SEN ve ZEN

2lwqivn[1]
Sen dersin, ‘Ben onsuz yaşayamam’
Zen der, ‘Bağlanmadan sevmeyi öğrenmelisin’
Sen dersin, ‘her şeyim olsun isterim hayatta’
Zen der, ‘Yoklukta dahi bolluğu hissetmelisin’
Sen dersin, ‘Güzel şeyler hiç mi hiç değişmesin’
Zen der, ‘Tomurcuk çiçek olur, açar, solar, göreceksin’
Sen dersin, ‘Yaptıklarını ona ödeteceğim’
Zen der, ‘Şefkatle, yargılamadan bakmayı bileceksin’
Sen dersin, ‘Konuşalım, halledelim bu meseleyi’
Zen der, ‘Sessizlikte saklı tüm çözümlerin’
Sen dersin, ‘Hayat geçiyor, yapacak çok şey var daha’
Zen der, ‘Bu ne telaş? Sen bir ruhsun, sonsuza kadar vaktin…’

Alıntı

Ruhsal Büyüme... kategorisinde yayınlandı. 1 Comment »

%100 Doğru Hangi Yönünüzü Geliştirmelisiniz… Resimdeki Üç Şekilden Birini Seçin…

2_460x340scale[1]

Resimde gözüken oturan kadın, arkadaki adam ve cübbeli adamdan birini seçin ve bu haytta neyi geliştirmeniz gerektiğini bulun…

Arkadaki Adamı Görenler: Hayatınızı başkalarına adayarak geçiriyorsunuz, çok fedakarsınız ama artık uyanma zamanınız geldi. Kendiniz için de bir şeyler yapmalısınız. Başlangıç olarak kendinize bir hobi bulun ve iki haftada bir ona gidin…

Oturan Kadın: Her şeyi içinize ata ata yaşamışsınız ve artık patlama zamanınız gelmiş. Kendi potansiyelinizi ortaya çıkarmalısınız. Kendinizi ifade etmeyi öğrenmelisiniz. Bunun için yazı, resim, müzik gibi sanatsal alanlardan destek alabilirsiniz…

Fısıldayan Siyah Cübbeli Adam Görenler: Siz bu dünyaya hizmet için gelmiş seçilmiş kişilerdensiniz. Ne iş yaparsanız yapın yanında mutlaka şifacılık yeteneklerinizi geliştirin ve dünyaya şifayı dağıtmanın elçileri olun…

Sağlıcakla,

Anette İnselberg

Çalakalem Yazılarım... kategorisinde yayınlandı. Leave a Comment »

BAHAR TEMİZLİĞİ

her-yonuyle-bahar-temizligi[1]

Kulpu kırık fincanları,
‘Zayıflayınca giyerim’ kotunu,
Son 5 aydır giymediğiniz kıyafetleri,
Arka balkona tıkıştırdığınız, bir gün yüzünü yenilerim pırıl pırıl olur dediğiniz o
sandalyeyi,
Dibi kararmış tencereyi,
Taşındığınız hangi evden kaldığı, hangi kapıyı açtığı artık meçhul olan o anahtarları,
Sırf genç ve güzel çıkmışsınız diye yanınızda o hiç sevmediğiniz tiple poz verdiğiniz
fotoğrafı,
Çekmecenin dibindeki müzik kasetlerini (kaset mi kaldı allah aşkına)
ATIN
Ohh bir ferahlayın bakalım. Tamam mı?
Şimdi ihtimalleri atın.
‘Olacaktı, son anda olmadı’ları atın, olmamış işte.
Takılıp kaldığınız o günü,
Düşünüp durduğunuz o lafı.
ATIN
Küstüğünüz için uzun zamandır görmediklerinizin aklınızda kalan son görüntüsünü,
Alındıklarınızın, gücendiklerinizin hiç umurunda olmayan o ‘olayı’
ATIN
O hiç beceremediğiniz yemeğin tarifini,
Kestiğiniz eski gazete küpürünü,
İçinizi kemiren o ukteyi
ATIN.
Zamanı gelince yiyeceğiniz soğuk intikam yemeğini de dökün.
Soğuk yemeğin hiç tadı olmaz.
Cevabı olmayan soruları
Kaçırdığınız fırsatları
Atıldığınız işleri
Beceremediğiniz ilişkileri
Kişisel gelişim kitaplarını
ATIN
Arkanızdan konuşanları,
Önünüzü kapayanları,
Alamadığınız terfiyi,
Oturamadığınız evi,
‘Şimdiki aklım olsa’ları
Aldığınız en kötü karneyi,
Hatta en iyi karneyi,
Çalışmayan saatleri,
İşe yaramayan fikirleri,
Kaçan trenleri,
Zamansız yaşlandıran dertleri,
‘O gün’ olanları,
Halının altına süpürdüklerinizi,
Dolabın dibine iteklediklerinizi
ATIN
Bakın, ne güzel güneş çıktı.🌞

ALINTI

Ruhsal Büyüme... kategorisinde yayınlandı. 1 Comment »

Magnezyum Bulunan Gıdalar

kabak-ve-aycekirdegi-yuksek-miktarda-magnezyum-icerir[1]

Aşağıdaki listede magnezyum içeren gıdalardan bazılarını bulabilirsiniz ancak bu liste magnezyum içeren gıdaların tam listesi değildir. Sizin sağlık koşullarınız için uygun ve magnezyum minerali bakımından zengin bir beslenme programı için doktorunuza danışabilirsiniz.

