Kemik suyunun yararlari ve yapilisi

kemik suyu biz turklerin kulturunde her zaman yeri olan, ‘ölüyü bile diriltir’ seklinde bir atasozune dahi konu olmus bir icecek… bazi gidalari zamanla unuttugumuz bir gercek, kemik suyu da eskiden belki de her evde kaynayan, corbaya, pilava hep eklenen ama bulyonlar cikinca, evde yemek yapma azalinca unutulan lezzetlerden biri olmus durumda… ancak dunyada kemik suyu hakettigi onemini geri kazanmaya coktan basladi. paleo beslenmenin dogdugu amerika’da ayni starbucks’in kahve sattigi gibi kemik suyu satan kafeler var, marketler hazir paketlenmis kemik suyu dolu, evlere kemik suyu servisi yapan firmalar, kemik suyunu beslenmenin bas kosesine oturtan beslenme uzmanlari, botox uygulamasi sonrasinda kemik suyu takviyesi tavsiye eden plastik cerrahlar, ellerinde kemik suyu ile fotografi cekilen hollywood yildizlari… kisaca kemik suyu modasini da diger herseyi oldugu gibi gec takip ediyoruz (dunyada 1990larda, bizde ise 2000li yillarda moda olan UGGlar gibi)… ancak bu moda gecmeyecek gibi gorunuyor cunku kemik suyu coook eskiden beri sagligin anahtari…
Bone-Broth-3-2
peki kemik suyunun yararlari kisaca neler?
oncelikle bir besin size yararliysa hucre bazinda sizi iyilestirdigi icindir, bu sebeple birsey bir yerinize iyi geliyorsa her yerinize de iyi geliyor demek… fakat bazi besinler vucudunuzda bazi yerlerinize daha spesifik olarak yariyor, kefirin bagirsak sagliginda one cikmasi gibi, ancak bagirsaginizin en buyuk ve beyinle beraber en onemli organiniz oldugunu, butun organ ve sistemlerinizin bagirsaginizla birebir baglantili oldugunu dusunurseniz her yeriniz kefirden faydalaniyor. kemik suyunu da ayni mantikla dusunun, asagida sayili yarari var, kesfedilmemis ya da bahsedilmeyen neler oldugunu dusunmek heyecan verici…
1. ilginizi cekmek icin hemen belki de diger yararlari yaninda en anlamsiz ama kadinlar icin cok onemli bir yarari kemik suyunun kolajen yapisinin selulitlere cok iyi gelmesi!
2. gecirgen bagirsak sendromunuzu iyilestirmek icin cok yararli. bagirsak duvarinizdaki delikleri kemik suyu icerigindeki kolajen ile onarabilir, boylece onlarca otoimmun rahatsizlik, depresyon, kanser, diyabet gibi sayisiz hastaligi hem tedavi edip hem de kendinizi bu hastaliklardan koruyabilirsiniz.
3. icerigindeki glycine, proline, and arginine isimli aminoasitler antienflamatuar ozelliktedir ki enflamasyon neredeyse butun hastaliklarin ana sebeplerinden kabul ediliyor. ozellikle arginin’in sepsis tedavisinde yararli oldugu kanitlandi.
4. cildi genclestirmeyi vadeden butun kremlerin icerisinde bulunan kolajen kemik suyunun etken maddelerinden. yani yuzunuze surdugunuz yuzlerce liralik kremin faydasininin daha fazlasini iceriden cildinize, tirnaklariniza, saclariniza gonderebilirsiniz, gecliginizi iceriden besleyebilirsiniz.
5. icerigindeki mineraller sayesinde bagisikliginizi guclendirebilirsiniz. hasta oldugunuzda akla ilk kemik ya da tavuk suyuna corba gelmesi bosuna degil, kemik suyu hastaliklari iyilestirme ve onlemede birebir. harvard universitesi’nde yapilan bir calisma kemik suyu icen otoimmun rahatsizliga sahip kisilerin semptomlarinda rahatlama yasadigi, bazilarinin hastaliklarinin tamamen  geriledigini gosteriyor.
6. icerigindeki arginine bagisikligi ve yara iyilesmesini, buyume hormonu salgilanmasini, karaciger hucre yenilenmesini ve erkeklerde sperm olusumunu destekliyor.
7.  icerigindeki glycine kas yikimini engelliyor, safra tuzu ve glutatyon uretimini destekliyor, detoksifikasyona kati saglayan bir antioksidan gorevi goruyor ve uykuyu iyilestiren bir nörotransmitter olarak calisiyor, hafizayi guclendiriyor.
8. icerigindeki proline cildi dolduruyor, selulitleri azaltiyor, bagirsak deliklerini kapatiyor.
9. icerigindeki glutamin bagirsagi koruyor, ince bagirsak hucrelerine metabolik yakit sagliyor, metabolizma ve kas yapimina yariyor.
10. icerigindeki gelatin bagirsaklardaki probiyotik sagligini destekliyor.
11. midedeki asit refluyu tedavi ediyor.
12. vucudun asit tamponlamasinda kullandigi kalsiyum ve magnezyumu bol miktarda iceriyor.
13. kemik suyu icerisindeki glucosamine eklem sagliginiz icin son derece faydalidir. ayrica icerigindeki chondroitin sulfate maddesinin osteoartrit’i engelledigi kanitlandi.
14. kaynattiginiz kemiklerden suya sizan fosfor, kalsiyum ve magnezyum sizin kemiklerinizi guclendirmek icin en gerekli mineraller arasnda yer aliyor…
15. kemik suyunu duzenli icen herkesin hemfikir oldugu iki sey enerji verdigi ve uzun sure tok tuttugu ki kilo vermek ya da enerji seviyesini yukseltmek isteyen herkesin kullanmasi icin mukemmel bir icecek…
HEMSLEYHEMSLEY_BON_3255124b
defalarca soruldugu icin kemik suyunu nasil yaptigimi birkez de burada anlatmak istedim:
oncelikle kasaptan koyun ve danadan ilikli kemik ve eklem uclari satin aliyorum. eve gelip kemikleri yikayip yavas pisiriciye (isteyen buyuk bir celik tencere kullanabilir) koyuyorum. icine istedigim kadar sogan, sarimsak, havuc ve zencefil dilimliyor ve toz karabiber ve zerdecal ekliyorum, aci istersem kurutulmus biber koyuyorum. kemiklerdeki minerallerin suya gecmesini saglamak icin iki kasik sirke ekliyorum. en son icme suyu ekleyip tencerenin agzini kapatip makinenin altini yuksek ayarda aciyorum (tencere kullananlar icin yuksek isi) su isinip da kaynamaya baslayacakken (ancak kaynamasina izin vermiyorum) kisik ayara dusuruyorum (tencere kullananlar icin en kisik ates) ve bu sekilde 10-12 saat arasi pisiriyorum. onemli nokta kemik suyundaki kolajen yapinin bozulmamasi icin asla fokur fokur kaynama olmamali, sadece kenarlardan minik baloncuklar cikmasi yeterli… ayrica ne kadar uzun piserse o kadar yararli bir kemik suyunuz olur, asla erkenden pisti sanip altini kapatmayin. pistikten sonra suzup, sogutup cam kapta buzdolabina kaldiriyorum. ertesi gun dolaptan cikarip uzerinde olusmus yagi alip atiyorum (ya da omlet gibi cok yuksek ateste pismeyen seylerde kullanmak icin ayiriyorum) ve altta kalan jellesmis kemik suyu sifasini sunmaya hazir. buzdolabinda 4 gun, buzlukta 3 ay bekliyor (ben hic gormuyorum o kadar zaman gectigini tabi, bizde cok tuketiliyor)… ben hergun sabahlari isitip 200-250 ml bardakta iciyorum, yararli olmasi icin sık tuketilmesi lazim. isteyen corba ya da pilav da yapabilir ama ben kiyamam, direkt icmeye bayiliyorum.
kAYNAK: pinoeatshealthy.wordpress.com-kemiksuyunun
Pınar çetiner
Bitki Alemi kategorisinde yayınlandı. 16 Comments »

İdrar Yolu Enfeksiyonları İçin 7 Tedavi

idrar-yolu-enfeksiyonu[1]

İdrar yolu enfeksiyonu genellikle E.coli gibi gastrointestinal bakteriler yüzünden oluşur, bunlar idrar yoluna yerleşir ve çoğalmaya başlar. Bu, hem kadınların hem de erkeklerin yaşayabileceği bir sorundur, ama genelde bu hastalıktan en çok kadınlar etkilenir. Maalesef, bir kere idrar yolu enfeksiyonu yaşadıktan sonra tekrar oluşma riski daha fazladır.

