Alıntı
Soğan en şifalı gıdalardan biridir. Yüksek kan temizleyici, idrar söktürücü ve mikrop önleyici özellikleriyle idrar yolu enfeksiyonları, böbrek taşları, sıvı birikimi ve böbrekle ilişkili benzeri herhangi bir sorunla mücadele etmek için mükemmel bir tedavi sağlar.
Bu makalede size böbreklerinize daha iyi bakmanızı sağlamak için soğan çorbası tüketerek gerçekleştirebileceğiniz 9 günlük bir böbrek temizleme yöntemini açıklayacağız. Sonuçları hemen görmeye başlayacaksınız ve böbrekleriniz size teşekkür edecektir.
Soğan kalsiyum, magnezyum, klor, bakır, demir, fosfor, iyot, silikon, kükürt, vs. gibi mineraller açısından zengindir. Ayrıca A, B, C ve E vitaminlerini içerir. Bu değerler sonucunda aşağıdaki faydaları sağlar:
Soğan çorbasını hazırlamak için bir litre su başına bir soğan kaynatın. İsteğe bağlı olarak soğanla birlikte maydanoz da kaynatabilirsiniz. Bu da böbreklerinizin derinden temizlenmesine yardımcı olur.
İki litre su ve iki soğandan oluşan bu çorbayı her gün için. Fazladan hazırlayıp en fazla iki veya üç gün buzdolabında saklayabilirsiniz.
Gün boyunca, ana öğünlerin dışında, mümkünse oda sıcaklığında olmak üzere ufak yudumlar halinde tüketin. Arzu etmeniz durumunda içine az bir miktar limon suyu da ekleyebilirsiniz.
Bu çorbayı kahvaltıdan en az yarım saat önce aç karna, en az iki bardak miktarında tüketmeniz önerilir.
Geceleyin tuvalete gitme ihtiyacıyla karşılaşmamak için çorbayı gün içerisinde tüketmeniz önerilir.
Bizim tavsiye ettiğimiz idrar söktürücü böbrek tedavisi dokuz gün sürmekte. Çorbayı içmeye ilaveten aşağıdaki önerilerimizi de dikkate alınız:
Aşağıda sizin için hazırladığımız sağlıklı bir öğün planını bulabilirsiniz:
Bazı insanlar soğanı pek iyi sindiremezler. Ancak eğer yeterince iyi pişirilirse bu sorunla karşılaşılmaz. Yukarıdaki önerilerimizi temkinli bir şekilde uygulamanızı öneririz. Eğer sindirimle ilgili sorun yaşarsanız, tedaviyi bırakmanızı öneririz.
kAYNAK: SAĞLIĞA BİR ADIM
Kansızlık, vücutta demir eksikliğinden kaynaklanan bir sorundur. Kadınların en çok karşılaştıkları problemlerden biri olan kansızlık, yoğun adet döneminde veya kötü beslenme gibi nedenlerle ortaya çıkabilir. Bu yazımızda, kansızlığı önleyici ve tedavi edici doğal içecek tarifleri vereceğiz.
Demir, vücutta hemoglobin ve kırmızı kan hücrelerini sentezlemeye yarayan, çok önemli bir mineraldir. Hemoglobin ve alyuvar da denilen kırmızı kan hücreleri, ciğerlerden kana oksijen taşımak gibi yaşamsal bir fonksiyonu gerçekleştirmekle görevlidirler. Kansızlık yaşayan bir bünyede, hücreler yukarıda bahsedilen görevleri düzgün şekilde yerine getirilmediği için; yorgunluk, saç tellerinde zayıflama, tırnaklada güçsüzlük, deri renginde solgunluk ve çarpıntı gibi şikayetler baş gösterebilir. Bunları yaşamamak için, kansızlığı tedavi etmeye ve önlemeye yardımcı sağlıklı ve doğal meyve suyu tarifleri vereceğiz.
Pancar, içerdiği yoğun miktarda demirle, kansızlığı önlemeye ve tedavi etmeye yardımcı olur. Pancarı havuçla birlikte tüketmek, vücutta demir emilimini arttırır. Bunlara eşlik edecek bira mayası da, demir eksikliğini gidermekte yardımcı olan besinlerden biridir.
Malzemeler
Hazırlanışı
Maydonoz suyunun tadı bazılarınız için biraz acı olabilir. Fakat maydonoz suyu, kansızlığı tedavi etmekteki en etkili yollardan biridir. Çünkü maydonoz, çok yüksek miktarda demir içerir. Limon suyu ile birlikte tüketildiğinde, içindeki demirin vücutta emilimi kolaylaşır. Maydonoz suyunu ana yemeklerden önce içebilirsiniz.
Malzemeler
Tadı biraz acı olsa da , kansızlığı tedavi etmeye çok yardımcı olan bu karışımı içmeyi ihmal etmeyin. Maydonozun içindeki demirin bağırsaklarda emilmesi için, limonla beraber tüketilmesinin faydalı olduğunu unutmayın.
