KADIKÖY DERVİŞ BABA KAHVEHANESİ İHTİYAÇ LİSTESİ

12744111_10153456898166139_4162429222183741192_n[1]
Hepimiz heyecanlıyız, meraktayız. Neden mi?
Kar amacı gütmeyecek ve tek amacı yolda kalanların yola devam edebilmesini sağlamak için en büyük kaynağımız olacak kahvehanemizin açılması için. İhtiyaç sahiplerinin ücretsiz karınlarını doyurmaya; leziz çayları ile gönüllülerin can yoldaşı olmaya hazırlanıyoruz. Verdiğiniz her sipariş yine ihtiyaç sahiplerine gıda, burs,vs yardımlarına çevrilecek muhteşem bir dönüşüm gücüne sahip olacak hem de!
Kahvehanemizi açmaya var mısın?

Not: Almak kadar bu iletiyi paylaşmak da büyük yardım. Paylaşalım, güzelleşelim

İhtiyaçları ulaştırmak için Kadıköy Derviş Baba Facebook sayfasından görevlilere  ulaşabilirsiniz…

Kim Şanslı, Kim Şanssız?

12742325_1204182619599705_4153636458604416212_n[1]

Neden bazı insanlar inanılmaz derecede şanslıyken, diğerleri hak ettikleri olanaklara asla sahip olamaz? Bir psikolog, yanıtı bulduğunu söylüyor…

10 yıl önce, şansı araştırmaya başladım. Neden bazı insanların hep doğru zamanda doğru yerde olduğunu, diğerlerinin ise sürekli olarak şanssızlıklarla boğuştuğunu merak ediyordum.

Ulusal gazetelere ilan vererek, kendilerini her zaman şanslı ya da şanssız hisseden insanların benimle temasa geçmelerini rica ettim. Yüzlerce sıra dışı erkek ve kadın, araştırmam için gönüllü oldu. Yıllar boyunca, onlarla söyleşiler yaptım, yaşamlarını gözlemledim ve deneylere katılmalarını sağladım. Sonuçlar gösteriyor ki insanlar, neden şanslı ya da şanssız olduklarını tam olarak bilemeseler de, düşünceleri ve davranışları bu durumu büyük ölçüde açıklıyor.

Bir şans ya da bir fırsat gibi görünen durumları düşünelim… Şanslı insanların bu tür fırsatlarla sürekli karşılaşmalarına karşılık, şanssız insanlar bunlarla hiç karşılaşmazlar. Bu durumun, insanların söz konusu fırsatları fark etme yetenekleri arasındaki farklılıklardan mı kaynaklandığını bulmak için basit bir deney yaptım…

Hem şanslı, hem de şanssız insanlara bir gazete verdim ve onlardan gazeteyi iyice inceleyip içinde ne kadar fotoğraf olduğunu bana söylemelerini istedim. Gazetenin ortalarında bir yere, üzerinde şu not yazılı olan büyük bir mesaj yerleştirdim… “Deney görevlisine bunu gördüğünüzü söyleyin, 250 dolar kazanın!” Bu mesaj, sayfanın yarısını kaplıyordu ve yüksekliği 5 cm’in üzerinde olan bir fontla yazılmıştı. Herkesin yüzünü sabit bakışlarla süzüyordum. Şanssız insanlar bunu fark edemezlerken, şanslı insanlar hemen fark ettiler!

Şanssız insanlar, genel olarak şanslı insanlardan daha gergindirler. Bu endişeli ruh hali, beklenmeyeni fark etme yeteneklerine zarar verir. Sonuç olarak, fırsatları kaçırırlar çünkü başka bir şeyi aramaya aşırı odaklanmışlardır.

Partilere, mükemmel eşlerini bulma düşüncesiyle giderler ve bu yüzden de iyi arkadaşlar edinme fırsatlarını kaçırırlar. Belli iş ilanlarını bulmaya kararlı bir biçimde gazeteleri incelerler ve diğer iş olanaklarını kaçırırlar. Şanslı insanlar, daha rahat ve açıktırlar. Dolayısıyla, yalnızca aradıklarını değil, orada ne olduğunu da görürler.

Araştırmam, sonuç olarak şunu gösterdi…
Şanslı insanlar, dört ilke sayesinde şanslarını yaratırlar. Şans fırsatlarını yaratma ve fark etme konusunda beceriklidirler. Sezgilerini dinleyerek şanslı kararlar verebilirler, olumlu beklentiler sayesinde doğru çıkan tahminlerde bulunurlar ve şanssızlığı şansa dönüştüren esnek bir yaklaşım benimserler.

Çalışmanın sonuna doğru, bu ilkelerin, şansı yaratmada kullanılıp kullanılamayacağını merak ettim. Bir grup gönüllüden, bir ay boyunca, şanslı bir insan gibi düşünüp davranmaya yardımcı olacak egzersizler yapmasını istedim…

Çarpıcı Sonuçlar!

Bu egzersizler, şans fırsatlarını fark etmeleri, sezgilerini dinlemeleri, şanslı olmayı ummaları ve şanssızlığa karşı daha esnek olmalarında onlara yardımcı oldu. Gönüllüler, bir ay sonra döndü ve neler olduğunu anlattılar. Sonuçlar çarpıcıydı… Bu insanların % 80’i, artık daha mutluydu. Yaşamında daha çok tatmin oluyordu ve belki de en önemlisi, daha şanslıydı! Sonuç olarak, asla akla gelmeyecek “şans faktörü”nü bulmuştum.

Aşağıda, Profesör Wiseman’ın şanslı olmak için önerdiği dört temel ipucu bulunuyor…

– İçsel sezgilerinizi dinleyin, normalde doğru çıkarlar.
– Yeni deneyimlere ve normal rutininizi bozmaya açık olun.
– Her gün birkaç dakikanızı, iyi giden şeyleri hatırlayarak geçirin.
– Önemli bir toplantı ya da telefon görüşmesi öncesinde, kendinizi şanslı olarak hayal edin. Şans, çoğu zaman doğru çıkan bir tahmindir.

PROFESÖR RICHARD WISEMAN

Charlotte Gabayın Facebook sayfasından alınmıştır

Ruhsal Büyüme... kategorisinde yayınlandı. Etiketler: , . Leave a Comment »

SEVGİ VE SADAKATTE FEYZ ALMAMIZ GEREKEN 10 HAYVAN

1. PenguenlerPenguenler
Bu kuşlar Antarktika’nın aşırı soğuklarında yaşayan büyük kalpleri olan canlılardır. Hem erkek hem de dişi penguenlerin tek hayat meşgalesi yavrularıdır.

2. Kuğular

Kuğular
Kuğular hayatları boyunca birbirlerine sadık kalırlar. Aile yaşamları  şefkat, dostluk üzerine kuruludur.

3. Kartallar

Kartallar
Kartallar sadık olmaları nedeniyle Amerikanın milli amblemi olmuşturlar.

4. Gibongiller

Gibongiller
Bu hayvanlar son derece güçlü bağlara sahiptirler.

5. Albatroslar

Albatroslar
Erkeğin uzun vadeli «iş gezileri» ve dişinin şapşal ama sevgi ritüel dansları albatrosların görünüşte güçlü bir aşk tutkunu olduğunu gösteriyor.

6. Kurtlar

Kurtlar
Erkek kurtlar dişi kurtlara karşı son derece sevecen ve naziktirler. Sadece onları ölüm ayırabilir.

7. Kunduzlar

Kunduzlar
Kunduzlar son derece düzenli aile yapıları ile bilinir. Kunduzların uzun ve mutlu ilişkilerinin sırrı kadın partnerinin sonsuz bilgeliğinde yatıyor.

8. Üveyikler

Üveyikler
Bu kuşlar her zaman sevgi ve bağlılığın sembolü olmuşlardır.

9. Baykuşlar

Baykuşlar
Erkek baykuş bir yıla yakın zaman boyunca dişi baykuşdan ayrılmaz. Sonra bir yuva yapar ve dişi baykuşu bu yuvaya davet eder. Eğer yavruları olursa ailenin tüm bakımını erkek baykuş üstlenir.

