15 Doğal İdrar Söktürücü Besin…!

11701142_473730142793603_2401689609866063213_n[1]

Şişkinlik probleminiz varsa ve ne yaparsanız yapın bu durumdan kurtulamıyorsanız, doğada bulunan ve idrar söktürücü özelliği olan besinleri denemelisiniz. Bu besinlerin idrar söktürücüler, özel diyetler izleyen insanlar için de yararlıdır. Bu besinler sayesinde şişkinliği azaltıp kilo verebilir ve vücudunuzun fazla su toplamasını engelleyebilirsiniz. Bu yazıda, vücuttaki fazla suyu atmaya yarayan besinleri anlatacağız.

Su Toplama Nedir?
Bilimde ödem veya hidropsi olarak bilinen rahatsızlık, dokularda sıvı toplanmasıdır. Bu sorun, tek başına görülen bir rahatsızlık değildir, yani bu durum, kalp rahatsızlığı, sindirim sistemi veya böbreklerde görülen rahatsızlıklarla birlikte kendini gösterir. Ödem; karın, bilekler ve ayak bileklerinde toplanan sıvıya denir. Eğer bu sıvı toplanmaları çok fazla olursa, şiddetli rahatsızlıklara neden olurlar.

Şişkinliklerin en çok görüldüğü yerler ayaklar ve bacaklardır ve bu şişkinlikler ödem olarak adlandırılır. Ödemler genelde hamile kadınlarda ve kilolu insanlarda yaygın olarak görülür. Ödemler vücudun herhangi bir yerinde acıya veya başka sorunlara neden olmazlar ve sıcak basmalarına neden olmazlar. Ödemli bölgelere basınç uygulamak, deride izler bırakabilir. Bu sorun, böbrek ve karaciğerdeki sorunlardan veya yavaş çalışan tiroid bezlerinden kaynaklanabileceği gibi, vitamin eksikliği de ödemlere neden olabilir.

En İyi Doğal Ödem Söktürücüler Nelerdir?
Karpuz
Karpuz çok fazla su içerir, bu nedenle iyi bir ödem söktürücüdür. Aynı zamanda karpuz, likopen adı verilen ve vücudun serbest radikallerden korunmasını sağlayan antioksidanlar içerir. Karpuzun içerdiği bu aminoasitler damarları genişletir ve damarlarda sıvının daha kolay akmasını sağlar. Ayrıca dokularda kalan fazla sıvıyı çekerler. Karpuzun alkalileştirici ve arındırı özelliği vardır, ayrıca vücuda mineraller de sağlar. Bağırsakları temizler ve vücuttan toksinleri atmaya yardımcı olur.

Domates

Domatesin %90’ı sudur ve C vitamini, selenyum, bir çeşit A vitamini olan beta-karoten ve likopen gibi antioksidanlar içerir. Ayrıca kan damarlarını etkileyip su tutmaya ve iltihaplanmaya neden olan serbest radikallerden vücudu korur.

Salatalık
Salatalık çok fazla su içerdiğinden dolayı en iyi ödem söktürücülerden biridir. Salatalıktaki sülfür ve silikon, böbreklerden ürik asidi temizlemede yardımcı olur. Böylece vücuttaki ödem azalır. Ayrıca salatalık içindeki askorbik ve kafeik asit de ödem söktürmeye yardımcı olur. Ayrıca bir potasyum deposu olan salatalık, vücudu kramplardan korur.

Yaban Mersini Suyu
Yaban mersini yemek çok faydalı olsa da, yaban mersini suyunu sıkmak daha faydalıdır. İdrar yolları iltihaplarını giderici özelliği de olan yaban mersini, ödem söktürücü etkisiyle de bilinir. Ödem söktürürken potasyumu yok etmemesi de önemli bir özelliktir. Antibiyotik özelliğiyle idrar kesesini temizler ve sağlıklı tutmaya yarar. Diyabet problemi olan bireyler için de yaban mersini suyu iyi gelmektedir.

Havuç
Havuçta bulunan yüksek orada antioksidan, mineral ve vitaminler; bu sebzeyi ödem söktürücüler arasında popüler kılmaktadır. Ayrıca havuç, vücuttan toksinleri atmaya yarar, metabolizmayı hızlandırır ve göz kuruluğundan kaynaklanan görme sorunlarını azaltmaya yardımcı olur.

Patlıcan
Patlıcan yüksek miktarda su ve flavonoidler içerir ve bu sayede vücuttaki fazla suyu atmaya yardımcı olmakla kalmaz, kan dolaşımına da iyi gelir. Patlıcanı kaynatıp suyunu içmek ve çiğ patlıcak tüketmek de kilo kaybetmeye yardımcı olur.

Enginar
Enginar, içerdiği kafeik asit ve flavanoidler sayesinde böbrek fonksiyonlarını düzenler. İçindeki vitamin ve minareller ile ödemleri atmaya yardımcı da olur. İçindeki maddeler ile safra akışını hızlandırarak, ödem tutmayı azaltır.

Kereviz
Özellikle kereviz çekirdeği, idrar söktürücü ve arttırıcı özellikler taşırken, bu sebze ürik asit salgısını arttırır ve böylece vücudun toksinlerden arınmasına yardımcı olur. Kerevizde ayrıca bolca sodyum bulunur fakat yüksek potasyum oranı, sodyumun potansiyel etkilerini azaltır.

Üzüm

Üzümdeki bol su ve potasyum, onu iyi bir ödem atıcı yapar. İçindeki düşük sodyum oranı sayesinde, idrar yoluyla vücuttaki toksinlerin atılmasını sağlar.

Kuşkonmaz
Kuşkonmaz içerdiği maddeler sayesinde hem düşük kalorili hem de içerdiği amino asitlerle güçlü bir ödem söktürücüdür. Romatizmal ağrıların giderilmesi ve adet öncesi su toplanması ile kireçlenmeyi önlemeye yardımcı olur. Ayrıca içerdiği bol miktarda lif ile, bağırsakları temizlemede de etkilidir.

Marul
Marul salataları tatlandırdığı gibi, içerdiği yüksek miktardaki su oranıyla boşaltıma da yardımcı olur. Marulun içindeki demir ve magnezyum, yağ hücrelerini boşaltmaya yarar.

Yeşil Çay

Yeşil çay, kilo kaybına yardımcı olur ve idrar ile yağ atılmasına yardımcı olur. İçerdiği kafeinden dolayı, günde dört bardaktan fazla yeşil çay içmek çok fazla önerilen bir durum değildir.

Yulaf
Yulaf, sağladığı yavaş salınan enerji ile ve içindeki silikon ile, doğal bir ödem söktürücüdür.

Maydonoz
Maydonoz, içindeki hafif miktardaki ödem söktürücü özellikler sayesinde, böbreklerden toksinleri temizlemeye yardımcı olur. Maydonoz, çiğ olarak tüketilebilir veya kıyılıp yenebilir.

Pancar

Pancar; böbrek ve karaciğer fonksiyonlarını düzenler ve vücuttaki yağ depolarını temizleyen demiri vücuda sağlar.

kaynak: şifa evreni

Bitki Alemi kategorisinde yayınlandı. Leave a Comment »

Hayata Dair Derlemeler… Aman Dikkat… Yapalım… Yaptıralım…

359da792bacc6c8e92211ae288dcfcf4_L[1]

1 -Yüzeyde hazine bulamazsınız.
2 – Pencereniz kirliyse dışarı çıkıp manzarayı parlatmanız boşunadır.
3 – Eğer siz kendinizi sevmiyorsanız başkaları neden sevsin?
4 – Ana babanız doğumunuzdan sorumludur, hayatınızdan değil.
5 – Eğer kendinize yön arıyorsanız yolunu kaybetmiş birine sormayın.
6 – Dostluk, ayrı oldukları zaman insanları birlikte tutar.
7 – Fedakarlık çiçeğin köküdür.
8 – Geçmişi bir kitap gibi kullanın, eviniz gibi değil.
9 – Birçok insan hayatının büyük bölümünü olduğundan farklı görünebilmek için heba eder.
10 – İlerlemenizin önündeki en büyük engel kendinize güvensizliğinizdir.
11 – Acı, mutluluğa göre daha çok şarkı bestelemiştir.
12 – Her davranışında başkalarının onayını arayan kimseler hayatin birçok güzelliğini ıskalar.
13 – Gerçek değişim kimi eski şeyleri farklı görmeye başlamaktır.
14 – Kahkaha ruhun dansıdır.
15 – Mucize, enerjinizi korkularınıza değil rüyalarınıza verdiğiniz zaman baslar.
16 – Karsınızdakini dinliyor musunuz, yoksa konuşmak için sıra mi bekliyorsunuz?
17 – İkiyüzlülük sadece sahibi tarafından görülemez.
18 – Hayatınızı bir para kazanma denemesi olarak kullanmayın.
19 – Gerçek zenginlik vaktinizi insanlara vermektir, para karşılığı satmak değil.
2o – Müziği notaların arasındaki sessizlik meydana getirir
______Richard Wilkins “Mental Tonic________

budur
Ruhsal Büyüme... kategorisinde yayınlandı. Leave a Comment »

YATMADAN ÖNCE İÇİLEN SUYUN BÜYÜK SIRRI

11205495_677201185718363_8617541048344293336_n[1]

Su içmenin vücut için ne kadar hayati bir öneme sahip olduğunu hepimiz biliyoruz. Su, doğru zamanlarda içildiğinde, faydaları da en üst seviyeye çıkıyor. Gün içinde içtiğiniz suyun dışında, uyumadan önce ve uyandıktan sonra içtiğiniz bir bardak suyun önemi daha da fazla.