Ispanak: 100 gram çiğ ıspanak 79 mg magnezyum içerir ve günlük magnezyum ihtiyacının %20’sini karşılar.

Kabak Çekirdeği: 100 gram kabak çekirdeği günlük magnezyum ihtiyacının %65’ini karşılar. Ancak aynı miktarda kabak çekirdeği 446 kalori içerdiğinden dikkatli tüketilmelidir. Yeşil

Fasulye: 100 gram haşlanmış yeşil fasulye günlük magnezyum ihtiyacının %5’ini karşılar. Yeşil fasulye aynı zamanda tiamin, riboflavin, kalsiyum, demir, potasyum, diyet lifi, A vitamini, C vitamini, K vitamini, folat ve manganez için çok iyi bir kaynaktır.

Soya Fasulyesi: K vitamini, tiamin, riboflavin, demir, fosfor, potasyum ve bakır içeren soya fasulyesinin 100 gramı günlük magnezyum ihtiyacının %70’ini karşılar.

Susam: 1 çorba kaşığı susam günlük magnezyum ihtiyacının %8’ini karşılayan 31.6 mg magnezyum içermektedir. Demir ve kalsiyum mineralleri bakımından da zengin olan susamın olumsuz yönü kalorisinin yüksek olmasıdır.

Siyah Fasulye: 100 gram haşlanmış siyah fasulye günlük magnezyum ihtiyacının %17’ini karşılar. Siyah fasulye ayrıca protein, tiamin, manganez, fosfor, besin lifi ve folat içinde iyi bir kaynaktır.

Ay Çekirdeği: 1 avuç ay çekirdeği (28 gram) günlük magnezyum ihtiyacının %9’unu karşılar. Olumsuz yönü yüksek kalori ve yağ içermesidir.

Kaju: 28 gram kaju fıstığı günlük magnezyum ihtiyacının %20’sini karşılar. –

Magnezyum Bulunan Diğer Gıdalar

Badem (100 gramında 286 mg magnezyum bulunur)

Kızıl Buğday (100 gramında 136 mg magnezyum bulunur)

Karabuğday (100 gramında 251 mg magnezyum bulunur)

Esmer Pirinç (100 gramında 143 mg magnezyum bulunur)

Ton Balığı (100 gramında 27 mg magnezyum bulunur)

Çavdar Unu (100 gramında 248 mg magnezyum bulunur)

Buğday Unu (100 gramında 138 mg magnezyum bulunur)

Keten Tohumu (100 gramında 392 mg magneyum bulunur)

Listede yer alan gıdalar dışında; tofu, baklagiller, kepekli tahıllar, yeşil yapraklı sebzeler, soya unu, şeker pekmezi, kabak, çam fıstığı, siyah ceviz, fıstık, yulaf unu, pancar yaprağı, fıstık, yulaf ezmesi, muz, fırınlanmış patates, çikolata, kakao tozu, kişniş, dereotu, kereviz, adaçayı, kuru hardal, fesleğen, rezene, kekik, kimyon, tarhun, mercanköşk, haşhaş tohumu magnezyum bakımından zengin gıdalar arasındadır.

Bitki Alemi kategorisinde yayınlandı. Leave a Comment »

Resme Baktığında Ne Görüyorsun?

10436175_800369810068827_5757713908770744532_n[1]

Ruhsal Büyüme... kategorisinde yayınlandı. Leave a Comment »

Photoshoptur O :)))

12801344_1006506082743381_8227131465500338146_n[1]

Karikatür kategorisinde yayınlandı. Leave a Comment »

Akciğerlerinizi Güçlendirecek 3 Çay

akciğerler[1]

Doktorunuz tarafından öngörülen tedavinin yanı sıra, aşağıda paylaşacağımız bu üç şifalı çayı içmek de akciğerlerinizi güçlendirecektir. Bundan eminiz.

Bu çayların tadını taze demlenmiş şekilde en sevdiğiniz fincanınızda çıkarmayı unutmayın!

1. Kekik ve ısırganotu çayı

ısırganotuBu çay akciğerlerinizi temizlemenin ve güçlendirmenin harika bir yoludur. Nedenlerini bilmek istiyor musunuz?

  • Kekik akciğer sağlığı için mutlaka gerekli şifalı bitkilerden biridir. Öksürüğü geçirmek ve solunum hastalıklarını tedavi etmek için sürekli kullanılır. Kekik doğal balgam sökücü ve antiseptiktir ve bu özelliği de hem çay hem de buhar olarak solumak için kekiği ideal kılar.
  • Isırganotu ise yüzyıllar boyunca çok çeşitli amaçlarla kullanılmış bir bitkidir ve ana özelliklerinden biri de kan dolaşımı ve akciğerleri temizleyip arındırmasıdır. Isırganotunun içinde demir, kalsiyum, magnezyum ve silikon gibi bol miktarda vitamin ve mineral bulunur ve kansızlık ve zayıflıktan şikayet edenlere ve hatta yatalaklara dahi önerilir.