İdrar yolu enfeksiyonu; idrarı uzun süre tutmak, cinsel ilişki, hamilelik veya menopoz gibi durumlarda, bakteriler nedeniyle oluşur. En genel belirtiler sık idrara çıkma ihtiyacı, çok az idrar, idrara çıkarken yanma hissi, idrarın renginde değişiklikler, karın ağrısı, ateş, baş dönmesi ve kusmadır.

Özellikle ilk belirtilerden sonra en kısa zamanda harekete geçmek önemlidir, böylece enfeksiyonun böbreklere sıçramasını önleyebiliriz. Ancak en iyisi elbette doktorunuza başvurmaktır. Bunun yanı sıra bu problemle savaşmak için başvurabileceğiniz ev yapımı tedavi yöntemleri var. 

Elma sirkesi

elma sirkesi

Elma sirkesi enzimler, potasyum ve diğer mineraller açısından zengindir; böylece idrar yolunda iltihaba yol açan bakterilerin büyümesini önler. Bu tür enfeksiyonları iyileştirmek için tıbbi ilaçlara alternatif olarak elma sirkesi kullanılabilir. 

Ne yapmalı?

  • İki yemek kaşığı elma sirkesini bir bardağa koyun ve için. Daha iyi sonuçlar almak için limon suyu veya bal kullanabilirsiniz.
  • Bunu günde iki kez içmelisiniz.
  • Bir diğer seçenek ise küvette banyo yaptığınız suyun içine biraz elma sirkesi koyup yıkanmak.

Kızılcık suyu

Kızılcık suyu, enfeksiyona sebep olan E. coli bakterisinin oluşumunu önleyen antibiyotik özelliklere sahiptir. Kızılcık suyunu doğal, şekersiz ve katkı maddesiz içmek en faydalısıdır.

Ne yapmalı?

  • İdrar yolu enfeksiyonlarından korunmak için her gün yarım bardak kızılcık suyu için. 
  • Eğer idrar yolu enfeksiyonunuz varsa günde 3 ila 4 bardak kızılcık suyu içmelisiniz.
  • Dikkat: Eğer böbrek taşı sorunu yaşadıysanız kızılcık suyu içmemelisiniz.

Çay ağacı yağı

Çay ağacı yağı idrar yolu veya mesane enfeksiyonlarına neden olan bakterileri ortadan kaldırmak için etkili bir antibiyotiktir. 

Ne yapmalı?

  • 10 damla çay ağacı yağını suyla karıştırın ve genital bölgenizi bu karışımla yıkayın.
  • Bir diğer seçenek eşit miktarda çay ağacı yağı, sandal ağacı yağı ve ardıç yağını karıştırın. Bu karışımı safra kesesi yakınındaki karın bölgesine sürün. Bu karışım enfeksiyondan kaynaklanan ağrıyı dindirmeye yardımcı olur.
  • Başka bir seçenek de iç çamaşırınıza iki damla çay ağacı yağı damlatmak. Bu şekilde yağ yarattığı ısı ile enfeksiyona iyi gelir.

At kuyruğu (Kırkkilit otu) çayı

atkuyruğu

At kuyruğu çayı güçlü bir idrar söktürücüdür, böylece idrar yolu enfeksiyonlarına iyi gelir. 

Ne yapmalı?

  • Enfeksiyonun ilk belirtileriyle her gün iki veya üç bardak at kuyruğu çayı içmeye başlayın.
  • Çok uzun süre içmemelisiniz.

Nar suyu

İçeriğindeki yüksek oranda antioksidanlar ile nar suyu mesane duvarında oluşan bakterilerle savaşır. Bol C vitamini içerir, bu da bağışıklık sistemini güçlendirir ve idrar yolunda oluşan enfeksiyonlarla savaşır. 

Ne yapmalı? 

  • Enfeksiyonla savaşmak için günde iki veya üç bardak nar suyu için.

Sarımsak çayı

Sarımsak güçlü antibiyotik ve antibakteriyel özellikler içerir. Böylece olası bakteri ve idrar yolu enfeksiyonu oluşumu ile savaşır ve oluşumunu önler. 

Ne yapmalı?

  • İki diş ezilmiş sarımsağı bir bardak sıcak suya koyun, 5 dakika bekletin, enfeksiyona karşı günde en az üç bardak için.
  • Bir diğer seçenek ise her gün çiğ sarımsak yemektir.

Karpuz suyu

karpuz

Tazeleyici ve temizleyici olmasının yanı sıra karpuz suyu idrar yolunu temizlemede ve enfeksiyona neden olabilecek bakterileri temizlemekte de çok başarılıdır.

Ne yapmalı?

  • Karpuzun suyunu mikserden geçirerek çıkarabilirsiniz.
  • Tercih ederseniz karpuzu dilimleyerek yiyebilirsiniz.
  • kaynak: sağlığa bir adım
Bitki Alemi kategorisinde yayınlandı. Leave a Comment »

Hangi izi bırakıyoruz, ayak izi mi akıl izi mi?

c2067f38b1e881fed2f4f8e5ae7c5848_1314784020[1]

Bazıları hayatta herkes gibi ayak izibırakır ve kumsaldaki ufak bir dalga siler süpürür. Sürüden biri daha gitti derler.

Bazıları da akıl izi bırakır. Bu akıl izleri ya cennetten bir parçadır ve dostluklarıyla, iyilikleriyle o kadar şey öğretir ki; onlar her an aklınızda ve kalbinizde yaşar. Ne mutlu ki haberi olmadan bu şekilde bir insanın duasında yer alabilenlere.

.Bazıları ise cehennemden bir ateş parçası; yakarak, altüst ederek öğretir. Kişi eğer yeterince kamil ise, elinden geleni yaparken oluşumlardaki hikmeti yorumsuz seyreder. Ne nefret eder ne de beddua, ama içinde yaşadığımız sistemin de bumerang şeklinde işlediğini bilir ve kişiden çıkan herşeyin kendisine döneceğini de görür.Hepsi parmak izi kadar özeldir.
Özdeki birlikten dolayı sevilir her yaratılan, yaratandan ötürü. Ancak ne var ki özü aynı karbon atomu olmasına rağmen bazılarında kapkara odun kömürü olarak işlevini yerine getirir, aynı karbon bazılarında da pırıl pırıl elmas olarak parlar.
Bazıları sobalara kömür olur, bazıları da kıymetini değerli ellerde bulur. Herkes bir şekilde kendisinden çıkanla layığını oluşturur.
Hayat ne kariyer davası, ne ekmek kavgası, ne de aşk meselesidir; hayat tüm bunları yaşarken ve tüm bu izleri birbirimize bırakırken, ‘insan’ kalabilme mücadelesidir!