10. Tilkiler

Tilkiler
Erkek tilki ve dişi tilkinin ailesinde dişi tilki ölürse erkek geri kalan hayatını tek başına geçirir.
Kaynak:
ofpof.com
kaynak: Özlem Çetinkaya -Hayalhanesi

Kendi Işığına Güvenen; Başkasının Parlamasından Rahatsızlık Duymaz…

12552562_1708696659407617_3455706700126974727_n[1]

Zencefilin Dört Farklı Kullanımı..

12651096_548531325313484_1761604213951523247_n[1]

Zencefilin Sağlığa Faydaları Mide Bulantısı: Hamilelik yaşamış kadınlar bilir, zencefil çayı hamilelikte görülen sabah bulantıları için en etkili ve en güvenli doğal çözümler arasında ilk sırada yer alır. Bu alanda yapılan araştırmalar zencefilin mide bulantısını geçirmedeki etkisini doğrular niteliktedir. Gebelik döneminde şiddetli mide bulantısı ve kusma atakları yaşayan kadınlar az miktarda zencefil ile olumlu sonuçlar elde edebilir. Üstelik mide bulantısı için alınabilecek ilaçlardan daha güvenli olduğu söylenir. Ancak hamilelikte zencefili tablet veya kapsül şeklinde kullanmayı düşünüyorsanız, tabletler gıda şeklinde alınan zencefilden daha güçlü olduğu için öncelikle doktorunuza danışmalısınız.

İltihap Önleyici: Zencefilde bulunan “gingerol” güçlü bir iltihap önleyicidir ve bu nedenle osteoartrit ve romatoid artrit gibi şiddetli ağrılara yol açan hastalıkların tedavisinde tüketilmesi önerilen bitkiler arasında yer almaktadır. Ayrıca yaşa bağlı eklem ağrıları, diz ağrısı gibi yaşlılıkta sık görülen ağrıların hafifletilmesine yardımcı olur.

Kolon Kanseri: Tüm dünyadan uzmanların katıldığı ve kanser üzerine yapılan araştırmaların tartışıldığı “Frontiers in Cancer Prevention Research” (2003) konferansında sonuçları açıklanan bir çalışmaya göre, düzenli olarak zencefil tüketimi veya zencefil takviyesi kullanımı, kolorektal (bağırsak, rektum veya her ikisi birden) kansere neden olan hücre yapısı değişimini baskılıyor ve tümörlerin büyümesini engelliyor. Ancak bu alanda zencefilin faydalarının tam olarak belirlenebilmesi için daha çok bilimsel çalışmaya ihtiyaç duyulduğunu belirtelim.

Yumurtalık Kanseri: Michigan Üniversitesi’nden Dr Rebecca Lui önderliğinde yapılan laboratuvar araştırmasında zencefilin ana bileşeni “gingerol” kanserli yumurtalık hücrelerinin sayısını azaltarak mevcut tümörlerin küçülmesini sağladığı belirlenmiş.

Hareket Hastalığı: Araç, uçak veya tekne tutması olarak da bilinen taşıt hareketi nedeniyle yaşanan mide bulantısına karşı zencefil kullanabilirsiniz. Bu konuda kusma, mide bulantısı gibi tekne tutması belirtileri gösteren 80 kişi üzerinde yapılan araştırmaya göre toz zencefil taşıt tutmasının yarattığı rahatsızlıkları azaltıyor.

Bağışıklık Sistemi: Vücut ısısını yükselten zencefil grip sırasında sağlıklı terlemeyi sağlayarak hastalığın vücuttan daha kısa sürede atılmasına yardımcı olur. Özellikle bulaşıcı hastalıkların yaygın olarak görüldüğü kış aylarında düzenli olarak zencefil çayı içerek bağışıklık sisteminizi güçlendirebilir ve hastalığa yakalanma riskini azaltabilirsiniz.

Astım: Son yıllarda astım ve astım tedavisi üzerine yapılan bazı araştırmalar zencefilde bulunan bazı bileşenlerin geleneksel astım ilaçları ile birlikte kullanıldığında ilacın etkisini artırdığı yönünde sonuçlara sahip.

Diyabet: Sidney Üniversitesi Eczacılık Fakültesi tarafından yapılan bir çalışamaya göre zencefil şeker hastalığının önlenmesinde ve tedavisinde kullanılabilir. Araştırmada zencefilin diyabeti önleyici ve tedavi edici etkisinin insülin üretimi ve kullanımıyla, karbonhidrat ve lipidin sindirimi sırasında kullanılan enzimler üzerindeki olumlu etkisinden ileri geldiğinin altı çiziliyor. Aynı araştırmada 30 gün boyunca günde 3 gram zencefil tozu tüketen şeker hastalarının kan şekeri, trigliserid, toplam kolesterol ve LDL kolesterol seviyelerinde önemli düşüşler tespit edilmiş.

Ağrılı Adet Dönemi: Zencefil tıpta “dismenore” adı verilen çok şiddetli adet dönemi ağrılarını hafifletir. Zencefilin bu faydası konusunda İslami Azad Üniversitesi (Pakistan) tarafından yapılan araştırmanın sonuçlarına göre adetten 3 gün önce zencefil kapsülü kullanmaya başlayan kadınların %83’ü adete bağlı olarak yaşadıkları ağrıların hafiflediğini belirtmiş. –

kaynak: Herşeyden önce sağlık

Bitki Alemi kategorisinde yayınlandı. 5 Comments »

Bir Şamandan Sağlıklı Yaşam Reçetesi

şamanizm-tarihi[1]

Kalbinizden Nefes Alıp Verin

Nefes alıp vermek, enerjiyi dönüştürmenin en basit yollarından biridir. Bu alıştırmayı, gün boyunca yapabilirsiniz: Ellerinizi kalbinizin üstüne koyun ve nefes alıp verirken kalbinizin hareketini hissedin. Bu, sakinleştiricidir ve dünyaya sevgi, huzur ve uyum enerjisi yollar.

Aynaya Bakın

Mücadele gerektiren bir duruma tepki vermeden önce bir aynadaki yansımanıza bakarak duygu ayarı yapın. Hiç kimse kendini zehirli bir tarzda hareket ederken görmek istemez. Size aptalca gelebilir ama bu düşüncenin sizi durdurmasına izin vermeyin. Kendimizi fazla ciddiye almak, negatif düşüncenin nedenlerinden biridir.

İfade Edin; Yollamayın

Stres, daha sonra pişman olabileceğimiz tarzda davranmamıza yol açabilir. Sorunlu duygulara sahip olmak normaldir ve hislerinizi tanıyıp kabullenmek önemlidir. Yalnızca enerjiyi kendinize, başkalarına ve dünyaya bir “zehirli ok” gibi göndermemeye dikkat ediniz.

Sevdiğiniz Birinin Yüzünü Düşünün

Duygularınızın ardındaki enerji tüm canlılara yayılır. Duygularınızın ardındaki enerji tüm canlı varlıklara yayılır. Sizin için sorunlu olan duyguları tetikleyen biriyle karşılaştıysanız, sevdiğiniz birini düşünün ve size meydan okuyan kişinin siması yerine sevdiğiniz kişinin simasını koymaya çalışın. Örneğin, bir küçük yavru kedinin siması veya sevdiğiniz bir çiçeğin imgesi ile de çalışabilirsiniz.

Sözlerinize Dikkat Edin

Düşünceleriniz ve duygularınız gibi sözleriniz de içinde yaşadığımız dünyayı ve deneyimlerinizi değiştirme gücüne sahiptir. Bu, yüksek sesle başkalarına söylediğiniz sözler kadar sessizce kendinize söyledikleriniz için de geçerlidir.

Kendinize iyi bir insan olmadığınızı söylemekteyseniz bu gerçekliği tezahür ettirmeye başlarsınız. Zihninizi olumlu sözcüklerle doldurun ki hayatınız da olumlu yönde açılıp genişlesin. “Abrakadabra” kelimesi, Arami dilinde “Konuştuğum üzere yaratacağım” anlamına gelen “Abraq ad habra” cümlesidir. Çocukken, ne anlama geldiğini bilmeksizin, kim bilir ne kadar sık söylemişizdir bu cümleyi.

Başkalarında Tanrısallığı Görün

Istırap çektiğini algıladığınız kişilere acımayınız; bu, onları yalnızca daha da derin bir ıstıraba sevk eder. İnsanları kendi ilahi ışıkları ve kusursuzlukları içinde gördüğünüzde, zorluklarıyla başa çıkmak için ihtiyaçları olan kuvveti onlara vermeye yardımcı olursunuz. Algılamanın gerçekliğinizi yarattığını unutmayın.

