![12654377_10154116753823287_7530163798248912263_n[1]](https://anetteinselberg.com/wp-content/uploads/2016/02/12654377_10154116753823287_7530163798248912263_n1.jpg?w=605&h=649)
Uyku meseleniz varsa artık dertlenmenize gerek kalmadı.
Journal of Clinical Sleep Medicine isimli tıp dergisinde yayınlanan araştırmanın sizi “mışıl mışıl” uyutacak beslenme tavsiyeleri var (1).
Araştırmaya göre yediğiniz gıdalar uykunuzu doğrudan etkileyebiliyor.
Doymuş yağ ve şekerden zengin gıdalar ile lif fakiri olanlar uykunuzun daha sağlıksız olmasına ve sık sık uyanmanıza yol açıyor.
Araştırma ortalama yaşları 35 olan normal ağırlıkta 13 kadın 13 erkek 26 erişkin üzerinde gerçekleştirildi.
Bunlar 5 gün süreyle 9 saat (akşam 10 sabah 7 arası) uyku laboratuarında kadılar ve ortalama olarak günde 7 saat 35 dakika uyudular.
Katılımcılar bu beş gece boyunca “polisomonografi” ile takip edildiler, bu sırada beyin dalgaları, kalp hızı, solunum ve oksijen seviyeleri, göz ve bacak hareketleri kaydedildi.
Katılımcıların verileri, dördüncü gün bir beslenme uzmanı tarafından hazırlanan yiyecekleri yedikten sonra ve beşinci gece istedikleri yiyecekleri yedikten sonra değerlendirildi.
Araştırmanın ilk 4 gününde kontrollü bir diyet uygulanan katılımcıların 17 dakikada, 5. gün istediklerine yemelerine müsaade edildikten sonra ise 29 dakikada uykuya daldıkları belirlendi.
Gıdalar vücut saatini etkiliyor
Araştırma şekerli gıdaların vücut iç saatini etkilediğini ve vücut iç sıcaklığı ile gece melatonin salgısını değiştirdiğini gösteriyor.
Uykusuzluğun stres hormonu olan kortizol seviyesini yükselttiği ve bunun da iştahı artırdığı biliniyor.
Böylece sağlıksız gıdalar sadece uykusuz bırakmakla kalmayıp sağlıksız gıdalara da teşvik etmiş oluyor, kısır bir döngüye giriliyor.
Yeteri kadar uyumayanlarda açlık hormonu olarak bilinen “grelin” miktarı artıyor ve bu da daha fazla yemeye yol açıyor.
Araştırmalara göre, ne kadar fazla uyunursa ertesi gün o kadar az kaloriye ihtiyaç duyuluyor.
Bu sonuçlar, sağlıklı beslenmenin sağlıklı uyku için ne kadar önemli olduğunu gözler önüne seriyor.
İşte size güzel bir uyku çektirecek 12 yiyecek
Bezelye: Doymuş yağlar çok azdır, liften de zengindir. Bir kâse bezelyede 0.1 gram doymuş yağ ve 7 gram lif bulunur.
Enginar: Bir enginarda 1.3 gram şeker vardır, doymuş yağ ise sıfırdır. Lif miktarı ise 7 gramdır. Enginarın sapı da başı da faydalıdır.
Börülce: Bir kap börülcede 0.4 gram doymuş yağ ve 3.9 gram şeker bulunurken lif miktarı ise 29 gramdır. Ne kadar çok yerseniz o kadar iyi uyursunuz.
Mercimek: Bir yemek kaşığı mercimekte doymuş yağ bulunmazken 0.2 gram şeker ve 1 gram lif vardır.
Brokoli: Bir sap brokolide 0.1 gram doymuş yağ, 2.6 gram şeker ve 3.9 gram lif bulunur.
Brüksel lahanası: Bir porsiyon Brüksel lahanasında 0.1 gram doymuş yağ, 1.9 gram şeker ve 3.3gramlif vardır
Ahududu: Bir kâse ahudududa 5 gram şeker ve 8 gram lif vardır, doymuş yağ yoktur.
Avokado: Bir avokadoda 2.9 gram doymuş yağ, 0.4 gram şeker ve 9 gram lif vardır. İdeal değilse de gene de fena değildir.
