Stres Vücudumuzu Nasıl Etkiliyebilir?

14915675_569857879877172_4681870902144462437_n1

Baş Bölgesi: Depresyon, enerji düşüklüğü, konsantrasyon problemleri, panik atak

Cilt: Egzama, akne, kaşıntı, kızarıklık, sedef

Kalp: Tansiyon Yükselmesi, kalp atışı hızlanması, felç ve kalp krizi riskinin artması, yüksek kolesterol

Bağışıklık Sistemi: Bir hastalıkta mücadele de zayıf kalan bağışıklık sistemi, vücutta birçok fonksiyonu olumsuz etkileyen enflamasyon artışı

Pankreas: İnsülin dengesizliği oluşması yüzünden damarlarda hasar, obezite ve diyabet riski

Mide: Ülser, mide krampları, reflü, mide bulantısı

Üreme Sistemi: Testesteron ve estradiol hormonlarının azalması yüzünden dada düşük üreme

Bağırsaklar Besin emiliminde azalma, metobolizma yavaşlaması, enzim problemleri ve bağırsak hareketlerinin sorunlu hale gelmesi

Stresle baş etme yöntemleri olarak 10 aralık ctesi 14.00-18.00 arası  reiki 1 aşama şifa enerjisi seminerini veya 17 aralık ctsi 10.00-18.00 arası kendini sev hayatını iyileştir seminerini tavsiye ederim.

Rez. Tel Anette 0536 798 68 68

Ruhsal Büyüme... kategorisinde yayınlandı. Leave a Comment »

Renklerin Anlamları ve Psikolojik Etkileri

Kültürden kültüre değişmekle birlikte antik çağlardan beri birçok renge değişik anlamlar verilmiştir. Renklerin bir kısmı diğerlerine göre daha kolay  farkedilir, bazıları fizyoloji ve psikolojimizi olumlu veya olumsuz yönde daha çok etkiler. Çalışma ortamında renklerin doğru kullanımı, üretkenliği artırabilir; yaşanılan iç, dış mekanların daha ergonomik ve sevimli olmasını sağlayabilir. Aşağıda renklerin anlamları ve insan psikolojisi üzerindeki etkilerini paylaşıyoruz, inanıp inanmak size kalmış.

1. Kırmızı

Sıcak, ateş, kan, şehvet, aşk, samimiyet, güç, heyecan ve agresiflik gibi kavramları simgeler. Kan basıncını ve solunumu hızlandırabilir. İnsanları çabuk karar almaya ve beklentileri arttırmaya teşvik edici bir etkisi vardır. Kırmızı, dikkat çekici bir renktir. Kırmızı renkteki kelimeler ve objeler insanların dikkatini hemen çeker. Dekorasyon ve dizayn yaparken kırmızıyı tercih edersek bu objeler hemen farkedilecektir. Kırmızı, duygusal yoğunluğu arttıran ve çoşturan bir renktir. Kırmızı kıyafetler insana özgür enerjik bir moda sokabilir. Kendini kontrol etmekte zorluk çekenlerin kırmızı renkten uzak durmalarını tavsiye ederiz.

kırmızı rengin anlamı

Kırmızı, hakimiyet kuran bir renktir. Kırmızı renk insanların zamanı unutmasına yol açar. İşte bu yüzden barlarda ve gece klüplerinde kırmızı renge ağırlık verilir. Kırmızı renk kan rengidir, asırlar boyu tehlikenin ve tahribatın simgesi olmuştur. Trafik ışıklarında ‘dur’ sinyali olarak kullanılmasının nedeni de budur.

Kırmızı rengi tercih edenlerin kişilik analizlerinde, bu kişilerin güç ve iktidara düşkün oldukları görülür. Bu kişiler aktif, atılgan, girişken olup kazanmayı ve elde etmeyi sever. Belirleyici ve yönlendiricidir. Arzuludur, iştahlıdır, hırslıdır. Duygularını anlatırken tepkiseldir. Liderlik ve önderlik özellikleri toplumca hemen fark edilir.