Malzemeler

  • 1 yemek kaşığı kekik (30 g)
  • 1 yemek kaşığı kurutulmuş ısırganotu (30 g)
  • 1 bardak su (200 ml)
  • 1 yemek kaşığı bal (30 g)

Hazırlanışı

  • Bu çayı hazırlamak için ısırganotu ve kekiği herhangi bir aktardan kolaylıkla temin edebilirsiniz. Bu malzemeler genelde 300-500 gramlık poşetler içinde satılır ve fiyatları da oldukça uygundur.
  • İlk yapmanız gereken suyu kaynatmaktır. Her zaman olduğu gibi seramik bir demlik ya da kettle kullanmanızı öneriyoruz; çünkü alüminyum ve diğer metaller çayın şifalı özelliklerini onlar kadar iyi korumazlar.
  • Su kaynadığında, içine kekik ve ısırganotunu ekleyin ve 15-20 dakika boyunda demleyin. Ardından, çay soğurken bir 10 dakika kadar daha bekletin.
  • Bir yemek kaşığı bal ekleyin ve yavaşça için, içerken çayın buharını da solumayı ihmal etmeyin. Bu çay oldukça sakinleştiricidir. Günde iki bardak içebilirsiniz.

2. Sinirotu, rezene ve melisotu çayı

bitki-çayı
Bu çay akciğerler için leziz ve şifalı bir çaydır. Önemli organlarda biriken toksini atmak için en iyi çaylardan biri olduğundan eskiden sigara içmiş olanlar için akciğerleri temizlemede ve varsa enfeksiyonları tedavi edip öksürük söktürmede ideal bir içecektir. İşte sebepleri:

  • Sinirotu: Bu bitki hava yolunuzu tıkayan her türlü mukus veya balgamı atmada size yardımcı olacaktır. Ayrıca, sinirotu çay olarak içildiğinde veya buhar olarak solunduğunda harika bir iltihap sökücü işlevi de görür. Bu çayı göğsünüzün üzerine sıcak kompres yaparak bile kullanabilirsiniz..
  • Rezene ve melisotu: Bu iki şifalı bitkiyi birleştirmek akciğerlerinizde birikmiş toksinleri atmanıza yardımcı olurken aynı zamanda sizi de rahatlatır. Akciğer sorunları yaşadığınız zaman genelde aşırı yorgunluk veya solunum sisteminiz boyunca rahatsız bir baskı da hissedilmektedir. Melisotu bu rahatsızlığın geçmesi konusunda da yardımcı olur.

Malzemeler

  • 1 yemek kaşığı melisotu
  • 1 yemek kaşığı sinirotu
  • 1 yemek kaşığı rezene
  • 1 bardak su (200 ml)
  • 2 yemek kaşığı bal

Hazırlanışı

  • Önce bir bardak suyu ısıtıyoruz. Kaynadığında üç otu da ekleyin: melisotu, rezene ve sinirotu. 20 dakika demlemeye bırakın ve ardından çaya biraz daha demlenmesi için 10 dakika daha verin.
  • Bu çay sinirotu sebebiyle biraz güçlü bir tada sahiptir, o yüzden bu tarife iki yemek kaşığı bal eklemenizi öneririz. Sert tadına rağmen  bu çayı günde üç defa içmelisiniz, çünkü detoks yapmak ve iltihabı azaltmak için harika bir çaydır.

3. Ihlamur ve yeşil çay

yeşil-çayBu leziz çay ağırlıklı olarak akciğerleri güçlendirerek ve daha iyi çalışmalarını sağlayarak akciğer sorunları yaşamanızı önlemeyi amaçlar. Halihazırda akciğerlerinizle ilgili bir sorun varsa, yukarıda bahsettiğimiz iki çay daha iyi seçenekler olabilir.

  • Bu tarif yeşil çayı antioksidan içeriği için kullanır ve Maryland Tıp Merkezi Üniversitesi’nde birkaç yıl önce yapılan bir çalışmaya dayanmaktadır. Çalışma ekibi yeşil çayın akciğer kanseri başlangıcını önlediğini bulmuştur. Tabii ki 100% etkili olmayacaktır, ancak günde bir bardak büyük bir fark yaratabilir.
  • Ihlamur spazmla savaşan bir bitkidir ve herhangi bir aktardan kolayca bulabilirsiniz. Rahatlamanıza izin verir, daha iyi nefes almanızı sağlar ve akciğerlerinizi güçlendirir. Ihlamur diğer çay çeşitleriyle de iyi giden hoş aromalı çok güzel bir çaydır.