Böğürtlen: Bir kap böğürtlende 7 gram şeker ve 9 gram da lif vardır ama doymuş yağ sıfırıdır.
Yulaf ezmesi: Bir kasede ortalama olarak 0.5 gram doymuş yağ, 1.1 gram şeker ve 4 gram lif vardır.
Armut: Orta boy bir armut 17 gram şeker ve 6 gram lif ve sıfır gram doymuş yağ ihtiva eder.
Tam buğday makarnası: Standart spagettinin aksine tam buğday spagettide doymuş yağ bulunmaz, 1 gram şeker ve 6 gram lif vardır.
Gelelim neticeye
BİR: Bu yiyeceklerin hepsi de sağlıklı, özellikle sebze sınıfından olanlara diyecek tek bir sözüm yok.
Aşırıya kaçmamak kaydıyla tam tahıllara da eyvallah ama doymuş yağların kötülenmesine katılmıyorum.
Tam aksine doymuş yağların kan şekerine etkileri olmadığı ve uzun süre tok tuttukları için sağlıklı bir uyku için “elzem” olduklarına inanıyorum.
Burada “sağlıklı doymuş yağlar” demek lâzım çünkü USA’ da doymuş yağ denildiğinde sosis, salam, jambon gibi işlenmiş etler anlaşılıyor ve bunların sağlıklı olduğunu iddia etmek de zaten mümkün değil.
İKİ: Buradaki temel bir diğer yanlış da, her organ için her vücut fonksiyonu için ayrı beslenme düzeni tavsiye edilmesi!
Sağlıklı yaşamak bir bütündür, her organ ve vücut fonksiyonu için ayrı ayrı diyet uygulayacak olursanız evin yolunu bulmanız mümkün olmaz.
Adam gibi beslenenler adam gibi de yaşarlar!
Kaynaklar:
Prof. Dr. Ahmet Rasim Küçükusta
![8288_931275713587158_3011517442790640988_n[1]](https://anetteinselberg.com/wp-content/uploads/2016/02/8288_931275713587158_3011517442790640988_n1.jpg?w=505&h=505)
Başarılı İnsanlar: Her gün okurlar Yapıcıdırlar Değişimi Severler Kolay Affederler Fikirler Hakkında Konuşurlar Sürekli öğrenirler Başarısız Olduklarında Sorumluluğu Üstlenirler Amaçları Vardır
Başarısız İnsanlar: Her gün TV İzlerler Sürekli Eleştirirler Değişimden Korkarlar İnanılmaz Kincidirler İnsanlar Hakkında Konuşurlar Her Şeyi Bilirler Başarısız Olduklarında Başkalarını Suçlarlar Amaçları Yoktur
Ev yapımı antibiyotik etkili tarifler sayesinde ecza dolaplarını, antibiyotikleri, ağrı kesici ve ateş düşürücüler artık unutacaksınız. Soğuk havalarda özellikle vücudumuzu hastalıklardan korumak için bu tarz içecekleri tüketmek gerekli. Vücut kırgınlığına soğuk algınlığına iyi gelen bu doğal antibiyotik etkili içecekler, mikropları yok ediyor.
![images[5]](https://anetteinselberg.com/wp-content/uploads/2016/02/images5.jpg?w=780)
1- Aklını kullan.
2- İyice tanımadan hiçbir insana bağlanma.…
3- Bitmemiş ilişkilerin üzerine ilişki kurma. Acı çeken sen olursun.
4- İyice soruşturup diğer insanların da haklı olabileceğini düşün.
5- Seni takmayanı sen hiç takma, konuşmayanla asla konuşma.
6- Güvenmediğin biriyle asla çıkma.
7- Yalanını yakaladığın kişinin düzelebileceğini düşünme.
8- İnsanlara doğru değer ver, hak etmeyenleri sil.
9- Kimseye yalvarma.
10- Asla dönüp de arkana bakma.
11- Sır tutmasını bil.
12- Dostlarının sevgilinden daha önemli olduğunu unutma. Onları asla
sevgilin için satma.
13- Hak ettiğin sevgiyi alamadın mı kendini üzme, sorun sen değilsin.