Bu besleyici meyve suyu, çok fazla oranda demir içerir. İçinde, bu mineralin bolca bulunduğu ıspanak ve pancar vardır. Çilek, kiraz, böğürtlen gibi kırmızı meyveler de hem lezzetli, hem de demir oranı yüksek meyvelerdir. Bu lezzetli karışımı, akşam yemeklerinden önce içebilirsiniz. Günlük besin ihtiyacınızı karşılamaya yardımcı olacak bu karışım, kansızlıktan kurtulmanızı da sağlayacaktır.
Hazırlanışı
Bu tür içecekleri taze tüketmeye özen gösterin. Özellikle de kansızlığı gidermek amacıyla içiyorsanız, hazırladıktan sonra hiç bekletmeden içmelisiniz.
Kansızlığı tedavi etmek veya önlemek için yukarıda verdiğimiz bu meyve sularından sevdiklerinizi, öğünlerinize günlük olarak ekleyin.
kaynak: sağlığa bir adım
Girne’de denizimize girdik, kumlarda yürüdük, güneşlendik, duşumuzu aldık, sıra geldi çevreyi gezmeye ve karnımızı doyurmaya. Önce otelimize (Girne) 20 dakika uzaklıkta Beşparmak Dağı’nın eteklerine kurulu Karmi Köyü‘ne gittik (yalnız oraya giden yol köy girişinden itibaren daraldığından gidiş dönüş biraz sıkıntılı ama olsun kesinlikle değiyor).
Arabamızı Karmi Köyü’nün merkezi olan Bakire Meryem Kilisesi’nin oraya bırakıyoruz ve dar sokaklarda yürümeye başlıyoruz. Etraf incir, nar, badem, zeytin ve çam ağaçlarıyla süslenmiş. Begonviller her yerden fışkırıyor – tam bir görsel şölen. Birkaç lokanta ve kafenin önünden geçiyoruz ama her yer pek bir tenha. Sıcak havadan dolayı köy ahalisi etraftaki sevimli villalarına çekilmiş diye düşünüyoruz. Beşparmak Dağları’nın eteklerinde olduğumuzdan dağın bir sürü fotoğrafını çekiyoruz, arkasından da bu dar sokaklarda biraz daha dolanıp Karmi Köyü’nün az ilerisindeki Zeytinlik Köyü‘ndeki Archway Restaurant’a doğru yola çıkıyoruz.
On beş dakika sonra Archway’e varıyoruz. Buranın terası çok güzel. Bir tarafı denize, bir tarafı dağa bakıyor. Ben dağ tarafına bakan masalardan birini tercih ediyorum. Masamıza oturduktan sonra yöresel kıyafetler içerisinde olan garsonlar etrafımızda dolanmaya başlıyor. Fiks menü alacağımızı duyunca da bu gitmelerin gelmelerin arkası kesilmiyor. Ben size gelenleri yazayım da bu kadar çeşit karşısında dudaklarınız uçuklasın. Sırasıyla masamıza şu soğuk mezeler geldi:
Allah’ım bu kaç çeşit nasıl bitecek bunlar derken, bu lezzet bombardımanı karşısında meze tabaklarını bir bir sıyırmaya başladık. Arkasından sıcak mezeler başladı. Sıkı durun onları da saymaya başlıyorum:
Bu arada güneş hafiften batmaya başladığından ben kalkıp kızıllaşan Beşparmak Dağları‘nın ve St. Hilarion Kalesi’nin resimlerini çekmeye başlıyorum. Aslında yerimden kalkmak için biraz da mazeret yaratıyorum, çünkü daha ana yemek – yani kebaplar var – ve ben tamamen şişmiş durumdayım. Neyse biraz oyalandıktan sonra kebap geçidi başlıyor onları da sırasıyla yazıyorum:
Bu enfes yemek fırtınasını atlattıktan sonra garsona tatlı ve kahve için biraz aralamasını söylüyoruz ve kendi aramızda gülüp eğleniyoruz. Bu arada etrafın bayağı kalabalıklaştığını fark ediyoruz. Size tavsiyem buraya gelmeye niyetlenirseniz mutlaka rezervasyon yaptırın. Neyse garson yavaş yavaş bizim karışık meyve tabağını ve yöresel macunlardan oluşan tatlı tabağını getirip ortaya koyuyor. Karpuzdu, üzümdü, şeftaliydi diyerek mevsim meyvelerini yiyoruz sıra macunu tatmaya geliyor. Tadını size şöyle tarif edeyim, böyle meyve reçelinden bozma ama daha az tatlısı güzel bir şey. Bize ceviz, turunç ve kırmızı bir macun geliyor. Ben en çok kırmızı renkli macunu beğeniyorum. Arkasından da orta türk kahvelerimi içip tamamen şiş bir karınla ama mutlu bir şekilde otelimize dönüyoruz.