2. Mavi

Yalnızlığı, üzüntüyü, depresyonu, bilgeliği, güveni ve sadakati simgeler. Psikologların hasta görüşmelerinde mavi renkli giysiler asla giymemelidirler. İş görüşmelerine mavi giyerek gitmek kararlılığı ve bağlılığı ifade eder. İş görüşmelerine giden kişilerin kostümlerinde mavi rengi tercih etmeleri işe kabul edilmelerini sağlayabilir. Dolayısıyla mavi en popüler renklerden biri olmasına rağmen yiyeceklerle ilgili konularda mavi kullandığında dikkatli olmak gerekir. Çünkü mavi doğal bir iştah kapatıcıdır ve bazı durumlarda itici etki yaratabildiğinden kilo almak isteyenlerin mavi renkten uzak durmaları gerekir.

Kilo problemi olanların evlerini maviye boyamaları, onların diyetine  yardımcı olabilir. Bu nedenle kilo problemi olanların, özellikle yemek odalarını ve mutfaklarını mavi renge boyatmaları gerekmektedir. Aynı şekilde müşterilerinin daha fazla yemek yemesini arzu eden restoran işletmecileri ise mavi renkten kaçınmaları gerekir.

mavi rengin anlamı

Mavi ve açık mavi boyanmış ortamlar, verimliliği ve performansı arttırır. Çalışırken akılda kalması gereken notların altını kalın mavi kalemle çizmek okunan şeylerin akılda kalmasını kolaylaştırır. Dünyada neden mavi renkli kalemlerin tercih edildiğini sanırım birçok kimse düşünmemiştir. Mavi kalemle yazılan yazılar hafızada daha çabuk ve kalıcı olarak yer almaktadır.

Mavi rengi tercih edenlerin kişilik analizlerinde bu kişilerin toleranslı, hoşgörülü, anlaşma yanlısı olduklarını ve huzuru aradıklarını görmekteyiz. Çevreleri ve kendileri ile barışıktırlar. Az ile yetinirler, sabırlı ve metanetlidirler. Ayrıca çok fedakardırlar. Aileleri ve arkadaşları için oldukça özverili olmaları bazen suistimallere sebebiyet verebileceğinden dikkatli olmalıdırlar.

3. Sarı

Parlak limon sarısı gözü en çok yoran renktir. Aynı zamanda sarı renk metabolizmayı hızlandırır. Odanızı parlak sarıya boyarsanız bebeklerin ağlamasına ve erişkinlerin sinirlenmelerine yol açarsınız. Ayrıca sarı sayfalı not defteri ve bilgisayar ekranında sarı renkli arka fon pek iyi bir fikir degildir. Beyninizi ve gözlerinizi yorar.

sarı rengin anlamı

Sarı, az miktarlarda kullanıldığında parlaklık ve sıcaklık hissi verir. Tıpkı güneşli bir gün gibi davet edicidir. Sarı, güneş ışığı gibidir, kendinizi iyi hissetmek için orada olmasını istersiniz ama gözünüzün içine girmesini istemezsiniz. Soluk sarı söz konusu olduğunda, çürümeyi, hastalığı, kıskançlığı ve hilekarlığı simgeler. Dolayısıyla sarı söz konusu olduğunda seçilen tonlar oldukça önemlidir.

Sarı rengi tercih edenlerin kişilik analizinde, bu kişilerin özgür ve bağımsız olmayı sevdikleri ortaya çıkmıştır. Değişkenlikten hoşlanırlar. Çapkın ve şıpsevdi bir yapı gösterebilirler. Günübirlik, dolu dolu yaşamaya bayılırlar. Çevrelerine enerji saçarlar. Yaşamlarında bir terslikle karşılaştıklarında hemen yeni bir ritme girerler. Bu kişilerin ikna kabiliyetleri üst düzeydedir. Entellektüel olma, yöneticilik, hırs ve iddia onun temel öğeleridir.

4. Yeşil

Yeşil, pek çok kavramla ilişkili olarak karşımıza çıkar, bunların içinde en güçlüsü ve evrensel olanı doğadır. Buna bağlı olarak ayrıca yaşamı, gençliği, yenilenmeyi, ümitleri ve dinçliği simgeler. Bazı kültürlerde orta yaşlardaki gelinler, doğurganlığı simgelemesi icin yeşil giyer. Yeşil, gözler için en rahat renktir ve görme gücünü arttırır. Sakinleştiricidir ve sinir sistemi üzerinde doğal bir etki yapar. Yeşil aynı zamanda hastanelerde de tercih bir renktir. Çünkü hastaların rahatlamasını sağlar.

yeşil rengin anlamı

Yeşil, aynı zamanda Amerikan kültüründe parayı simgeler.