Nükhet Kalmuk..

Ruhsal Büyüme... kategorisinde yayınlandı. Leave a Comment »

EVİNİZ RUHUNUZUN AYNASIDIR

feng-shui-ile-salon-nasil-duzenlenir-1328091550[1]

Evimiz ruhumuzun aynasıdır Ruh sağlığı ve yaşanılan mekan arasındaki sıkı ilişki, ruh sağlığı alanında çalışanlar tarafından iyi bilinir  Obsesif kişilerin evleri çamaşır suyu kokar ya da eşyalar simetrik şekilde dururlar, doğal olan ve akan hiçbirşey yoktur Depresyondaki insanların ruh hali de evlerine yansır, hiç bir şeyin yeri değişmez, bakımsız ve kasvetlidir

“Evin, bedenindir” der Osho “Evine nasıl baktığından, kendine nasıl davrandığını görmen mümkündür” Düzensizliğin her türü, hayatımıza kaosu çeker

Feng Shui: Feng “Rüzgar”; Shui “Su” demektir ve Çinlilerin sağlıklı yaşam için yerleşim sanatıdır Yeni bir ev alırken, bozuk enerjili bir evi düzenlerken, yeni bir eşya alırken, sağlıklı ve huzurlu yaşam için kullanılır

Bu sanatta önemli olanlar:

Temizlik, düzen, sadelik, 5 temel elementin ve renklerin bizim enerjimizle ve birbirleriyle uyumu, son olarak da eşyaların bize enerji olarak uyumdur

Feng Shui’ de 5 Element:

Evimizde 5 element uyum içinde olmaldır Toprak, metal, su, ağaç, ateş Eğer bu elementlerden biri fazlaysa ya da azsa o evde sorun vardır Elementler için her odanızı kontrol edebilir ve sonrasında gerekli düzenlemeleri yapabilirsiniz

Toprak elementi:

Seramik eşyalar, kare ve dikdörtgen formlar, sarının tonları, manzara resimleri Sadakat, sorumluluk, sabır ve dengeyi temsil eder

Metal Elementi:

Paslanmaz çelik, bakır, gümüş, aliminyum, mermer granit eşyalar, doğal kristaller, beyaz ve metalik gri, daire ve oval şekiller Maddi başarıyı ve düşünce netliğini ifade eder

Su Elementi:

Su ile ilgili her türlü dekor (resim dahil), akvaryumlar, cam, ayna vb eşyalar, asimetrik şekiller, siyah, koyu mavi, gri Bilgelik ve duyguları ifade eder
Ağaç Elementi: Ahşap olan herşey (masa, sandalye), yeşilin her tonu, bitkiler ve bitki resimleri (perde, örtü de dahil) Aile bağlarını, yeni fikirleri ve yeni başlangıçları temsil eder

Ateş elementi:

Lambalar, mum, şömine, tütsü, yün, kürk, tüylü halılar, üçgen, piramit, koni, kırmızının her tonu Ün, şöhret, başarıyı temsil eder

Günümüz insanının bir hatası, evinde “metal” elementini fazla kullanmasıdır Metal; soğukluk, kavga, ağız bozukluğu ve duygusuzluk getirir Bilgisayar, televizyon, cep telefonu, elektromanyetik alan saçan herşey metal elementidir
Ateş, metali eritir Bu nedenle ateş enerjisi içeren kırmızı renk, mum, tütsü, üçgen ya da koni şekiller, insan ve hayvan resmi içeren sanat eserleri, kürk, yumuşak halı vb eşyalar, metal enerjisini yumuşatır İşiniz bittiğinde, elektromanyetik alan yaratan metalleri mutlaka kapatın ya da üzerlerine bir örtü örtün (annelerimiz boşuna TV örtüsü koymazlardı)

Ya da eğer bir evde kıskançlık, öfke, tutku ve tutarsızlık varsa bu “ateş” elementinin fazla kullanıldığı anlamına gelir Ateşi ise, su yumuşatır Bu şekilde enerjileri dengelemek mümkündür

Feng Shui Materyalleri:

Bambu ya da metal çanlar, kristaller (kesinlikle temiz olmalılar), akvaryum ya da su içeren cam materyaller (su ve balık, para demektir, ama temiz tutulmazlarsa para gider) Bagua aynası (Sekizgen ayna), bambu flütler, mumlar, tütsüler, doğru renk ve açıda aydınlatma gereçleri

Bunun dışında sizin ruhunuza huzur verecek tablolar (asla Dali ya da Van Gogh değil, kesinlikle canlı bitkiler (Feng Shuide ölü enerji olduğu için kurutulmuş bitki kullanılmaz), temiz tutulan biblolar

Ama bunlar belirli şekillerde yerleştirilmelidir Ve her eşyayı elinize alarak şöyle sormalısınız: BU ASLINDA NEYİ SEMBOLİZE EDİYOR? HAYATIMA ENERJİ OLARAK KATKISI YA DA GÖTÜRÜSÜ NEDİR?

Feng Shui Önerileri:

1 Gereksiz tüm eşyaları atın Asla kırık, çatlak, bozuk eşya bulundurmayın Ya tamir edin ya da atın gitsin

2 Sizde olumsuz anısı olan ya da size hüzün, kızgınlık vb negatif duygular veren tüm eşyalarınızı atın (giysiler dahil)

3 Ocak ve mutfak bereket sembolüdür Burası düzensiz ve pisse, asla iki yakanız bir araya gelmez Ocağın tüm gözlerini kullanın

4 Kristal, çan, gümüş, cam eşya ve aynalar, pencereler negatif enerji tutarlar Bu nedenle temiz olmalı ya da sık sık yıkanmalıdırlar

5 Mutfakta, bereket sembolü yiyecek resimleri, bakliyattan cam şişeler kullanın Buzdolabı üzerine asla kendi fotonuzu koymayın Hele ki mutfak pisse hiç Bu sizin duygularınızın donmasıyla eş anlamlıdır

6 Klozet kapağınızı, banyo kapılarınızı kapalı tutun Su elemeti para demektir ve paranın akıp gitmesini istemeyiz Banyo ve tuvaletiniz pisse, evde akan enerji “ölüdür” Ruhsal rahatlık ve huzur beklemeyin Akan ve bozuk musluklar da paranın akması ya da gelişinin tıkanması demektir

7 Evinizin eşyaları keskin değil, yumuşak olsunlar Keskin dikdörtgen bir yemek masası yerine, yuvarlak ya da oval seçin Yatağınız ise hiç metal içermesin

Bazı Hatalar:
Aşksızlıktan şikayet ediyorsunuz Ama evinizde hala eski eşinizin fotoları baş köşede duruyorsa, ya da eşyaları hala bir yerlerde saklıysa, bu yeni bir aşka izin yok anlamındadır

Ya da kapınızın girişine koskoca aslan kafası koyduysanız, aslında gayet tehditkar bir hava yaratıyorsunuz ve evinize misafir gelmemesinin sebebi bu olabilir mi? Buna karşın bir köpek biblosu, sizi hırsızlardan koruyacaktır

Çin’de, sevilmeyen komşularla Feng Shui savaşları yapıldığı söylenir Onlar savaş materyalleri olan kılıç, silah vb keskin madeleri ya da metalleri, karşı evin göreceği şekilde koyarlar Bunlara “zehirli ok” derler Zehirli ok hissettiğiniz insanlarla aranıza “ağaç elementi” koyun Bu okları işyerinizde de hissedebilirsiniz, bir canlı salon bitkisi (iyi bakılmak şartıyla) idealdir