14- Kimsenin lafıyla dolduruşa gelme, ama aklının bir köşesinde de tut.
15- Kafanda bitirdikten sonra iki çift tatlı söz, iki damla göz yaşı için
asla yumuşama.
16- Seni sevenlerle kullananları iyi ayırt et.
17- Seni dinleyip anlama niyeti olmayanlarla tartışma.
18- Emrivaki oluşturulan dostlukları kabul etme.
19- Eğer verdiğin sır o kişide kalmıyorsa ikinci bir sır verme.
20- Dostun olacak insanları bazı kriterlere göre belirle.
21- Kendini öven insanlardan kaç.
22- Karşındakinin doğruyu söylediğini varsayma.
23- Kendine saygını yitirmene neden olacak hiçbir şey yapma.
24- Sorunun olduğunda insanlar zaman ayırıp seni dinliyorlarsa onların
öğütlerini göz ardı etme.
25- Göz göre göre su birikintilerine taş atma, mutlaka üstüne sıçrar.
26- Kendinin herkesten daha önemli olduğunu unutma.
27- Sen istemediğin sürece tanrı dışında kimsenin seni üzemeyeceğini
aklından çıkarma.
28- Göz yaşlarının değerini bil. Onları hak etmeyenler için harcama.
29- Sana bahsedilen zekâyı kullanmayarak tanrıya hakaret etme.
30- Senin zekâna inanan insanları hayal kırıklığına uğratma.
31- Kendini sev.
32- Alkol alınca kontrolünü yitirenlerle asla tartışma.
33- Dışarıdaki güneşe bakıp gülümse ve önünde koskocaman bir gelecek
olduğunu unutma.
34- Dostluğunla yetinmeyenler için hiçbir fedakârlık yapma .
35- İnsanları kaybediyorsun diye ağlayıp sızlama, ama kazandığın
insanların değerini bil.
36- Aşkta bile mantığına küsme. Kalbin doğru yolu bulacak içgüdüye sahip
değil.
37- Kimseye taşıyabileceğinden fazla değer verip bununla övünmesine fırsat
verme.
38- Güvenmediğin kimseye aleyhine kullanılabilecek hiçbir koz verme.
39- İstediğini almak için asla duygu sömürüsü yapma.
40- Sana duyulan sevgiyi ve güveni istismar etme……
Nur Demirin Sayfasından Alınmıştır
Aşk tesadüfleri sever
Kader ayrılıkları.
Yıllar geçmeyi sever
İnsan aramayı.
…
Güller açmayı sever
Zaman soldurmayı.
Eller birleşmeyi sever
Yollar ayrılmayı.
Herkes geçmişi öder
Bir yol ayrımında.
Başlamak istersen
Yeni bir hayata.
Gölgeni yedek
Bırak ardında.
Hayat tekrarları sever
Yeniden başlamayı.
Kuşlar dalları sever
Kanatlarsa uçmayı.
Murathan Mungan
Çin tıbbına göre vücuttaki organların insan yüzünde belirti verdigi bölgeler vardır.
KALP, Ateş elementinin bir organıdır. Ve ka…lbin görüntüsü, sağlığı, iyiliğinin yansıdığı yer, yani bedendeki görüntüsünün yansıdığı yer… YÜZ’dür. Yani ne demek bu, ‘İnsanın Yüzü güzelse, Kalbi de güzeldir’.. Tabii burada bahsedilen, kaşın, gözün, ağzın, burnun muntazam olması değil.. Yüzün güzel bakması, şefkatli, sevecen olması.. Pek çok şey denebilir de, netice bakılan yüzden insana güzel duygular yansıması burada bahsedilen şey.
KARACİĞER, Ağaç elementinin bir organıdır. Ağaç elementinin görüntüsü bedende, TIRNAKLAR’a yansır. Karaciğer sağlıklı ve işlevi iyi ise, tırnaklar sağlıklıdır.
DALAK ve MİDE, Toprak elementinin organlarıdır. Toprak elementinin görüntüsü, DUDAKLAR’a yansır.
AKCİĞERLER, Metal elementinin organlarıdır. Metal elementinin görüntüsü, VÜCUT KILLARI’na yansır.
