
Yüce insanlar Kutup Yıldızı gibidir. Bizler kendimize senin örneğini Kutup Yıldızımız yapıp ışığa doğru olan yolumuzu bulmaya çalışıyoruz. Bu sabah 9’u 5 geçe baktım. İçimizdeki gökyüzünde pırıl pırıl parlıyordun.
Cem Şen

Yüce insanlar Kutup Yıldızı gibidir. Bizler kendimize senin örneğini Kutup Yıldızımız yapıp ışığa doğru olan yolumuzu bulmaya çalışıyoruz. Bu sabah 9’u 5 geçe baktım. İçimizdeki gökyüzünde pırıl pırıl parlıyordun.
Cem Şen

Hüzünlendirici, düşündürücü, ataerkil ailede kadınların durumunu gözler önüne seren, esprilerle bezenmiş sevimli mi sevimli bir film…
Görsellik çok kuvvetli, kızlar çok güzel, elma bahçesindeki asi elma ağacı ise muazzam…
Gidin, görün derim…
Sağlıcakla,
Anette İnselberg

Eski Çin tedavi yöntemi; bu 8 enerji noktasına toplamda bir dakika tıklama yaparak birikmiş negatif chi’yi (enerjiyi) bedeninizden uzaklaştırabilirsiniz. Huzurlu ve güzel bir güne başlamak veya rahat bir gece geçirmek için bu yöntemi kolaylıkla uygulayabilirsiniz. Bu 8 enerji noktası ile beden ve zihninizdeki tüm negatif durumları pozitife çevirebilirsiniz. Bu 8 enerji noktasına hafifce bir süre tıklatarak (kapıya tıklatır gibi ama çok hafif ve yumuşak şekilde) negatif enerjilerinizin bu noktalardan çıkmasını sağlayabilirsiniz. Toplam 8 noktaya sadece bir dakika uygulamanız yeterli olacaktır. Her noktaya 5 veya 10 saniye ayırmanız yetecektir.
Tıklama yapma örneği
Yukarıdaki resimde noktalar gösterilmiştir.
1. Nokta ayağın üstü
2. Nokta ayağın içleri ayak bilekler
3. Nokta dizlerin altı
4. Nokta bacağın içleri
5. Nokta Kollar dirseğe kadar
6. Nokta Kollar dirsekten yukarısı
7. Nokta Omuzlar
8. nokta başın orta noktası
Bu noktaları hafifçe tıklama uyguladığınızda kendinizi huzurlu ve pozitif hissedersiniz. Çünkü bu noktalarda birikmiş negatif enerji tıklama ile sizden uzaklaşır.
Sağlıklı ve huzurlu bir yaşam için
Kaynak: bilgierdemdir

