarifini vermiştik. Bu haberimizi tekar okumak ve videomuzu izlemek için tıklayın.
Şimdi size vereceğimiz tarif ise buna benzer fakat ayağa bir ped sarmıyoruz direk hazırlayacağımız sıvının içinde bekletiyoruz ve sonuç inanılmaz. Dakikalar içinde ayak detoksumuz etkisi gösterecek ve sıvının renginin değiştiğine şahit olacaksınız. Ayaktan zehirli toksinleri atan ped haberi için tıklayın
Ayak detoksu nasıl çalışır ?
Ayak detoksu ile vücudunuzda biriken zehirli sıvılar hazırladığınız sıcak tuzlu suda pozitif ve negatif iyonlar ile etkileşime girerek iyonik bir ortam oluşturma prensibine dayanır.
Ayak detoksu için gereken malzemeler nelerdir ?
– Epsom tuzu (aktarlardan bulabilirsiniz)
-Bentotit kil (aktarlardan bulabilirsiniz)

-Elma sirkesi
-Sıcak su (neredeyse kaynar sıcaklıkta )
Ayak detoksu nasıl yapılır ?
Ayağınızı içine koyacağınız ve bekleteceğiniz büyüklükte leğene kaynar suyu dökün, üzerine yarım su bardağı epsom tuzunu ilave edin. 2 çorba kaşığı bentotit kilini ve 1 çorba kaşığı elma sirkesini de ilave ettikten sonra iyice karıştırın. Karışım homojen olana kadar karıştırmaya devam edin. Gerekirse karışımı inceltmek için biraz daha su ilave edebilirsiniz. Ayağınızı yakmayacak sıcaklığa gelene kadar soğumasını bekleyin.
Şimdi ayaklarınızı detoks suyuna koyun ve en az 15 dakika bekletin. Unutmayın ne kadar çok bekletirseniz o kadar iyi. Ortalama 30 dakika beklettiğinizi varsayarsak şimdi ayaklarını çıkartın ve 10 dakika kadar kurumasını bekleyin.
Ayaklarınızı ayak detoksu içinde beklettikçe suyun renginin değiştiğini farketmiş olmalısınız. Bu renk değişiminin sebebi ayaklarınızda ve vücudunuzda biriken vücut sıvıları ve zehirli toksinlerin ayaklardan dışarı atılmasıdır. Bu sıvının renginin değişmesi genellikle sağlıksız beslenme ve işlenmiş gıdaların, doymuş yağların tüketilmesi neticesinde vücutta biriken zehirli toksinlerdir.
Ayak detoksunu ayda 1-2 kere yapmak sizin enerik, sağlıklı ve dinç olmanızı sağlar. Organların sağlıklı olmasını, pek çok hastalığın ilaçsız olarak atlatılmasını sağlar.

Kaynak: bayanlarbilir

Bitki Alemi kategorisinde yayınlandı. Leave a Comment »

Cilt lekesi için patates ve limon suyu

Cilt-lekesi-için-patates-ve-limon-suyu[1]
Cilt lekesi için patates ve limon suyu: koyu renkler ve diğer cilt sorunları, pahalı ve kimyasal dolu kozmetik ürünlerin tersine, bazı doğal ve ev yapımı karışımlar ile geçirmek mümkün. Cilt lekelerinin azalmasının ve yok olmasının en etkili yolu meyve ve sebzelerin suyunun dondurulması ile oluşan buz küpleri. Bu sizi biraz şaşırtabilir fakat deneyince göreceksiniz ki biraz patates suyu ve limonla yapılan karışımı buz küpleri şeklinde cildinize sürdüğünüzde cilt lekeleri, kararmalar, siyahlıklar yok olacak.
Limon suyunun özellikleri içinde cilt beyazlatma olduğunu daha önceki yazılarımızda yazmıştık, bu sefer patates suyunu ekleyerek oldukça etkili bir karışım elde ediyoruz. Hemen gerekli malzemeler ile devam edelim yazımıza.
Cilt lekesi için patates ve limon suyu için gerekli malzemeler: 1 adet orta boy patates, yarım su bardağı kadar nar taneleri, 1 adet buz kutusu, yarım limondan çıkan su. Gerekli malzemeleri temin ettiyseniz şimdi yapılışına geçelim.
Cilt lekesi için patates ve limon suyu yapılışı: Önce patatesi yıkayın ve dikkatlice soyun. Kabuklarını fazla derin kesmeyin. Daha sonra patatesi rendeleyin ve üzerine nar tanelerini ekleyin. Bir yemek kaşığı da su ekleyin. Katı narinciye sıkacağından geçirin ve homojen sıvı elde edin. Üzerine de yarım limon suyunu ekleyip karıştırın. Karışımımız hazır. Buz kutusuna bu karışımı doldurun ve buzluğa atın.
Cilt lekesi için patates ve limon suyu kullanımı: Buz küpünü alın ve cildinize yumuşak hareketlerle leke olan bölgeye uygulayın. buz eriyince parmaklarınızla cildinizi (özellikle lekelerin olduğu bölgeyi) yuvarlak hareketler çizerek 2-3 dakika ovun. Sonra soğuk suyla durulayın ve kurumasını bekleyin. Günde 1-2 buz küpünü siyah lekelerin olduğu bölgeye uygulayın en iyi sonucu 3.günden sonra göreceksiniz. Bu yöntemi düzenli olarak belirli aralıklarla uygulayın. Sağlıklı günler dileriz.