BÖBREKLER ve MESANE(idrar torbası), Su elementinin organlarıdır. Su elementinin görüntüsü, SAÇ’lara yansır. Sağlıklı, canlı saçlar, bedende su elentinin sağlıklı çalıştığını gösterir.
Kaynak: Evrensel Şifa
Negatif enerjilerden kurtulmak, temizlenmek ve arınmak için çok kolay uygulayabileceğiniz bir arınma tekniğini sizinle de paylaşmak istedim.
Sessiz bir ortama çekilin ve aşağıdaki uygulamayı bire bir yapın.
Gözlerinizi kapatın kendinizi pembe bir ışıkla çevirili olarak imgeleyin ve bu imgelemeyi yaparken ve içinizden yada sesli olarak sürekli olarak ” Ben Sevgiyim” deyin.
Bunu istediğiniz kadar yapabilirsiniz. Bir kaç saniye yada bir kaç dakika size kalmış ama ben 2-3 dakika kadar sürdürüyorum.
Daha sonra kendinizi yeşil bir ışıkla çevirili olarak imgeleyin ve bu imgelemeyi yaparken ve içinizden yada sesli olarak sürekli olarak ” Ben Refahım ” deyin.
Daha sonra kendinizi mavi bir ışıkla çevirili olarak imgeleyin ve bu imgelemeyi yaparken ve içinizden yada sesli olarak sürekli olarak ” Ben Huzurum” deyin.
Son olarak kendinizi beyaz bir ışıkla çevirili olarak imgeleyin ve bu imgelemeyi yaparken ve içinizden yada sesli olarak sürekli olarak ” Ben Evrenle birim” deyin.
İmgelemelerinizi bitince gözlerinizi açmadan şu kalıbı bir yada birden fazla tekrar edin.
“Ben sevgiyim, ben refahım, ben huzurum ve ben evrenle birim”
Arındım, temizlendim ve evrenle uyum içinde olduğumu kabul ettim.
Bu benim çok sevdiğim bir arınma çalışmasıdır, ne zaman isterseniz yapabilirsiniz.
Hatta gün içinde ben sevgiyim, ben refahım, ben huzurum ve ben evrenle birim şeklinde afirmasyonda yapabilirsiniz.
kaynak reiki enerji nilgün
Asit reflüsü günümüzde oldukça yaygın görülen bir problemdir. Bu rahatsızlık ayrıca, gastroözofageal reflü veya peptik ülser hastalığı olarak da bilinmektedir. Bu hastalık, mide asitleri boğaza geri gittiği zaman ortaya çıkar ve genelde bir yanma hissine yol açar. Hatta birçok insan bu durumu kalp krizi ile karıştırır.
Asit reflüsünden yakınan kişiler, ayrıca vücutlarının farklı bölgelerinde farklı rahatsızlıklardan da yakınmaya meyillidirler. Yanma hissi ve asidite hemen hemen her durumda uyku bozukluklarına ve horlamaya neden olur; dolayısı ile astıma, hazımsızlığa, kötü kokan nefese, yemek borusu iltihabına, ülser oluşumuna ve bazı durumlarda yemek borusu kanserine sebep olabilmektedir.
Asit reflüsü ve semptomları ile etkili şekilde savaşabilmek için günlük beslenme alışkanlıklarınızı değiştirmeniz gerekmektedir. İşlenmiş yiyecekler, aşırı şeker, rafine gıda, kafein, alkol veya yağ gibi besinlerin tüketimini azaltmalısınız. Bunlar yerine, meyve, sebze ve tam tahıllı gıdaların, özellikle de bol miktarda lif içerenlerin tüketimini arttırmalısınız.
Eğer sık sık asit reflüsünden ve yukarıda belirttiğimiz semptomlarından yakınıyorsanız, muhtemelen takip eden ev yapımı tedavilerden biri size yardımcı olacak, rahatsız edici yanma hissi ve diğer semptomları ortadan kaldırabilecektir.

Aloe vera, sağlığınıza birçok açıdan faydalı olacak içeriklere sahiptir. Önemli özelliklerinden biri, anti-enflamatuar olmasıdır, bu sayede asit reflüsü semptomlarını azaltabilmektedir. Yemeklerden önce en az yarım bardak aloe vera suyu içmenizi tavsiye ederiz. Bu meyve suyunun ayrıca kabız giderici etkisi de vardır, aklınızda bulundurmalısınız.