Yeşil rengi tercih edenlerin kişilik analizinde, bu kişilerin kendilerine değer verme duygularının çok fazla olduğu görülür. Doğru bildiğinde ısrarcıdırlar. Fikrinden ödün vermez. Kovalayıcı ve takipçidir. Otoritesi ve inandırıcılığı ile çevresindekileri etkilemeyi başarır. Bazen abartıya kaçarak megaloman küstah bir kişilik sergileyebilirler.

5. Siyah

Tartışmalı bir renktir. Bir taraftan karanlık güçler, suç ve kötülük ile düşünülürken, diğer taraftan sadakat, sebat, dayanıklılık, ihtiyat, bilgelik ve güvenilirlik ile ilişkilendirilir. Bir tarafta yönetim ve güç anlamına gelirken diğer taraftan acı, keder ve yas anlamına gelir. Siyah, pek çok insan için kıyafet rengidir. Bazıları siyahı güçlü ve ciddi görünmek için kullanır. Bazıları ise daha zayıf gösterdiği için tercih eder.

siyah rengin anlamı

Siyah rengi seven insanlar genellikle özgüveni yüksek, azimli ve kararlı kimselerdir. Kendi kararlarını kendileri vermek isterler. Bu özellikleri ile iş hayatında başarılı olabilirler, fakat inatçılık ve aşırı hırs gibi olumsuzlukları dengelemeleri gerekir. Ayrıca, siyah giyen insanların ruhsal sorunlarının daha fazla olduğu tespit edilmiştir. Özellikle çocuklarda inatçılığa ve depresyona neden olabilir

6. Beyaz

Saflığı, temizliği ve masumiyeti simgeler. Pek çok kültürde gelinler beyaz giyer. Ayrıca temizliği simgeler. Bu yüzden doktorlar, hemşireler ve laboratuvar teknisyenleri steril görünmek icin beyaz giyerler. Beyaz, ışığı yansıtır ve ortamı serin tutar.  Dolayısıyla yaz ayının kıyafet rengidir. Genel olarak serin ve canlandıran bir his verir.

beyaz rengin anlamı

Beyaz rengi seven insanlar genellikle, temizliği, aydınlığı ve düşünmeyi seven, hayal dünyası geniş, soğukkanlı ve uzlaşmacı kişilerdir.

7. Mor

Asaletin rengidir. Lüks hayat, zenginlik ve zarafeti simgeler. Aynı zamanda romantizmin, duygusallığın ve tutkunun rengidir. Bazı insanlar mor rengi, gösterişli havasından dolayı dekorasyonda kullanmayı sever. Bazıları ise suni bir renk olarak algılar.

Morun açık tonları olan lavanta, leylak gibi renkler ilham verici etkileri için çalışma odalarında tercih edilebilir. Beyinsel faaliyetleri ve sanatsal düşünceyi arttıran mor, özellikle sanatçıların çalışma ortamları için uygun olabilir.

mor rengin anlamı

Mor rengi seven insanlar genellikle, ruhsal dünyası ön planda olan, kişilerdir. Duyarlılıkları fazla olduğu için sanat dallarında başarılı olma ihtimalleri daha fazladır.

8. Kahverengi

Toprağın ve ahşabın rengidir. Sağlam ve güvenilir bir his verir. Kahverengi doğal, rahat ve açık bir atmosfer yaratmayı sağlar. Durağanlık, güçlülük, olgunluk ve güvenilirlik mesajları iletir.

kahverengi anlamı

Kahverengiyi seven insanların tenleri genellikle hassas ve duyarlıdır. Duygusal yönleri ağır basar. Kendilerini güvende hissedecekleri tanıdık ortamlara ihtiyaç duyarlar. Sakinliği ve sadeliği severler, fakat yalnızlıktan hoşlanmazlar.