Su içmek için doğru zamanı seçmek, suyun insan vücudundaki etkinliğini en üst seviyeye çıkaracak.

*** Uyandıktan sonra içtiğiniz ılık su bağırsak hareketlerini artırır.

Bu da kabızlığı önler. Bazı insanların uyandıktan sonra öksürme ve hapşırma gibi alerjileri vardır. Su, boğazı temizlemeye yardım eder ve enfeksiyon riskini azaltır.

Sabah baş ağrılarını engeller ve özellikle hamilelerde olan sabah bulantılarını önlemeye yardımcı olur. Her yemekten 30 dakika önce 1 bardak su yiyecekleri hazmetmeye yardım eder.

*** Banyodan önce 1 bardak su, tansiyonun düşmesine yardım eder.

*** Uykudan önce 1 bardak su ise kalp krizini ve felci önler

Suyun hayati görevleri: Beynimizin % 75’i sudur. Vücut ısısını düzenler. Hücrelere gıda ve oksijen taşır. Solunum için oksijeni nemlendirir. Yediklerimizi enerjiye çevirir. Kanımızın % 83’üdür. Atıkları (oksitleri) yok eder. Hayati organlarımızı korur ve rahatlatır. Kemiklerin % 22’sidir. Gıdaları absorbe etmesinde vücuda yardım eder. Adalelerin % 75’idir. Eklem yerlerini rahatlatır yastık vazifesi görür.

Biyolog Muhammed Erkam ŞAHİN

Bitki Alemi kategorisinde yayınlandı. Leave a Comment »

Kaybedişimizin 20 Yıl Sonrasında Aziz Nesin’den Bize Kalan 17 Söz

Türk Edebiyatı’nın güçlü kalemi Aziz Nesin 20 Aralık günü Heybeliada’da doğdu. Mizah, kısa öykü, tiyatro ve şiir gibi alanlarda pek çok eser veren Nesin, eserleri yabancı dile çevrilen yazarların içerisinde çok önemli bir yere sahiptir.

Siyasi olarak da aktif olan Aziz Nesin, Madımak’ta gerçekleşen olaylarda oldukça zor zamanlar yaşadı. Yaşamının son günlerini Çeşme’de geçiren büyük usta kalp krizinden hayatını kaybetti.

6 Temmuz günü aramızdan ayrılan Nesin gerisinde birçok ses ve söz bıraktı…

1. Bahse girerim yarın bir yobaz çıkıp, tuvalete gitmek günah diye fetva verse, tuvalete gitmeyecek ve altına yapacak o kadar öküz var ki bu ülkede.

Bahse girerim yarın bir yobaz çıkıp, tuvalete gitmek günah diye fetva verse, tuvalete gitmeyecek ve altına yapacak o kadar öküz var ki bu ülkede.

2. Hayalim; küçük bir çocuğa ‘ne kadar seviyorsun’ dediğinde, açıp elini iki yana ‘İşte bu kadar’ derken ki o masum sevgiyi bulmaktı.

Hayalim; küçük bir çocuğa ‘ne kadar seviyorsun' dediğinde, açıp elini iki yana ‘İşte bu kadar' derken ki o masum sevgiyi bulmaktı.

3. Aynı kağıdın arka ve on yüzleri gibiyiz. Sonsuza dek beraber; ama hiçbir zaman birbirlerini görmeyen.

Aynı kağıdın arka ve on yüzleri gibiyiz. Sonsuza dek beraber; ama hiçbir zaman birbirlerini görmeyen.

4. Bana dokunmayan yılan bin yıl yaşasın, diyerek yaşattığınız yılanların bir sonraki hedefi siz olursunuz.

Bana dokunmayan yılan bin yıl yaşasın, diyerek yaşattığınız yılanların bir sonraki hedefi siz olursunuz.

5. Ne kadar kalmak istesek de bazen gitmek zorunda kalırız. Ve ne kadar gitmek zorunda olsak da kalmaktan yanadır sol yanımız.

Ne kadar kalmak istesek de bazen gitmek zorunda kalırız. Ve ne kadar gitmek zorunda olsak da kalmaktan yanadır sol yanımız.

6. Türk erkeğinin dünyanın en kıskanç erkeklerinden biri olmasının sebebi; sevgililerine değil, kendilerine güvenmediklerindendir.

Türk erkeğinin dünyanın en kıskanç erkeklerinden biri olmasının sebebi; sevgililerine değil, kendilerine güvenmediklerindendir.

7. Korkmuyorum diyenler, ya başkalarına yalan söylüyorlar, ya kendilerine yalan söyleyip kendilerini kandırıyorlar ya da bilmeyerek insan olmadıklarını söylüyorlar.

Korkmuyorum diyenler, ya başkalarına yalan söylüyorlar, ya kendilerine yalan söyleyip kendilerini kandırıyorlar ya da bilmeyerek insan olmadıklarını söylüyorlar.

8. Hiç kimseye güvenmiyorum diye bir şey yoktur, “Zamanında o’na güvendiğim için, artık kimseye güvenmiyorum” diye bir şey vardır.

Hiç kimseye güvenmiyorum diye bir şey yoktur,

9. İçimde bir merak öyle bir merak ki ölümümden bir ay sonra bir güncük yaşamak ve dostu düşmanı suç üstü yakalamak.

İçimde bir merak öyle bir merak ki ölümümden bir ay sonra bir güncük yaşamak ve dostu düşmanı suç üstü yakalamak.

10. Aşığım sana cümlesinin sonundaki a harfi terk etti seni. O da üzülmüyor gittiğine, sen hala aşığım san beni.

Aşığım sana cümlesinin sonundaki a harfi terk etti seni. O da üzülmüyor gittiğine, sen hala aşığım san beni.

11. Bir gün bu ülkenin başucuna bir not yanağına da bir öpücük kondurup gideceğim. Çok tatlı uyuyordun uyandırmaya kıyamadım diyeceğim.

Bir gün bu ülkenin başucuna bir not yanağına da bir öpücük kondurup gideceğim. Çok tatlı uyuyordun uyandırmaya kıyamadım diyeceğim.

12. Belki sıkıca sarılabileceğimiz bir sevgilimiz olmadı, belki yalnızız. Ama bilinsin ki, adam gibi sevdiğimizdendir yalnızlığımız.

Belki sıkıca sarılabileceğimiz bir sevgilimiz olmadı, belki yalnızız. Ama bilinsin ki, adam gibi sevdiğimizdendir yalnızlığımız.

13. Nasıl bittiyse bundan öncekiler, bu da biter. Bite bite sonunda ben de biterim. Olur biter.

Nasıl bittiyse bundan öncekiler, bu da biter. Bite bite sonunda ben de biterim. Olur biter.

14. En güzel şiir matematiktir. Yeryüzünde şimdiye kadar “İki kere iki dört eder”den daha güzel bir dize yazılmamıştır sanırım.

En güzel şiir matematiktir. Yeryüzünde şimdiye kadar “İki kere iki dört eder”den daha güzel bir dize yazılmamıştır sanırım.

15. İşin zoruna gideceksin. Her zaman zoru dene. Zoru yapamasan bile, zoru yapmaya çalışarak hiç olmazsa kolayını yaparsın.

İşin zoruna gideceksin. Her zaman zoru dene. Zoru yapamasan bile, zoru yapmaya çalışarak hiç olmazsa kolayını yaparsın.