Saf elma sirkesi, asit reflüsünü tedavi edebilmek için oldukça popüler bir tedavi yöntemidir. Bir büyük bardak suyun içerisine bir yemek kaşığı saf elma sirkesi ekleyerek sirkeyi seyreltin ve ilk asit reflü semptomunu yaşadığınız an bu karışımı için.

Karbonat, bir diğer ekonomik malzemedir ve pH seviyesini düzenlemesi için tavsiye edilmektedir. Bu tedavi, ayrıca asit reflüsünü hafifletmek açısından da oldukça etkilidir. Karbonatı bir büyük bardak su içerisine bir çay kaşığı ekleyerek seyreltin ve bu şekilde tüketin.
Meyan kökü, aynı zamanda bir koruyucu gibi hareket eder çünkü midede bir tabaka oluşturur. Bu ise, asit reflüsünün rahatsız edici semptomlarını ortadan kaldırmak ve ortaya çıkmalarını engellemek açısından mükemmeldir. Meyan kökünü çay olarak veya esans olarak tüketmenizi tavsiye ederiz.

Birçok araştırma göstermektedir ki zencefil, mide koruyucu etkilere sahip bir bitkidir çünkü asitleri engelleyici ve Helikobakter pilori bakterisini bastırıcı özelliklerdedir. İşin gerçeği, bu doğal içerik, ülser engelleyici tedavi olan lansoprazolden sekiz kata kadar daha etkilidir. Asit reflüsü problemleri ile başa çıkabilmek için bir çay kaşığı taze zencefil ve bir fincan kaynar su ile bir çay yapın, beş dakika bekletin ve her yemek öncesi tüketin.
Glutamin, bir amino asittir ve Helikobakter pilori bakterisinden kaynaklanan mide ve bağırsak problemlerinin çözümlenmesinde oldukça etkilidir. Vücut bu amino asidi doğal olarak üretiyor olsa da; sığır eti, tavuk, balık, yumurta, süt ürünleri ve bazı meyve ve fesleğen, ıspanak gibi bazı sebzeleri tüketerek de bu asidi alabilmeniz mümkündür.
Yukarıda bahsettiğimiz ev yapımı tedavilere ilaveten asit reflüsü ile savaşta tavsiye edilen anahtar niteliğindeki bu önerilere de özen göstermeniz son derece önemlidir.
Uzun yaşamak istiyorsanız egzersiz yapmak ve yeterince dinlenmek çok önemlidir. Ayrıca uygun bir diyetin önemini de unutmayın. Aşırı şeker, un ve rafine gıdalardan uzak durun.
Uzun yaşamanın sırrının ne olabileceğini hepimiz bir veya iki kere de olsa; mutlaka düşünmüşüzdür. Gerçek şu ki; bu konuda tek bir basit sırdan ziyade, hayatımızda fark yaratabilecek ve daha fazla yıl boyunca yaşayabilmek için vücudumuzu daha sağlıklı kılabilecek iyi alışkanlıklar edinmek önemlidir. Her gün ne yediğinizi biliyor musunuz? Fiziksel aktivitede bulunuyor musunuz? Olumlu bir ruh halinde olabiliyor musunuz? Vücudunuz için en sağlıklı yiyecekler hangileri, biliyor musunuz? Eğer bu soruları kendinize sormadıysanız, muhtemelen uzun yaşamanın sırrını ve yaşama beklentinizi arttırabilmek adına düzenli olarak neler yiyebileceğinizi bilmiyorsunuz demektir.
Sağlıklı olmanın ve hayatta daha fazla yıl geçirebilmenin anahtarı, sağlıklı beslenmektir. Antioksidan, meyve, sebze, tam tahıllar ve yağsız et tüketiminizi arttırmanız önemlidir. Aşırı kalori, şeker ve işlenmiş yiyecekler tüketmekten kaçınmalısınız.