9. Pembe

Romantik ve narin bir renktir. Aynı zamanda sakinleştirici bir etkisi vardır. Araştırmalar gösteriyor ki, pembe insanları sakinleştirmekte ve kalpleri yumuşatmaktadır.

pembe rengin anlamı

Bir hapishanede kapı ve pencere demirleri pembeye boyandığında, mahkumların agresif davranışlarının kaybolduğu gözlemlenmiştir. Pembe enerjiyi çeken sakinleştirici bir rol oynar. Ancak maalesef pembe rengin teskin edici etkileri bazen kısa süreli olabilmektedir.

Pembe rengi seven insanlar ki bunlar genellikle kadınlardır, duygusal, neşeli, sorumluluklarının bilincinde ve biraz ürkektir, fakat çekingenliklerini fazla belli etmezler.

10. Turuncu

Turuncu dışa dönük, heyecan ve mutluluk verici, dinamik, dikkat çekici, çarpıcı ve iç açıcı bir renktir. Kırmızıdan sonraki en sıcak renk olan turuncu gösterişin ve şatafatın rengidir, fakat kırmızı kadar rahatsız edici değildir. Turuncu renk metabolizmayı hızlandırır. Canlılık, cesaret ve güven verir. Zihni harekete geçirir.

turuncu rengin anlamı

Turuncu renk, kullanıldığı ortamlara neşe ve canlılık verir. Bundan dolayı, çocuk odalarında, mutfakta ve yemek odasında kullanılabilir. Çalışma odası ve dinlenme mekânları için çok uygun değildir.

Turuncu rengi seven insanlar genellikle dışa dönük, hareketli, neşeli ve sosyal ilişkileri kuvvetlidir. Bazen de gösterişe yatkınlık, sürekli haklı olma ve üstün gelme isteği görülebilir.

11. Gri

Siyah ve beyaz renklerin değişik oranlarda karıştırılması elde edilen bir renk olan gri, gözün en rahat algıladığı renklerden biridir. Alçak gönüllülüğü ifade eden, uzlaştırıcı ve denge unsuru olan bir renktir. Ciddiyet ve hareketsiziliği çağrıştırır. Diplomatik ve ağır ortamlarda denge unsuru ve uzlaştırıcı olarak kullanılabilir. Kullanıldığı ortamlarda bunaltıcı bir havaya neden olabileceği için fazla tercih edilmeyen bir renktir.

gri rengin anlamı

Gri rengi seven insanlar genellikle olaylardan uzak durmayı tercih ederler. Kuralcı, tutucu ve hareketsiz yanları ağır basabilir. Karamsarlık ve içe kapanıklığa da neden olabilir. Aktif ve dışa açık insanlar griyi bunaltıcı bulurlar.

Kaynak
Nörolog Mehmet Yavuz, renklerinanlamlari.com

Ruhsal Büyüme... kategorisinde yayınlandı. 1 Comment »

Aklımı nasıl başıma getirebilirim diyorsanız bu hafta bunları yapın:

hava-soguk-diye-%ef%b8%8fyagmur-cok-diye-aklim-uzaklarda-diye-oluruna-biraksam-da-olmuyor-diye-uzulmem1

 

Aklımı nasıl başıma getirebilirim diyorsanız bu hafta bunları yapın:
•İnsan beyninin ayaktayken yaklaşık %10 daha fazla çalıştığı düşünülmektedir. Önemli kararlarınızı alırken kapalı alandaysanız volta atmayı deneyin.
•İnsan beyni açık havada, kapalı alana göre çok daha yüksek performansla çalışır. + beyin açık havada ve ayaktayken daha iyi çalışır