Doğayla Bağlantı Kurun

Bizler doğanın birer parçasıyız. Stres durumunda olduğumuzda doğanın temel unsurlarından –toprak, hava, su ve ateş (güneşteki gibi)– beslenmemiz kesilir ve gerçekten hastalanabiliriz. Doğa, en büyük şifacıdır. Sık sık zaman yaratıp doğal dünya ile bağlantıya geçin.

Suyla İyileşin

Suyun yaşam gücü acılarınızı yıkayıp götürebilir ve en basit faaliyetlerin bile şifa verici bir etkisi vardır. Ellerinizi yıkarken, duş alırken veya yağmur altında ıslanırken negatif enerjinin sizden uzaklaştığını ve ışığa dönüştüğünü imgeleyin.

Kendinizi Işıkla Koruyun

Birinin size psişik açıdan saldırdığını veya enerjetik açıdan düşmanca davrandığını hissederseniz, etrafınızı saran koruyucu bir ışık imgeleyin. Bazıları bunu beyaz bir enerji alanı olarak düşünmektedir; ben ise şeffaf ve mavi bir yumurtanın içinde olmak şeklinde imgeliyorum. Size uygun rengi bulmaya çalışın. Bu sizi, size doğru yollanan zararlı enerjilerden koruyacaktır.

Sevgiyle Yanıt Verin

Başkalarından gelen negatif ve zehirli enerjilerin alıcısı olmanız gerekmez. Sevgiyle almak istemediğiniz enerjiyi geri çevirebilirsiniz. Sevgiyle yanıt vermek ise bir saldırı pozisyonu almanızı ve daha çok negatif enerji yaratmanızı önleyecektir. Şifa veren tek şey sevgidir.

Sandra İngerman
Çeviren: Yasemin Tokatlı.

kaynak: oktay gürsoy

HİÇ BAKIR BARDAKTA SU İÇMENİN FAYDASINI DUYDUNUZMU .BELKİ İLK DEFA DUYANLAR OLACAKTIR KİMİNİZ İSE AAA HAYRET DİCEK.

12540950_960576817330627_5961268192665755778_n[1]

HİÇ BAKIR BARDAKTA SU İÇMENİN FAYDASINI DUYDUNUZMU .BELKİ İLK DEFA DUYANLAR OLACAKTIR KİMİNİZ İSE AAA HAYRET DİCEK.

Su içmek yararlı, bakır bardakta su içmek çok daha yararlı! İşte bakır bardakta su içmenin faydaları…

Hindistan’da yüzyıllardır kabul edilen ve Vedik kültürünü esas alan bir doğal şifa yöntemi vardır. Bu yönteme ayurveda ismi verilir. Ayurveda bir yaşam tarzıdır ve içinde bilincimizi yükselten, genel sağlık halimize olumlu özellikler kazandıran, yaşlanmayı geciktiren, aromaterapi barındıran bir sistemdir.

Ayurveda sistemine göre temel sıvı kaynağımız olan su, bakır bardakta içilirse, çok şifalı olduğuna inanılır. Eğer direkt olarak bakır kaptan su içmek istemiyorsanız, 8 saat bakır kabın içinde beklettiğiniz suyu, cam bardaklara dökere de içebilirsiniz. Ayrıca kullandığınız bakırın kalaylanmış ve steril olmasına dikkat edin.

İşte bakır bardakta su içmenin faydaları…

Bakır oligodinamik yapısıyla, bakterileri öldürebilme özelliğine sahiptir. Suyu arındırıp temizler ve sterilize hale getirir. Bakır kaplar, bazı ülkelerde suyu sterilize etmek amacıyla da kullanılır.

bakır bardakBeynimiz, verileri ileten sinir taşıyıcıları ile görevini yerine getirir. Bu iletkenler miyelin adı verilen ve beyindeki nöron akışını hızlandıran bir maddeyle kaplıdır. Bakır, bu akışları hızlandırmaya yardımcı olarak beynimizdeki veri alışverişini hızlandırır ve etkili düşünmemizi sağlar.

Vücuttaki bakır seviyesinin eksikliği tiroid bezlerinin düzenli çalışmasını engeller ancak bakır, tiroid bezinin fonksiyonlarını yerine getirmesi için ihtiyaç duyduğu önemli minerallere sahiptir. Bunu da bakır bardakta içtiğimiz suyla elde edebiliriz. Bakır bardaktan su içildiği zaman vücuttaki olası mineral eksikliği önemli ölçülerde giderilir ve salgı bezinin fonksiyonları düzenli bir hale gelir.

Aynı zamanda ayurvedik düşünce ve sağlık sistemine göre bakır kapların suya pozitif elektrik yükleme özelliği vardır ve bu pozitif elektrik vücudun sinirsel anlamda dengelenmesini sağlar ve hayata daha pozitif bakmamızı sağlar. Bakırın özelliğini alan su, içildiğinde kireçlenme ve romatizma gibi eklem ağrılarını hafifletme özelliği de bulunur.

Melanin vücudu koruyup ciltteki yaraların daha hızlı iyileşmesini sağlar, akne ve kızarıklıkların önüne geçer. Melanin üretimi açısından oldukça etkili olan bakır, bu maddenin oluşmasını sağlar. İçtiğiniz suya temas ettiği için, bakırın doğrudan bu özelliğinden de faydalanabilirsiniz.

kaynak: sağlıkla kal facebook sayfası

Fatoş Pabuccu Tuncay

Bitki Alemi kategorisinde yayınlandı. 1 Comment »

Daha Hızlı Yaşlandıran 6 Alışkanlık

yaşlılık[1]

Stres ve depresyona maruz kalmak olduğunuzdan daha erken yaşlanmanıza sebep olabilir. Bunun için, negatif hislerinizi kontrol etmeyi ve kendi sağlığınızı korumak için öncelikleri belirlemeyi öğrenmelisiniz.

Zamanın geçmesine ve yaşlanmaya ne yazık ki engel olamıyoruz, fakat bunun sizi ne kadar etkilediği günlük alışkanlıklarınızla da bağlantılı. Bazı insanlar pahalı krem kullanmayı, yaşlandırmayı geciktirici ve kırışıklıkları önleyici tedaviler uygulamayı seçiyor, peki ya size yaşlanmayı geciktirmenin daha kolay yöntemleri olduğunu söylesek?

Bugünkü yazımızda size daha hızlı yaşlanmanıza sebep olacak 6 günlük alışkanlıktan bahsedeceğiz. Hazır mısınız?

1. Beslenmeniz Ne Durumda?

hamburger

Tabii ki de bazen yemek yapmaya zamanınızın olmadığı doğrudur. Belki iş yüzünden, belki günlük sorumluluklarınız yüzünden ya da belki de günün temposu ve karmaşası yüzünden hızlıca elinize bir şeyler alıp karnınızı doyurmak zorunda kalıyorsunuz. Günümüzde insanların çoğu belki de bu sebepten dolayı önceden pişirilmiş, dondurulmuş veya mikrodalgada ısıtıldığında hemen hazır hale gelecek yiyecekleri yemeyi tercih ediyor.

Başka yaygın bir durum ise, genellikle stres ile alakalı, yemeklerimizi tatlandırıcılarla, yağlarla, tuzla, etle, işlenmiş unla veya şekerle süslüyoruz. Bu maddeler tabii ki de tatmin edici, fakat aynı zamanda enflamasyona, kilo alımına ve kötü kolesterol seviyesinin yükselmesine yol açıyorlar.

Bütün anlattıklarımız günümüz dünyasında çok fazla görülen durumlar, fakat bu şekilde nasıl kötü ve zayıf bir beslenmenin sağlık problemlerine ve erken yaşlanmaya yol açabileceğini görüyoruz. Vücuttaki toksinler metabolizmanızı değiştirebilir; sıvı birikimi vücudunuzun kendi kendine düzgün bir şekilde detoks yapamaması demektir; bunlar da mat, yıpranmış ve sağlıksız bir cilde sahip olmamıza sebep olur. Yani daha çabuk yaşlanırız.