Son Söz: Mekanınızı temizlediğinizde, gereksiz olanları attığınızda ve eşyaları sade ve basit şekilde yerleştirdiğinizde, aşk, iş ve maddi yaşamınız yoluna girecek ve hem ruhsal hem fiziksel olarak kesinlikle daha uyumlu olacaksınız Bunun için pahalı eşyalara gerek yok
T Roosvelt’in dediği gibi: “ELİNDE OLANLARLA, BULUNDUĞUN YERDE, ELİNDEN GELENİ YAP”

Alıntı

Ruhsal Büyüme... kategorisinde yayınlandı. Leave a Comment »

ORGANLARIN YENİLENMESİ

12742409_987758774624457_4067826911111659306_n[1]
Bilim adamları, vücuttaki organların yaşlanma sürecini aydınlattı. Göz ve beyin dışında kalan tüm organlar kendini yenileyebiliyor ve böylece vücudumuz hayat boyu 10 yaşın altında kalmayı başarabiliyor.

İngiltere’de yayınlanan Daily Mail gazetesinin haberine göre bu durumun nedeni, hücrelerin yenilenmesi yani eski hücrelerin yerini yeni hücrelerin alması olarak açıklanıyor.
Ancak bu “kalıcı gençlik” durumundan nasibini alamayan şanssız organlar da yok değil. Beyin, gözler ve sinir sistemi kendini yenileyemiyor.

Beyinde; koku alma ve öğrenme merkezleri haricindeki diğer hücreler, tıpkı tam anlamıyla oluşumunu tamamladıktan sonra yenilenemeyen sinir sistemi ve kornea haricinde yenilenemeyen gözler gibi, yaşlanmaya karşı direnemiyor.

KALP KENDİNİ 20 YILDA YENİLİYOR

Yıllarca kalbi oluşturan hücrelerin doğduktan sonra değişmediği sanıldı.

Ancak New York Üniversitesi’nden Dr. Piero Anversa tersini ispatlamayı başardı. Kalbin kendini yenilediğini belirten Anversa bunun en az 20 yıl aldığını kaydetti.

SAÇLAR KENDİSİNİ 3-6 YILDA YENİLİYOR

Yaklaşık 100 bin adet olan saçların her bir teli ayda 1.25 santimetre uzuyor.

Dolayısıyla saçların kaç yaşında olduğu da saçın uzunluğuna göre değişiyor.

MİDE DUVARI KENDİSİNİ 3-5 GÜNDE YENİLİYOR

Midedeki asit karşısında hücrelerin dirençli olmadığını belirten İsveç-Karolinska Enstitüsü’nden Jonas Frisen, hücrelerin 3 ila 5 gün arasında yenilendiğini vurguladı.

Ancak nikotin, hücrelerin yenilenmesini ağırlaştırıyor.

BAĞIRSAK KENDİSİNİ 2-5 GÜNDE YENİLİYOR

Midede olduğu gibi bağırsaklarda da hücrelerin zor şartlar altında olduğunu söyleyen İsveçli Dr. Frisen

bu hücrelerin hızla yenilendiklerini ve bu sürenin 2 ila 5 gün arasında değiştiğini ifade etti.

İSKELET SİSTEMİ KENDİSİNİ 10 YILDA YENİLİYOR

İskelet de vücudun sürekli kendini yenileyen bölümlerinden biri.

Kemiklerin 10 yılda bir tam anlamıyla kendini yenilediği tahmin ediliyor.

DİL KENDİSİNİ 10 GÜNDE YENİLİYOR

Tat moleküllerini sinirler yoluyla beyne ileten dilde bulunan 10 bin tomurcuğun her birinde 50 hücre bulunuyor.

Bu hücreler her 10 günde bir kendini yeniliyor.

KARACİĞER KENDİSİNİ 6 AYDA YENİLİYOR

Yağ, protein, şeker ve kan yapımı için gerekli olan maddeleri depolayan karaciğer vücudun en güçlü organlarından biri.

İngiltere Karaciğer Vakfı tarafından yapılan açıklamaya göre karaciğerin kendini yenileme süresi 6 ay.

AKCİĞER KENDİSİNİ 1 YILDA YENİLİYOR

Akciğerde hücreler farklı periyotlarda yenileniyor. Bu da havanın temizliğine, sigara içilip içilmemesine göre değişiyor.

Yenilenme süresi ise altı ayla bir yıl arasında…

GÖZLER YENİLENMİYOR

Gözler, kornea tabakası haricinde kendini yenileme özelliğine sahip değil. Zaman geçip yaş ilerledikçe gözleriniz de sizinle birlikte yaşlanıyor.

Aynı şekilde beyin hücreleri de kendini yenileyemiyor ve yaşlanıyor.

Hangi Saatlerde Hangi Organlarımız Yenileniyor?

Yaşam şeklimizi de bu saatlere göre düzenlediğimiz takdirde bu yenilenmeye katkıda bulunabilirsiniz. Örneğin akşam saat 11 de uyumazsak, saat 11 de kendini yenilemeye başlayan safra kesesi bu görevini yapamaz, ve ertesi günü yeterli performansta çalışamaz. Bununla birlikte göz altındaki torbalar ve şişkinlikler safra kesesinde çamur veya taş olduğunun bir belirtisi olabilir. Bunun için en az haftada 3 gece saat 11 de uyumamız gereklidir.

İşte organlar ve saatleri:

23 – 01 arası : Safra Kesesi
01 – 03 arası : Karaciğer
03 – 05 arası: Akciğer
05 – 07 arası : Kalın bağırsak
07 – 09 arası : Mide
09 – 11 arası : Dalak, Pankreas
11 -13 arası : Kalp
13 -15 arası : İnce bağırsak
15 -17 arası : Mesane
17 -19 arası : Böbrek
19 -21 arası : Kalp Kası
21 – 23 arası : Bedenin Isıtılması

Bitki Alemi kategorisinde yayınlandı. Leave a Comment »

Kızılderililerin Şeref Yasaları;

12733640_679423592200677_299912427454034759_n[1]