Malzemeler

  • 1 yemek kaşığı yeşil çay
  • 1 yemek kaşığı ıhlamur
  • 1 bardak su (200 ml)
  • 1 yemek kaşığı bal

Hazırlanışı

  • Oldukça basittir: bir bardak suyu kaynatın ve içine yeşil çay ile ıhlamuru atın. Çay 10 dakika demlensin. Ardından en sevdiğiniz kupanıza dökün ve biraz da bal ekleyin. Oldukça leziz bir tadı vardır ve kahvaltıda içilebilecek en güzel çaylardan biridir.
  • kaynak: sağlığa bir adım
Bitki Alemi kategorisinde yayınlandı. Leave a Comment »

Omurgadaki Sorunların Duygusal Sebepleri…

12705774_10154709733088475_8211336183681384594_n[1]

Ruhsal Büyüme... kategorisinde yayınlandı. 2 Comments »

ZEHİRLİ DÜŞÜNCELERİ DÖNÜŞTÜRMENİN 10 YOLU!

sukranakgun_135246601556[1]

Öfkenin veya korkunun bir odanın havasını elektriklendirebilme tarzını hissetmişseniz, Sandra Ingerman’ın “zehirli düşünceler” sözüyle neyi kastettiğini anlayacaksınız. Bir aile terapisti ve şaman olan yazar, düşüncelerimizin ve duygularımızın zihinsel ve fiziksel esenliğimizi etkileyen görünmeyen ama hissedilir bir enerji yaydığına inanıyor “Zehirli Düşüncelere Şifa Vermek: Kişisel Dönüşüm için Sade Araçlar” adlı kitabında “psişik yumruklar”ın fiziksel şiddet kadar gerçek olduğunu yazıyor.
Bu makalede, kendinizi negatif düşüncelerden korumak ve pozitif enerji yaymayı öğrenmek için Sandra Ingerman’ın önerdiği on basit yolu okuyacaksınız:

Bir gece, etkileyici bir rüya gördüm. Çalışma arkadaşlarımdan oluşan bir grupta, bir su soğutucusunun etrafında ayakta durmaktaydım. Aramızdaki konuşmalar samimiydi ama çalışanlardan bazısının diğerlerine psişik/görünmez “yumruklar” attıklarını fark ettim. Yumruk yiyen kişiye “İyi misin?” diyor ve diğerine dönüp “Ne yaptığını gördün mü?” diye soruyordum. İnsanların davranışları bakımından böyle bilinçsiz olması beni şoke etmişti.
Rüyam, görünmeyen etkileşimlerin gücünü göstermişti. İnsanların nasıl davrandıklarını gözlemlediğimizde herhangi bir düşmanlık yok gibi görünebilir. Bizi dinlemekte olan kişinin yüzünde bir gülümseme görebiliriz. Ama görünmeyen düzeyde neler olmaktadır? Konuşmamız veya mevcudiyetimiz aracılığıyla karşımızdaki kişide hangi hisleri tetiklemekteyiz?
Ruh dediğimiz görünmeyen bir boyuta; “tenimizin ötesindeki asıl kimliğimiz” dediğim bir unsura sahibiz. Bu yanımızı göremeyiz ama beden ve zihin ile birlikte bu yan bütün varlığımızı oluşturmaktadır. Fiziksel dünyada başkalarıyla ne zaman etkileşime geçsek, görünmeyen bir enerji alışverişi de gerçekleşir.
Başkalarının davranışlarını tarif etmek için kullandığımız bazı yaygın ifadelerden bazıları:

Çok buyurgan.
Kişisel alanımı işgal ediyor.
Adeta dayak yedim.
Düşünce tekmelenmiş.
Sırtımdan bıçakladı.
Bakışları hançer gibiydi.
Tavrıyla grubu adeta esir aldı.
Oda, patlamaya hazır bir enerjiyle doldu.
Bir öneride bulunayım dedim, vuruldum.

Şiddet enerjisi görünmeyen, psişik düzeyde eyleme geçer ama hem fiziksel sağlığı ve hem de psikolojik esenliğimize etki yapar. Enerji, somuttur. Negatif enerjiyle dolu bir ortamda yaşadığımızda veya çalıştığımızda kendimizi ya fiziksel veya psikolojik düzeyde iyi hissetmeyiz.
Yerli kültürlerin hepsi, öfke gibi negatif bir enerjiyi yollamak ile bunu yalnızca ifade etmek arasındaki farkı anlamaktadırlar. Biri öfkesini “zehirli ok” gibi yollamaksızın ifade ederse o kişi öfke hissini tanıyıp kabul etmektedir; bu durumda, öfkenin bir başkasına zarar verebilecek hiçbir kuvveti veya hareketi yoktur. Olanları yalnızca görünür düzeyde tanıyıp kabullendiğimiz kültürümüzde, farkındalığın bu diğer düzeyini inkar etmekte ve bu nedenle, sebep olduğumuz hasarı fark etmeksizin, bilinçsizce “zehirli oklar” atmaktayız.
Duygular taşımanın ve duyguları ifade etmenin insanlık halinin bir parçası olduğunu anlamamız önemlidir. Yürütülen araştırmalardan biliyoruz ki duygularımızı ifade etmediğimizde hastalıklar oluşabilmektedir.