Size bu meze ve et fırtınasını mutlaka tavsiye ederim 😉
Mekan Adı: Archway Restaurant
Adres: Dereboyu Cad. N.5 Zeytinlik Girne Tel: 0392 816 03 53
Mekan: 4.5
Lezzet: 4.5
Hizmet: 4
Sağlıcakla,
Anette İnselberg
Sidney, Avustralya’ya ait tarihi ve çağdaş pek çok çeşni sunar. Muhteşem Sydney Opera Binası, huzurlu bir şekilde limanda yüzen, origami tarzında büyük bir yelkenli gemiye benzer. The Rocks’ın dar parke taşlı sokaklarında yürüyün, sonra Çağdaş Sanatlar Müzesine gitmeden önce Circular Quay’de bir sokak sanatçısını izleyin. Sydney Tower Eye rasathanesinden görülen manzara destansıdır –şehri yekpare olarak çok yüksekten görme şansını kaçırmayın.
Dubai, Arap Çölünde yükselen fütüristik şehir manzarasıyla kozmopolitan bir vahadır. Dünyanın en büyük hareketli çeşmesi, en yüksek binası (Burj Khalifa), tek 7 yıldızlı oteli (Burj al-Arab), en büyük yapay adaları (Palmiye Adaları) ve en büyük doğal çiçek bahçesine (Miracle Garden) ev sahipliği yapan bu Travellers’ Choice Destinasyonu “en”lerin şehridir. Çölde macera yaşamak için bir plaj arabası kiralayın, açık hava pazarında pazarlık yapın ya da Deve Yarışı Parkurunda favori deveniz için tezahürat yapın.
Leziz dim sum, yüzen adalar ve eşi benzeri olmayan şehir silüeti 2015 Travellers’ Choice Destinasyonu olan Hong Kong’un eşsiz özelliklerinden sadece birkaçıdır. Ngong Ping köyünde gözünüz geleneksel Çin mimarisiyle adeta bayram eder veya eşsiz manzaralar için tramvayla Victoria Peak’in zirvesine çıkarsınız. Nan Lian Garden’ın kayalıkları ve narin tepeleri size iç huzuru verir; bir Stanley kafede sakinleştirici bir fincan çay da öyle. Sakin bir Budist kompleksi olan Chi Lin Nunnery’deki her şeyle adeta bütünleşirsiniz.
Nefes kesen sporları kapsayan açık hava aktiviteleri Queenstown’da ziyaretçi akınına yol açıyor: kanoyla gezinti, bungee jumping, jet bot sürme, akarsuda rafting, yürüyüş ve kayak. Daha sakin bir macera yaşamak için Fjordland Ulusal Parkı Dünya Mirası bölgesinin bir parçası olan Milford Koyu’nda sessiz bir tekne gezisi yapabilir veya Güney Adada bölgenin 75 şarap evinden birinde şarapların tadına bakabilirsiniz. Ancak çoğu kişi Travellers’ Choice Ödüllü bu tatil kasabasının en çekici yanının sinema tarihine katkısı olduğunu düşünüyor: Yüzüklerin Efendisi üçlemesinin büyük bir bölümü burada çekildi.
Budapeşte’deki 118 kuyu ve sondajın içine günlük 15 milyon galonun üzerinde su kaynayarak akıyor. Spa şehri hamamları, köpüklü Gellert Banyosu’ndan 1913 barok Szechenyi Spa, Rudas Spa ve orijinal Osmanlı mimarisine sahip önemli bir 16. yüzyıl Türk havuzuna kadar şaşırtıcı bir dizi sunuyor. “Tuna Kraliçesi” adlı bu Travellers’ Choice Destinasyonu ayrıca tarih, kültür ve doğal güzelliklerle doludur. Aquincum Müzesi’ndeki Roma kalıntıları, Kahramanlar Meydanı, Heykel Parkı ve 90 metre yüksekliğindeki kubbesiyle Aziz Stephen Bazilikası için fotoğraf makinenizi hazırlayın.
Atina, 2004 yılı Yaz Olimpiyatlarından gelen servet sayesinde tamamen yenilendi. Şehir, tertemiz parkları ve caddeleri, ultra modern metrosu, yeni otobanları, kolayca ulaşılabilen havaalanı, kolay anlaşılır tabelaları ile bir tercih nedeni olabilir. Adalara giderken bir mola yeri olmasının dışında, Yunanistan’ın bu Travellers’ Choice Destinasyonunda görmeye değer sofistike yerler arasında Akropolis’ten Olympia Zeus Tapınağı’na kadar, Batı tarihinin önemli noktaları ve Ulusal Arkeoloji Müzesi hazineleri de yer alır.