1 – Dua etmek için güneşle birlikte kalk. Tek başına dua et, sık sık dua et. Büyük Ruh dinler..
2 – Yollarında kaybolmuş olanlara karşı anlayışlı ol. Cehalet, kibir, öfke, kıskançlık ve açgözlülük, kayıp bir ruhtan kaynaklanır. Rehberlik bulmaları için dua et.
3 – Kendini, kendi kendine araştır, keşfet. Başkalarının senin yolunu senin için belirlemelerine izin verme. O senin, sadece senin yolundur. Diğerleri o yolu seninle birlikte yürüyebilirler, fakat hiç kimse o yolu senin için yürüyemez.
4 – Misafirlerine evinde saygıyla davran. Onlara en iyi yiyeceklerini ver, en iyi yatağı ver ve onlara saygı ve onurla muamele et.
5 – Herhangi bir kişiden, bir topluluktan, bir çölden ya da bir kültürden olsun, senin olmayan şeyi alma. O ne kazanılmıştır, ne de verilmiştir. Senin değildir.
6 – Yeryüzü üzerindeki her şeye saygılı ol – ister insan, ister hayvan veya bitki olsun.
7 – Diğer insanların düşüncelerini, isteklerini ve sözcüklerini onurlandır. Başka birinin sözünü asla kesme, alay etme ya da taklidini yapma. Herkese kişisel ifadeleri için izin ver.
8 – Başkalarına asla kötü bir şekilde konuşma. Evrene bıraktığın negatif enerji, sana katlanmış olarak geri döner.
9 – Herkes hatalar yapar. Ve tüm hatalar bağışlanabilir.
10 – Kötü düşünceler zihinsel, bedensel ve ruhsal hastalıklara neden olur. İyimser ol.
11 – Doğa bizim için değildir, o bizim bir parçamızdır. Onlar senin dünyasal ailenin parçalarıdır.
12 – Çocuklar geleceğimizin tohumlarıdır. Onların yüreklerine sevgi ek ve bilgelik ve hayatın dersleriyle sula. Onlar büyürken, onlara büyümeleri için yer bırak.
13 – Başkalarının kalplerini incitmekten kaçın. Verdiğin acının zehiri sana geri döner.
14 – Her zaman dürüst ol.
15 – Kendini dengede tut. Senin Zihinsel ben ‘in, Ruhsal ben ‘in, Duygusal ben ‘in ve Fiziksel ben ‘in – hepsinin güçlü, saf ve sağlıklı olmaya gereksinimi var. Zihnini güçlendirmek için bedenini çalıştır. Duygusal rahatsızlıkları iyileştirmek için ruhsallıkta büyü.
16 – Kim olacağını ve nasıl davranacağını belirlerken bilinçli kararlar ver. Kendi eylemlerinin sorumluluğunu üzerine al.
17 – Başkalarının mahremiyetine ve kişisel yerlerine saygılı ol. Başkalarının kişisel eşyalarına dokunma, – özellikle kutsal ve dini eşyalarına. Bu yasaktır.
18 – İyi talihini başkaları ile paylaş.
19 – Başkalarının dini inançlarına saygı göster. Kendi inancını başkalarına kabul ettirmeye çalışma.
20 – Önce kendine karşı dürüst ol. Önce kendini besleyemezsen ve kendine yardım edemezsen, başkalarını besleyemezsin ve onlara yardım edemezsin.

Ruhsal Büyüme... kategorisinde yayınlandı. 18 Comments »

Işıl İpekçinin nefis takılarının olduğu ”Sevgilerle ”Sergisi Ay Sonuna Kadar… Kaçırmayın…

IMG_1294

Ayşe Takı Galerisinde ”Sevgilerle” isimli karma bir takı sergisinin açılışına gittim ve oradaki takılara bayıldım. Güzel insanlarla dostluk kurdum ve en Önemlisi Işıl İpekçinin tasarımı olan ”kalbim kanatlandı uçuyor”u çağrıştıran bir kolyeyi aldım. Hala kendinize hediye almadınız mı?

İşte size adres: Ayşe Takı Galerisi: Teşvikiye- Şakayık Sok. N. 53

Işıl İpekçi Tel: 0536 508 19 73

IMG_1301

IMG_1307

IMG_1306

IMG_1305

IMG_1292

IMG_1288

IMG_1320

IMG_1292

Ortaya Karışık kategorisinde yayınlandı. Leave a Comment »

Sen huzurlu olduğunda, insanlar sana yaklaşır;

mutluluk[1]
Sen huzurlu olduğunda, insanlar sana yaklaşır;
Huzursuz olduğunda uzaklaşır…
Bu o kadar fiziksel bir olaydır ki; kolaylıkla gözlemleyebilirsin.
Ne zaman huzurlu olsan, herkesin sana yakın olm…ak istediğini hissedeceksin;
Çünkü huzur, etrafında bir titreşim yaratır.
Etrafında huzur halkaları hareket edecek ve her kim yaklaşırsa, bir ağacın gölgesine
girip, rahatlamak ister gibi, sana daha yakın olmayı arzu edecek.
Unutma; başkalarına ancak sahip olduğun şeyi verebilirsin.
Sen mutluysan, sadece orada bulunman bile, diğer insanların mutluluğunu tetikleyecek.
Senin müziğin, senin dansın mutluluk dalgaları yaratacak, neşen sana yaklaşan
herkese bulaşacak
* Osho
Ruhsal Büyüme... kategorisinde yayınlandı. 1 Comment »

Kanserle Savaşmak için Bal ve Zencefil Tarifi

  • bal-zencefil[1]
  • Zencefil kökü son yıllarda kanser karşıtı özellikleriyle popüler oldu, ve hatta bu hastalık için verilen konvansiyonel ilaçlardan daha etkili olduğu durumlar var.
  • Zencefil dünya çapında yiyeceklerde kullanılan bir köktür ve ayrıca bir çok hastalığın tedavisinde kullanılır. Ama bir çok insan bu lezzetli kökün kanser karşıtı özellikleri olduğunu bilmiyor, bu özellikler ilerlememiş hastalıkların tedavisinde anahtar olabilir.

    Zencefil bazı kanser ilaçlarına göre neden daha yararlı?

    Georgia Devlet Üniversitesinde yapılan bir araştırma zencefil özünün deney farelerinde prostat tümörlerini %56 azalttığını ortaya koydu. Bu araştırma sayesinde bilim insanları bu bitkinin kanser karşıtı özelliklerini ve tümörleri küçültmedeki işlevini keşfetti. Ve dahası, sağlığa çok yararlı olan bir çok antioksidan içerdiği ortaya kondu. Peki neden bu şifalı bitki ticari kanser ilaçlarına nazaran daha etkili olabiliyor?
    zencefil
    Doktorlar genellikle bu hastalık için ‘tek çare’ olarak çeşitli ilaçlar yazsalar da, işin aslı bazı ilaçların hastanın durumunu kötüleştirebileceği, tümörün büyüme hızını arttırabileceği, ve hatta bazen iyileşme olasılığını azaltabileceğidir. İlaçlar kanserle savaşmak için yararlı olsa da potansiyel yan etkileri bazen iyilikten çok kötülük eder ve bazı durumlarda hastanın yaşama olasılığını azaltır.

    Kesinlikle hastaların ilaçlarını bırakmasını önermiyoruz. Ama bu hastalığın tedavisinde faydalanabileceğiniz alternatif bir yöntem sunmak istiyoruz. Bu kök bitki hem ucuzdur, hem hazırlaması kolaydır hem de düzenli tüketildiğinde harika sonuçlar verir.

  • Zencefilin vücuda herhangi bir yan etkisi yoktur. Bunun yerine kötü niyetli tümörlerin büyümesini önlerken, prostat kanseri hücrelerini de azalttığı kanıtlanmış durumda. Diğer çalışmalar ise bu bitkinin kullanımının kanser büyümesi üzerinde olumsuz etkileri olabileceğini gösteriyor. Aslında, aynı çalışmalar zencefilin neredeyse 101 hastalık için faydalı olduğunu ortaya koydu.

    Kanserle savaşmak için zencefil ve bal

    bal
    Bu ballı lezzetli tarif internette çok popüler oldu çünkü bir çok insan kanserle savaşım süreçlerinde bundan faydalandıklarını dile getirdi. Bu tedavi yöntemini kullanan kanser hastalarının durumu iyileşti veya ameliyat ile kemoterapi olmadan hastalığın üstesinden geldiler. 

    Malzemeler

    • 2 büyük parça zencefil kökü
    • 450 gr organik bal
  • Zencefil kökünü soyun, rendeleyin, ve balla karıştırın. Bir kaba koyun ve günde iki üç kaşık alın.
  • Tahta veya plastik kaşık kullanın. Bu ayrıntı oldukça önemli.