•Yürürken kolları sallamak beynin daha iyi çalışmasını sağlıyor.
•Yabancı dil öğrenmek beyni güçlendiriyor. En azından her gün yeni bir kelime öğrenerek kullanabilirsiniz. Alışveriş ve telefon numaralarını ezberlemeyi deneyebilirsiniz.
•Zihinsel jimnastik yapın. Bunun için başta sudoku olmak üzere diğer akıl oyunları oynayın Ör: Satranç.
•Zihinsel rutinlerinizi kırın yani bir gün evinize uzun yoldan gidin yada cep telefonunuzu sağ değil de sol elinizle kullanın bu bir televizyon kumandası da olabilir.
•Beyninizi kaliteli cümlelerle besleyin ör: özdeyişler
•Her gün güzel bir resme bakmayı deneyin. Beyninizi “güzel” görüntüler ile besleyin.
•Günde aklımızdan 60 bin ile 80 bin arasında düşünce geçer.Bu düşünceler ne hakkındaysa hayatımızda ona göre şekil alır. Bu yüzden olumlu düşünün.
•Bir konu hakkında düşünürken, nasıl düşündüğünüzde gözlemleyin. Bu beyninizin kalitesini artırır.
•İyi bir uyku kaliteli bir beyin için şarttır. Einstein’ın günde 10 saatten fazla uyduğu biliniyor.
•Bol ve temiz oksijen beyin için çok yararlıdır. Şimdi pencerenizin camını açık ve kendinize temiz oksijen ısmarlayın.
•Farklı düşünce tarzı olan insanlar ile konusun. Ör : çocuklarla vakit geçirin.Sizden farklı
düşünen insanlar ile konuşun.
•Kullanılmayan Organ körelir. Sürekli televizyon izleyerek beyninizi düşük viteste kullanmayın

Ruhsal Büyüme... kategorisinde yayınlandı. Leave a Comment »

Hayatımda ilk defa katıla katıla gülüyorum…

14141675_1801719100044552_6603119170828034397_n1

 

 

Bana dediler ki; Zeki Alasya’nın cenazesin’e gittik siz yoktunuz neden gelmediniz bilmiyorlar ki ben aynı gün annemi uğurladım sonsuzluğa hem de aynı mezarlıkta Zeki Alasya benim kardeşim bir parçam gibiydi nasıl böyle bir şey düşünürler… Ben oraya gelsem bile Kemal’in cenazesindeki gibi kameralardan uzak kalmayı tercih ederdim yani beni yine göremezdiniz.. Zeki’yi defnettikden sonra Metin Akpınar ve Orhan Gencebay’ın neden ortadan kaybolduğunu hiç merak ettiniz mi. ? Etmediniz ben söyleyeyim bizim aile kabristanlığına geldiler hem de koşa koşa annemi toprağa verirken oradaydılar definden sonra Zeki’nin mezarına gittik kimsecikler yoktu peki siz oraya Zeki Alasya için mi gittiniz yoksa gelen ünlüleri görmek için mi gözleriniz beni aramışsa belli ki gelen ünlüleri görmek için aklıma Nejat Uygur’un son şiirindeki ilk dizeler geldi birden:
Biliyorum cami avlusundaki bu kalabalık bana değil
Gelen ünlüleri görmek için
Aa o da burda şu da burda deyip
Beni musalla taşında unutanları görüyorum
Hayatımda ilk defa katıla katıla gülüyorum…
Çünkü kırkım dolmadan unutulacağımı biliyorum…
Şener Şen

BİLHASSA  YÜKSEK TANSİYONU OLANLARIN DENEMESİNDE FAYDA VAR …!

15078872_1282689765102966_423386745880785159_n1
Japonyada aç karnına su içmek son derece popülermiş.
Sabah kalkar kalkmaz daha dişlerinizi fırçalamadan içebileceğiniz kadar suyu içmeniz gerekiyormuş.
Su tedavisi adı altında yapılan bu uygulama ile de pek çok hastalıkla baş etmek mümkünmüş. Bilimsel testlerle de kanıtlamışlar ve bunu yayınlamışlar.
Aç karnına içilen suyun iyi geldiği birçok hastalık var: Baş ağrısı, vücut ağrıları, kalp çarpıntısı, bronşit, astım, gastrit, obezite, epilepsi, menenjit, göz hastalıkları , böbrek sancıları, adet sancıları, kulak-burun-boğaz hastalıkları…
AÇ KARNINA SU İÇMEK HER DERDE DEVAUYGULAMA YÖNTEMİ.
– Sabah kalkar kalkmaz daha dişleri fırçalamadan 4×160 ml su içilecek.
– Sonra diş fırçalanacak ve 45 dakikadan önce bir şey yenip içilmeyecek.
– 45 dakika sonra yiyebilir, kahvaltı yapabilirsiniz.
– Sabah, öğle ve akşam öğünlerinden 15 dakika sonra en az iki saat süreyle hiçbir şey yemeyecek ve içmeyeceksiniz.
– Sabah kalktığınızda bu kadar çok su içemiyorsanız yavaşça artırarak kendinizi alıştırabilirsiniz.
– Daha sağlıklı bir yaşama bu uygulama ile kavuşabilirsiniz.
BİR AYDA YÜKSEK TANSİYON KALMIYOR
*Yapılan açıklamada bu uygulamaya devam edildiği takdirde, 30 gün sonunda yüksek tansiyon sorununuz kalmayacakmış. 10 günde gastrit, yine 30 günde şeker sorunundan kurtulmak ya da en aza indirmek mümkün olabiliyormuş. Yine de her türlü uygulamayı denemeden önce lütfen kendi doktorunuza danışın ve eğer bu sistem size zarar vermeyecekse başlayın.

