“Ne kadar bilirsen bil, söylediklerin karşıdakinin anladığı kadardır.”!!..

15894460_1702894786688402_3294081070692358378_n1

Bir profesör konferans vermek üzere salona girmiş. Ama bakmış ki salon, ön sırada oturan seyis dışında boşmuş.
Konuşup konuşmama konusunda tereddüde düşen Profesör sonunda seyise sormuş:
– Buradaki tek kişi sensin. Sana göre konuşmalı mıyım, yoksa konuşmamalı mıyım?
Seyis cevap vermiş:
– Hocam ben basit bir insanım, bu konulardan anlamam. Fakat ahıra gelseydim ve bütün atların kaçıp bir tanesinin kaldığını görseydim, yine de onu beslerdim.
Bu sözlere hak veren Profesör konferansa başlamış.
İki saatin üzerinde konuşmuş durmuş, konferanstan sonra da kendini mutlu hissetmiş, dinleyicisinin de konferansın çok iyi olduğunu onaylanmasını isteyerek sormuş:
– Konuşmamı nasıl buldun?
Seyis cevap vermiş:
– Hocam sana daha önce basit bir adam olduğumu ve bu konulardan pek anlamadığımı söylemiştim.
Gene de eğer ahıra gelir, biri dışında tüm atların kaçtığını görseydim, onu beslerdim, ama elimdeki tüm yemi ona verip de hayvanı çatlatmazdım..))

“Ne kadar bilirsen bil, söylediklerin karşıdakinin anladığı kadardır.”!!..Alıntı

Ruhsal Büyüme... kategorisinde yayınlandı. 1 Comment »

Sıkıntılara, zihnen (bilgi, plan), mânen (dua), maddeten (tedbir) hazırsanız; fırtına çıktığında uyuyabilirsiniz.

12-15-firtina1

 

Yıllar önce bir çiftçi, fırtınası bol olan bir tepede bir çiftlik satın almıştı. Yerleştikten sonra ilk işi bir yardımcı aramak oldu. Gel gelelim ne yakındaki köylerden ne de uzaktakilerden kimse onun çiftliğinde çalışmak istemiyordu. Müracaatçıların hepsi çiftliğin yerini görünce çalışmaktan vazgeçiyor, “Burası fırtınalıdır, siz de vazgeçseniz iyi olur.” diyorlardı.
Nihayet çelimsiz, orta yaşı geçkince bir adam işi kabul etti. Adamın haline bakıp:
“Çiftlik işlerinden anlar mısın?” diye sormadan edemedi çiflik sahibi.
“Sayılır.” dedi adam, “Fırtına çıktığında uyuyabilirim.” Bu ilgisiz sözü biraz düşündü, sonra boşverip çaresiz adamı işe aldı. Haftalar geçtikçe adamın çiftlik işlerini düzenli olarak yürüttüğünü de görünce içi rahatladı. Taa ki o fırtınaya kadar… Gece yarısı, fırtınanın o müthiş uğultusuyla uyandı. Öyle ki, bina çatırdıyordu. Yatağından fırladı, adamın odasına koştu:
“Kalk, kalk! Fırtına çıktı. Her şeyi uçurmadan yapabileceklerimizi yapalım.” Adam yatağından bile doğrulmadan mırıldandı: “Boşverin efendim, gidin yatın. İşe girerken ben size fırtına çıktığında uyuyabilirim demiştim.” Çiftçi adamın rahatlığına çıldırmıştı. Ertesi sabah ilk işi onu kovmak olacaktı, ama şimdi fırtınaya bir çare bulmak gerekiyordu.
Dışarı çıktı, saman balyalarına koştu. Saman balyaları birleştirilmiş, üzeri muşamba ile örtülmüş, sıkıca bağlanmıştı. Ahıra koştu. İneklerin tamamı bahçeden ahıra sokulmuş, ahırın kapısı desteklenmişti. Tekrar evine yöneldi; evin kepenklerinin tamamı kapatılmıştı. Çiftçi rahatlamış bir halde odasına döndü, yatağına yattı. Fırtına uğuldamaya devam ediyordu.
Gülümsedi ve gözlerini kapatırken mırıldandı:
“Fırtına çıktığında uyuyabilirim.”
Sıkıntılara, zihnen (bilgi, plan), mânen (dua), maddeten (tedbir) hazırsanız; fırtına çıktığında uyuyabilirsiniz. Hayatınız boyunca… Kızgınlıkla karar almayın, mutluluktan uçtuğunuzda söz vermeyin. İkisi de sarhoşluk ânıdır; akıl başta değildir.
Görsel; Willam T. Richard

Ruhsal Büyüme... kategorisinde yayınlandı. Leave a Comment »

İYİ Kİ HALA GÜZEL İNSANLAR VAR…

15826481_10155159885209367_8742478376255632057_n1

İstanbul, Bakırköy Atrium alışveriş merkezinde çekilmiş harika bir fotoğraf… NOT:Fotoğraf Ali Çelik tarafından çekilmiştir

Ortaya Karışık kategorisinde yayınlandı. Leave a Comment »

Erkekler İçin Göz Muayenesi…

img_8328

Ortaya Karışık kategorisinde yayınlandı. Leave a Comment »

BU GERÇEK BİR HİKAYEDİR.!