16. Ne ölünün arkasından konuşulur, ne de gidenin. Çünkü ha ölmüştür, ha gitmiştir kalan için.

Ne ölünün arkasından konuşulur, ne de gidenin. Çünkü ha ölmüştür, ha gitmiştir kalan için.

17. Hayatım süresince boyum kadar kitap yazdım ama beni sevmeyenler buna da mazeret bulup -onun zaten boyu kısaydı diyebilirler

kaynak: onedio

Nefsin 19 Afeti… Ruhun 19 Hasleti…

11209412_753544684772335_5427380786645625104_n[1]Ruhun 19 Hasleti

1.ilim

2. Cömertlik

3. Ketumiyet

4.Tevhit

5. Edep

6. Kanaat

7.İtaat

8. Faziletler

9.Sevgi

10.Tevazu

11.İman

12.İhlas

13.Sakin

14.Sukünet

15.Sabır

16.Vefa

17. Doğruluk

18. Hakikat

19.Adalaet

Nefsin 19 Afeti

1Cehalet

2.Cimrilik

3. Dedikodu

4.Fitne fesat

5. Haset

6. Hırs

7. İsyan

8.Kötü alışkanlıklar

9. Kin ve nefret

10. Kibir

11.Küfür

12.Mürayilik

13. Nankörlük

14. Öfke ve geyz

15.Sabırsızlık

16.Vefasızlık

17.Yalan

18.Zan

19. Zulüm

Nelson Mandela^dan 10 öğüt,

1920499_633808116667158_68291879_n[1]

1- “Biriyle anladığı dilde konuşursanız zihnine, eğer onun kendi dilinde konuşursanız kalbine hitap etmiş olursunuz.”

2- “Hayattaki en büyük şeref, hiçbir zaman düşmemek değil, her düştüğünde ayağa kalkmaktır.”

3- ”Hayatta önemi olan sadece yaşamış olmak değildir. Başkalarının hayatlarında yarattığımız fark yaşadığımız hayatın kıymetini gösterir. ”

4- “Cesaretin, korkusuzluk değil, korkuyu yenmek olduğunu öğrendim. Cesur adam korku hissetmeyen değil, korkusunu fetheden insandır.”

5- “Bağımsız zihinleri olan dostları severim zira sizin, sorunları bütün açılardan görmenizi sağlarlar.”

6- ”Ben hayattaki bütün başarılarımı yapacağım işi yapmaya zamanından 15 dakika önce hazır olma alışkanlığıma borçluyum”

7- ‘Hayatta karşılaşacağınız zorluklar bazen sadece mola vermeniz için başınıza gelir.”.

8 – ”Hiç kimse derisinin rengi, dini ve düşünceleri sebebiyle dışlanamaz. Bu sebeplerden dolayı birine nefret beslememelisiniz.”

9- ”Çoğu zaman bizi korkutan ışık değil, içimizdeki karanlıktır.
Her zaman bunun farkında olun.”

10- Unutmayın, Özgür olmak, sadece birisinin zincirlerini kırması değildir ancak başkalarının özgürlüğünü artırmak ve başkalarının özgürlüğüne saygı duyacak şekilde yaşamaktır.”
Nelson Mandela

KADINLAR YERİNE ERKEKLERİN GELİN OLDUĞU ÜLKE

10409087_509837105833970_5123485749992614269_n[1]

Burada kadınlar yerine erkekler gelin oluyor. Evlerin kadınlara ait olduğu, soyun anneden ilerlediği, erkeğin evlendikten sonra karısının ailesinin evinde yaşadığı Minangkabau toplumu. Evlenen erkekler, kız evine gidiyor, kadının soyadını alıyor ve karısı tarafından sokağa atılan erkekler için sığınma odaları bulunuyor.

Endonezya’nın Batı Sumatra Adası’nda yaşayan 4,5 milyon nüfuslu Minangkabau toplumu, dünyanın en büyük ‘anaerkil’ topluluğunu oluşturuyor.

Ortaya Karışık kategorisinde yayınlandı. Leave a Comment »

Hazımsızlık nasıl geçer?

hazimsizlik-nasil-gecer[1]
İftarda yemek yemenin fazla abartıldığını belirten Dr. Coşkun, “Fazla ve hızlı yemenin getirdiği rahatsızlık nedeniyle hazımsızlık ve şişkinlik meydana çıkar. O yüzden dikkat edilmelidir.
Çok soğuk ya da çok sıcak yemekler yeyince hazımsızlık oluşabilir. Özellikle yeni pişmiş bir yemeği çok sıcakken tüketmek oldukça yanlıştır. 5-10 dakika kadar yemeğin soğumasını bekleyip öyle yemek gerekir. Kızartma gibi çok yağlı yiyecekler ile çok baharatlı ve acı yiyecekler de zaman zaman hazımsızlığa neden olabilir. Hazımsızlık birçok kişinin derdidir.
Hele ki Ramazan ayında tutulan orucun üstüne boş mideye yenilen yiyecekler hazımsızlık yapar. Rahat bir sindirim için mideniz boşken aniden çok yemek yemeyin, az az fakat sık sık yiyin. Eğer sizde de bu rahatsızlıklar sıkça meydana geliyorsa rezene çayını iftardan sonra 1 bardak tüketebilirsiniz” dedi.
Rezene çayının mideyi rahatlatacağını ve sindirimi kolaylaştıracağını kaydeden Dr. Coşkun, “Rezene çayını herhangi bir rahatsızlığınız olmasa da B, C vitaminleri ile potasyum, magnezyum ve kalsiyum gibi mineralleri almak ve vücudunuzu güçlendirmek için tüketebilirsiniz. C vitamini bağışıklık sistemini güçlendirirken kalsiyum kemik yapısını güçlendiren bir mineraldir.
Rezene çayı tarifi
Rezene çayı, laktasif etkisi ile kabızlığı önler. İftardan sonra 1 bardak tüketebilirsiniz. Aktarlarda kolayca bulabileceğiniz bir bitkidir. Bir fincan sıcak suya 1-2 çay kaşığı rezene tanesi ekleyin ve demlenmeye bırakın” şeklinde konuştu.
Kaynak: Tarım pusulası
Facebook sağlıkla kal sayfası
Fatoş Pabuccu Tuncay
Bitki Alemi kategorisinde yayınlandı. Leave a Comment »

Elektromanyetik Alan Nedir ve Sizi Nasıl Etkiler?

11701104_10155763270065557_5241621647872216743_n[1]

Bilgisayarlar, cep telefonları, prizler, mikrodalga fırınlar, Wi-Fi… Her gün kullandığınız veya hayatınızı kolaylaştıran cihazlar çevrenizde sizin sağlığınızı olumsuz etkileyen elektromanyetik alanlar üretmektedir. Bu alanlar uykusuzluk, anksiyete, alerjiler, kuru cilt, vs. gibi pek çok soruna neden olur.
Bu makalede bu alanların ne olduğunu, sizi nasıl etkilediğini ve sağlığınıza zarar vermeden bu cihazları kullanmaya devam etmek için kendinizi nasıl koruyabileceğinizi açıklayacağız.

Elektromanyetik Alanlar Nelerdir?
Günümüzde elektromanyetik alanlar her yerdedir, çünkü elektronik aletler kullanmadığınızda dahi komşularınızın kullandığı aletlerin dalgaları sizi bulacaktır. Sadece diğer insanlardan uzak yaşayanlar ve yaşadıkları yerde herhangi bir kablo bulunmayan insanlar bu dalgalardan etkilenmezler. Bu alanlar insan gözü tarafından görülmez. Onlara gerekli olan önemi göstermememizin başlıca nedeni de budur.

Söz konusu alanlar bağlantıların, televizyon antenlerinin, telsiz veya telefon istasyonlarının, güç kaynaklarının, x-ray cihazlarının ve akla gelebilecek tüm elektronik cihazların ürettiği elektrik yükünün birikimi sonucu ortaya çıkar. Bir aleti prize taktığınızda havaya ilgili cihazı saran elektronik dalgalar yayılmaktadır. Gerilim ne kadar yüksekse, elektronik alan da o kadar yoğun olur. Eğer bilgisayarınız internete bağlıysa, çevrenizde mevcut olan wi-fi alanlarını görebilirsiniz. Bunların hepsi bir şekilde vücudunuzla temas eder.

Ayrıca dünyanın enerjisi tarafından üretilen doğal bir elektromanyetik alanın da mevcut olduğunu not etmekte yarar var. Bu da sağlığınızı olumsuz etkileyebilir, ama etkileri bu makaledeki önerilerimizle büyük ölçüde önlenebilir.

