Yakın zamanda kendi gelişimine önem veren herkese önerebileceğim bir kitap okudum. “Gorilla Mindset” (Goril Zihniyeti) isminde ustalıkla yazılmış bu kitabın yazarı Mike Cenovich. Kitabın beni kendine hayran bırakmasının nedeni okuduğunuz her sayfada yer alan aktiviteler ve kurgusu sayesinde özgüveninizin arttığını hissettirmesi. Gorilla Mindset sizin inanç ve hayat tercihlerinizi sorgulamanızı sağlıyor. Kendinizi kabul etmenizin, kendinize karşı anlayışlı ve kibar olmanızın değerini öğretiyor; bu sayede başkalarıyla olan ilişkilerinizin kaçınılmaz bir şekilde iyileşeceğini söylüyor. Buna Domino Etkisi adı veriyoruz. Yaşadığınız bazı olaylar çerçevesinde, çare göremediğiniz durumlarda bir ışığın, bir umudun, varlığını size gösteriyor. Dengede bir zihin ile daha net bir düşünme tarzı geliştirmenize yardımcı oluyor. Bedeninize saygı, itina ve sevgi göstermeyi öğretiyor. Öz sevgiyi ve minnettarlık duygularını da sizlere aşılıyor. Alışkın olunan hayatı değil, hayal edilen hayatın nasıl yaşanması gerektiğini gösteriyor.
Bu kitapta, iki farklı zihniyet türü var; birincisi gelişim ve hedeflere ulaşma yeteneğini temsil eden bolluk zihniyeti, ikincisi ise değişimin bir hayal olduğu sabit bir zihniyet türü olan kıtlık zihniyeti. Bu ikinci tür zihniyet türünde yaptığınız hiç bir şey yeterince iyi değil ya da bir değer ifade etmiyor. Kıtlık zihniyetine sahip olan insanlar genellikle bir duruma saplanıp kalmış, mutsuz ve depresif insanlar oluyor. Bu yazıyı okurken bolluk zihniyetine sahip olmanızı istiyorum. Çünkü böyle bir algılama size en büyük mutluluk ve neşenin kapılarını açıyor.
Hadi başlayalım artık değil mi?
Gorilla, iç-konuşma alışkanlıklarını anlayarak, bu alışkanlıkları hayatınıza dahil etmeniz büyük önem taşıyor. Eğer bunları öğrenmez ya da en azından bu alışkanlıklardan bazılarına aşina olmaya çalışmazsanız dünyaya yaydığınız negatif enerjinin içinizde tezahür edenlerle bağlantısını hiçbir zaman bilemeyebilirsiniz.
Kendinizi iyileştirerek, ilişkilerinizi iyileştireceksiniz.
1. Alışkanlık: Gorilla Mindset “Her zaman bunu yapıyorum, her zaman şunu yapıyorum…” gibi kesin ifadelerle konuşmanın gelişim fırsatınızı sınırlandırdığını anlamanızı istiyor. Örneğin, “İnsanlarla ilişki kurmada her zaman kötü oldum” şeklinde bir ifade gelişim için hiçbir alan bırakmıyor, böyle bir ifadeyle kendinizle ilgili değiştirilemez bir beyanda bulunmuş oluyorsunuz. Kaderinizi sosyal olarak beceriksiz bir insan olarak mühürlüyorsunuz. Bunun ayrıntılarını inceleyelim mi? Nasıl HER ZAMAN kötü ilişkiler kurmuş olabilirsiniz ki; bu sizin tüm hayatınız boyunca hiç kimseyle bir kere bile sohbet etmeyi başaramamış olduğunuz anlamına gelmiyor mu? Tek bir basit günaydın ya da merhaba dememiş olduğunuzu gösteriyor. Bununla nereye varmak istediğimi anlıyor musunuz? İyi O zaman yola devam edelim değil mi? Böyle bir iç-konuşmayı değiştirmek için “Geçmişte sosyal biri olmasam da artık bu yeteneğimi bugün ve gelecekte geliştirmek için çalışacağım…” diyebilirsiniz.
Kendinize şimdi şu soruyu sorun: Hangi ifade gelişiminize açık ve umut dolu?
2. Alışkanlık: Kendinizle sevdiğiniz biriyle konuşur gibi konuşun. Bunun önemli olmasının nedeni yakın arkadaşlarınıza ya da kısaca başkalarına daha anlayışlı ve kibar olduğunuzdur. Önünüze koydukları problemler kabul edilemez olsa da, problem ya da problemlerin kendi hayatları üzerinde ya da hatta sizin hayatınızın üzerinde negatif bir etkisi olsa da, konuyla ilgili yanlış ve doğruları anlatırken hassas olma gereği hissedeceksiniz.