15826114_1702511446726736_6206921894839798226_n1
Soğuk bir Ocak sabahı, bir adam Washington DC’de bir metro istasyonunda, kemanla 45 dakika boyunca 6 Bach eseri çalar. Bu süre içinde, çoğu işe yetişme telaşındaki yaklaşık bin kişi kemancının önünden geçip, gider…
Kemancı çalmaya başladıktan ancak 3 dakika kadar sonra, ilk kez orta yaşlı bir adam kemancıyı fark edip, yavaşlar ve birkaç saniye sonra da gitmek zorunda olduğu yere yetişmek üzere yine hızla yoluna devam eder.
Kemancı ilk 1 dolar bahşişini bundan bir dakika kadar sonra alır. Bir kadın yürümesine ara vermeksizin parayı kemancının önüne koyduğu kaba atarak, hızla geçer, gider.
Birkaç dakika sonra, bir başka adam duraklayıp, eğilerek dinlemeye başlar ancak saatine göz attığında işe geç kalmamak için acele ettiğini belirten ifadelerle hızla yoluna devam eder.
En fazla dikkatle duran ise 3 yaşlarında bir oğlan çocuğu olur. Annesinin çekiştirmelerine rağmen, çocuk önünde durur ve dikkatle kemancıya bakar. En sonunda annesi daha hızlı, çekiştirerek çocuğu yürümeye zorlar. Oğlan arkasına dönüp dönüp kemancıya bakarak, çaresizce annesinin peşinden gider. Buna benzer şekilde birkaç çocuk daha olur ve hepsi de anne, babaları tarafından yürümeye devam için zorlanarak, uzaklaştırılırlar.
Çaldığı 45 dakika boyunca kemancının önünde sadece 6 kişi, çok kısa bir süre durur. 20 kişi duraklamadan, yürümeye devam ederek, para verir. Kemancı çaldığı süre içinde 32 dolar toplar. Çalmayı bitirdiğinde ise sessizlik hakim olur ve kimse onun durduğunu fark etmez, alkışlamaz.
Hiç kimse onun dünyanın en iyi kemancısı Joshua Bell olduğunu ve elindeki 3,5 milyon dolarlık kemanla, yazılmış en karmaşık eserleri çaldığını anlamaz. Oysa Joshua Bell’in metrodaki bu mini konserinden iki gün önce Boston’da verdiği konser biletleri ortalama 100 dolara satılmıştı…
Bu gerçek bir hikayedir ve Joshua Bell’in öylesine bir kılıkla metroda keman çalması, Washington Post gazetesi tarafından algılama, keyif alma ve öncelikler üzerine yapılan bir sosyal deney gereği kurgulanmıştır. Sorgulanan şeyler şunlardı: Sıradan bir yerde, uygunsuz bir saatte güzelliği algılayabiliyor muyuz? Durup ondan keyif alıyor muyuz? Beklenmedik bir ortamda, bir yeteneği tanıyabiliyor muyuz?
Bu deneyden çıkarılacak kıssadan hisse ise; dünyanın en iyi müzisyeni, dünyadaki en iyi müziği çalarken, önünde durup, dinleyecek bir dakikamız dahi yoksa, başka neleri kaçırıyoruz acaba?…Alıntı

Ruhsal Büyüme... kategorisinde yayınlandı. Leave a Comment »