Ruhsal öğretiler, dış dünyamızın; bilincimizin iç durumunun bir yansıması olduğunu, binlerce yıldır öğretmekteler.

Çevre kirliliğine ve günümüzde dünyanın durumuna baktığımızda, içsel dünyamızın bir yansımasını görmekteyiz. Dünyayı değiştirmek istiyorsak kendimizi değiştirme niyetimize odaklanmamız gerekir.

Ruhsal uygulamalar ile çevreyi iyileştirmek ve dünyaya barış getirmek için yapılan dışsal çalışmalar arasında bir köprü oluşturmamızın zamanıdır.

Ruhsal öğretilerin hepsi, fiziksel düzeyde tezahür etmeden önce her şeyin ruhsal düzeyde tezahür ettiğini öğretmektedir. Ruhsal uygulamaları yaşamlarımıza sokmakla, kişisel ve gezegensel değişimi yaratma gücüne hepimizin sahip olabiliriz.
Dünyada nasıl biri olduğunuzu dönüştürmek yoluyla barışın gerçek ifadesi olabilmeniz mümkün. İşte, bunu yapmanın 10 basit yolu:

Kalbinizden Nefes Alıp Verin
Nefes alıp vermek, enerjiyi dönüştürmenin en basit yollarından biridir. Bu alıştırmayı, gün boyunca yapabilirsiniz: Ellerinizi kalbinizin üstüne koyun ve nefes alıp verirken kalbinizin hareketini hissedin. Bu, sakinleştiricidir ve dünyaya sevgi, huzur ve uyum enerjisi yollar.

Aynaya Bakın
Mücadele gerektiren bir duruma tepki vermeden önce bir aynadaki yansımanıza bakarak duygu ayarı yapın. Hiç kimse kendini zehirli bir tarzda hareket ederken görmek istemez. Size aptalca gelebilir ama bu düşüncenin sizi durdurmasına izin vermeyin. Kendimizi fazla ciddiye almak, negatif düşüncenin nedenlerinden biridir.

İfade Edin; Yollamayın
Stres, daha sonra pişman olabileceğimiz tarzda davranmamıza yol açabilir. Sorunlu duygulara sahip olmak normaldir ve hislerinizi tanıyıp kabullenmek önemlidir. Yalnızca enerjiyi kendinize, başkalarına ve dünyaya bir “zehirli ok” gibi göndermemeye dikkat ediniz.

Sevdiğiniz Birinin Yüzünü Düşünün
Duygularınızın ardındaki enerji tüm canlılara yayılır. Duygularınızın ardındaki enerji tüm canlı varlıklara yayılır. Sizin için sorunlu olan duyguları tetikleyen biriyle karşılaştıysanız, sevdiğiniz birini düşünün ve, size meydan okuyan kişinin siması yerine sevdiğiniz kişinin simasını koymaya çalışın. Örneğin, bir küçük yavru kedinin siması veya sevdiğiniz bir çiçeğin imgesi ile de çalışabilirsiniz.

Sözlerinize Dikkat Edin
Düşünceleriniz ve duygularınız gibi sözleriniz de içinde yaşadığımız dünyayı ve deneyimlerinizi değiştirme gücüne sahiptir. Bu, yüksek sesle başkalarına söylediğiniz sözler kadar sessizce kendinize söyledikleriniz için de geçerlidir. Kendinize iyi bir insan olmadığınızı söylemekteyseniz bu gerçekliği tezahür ettirmeye başlarsınız. Zihninizi olumlu sözcüklerle doldurun ki hayatınız da olumlu yönde açılıp genişlesin. “Abrakadabra” kelimesi, Arami dilinde “Konuştuğum üzere yaratacağım” anlamına gelen “Abraq ad habra” cümlesidir. Çocukken, ne anlama geldiğini bilmeksizin, kimbilir ne kadar sık söylemişizdir bu cümleyi.

Başkalarında Tanrısallığı Görün
Istırap çektiğini algıladığınız kişilere acımayınız; bu, onları yalnızca daha da derin bir ıstıraba sevk eder. İnsanları kendi ilahi ışıkları ve kusursuzlukları içinde gördüğünüzde, zorluklarıyla başa çıkmak için ihtiyaçları olan kuvveti onlara vermeye yardımcı olursunuz. Algılamanın gerçekliğinizi yarattığını unutmayın.

Doğayla Bağlantı Kurun
Bizler doğanın birer parçasıyız. Stres durumunda olduğumuzda doğanın temel unsurlarından –toprak, hava, su ve ateş (güneşteki gibi)– beslenmemiz kesilir ve gerçekten hastalanabiliriz. Doğa, en büyük şifacıdır. Sık sık zaman yaratıp doğal dünya ile bağlantıya geçin.

Suyla İyileşin
Suyun yaşam gücü acılarınızı yıkayıp götürebilir ve en basit faaliyetlerin bile şifa verici bir etkisi vardır. Ellerinizi yıkarken, duş alırken veya yağmur altında ıslanırken negatif enerjinin sizden uzaklaştığını ve ışığa dönüştüğünü imgeleyin.