 

Kanserle savaşmak için zencefil ve sarımsak macunu

sarımsak
Bu güçlü tarif zencefil ve sarımsağı beraber kullanarak bu iki farklı bitkinin kanser karşıtı özelliklerinden faydalanır. Çalışmalar, sarımsağın mide ve kolorektal kanserlerle savaşmadaki başarılarını ortaya koyuyor. Ayrıca göğüs, prostat, akciğer ve safra kesesi gibi diğer kanser türleri ile savaşmakta da çok faydalıdırlar. Diğer yandan zencefil kolon ve prostat kanseri tedavisinde pozitif sonuçlar ortaya koymuştur. 

Bu sarımsak ve zencefil pestili çok sağlıklıdır ve kanser tedavisinde çok faydalıdır.

Malzemeler

  • 120 gram sarımsak
  • 120 gram zencefil
  • 1 yemek kaşığı organik zeytinyağı

Hazırlanışı

  • Tüm malzemeleri bir kapta karıştırın. Mikserden geçirin ve her şeyin tamamen karıştığına emin olun.
  • Bu sosu yemeklerin yanında kullanabilirsiniz ve günde bir veya iki yemek kaşığı olarak doğrudan tüketebilirsiniz.
  • kaynak: sağlığa bir adım
Bitki Alemi kategorisinde yayınlandı. Leave a Comment »

Kurban Bilinci mi, Kendi yaratma gücüne sahip çıkmak mı ?

sorumluluk-580x330[1]

Hepimiz yaşamışızdır. Hepimizin gün içinde ya da hayatta mutlaka düştüğü bir durumdur kurban psikolojisi. Bazen kısa süreli, bazen ise kronikleşmiş uzun süreli.

Peki nedir Kurban psikolojisi / Kurban bilinci ?

Kurban bilinci, kendi yaratıcı gücümüzden ve yaratma kabiliyetimizden vazgeçmektir. Bunun yerine  sahip olduğumuz / olamadığımız şeylerde, yaşadığımız olaylarda birşeyleri ya da başkalarını suçlu tutmaktır. Kendi gücümüzü onlara vererek, birşeylerin ya da birilerinin hayatımızı kontrol etmesine izin vermektir. Başkalarının kendi bilincimizi ve seçimlerimizi yönetmesine izin vermektir.    

İnsanlar kurban psikolojisiyle doğmazlar, ama öyle büyürler, öyle öğrenirler. Bir insan çevresi tarafından bir gücü olmadığına ikna edilirse; ve büyürken çevresinde örnek aldığı yakınları hayatın adil olmadığını, ve bunda bir suçları olmadığını söyleyerek yaşıyorlarsa, çocuğun da hayatını böyle şekillendirmesi kaçınılmazdır. 

İçindeyken fark etmesi, ve kendine itiraf etmesi zor bir haldir kurban psikolojisi. Fark edene kadar içinde olduğumuzu bile bilmeyiz. Ama fark edip dışına çıkmayı başardığımızda hayatımızda büyük kapılar açar. 

Peki neden bu kadar önemli aslında bunu fark etmek. Çünkü Zen öğretisinin de dediği gibi :

‘Kurban psikolojisi, savaş bilincidir.’

Ve onun içinde olduğumuz sürece, fark etmesek de kendimizle, çevremizle ve hatta dünyayla savaş halinde oluruz. Birşeyleri değiştirme gücünden yoksun olduğumuz inancıyla, kendimizi güçsüz ve çaresiz hissederiz. Ve olan bitenlerle ilgili suçlayacak birilerini ararız. Bazen bununla da yetinmez, suçlu oldukları ve hakettikleri düşüncesiyle onlara saldırmaya başlarız.

Tüm ruhsal öğretiler bizleri kurban bilinci konusunda uyarır.

4JgaBqWmt

Dalai Lama bilmeyenlerimiz için Tibet’in ruhani lideri, aynı zamanda Budizm’i kuran Shakyamuni’nin reankarnasyonu olduğuna inanılan ruhani liderdir. 14. Dalai Lama der ki :

“Eğer herşeyin başkalarının suçu olduğuna inanırsanız, hayatta çok ıstırap çekersiniz. Ama ne zaman ki herşeyin sizden tohum verdiğini fark edersiniz, o zaman hem neşe hem barışı öğrenirsiniz. “

Osho der ki : Hiçbir zaman insanları ya da dış etkenleri suçlamayın. Başkalarını suçlamak bizi kurban psikolojisine sokar; çevremizde gelişen olayların sebebi değil, bir sonucu yapar. Sebep ya da sonuç olma kararını bizden alır. Bizi çevremizde yaşananların sonucu yapar. Sorumluluk almak ise, hatalı olsak da olmasak da, hayatımızın direksiyonunu elimizde tutar. Sonuç olmak yerine, hayatta istediğiniz şeyleri yaratmak için bir sebep olun, harekete geçin. 

Kurban psikoloijisinde olduğunuza dair bazı ipuçları

  • Gün içinde yaşanan aksiliklerde, özellikle sizi üzen olaylarda başkalarını suçlamak
  • Hayat adil değil, herkes bana karşı düşüncesi
  • Hayatında birşeyleri değiştirecek gücü kendinde bulamamak. ( Yakınındaki insanlar yapabileceğini düşündüğü halde)
  • Yanlış yönlendirilmiş öfke, özellikle aile yakınları ve arkadaşlara karşı. “Beni hiç bir zaman anlamıyorlar, duymuyorlar.” cümleleri.
  • Kendini izole, yalnız, yanlış anlaşılmış, terk edilmiş, sevdiği insanlardan ya da tüm dünyadan kazık yemiş, kandırılmış hissetmek.
  • Hayatında yaşadığı olayların aslında kendinden kaynaklandığı düşüncesini, ve yaşananlarla ilgili sorumluluk almayı reddetmek.

Kurban Psikolojisinden sıyrılıp kendi gücünüzü geri almak için tavsiyeler

  • Her tür “biz, onlar” düşüncesini, kelimesini kullanmayı bırakın. Kendinizi tüm insanlarla eşit seviyede görmeye çalışın. Sizinle aynı değerde insanlar olduklarını, aynı saygıyı hakettiklerini, ve hatta sizin gibi hata yapabileceklerini kabul etmeye çalışın.
  • Hayatınızda ufak değişiklikler yapmaya başlayın. Gün içinde her zaman yaptığınızdan farklı seçimler yapın, karar verme ve seçim yapma gücünün sizde olduğunu kendinize gösterin.
  • Size sorumluluk duygunuzu hatırlatan işlere yönelin. Bir işi sahiplenmek ve odaklanmak sorumluluk duygunuzu harekete geçirecektir.
  • Gün içinde ufak korkularınızla yüzleşin; ve üzerlerine gidin. Biriyle düşüncenizi paylaşmaktan mı korkuyorsunuz, sakin ve dengeli bir şekilde kelimelerin ağzınızdan çıkmasına izin verin. Ya da evde yalnızsınız ve kabusunuz bir böcek karşısınızda belirdi. Kimsenin yardımı olmadan gazete yardımıyla böceği pencerenin dışına çıkarın. Yapabilirsiniz. Kendinize yapabileceğinizi gösterin. Ve yaptıktan sonra artık yapabileceğinize inanın.
  • Duygularınızı dinleyin, niye ve nasıl hissettiğinizi anlamaya çalışın. Hangi durumlar sizi nasıl hissettiriyor, gözlemleyin. O duyguların kaynağı neresi, çocukluğunuzdan ve travmalarınızdan gelen duygular mı ? Hala bugün geçerlilikleri var mı ? Yoksa o duyguların hala sizi yönetmesine izin mi veriyorsunuz ? Bunu görmeye çalışın.
  • Üzgün olmak, incinmek, kendini kötü hissetmek, reddedilmek hepimizin, her insanın hayatında yaşadığı normal duygulardır. Ama bu duygulara tutunmak, onlardan beslenmek, onları büyütmek iyi değildir. İncinebiliyor olmak sizi daha az güçlü ya da daha az değerli yapmaz. Aynı şekilde acıyı kaldırabiliyorsunuz ve bir kez yaşadınız diye; hayatınıza daha çok acı ve kötü muamele çekmek zorunda değilsiniz. Ve yaşadıklarınız, dünyadaki herkesin bu sebepten size kötü davranmaya hakkı olduğu anlamına gelmez. Üzgün ve incinebilir olmayı kabul edin. Ama hayatınızdaki her insandan o saygıyı ve özeni talep edin.
  • Her olayda birilerini suçlama ihtiyacını bırakın. Bazen sadece işler yolunda gitmez. Bu kimsenin suçu değildir. Hata yapmak insani birşeydir. Önemli olan hatalardan ders alabilmektir. Çözüm odaklı olun. Kendi tepkilerinize odaklanın. Neler yapabileceğinizi, senaryoyu nasıl değiştirebileceğinizi düşünün.
  • Drama yaratma ve kendine acıma duygularını bırakın. Onun yerine neşeyi, ve güzel şeylere odaklanmayı seçin.
  • Şikayet etmeyi bırakın. Harekete geçin.