Böbrekleriniz karnınızın arkasında, omurganıza paralel bulunan organdır.
Düzgün işlemeleri, genel sağlığınızda büyük bir rol oynar çünkü elektrolit seviyenizi, kan tansiyonunuzu ve sıvınızı kontrolde tutmaktan sorumludur.
Vücuttaki diğer sistemler gibi, böbrekleriniz de sürekli bir enfeksiyon ve böbrek hastalığı riski taşır.
Çok da yaygın olmasalar da, problem şu ki böbrek hastalığı erken aşamalarında belirtiye sahip değildir ve bu da teşhisini zorlaştırır.
Kesin olarak tanımlamanın tek yolu medikal kan ve idrar testleri yapmak.
Bununla birlikte, bir anormalliğin gelişimine karşı sizi uyarabilen bazı fiziksel de belirtiler var.
Aşağıda, böbrek hastalığının en yaygın 7 uyarıcı belirtisini size tarif edeceğiz ki böylece onları yaşadığınızda doktorunuza danışmaktan çekinmeyin.
1. Aşırı yorgunluk
Vücudunuz, oksijeni kan akışı aracılığıyla hücrelerinize taşımakta zorluk yaşadığı zaman, kronik yorgunluk yaşarsınız, bu da böbreklerinizde oluşan bir problem sebebiyle ortaya çıkabilir.
Böbrekleriniz kırmızı kan hücrelerinin üretiminde önemli bir rol oynar ve böbreklerinizin durumu kötüye gittiğinde kırmızı kan hücrelerini yeterince üretemezler.
Bunu da görün: Yorgunluğa Karşı 7 Besin
2. Kaşınan cilt
Böbrekleriniz kan akışında bulunan pek çok toksini idrar yoluyla yok eder.
Onlar kötü çalıştığı zaman atıklar dokularda birikir ve bu sebeple cildinizin altında kaşıntı ya da karıncalanma hissi normaldir.
3. Ödem
Sıvı tutulması ya da ödem, böbrek hastalığının en açık belirtilerinden biridir.
Varlığı her ne kadar çok sayıda farklı faktörden meydana gelebilse de böbrek problemi başlıcasıdır.
Böbrekler vücudunuzdaki su ve sodyum seviyesini kontrol eder ve böbreklerin kötü çalışması, onların dengede kalmasını önler.
Bu belirti aynı zamanda idrarda önemli miktarda protein kaybı yaşandığında da ortaya çıkabilir ki bu hastalık nefrotik sendrom diye bilinir.
İltihaplanma genellikle ayak ve bileklerde yoğunlaşır fakat bazen kollar, yüz ve vücudun diğer taraflarında da oluşabilir.
4. Kansızlık
Hastalarda kansızlığın belirtileri, böbrek hastalığının daha ağır aşamalara girdiğinin göstergesi olabilir.
Böbrekleriniz eritropoitein diye bilinen, kemik iliğinize kan hücreleri üretmesini söyleyen bir hormonun üretiminden sorumludur.
Böbrek problemlerinin ağır aşamalarında, işlevleri tehlikeye girebilir; kırmızı kan hücre sayınız önemli ölçüde düşerek, kronik kansızlığa sebep olur.
5. Sırt ağrısı
Bel kısmınızda ağrı, potansiyel böbrek hastalığının sinyalleri olabilir, özellikle de yaşlı hastalarda.
Çok yaygın bir belirti olmasa da, böbrek taşı ya da idrar yolları enfeksiyonu durumunda görülebilir.
Eğer bu olursa, hastalık genelde oldukça ilerlemiş demektir ve idrar yapmakta zorluk çekmek ya da yanma hissi gibi diğer belirtilerle birlikte görülür.
Bu belirtiyi kas ağrısından ayırmak önemlidir çünkü ciddi bir hastalığın erken teşhisinde diğerlerinden daha fazla anahtar rolü oynar.
6. İdrarda değişim
Sağlıklı böbreklerden gelen idrarı nasıl tanıyacağınızı bilmek, böbrek problemlerinin uyarıcı belirtilerini tanımlamak için kritiktir.
Böbrekleriniz aksamaya başladığında, aşağıdakiler ortaya çıkabilir:
Gecenin ortasında idrara çıkmak için daha güçlü bir dürtü hissedersiniz.
İdrarınız köpüklü ya da kabarcıklı görünür.
İdrarınız daha koyu bir renge ve pis bir kokuya sahip olur.
Daha fazla ve solgun renkli idrar üretirsiniz.
Günde dört kezden daha fazla idrar yapmakta zorluk yaşarsınız.
İdrarınızı tutamazsınız.
İdrarınızda kan görürsünüz.
Bu yazıya da bakın: Sık İdrara Çıkma (Aşırı Aktif Mesane) Nedir?
7. Ağız kokusu
Ağızda amonyağın kötü kokusu ve metalik tadı, böbrekleriniz iyi çalışmadığında kan akışınızda biriken toksinler yüzünden meydana gelebilir.
Bu nahoş belirtiyi, iyi bir ağız temizliği alışkanlığınız olsa bile kontrol etmek güçtür.
Yukarıdaki tüm belirtiler, çok sayıda nedenden dolayı meydana gelebilmelerine rağmen, kaynağı böbrek hastalığı mı değil mi diye kontrol etmeye değer.
Eğer endişeliyseniz doktorunuzla konuşun ve onlar, her şeyin iyi olup olmadığından emin olmak için uygun testleri uygulayacaklardır.
Kaynak: sağlığa bir adım