Sağlıklı beslenmenin önemi hakkında halihazırda konuşmuş olmamıza rağmen, bunun temeline kahvaltıyı koyarız çünkü kahvaltı günün en önemli öğünüdür. Çeşitli araştırmalar göstermiştir ki, sağlıklı bir kahvaltı ile güne başlamak, obezite ve diyabet gibi problemlerden kaçınmanın anahtarı gibidir. Günün ilk öğünü, metabolizmayı tetikler, sindirimi arttırır ve diyabet problemlerini önleyicidir. Ayrıca, günün geri kalanı için size ihtiyacınız olan enerjiyi verir.
Tekrar ve tekrar olarak belirtmekte fayda görüyoruz; düzenli olarak egzersiz yapmak sağlıklı olmak ve dengeli bir kiloda kalmak açısından çok önemlidir. Egzersiz, uzun yaşamın anahtarıdır çünkü size hem fiziksel hem de duygusal anlamda iyilik verir. Bunun için, spor salonlarında uzun saatler harcamak zorunda değilsiniz. Uzmanlar, günde sadece yarım saatlik bir egzersizin, toplamda ömrünüzü ortalama üç yıl uzattığı konusunda hemfikirler.

Uyku eksikliği, yaşam kalitenizi ciddi oranda düşürebilir ve bu soruna zamanında müdahale edemeyebilirsiniz. Hem duygusal hem de fiziksel anlamda sağlık problemlerinden kaçınabilmek için uyuma alışkanlıklarınızı nasıl düzene sokabileceğinizi öğrenmek çok önemlidir. Çeşitli araştırmalarda ulaşılan sonuçlara göre, uyku eksikliği kanser, kalp hastalıkları, diyabet ve obezite gibi hastalıklar açısından daha yüksek risk oluşturmaktadır.
“The Real Age Makeover” (Genç Kalma Sırları) isimli kitabında doktor Micheal Roizen, iyi bir ağız hijyenine sahip olmanın ortalama bir insan ömrüne 6.4 yıl katabileceğini iddia etmektedir. Kötü bir ağız hijyeninin sebep olabileceği dişeti iltihabı gibi dişeti hastalıkları, arter daralmasına sebep olabilmektedir; bu durum da kardiyovasküler hastalıkların en temel sebeplerinden biridir. Ağız hijyeniniz için, dişlerinizi günde birkaç defa fırçalayın ve diş ipi kullanın.

Uzun bir yaşam için, hafızanızı aktif tutmak önemlidir çünkü bu sayede yaşamdan, sağlıklı olarak geçirebileceğiniz daha uzun yıllar sayesinde keyif alabilmeniz mümkün olacaktır. Bunun için sadece, merakınızı ve zihinsel faaliyetlerinizi aktif kılacak, entellektüel aktiviteler ve görevlerle hafıza egzersizleri yapın.
Yukarıda verdiğimiz, daha uzun yaşamanızı mümkün kılabilecek ipuçlarının yanısıra, uzun yaşamanıza yardımcı olacak ve ayrıca oldukça sağlıklı içeriklere de sahip olan bir içecek tarifi de verebiliriz.
Bu güçlü kokteyl, her gün aç karnına, kalp ve kan damarlarını korumak amacıyla içilebilir. Bu sayede kardiyovasküler problemlerin de önüne geçebilmek mümkün olabilir. Hazırlaması ve içmesi oldukça kolay olan bu içecek sayesinde, yaşam kalitenizi ve yaşamınızdaki sene sayısını arttırabilirsiniz.
Kolyada Kolyada
Noel arifesine doğru yürü
Kolyada Kolyada
Penceremize o kek bırakacak
Kolyada Kolyada
Bu kutsal gecede bize duaya gel
Kolyada Kolyada
Gel ve Noel gününü bize getir”
Kolyada Günü için yapılan bir şarkıda böyle çağırıyor halk Kolyada’yı. Onun için bestelenen “Shchedryk” adlı bu güne özgü bir başka şarkıda da benzer istekler ve umutlar sıralanıyor. Kadınlar ve erkekler kutlamada doğayla kucaklaşıyorlar ve güzel günleri diliyorlar.