Bitki Alemi kategorisinde yayınlandı. Leave a Comment »

Tüm Hatalı Alanlarını Yok Etmiş Bir Bireyin Portresi…

mutlu-insanlar-ulkesi[1]

1)Bu insanlar, yaşamın her yönünü severler, şikâyet etmekle ya da olayların daha değişik olmasını istemekle vakit kaybetmezler.

2)Bağımsızlıklarına çok düşkündürler. Aileye güçlü bir sevgi ve bağlılık duymalarına rağmen, ilişkilerinde bağımsız olmaya özen gösterirler.
3 )Sevgi anlayışları, sevdiklerine hiçbir değeri zorla kabul ettirmemeyi gerektirir.

4)Onay aramak gereksinimleri yoktur. Övgü ve ödül talep etmezler.
5) Çok açık ve dürüst konuşurlar, çünkü vermek istedikleri mesajları, başkalarını memnun etmek için dikkatli sözcükler arkasına gizlemezler.

6)Gülmeyi ve başkalarını güldürmeyi iyi bilirler.

7)Kendilerini şikâyet etmeden kabullenirler. Fiziksel benliklerini, sahteliklerle gizlemezler.

8)Doğal yaşamı takdir ederler. Başkalarına eğlenceli gelmeyen şeylerden zevk alma yetenekleri vardır. Gün batımını izlemek, ya da kırlarda küçük bir gezinti yapabilmek, doğum yapan bir kediyi izlemek onlar için mükemmel bir şeydir ve şükran duyarlar.

9)Başka insanları çok iyi anlarlar ve asla şaşırıp şok olmazlar.

10)Hastalık hastası değildirler.

11)Gereksiz kavgalarda asla taraf olmazlar.

12)İnsanlar hakkında konuşmaz, insanlarla konuşurlar

13)Titizlik ya da düzenlilik gibi dertleri yoktur, verimli yaşamaya bakarlar. Organizasyon nevrozundan bağımsız oldukları için yaratıcıdırlar.

14)Bu insanların müthiş bir enerjileri vardır. Enerjileri doğaüstü değildir, yalnızca yaşamı ve yaşamdaki aktiviteleri sevmelerinin bir sonucudur.

15)Şiddetli bir merak duygusuna sahiptirler. Hep araştırır, yaşamlarının her anını kavramak isterler. Her insan, her varlık ve her olay, daha çok öğrenmek için bir fırsattır.

16) Başarısız olmaktan korkmazlar, hatta onu sevinçle kabul ederler. Bu insanlar, kendilerine zarar verecek duyguları yok etme ve kendilerine verdikleri değeri artıracak olanları doya doya yaşama yeteneğine sahiptirler.

17) Bu mutlu insanlar, asla kendilerini savunma gereksinimi duymazlar. Basitçe ‘her şey yolunda, biz yalnızca farklıyız. Anlaşmak zorunda değiliz’ derler. Bir tartışmayı, kazanma ve karşısındakini konumunun yanlışlığına ikna etme gereksinimi duymadan, burada keserler.

18) Değerleri dar değildir. Kendilerini tüm insan ırkının bir parçası olarak görürler. Daha çok düşman öldürmekten sevinç duymazlar.

19)Kahramanları ya da putlaştırdıkları insanları yoktur. Herkesi insan olarak görür ve hiç kimseyi kendilerinden önemli konuma getirmezler.

20)Başkalarının yeteneksizliği nedeni ile kazanmak yerine, zaferi kendi çabaları ile elde etmeyi yeğlerler.

21)Komşularının ne yaptığını fark etmezler, çünkü var olmakla meşguldürler.
22)En önemlisi bu insanlar ‘KENDİLERİNİ SEVERLER’. Kendilerine acımak, kendilerini reddetmek, kendilerine öfkelenmek için zamanları yoktur. Elbette sorunları vardır, ama sorunların onları duygusal paralizasyona götürmesine izin vermezler Tökezleyip düştüklerinde, tekrar ayağa kalkar ve sızlanmadan yaşamaya devam ederler.

23)Hatalı alanlardan bağımsız insanlar, mutluluğu kovalamazlar, sadece yaşarlar ve mutluluk onları bulur. Gerçekten nadir bulunan insanlardır, onlar için her gün mükemmeldir.

Kaynak kitap: Hatalı Alanlarınız Dr. Wayne W. Dyer

Ruhsal Büyüme... kategorisinde yayınlandı. Leave a Comment »