
1980. Tatil için ailece Bodrum’dayız. Bir Cuma günü öğle saatlerinde girdiğimiz dükkânın yaşlıca sahibi ezanı duyunca babama, “Evlât, dükkânı kapatmayım. Size çay söyleyim, ben namazdan dönene kadar dükkâna bakıverin” diyor.
Tam dükkânın kapısına gelip çaycıya seslenecekken bir an dönüp bize bakıyor ve çaycıya şöyle sesleniyor; “Oğlum, ordan 3 çay kap, ufaklığa da portakallı Oralet!” 4 Yaşındayım, Oralet’i daha çok seveceğimi düşünmüş olmalı. Oturup yaşlı amcanın namazdan dönüşünü bekliyoruz dükkânda. Hatta babam turistlere satış bile yapıyor 🙂
Yaşlı amca namazdan dönünce teşekkür ediyor, babamın yaptığı satıştan ona pay vermeye kalkışıyor. Babam gülüyor, gözleri 2 yatay çizgi, amcanın avcunu iki eliyle tutup kapatıyor. Dükkândan ayrılıyoruz, amca bizi kapıya kadar gelip uğurluyor…
Şimdi girdiğim her dükkânda, bizi tüm açılardan görecek şekilde yerleştirilmiş kameraları ve dibimizden ayrılmayan satış elemanlarını görünce o cuma gününe geri dönmek, tekrar yaşamak istiyorum… Tekrar…
Buket Topakoğlu Erkan









Yorum bırakın