Bu Mesaj Sana” Hiç arkanı dönüp etrafına bakma .
Bu Mesaj gerçekten sana!
Eğer başka bir gelirin yoksa zaten,
Elindeki paranın sana yetmeyeceğini düşünmek anını zehir etmek sana hiç bir şey kazandırmaz.
Kıtlık zihinde başlar ve hayatta karşına çıkar.
Her zaman farklı bir yol daha vardır.
Sana uyan o farklı yolu araştır.
Önce düşüncelerini düzelt ve temizle.
Bu yeni düşünce tarzına göre hayatını yeniden şekillendir.
Artık sana uymayan ve yapmaya zorlandığın o şeyleri hayatından çıkart.
”Sigara içmek hem sana, hem etrafındakilere, hem de bütçene zararlı.
Spor yapmak için ille de spor merkezine gidip para ödemek zorunda değilsin.
Bunu yapmaya gerçekten karar verdiğinde farklı yollar aklına gelecek.
Onları uygula.
Yapmak istediğin her şeyi yapa bileceğini hatırla.
İstemediklerini de zaten yapmak zorunda değilsin!
Hatta mümkünse yapmaktan zevk aldığın işi yap.
Sana mutluluk getiren o iş ilk başlarda düşük bir gelir getiriyormuş gibi görünse de
niyetini temiz tutuğun ve hayat amacında ilerlediğin sürece eskisinden daha mutlu yaşadığını fark edeceksin.
Ve bu farkındalıkla birlikte bazılarının mucize dediği,
belki de hep hayal gibi gözüken o güzelliklerin sana aktığına şahit olacaksın.
Ve unutma!
Niyetini temiz tutmaya devam et ki
o güzellikler katlanarak sana gelmeye devam etsin.
Söylemesi kolay ama uygulaması zor!
Deme hiç
Her şey senin kabulüne ve reddine bağlı.
Bu günden itibaren dene.
Düştüğünde yapamadım deyip bırakma.
Bunu denediğin için kendini kutla ve tekrar dene ki
bir daha kendini kutlaya bilesin.
Bir daha ki seferde başara bileceğine inan!
Sen gerçekten güçlüsün.
Seni yaratan Allah neden diğerlerinden farklı yaratsın?
Sende herkes gibisin.
Şu anki farkını kendin yarattın!
Ne olduysa oldu, başkalarını suçlamayı bırak ve artık anını yaşa.
Geçmişi hatırlayıp hayıflanma.
Ya da geleceği düşünüp korkma.
Bu günün güzel olursa geleceğinde güzel olur.
Sana Sevgiler Gönderiyorum Güzel Arkadaşım.
Evet sana!
Arkadan bakmayı bırak artık..
sevgiyle
* Alıntı

Bağırsak temizliği vücudunuzdaki toksinlerden kurtulup sindirim sisteminize yeni bir başlangıç yaptırmanızı sağlayacaktır.
Bağırsak temizleyen içeceği yapmak çok basit. Pastörize edilmemiş elma sirkesi ile işlenmemiş bal lazım.
Bir bardak dolusu sıcak suyun içerisine;
– 2 kaşık elma sirkesi
– 2 kaşık işlenmemiş bal
Bu karışımı bal tamamen eriyene kadar karıştırın ve günün başında ya da herhangi bir zaman içebilirsiniz.
Bir uyarı: su kaynar olmasın. Bal bozulur.
Önce sirke koyup biraz suyu soğutmalı.
sonra balı ekleyip tahta kaşıkla karıştırmalı
Kaynak: şifacı