Şikayet ettiğimiz sürece, ya da çevremize olumsuz duygular yaydığımız sürece sadece çevremize değil, kendimize de zarar veriyoruz. Çünkü her düşüncede ve hatta yaşamayı seçtiğimiz her duyguda beynimizi ona göre programlıyoruz.

Nörologların yaptığı araştırmalar gösteriyor ki beyinde aslında her düşüncenizde yeni nöronlar ve bağlar, sinapslar oluşuyor. Beyin, kendi içindeki elektrik akışını doğru bir şekilde yönetmek için köprüler kuruyor; ki bir veriyi çağırmamız, yani hatırlamamız daha kolay olsun. Her düşünce tekrarlandığında sinapslar birbirine daha çok yakınlaşıyor, ve zamanla gittikçe birbirine bağlanıyor. Yani düşünceleriniz beyninizi şekillendiriyor, ve hatta düşünceleriniz belirli bir noktadan sonra fiziksel gerçeğe dönüşüyor. Bu oluşturmayı seçtiğiniz köprüler,  stres ya da mutluluk olarak hayatınıza yansıyor.

Beyninizin her düşüncede bunu yapıyor olmasının muhteşemliği bir yana, en çok ve en sıkı bağ kurmuş sinapslar, yani alışılmış köprüler sizin standart kişiliğinizi, düşünce şeklinizi, karakterinizi belirliyor. Çünkü hızlı aktarılan düşünce kazanıyor. 

Bunu daha basite indirgeyip şöyle düşünelim. Üç arkadaş var, A, B ve C. Bunlardan A reseptör. Bir konuyla ilgili karar vermesi gerekiyor.  B ve C ise kararını belirleyecek olan düşünceler. Bunlar birbirlerine top atıyorlar. A ile B nin arasındaki mesafe 2 m; A ile C nin arası 10 m. A bir soru soruyor, ve buna karşılık B ve C aynı anda, aynı hızla A’ya top atıyorlar. A’ya ulaşan ilk top, ilk düşünce, A’nın kararını belirleyecek. Hangisi daha çabuk ulaşır ?  Tabii ki yakın olan.

Düşüncelerimiz de bu şekilde çalışıyor. Daha çok tekrarlanan düşünce zamanla gittikçe birbirine daha çok yakınlaşıyor ve bağ güçleniyor. Ve bilgi çağrıldığında daha kısa sürede veriyi taşıyan düşünce köprüsü kazanıyor. Yani bir noktadan sonra kararlarımızı otomatik olarak vermeye başlıyoruz. Ama bunu değiştirmek, beynimizde sağlıksız kurulmuş bilgi ve düşünce kalıplarını değiştirmek mümkün. Nasıl mı, anda kalarak. Bir sonraki kararınızı ya da tepkinizi vermeden önce derin bir nefes alıp, anda merkezinizde kalın. Ve kendinize sorun, bu seçimi bana ya da çevreme faydası olduğu için mi yapıyorum. Yoksa zihnim böyle alıştığı için mi ? Aldığım karar korku temelli mi, sevgi temelli mi ? Çünkü sevgi temelli kararların, dengeli ve sakin olan kararların, ruhunuzdan gelen kararlar olma ihtimali çok daha yüksektir.  

Hepimiz aslında üzücü ya da korku dolu bir anı, hayatımızda sadece bir kere yaşıyoruz. Bir travmayı, belki gerçekten çaresiz kalıp kurban olduğumuz anı hayatta bir kere yaşıyoruz. Sonrasını kendimiz yaşatıyoruz, kendimiz şekillendiriyoruz.

Naomi Judd’un da dediği gibi : Sadece bir kez kurban oluyorsunuz. Sonrasında gönüllüsünüz.

Peki siz şu anda neyi yaşamayı seçiyorsunuz ?

kynak:hayatıseç

Ruhsal Büyüme... kategorisinde yayınlandı. Leave a Comment »

Oscar Wilde’dan 26 Çarpıcı Söz.

tmp_15923-SndtWdz-1711459899[2]

  1. Çoğu insan başka biridir. Düşünceleri başkalarının görüşü, hayatları taklit, tutkuları ise alıntıdır.
  2. Hiçbir şekilde aşırı şık giyinemez, aşırı fazla eğitilemezsin.
  3. Kadınlar sevilmek için yaratılmıştır anlamak için değil.
  4. Ben Cennete gitmek istemiyorum arkadaşlarımın hiçbiri orada değil
  5. Sana sıradan biriymişsin gibi davranan hiç kimseye aşık olma
  6. Günahkarlarla azizler arasında bir fark vardır. Azizlerin geçmişi günahkarların ise geleceği vardır.
  7. Bazıları nereye giderlerse mutluluk kaynağı olurlar. Bazıları ise gittiklerinde.
  8. Çok basit zevklerim var. Her zaman en iyisiyle tatmin olurum.
  9. Hepimiz hendekteyiz. Ancak bazılarımız yıldızlara bakıyor.
  10. Kendin ol, diğer herkes zaten alınmış
  11. Yaşamak dünyanın en nadir görülen şeyidir. Çoğu insan sadece vardır.
  12. Bir hayalperest ay ışığında bile yolunu bulabilir. Ancak ceza olarak da şafağı Dünya’nın geri kalanından önce o görür.
  13. Gençken paranın hayattaki en önemli şey olduğunu düşünürdüm. Şu an yaşlıyım, ve biliyorum.
  14. O kadar zekiyim ki bazen söylediğim hiçbir şeyi anlıyamıyorum.
  15. Hayatta seks dışında her şey seksle ilgilidir. Seks ise güçle.
  16. Herşeyi bilebilecek kadar genç değilim.
  17. Uğruna biri öldüğü için bir şey doğru olmak zorunda değildir.
  18. Basitçe “tecrübe” insanların hatalarına verdikleri isimdir.
  19. Asla günlüğüm olmadan seyahat etmem. Çünkü trende okumak için her zaman sansasyonel birşey lazım.
  20. Eğitim takdire şayan bir şeydir, ancak zamandan zamana hatırlamak lazım ki bilmeye deyecek hiçbir şey öğretilemez.
  21. İnsanları iyi ve kötü diye bölmek saçmadır. İnsanlar etkileyici ve sıkıcıdır.
  22. Sevilen kim fakirdir?
  23. Günümüzde insanlar herşeyin fiyatını bilmekte ancak hiçbir şeyin değerini bilmemektedir.
  24. Hiçbir iyilik cezasız kalmaz.
  25. Herkes bir arkadaşının acılarını paylaşabilir, ancak bir arkadaşının başarısını paylaşabilmek için çok ince bir mizaç gerekir.
  26. Ne zaman insanlar benimle aynı fikirde olsa yanlış olduğumu düşünürüm

Kadın evde ne iş Yapar ??