Sizi Nasıl Etkilerler?
Elektromanyetik alanlar özellikle son senelerde çok yaygın bir hal aldıkları için, sürekli olarak onlara maruz kalmanın olumsuz etkileri hakkında henüz uzun süreli bir çalışma bulunmamakta. Her durumda, bütün gününü oldukça yüklü bir ortamda geçiren bir insan ilgili etkileri vücudunda hissedecektir. Ofiste uzun süre çalışan pek çok insan bu etkileri her gün hissetmekte ve çeşitli sağlık sorunlarıyla karşılaşmakta.

Bu etkilerin bazıları:
Sinir sistemi bozuklukları: depresyon, anksiyete, sinirlilik, vs.
Uykusuzluk
Alerjiler
Hipertansiyon
Görme sorunları
Kuru cilt
Konsantrasyon sorunları, baş dönmesi, yönelim bozukluğu
Migren
Stres
Kısırlık ve gebelik sorunları
Otoimmün hastalıklar
Aritmi
Çeşitli çalışmalar aynı zamanda uzun vadede kanserojen etkilerin de söz konusu olabileceğini belirtmektedir.

Bunların Etkilerinden Kaçınmanın Yolları

En ideal seçenek doğanın ortasında, etrafta herhangi bir elektrik bağlantısının olmadığı organik bir evde yaşamaktır. Bu seçenek çoğu insan için imkansız bir seçenektir.

Başta gününüzün çoğunu geçirdiğiniz odalarda veya ortamlarda mümkün olduğunca elektronik cihazlardan uzak durmaya çalışmanın ve wi-fi yerine kablolu internet kullanmanın yanı sıra bu elektromanyetik kirlilikten kurtulmak için birkaç yol daha var:

En az bir saat kumda veya çimende yalın ayak yürüyün.
En az 15 dakika bir ağaca sarılın.
Yatağınızın altında bir doğal koyun yünü battaniye ile uyuyun, çünkü bu yalıtım görevi görür.
Elektromanyetik dalgaları izole eden ürünler satın alın (örneğin cep telefonları için bu görevi gören ürünler yaygındır).
Doğal yalıtım oluşturmak için bakır kullanın (bakır parçacığı içeren kıyafetler, bakır bilezikler, vs.), çünkü bakır bu dalgalara karşı koruyucu özelliğe sahiptir.

Denemek İster Misiniz?
Daha şüpheci insanların bir deney gerçekleştirmelerini öneriyoruz. Bir ay süresince her gün bir miktar suyu mikrodalga fırında kaynatın ve bu ılıkken bununla bir çiçeği sulayın. Buna ilaveten bir başka, aynı özellikteki çiçeğiyse doğrudan musluk suyuyla sulayın.

Bir ay sonunda her birinin ne şekilde büyüdüğünü göreceksiniz. Mikrodalga fırında ısıtılan suyla sulananın farklı bir şekilde büyüyeceğini veya dayanmayacağını göreceksiniz.

Kaynak: Facebook sağlıkla kal sayfası mutlaka üye olunuz.

Fatoş Pabuccu Tuncay

BILDIRCIN YUMURTASI ; NEFES DARLIĞI – ASTIM – BRONŞİT

images[8]

**Öncer Tükenmez NEFES DARLIĞI VE ASTIM BRONŞİT İÇİN HERGÜN TAZE BILDIRCIN YUMURTASI İÇİNİZ 40 GÜN SONRA CİĞERLERİNİZ BEBEK CİĞERİ GİBİ TERTEMİZ OLUR. KENDİM DENEDİM…**Turkan Oguz bıldırcın yumurtası dogal olmuyor gdolu yem veriliyor bıldırcına nasıl iyleştirecek limonlu su astımda cok önemli icmek iltabı önlüyor astım kürü var damla sakızı sızma zeytin yagı gogula yazın ögrenin astım hastaları asla süt ürünleri tüketmesin iltabı artırıyor buronşlarda..** Cengiz Coşkun Öncer Tükenmez bey bıldırcın yumurtasını sadece kırıp içiyoruz mu bende de alerjik astım var. 40 gün sonunda tamamen geçiyorsa hemen başlayayım.** Öncer Tükenmez

 PAZARDAN 3 ADET DİŞİ BILDIRCIN, 1 ADET ERKEK BILDIRCIN ALDIM. DARI VE BUĞDAY KIRIĞI YEM VERDİM, GDO DAN TEMİZLENDİ. HER GÜN 1 ADET İÇTİM 2O GÜN SONRA SİMSİYAH [BALGAM ] ÇIKTI 30 GÜN İÇTİM. DR. KONTROLU YANİ FİLM ÇEKTİĞİNDE İNANAMADI OLAMAZ DEDİ ÇOCUK CİĞERİ GİBİ PEMBE OLMUŞ CİĞERİN DEDİ. NE KULLANDIN DEDİ SÖYLEMEDİM, SONRA BILDIRCINLARI ÇOĞALTTIM HASTA KOMŞULARA DA FAYDALI OLDUM…SİGARA İÇMİYORDUM AMA ASTIMIM VARDI… 2 ÖZEL DR.a GİTTİM ÇARESİNİ BULAMADIM..DEDİLER Kİ ASTIMIN İLACI YOK DEDİLER. GOOGLE DAN BULABİLİRSİNİZ…[.BILDIRCIN YUMURTASI YAZIN]** 

Öncer Tükenmez BILDIRCIN YUMURTASI KUVVET İÇİN, HAŞLAYIP YİYİNİZ… ÇOK YEMEYİNİZ…

kaynak: karbonat face book sayfası

tecrübeye dayalı söyleyebilirim doğru

Bitki Alemi kategorisinde yayınlandı. Leave a Comment »

Günden Güne Sizi Daha Zeki Biri Haline Getirecek 24 Basit Günlük Alışkanlık

Elbette burada bir günde atomu parçalamaktan, dünyanın bütün gizemlerini çözmekten bahsetmiyoruz. Bütün bir millet olarak ”zekalı ama çalışmıyor” olsak da, bu küçük günlük aktiviteler, hayatınızı zenginleştirmenizde, daha fazla bilgiye ve ilime ulaşmanızda küçükte olsa katkı sağlayacaktır.

1. Her gün yepyeni 10 fikir belirleyin.

Her gün yepyeni 10 fikir belirleyin.

Bu hayatınızdaki herhangi bir şey hakkında olabilir. Yepyeni bir icat, bir film senaryosu… Bunlar hakkında düşünmek eminim ki farklı ufuklara yelken açmanıza katkı sağlayacaktır.

2. Kafanızdaki soru işaretlerini takip edin.

Kafanızdaki soru işaretlerini takip edin.

Sorulardan asla kaçmayın. Problemleriniz hakkında düşünmek, yeni çözümler üretmenizde, bir konuya farklı bir bakış açısı ile yaklaşmanızda önemli rol oynayacaktır.

3. Şeytanın avukatını oynayın

Şeytanın avukatını oynayın

Olabilecek en kötü sonuçları düşünün, böylelikle her türlü duruma hazırlıklı olun.

4. Bir kitaptan en az bir bölüm okuyun.

Bir kitaptan en az bir bölüm okuyun.

Teknolojinin hayatımızın bir parçası olduğu bu dönemde eski alışkanlıklardan uzaklaşmamak oldukça önemli. Sevdiğiniz bir yazarın, bir kitabın en az bir bölümünü okumak size yeni bilgiler kazandıracaktır.

5. Sadece dizi değil, eğitici videolar da izleyin.

Sadece dizi değil, eğitici videolar da izleyin.

Eğitici video izleyeceğim diye ilginiz olmadığı halde ”halı dokuma sanatının püf noktaları” tadında videolar değil, neye ilginiz varsa onunla ilgili videolar izleyin.

6. Gazete okuyun.

Gazete okuyun.

Elbette internete gidip bütün haberleri anında öğrenebilirsiniz. Fakat en azından takip ettiğiniz bir köşe yazarının olması oldukça iyi olacaktır. Başka insanların, ilgilendiğiniz konular hakkında düşüncelerini takip edin.

7. Bilgi kaynaklarınızı sık sık kontrol edin.

Bilgi kaynaklarınızı sık sık kontrol edin.

Bu yolla yeni gelişmeler ve olaylar hakkında çabucak bilgi sahibi olabilirsiniz.

8. Öğrendiğiniz şeyleri diğer insanlarla paylaşın.