Nepal’in başkenti ve bir Travellers’ Choice Destinasyonu olan Katmandu; tarihi yerler, antik tapınaklar, mabetler ve büyüleyici köylerle dolu bir vadi ile çevrilidir. Durbar Square anıtları arasında yerliler ve hayvanlar ile kaynaşın ya da hareketli Thamel Bölgesinde dağ yürüyüşçülerine katılın. Yerel sanatkârların seçkin çalışmaları için dükkânları gezin—halılar ve kâğıt baskılar yöreye özgü ürünlerdir.
Bangkok gibi bir başkenti hayatınızda görmemişsinizdir. Harika bir alışveriş için Pratunam veya Siam Meydanı’nı ziyaret edin, sonra Avrupa tarzı Dusit bahçelerine dönün. Thon Buri muhteşem Wat Arun tapınağına ev sahipliği yapan yerdir; Phra Nakhon’da ise Yaslanan Buda’nın Wat Pho tapınağını bulursunuz. Grand Palace’ın yaldızlı ışıltısını içinize çekmeden önce bir yiyecek tezgahında mangolu pilavın keyfini çıkarın.
St. Petersburg, ülke kültürünün kalbinin attığı yerdir. Kış Sarayı ve Kazan Katedrali gibi görkemli mimari eserleri görün ve kendinize Keşiş Kulübesinin dünyaca ünlü sanat koleksiyonunu taramak için bolca vakit ayırın. Neva Nehri deltasına yayılan St. Petersburg, tekrar tekrar gelen çok sayıda ziyaretçi için yeterince sanat, gece hayatı, güzel akşam yemeği ve kültür merkezi sunmaktadır.
Ubud köy kümesi, ünlü Bali masajını denemek ve Asya’nın en iyi spa merkezlerinden birinin havasını solumak için ideal yerdir. Akubası, refleksoloji, esneme ve aromaterapi, adanın kendine has sıkılıktaki masaj tedavilerinde ön plana çıkıyor. Ubud ayrıca Bali sanat dünyasının capcanlı merkezi olup, müze ve galerilerden oluşan küçük bir hazineye ev sahipliği yapmaktadır. Yüzlerce uzun kuyruklu afacan şebeğe ev sahipliği yapan, yakındaki doğal rezerv Maymun Orman Parkı’nda gezinin. Gunung Kawi’deki mezar geçitleri vadisini kaçırmayın.
Kelimenin tam anlamıyla volkanik kayaya oyulmuş bir belde olan Göreme, görkemli 10. ve 11. yüzyıl mağara kiliselerini barındıran devasa bir UNESCO Dünya Mirası Sahası olan Göreme Ulusal Parkına giriş kapısıdır. Parkın kendisi, peribacası oluşumlarıyla ünlüdür ve sırt çantalı gezginler arasında son derece popülerdir. Ayrıca bu Travellers’ Choice Destinasyonu Türk mutfağını ve şaraplarını tatmak için mükemmel bir yerdir.
Bir zamanlar Salvador Dali’nin yaşadığı ve İspanyol Katalan mimar Antoni Gaudí’nin çeşitli şehir binalarını tasarladığı Barselona biraz gerçek üstü bir his verir. Gaudí’nin Sacred Family Kilisesi’ne adımınızı attığınızda aynaların içine düşmüş gibi olursunuz; bu seyahate Güell Parkını ziyaret ederek devam edebilirsiniz. Las Ramblas’ta bir kaldırım kafesinde sangria yudumlarken, bu Travellers’ Choice Destinasyonunda ışıltılı sokak sanatçılarını izleyin, sonra tapas barlarda dolaşarak kendinize bir şölen sunun.
Zermatt dendiğinde çoğu kişinin aklına tek bir şey gelir: Matterhorn Dağı. Zermatt üzerinde uzanan bu görkemli İsviçre sembolü, 1860’lı yıllardan beri turistlerin ilgisini çekmektedir. Bir Travellers’ Choice Destinasyonu olan Zermatt köyü, eski moda ahşap dağ evlerinin ve kıvrımlı yolların olduğu ve arabaların giremediği sevimli bir köydür. (Merak etmeyin, her yere yürümek zorunda değilsiniz—elektrikli araçlar ve at arabaları var.) Bölgede kayak yapmak genellikle yaz başlarına kadar mümkündür, fakat havanın ısındığı zamanlar da yürüyüş için çok uygun olur.
New York’u filmlerden, televizyondan ve şarkılardan tanırsınız. Ancak bu Travellers’ Choice Destinasyonunu bir haftalığına veya bir aylığına giderek bizzat görmelisiniz; bol miktarda kültür, spor, tarih, restoran ve alışveriş imkanına sahip, yerinde duramayan, enerjik bir şehirle karşılaşacaksınız. Empire State Binası, Özgürlük Heykeli ve Metropolitan Sanat Müzesi gibi çok sevilen merkezi noktaları ziyaret ettikten sonra, kenarda köşede kalmış yerleri keşfetmek için binlerce yere gidebilirsiniz: yukarı Manhattan’daki orta çağ Cloisters müzesi, Bronx’taki Yankee Stadyumu, Brooklyn’de bir pizza turu… bunlardan sadece birkaçıdır.