Sabah uyandınız ve gördünüz ki , o hep şikayetçi olduğunuz sorununuz artık yok. Mucizevi bir şeklide yok olmuş
…Gitmiş…Uçmuş…Pufff…
Şimdi düşünün bakalım hayatınızda ne eksilir, neyi kaybedersiniz?
Bir çoğumuza garip gelse de, insan bazen şikayetçi olduğu, rahatsız olduğu , kurtulmak istediğini söylediği olumsuz durumları hayatında tutmak ve sürdürmek istiyor olabilir. Bunu isteyen bilinçli zihin değildir. Çünkü o hep “doğruyu” bilir ve söyler…
Sağlıklı olmak lazım, başarılı olmak lazım, düzenli olmak lazım, zengin olmak lazım… lazım…lazım…lazım…
Sorarız : Peki neden olmuyor ?
Zihnimiz buna da en güzel ve akıllıca cevapları verir.
Bu durumu haklı gösterecek, bir yığın nedeni bulup buluşturur, analiz eder, sentezler, toplar, çıkarır, böler ve o kadar güzel bir rapor hazırlar ki itirazsız kabul ederiz.
Oysa ki ” olumsuz” diye tanımladığımız durumu yaratan bilinçaltımızda saklı duran İNANÇ KODLARIMIZDIR. Herhangi bir zaman diliminde ve herhangi bir olay sonucunda yazdığımız kodlar.
Siz çok sevgi dolu bir insan olduğunuzu düşünüyor ve biliyorsunuz. İnsanlara karşılık beklemeden sevgi sunuyorsunuz, özverilisiniz, kimseyi kırmıyor incitmiyorsunuz…
Ama aşk, arkadaşlık, iş ilişkilerinizde aldatılıyor, değer verilmiyorsunuz.
Üzülüyor, kırılıyor ve bilinçli zihninizle kararlar alıyorsunuz. Artık beni sevecek ve değerimi bilecek insanları hayatımda istiyorum diyorsunuz. Ama yine olmuyor, yine aldatılıyorsunuz.
Bunun asıl nedeni derinlerde bir yerlerde “sevilmeye layık olmadığınız” inancı olabilir mi acaba?
Veya kilo vermeye çalışıyorsunuz. Onlarca yöntem denediniz. Bazıları gerçekten işe yaradı ama kalıcı olamadı.Yoruldunuz, sıkıldınız, vazgeçtiniz….
Peki acaba siz kilolu olmayı daha güvenli ve sağlıklı buluyor olabilir misiniz?
Örneğin: Kilolu olursam çekici olmam ve karşı cinsten zarar görmem… zayıflık hastalık belirtisidir, kilolu olursam sağlıklı olurum… kilolu insanlar çok sempatiktir ve çok sevilirler gibi inançlara sahip olabilir misiniz ?
Veya anneniz veya babanız sizi çocukken tombul kızım / oğlum diye sevdiyse onun sevgisini sürdürmesi için kilolu kalmayı istiyor olabilir misiniz ?
Bu örnekler yaşamın her alanı ile ilgili çoğaltılabilir. İş, dostluk, aile, sevgi, aşk, başarı, huzur, sağlık, zenginlik…
Arık biliyoruz ki kurtulmaya çalıştığımız her olumsuz durumun altında yatan gerçek inanç kalıbımızı değiştirmediğimiz sürece, kurtulmak için gösterdiğimiz çabalar boşa gidecek veya başarsak bile ömrü sabun köpüğü kadar olacaktır.
İnanç kalıbımızı GÖRMEK + KABUL ETMEK + SALIVERMEK olumsuz durumdan kurtulmamızın formülü. Formülü uygulamanın onlarca yolu var. Yeter ki biz gerçekle karşılaşmaya hazır olalım…
* Alıntı

Kendimize acıyarak,
Üşenerek,
üzülerek,
Sıkılarak,
Ağlayarak,
Şikayet ederek,
Karalar bağlayarak,
Kötü senaryolar hayal ederek,
Kimse beni anlamıyor diyerek,
Kendimiz icin alternatif çözüm yollarını denemeyerek,
Kendimizi harekete geçirmeyerek,
İhtiyaç varsa destek istemeyerek,
Kendimize ceza vererek,
Kendimize kötü sıfatlar takarak,
Birilerinden aldığımız ödünç inançları fark ettiğimiz halde, yerine kendimizinkini koymayarak,
Değişime izin vermeyerek,
Kendini fark etmeyerek,
Acıya bağlanarak,
Dışardan birşeylere bağımlı olarak
Değişik hiçbir hamle yapmadan,
Değişik sonuç bekleyerek,
Durduğumuz yerden, neyin değişmesini bekliyoruz?
Kimden medet umuyoruz?
Hangi perinin sihir tozunu yutmak istiyoruz?
Hayatımızı kimin taşımasını bekliyoruz?
Dilimiz değişim derken, davranışta ne yapıyoruz?
Seçersin
Ve bedeli ne ise yaşarsın.
Ama iyi, ama kötü.
Hayatın yürüyüşü bu.
Silkelenmek derler ya tam ondan.
Silkelemek lazım kendimizi bazen.
Kim olmak,
Ne olmak istiyorsak…
Dilvin Tekson