Kökeni Antik Çağ’a dayanan bu dini ritüel, Slav ülkelerinde kutlanan bir kış festivali aslında. Günleri ülkeden ülkeye farklılık gösteren bir Noel geleneği olan Kolyada, ocak ayında kutlanıyor fakat bazen tarihler farklılık gösterebiliyor. Genel olarak Antik Çağdan kalma bir tarih olarak 7 Ocak tercih ediliyor. Zira Gregorian Takvimine göre hareket ediliyor. Ortodoks inancının bir parçası gibi olan bu ritüelde, pagan inancından izler yer almakta. Her ne kadar Kolyada yani Noel Tanrısı bir erkek olsa da temsili bir doğa ananın bulunması, kadınların ritüelin pek çok anında belirgin bir şekilde yer alması ve kutlamanın doğa ile iç içe yaşanması, Pagan kültürünü anımsatmakta.

Antik döneme tarihlendirilen Kolyada’nın, mitolojik bir yanı da var aynı zamanda. Buna göre Tanrı Kolyada –ya da başka bir kaynakta yer alan, büyük ihtimalle daha doğru olan söylenişiyle Noel Baba– 8 bin 500 yıl önce doğdu, doktrinlerinin olduğu bir kitabı da vardı. İnsanların güzellikleri beklediği Kolyada için yapılan kutlamalar ise bugüne kadar sürdü. Elbette ki farklılaşma yaşadı. Fakat beklenen, umut edilen şeyler pek değişmedi. İnsanlar Kolyada’dan, doğayla el ele vererek güzellik istedi. Yüzyıllardan beri süren bu kış festivali, ülkeler arasında farklılık gösterse de bazı ortak ritüelleri içinde barındırıyor. Bugünün içinde insanlar, geleneksel kıyafetler giyer, havanın soğukluğunu yumuşatmak için birbirlerine yöresel ve sıcak içecekler ikram ederler, o güne özel şarkıları dillendirip bölgeye özgü oyunlar oynarlar. Hatta Ortadoğu’nun, Newroz’unda olduğu gibi ateşler yakarlar.

Kimi kaynakların Ortodoks Noel’i adını verdiği Kolyada’nın St. Petersburg’daki kutlaması, geniş bir katılımla gerçekleşti. İnsanlar geleneksel kıyafetleriyle oyunlar oynadılar, evleri dolaştılar, bir alanda toplanıp kutlamanın tüm ritüellerini yerine getirdiler. Kutlamada, evlerden çok doğa tercih edildiği için gün içinde hayvanlarla sık sık bir araya geldiler.

Kolyada, Belarus’ta ise ülkenin başkenti olan Minsk’in kuzeyinde bir köyde yapıldı. Tabii burayla sınırlı değildi, Skirmantava’da da Pagan izler taşıyan bu kış festivali gerçekleşti. Burada da benzer ritüeller yerine getirildi. Fakat en dikkat çekici olanı Belaruslu kadınların Minsk’teki bir köyde, ağacın etrafında gerçekleştirdikleri ritüel oldu. Bu anlamda Pagan inancının etkisinin varlığını koruduğunu söylemek mümkün. Çünkü kadınlar burada gelecek günlerin güzelleşmesini ağacın ruhunu da içine kattıkları bir ritüelle istedi. Aynı şekilde Belarus’ta, Kolyada boyunca önemli bir yere sahip olan bir doğa ana vardı. Bu kadın, köylülerce saygı görmekteydi. Ukrayna, Kiev’de gerçekleşen Kolyada da ise yine kadınların öncülüğü söz konusu oldu. Geleneksel kıyafetler içinde antik döneme ait sembollerle gerçekleştirilen kutlamada, bir kez daha dört duvardan uzaklaşıldı.

Slav ülkelerinde, soğuğun en sert olduğu zamanlarda gerçekleşen Kolyada, Antik Dönemden bugüne değen sıcacık bir gelenek. İnsanların doğayla kucaklaştığı ve bu kucaklaşmadan güzellikler dilediği bir gün. Kadınların ritüel anında öncü olması ise kadın ve doğa ilişkisinin, toplumların eskiden bu yana gücünü bildiği bir ilişki olduğunu göstermekte.


Kaynak: Herbert H. Wernecke, Christmas Customs Around the World, The Westminster Press, USA, 1979.
kaynak: gaiadergi