Cape Town, Afrika kıtasının güney ucunda parıldar. Blaauwberg Sahili ve Kirstenbosch Ulusal Botanik Bahçeleri’nin tablo güzelliğinde manzarası “Ana Kent”e kısa bir sürüş mesafesindedir. Ümit Burnu Doğa Koruma Alanı görkemli deniz manzaraları, dağ yürüyüş yolları ve doğal yaşamdan örnekler sunar. Daha kasvetli bir not olarak, gezginler Nelson Mandela’nın 27 yıl boyunca tutuklu tutulduğu hapishane olan Robben Adası’nı ziyaret edebilirler.
Seine’de gezinerek ve Eyfel Kulesi ile Zafer Takı gibi simgelere hayranlıkla bakarak geçirilen bir günün ardından dinlenmek için bir kaldırım kafesinde “pain au chocolat” (çikolatalı ekmek) ile oyalanmak… mükemmel Paris deneyimi boş vakitle canlılığı bir arada sunar, enfes yemekler ve Louvre’daki eserlerin keyfini çıkaracak yeterince zaman da vardır. Bu romantik ve faydalı Travellers’ Choice Destinasyonunu yakından tanıyın: Notre Dame’da ruhunuzu uyandırın, Marché aux Puces de Montreuil’de pazarlıklara girişerek güzel parçalar alın veya Marché Biologique Raspail’de hediyeliklere bakın, sonra hepsini taçlandırmak için Moulin Rouge’da bir risqué şovuna gidin.
Tangonun doğduğu yer, dansın kendisi gibi tutsak edici, baştan çıkarıcı ve heyecan dolu bir enerjiyle dolup taşıyor. Kendine özgü havasıyla eski mahalleler, romantik restoranlar ve gümbür gümbür gece hayatı ile dolu ve Buenos Aires’in Avrupalı mirasının etkileri mimarisinde, bulvarlarında ve parklarında görülebiliyor. Şehrin en eski barı Cafe Tortoni sizi 1858’e geri götürecek ve muhteşem Teatro Colon 1908’de olduğu gibi etkilemeye devam edecek. Bu yıl Travellers’ Choice Dünyanın 8 Numaralı Destinasyonu olan Latin Amerika’nın alışveriş başkenti, büyük, geniş bulvarları boyunca üst düzey alışveriş terapisi vadediyor.
Roma bir günde kurulmadı; sizin de zamanları aşan bu şehri keşfedebilmek için çok daha fazla güne ihtiyacınız olacaktır. Şehir; balkon, açık hava pazarı ve büyüleyici tarihi yerlerin gerçek yaşamdaki bir kolajıdır. Trevi Çeşmesi’ne bozuk para atın, Kolezyum ve Panteon’da düşüncelere dalın, Campo de’Fiori ya da Via Veneto’da öğleden sonrasını alışverişle geçirmeden önce mükemmel espresso veya gelatodan tadın. Burada kaldığınız süre içinde, taze hamur işlerinden lezzetli kızarmış enginarlara veya yumuşak bir sığır kuyruğu yahnisine kadar en unutulmaz yemeklerin keyfini çıkarın.
Londra’da tarih sanatla, modayla, yiyecekle ve iyi İngiliz birasıyla harmanlanmıştır. Mükemmel bir gün herkes için farklıdır: Kültür meraklıları Tate Modern’e ve Kraliyet Opera Binası’na mutlaka uğramalıdır. Modayı seviyorsanız, Oxford Caddesi bol alışveriş seçenekleriyle doludur. Yemek meraklıları için, Harrod’s mağazasında içecekleri kremalı çay veya balık ve patates kızartması satılan uygun bir yerde yiyebilecekleri taze balık, klasik bir Londra lezzetidir. Müzik ve kitap meraklıları Abbey Road ve Sherlock Holmes Müzesi’ne (tabi 221B Baker Caddesi’nde) bayılacaklar.
Büyüleyici Vietnam başkenti aynı derecede yaşlı bir şehirdir de; Eski Mahalle bölgesi, anıtlar ve koloni dönemi mimarisi olduğu gibi dururken, modern gelişmelere de yer vardır. Daha önce Thang Long veya “yükselen ejder” olarak adlandırılan bu yüzlerce yıllık eski şehir Ho Chi Minh’in Mozolesi ve Hoa Lo Hapishanesi gibi örneklere bakılırsa geçmişini unutmamış. Göller, parklar, gölgeli bulvarlar, 600’den fazla tapınak ve pagoda, taksiye binerek kolayca her yerini keşfedebileceğiniz bu şehrin cazibesine güç katmaktadır.