Peki o zaman çözüm nedir? Güzelliğinize güzellik katacak sağlıklı beslenme alışkanlıkları için sizi bilgilendirmek istiyoruz. Bu sağlıklı yiyeceklerdeki antioksidanlar vücudunuzun serbest radikallerden korunmasına yardımcı olacak ve zaman ile savaşacak. Portakal, limon, ananas ve çilekten oluşan doğal meyve suları içmeye çalışır. Her gün zengin, çeşitli ve bol malzemeli salatalar hazırlayın, içine sebzeler, yağsız et, balık ve kuru yemişler ekleyin… Tuza ve şekere de elveda demek mecburiyetindesiniz. Aynada farkı ancak bu şekilde göreceksiniz!

2. Güneşte Dikkatli Olun

güneş

Eminiz ki hepiniz güneşi çok seviyorsunuz, özellikle de yaz aylarında. Fakat güneşe maruz kalırken aynı zamanda belirli zaman aralıklarında dikkatli olmak cildinize zarar vermemek açısından, yeterli miktarda güneşe çıkmanız da D vitamini alımınız için çok önemli.

  • Güneş ışığına maruz kalmak yaşlanma sürecini hızlandırır ve güneş koruyucu kullanmadan sürekli olarak güneşe maruz kalmanız da cilt sağlığınızın baş düşmanıdır.
  • Günlük cilt bakımınıza herhangi bir çeşit güneş koruyucusunu eklemenizi şiddetle tavsiye ediyoruz. Piyasada son dönemlerde makyaj ürünlerinin veya losyonların içine güneş koruyucusu konarak oluşturulan harika ürünler var. Bir çok seçenek arasından ihtiyacınız olan korunma yöntemini seçebilirsiniz.

3. Stres ve Negatif Duygular

gözyaşı

Uzun bir dönemde ve sürekli olarak acı çekmek kesinlikle yaşlanmanızı hızlandırır. Bu kulağa abartı gibi geliyor olabilir, fakat farkında olmanız gereken çok gerçek bir durumdur:

  • Uzun süreli stres, her gün olmaya başladığında kronik bir hale dönüşür ve bütün hayat standardınızı etkileyerek düşüşe yol açar. Zaman geçtikçe basit şeylerden zevk almak imkansız bir hale gelir, sevdiklerinizle vakit geçirmekten bile hoşlanmaz olursunuz veya gerçekten mutlu olabileceğiniz bir durumda mutluluğu hissedemezsiniz.
  • Eğer mutsuzluğunuz ve acınızla başa çıkmakta zorluk yaşarsanız, sağlığınız bundan zarar görecektir. Depresyon her zaman fiziksel problemlerle birlikte gelir, örneğin; migren, sindirim bozuklukları ve kas – iskelet ağrıları. Fiziksel ve duygusal acının bu birleşimi, sizin yaşlanmanızı karşı konulamaz bir şekilde hızlandıracaktır.
  • Stres seviyenizi kontrol altında tutmayı öğrenmeyi deneyin. Kendinize öncelikler koyarak, umutlarınız, hayalleriniz ve heyecanlandırıcı projeleri ön plana alarak, sakin ve barışçıl bir hayat sürerek pozitif duygularınızı körükleyin. Eğer bu tip şeyleri ön plana çıkartarak hayat kalitenizi yükseltirseniz, içinizdeki dengenin dış güzelliğinize de yansıdığını göreceksiniz.

4. Her Zaman Cildinizi Nemli Tutmaya Özen Gösterin

su

Gün boyunca kaç bardak su içiyorsunuz? Nem dengesini korumak vücut ve cilt sağlığı için çok önemli, tabii ki genel sağlık durumunuz için de. Su sayesinde vücudunuz en iyi durumunda fonksiyonunu sürdürür, erken yaşlanmaya ve enflamasyona sebep olabilecek toksinlerden ve zararlı maddelerden kendini arındırır.

Su çok önemli olduğu için, günde 6-8 bardak arası su tüketmelisiniz. Eğer tadını sevmiyorsanız, birazcık limon suyu ekleyin. Çok lezzetli olacaktır!

5. Monotonluktan Bunaldınız mı? Rutininizi Değiştirin!

gözlükKolay olmadığını biliyoruz. Hepimizin günlük yapması gereken zorunlulukları var, fakat günlük rutininizi değiştirmek monotonluğun yol açtığı bunalmışlıktan kurtulmak için vazgeçilmez bir seçenek. Öğrenmeyi ve gelişmeyi tetiklemeyen monotonluk vücut ve beyin aktivitelerinizin daha yavaş gerçekleşmesine yol açar.

Hayatınıza heyecanlı birkaç dokunuş katmamanız, moralinizi yerlerde hissettirebilir, motivasyonunuzu düşürebilir. Beyin genç ve sağlıklı kalmak için günlük aktivasyonlara ihtiyaç duyar. Bu yüzden, sadece kendiniz için günde 2 saat ayırın. Yürüyüşe çıkın, internet üzerinden bir kursa kayıt olun, kitap okuyun, hafif rüzgarın tadını çıkarın… ve hatta yeni maceralara yelken açabileceğiniz yeni yerlere heyecanlı geziler düzenleyin. Tecrübe, öğrenme ve zihinsel zenginleşme sizi canlı ve genç tutacaktır.

6. Peki ya Uykularınız Ne Durumda?

uyku

Sessiz ve dinlendirici bir uyku sabah dinlenmiş hissederek uyanmanızda ve canlı görünmenizde çok önemli bir role sahiptir. Yeterli uykuyu alabilmek için aşağıdaki önerileri kulak ardı etmeyin:

  • Hafif bir akşam yemeğini yatağa gitmeden en geç 2 saat önce yiyin.
  • Yatmadan 2 saat önce bilgisayarınızı ve telefonunuzu kapatın.
  • Yarım saat boyunca yürüyüş yapın.
  • Sıcak bir duş alın.
  • Melisa veya gülsuyu içeren bir çay için.
  • Düşüncelerinizi rahatlatacak ve uykuya kendiliğinden gitmenize yardımcı olacak bir kitap okuyun.

Bu basit ipuçlarını şimdiden uygulamaya başlayarak hayatınızın kalitesini yükseltin ve keyfini çıkarın. Bu ipuçlarının zamanın acımasızlığını daha nazik bir hale getirdiğini göreceksiniz.

Sadece Üç Malzemeli Güçlü Antiviral İçecek

Vücudunuz her gün virüs, bakteri ve mantarlardan kaynaklanan enfeksiyonları kapabileceği birçok faktöre ve duruma maruz kalmaktadır. Vücudunuzda bir bağışıklık sistemi vardır ki bu da mikro-organizmaların yaratabileceği sağlık problemleri konusunda yetki sahibidir.

Hareketsiz yaşam tarzı, sağlıksız beslenme, iklimdeki ani değişiklikler veya fiziksel aktivite yoksunluğu gibi durumlar, bağışıklık sistemini zayıflatarak onu mikro-organizmalardan kaynaklı hastalıklara karşı daha savunmasız kılabilir.

Belirli bazı yiyeceklerden alacağınız besleyiciler, güçlü bir bağışıklık sistemi için anahtar niteliğindedir; bu sayede vücudunuz viral hastalıklara karşı daha dirençli olacaktır. Bağışıklık sisteminin doğru beslenmeye ihtiyaç duyduğunu unutmamalısınız. Aşağıda vereceğimiz tarif, bağışıklık sisteminizin güçlü olabilmesi, ve her tür enfeksiyonla savaşabilmesi için birbirinden güçlü üç besini içeren antiviral bir içecektir.

Bu Gizli Antiviral İçecek İçin Malzemeler Nelerdir?

İnanması zor olsa da, bu gizli antiviral içecek, çok faydalı olduğu bilinen ve yaygın olarak kullanılan üç besin maddesinden yapılmaktadır: limon, zencefil ve bal.

Limon

4-limon

Limon, C vitamini içeriği ile ün salmış bir meyvedir; ancak bunun yanı sıra güçlü bir antibiyotiktir ve beyaz kan hücrelerini aktive etme özelliği sayesinde bağışıklık sistemini güçlendirir. Bu meyve, özellikle solunum yolu ile ilgili yüksek miktarda virüs ve bakteri ile savaşta etkili olan, antibiyotik ve antiviral özelliklere sahiptir.