Öğrendiğiniz şeyleri diğer insanlarla paylaşın.

Sonuçta bilgi paylaşıldıkça yayılır 🙂

9. Öğrendiklerini uygulayın.

Öğrendiklerini uygulayın.

Çünkü eğer uygulamazsanız muhtemelen unutacaksınız. Uyguladığınız her yeni bilgi, ilerde bunu tekrar etmenizi kolaylaştıracaktır.

10. Bir ”checklist” hazırlayın.

Bir ''checklist'' hazırlayın.

Daha önce belirlediğiniz ve başardığınız her şey için bir tik atın. Bu hem motivasyonunuzu arttıracaktır, hem de yeni hedefler koymanızı sağlayacaktır.

11. Kötü alışkanlıklarınız içeren bir liste hazırlayın.

Kötü alışkanlıklarınız içeren bir liste hazırlayın.

Kendinizin kötü olduğunu düşündüğü veye çevrenizdeki insanların rahatsız olduğu alışkanlıklarınızı bir kenara yazın ve bunları aşmak için yeni yollar arayın.

12. Öğrendiğiniz şeyleri yazın.

Öğrendiğiniz şeyleri yazın.

Daha sonra yapmak üzere küçük notlar alın. Ben bunu hatırlarım diyorsanız ise çok yanılıyorsunuz, çünkü söz uçar yazı kalır.

13. Beyninizi uyarın.

Beyninizi uyarın.

Bir şeyler hakkında düşünmek, beyninizi yormak düşünme şeklinizi de değiştirecek ve geliştirecektir.

14. Online dersler alın.

Online dersler alın.

Yeni bir dil, Mısır medeniyeti… Ne ilginizi çekiyorsa, onunla ilgili internetten kurslara katılabilir ve bilgi dağarcığınızı genişletebilirsiniz.

15. İlginç bulduğunuz insanlar ile iletişim halinde olun.

İlginç bulduğunuz insanlar ile iletişim halinde olun.

Onlardan öğrenecekleriniz inanın ki çok fazla…

16. İlginç bilgiler barındıran içerikleri takip edin.

İlginç bilgiler barındıran içerikleri takip edin.

Her gün bilmediğiniz bir bilgi öğrenmeniz, şaşırtıcı derecede yararlı olabilir.

17. Oyun oynayın.

Oyun oynayın.

Oyun oynamak da şaşırtıcı derecede beynin gelişmesini sağlayan bir etkinlik. Yeni düşünme şekilleri geliştirebilir, en basit olarak ise dinlenebilirsiniz 🙂

18. Eğlenceli ve öğretici uygulamalar indirin.

Eğlenceli ve öğretici uygulamalar indirin.

Kelime oyunları oynayabileceğiniz veya her gün yabancı bir kelime öğreten uygulamalar da bu alışkanlıklarınızın arasında girmeli.

19. Arkadaşlarınızı korkutun!

Arkadaşlarınızı korkutun!

Evet! Arkadaşlarınızı şaka yoluyla korkutmak için yeni fikirler düşünmek, beyninizi de çalıştıracaktır. Bu sayede ilginç yöntemler bulabilirsiniz. Tabii her şeyin bir sınırı olduğunu da unutmayın. Korkutacağım diye insanların kalbine de indirmeyelim, makul miktarda korku yeterli olacaktır 🙂

20. Yeni yerler keşfedin.

Yeni yerler keşfedin.

Çok gezen mi bilir, çok okuyan mı tartışmasına hiç girmeyeceğim fakat, gezmek ve yeni yerler keşfetmek size farklı dünyaların kapılarını aralayacaktır.

21. Sizden daha zeki insanlar ile zaman geçirin.

Sizden daha zeki insanlar ile zaman geçirin.

Bu kişilerin sinir bozucu, ukala tipler değil daha çok bir şeyler öğrenebileceğiniz insanların olması daha sağlıklı olacaktır.

22. Hiçbir şey yapmadığınız bir zamanınız olsun.

Hiçbir şey yapmadığınız bir zamanınız olsun.

Biraz da dinlenip, rahatlamak elbette ki size çok iyi gelecektir 🙂

23. Pratik yapabileceğiniz bir hobi edinin.

Pratik yapabileceğiniz bir hobi edinin.

Sürekli iş, güç, dert, tasa nereye kadar? Kendinize zaman ayırdığınızda, eğlenebileceğiniz, mutlu olabileceğiniz bir hobi bulun. Böylece üretkenliğiniz de artacaktır.

24. Egzersiz yapın ve sağlıklı beslenin.

Egzersiz yapın ve sağlıklı beslenin.

Egzersiz yapmak algılarınızı da açacaktır. Ayrıca ”sağlam kafa sağlam vücutta bulunur.

kaynak:onedio

Evde Kendi İmkanlarıyla Tarım Yapmak İsteyenlere Yemyeşil 7 Tavsiye

Kendi elinizle ve emeğinizle yetiştireceğiniz sebzelerin, otların ve bitkilerin tadına varmak istiyor ama bir türlü bu işe başlayacak motivasyonu kendinizde bulamıyorsanız, ihtiyacınız olan bilgiler ayağınıza geldi. Hem neler yapabileceğinizi görmek hem de hiç duymadığınız tavsiyeler almak için hazır olun.

1. Filizlendirme

Filizlendirme

“Filizlendirip ne yapacağım?” diyenler olabilir ama bakliyat filizleri yemekleriniz için protein deposu. Salatalarda, sandviçlerde ve tavada hafif kavurarak kullanılabilecek filizleri evde kendi imkanlarınızla yapabiliyorsunuz.

Neleri filizlendirebilirsiniz? 
Çiğ mercimek, nohut, maş fasülyesi gibi seçenekler mevcut.

Nasıl yapacağım?
Tohumları yıkayarak bir gece suda bekletiyorsunuz. Süzdükten sonra ağzı bez ile kapatılmış cam kavanozda 45 derecelik bir açıyla baş aşağı, karanlık ve ılık bir köşede tohumların nemli kalmasını sağlayarak bekletiyorsunuz. Günde 1 ya da 2 kez yıkayıp süzerek işleme 4-5 gün devam ediyorsunuz.

2. Artık sebzeleri suda değerlendirme

Artık sebzeleri suda değerlendirme

Yemek yaparken elinizde kalan sebzelerle evde kendi tarımınızı kendiniz yapacağınızı duyunca şaşıracaksınız. Havuç başı, ananasın baş kısımları veya kereviz sapını kullanarak isterseniz yiyebileceğiniz isterseniz dekorasyon olarak kullanabileceğiniz yeşillikler yaratabilirsiniz.

Nasıl yaparım?
Suya bırakacağınız sebzelerin baş kısmından yeşeren yeşil kısımları yemeklerinizde ve salatalarınızda kullanabilirsiniz. Ya da bir vazo içinde yemyeşil görüntüsüyle salonunuzu süsleyebilirsiniz. Biraz daha emek isteyen bir suda yetiştirme örneği için sizi aşağıya bekliyoruz 🙂

3. Suda avokado yetiştirme

Suda avokado yetiştirme

Avokadoyu evde yetiştirebileceğini bilen insan sayısı oldukça az. Kulağa enteresan gelmesinin yanında yapımı da oldukça enteresan ve eğlenceli.

Nasıl yetiştiririm?
Avokado çekirdeği bulduktan sonra ona 3 adet kürdan saplıyorsunuz. Ve sivri kısmı yukarıda kalacak şekilde su dolu bardak içerisine oturtun. Su eksildikçe eklemeye devam edeceksiniz. Avokadonun dibinden bardağın sonuna kadar inecek köklerini izleyin. Tabii bu işlem filizlendirme gibi 4-5 günde oluşmuyor; en az 2 aylık bir bekleme süreniz olacak. Kökler yeterinde büyüdükten sonra kırmadan toprak dolu bir saksıya ekin ve düzenli sulayarak büyümesini izleyin.

4. Elyafla filizlendirme

Elyafla filizlendirme
Topraksız tarıma örnek olabilecek diğer örnek de elyaflı bir yastığa açılmış deliklere yerleştirilen semizotu kökleri. Semizotunu aynı zamanda toprak dolu saksıda da yetiştirilebildiğinden ev bahçeciliği için oldukça uygun bir bitki. Yazın bol yoğurtlu semizotu salatalarını tamamen evinizden çıkma üretimle yemenin tadı bambaşka olacak.