İstanbul, Asya ve Avrupa’yı buluşturur. Şehrin camileri, çarşıları ve hamamları, bütün seyahatiniz boyunca dopdolu ve keyifli vakit geçirmenize olanak sağlar. Gezinize, şehrin pek çok noktasından görülebilen büyüleyici Sultan Ahmet Camii’nden başlayın. Galata Köprüsü’nde gezin ve minik boyutlu sanat eserlerini görmek üzere Miniatürk’e uğrayın. Kapalıçarşı’da göz atabileceğiniz binlerce mağaza vardır, Mısır Çarşısı ise baharat ve meyvelerden yayılan hoş kokularla gezenleri adeta büyüler.
Sabahın ışıkları Angkor Wat’ın devasa tapınaklarını ve harabelerini aydınlatmaya başlarken, basit bir Siem Reap gün doğuşu çok derin bir olay halini alır. Antik yapılar, dünyadaki en büyük dini komplekslerden birinin içinde bulunmaktadır. Kompleks ve 12. yüzyıldan kalma Angkor Thom kraliyet şehri, 2015 Travellers’ Choice dünyanın 2 Numaralı Destinasyonu olan Siem Reap’i ziyaret etmenin başlıca nedenleri sayılır. Kamboçya Kültür Köyünde ulusal tarih konusunda, alışveriş barakaları, yiyecek satanlar ve barlarla tıka basa dolu olan Angkor Gece Pazarında ise pazarlık etme konusunda bir şeyler öğrenin.
Marakeş; pazarlar, bahçeler, saraylar ve camilerle dolup taşan büyüleyici bir yer. Tarihi Medine’nin sıcakkanlı avlularını keşfetmek ve dar sokaklarını dolaşmak koca bir günü kolayca doldurabilir. Jardin Majorelle’nin sakin ortamında huzur bulabilir ya da şehrin tarihi camilerinden birinin güzelliğini hayran hayran seyredebilirsiniz (unutmayın; yalnızca Müslümansanız girebilirsiniz).
(Sanırım bir daha hatırlama zamanı)
Bu sutranın tercümesinden, okunmasından ve anlaşılmasından doğacak olan erdemi aileme, atalarıma, öğretmenlerime ve öğrencilerime adıyorum. Bu sutrayı okuyan herkes, bu sutrayı duyan herkes ve tüm varoluş boyutlarında yaşayan, acı çeken varlıkların tümü emniyette olsun, tehlikelerden korunsun ve korkularından arın…sın.
Hepinize saygı, sevgi ve dostlukla
Cem Şen
Cem şen
SEZGİLER İnsanlar 6 saniye içinde hiç tanımadığı birinin öğretme becerisi veya dışadönüklük gibi bir kişilik özelliği hakkında doğru tahminde bulunabiliyor.
Bazı proflar sezgiyi, farkında olmadan öğrendiğimiz şeyler olarak tanımlıyor ve bunun bazen faydalı bazen ise yanıltıcı olabileceğinden bahsediyor. Örneğin, işe alım sırasında mülakat yapan kişiler, adayın gelecekteki iş performansını, o kişinin test puanlarına veya görüşme sırasında tuttukları notlarına bakarak değil, genellikle edindikleri izlenimlerine dayanarak belirliyorlar. Ama yapılan araştırmalar, bu durumda kullanılan sezgilerin genellikle çok sağlıklı olmadığını gösteriyor.
SEZGİLERE GÜVENMEK
Peki tüm bu çalışmalar, insanların yabancı birileriyle karşılaştıklarında sezgilerine dayanmaları gerektiği anlamına mı geliyor? Aslında demek istenen bu değil çünkü ilk izlenimlere güvenerek karar vermek bazen çok ciddi sonuçlar doğurabiliyor. Örneğin Amerika’da seri katil olarak bilinen Ted Bundy, dışarıdan bakıldığında son derece normal, çekici gözüken biriydi. Ancak kadın kurbanlarından ikisi onunla uzun süreli bir ilişki yaşamışlardı. Bu da demek oluyor ki fiziksel çekicilik veya karizma bazen “soğanın” daha altındaki katmanları gizleyebiliyor.
Yine bu konuda yapılan bir çalışmada, kendisini mutlu hisseden kişilerin sezgilerine dayanarak yaptıkları tahminler, kendini üzgün hissedenlerinkine oranla çok daha doğru çıkıyor. Bu durumun bir açıklaması, kendini üzgün hisseden kişiler, ilk verdikleri karara güvenmeyip, ikinci bir tahminde daha bulunuyorlar ve dolayısıyla yanılabiliyorlar. Ders: Kahırlanırken karar almayın
Yanılma payını göz önünde bulundurmaksızın, sezgilerine fazlaca güvenip hareket eden ve sonrasında da kaybeden kişilere en iyi örnek olarak kumar oynayanlar gösterilebilir. Kumar oynayanlar, herhangi bir mantığa dayanmayan, özünde tamamen şansa dayalı olan bir şeyi, sezgilerini kullanarak kontrol edebileceklerini düşünürler. Örneğin, zarla oynanan bir oyunda, zarı hızlı ve güçlü bir şekilde atarlarsa büyük bir sayı, yumuşak ve yavaş bir şekilde atarlarsa da küçük bir sayı geleceğine inanırlar. Tabi doğal olarak nasıl atarlarsa atsınlar, zar kendi bildiği şekilde dönüyor. Peki sonrasında yanıldığımızı fark etmemize rağmen, neden yine de sezgilerimizle hareket etmeye devam ediyoruz?