Kendinizi Işıkla Koruyun
Birinin size psişik açıdan saldırdığını veya enerjetik açıdan düşmanca davrandığını hissederseniz, etrafınızı saran koruyucu bir ışık imgeleyin. Bazıları bunu beyaz bir enerji alanı olarak düşünmektedir; ben ise şeffaf ve mavi bir yumurtanın içinde olmak şeklinde imgeliyorum. Size uygun rengi bulmaya çalışın. Bu sizi, size doğru yollanan zararlı enerjilerden koruyacaktır.

Sevgiyle Yanıt Verin
Başkalarından gelen negatif ve zehirli enerjilerin alıcısı olmanız gerekmez. Sevgiyle almak istemediğiniz enerjiyi geri çevirebilirsiniz. Sevgiyle yanıt vermek ise bir saldırı pozisyonu almanızı ve daha çok negatif enerji yaratmanızı önleyecektir. Şifa veren tek şey sevgidir.

Kaynak: Sandra Ingerman

Ruhsal Büyüme... kategorisinde yayınlandı. Leave a Comment »

İsmet Abinin Karısı Taş Gibi…

12742694_1185818788110135_2471815309974165630_n[1]

Karikatür kategorisinde yayınlandı. Leave a Comment »

MAGNEZYUM EKSİKLİĞİNE BAĞLI OLUŞABİLEN 37 SAĞLIK PROBLEMİ

 11880498_10153428996480340_1974507017795510007_n[1]