Egzersiz: Bir sonraki sefer bir arkadaşınızla konuşurken nasıl konuştuğunuzu fark etmenizi istiyorum; tonlamanızı, sözlü ve beden dilinizi dinleyin. Bu egzersiz kendinize diğerlerinden daha zalim davrandığınızı gösterecektir.
Kendinizle nasıl konuştuğunuza dikkat edin çünkü bu konuşmayı dinleyen ve duyan insan sizsiniz. Lisa M. Hayes
3. Alışkanlık: Bir başka harika uygulama kendinize kızdığınız zaman gülümseme alışkanlığını benimsemektir. Kendinizi aşağılayıcı bir şekilde konuşmaya başladığınızda sadece gülümseyin; çünkü gülümsemek Endorfin adı verilen Mutluluk Hormonunun salgılanmasını sağlar.
Bunun yanı sıra insanların duygu durumlarıyla vücutlarının arasında çok kuvvetli bir bağ vardır. Bir olay dahilinde vücut dilinizi nasıl kullandığınız, duygu skalasında yukarı mı yoksa aşağıya mı inip çıkacağınızı belirleyecektir.
Egzersiz: Kötü ve keyifsiz hissettiğinizde kendinize sevgi dolu davranın, derin bir nefes alın ve yüzünüze bir gülümseme yerleştirin. İçinde olduğunuzu düşündüğünüz olumsuz duyguya teslim olmamaya çalışın; kendinize küçük de olsa savaşmak, mutlu olmak, bardağı yarı boş değil de yarı dolu olarak görmek için bir şans tanıyın.
4. Alışkanlık: Kendinize karşı aşağılayıcı bir şekilde konuşmak yerine kendinize önemli bir soru sorun.
- Gelecekte aynı hatayı yapmayı nasıl önleyebilirim?
Sizi ömür boyu hapse mahkum eden eleştiri cümlesini kendinizi geliştirmenizi sağlayacak bir soruya dönüştürün.
5. Alışkanlık: İç konuşmanızı geliştirmenin bir başka yolu aynanın karşısında kendinizle konuşmanızdır. Ayna karşısında konuşmak aslında nasıl iletişim kurduğunuzla ilgili farkındalığınızı olgunlaştıracaktır. Kendinizi dinlemeniz ve ayna karşısında yüz ifadenizi görmeniz size kelimeleri seçerken daha yumuşak olmayı öğretecektir.
Egzersiz: Kötü bir döngüye girdinizi hissettiğiniz zaman “karşınızda gördüğünüz kişiyi sevip sevmediğinizi” ya da “olmak istediğiniz kişinin bu olup olmadığını” sormalısınız. Lütfen kelimelerin kılıçtan daha keskin olduğunu unutmayınız…
Kendinize İyi Davranın
6. Alışkanlık: Yukarıda bahsedilen uygulamalara ek olarak, size özel bir olumlama ya da bir mantra bularak iç-konuşmanızı daha iyi hale getirebilirsiniz; bu özellikle öz-değişim arayışında başarılı olmak için bir neden ya da irade varsa çok daha değerli hale gelir. Bu mantra bir kelime, cümle ya da mutluluk ve güven veren kelimelerden oluşan bir yazı da olabilir. Seçtiğiniz olumlama cümlesi, pozitif yönde değişiminiz için çıktığınız bu güzel ama sabır gerektiren yolda size manidar olmalıdır.
Örnek: “Yapacağım”, “İnan ve kabul et”, “Sadece nefes al ve başar” “… yapacağım çünkü…”…
Hayatta her şeyde olduğu gibi iç-konuşmada da böyle bir geçişe alışmak zor olabilir; bilinçsizce kendinizi eleştirmeye o kadar alışmış olabilirsiniz ki değişimin gerekli olduğunu idrak etmeniz bile zor bir konsepttir. Bu 6 alışkanlığı uygular ve hayatınıza dahil ederseniz zamanla yaşamınızın kalıplaşmış bir parçası haline geldiğini görürsünüz. Lütfen şu cümleyi unutmayalım pratik mükemmelleştirir…
Kişisel Gelişim için Motivasyonunuzu Kaybetmeyin
Bilge bir yazar Zig Ziglar’ın bir keresinde söylediği gibi, “İnsanlar sıklıkla motivasyonun uzun süre devam etmediğini söyler. Aynı şekilde, temiz olmak da uzun sürmez – bu nedenle her gün banyo yapmanız tavsiye edilir…”
kaynak: filminds.com
şebnem dural