MİKRODALGADAKİ BÜYÜK TEHKLİKE

15895843_367524733614605_5938473074336121215_o1
Hayatımızı oldukça kolaylaştıran mikrodalga fırın, günlük hayatımızda en sık kullandığımız eşyalardan bir tanesi. Ancak mikrodalga fırının tehlikelerinin farkında mısınız?
BESİN DEĞERLERİ KAYBOLUR
Dr. Joseph M. Mercola’ya göre mikrodalga fırında ısıtılan yiyeceklerin besleyici öğeleri tamamen ölüyor.
ANNE SÜTÜ KALİTESİ DEĞİŞİR ve B12 VİTAMİNİ KAYBOLUR
Yapılan bir araştırmaya göre et ve süt ürünlerinde bulunan B12, mikrodalgada ısıtıldığında yok oluyor. Mikrodalga, besinlerdeki vitaminlerin %30-40’ının kaybolmasına neden oluyor, vitaminleri etkisiz hale getiriyor.
Bunun yanı sıra, anne sütünün kalitesi mikrodalga fırında ısıtıldığında düşüyor. 22 anne sütü örneği alınarak yapılan araştırmaya göre, 30 saniye mikrodalgada ısıtılan anne sütü, normal anne sütüne göre 18 kat daha fazla koliform (bir tür bakteri) içeriyor.
KANSEROJEN ETKİYE SAHİP
Özellikle ısıtmak için plastik bir kap kullanıyorsanız tehlike kat kat artıyor.
KAN DEĞERLERİNDE DEĞİŞİKLİK
İsviçre’de yapılan bir araştırmada, mikrodalga fırında ısıtılan yiyecekleri tüketen kişilerin kan değerlerinin daha kötü olduğu ortaya çıktı. Bu yiyecekleri tükettiğinizde kırmızı kan hücreleri azalıyor, beyaz kan hücreleri artıyor ve kolesterol yükseliyor.
KALP RİTMİNDE DEĞİŞİKLİK
Mikrodalgadaki radyasyon kalp ritminde değişikliklere yol açıyor. Bu değişiklik hayati tehlike oluşturmasa bile sağlığınıza etki edebilir. Kalp ritminizde farklılıklar, göğüs ağrısı vb. problemler hissettiğinizde mikrodalga kullanmayı bırakmalısınız.
Dr. İBRAHİM GÖKCEK

Kaynak: Face karbonat sayfası

Bitki Alemi kategorisinde yayınlandı. Leave a Comment »

Bel Ağrısının İlacı: Patates Suyu

15873513_1204165509701014_7946075473450894438_n1

Patatesi kaynatarak elde ettiğiniz suyu soğutup için, bel ağrısından kurtulun…

Patates Suyunun Faydaları..:

Beyaz saç oluşumunu engeller

Patates suyu kanser hücrelerini öldürür

Bel ağrısı ve romatizma problemlerine iyi gelir

Patates suyu saçlara ve cilde parlaklık kazandırır

Patates suyu hızlı zayıflatır, gıda zehirlenmesini önler

Gastrit, kolit ve mide ülseri şikayetleri için etkilidir

Kabızlık, ishal, şişkinlik gibi problemlere karşı etkilidir…

Kaynak: sağlık haberleri.com karbonat sayfasından alınmıştı

Bitki Alemi kategorisinde yayınlandı. Leave a Comment »

Boy Var Mı?… Günün Fotosu 2… 08/01/2017

15873113_10155120065353287_636643568468201659_n1

Günün Fotosu kategorisinde yayınlandı. Leave a Comment »

Beyaz Saça Patates Kabuğu İle Son!

sac-cikarma-sac-bakimi1

 

Patates kabukları ile saç beyazlamasını durdurmak için;
HAZIRLANIŞI: 3-4 adet orta boy patates iyice yıkandıktan sonra kabukları soyulur daha sonra bu kabuklar tencere içerisine alınır ve kabukları iki parmak geçecek kadar su eklenir ve 30-35 dakika kadar kaynatılır. Duruma göre su miktarını azaltabilirsiniz ve daha koyu bir yıkama suyu elde edebilirsiniz. Yıkama suyu soğuduktan sonra süzülür ve daha kalıcı etki için içerisine lavanta yağı veya biberiye yağı eklenebilir.

 

Gelelim uygulamaya; bir fırça yardımı ile patates suyu saça uygulanır. Bazı yorumlarda haftada 2-3 defa uygulanması ile 2-3 ay gibi kısa bir sürede saçlarda beyazlama sorununun ciddi oranda gittiği hatta beyaz saçların eski tonlarına kavuştuğu dile getirilmiştir.

Bitki Alemi kategorisinde yayınlandı. 2 Comments »

Nasıl Aşıksınız…

img_8132

Balık: Hayalperest Aşık

Kova: Zevkli Aşık

Oğlak: Dürüst Aşık

Yay: Fedakar Aşık

Akrep: Tutkulu Aşık

Terazi: Büyüleyici Aşık

Başak: Masum Aşık

Aslan: Dertli Aşık

Yengeç: Neşeli Aşık

İkizler: Psikopat Aşık

Boğa: Sadakatli Aşık

Koç: Sahiplenen Aşık

 

Ruhsal Büyüme... kategorisinde yayınlandı. Leave a Comment »

Yurdum İnsanı… Günün Fotosu…08/01/2017

img_8283

Günün Fotosu kategorisinde yayınlandı. Leave a Comment »