5. Torbada tarım

Torbada tarım
Torba kullanmak hem ev bahçeciliğini geliştiren hem de görünüş itibarıyla etrafa hoşluk katacak bir işlem. Gübreli toprak ve taş parçacıklarıyla dolduracağınız torbaları, balkon-teras-bahçe gibi uygun olabilecek alana yerleştirin.
Torbada yetiştirilebilecek sebze ve bitki seçeneği oldukça fazla. Hatta kabak bile yetiştirebileceğinizi söyleyebiliriz 🙂 Özellikle havanın kurak olduğu yerlerde bu yöntem tercih ediliyor; ayrıca kolay ve verimli.

6. Kağıt havlu üzerinde tere yetiştirme

Kağıt havlu üzerinde tere yetiştirme
Bu işlere yeni başladıysanız ilk denemelere uygun bir seçenek olan tere otuyla tanışın. Tere, çimene benzer bir bitki olduğundan kolay yetişmekte. Hem de toprağa ihtiyaç duymadan!
Nasıl yaparım?
Kağıt havlu veya pamuk üzerinde kolayca yetiştirilebilen tereyi, bol güneş alan bir yerde tutarsanız 7-10 gün arasında hasata uygun halde bulabilirsiniz.

7. Bir klasik: Saksıda domastes, biber, patlıcan!

Bir klasik: Saksıda domastes, biber, patlıcan!

Yeterli büyüklükte saksı ve gübreli toprakla geniş saksılarda domates, biber, patlıcan ve limon yetiştirebilirsiniz. Bunun için hazırlık biraz daha uzun sürebilir ama kendi elinizle yetiştirdiğiniz sebzelerin tadı bir başka olacaktır.

Peki hangi otları toprak dolu saksıda yetiştirebilirsiniz? 
Fesleğen, Adaçayı, semizotu, reyhan gibi örnekler kolayca yetiştirmeye uygun seçeneklerdir. Haberiniz olsun 🙂

Bonus: İşte size naylon çorap sürprizi!

Bonus: İşte size naylon çorap sürprizi!

Elyafla doldurduğunuz ince naylon çoraba yerleştirdiğiniz semizotu tohum ve kökleri bir zaman sonra balkonunuzda eğlenceli bir görüntü de yaratabilir 🙂

kynak: onedio

Ruhsal Büyüme... kategorisinde yayınlandı. Leave a Comment »

Efes’in de Dahil Edilmesiyle ‘Dünya Mirası Listesi’nde Yer Alan Türkiye’deki 15 Mekan

1. İstanbul’un Tarihî Alanları

İstanbul'un Tarihî Alanları

İstanbul, yerleşim tarihi son yapılan Yenikapı’daki kazılarla bulunan liman doğrultusunda 8500 yıl, kentsel tarihi yaklaşık 3.000, başkentlik tarihi 1600 yıla kadar uzanan Avrupa ile Asya kıtalarının kesiştiği noktada bulunan bir dünya kentidir. Şehir çağlar boyunca farklı uygarlık ve kültürlere ev sahipliği yapmış, yüzyıllar boyu çeşitli din, dil ve ırktan insanların bir arada yaşadığı kozmopolit ve metropolit yapısını korumuş ve tarihsel süreçte eşsiz bir mozaik hâlini almıştır. Uzun zaman dilimleri boyunca her alanda merkez olmayı ve iktidarda kalmayı başaran dünyadaki ender yerleşim yerlerinden biri olan İstanbul geçmişten günümüze bir dünya başkentidir ve 1985 yılında UNESCO Dünya Miras Listesi’ne alınmıştır.

2. Göreme Millî Parkı ve Kapadokya’nın Kayalık Alanları

Göreme Millî Parkı ve Kapadokya'nın Kayalık Alanları

Göreme ve Kapadokya Milli Parkı, 6 Aralık 1985 tarihinden bu yana doğal ve kültürel varlık olarak UNESCO Dünya Miras Listesi’nde yer almaktadır.

3. Divriği Ulu Camii ve Darüşşifası

Divriği Ulu Camii ve Darüşşifası
Divriği Ulu Camii ve Darüşşifası, Sivas’ın Divriği ilçesindeki tarihi cami ve hastane. Cami 1228–29 yıllarında Mengücekli beyi Ahmed Şah tarafından; Dârüşşifa ise aynı tarihte, Ahmed Şah’ın eşi ve Erzincan beyi Fahreddin Behramşah’ın kızı olan Turan Melek tarafından Ahlatlı Muğis oğlu Hürrem Şah adlı bir mimara yaptırılmıştır. Divriği Ulu Camii ve Darüşşifası 1985 yılında UNESCO Dünya Miras Listesi’ne alınmıştır.

4. Hattuşaş: Hitit Başkenti

Hattuşaş: Hitit Başkenti
Hattuşaş, Hititler’in geç tunç çağı dönemindeki başkentidir. Çorum ilinin 82 km güneybatısındaki günümüzdeki adıyla Boğazkale ilçesinde bulunmaktadır. Kent, tarih sahnesinde, Hitit İmparatorluğu’nun MÖ 17. ile 13. yüzyıllar arasında başkenti olarak yer almıştır. Hattuşaş, 1986 yılında UNESCO Dünya Mirası Listesi’ne dahil edilmiştir.

5. Nemrut Dağı

Nemrut Dağı
Nemrut Dağı, Adıyaman ilindeki Kahta ilçesi yakınlarında Ankar dağları civarında 2.150 metre yüksekliğinde bir dağdır. Toros dağ silsilesinde bulunur. 1988 yılından beri millî parktır. Kommagene kralı Antiochus Theos, MÖ 62 yılında bu dağın tepesine, pek çok Yunan ve Pers tanrısının heykelinin yanı sıra kendi mezar-tapınağını da yaptırmıştır. Mezarda, bir kartalın başı gibi, tanrıların taş oymaları bulunur. Heykellerin diziliş şekli hiyerotesyon olarak bilinir. Nemrut Dağı 1987’de UNESCO tarafından Dünya mirası alanı ilan edilmiştir.

6. Ksantos ve Letoon

Ksantos ve Letoon

Ksantos, Fethiye yakınlarındaki antik kent. Antik Çağda Likya’ya başkentlik yapmıştır. Kentte ele geçen en eski kalıntılar MÖ 8. yüzyıla kadar gitmektedir. Pek çok tarihi olaylara ve savaşlara sahne olan kentten günümüze ulaşan kalıntılar arasında kaya mezarları, lahit mezarları ve Likya kültürüne özgü dikme mezar anıtları vardır.

Letoon, Fethiye yakınlarındaki antik kent. Şair Ovidius’un anlattığı bir öyküye göre kent, Zeus’tan hamile kalan Leto’nun adına kurulmuştur. Kentte en eski yerleşim izleri MÖ 7. yüzyıla kadar gider. Kalıntılar ve ele geçen kitabeler buranın dinsel ve politik bir alan olduğunu göstermektedir. Ören yeri merkezinde yan yana üç tapınak bulunmaktadır.

Letoon ve Ksantos 1988 yılında UNESCO Dünya Miras Listesi’ne alınmıştır.

7. Hierapolis ve Pamukkale

Hierapolis ve Pamukkale

Hierapolis, Pamukkale yakınlarında bulunan bir antik kenttir.Antik coğrafyacı Strabon ile Ptolemaios verdikleri bilgilerde, Karia bölgesine sınır olan Laodikeia ve Tripolis kentlerine yakınlığı ile Hierapolisin bir Frigya kenti olduğunu ileri sürülmektedir. Kentin kuruluşu hakkında bilgilerin kısıtlı olmasına karşın; Pergamon Krallığı zamanında II. Eumenes tarafından M.Ö. 2. yy. başlarında kurulduğu ve Bergama’nın efsanevi kurucusu Telephos’un karısı Amazonlar kraliçesi Hiera’dan dolayı, Hierapolis adını aldığı bilinmektedir.

Pamukkale, Denizli ilinde doğal bir mevkidir. Kent kaplıcaları ve akan sulardan kalan karbonat mineralleri teraslarını, travertenleri kapsamaktadır. Türkiye’nin Ege bölgesinde, ılıman bir iklimi olan Menderes Nehri vadisinde bulunur.

Hierapolis ve Pamukkale, 1988 tarihinde hem doğa hem de kültürel miras olarak UNESCO Dünya Miras Listesi’ne alınmıştır.

8. Safranbolu

Safranbolu

Safranbolu, Karabük ilinin turistik bir ilçesidir. Ev örneklerine, Beypazarı, Göynük, Taraklı, Odunpazarı gibi Türkiye’nin birçok yerinde rastlanan Klasik Osmanlı kent mimarisini yansıtan tarihî Safranbolu evleri ile ünlü olan şehir, bu özelliği sayesinde 17 Aralık 1994 tarihinden beri Türkiye’de Dünya Miras Listesi’ne alınmıştır.