Ruhsal Büyüme... kategorisinde yayınlandı. 1 Comment »

Ömrünü nasıl tükettiysen burada, bu köşecikte,

rumeli-hisari1

 

Kent

‘ ‘Bir başka ülkeye, bir başka denize giderim’ dedin.
‘Bundan daha iyi bir başka şehir bulunur elbet.
Her çabam kaderin olumsuz yargısıyla karşı karşıya
-bir ceset gibi- gömülü kalbim
Aklım daha ne kadar kalacak bu çorak ülkede?
Yüzümü nereye çevirsem, nereye baksam
kara yıkıntılarını görüyorum ömrümün
boşuna bunca yılı tükettiğim ülkede’
Yeni bir ülke bulamazsın, başka bir deniz bulamazsın
bu şehir arkandan gelecektir.
Sen gene aynı sokaklarda
dolaşacaksın. Aynı mahallede koşacaksın;
aynı evlerde kır düşecek saçlarına.
Dönüp dolaşıp bu şehre geleceksin sonunda. Başka
bir şey umma-
Ömrünü nasıl tükettiysen burada, bu köşecikte,
öyle tükettin demektir
bütün yeryüzünde’

Konstantin Kavafis

Bugün tümümüzün kullandığı “Alo” sözcüğü kırık bir aşk hikayesinden geliyor…

15085560_829620250514343_2971054497973915760_n1

Sevgilinin tam adı Allessandra Lolita Oswaldo’dur. Bu sevimli genç kız, telefonu icat eden, A.Graham Bell’in sevgilisiydi. Graham Bell telefonu icat edince ilk hattı sevgilisinin evine çekmişti. Atölyesinde telefon çalınca arayanın Allessandra Lolita Oswaldo’dan başkası olamayacağınıbildiğinden Graham Bell, telefonu açaraçmaz “Allessandra Lolita Oswaldo” diyordu. Bell, zamanla sevgilisine, adını kısaltarak hitap etmeye başladı ve telefonu her açışında onu “Ale Lolos” diye karşıladı.
Çalışmaları uzadıkça Graham Bell, sevgilisinin adını daha da kısalttı ve öne iki heceli bir ad buldu. Bu kısa ad “Alo” idi.
Allessandra Lolita Oswaldo, geliştirip, tüm kente yaymaya çalıştığı telefondan başka birşey düşünmeyen sevgilisinin bitmek tükenmek bilmeyen deneylerinden rahatsız olmaya başlayınca Graham Bell’i telefonuyla başbaşa bırakıp onu terketti. Yaşlı Bell, sevgilisinin birgün onu arayacağı umuduyla telefonun başından ayrılmadı. Kentte çekilen telefon hatlarının sayısı da giderek artmaya başlamıştı. Graham Bell’i artık başka kişiler de arıyordu. Fakat o, telefonun her çalışında kendisini sevgilisinin aradığını sanarak telefonunu “Alo” diyerek açıyor ve artık herkes “Alo” diyordu.
O günlerde hemen herkes telefonu açtıklarında Alexander Graham Bell’in anısına saygı olarak “Alo” demeye başladı. Bugün tümümüzün kullandığı “Alo” sözcüğü işte o günlerden günümüze uzanmaktadır

Ruhsal Büyüme... kategorisinde yayınlandı. Leave a Comment »