14 Kasım’da Ay, Dünya’ya en yakın konuma gelecek. Dolunay, 68 yıl sonra ilk kez yüzde 14 daha büyük ve yüzde 30 daha ışıklı görülecek. NASA “21. yüzyılın en yakın dolunayı olacak” dedi
Ay, 68 yıldan beri ilk kez dolunay hâlinde Dünya’ya en yakın konuma geliyor. ABD Uzay ve Havacılık Dairesi (NASA), 14 Kasım’da meydana gelecek “süper Ay”ın 21’inci yüzyılda gerçekleşecek en yakın ve en büyük dolunay olacağını belirtti. NASA’dan yapılan açıklamada, “14 Kasım’da meydana gelecek dolunay sadece 2016’nın değil, aynı zamanda 21. yüzyılın da en yakın dolunayı” denildi. Ay’ın dolunay hâlinde 25 Kasım 2034’e kadar Dünya’ya bu kadar yakın olmayacağını söyleyen NASA uzmanları “Ay, ufka yakın olduğu süreçte ağaçların, evlerin ya da yerde duran diğer objelerin arasından gözlemlendiğinde doğal olmayan bir şekilde büyük gözükecek” ifadelerine yer verildi. Ay’ın bu kadar büyük görünmesi ise dolunay hâli ile Dünya’ya en yakın olacağı konumun tarihlerinin çakışmasından kaynaklanıyor. Ay’ın hiç olmadığı kadar büyük görünmesinin optik bir iluzyondan ibaret olduğu belirtiliyor.
1948’DEN SONRA BİR İLK
Ay bu konumunda 68 yıldan beri ilk kez diğer dolunaylara nazaran yüzde 14 daha büyük ve yüzde 30 daha ışıklı olacak. Süper Ay, 14 Kasım’da Türkiye saatiyle 15.53’te görülmeye başlayacak. Eliptik bir yörüngeye sahip Ay, Dünya’ya en yakın olduğu konumda yeryüzünden 48 bin 280 kilometre uzaklıkta oluyor ve bu konuma yerberi adı veriliyor. Dünya ile Ay’ın en son 1948’de bu kadar yaklaşmıştı.

Özellikle küçükler öksürük yüzünden bazen uyku bile uyuyamaz. Bağışıklık sistemi zayıf olduğu için ve soğuğa karşı dirençleri güçlü olmadığından soğuk algınlığı en kötü haliyle çocukları etkiler.
Öksürük yüzünden doktora giderseniz doktor size büyük ihtimalle bir öksürük şurubu yazacaktır. Ancak öksürük şurubu mucize bir ilaç değildir, ve yan etkileri vardır. Baş ağrısı, uykusuzluk ve migren yapabilir. Öksürük şurubunda en çok bulunan maddeler ise dextromtrorfan ile kodeindir.
Eğer denemek isterseniz bir defa da doğal bir çözüm yolu deneyin. Zencefil sargısı ve bal ile öksürüğü anında kesecek bir çözüm de var.
İçerik:
1 çorba kaşığı taze zencefil ya da zencefil tozu
bal
zeytinyağı
un
Ayrıca peçete, yapışkan bant ve gazlı beze de ihtiyacımız olacak.
Bal ile unu karıştırın
Zeytinyağını ve zencefili ekleyin, tekrar karıştırın.
Sonuçta oluşan karışımı peçeteye koyun ve tül ile sarın.
Göğsünüze ya da sırtınıza yapışkan bant ile yerleştirin.
Eğer bir çocuk için bunu yaptıysanız uykudan önce 3 saat boyunca bunu tutmalıdır.
Yetişkinler gece boyunca tutabilirler, ancak bilmelisiniz ki zencefil sargısı, normalde terlediğinizden çok daha fazla terlemenize neden olur.
Zencefil sargısının hiçbir yan etkisi yoktur, ancak çocuklar hassas ciltlere sahip oldukları için çok daha dikkatli hazırlanmalıdır.
Biz bu haberi burada gördük. Bir denemede sakınca yok, kim bilir belki bu da doğadaki binlerce mucizevi şifadan bir tanesidir.
Kaynak: Su perileri

Artık hiç bir şey eskisi gibi değil.
Ben de öyle.
Çok dikkat etmiyorum uzun süredir kendime.
Kılığıma kıyafetime…
Çorapsız da basıyorum artık yere.
Eskisi gibi de korkutmuyor beni ne grip ne nezle.
Nane limonun iyi gelmediği daha büyük sıkıntılarım var herkes gibi benim de.
Takılmıyorum artık şu her kış ve bahar şişen bademciklerime.
Çok sıcak yada soğuk şeyler yiyip içmem, hepsi hepsi bir kaç gün gene.
Olur biter
Geçer gider.
Ama canımı yaka yaka yutkunduğum şeyler var.
Olup bitmeyen,
Geçip gitmeyen.
Zaman zaman yine uykusuzluk çekiyorum ama
Çokta takılmıyorum artık bu uyku konusuna,
Uyuyunca geçmeyen şeylerin olduğunu anladığımdan bu yana…