9. Truva Antik Kenti

Truva Antik Kenti
Troya veya Truva, Kaz Dağı eteklerinde, Çanakkale il sınırları içinde yer alan tarihî kent. Homeros tarafından yazıldığı sanılan iki manzum destandan biri olan İlyada’da bahsi geçen Truva Savaşı’nın gerçekleştiği antik kenttir. 1870’lerde Alman amatör arkeolog Heinrich Schliemann tarafından Tevfikiye köyü civarında keşfedilen antik kentte çıkan eserlerin çoğu günümüzde Türkiye, Almanya ve Rusya‘dadır. Antik kent, 1998 yılından beri Dünya Miras Listesi’nde, 1996 yılından beri de Milli Park statüsündedir.

10. Selimiye Camii ve Külliyesi

Selimiye Camii ve Külliyesi

Selimiye Cami Edirne’de bulunan, Osmanlı padişahı II. Selim’in Mimar Sinan’a yaptırdığı camidir. Sinan’ın 90 (bazı kitaplarda 80 olarak geçer) yaşında yaptığı ve “ustalık eserim” dediği Selimiye Camii gerek Mimar Sinan’ın gerek Osmanlı mimarisinin en önemli yapıtlarından biridir. Selimiye Cami ve Külliyesi 2011 yılında UNESCO Dünya Miras Listesi’ne alınmıştır.

11. Çatalhöyük

Çatalhöyük
Çatalhöyük, Orta Anadolu’da, günümüzden 9 bin yıl önce yerleşim yeri olmuş, çok geniş bir Neolitik Çağ ve Kalkolitik Çağ yerleşim yeridir. Doğu ve batı yönlerinde yan yana iki höyükten oluşmaktadır. Doğudaki Çatalhöyük (Doğu) olarak adlandırılan yerleşme Neolitik Çağ’da, Çatalhöyük (Batı) olarak adlandırılan batıdaki höyük ise Kalkolitik Çağ’da iskan görmüştür. UNESCO tarafından 2012 yılında Dünya Miras Listesi’ne dahil edilmesine karar verilmiştir.

12. Bursa ve Cumalıkızık

Bursa ve Cumalıkızık
Bursa, Orhangazi Külliyesi ve çevresini içine alan Hanlar Bölgesi, Hüdavendigar (I. Murad) Külliyesi, Yıldırım (I. Bayezid) Külliyesi, Yeşil (I. Mehmed) Külliye ve Muradiye (II. Murad) Külliyesi ile Dünya Mirasları Listesi’nde yer alıyor.
Cumalıkızık, Uludağ’ın kuzey eteklerinde kurulmuş beş Kızık köyünden biridir. Bir vakıf köyü olarak kurulan köyde, tarihi doku çok iyi korunmuştur ve Osmanlı erken döneminin kırsal kesim sivil mimari örnekleri günümüze ulaşmayı başarmıştır. Bu özelliği nedeniyle çok ilgi çeken ve ziyaret edilen bir yerleşim yeri olmuştur. Sık sık tarihsel filmlere mekan olmaktadır.

2014’te Bursa ve Cumalıkızık UNESCO Dünya Mirasları Listesi’ne girdi.

13. Pergamon

Pergamon
Pergamon, günümüzde İzmir iline bağlı Bergama ilçesinin merkezinin yerinde kurulu antik kentin adıdır. Pergamon, eski çağlarda Misya bölgesinin önemli merkezlerinden biriydi. MÖ 282-133 arasında da Pergamon Krallığı’nın başkentiydi. Pergamon adı, bir söylence kahramanı olan Pergamos’tan gelir. Pergamos’un, Teuthrania kralını öldürdükten sonra kenti ele geçirdiği ve kendi adını verdiği sanılır. 2014 yılında UNESCO Dünya Miras Listesi’ne alınmıştır.

14. Diyarbakır Surları ve Hevsel Bahçeleri

Diyarbakır Surları ve Hevsel Bahçeleri

Diyarbakır Surları, Diyarbakır’ın Sur ilçesinde yer alan tarihî bir yapı. İç kale ve dış kale olmak üzere iki bölümden oluşmaktadır. Surlardaki ana girişler Dağ Kapı, Urfa Kapı, Mardin Kapı ve Yeni Kapı’dır. Yaklaşık dokuz bin yıllık olan surlar, Çin Seddi’nden sonra en uzun ve geniş savunma duvarı olması ile ünlenen Diyarbakır Surları 5.5 km uzunluğunda ve 7-8 m yüksekliğindedir. 16 kalesi ve 5 çıkış kapısı olan siyah bazalt surlar, kentin en ilgi çekici yeridir. Ortaçağ askeri mimarisinin muhteşem örneğini oluşturan bu surlar yazıtlar ve kabartmalarla dekore edilmiştir.

Hevsel Bahçeleri, Dicle Nehri kıyısında, Diyarbakır Kalesi ile nehir vadisi arasında yer alan yaklaşık yedi yüz hektarlık verimli arazidir.

Diyarbakır Surları ve Hevsel Bahçeleri, 2015’te (geçtiğimiz günlerde) UNESCO tarafından Dünya Mirası Listesi’ne dahil edildi.

15. Efes

Efes
Efes, Anadolu’nun batı kıyısında, bugünkü İzmir ilinin Selçuk ilçesi sınırları içerisinde bulunan, daha sonra önemli bir Roma kenti olan antik bir Yunan kentiydi. Klasik Yunan döneminde İyonya’nın on iki şehrinden biriydi. Kuruluşu Cilalı Taş Devri MÖ 6000 yıllarına dayanır.  Efes, 2015’te (geçtiğimiz günlerde) UNESCO tarafından Dünya Mirası Listesi’ne dahil edildi.
kaynak: onedio

Karadeniz Kıyısında Balık Şöleni…

Hafta sonu evde pineklemek yerine şöyle güzel meze balık yapayım üstüne de yürüyüş diyorsanız işte size şifreyi veriyorum: Karaburun’da Hanımeli Restaurant…

Avrupa yakasından yaklaşık 50 dakika süren bir araba yolculuğundan sonra Karaburun adı verilen bu sakin ve şirin balıkçı kasabasına geliyorsunuz. Çevreyi gezmeyi sonraya bırakıp direk yemeklere yumulmayı isteyen bizler doğru lokantaya gidiyoruz. Birkaç kez buraya gelip her seferinde memnun kaldığımızdan istediklerimizi sırasıyla söylüyoruz. Garsonumuz her zamanki gibi kibar ve yardımcı. Bugün hava sakin olduğundan dışarıda oturabiliyoruz, ama burası Karadeniz, bazen şehirde hava iyiyken bakıyoruz burada rüzgarlı mecbur içeri oturuyoruz.

Başlangıçlar tek tek masaya konmaya başlanıyor: Lakerda nefis (tadı tuzu yerinde, taze köy ekmeğiyle nefis oluyor), levrek marin (başlarda arkadaşların zoruyla tattığım şimdiyse bayıldığım bir lezzet) çok taze ve sosu harika, zaten maharet sosunda ve köpeoğlu (soslu patlıcan ve yoğurt karışımı bir klasik) o kadar güzeldi ki bir keresinde iki porsiyon söyledik. Salata vasat ısmarlamasanız da olur.

175

Ara sıcaklara gelince; ahtapot bacağı gramla söyleniyor, biz biraz abartmışız galiba 🙂 Önümüze kocaman bir şey geliyor. Nasıl biter derken yağı, tuzu, yumuşaklığı, terbiyesi o kadar iyi ki dakikasında silip süpürüyoruz. Izgara kalamar da gayet başarılı. Kayış gibi değil. Tarator sosuna banıp banıp yedik bitirdik.

060

Ana yemek olarak birkaç kez kalkan tava aldık. Hiç yağ çekmemişti ve eti lop loptu. Garsonumuzun tüm ısrarlarına rağmen buranın spesiyali olan kuyuda kalkanı almadık, serde klasikçilik var. Bir sonraki gidiş için sıraya yazdık tabi. Yan masaya gelen kuyuda kalkanı da resmetmekten geri kalmadık. Yalnız pişimi uzun sürdüğünden baştan arayıp haber vermenizde fayda var. Benden söylemesi…

062anette 1050

Bir başka gidişimizde ise sinarit ızgara aldık. Onu da kurutmadan, her tarafı eşit şekilde pişmiş olarak servis ettiler. Çok çok başarılıydı.