Zencefil

Zencefil kökü, anti-enflamatuar oluşu ve mukolitik eylemlerinden kaynaklı tıbbi özellikleri sayesinde gitgide daha popüler hale gelmektedir. Bu faydalarına ilaveten zencefil, yüksek miktarda antioksidan içermektedir. Bu bitki, vücudun bağışıklık sistemini uyarmaya yardım edicidir ve soğuk algınlığı, grip, öksürük veya astım gibi birçok hastalığa sebep olan virüs ve bakteri ile savaşta oldukça etkilidir. Mukolitik eylemi, mukus salgısını teşvik edicidir, böylelikle öksürük ve boğaz ağrısı gibi semptomların iyileştirilmesi açısından harikadır.

Tıp dilinde ayrıca, anti-bakteriyel, anti-fungal, anti-toksin, anti-histamin ve anti-enflamatuar özellikleri ile bilinmektedir.

Arı Balı

bal

Yakın zamanda yapılan araştırmalar arıdan elde edilen balın soğuk algınlığı ve gribe neden olan virüs ve bakterilere karşı savaşabilecek güçlü antibiyotik özelliklere sahip olduğunu göstermektedir. Bu besin ayrıca, yıllardır solunum yolu ve viral rahatsızlıkların tedavisinde de kullanılagelmiştir.

Yine aynı araştırmalar, balın balgam sökücü özelliği olduğunu vurgularlar; bu özellik de balı, zayıf bağışıklık sistemi sebebiyle karşılaşılan astım ve diğer solunum yolu problemleri tedavisinde kullanılması için ideal kılmaktadır.

Antiviral Limon, Zencefil ve Bal İçeceği

Bu üç içeriğin antiviral faydalarından söz ettiğimize göre şimdi sıra vücudumuzun savunma mekanizmasını arttırıcı, bu sayede de alerji veya viral enfeksiyonlar sebebiyle oluşabilecek solunum yolu problemlerini engellemeye yardımcı, bu güçlü antiviral içeceği hazırlamaya geldi.

Bu üç faydalı malzemeyi her zaman elinizin altında bulundurmanızda yarar var, çünkü bunlar her an karşılaşabileceğiniz soğuk algınlığı, grip ve çeşitli solunum yolu alerjilerine karşı oldukça etkilidirler.

Malzemeler

  • İki büyük limon (soyulmamış),
  • Yarım zencefil kökü,
  • 200 ml organik arı balı (8 yemek kaşığı).

Hazırlanışı

  • Öncelikle limonları su ve sirke solüsyonu ile güzelce yıkayın ve muhtemel tüm böcek ilacı kalıntılarından kurtulmalarını sağlayın. Limon, kabuğu ile birlikte kullanılmalıdır çünkü C vitamini içeriğinin yanı sıra diğer tüm besleyici içeriklerinin büyük kısmı kabuğunda bulunmuştur.
  • Zencefil kökünü güzelce yıkayın, küçük parçalara ayırın ve böldüğünüz limonlarla birlikte karıştırıcıya atın. Son olarak, tavsiye edilen miktarda balı da ilave edin ve tüm malzemeler tamamen karışıncaya kadar karıştırmaya devam edin.
  • Hazır olduğunda karışımı cam bir kavanoza koyun ve ağzını kapatarak buzdolabında muhafaza edin.
  • Eğer karışım buzdolabında uzun süre beklerse bal kristalleşmeye başlayacaktır. Bu durumda benmari yöntemi ile eritmek, ziyan olmasını engellemek açısından iyi bir fikir olacaktır.

Tüketimi:

13 yaş ve üzeri bireyler için, bu karışımdan her gün bir yemek kaşığı tüketmek idealdir. Çocuklar sadece günde bir çay kaşığı tüketmelidirler. Dilerseniz karışımı sıcak suda, çay içerisinde veya diğer herhangi bir sıcak içecekte çözerek de tüketebilirsiniz.

İzin Ver Öğrencin Olayım…

12744385_10204893976063122_3180065216356070369_n[1]

Karikatür kategorisinde yayınlandı. Etiketler: . Leave a Comment »

Bahane Arıyorum Demiyo Da…

12733621_1000896123304377_5660525968587805708_n[1]

Karikatür kategorisinde yayınlandı. Etiketler: . Leave a Comment »

PARAYLA İLGİLİ KÖR İNANÇLARINIZI TANIYIP ONLARDAN KURTULUN

essu_1354198041127[1]

Bu yazıda bereketin size akmasını durduran şeyin ne olduğunu ve artan yüksek miktarlardaki parayı almaya nasıl açık olabileceğinizi öğrenebilirsiniz.

1. Parayla ilgili engelleyen inançlarınızı tanımlayın
Eğer paranın hayatınıza serbestçe akmasına izin vermiyorsanız, bu her zaman parayla ilgili engelleyen inançlarınız olduğu anlamına gelir.
Bilinçaltınıza ailenizden ve öğretmenlerinizden sıkça tekrar edilmiş kalıpları alırsınız ve böylece bunlar inanca dönüşürler.
Çocukken anne babanızın, öğretmenlerinizin ve diğer otorite figürlerinin hep doğru olduğunu düşündünüz ve böylece fikirlerinin geçerliliğini sorgulamadınız ve hepsini gerçek saydınız. Sıkça tekrar edilen görüş ve kalıpları bilinçaltına aldınız ve hayat deneyiminiz de sahip olduğunuz inançların yansıması haline dönüştü.
Bu tarz inançları tanımlayabilmek için çocukken anne babanızın parayla ilgili hangi görüşlere sahip olduğunu hatırlamanız gerekir. Varlıklı insanları eleştirirler miydi? Genellikle almaya güçlerinin olmadığını mı tekrar ederlerdi? Borçlardan ve bozuk maddi durumdan mı bahsederlerdi? Bütün bunlar bilinçaltınızın derinliklerinde bulunan muhtemel engelleyen inançlar olabilir.
Bu inançları bulup çıkartmak zaman alabilir ancak bu zamana değer. Finansal durumunuz buna bağlıdır. Bunları bir kez açığa çıkardığınızda paranın hayatınıza serbestçe akmasını da sağlayacaksınız.
Sıkça tekrar edilen ifadeleri hatırladığınızda bunları yazın ve yüksek sesle okuyun. Okuduğunuz ifadeye cevap olarak karnınızda negatif bir his oluşuyorsa bu sahip olduğunuz engelleyen bir inancı açığa çıkardığınızı gösterir.
Şimdi bu engelleyen inancı düşünmeye çalışın. Bu inanca sahip olmanın faydası var mı? Bu inancın bereketin akışını engellediğini ve işe yaramaz olduğunu anlamaya çalışın.
Sahip olduğunuz bu inancın başlangıçta size ait olmadığını anlamanız gerekir. O yalnızca anne babanıza veya öğretmenlerinize ait sıkça duyduğunuz bir görüştü ve sonuç olarak bilinçaltınız onu kabul etti.
Anne babanızın sizin yalnızca iyiliğini istediğini anlamalısınız. Onlar da anne babalarından böyle görmüşlerdi ve o yüzden size doğru bir şey öğrettiklerini zannettiler. Bu tarz ifadelerin size zarar vereceğinin farkına varamadılar.
Anne babanızı maddi bereket konusundaki bilgi eksikliğinden dolayı tamamen bağışlamalısınız. Öğretebilecekleri en iyi şeyi öğrettiler o yüzden onlardan aldığınız tüm güzel dersler için takdir edici olun ve çok iyi olmayan dersler için de anlayış gösterin.
Anne babanızı tamamen bağışlayıp onların kıymetini bildiğinizde kısıtlayan inancı da sonsuza dek çözmüş olacaksınız. Şimdi yapacağınız tek şey bereket ile ilgili pozitif bir olumlama söylemek.

Bu olumlamalar şöyle olabilir:Para hayatıma kolayca ve sıkça akıyor.
Farklı kaynaklardan artan miktarlarda para kazanıyorum.
Her gün para kazanma fırsatları ile karşılaşıyorum.
Para kazanmak benim için çok kolay.