12705569_1267834216566092_4249122480399943796_n[1]
.
Adam akşamleyin iş çıkışı eve geldiğinde evin bahçesinin karmakarışık olduğunu görmüş.

3 çocuk da bahçede çamurlar içinde oynuyormuş.Boş yemek kutuları ve içecekler etrafa saçılmış.Karısının arabası garaj kapısının önünde, bir kapısı açık ve yamuk halde parkeder durumdaymış.
Evin içine girdiğinde durum daha vahim şekle dönüşmüş.Girişteki halının bir kenarı kıvrılmış, havaya kalkmış ve abajur sehpanın üzerine devrilmiş.Salondaki televizyonun sesi sonuna kadar açık halde çizgi film kanalındaymış, televizyonun üzerine bırakılan yarısı içilmiş meyve suyu ha döküldü ha dökülecek vaziyetteymiş.
Oturma odasında yerler oyuncaklar ve çocuk elbiseleriyle kaplıymış.Mutfağa girdiğinde lavabonun sabah kahvaltısı bulaşıklarıyla dolu olduğunu görmüş.Ayrıca kırılmış bir bardağın parçaları masanın altında duruyormuş

Üst rafa yöneldiğinde merdivenlerdeki elbiseleri fark etmiş. Telaşla karısının başına kötü birşey gelmiş olabileceğini ya da hastalandığını düşünerek hızla koşmaya başlamış.

Misafir odasına girdiğinde karısını uzanmış halde kitap okurken bulmuş.Karısı kocasını görünce okuduğu kitaptan başını kaldırmış, hafifçe gülümsemiş ve gününün nasıl geçtiğini sormuş.
Adam cevaplamış:”Her zaman ki gibi! ”

Ardından şaşkınlıkla sormuş:”Ne oldu bugün böyle?”

Karısı tekrar gülümseyerek;
-“Sen hergün eve geldiğinde bütün gün ne yaptın ki demez miydin..”
+”Evet”
-“Güzel… Bugün, her gün yaptıklarımı yapmadım sadece o kadar…”.. smile ifade simgesi

Ruhsal Büyüme... kategorisinde yayınlandı. Leave a Comment »

Üç Yüz Bin Dilek Hakkınız Var…

12742721_10206641957701427_3740901825919282333_n[1]

Beni TANRININ SEVGİSİ hayatta tutuyor.

12715785_795371160593597_5432503439020565151_n[1]

Burada, bugün ve yarın ve tüm zamanlar boyunca karşılaşacağın her sorunun cevabıdır. Sen Tanrı’nın değil, bu dünyadaki şeylerin seni hayatta tuttuğuna inanıyorsun. Sen en önemsiz ve deli sembollere güveniyorsun: haplar, para, ”korumalı” giysiler, etki, prestij, popülerlik, ”doğru” kişileri tanımak ve sihirli güçlerle donattığın hiç’in şekillerinin sonsuz bir listesi.

Tüm bunlar, senin Tanrı’nın sevgisi yerine koyduğun yedeklerdir. Tüm bunların, bedensel kimliği sağlamak için üzerlerine titrenir. Onlar EGO için söylenen övgü şarkılarıdır. Değersiz olana inancını yatırma. O seni hayatta tutmaz.

Sadece Tanrı’nın sevgisi seni her koşulda koruyacaktır. O, seni her dertten çıkaracaktır ve bu dünyada tüm algıladığın tehlikelerin üzerinden, mükemmel huzur ve güvenlik ortamının içine yükseltecektir. O, seni hiçbir şeyin tehdit edemeyeceği ve hiçbir şeyin TANRIOĞLUNUN ebedi sukunetine zorla giremeyeceği zihinsel bir hale götürecektir.

İllüzyonlara inancını bağlama. Onlar seni hayal kırıklığına uğratacaklardır. Tüm inancını içindeki Tanrı’nın sevgisine bağla; ebedi, değişmez ve sonsuza kadar şaşmaz. Bugün karşılaşacağın her şeyin cevabıdır bu. İçindeki Tanrı’nın Sevgisi sayesinde, görünürde olan tüm zorlukları, çaba sarfetmeden ve kesin güven içinde çözebilirsin. Bunu, kendine sık sık söyle. Bu, putlara olan inancının kurtuluşunun beyanıdır. Bu, senin kendi gerçekliğinin onaylanmasıdır.

Mucizeler Kursu / Ders 50

Ruhsal Büyüme... kategorisinde yayınlandı. Leave a Comment »

İlişkilerde çok basit bir kural var.

mutlu_iliski_cift_mnk[1]

İlişkilerde çok basit bir kural var.
Kural basit, uygulaması pek kolay değil.
Ama eğer uygularsak, neredeyse bütün ilişki sorunları çözülüyor.

Karşınızdakinin yapmadıklarına asla odaklanmayın.
Benim başıma, uzun süredir diğer ikisi değil, sadece bu geliyor, ve insanlar yapmadıklarım yüzünden bana kızabiliyorlar.
Karşınızdakinin ya da yanınızdakinin, istediklerinizi yapmıyor olması, sizi ya da aranızdaki ilişkiyi önemsemediğini göstermez.
İstediklerinizi seçmediğini gösterir.
Onları seçmesi için push-ittirme ve zorlama stratejileri çalışmaz, ilişkiye zarar verir.
Eğer pull-çekme ve teşvik stratejileri uygularsanız büyük olasılıkla uyum sağlar.

Eğer karşınızdaki istemediklerinizi yapıyorsa, durum farklı.
O zaman alanlarınıza muhakkak sahip çıkın.
Evrenin yasaları, radikal bir karar vermeden önce 3 kez uyarmayı öneriyor.
Bu uyarılarda, sertlik ve çatışmak yerine, istenmeyen şey yapıldığındaki duygularınızı ifade edin.
Üzüntü, endişe, hatta korku gibi, samimi hislerinizi dile getirin, sınırı sizin duygularınızın çizgileriyle belirleyin.
Büyük olasılıkla, ve iyi niyetliyse, yine uyum sağlar.

Ama eğer karşınızdaki, istemediklerinizi, sizi üzmek, yormak ve en acıklısı olarak sizi denemek için kasten, bilerek ve isteyerek yapıyorsa, ilişkiyi sürdürmenin bir anlamı yok.
İlişkilerde özen ve şefkat şart.
Bazen zamanla da elde edilir.
Ama ilişkilerde kastederek yapılan hareketler, ilişkiye suikasttır.
İlişki ölmese bile yaralanır.

Kural basit.
İstediklerinizi yapmamasını özgür seçime saygıyla kabul edip, değiştirmek için teşvik edin.
İstemediklerinizi yaptığında duygularınızı anlatın, zaman ve şans verin.
Kasten yapıyorsa uzaklaşın.
Huzur ve neşede buluşalım…

kaynak: Korkut Keskiner

Ruhsal Büyüme... kategorisinde yayınlandı. 1 Comment »