1. Adrenal Yetmezlik — Bir süre devam eden kronik stres, aksiyete ve panik atakları takiben adrenal yetmezlik başgösterir ki günümüzde salgın boyutuna ulaştığı görülüyor. Adrenalin, noradrenalin ve (kronik stres durumunda yükselen) kortizol, bu üçü magnezyum tüketiyor. Stres yüzünden bir yandan idrardan magnezyum atımı da artınca eksiklik daha da vahim hale geliyor. Günümüzde ağızlardan düşmeyen ve bu yüzden anlamını yitirmiş gibi gözüken “stres” kelimesini yabana atmayalım; hepimiz hergün fiziksel, zihinsel ve duygusal stres altındayız ve bunun her bir gıdımı magnezyum çalmakla meşgul bizden.
2. Alzheimer Hastalığı — Magnezyum beyin hücrelerinde birikme yapan uygunsuz kalsiyum ve ağır metaller yüzünden oluşan sinir sistemi iltihabı (nöroinflamasyon)’u bloke eder. Magnezyum daha iltihap belirmeden görev başındadır zaten; hücre iyon kanallarını bekler, ağır metallerin girişini engeller.
3. Anjin — Anjin ağrısı kalp kaslarındaki şiddetli spazmdan kaynaklanır ki bu da aslında magnezyum eksikliğinden kaynaklı bir durumdur. Kalp karıncıkları vücudumuzda en yüksek magnezyum miktarına sahip yerimiz, ki bu da magnezyumun kalbin pompalama fonksiyonu için neden bu denli önemli olduğunu açıklıyor.
4. Anksiyete ve Panik Ataklar – Normal koşullarda adrenal stres hormonlarını kontrol altında tutuyor magnezyum (Mg). Adrenaller gereğinden az magnezyum yüzünden korumasız kaldığında, vücudun “vur ya da kaç” yanıtı vermesini sağlayan hormonlar olan adrenalin ve noradrenalin çok daha kolay tetiklenir oluyor ve gerçekleşen düzensiz ve ani yükselişler yüzünden de nabzımız yükseliyor, tansiyon çıkıyor ve kalp çarpıntıları oluşuyor. Hatta, magnezyumdan ne kadar eksiksek adrenalin salgısı da o denli abartılı oluyor. Adrenalin deyince, vücutta bir düzinenin üstünde ana metabolik işlemde doğrudan payı var bu hormonun ki bunlardan bazıları kalbin atım hızı, tansiyon, damar büzülmesi ve kas kasılması örneğin. Bunların herbirinin işlevi için magnezyum gerekiyor. Strese bağlı olarak bu belirtiler devam ettikçe vücut magnezyum depolarını boşaltıyor. Magnezyum sinir sistemini yatıştırıyor, kasları gevşeterek gerginliği alıyor, anksiyete/kaygı ve panik atakların azalmasına yardımcı oluyor.
5. Artrit — Ağrı ve enflamasyon (iltihap), artritin magnezyuma yanıt veren iki ana belirtisi.
6. Astım – Mg eksikliği durumunda hem histamin üretimi hem de bronşiyal spazmlar artıyor.
7. Ateroskleroz – Kalsiyum birikintisiyle oluşan damar sertliği — Kalsiyumun çözülmesini sağlamak ve kanda çözülebilir halde tutmak için magnezyum gerekli. Birlikte çalışıp kalsiyumu ait olduğu yere, yani kemiklere yönlendirernler Magnezyum ve K2 vitamini.
8. Bağırsak Hastalıkları – Mg eksikliği durumunda bağırsak hareketleri de yavaşlayarak kabızlığa götürebiliyor, ki bu da toksisite, besleyici ögelerin emiliminin yapılamaması gibi sorunların yanısıra kalınbağırsakta kolit, divertikül iltihabı ve Crohn hastalığı belirtilerinin oluşumunu tetikleyebiliyor.
9. Başağrıları — Boyun ve baştaki kaslarda oluşan gerginlik ve spazm gerek lokal uygulama gerekse ağızdan alma yoluyla magnezyum terapisiyle ortadan kaldırılabilir.
10.. Beyinde İşlev Bozukluğu — Magnezyumun beyne faydalı etkilerinin geniş özeti için Magnesium in the Central Nervous System kitabında sayfa xxxii’ye bakınız.
11. Böbrek Hastalığı – Mg eksikliğinin aterosklerotik böbrek yetmezliği oluşumunda payı var. Mg eksikliği lipid (yağ) seviyelerinde anomaliye ve böbrek nakli yapılmış hastalarda kan şekeri kontrolünün bozulmasına sebep oluyor. Böbrek hastalarının doğrudan hücrelere geçecek şekilde pikometrik birim ölçüsüyle magnezyum almaları son derece önemli.
12. Böbrek Taşları — Özellikle de ortağı B6 vitaminiyle beraber alındığında magnezyumun böbrek taşı oluşumunu önleyici ve tedavi edici etkisine kitabının 11. bölümünde geniş yer veriyor Dr. Dean.
13. Depresyon – Ruh halimizin iyileşmesine, kendimizi iyi hissetmemize yarayan serotoninin oluşumu magnezyuma bağlı. Magnezyum açlığı çeken bir beyin alerjenlere, akıl hastalığına benzer belirtilere yol açabilecek yabancı maddelere de açık hale geliyor.
14. Detoksifikasyon – Magnezyum; cıva, alüminyum ve kurşun gibi ağır metal ve toksik maddelerin vücuttan atılımı için elzem. Kendisi glutatyon üretimi ve karaciğerdeki P450 detoksifikasyon sistemlerinin çalışmasında rol alan bir eşfaktör. MgATP, önemli GSH ve tiyol detoks yollarına enerji sağlıyor.
15. Diyabet – Magnezyum, insülin sekresyonunu destekliyor, karbonhidrat metabolizmasını sağlıyor ve insülinin glükozu hücre içine taşımasına olanak sağlıyor. Bu olmadığı takdirde glükoz ve insülin kanda birikme yaparak çeşitli şekillerde doku hasarı oluşturuyor. Tirozin kinaz, insülinin hücreye girişi için gerekli bu enzim magnezyuma bağımlı çalışıyor. Glükoz metabolizması için gerekli on enzimin yedisi yine magnezyuma bağımlı çalışıyor. Magnezyum olmadan ne insülin yapmak ne de sekresyonunu sağlamak mümkün.
16. Diş çürüğü – Mg eksikliği tükrükte sağlıksız bir fosfor-kalsiyum dengesi yaratır ki bu da dişlere zarar verir.