Ben şimdi paramı akıllıca kazanıyor, biriktiriyor, harcıyor ve yatırıma dönüştürüyorum.
Parayı bollukla kazanmayı hak ediyorum.
Bir mıknatıs gibi parayı çekiyorum.
Hayatımın işini yaparak büyüyor ve gelişiyorum.
Hayal ettiğimden daha fazla sevgi, mutluluk ve paranın hayatıma girmesine izin veriyorum.
Hem para kazanıp hem de kendimi eğlendirmeyi hak ediyorum.
Tüm dünyanın parasını ve kendi paramı onurlandırıyorum.
Para benim dostumdur.
Para yaşamımda özgürce ve sürekli dolaşıyor.

2. Para akışı tıkanıklıkları için evinizi kontrol edin.

Giriş kapısında, yüzünüzü kapıya dönmüş olarak durduğunuzda evin sol karşı köşesinde ne olduğunu kontrol edin.
Eğer eviniz yoksa ve bir kiralık bir odada yaşıyorsanız, yine aynı şey geçerlidir. Kapıda durun ve içeriye bakarken sol karşı köşede ne olduğuna bakın. Bu köşenin ne içerdiğine bakın.
O köşede bir dağınıklık görüyorsanız orayı mümkün olduğunca çabuk temizlemelisiniz. Para bölgesindeki dağınıklık para akışını tıkar.
Bu bölgeye koyacağınız bazı para sembolleri ile burayı güçlendirin. Bu semboller (Çin paraları, içi para dolu bir kap gibi) geleneksel bereket sembolleri veya size özel semboller olabilir.
Bozuk veya tam çalışmayan şeyleri tamir edin. Böyle şeyler de para akışını tıkar.
Para bölgesi aynı zamanda hayal panonuzu veya maddi olarak arzuladığınız şeylerin resmini koyabileceğiniz harika bir yerdir.
Buraya yeşil veya mor renkli şeyler koyun. Mor çiçekler olabilir veya mor ve yeşil resimler. Yeşil gelişmeyi, mor bereketi sembolize eder. İkisi beraber artan bereketi sembolize eder.
3. Kullandığınız dile dikkat edin
Hiçbir zaman yoklukla ilgili konuşmamalısınız, hangi gerekçe ile olursa olsun. Bu konuda şaka bile yapmamalısınız. Yokluktan bahsettiğinizde yokluğu düşünürsünüz ve yokluğun zihinsel bir görüntüsünü yaratırsınız. Ve sonuç olarak da yokluğa sahip olursunuz.
Maddi durumunuzdan yalnızca olumlu şekilde bahsedin. Eğer paranız yoksa, paranın hayatınıza gelmekte olduğunu ve ihtiyacınız olduğunda paranızın hep olduğunu söyleyin.
Başta yalan gibi görünebilir ancak zamanla bereketle ilgili bu pozitif ifadelere alışacaksınız ve hayatınızda artan bir para akışı deneyimleyeceksiniz.
4. Seçici odaklanmayı uygulayın
Yoklukla ilgili sembollere ve görüntülere bakmayın çünkü yokluk hayatınıza yansır. Daima bolluk bereket ile ilgili sembollere bakın.
Bahçedeki çiçeklerin bereketine, gökyüzündeki yıldızların bolluğuna, lüks arabalara veya zengin insanlara odaklanın. Birçok bereket sembolü vardır. Bu sembollere sürekli olarak odaklandığınızda, yüksek bir titreşim yaymaya başlayacaksınız ve bu da size daha bol para akışını açacak.
Yoklukla ilgili sembolleri tamamen göz ardı edin. Onlara hiç dikkat etmeyin ve bu şekilde yokluğu hayatınıza davet etmemiş olacaksınız. Genel olarak, hayatınızda görmek istediğiniz şeye odaklanın.

5. Bolluk içindeki insanların arasında olun
Eğer tüm arkadaşlarınız parasızsa sizin de maddi zorluklar yaşıyor olmanız sürpriz olmaz. Yalnızca varlıklı en azından borcu olmayan insanların arasında olun. Bu tanıma uyan hiçbir arkadaşınız ya da akrabanız yoksa, maddi durumunuzu yoluna koyana kadar yalnız kalın. Böylece maddi bolluk içindeki kişileri çekmeye başlayacaksınız.
Parasız insanları dışlamak istemeyebilirsiniz ancak parasızlıktan şikayet ederek size verdiği zararları düşünün. Zihninize yokluğun resimlerini işliyorlar ve bu da sizin gerçeğiniz olarak hayatınıza yansıyor.
Sizin için hangisinin daha önemli olduğunu düşünün. Varlıklı olmak ve kendinizi özgürleştirmek mi yoksa şikayet eden arkadaşlarla nefret ettiğiniz bir işe yapışıp kalmak mı? Bu tamamen sizin seçiminiz.

6. Çevrenizde daha fazla para kanıtı yaratın
Sahip olduğunuz tüm ucuz şeylerden kurtulun ve sadece kaliteli olanları bırakın. Sıkça alışverişe gitmemelisiniz çünkü böylece yokluk enerjisi yayan birçok ucuz şey alabilirsiniz. Az alın ancak zenginliği sembolize eden daha kaliteli ürünler alın.
Yüksek fiyatlı eşyalara sıcak bakmıyorsanız bu fikrinizi değiştirme zamanı. Bu o ürünlerin ne olduğuyla ilgili değil, onların değeri, fikri ve markası ile ilgili. Siz bir zenginlik sembolü alıyorsunuz. Bu eşyalara sıcak bakmıyorsanız, onlar sizin için hiçbir zaman alınabilir olmazlar.

7. Bereket titreşimine geçin
Titreşiminizi yükseltin ki bereketle aynı titreşimde olabilin. Yalnızca pozitif şeylere ve bereket sembollerine odaklanın, olumlu konuşun ve hiçbir zaman nefret, kıskançlık, güçsüzlük gibi düşüncelerin içine girmeyin, çünkü bunlar negatif görüntüleri hayatınıza çekerler.

8. Para konusunda kendinizi iyi hissedin
Birisi para konusunu gündeme getirdiğinde, kendinizi nasıl hissediyorsunuz? Duymaya istekli misiniz, hevesli misiniz, heyecanlı mısınız? Ya da korku, endişe, kafa karışıklığı ve acizlik mi hissediyorsunuz? Bunlar finansal çekim noktanızı gösteren çok farklı titreşimlerdir.
“Kara gün” için para biriktirmemelisiniz çünkü böyle yaparak paraya doğru çok negatif (korku ve acizlik içeren) enerji yönlendirirsiniz. Bunun yerine parayı fırsatlar için bir kenara ayırın. Böylece yeni fırsatlara açık olursunuz ve onları almaya hazır olduğunuz için onlar da size daha çabuk ulaşırlar.
Paraya daha saygılı ve pozitif bir tutum içinde olmaya çalışın, böylece kısa zamanda hayatınıza para akışını yaratmaya başlayacaksınız. Paraya böyle bir tutum içinde olmak size zor geliyorsa; bu durum, konu hakkında hâlâ engelleyen bazı inançlara sahip olduğunuzu gösterir. Bu tarz inançları bulmak ve yok etmek için bu yazıdaki ilk maddeyi yeniden gözden geçirin.

9. Paraya saygıyla davranın
Yolda yerde para görürseniz alın, parayı cüzdanınıza özenle yerleştirin, parayı çantanıza veya cebinize tıkıştırmayın. Paraya saygılı olun ve böylece para sizi izlesin.
Faturalarınızı zamanında ödeyin. Borç aldığınız parayı ödemezseniz, bundan dolayı başka para alamazsınız. Parayı bir yerlerde saklarsanız, bu sahip olacağınız tüm para olur.
Parayı sevgi, mutluluk ve inançla verirseniz, o zaman para akışını açarsınız.

10. Para bağışlayın
Yardım kuruluşlarına, ihtiyacı olanlara ve iyiliğe vesile olacak şeylere para verin. Bu para size on katıyla geri döner. Bu evrensel bir kuraldır.
Paraya ve hayatınızdaki diğer iyi şeylere şükredin çünkü ne kadar şükür içinde olursanız doğası aynı olan şeyler hayatınıza akmaya başlar.