Günlerden bir gün: Buddha bir ağacın altında öğrencileriyle oturmaktadır. B ir adam gelir ve yüzüne tükürür. B uddha yüzünü siler ve adama sorar, “ B aşka? B aşka ne söylemek istiyorsun?” Adam şaşırır, çünkü bir insanın yüzüne tükürülünce “ B aşka?” diye sormasını beklememiştir. B öyle bir deneyimi yoktur. Daha önce insanları hep aşağılamıştır ve onlar da kızarak tepki vermiştir. Ya da korkudan gülümsemiş ve adama yaranmaya çalışmışlardır. Ama B uddha ikisini de yapmamış, ne öfkelenmiş, ne de korkmuştur. Sadece düz bir şekilde “ Başka?” diye sormuştur. Tepki vermemiştir.
Ama Buddha’nın öğrencileri öfkelenir, tepki verir. En yakın öğrencisi Ananda der ki: “ Bu çok fazla, buna tahammül edemeyiz. Sen öğretine devam et, biz de şu adama bunu yapamayacağını gösterelim. Cezalandırılması gerekiyor. Yoksa herkes aynı şeyi yapmaya başlar.”
Buddha konuşur:”Sesini çıkartma. O beni kızdırmadı, ama siz kızdırdınız. O bir yabancı, buralara yeni gelmiş. Benim hakkımda bir şeyler duymuş olmalı; ‘bu adam tanrı tanımaz, tehlikeli, insanları yoldan çıkarıp yanıltıyor’ gibi şeyler. Benim hakkımda bir fikir edinmiş. O bana tükürmedi, kendi fikrine tükürdü; beni tanımıyor ki, bana nasıl tükürmüş olabilir? Eğer düşünürseniz, o kendi zihnine tükürdü. Ben onun bir parçası değilim, ve görüyorum ki bu zavallı adamın söyleyecek başka bir şeyi olmalı. Çünkü bu, bir şey söylemenin bir yolu; tükürmek bir şey söylemenin bir yolu. Bazen dilin yetmediğini hissettiğin anlar olur; derin sevgide, yoğun öfkede, nefrette, duada. Dilin yetmediği yoğun anlar olur. O zaman bir şey yapman gerekir. Derin sevgi duyduğunda, birine sarılırsın; ne yaparsın orada? B ir şey söylersin. Çok öfkelendiğinde birine vurursun, tükürürsün, bir şey söylüyorsundur. B u adamı anlayabiliyorum. Söyleyecek başka bir şeyi daha olmalı. O yüzden ‘ Başka?’ diye sordum.”
Adam daha da çok şaşırır! Ve Buddha öğrencilerine der ki: “Siz beni daha çok kızdırdınız, çünkü siz beni tanıyorsunuz, benimle yıllarca yaşadınız, ama yine de tepki veriyorsunuz.”
Şaşıran, kafası karışan adam evine döner. Bütün gece uyuyamaz. Bir buddha gördükten sonra artık eskisi gibi uyumak zordur, mümkün değildir. Bu deneyim tekrar tekrar aklına gelir. Ne olduğunu kendine açıklayamaz. Titreme, terleme nöbetleri geçirir. Böyle bir adama hiç rastlamamıştır; bütün zihni, bütün kalıpları, bütün geçmişi dağılır.
Ertesi sabah geri döner. Buddha’nın ayaklarına kapanır. Buddha sorar: “ Başka? Bu da sözle söylenemeyeni söylemenin başka bir yolu. Ayaklarıma dokunduğun zaman, sözcüklere sığmayan, sıradan dille anlatılamayan bir şey söylüyorsun.” Buddha devam eder: “ Bak Ananda, bu adam yine burda, bir şey söylüyor. Çok derin duyguları olan bir adam bu.”
Adam Buddha’ya bakar: “Dün yaptığım şey için beni affet.”
Buddha cevap verir: “Affetmek mi? Ama ben, dün o hareketi yaptığın adam değilim ki. Ganj nehri sürekli akıyor, o hiçbir zaman aynı Ganj değil. Her adam bir nehirdir. Senin tükürdüğün adam artık burada değil; aynı onun gibi görünüyorum, ama aynı değilim, bu yirmidört saatte öyle çok şey oldu ki! Nehirden çok su aktı. O yüzden seni affedemem, çünkü sana kızgın değilim.”
“Ve sen de yenilendin. Görüyorum ki sen dün gelen adam değilsin, çünkü o adam kızgındı. O kızgındı, ama sen önümde eğilip ayağıma dokunuyorsun, nasıl aynı adam olabilirsin? Sen o değilsin, o yüzden bunu unutalım. O iki adam; tüküren adam ve tükürülen adam, artık yok. Yakına gel. Başka şeylerden konuşalım