MANTIĞIM VE SEZGİLERİM Bir konuda karar almada çatışma yaşıyorsak, bilelim ki savaş sezgilerimle mantığım arasında veriliyor. Sezgilerim kişisel yaşantıdan ve duygulardan beslenir.
Avantajı, hızlı ve çabuk karar almama yaramasıdır. Tehlikeyi çabuk algılamama yarar. Yani, hayatta kalmamı sağlar.
Dezavantajı; verileri atlama olasılığım yüksektir. Mantığım ise çıkarımlara, verilerin analizine ve rasyonel karara dayanır. Yani karar alana kadar iş işten geçmiş olabilir. İdeali her ikisini de kullanabilmek. Olmadı, yazı tura atmak.
Klinik Psik. Doktora Öğr. Perihan Yıllı İlişkilerimizin denge içinde olması, hepimizin arzu ettiği bir durumdur. Bazen öyle durumlar yaşarız ki, şaşırırız ! Keşkeler içinde ” şöyle yapsaydım ya da yapsaydı!” türünden kendimizle konuşur dururuz. Oysa bu iç konuşmaların sonucu etkilemeyeceğinin de farkında olarak. Gerek özel, gerek sosyal ve gerekse iş yaşamımızda mesafelerin nümerik değerlerini bilerek hareket edebilirsek, sanıyorum birçok alanda ciddi anlamda kendimizi de ilişkilerimizi de koruma altına almış olacağız.
ALAN ( Space)
Alan, genellikle kişilerin göremediği ancak hissettiği çizgilerdir. Kişiler bu alana ihtiyaç duyar, bulunduğu her ortamda korumaya ve diğer kişilere hatırlatmaya çalışır. Bu alanın merkezinde kendisi olup sınırları ve çapları kişinin içinde bulunduğu kültürel coğrafyaya göre de farklılıklar gösterir. Kişi bu alan sayesinde çevresinde bulunan kişilere mesajlar iletmektedir.
Edward T Hall bir araştırma gerçekleştiriyor. Araştırma sonucunda kişilerin etrafında bulunan alanları, aralarındaki mesafeyi anlatmak için de İngilizce de “ proximity” yakınlık tanımlamasını kullanmıştır. Bu sınıflandırmaya göre, yakınlık dört grupta değerlendirilmektedir.
İlk 15 cm: Çok özel konuların konuşulduğu,
15-35 cm: Gizli konular, tabular, mahremiyet olarak nitelenen özel durumların paylaşıldığı alan. Bu bölgeye az sayıda arkadaş, sevgili ve eş kabul edilmektedir. Kişilerin temas alanıdır; iki sevgilinin, ebeveyn ve çocukların birbirlerine sarılmaları, öpmelerinin doğal karşılandığı alan.
Kişisel alanda kişilerin egemenlik altında tutmak istedikleri ve kendileri için bir hareket alanı bıraktıkları görülür.
35-60 cm, çok yakın ilişkiler.
60-80 cm, uzak kişisel alan olup arkadaşları kapsamaktadır.
Yakın sosyal alan, 80-140 cm’ dir, iş görüşmeleri ile sosyal görüşmeler için uygundur.
Uzak sosyal alan, 1,5- 2 m. Arasındadır ve iş yeri toplantıları için idealdir.
Gün içi ilişkilerde gerek sosyal gerek özel ve gerekse dış toplum içinde kişiler belirledikleri alanlarını ihlal edilmesinden rahatsızlık duyabilmekteler. Sınırlarını hatırlatmak içi bedensel-jestlerle, sözsüz mimiklerle veya nesnelerden yararlanarak ifade etmektedirler. Bu durumda ilk tepki kişinin mesafeyi açması, uzaklaşarak ayarlaması gerekir. Yine kişiler kendilerine aitlikleri de çeşitli şekillerde ifade ederler, örneğin eşi olduğunu belli etmek için yakasını, saçını, kravatını düzeltme, alyans takma gibi yakınlık düzeylerini ifade ederler. kaynak: pozitif kişisel gelişim facebook sayfası
İçe dönüş sadece nefes teknikleri ve meditasyonla sağlanabilir. Beta seviyesindeki birinin içe dönmesi olanaksızdır. Medite hale geldiğinizde ve farkındalığınız arttığında gelen duyguya bakın. Gelen tüm duygu ve düşünceleri etiketlenmiş haliyle gözlemlersiniz.