11. Sabırlı olun
Bereket sürecinin tadını çıkarın çünkü yakında zengin olacaksınız. Ancak hâlâ paranızın olmadığının kanıtlarına bakar durursanız emin olun ki para hayatınıza daha yavaş akacak.
Henüz hiç kanıtı olmasa bile, paranın hayatınıza akacağına dair inançlı olun. Paranın yokluğunu gözardı edin ve tüm enerjinizi paranın geldiğine dair inancınıza odaklayın – ve gelir.
Sonuç
Bu para akışını sağlayacak 11 teknik, finansal olarak daha büyük bolluk içinde olmanıza yardım edecek. Bütün teknikleri veya aklınıza yatanları deneyebilirsiniz. İnanç ve heyecanla uygularsanız muhakkak işe yararlar.
Ancak negatif bir tutumla uygulamaya başlarsanız, işe yaramaz çünkü negatif enerji bu tekniklerin faydalarıyla uyumlu değildir.
O yüzden, bu adımlar üzerinde güvenle ve pozitif olarak çalışın ve kısa zamanda gelen paranın tadını çıkarın.

  • Çeviri: Hakan Arabacıoğlu

Binlerce hasta böyle iyileşti!

Uzmanlara göre balla tarçın karışımı tam bir şifa deposu.. İşte ballı tarçının bilinmeyen mucize faydaları..

binlerce_hasta_boyle_iyilesti_h102207_fc284[1]

Uzmanlar tarafından ballı tarçının tam anlamıyla mükemmel bir doğal ilaç olduğu kanıtlanmıştır. Tarçın bal karışımının soğuk algınlığından kalp hastalıklarına, kanserden cilt enfeksiyonlarına hatta kilo vermeye kadar bir çok alanda faydası mevcut.

Tarçınlı Balın Hazırlanışı
1 bardak kaynamış su içerisine bir miktar tarçını ilave edin ve demlemeye bırakın. Karışım oda sıcaklığına geldiğinde eklediğiniz tarçının 2 katı kadar balı karışıma ekleyin ve karıştırın. Yaptığınız bu bal tarçın karışımının yarısını akşam yatmadan önce için, kalan yarısını ise sabah kalktığınızda tüketin.
Tarçın ve bal karışımını hazırlamak bu kadar kolay. Şimdi gelelim bitmek bilmeyen faydalarına. Karışımın o kadar etkili ve çok faydası var ki ilaç firmaları bu karışımın yayılmasından hoşlanmayacak. Çünkü bir çok alanda faydası görülüyor. Bir çok ülkede tedavi amaçlı kullanılan doğal bir takviye…

İşte Ballı Tarçının Mucizevi Etkileri – Bal Tarçın Neye iyi gelir – Faydaları Nelerdir..?
Bağışıklı Sistemi: Karışım bağışıklık sistemini güçlendiriyor ve bakteriyel hastalıklara karşı direnci artırıcı etkisi var.

İdrar Yolu Enfeksiyonu:
Bu karışımın idrar yollarında oluşan mikropları öldürdüğü bilinmektedir.

Sindirim Güçlüğü:
Bu karışım midede asit oluşumunu engelliyor ve en ağır yemekleri dahi kolayca sindirmenize olanak sağlıyor.
Kolesterol: Bu karışımı tükettikten 2 saat sonra kandaki kolestrol oranının Yüzde 10 azaldığı tespit edilmiştir.
Sivilceler: 3 yemek kaşığı bal ile 1 çay kaşığı tarçını gece yatmadan önce sivilcelerinizin üzerine sürün. Ertesi gün sürdüğünüz bölgeyi ılık su ile durulayın. 2 hafta boyunca her gün uyguladığınız da sivilcelerinizin tamamı yok olacaktır.

İşitme Kaybı: Her gün düzenli olarak bal tarçın karışımı tüketirseniz duyma kaybınız gidebiliyor.
Gaz: Bal ve Tarçın karışımı midede oluşan gazı önler.
Cilt Enfeksiyonları: Mantar, egzama gibi cilt enfeksiyonu olan bölgelere düzenli olarak sürdüğünüzde iyileştirme göstermektedir.
Kötü Nefes: Sabahları bal ve tarçın karışımı bir suyla gargara yapmak gün boyu güzel bir nefese sahip olmanızı sağlayacaktır.
Kanser: Düzenli olarak tüketilen bal ve tarçın karışımı mide ve kemik kanserini yenmede önemli bir rol oynuyor.
Grip: Balın içerisindeki doğal bir bileşimin grip mikrobunu öldürdüğü kanıtlanmıştır.
Yorgunluk: Balın içerisinde bulunan şeker vücudun güç kazanmasını sağlar. Bal ve tarçın karışımı ise vücudun daha zinde ve esnek olmasını sağlamakta.
Soğuk Algınlığı: 3 gün boyunca bir kaşık bal ve çeyrek kaşık tarçın tüketilmesi soğuk algınlığını tedavi etmektedir.
Zayıflama: Bal tarçın kürü olarak bilinen bu karışım bir çok kişi tarafından zayıflamak amaçlı kullanılmaktadır. Bal tarçın kürünü yaparak 21 günde 4 kilo veren okurlarımız var. Sabahları aç karnına ve yatmadan önce olmak üzere, günde 2 kez tüketerek kilo verebilirsiniz.

Büyük Hazine Tarçın

Binlerce yıl boyunca, tarçın farklı ev yapımı tedavilerinde kullanılmıştır. Modern bilim yapılan çeşitli araştırma ve çalışmaların ardından tarçının birçok faydasını doğrulamıştır.Bu baharat Mısır gibi bazı ülkelerde bulunan cinnamomum isimli bir ağacın iç kabuğundan elde edilir. İlk kullanımının izleri de Mısır’a kadar sürülmüştür. O zamanlar tarçın, yalnızca krallar tarafından lüks bir şekilde kullanılabilen çok değerli, nadir ve pahalı bir ürün ve hediyeydi.

 

Ürün süreci ağacın sapını keserek, kabuğunu alarak gerçekleşir. Ardından, çubuk şeklinde çizgiler oluşur. Ayrıca toz tarçın elde etmek üzere öğtülebilir.Neyse ki, günümüzde tarçın kolaylıkla temin edilebilen ve marketlerden satın alınabilen bir baharat haline gelmiştir. Karakteristik aromasını yağlı kısmına borçludur. Yağlı kısmı ise metabolizma ve sağlığa yönelik birçok fayda içeren baharın en önemli özelliklerinden sorumlu cinnamaldehyde adı verilen maddeden gelmektedir.

 

İki türlü tarçın vardır:

 

Ceylon tarçını; aynı zamanda hakiki tarçın olarak da bilinir.
Cassia tarçını; en sık tüketilen türüdür.

Tarçının Faydaları
Kendine has tadı ve mutfaktaki çeşitli kullanımlarıyla tarçının (bilim tarafından kanıtlanmış) faydalarından bazıları şöyle:

 

Antioksidan deposu
Bu maddeler “serbest radikaller” tarafından verilen oksidatif hasarlara karşı vücudunuzu korumaya alır. Çalışmalara göre tarçının içinde yüksek kaliteli polifenoller bulunmaktadır. Çalışmalarda 26 baharatın antioksidanlarıyla tarçınınkini karşılaştırmışlar ve içlerinden en güçlüsü oregano ve sarımsakla beraber tarçın çıkmıştır.

 

İltihap sökücü

Tarçın vücudun farklı yerlerindeki şişliği azaltmakla beraber, iltihaplarla savaşır, hasar almış dokuları onarır ve eklem yangısı veya gut hastalarının belirtilerine iyi gelir.

 

Kalp Hastalıklarına Yakalanma Riskini Azaltır
Ailenizde kalp damar hastalığı geçmişi varsa ya da riskli hasta konumundaysanız (obezite, diyabet, yüksek kolesterol, yüksek tansiyon) daha fazla tarçın tüketmeye çalışın. Bu baharatın ölüme kadar gidebilecek  kalp sorunlarına karşı riski azaltma kapasitesi bulunmaktadır. Tip II diyabet hastaları için ise, günde bir gram tarçının kan şekeri üzerinde oldukça iyi etkileri gözlemlenmektedir.

 

Ayrıca tarçın “kötü” kolesterol seviyelerini ve trigliseriti azaltmaya yardımcı olur. Yapılan bazı çalışmalara göre tarçın “iyi” kolesterol miktarını arttırırken hipertansiyonu da azaltmaktadır. Bütün bunlar daha sağlıklı bir kalbe sahip olmanıza katkı sağlar.