054

“Hala doymadınız mı, tatlı da mı yiyeceksiniz” diye sormayın. Tabi ki yiyeceğiz. Buranın dondurmalı ilmik helvası müthiş. İrmiği çok güzel kavuruyorlar, birbirine yapışmıyor, kaşıkladıkça içinden akan vanilyalı dondurma şelalesi ise helvayla çok uyumlu. Masaya nasıl geliyor, nasıl bitiyor anlamıyorum bile.

055

Eeee bu kadar yemekten sonra biraz dolanmak şart oldu. Lokantanın hemen önünde küçük bir marina var sadece resimlik. Sağ tarafında ise kumluk, kilometrelerce giden plaj var. Yürü babam yürü, yürü babam yürü bitmiyor. Ayakkabıları çıkarıp, enerjimizi de kumda toprakladıktan sonra arabamıza dönüp gerisin geri o hengameye, yani şehre doğru yollanıyoruz.

029032

Not: Denize girmek isteyenlerin burasının Karadeniz olduğunu unutmamasını ve kenarlarda bulunan uyarıları mutlaka okumasını tavsiye ederim.

Mekan: 3.5

Hizmet: 4

Lezzet: 4.5

Sağlıcakla,

Anette İnselberg

EYLÜL 2015′E KADAR FREKANS DEĞİŞİM

359da792bacc6c8e92211ae288dcfcf4_L[1]

Dr Simon hayatının çoğunu kozmik enerjileri ve bunların gezegeni ve insan psişesini nasıl etkilediğini araştırarak geçirdi ve deneyimine dayanan algoritmalar ile öngörülerini yaptı.
Bu enerjisel değişiklikler o kadar dramatik olacak ki, herkes köleleştirilmekte olduğumuzu görme şansına sahip olacak. Ayrıca kendimizi enerjisel frekans yükselişleri ile nasıl özgürleştirebileceğimizi açıkça görmeye başlayacağız.

Dr Simon’un öngörüleri:
* Özellikle Ağustos’un sonlarından Eylül’ün sonlarına kadar oluşacak olan Güneşten ve diğer kozmik enerjilerden gelen elektromanyetik enerjinin hızlanması ve yükselmesi bilinçte ‘frekans değişimi’ dediği şeye neden olacak. [şu sıralardaki solar CME’ler ve bunun sonucu olarak Dünyada oluşan jeomanyetik fırtınalar bunun gerçek – zamanlı tezahürüdür]
* Önceden manyetik kalkanı zayıflamış olan gezegendeki basınçta oluşan değişim yüksek sıklıkta sismik aktiviteye ve aşırı iklim modellerine neden olacak.
* Hızlanan enerjilerin ve bilinçte frekans değişiminin bazı insanların zihinsel işlevinde, finans marketlerinde ve organizasyonlarda etkileri olacak.
* Temmuz ve özellikle Ağustos’ta insanların kendi düşüncelerini kontrol edemediği ile ilgili haberler olacak, bu insanların ‘kafayı yediği’ sosyal olaylara yol açacak.
* Bazı hükümet ve şirket liderleri halüsinojenik olacaklar, “davranışları nedeniyle halk tarafından uzaklaştırılan lider”e yol açabilecek şeyleri hayal edecekler.”
* Hızlanan enerjilerle Schumann Rezonansı olarak bilinen Dünyanın frekansı Eylül’ün sonuna kadar muhtemelen 13 veya 14 Hz’e yükselecek.
* Bu hızlanmalar Eylül ayının 3 ncü ve 4 ncü haftasında mağazaların kapanabileceği ve hükümetlerin artan şekilde işlevsiz olacağı 2 – 4 günlük periyoda yol açacak.
* Tüm bunlarla ilişkili olarak, başka bir galaksiden gelecek olan galaksilerarası elektromanyetik bir dalga gezegeni süpürecek; bu bilincin yükselmesi için bir araçtır, yardımcıdır ve bir kaç günlüğüne dünyayı sersemletecek, nüfusun %10-17 sinin sanrılar ve halüsinasyonlar deneyimlemesine yol açacak.
* Daha geniş karaları ve manyetikleri nedeniyle Kuzey Yarımküre hızlanan enerjileri daha fazla deneyimleyecek.
* Tüm bunların farkında olan Gücü elinde tutanlar (İllüminati) doğal olayların arkasına unsurlar ekleyerek veya yapılandırarak, daha chemtrailler ile, iklim savaşı ile, teknolojik silahları kullanarak daha fazla zihin kontrolü ile bu frekans değişiminden yararlanmaya, manipüle etmeye, baskılamaya ve kontrol etmeye çalışacak – tüm bunlar bilinç uyanışını kısıtlama araçlarıdır.
Bu frekans değişimi bir süreliğine kutupluluğun artmasına yol açacak, bilinç genişlemeye ve uyanmaya devam ederken yükselen sosyal kaos olacak. Yeni teknoloji ve sağlık bakımı yöntemleri daha hızla ortaya çıkacak.

Potansiyel serbest enerji kaynakları, elektromanyetik tedaviler ve doğal ilaçlar ortaya çıkacak.

Bununla ilişkili olarak başkalarıyla ne kadar çok paylaşırsanız, o kadar çok bolluk alacağınızı söylüyor, çünkü yaptığınız şey bu değişim aracılığı ile korku enerjisini salıvermektir.

Ayrıca Dr Simon sonraki bir kaç ayda bezı ülkelerde liderlerin ortaya çıkacağını ve Açık Kaynak platformlarının sürekli gelişimini teşvik edecek olan yeni bir barış forumunu başlatacağını umuyor.

CERN’in Büyük Hadron Çarpıştırıcısının amacının galaksiler arası dalganın Dünyaya ulaşmasını durdurmak olduğunu söylüyor. Bu girişimin başarısız olacağına inanıyor. Bu enerji dalgası çok boyutludur ve gezegenin etrafında işitilen garip iniltiler ve çatırtılar bağlanan boyutlar ile uyum ve armonide olmayan açılmakta olan boyutların göstergeleridir. Tüm dünyada bu seslerde artış olacaktır ve muhtemelen çok fazla sayıda insan bu sesleri YouTube’a koyacaktır.

Simon’un bu enerji değişimi için en iyi nasıl hazırlanabileceğimiz ile ilgili önerileri:
* Finansal olarak: Borsa 1966′dan bu yana her 7 senede çöktü. Borsadan paranızı çekmeniz, elektronik tabanlı olan finansal kurumlardan paranızı çekmeniz tavsiye edilir. Altın ve gümüş, arazi, çok fazla şişelenmiş su, yiyecek iyi yatırımlardır.
* Duygusal olarak: Kalbinizde merkezlenin. Şeyleri kişisel almayın, etrafınızda duygular patlarken nötr konumda kalabilirsiniz.
* Fiziksel olarak: Bedeniniz için yapabileceğiniz ilk şey bol bol uyumaktır. Mümkünse her gün güneşte 15 – 20 dakika geçirin. Okyanus dalgalarından veya oda iyonizerinden gelen negatif iyonlar çok fazla yardımcı olacaktır.
* Ruhsal olarak: Enerjinizi temizlemeniz ve topraklanmış kalmanız önemlidir. Bunlar üzerinde çalışmayanlar halüsinasyon görebilir ve akıllarını kaybediyormuş gibi hissedebilirler.
* Zihinsel olarak: Şimdi öncekinden daha çok farkında olmalıyız ve düşüncelerimizi kontrol etmeliyiz, çünkü düşüncelerimiz gerçekliğimizi yaratır.

Eylül’de gerçekleşmesi öngörülen tüm bu değişimlerin hepsi aynı anda olmayabilir, zamanda bir noktada frekans değişiminin hissedileceği ve onu almayı seçenler tarafından özümseneceği beklenmektedir. Sonra dışsal gerçekliğimizde değişimler ışık hızında gerçekleşmeye başlayacak. Bu, insanlığın hastalıktan, açlıktan ve kontrol ve hegemonya ile hayatta kalma korkusundan özgürleşeceği uzun vadeli bir dönüşümün sadece başlangıcıdır. Gezegenin ne kadar hızla özgürleşeceği bize bağlıdır ve kişisel olarak ne kadar hızla dönüşeceğiniz kendi ruhsal yolunuza ve bu enerjiyi nasıl kullandığınıza bağlıdır.
(Çeviri: Saffet Güler)

alıntı