Onları yaratan nedenler, insanlar yada deneyimler önemsizdir. Onları tanımlamak için kelimeler kullanmaya, cümleler kurmaya çalışmayın. Sadece soruyu sıcak …tutun. Gelen düşünce ne? Onlar sadece ve sadece duygudur. Onu yaratan şeylere, Ali’lere, Veli’lere dalarsanız vay halinize. Odaklanacağınız şey duygunun kendisidir, onu yaratan şey değil.
Şimdi yapmanız gereken bu tek başına kalan etiketlenmiş duygunun etrafında dolaşan akbabaları gözlemlemek. Bunlar düşüncelerdir. Duygunun etrafında fır dönerler. Onları bir bir ayıklamak zevkli olabilir. Yada alayına birden kışt diyebilirsiniz.
Anlamadığımız şeyin kölesi oluruz. Gelen duyguyu olduğu gibi kabul edin. Zihninizin duruma uygun yorumlar katmasına izin vermeyin, aksi halde duygunun etrafında dolaşan daha fazla akbabayı kendiniz yaratmış olursunuz.
Tüm bu mücadelenin sonunda ulaşacağınız şey “berraklık”tır. Bu berraklık gelen duygu hakkında elde edeceğiniz sonuçtur. Bunu “sakinlik” takip eder. Bunalmamış bir şekilde, duyguyla beraber, “bir” olmaktır bu mertebe. Duygunun doğasını kavrayıp sizde yarattığı etkiyi anlamanız ise kendini bilmektir. Duyguyu kendinizden ayırt etmek ve kurtulmak ise “kurtuluş”tur.
Her hangi bir duygudan kurtuluşa doğru yol almanızı sağlayacak 4 adım vardır:
1 – Tanımla
Gelen duygunun ne olduğunu kavra
2 – Olduğu gibi kabul et
Duyguyu, onu yaratan nedenlerden bağımsız olarak tek başına ve yorum katmadan olduğu gibi kabul et
3 – Sevgiye dönüştür
Duygunun kaynağı yada kendisi ne olursa olsun onu sevgiye dönüştür. Zira sadece 2 tip duygu vardır. Biri sevgi, diğeri ise korku. Diğer tüm negatif duygular korkunun türevleridir.
4 – Bırak gitsin
Şimdi tek başına kalmış, etiketlenmiş ve sevgiye dönüşmüş olan bu duyguyu sonsuzluğa göndermenin vakti geldi. Onu azat edin. Kurtuluş gününüz kutlu olsun
Alıntı
kaynak: facebook sağlıkla kal sayfası
Fatoş Pabuccu Tuncay
Güneşin UVB ışınlarından yararlanmak çok eskiye dayanıyor. Pek çok hastalığın tedavisinde geleneksel olarak kullanılmış ancak bilimsel temellere daha sonra dayandırılmış. Hatta fototerapi adı altında yapay UVB ışınlarıyla çeşitli tedaviler geliştirilmiş. Işıkla tedavinin insan vücudunda nasıl kullanılabileceği 40 yıl önce Richard J. Wurtman tarafından araştırılmış ve detaylarıyla yazılmış (2). Dr. Mercola… ise UVB’nin yararlarını aşağıdaki 14 maddede özetlemiş. (3)
1- Endorfin salgısını tetikleyerek ruh halini iyileştir ve enerjiyi arttırır.
2- Sedef, vitiligo, atopik dermatit ve skleroderma hastalıklarını tedavi eder.
3- Melatonin salgısının düzenlenmesinde etkilidir.
4- Antibiyotiklerin icadının öncesinden beri tüberküloz tedavisinde etkilidir.
5- Koltuk altlarının sterilizasyonunu yapar böylelikle ter kokusu önlenir.
6- Gözlerimizi kanalıyla bize ulaşan güneş ışınları vücudumuzdaki önemli biyoritmleri senkronize eder.
7- Melanomdan (cilt kanserlerinin en kötü türü) korur ve melanomdan ölüm ihtimalini azaltır.
8- MS (mültipl skleroz) hastalığından korur ve MS ‘in semptomlarını baskılar
9- Nitrik oksit (NO) salgılanmasını tetikler. Bu da,
9.1. Cildi UVA ışınlarının zararlarından korur,
9.2. Kalp damar sistemini korur,
9.3.Anti mikrobik etkisiyle yaraların iyileşmesine yardımcı olur,
9.4.Kansere karşı savaşta da etkilidir.
10-Fibromiyalji ağrılarını azaltır, dindirir.
11- Yeni doğan sarılığını tedavi eder.
12-Mevsimsel Duygu Durum Bozukluğu hastalığını tedavi eder.
13-Vücut ısısını düzenler.
14- T Hücre lenfoması hastalığını tedavide etkili olabilir.
kaynak: sağlıkla kal facebook sayfası
Fatoş Pabuccu Tuncay