 

İnsülin Hassasiyetini İyileştirir

Bu da tarçının diyabetli hastalara yönelik insülin hormonuna olan hassasiyeti iyileştirebilme kapasitesinden gelen başka bir faydası. İnsülin hormonu vücuttaki enerji seviyelerinin ve metabolizmanın en başlıca gelen düzenleyicilerinden biri. Ayrıca özellikle kan akışında ve hücrelere doğru olmak üzere kanda şekeri taşır. İnsülin direnci olan hastalar diyabetin ötesinde ciddi sorunlardan şikayetçi olurlarsa tarçın burada da devreye girer.

 

Diyabet Önleme Gücü
Daha önce söylediklerimize ilişkin olarak, tarçın kan şekeri seviyesini düşürür; işte bu sebeple diyabet hastalarının tarçını daha sıklıkla tüketmesini öneriyoruz. Tarçının yemek yendikten sonra kan akışına giren glukoz seviyesini düşürdüğü, sindirim enzimlerine müdahale edebildiği, sindirim yolundaki karbonhidratların bozulmasını azalttığı ve taşıma hücrelerine etkime yaptığı kanıtlanmıştır.

 

Tarçını şekersiz tatlılarla ya da öğle veya akşam yemeğinden sonra kahveyle beraber tüketmenizi öneririz. Diyabetli hastalar üzerine yapılan çalışmalar tarçının şeker seviyesini %30’a kadar düşürebildiğini göstermiştir. Önerilen günlük doz ise 6 grama kadardır.

 

Dejeneratif Hastalıkları Azaltır
Nörodejeneratif problemler beyin hücrelerinin yapısı veya fonksiyonunda progresif bir kayıpla karakterize edilir. Alzheimer ve Parkinson hastalıklarını en sık görülen iki dejeneratif hastalığa örnek olarak verebiliriz. Beyinde biriken proteinler Alzheimer hastalığını tetiklerken, tarçında bulunan iki madde bu birikimi engelleyebilmekte, nöronları korumakta, motor işlevlerini iyileştirmekte ve Parkinsonlu hastalarda nörotaşıyıcı seviyelerini normalleştirmektedir.

 

Kansere Karşı Korur

Kanser kötü huylu hücrelerin kontrol edilemeyen bir şekilde büyümesiyle ortaya çıkar. Yıllar boyunca tarçın tüketimi ile kanserli hastaların sayısının azalması ve iyileşmeleri arasındaki ilişki incelenmiştir. Bu sebeple çeşitli çalışmalar tarçının kanserin önlenmesinde doğal tedavi olarak görülebileceğini belirtmektedir.

 

Tarçın iyi huylu hücrelerin ölümüne yol açan tümörlerdeki kan damarlarının oluşumunu azaltır. Ayrıca, serbest radikaller ortamdan uzaklaştırıldığı takdirde, örneğin son günlerde en çok karşımıza çıkan kanser türlerinden kolon kanserine yakalanmanız önlenir.

 

Mantar ve Bakteri Enfeksiyonlarıyla Savaşır

 

Tarçının ana aktif maddesi (cinnamaldehyde) solunum yolu enfeksiyonlarını mantara karşı korur, Salmonella gibi bakterilerin çoğalmasını engeller, diş çürüklerini ve ağız kokusunu önler.
KAYNAK: SAĞLIK HABERLERİ
Bitki Alemi kategorisinde yayınlandı. Etiketler: . Leave a Comment »

Maydanoz Çayının Faydaları

987233_620x410[1]

Tarih boyunca maydanoz tohumları şişliği almak ve kolik ağrılarını hafifletmek, maydanoz kökü ve suyu idrar sökmek, karaciğeri temizlemek, maydanoz yağı ise bit, parazitleri temizlemek için kullanılmıştır.

Maydanoz çayının ise böbrek ve safra taşlarının tedavisi başta olmak üzere pek çok faydaları bulunmaktadır.

Vitamin eksikliğinde destek olarak kullanılır

Demir eksikliğinde kullanılır

Antioksidandır

Yüksek oranda C vitamini içerir

Romatizma ağrılarını hafifletir

Diyabet ve kolon kanserine karşı koruma sağlar

Çeşitli kanser türlerine karşı koruma sağlar

Folik asit içeriği ile kalp hastalıklarına karşı koruma sağlar

İdrar söker

Vücudun su tutmasını önler

Fazla suyun vücuttan atılmasına yardımcı olur

Adet dönemi ağrılarını hafifletir

Safra hastalıklarında kullanılır

Böbrek taşının vücuttan atılmasına yardımcı olur

Sindirime yardımcı olur

Maydanoz Çayı Nasıl Hazırlanır?

Maydanoz çayını kurutulmuş maydanoz yapraklarından da hazırlayabilirsiniz ancak taze maydanoz kullanırsanız daha lezzetli olacaktır. 1 bardak çay için 2 çay kaşığı ince kıyılmış taze maydanoz yaprağı yeterli olacaktır. Suyu kaynattıktan sonra ocağın altını kapatıp maydanoz yapraklarını içine atın ve 5 dakika demlenmesini bekledikten sonra süzün.

Bazılarına maydanoz çayı biraz acı gelebilir. Bu acılığı almak için demlenme süresini 2-3 dakikaya düşürebilir veya yarım çay kaşığı balla veya birkaç damla limonla tatlandırabilirsiniz.

Maydanozun Sağlığa Faydaları

Maydanozun yararları içerdiği iki grup bileşenden ileri gelmektedir. Birincisi uçucu yağ bileşenleri olan myristicin, limonen, eugenol ve alfa-thujene, ikincisi ise flavonoid grubu apiin, apigenin, crisoeriol ve luteolin’dir. Maydanozda bulunan uçucu yağlar kullanılarak hayvanlar üzerinde yapılan araştırmalar yağın tümör gelişimini durduğu yönünde sonuçlara sahiptir. Ayrıca bu bileşenler sigara dumanı gibi zararlı maddelerin yol açtığı tahribatı en düşük seviyede tutmaya yardımcı olmaktadır.

Flavonoidler ise antioksidan etkisi göstererek özellikle oksijen bazlı hücrelerde meydana gelebilecek yapı bozukluklarına karşı koruma sağlamaktadır. Yapılan araştırmalar maydanozdan elde edilen yağın kanın antioksidan özelliğini arttırdığının altını çizmektedir.

Maydanozda bol miktarda bulunan C vitamininin pek çok farklı fonksiyonu vardır. C vitamini vücutta bulunan serbest radikallerin hücre yapılarında yol açabileceği hasarlara karşı etkili bir koruma sağlar. Bu sayede serbest radikallerin neden olduğu ateroskleroz, kolon kanseri, diyabet, astım gibi hastalıklara karşı vücudun direnci artar. C vitamini ayrıca iltihap önleyici özelliği ile osteoartrit ve romatoid artrit gibi inflamatuar hastalıkların tedavisine yardımcı olur.

B vitaminleri arasında en önemlilerinden biri olan folik asit bakımından zengin olan maydanoz kalp damar hastalıklarından etkili korunmaya yardımcı olabilir. Kalp krizi ve inme riskini düşürebilir.

Maydanozun Yan Etkileri

Yemeklerle birlikte kullanıldığında güvenli olarak kabul edilen maydanozu yağ, özüt ve çay olarak yüksek miktarda kullanmaya başlamadan önce doktora danışılmalıdır. Adet dönemi akışını uyardığı için hamilelikte kullanılmamalıdır. Emzirme dönemindeki yan etkileri konusunda yeterli miktarda bilgi bulunmamaktadır. Düzenli maydanoz yağı tüketimi baş ağrısı, baş dönmesi, denge kaybı, çarpıntı ve böbrek hasarı gibi yan etkilere yol açabilir.

 

Bitki Alemi kategorisinde yayınlandı. Etiketler: . Leave a Comment »

” Tahammül edildiğiniz yerde durmayın, varlığınızın kutlandığı yere gidin”. Ben buna ba- yıl- dım.

73936_3[1]

 

” Tahammül edildiğiniz yerde durmayın, varlığınızın kutlandığı yere gidin”. Ben buna ba- yıl- dım.