17. Enflamasyon (Yangı, İltihap) — Time dergisinin meşhur 2004 sayısı halkı şöyle uyarıyordu: “Gizli Katil: Enflamasyon ve Kalp Krizi, Kanser, Alzheimer’s ve Diğer Hastalıklar Arasındaki Şaşırtıcı İlişki”. Çoğu ilaç firması artık kolesterol yerine kalp hastalığına yol açan faktör olarak enflamasyonu benimsemiş durumda. Enflamasyona gerçekte neyin yol açtığını bilmedikleri iddiasındalar, ancak tabii bu onları yine de enflamasyonu baskılayıcı ilaçlar üretmekten alıkoymuyor. Açıkça kabul etmeye yanaşmadıkları şey ise şu: Kalsiyum felaket derecede enflamasyon yapıcı, magnezyum ise tam tersi, son derece anti-enflamatuvar, yangı alıcı, iltihap önleyici mineraller.
Dr. Dean’in derin endişesi ise araştırmacıların enflamasyon reseptörlerini bloke etmeye çalışırken bizzat kendileri enflamasyona yol açan ilaçlar kullanıyor olmaları. Yapmaları gereken William Weglicki ve Terry Phillips’in, enflamasyon silsilesinin birbirini takip eden bütün aşamalarının (P maddesi, interlökinler, tümör nekroz faktörü, kemokinler ve sitokinler) magnezyum eksikliği durumunda ağırlaştığını kanıtladıkları araştırmaları dikkate almak.
Bilinmesi gereken nokta şu: Enflamasyonu tetikleyen magnezyum eksiliği ve rölatif kalsiyum fazlalığıdır.
18. Halsizlik – Mg eksikliği olan hastalarda sıklıkla karşılaşılan bir şikayet halsizlik, çünkü vücutlarındaki düzinelerce enzim sistemi bu eksiklik yüzünden randımanlı çalışamıyor. Vücutta enerji üretimi için en önemli faktör ATP ve bir magnezyum iyonuna bağlı olmadığı takdirde ATP biyoloijk olarak aktif hale geçemiyor.
19. Hazımsızlık — Mideye girenleri asidifiye eden gastrik proton pompası magnezyumsuz çalışamıyor.
20. Hipertansiyon – Vücutta magnezyum eksik kalsiyum da gereğinden fazlaysa, kan damarlarımızdaki kaslar spazm geliştirip kan basıncının artmasına neden olabilir. Bu arada kolesterol de yükselirse, magnezyum yetmezliğine bağlı olarak gidip kan damarlarındaki kalsiyuma bağlanabilir ki bu da tansiyonun daha da yükselmesini sağlar.
21. Hipoglisemi — Magnezyumun dengeleyici etkisi sayesinde kana birden gereğinden fazla insülin salınması ve buna bağlı olarak kan şekeri düşüklüğü ile bağlantılı belirtilerin ortaya çıkması engellenir.
22. İnsomni – Kaslarda rahat bir uyku uyuyamızın önüne geçebilecek gerginliği alıyor magnezyum. Ayrıca, Mg düzeyi yetersizse, uyku regülasyonundan sorumlu melatoninin üretim aşamalarında aksaklıklar meydana geliyor.
23. İritabl Bağırsak Sendromu — Dr. Dean, IBS for Dummies adlı kitabında IBS’de görülen ağrı ve sancıyı almak için neden magnezyuma ihtiyaç olduğunu anlatıyor. Biraz daha laksatif formları kullanıldığı takdirde magnezyum ayrıca IBS ile ilintili kabızlığı da ortadan kaldırabiliyor.
24. Kadın Hastalıkları ve Doğum Alanındaki Problemler – Magnezyum şu sorunların önlenmesi ve tedavisinde etkilidir:
a. ‘Adet Öncesi Sendromu’
b. Dismonere (adet esnasında kasıklarda şiddetli ağrı/sancı hissedilmesi)
c. Gebelikte erken sancılanma (bu durum magnezyum eksikliğine bağlı kas spazmlarından kaynaklanıyor olabilir)
d. Kadın İnfertilitesi (fallop borusundaki spazmları ortadan kaldırmak yoluyla)
e. Preeklampsi ve eklampsi (derialtı dokularında -ödeme uzanmak üzere- su tutulmasını, yüksek tansiyon ve eklampsi nöbetini geçirir)
f. Serebral Palsi (beyin nöronlarındaki harabiyet nedeniyle ilk yaşlardaki çocuklarda görülen, her iki bacakta spastik sertlik, zaman zaman gelen konvülsiyon nöbetleri, istemli hareketlerde düzensizlik ve zeka geriliği ile belirgin konjenital defekt)
g. Ani Bebek Ölümü Sendromu
h. Erkek İnfertilitesi (sağlıklı meni önemli miktarda magnezyum ve çinko ihtiva eder)
25. Kalp hastalığı – Kalp, özellikle de sol karıncık vücutta magnezyumun en yüksek oranda bulunduğu yer. Kalp hastası olanlarda magnezyum eksikliği sık rastlanılan bir durum ve magnezyum desteği alındığı takdirde kalp hastalığı riski azaltılabiliyor. IV magnezyum, yani damardan magnezyum kalp krizinin başında verildiği takdirde miyokart enfarktüsü hasarını ve kardiyak aritmiyi önlenebiliyor.
Dr. Dean, başından beri sorun magnezyum eksikliği iken çok sayıda insana kalp hastalığı teşhisi konarak çoğu kez en aşağı altı farklı ilaç tedavisine başlatılmadığını ve elbette çok geçmeden bu hastaların kalp yetmezliğine gittiğini, bunun da kendisini son derece endişelendirdiğini söylüyor. Üstelik, kalp hastalarına önerilen ilaçların çoğu da vücuttan magnezyum çalan ilaçlar. Statinler bilhassa hasar oluşturan ilaçlar, zira bunlar çokça magnezyuma bağlanıp vücutça kullanımını engelleyen flor bileşikleri.
26. Kan pıhtıları – Magnezyum kanda pıhtılaşmayı kan inceltici ilaçlardan farklı bir mekanizmayla, kalsiyum fazlasının pıhtı oluşumunu tetiklemesini engellemek suretiyle önlüyor ve gerek olduğunda kandaki pıhtılaştırıcı faktörlerin doğal yoldan dengelenmesini sağlıyor.
27. Kas-iskelet sistemi sorunları – Yetersiz magnezyum diğer yandan kalsiyumda rölatif fazlalıkla birleştiğinde vücudun herhangi bir kasında uzun süreli kasılmaya yol açacaktır. Aşağıda verilen kas-iskelet sistemi sorunlarının hepsi magnezyum terapisine yanıt vermektedir:
a. Kas krampları
b. Fibrozit (bağ dokusunun iltihabı)
c. Fibromiyalji (inatçı adale ağrıları, yorgunluk ve vücutta bazı hassas ağrılı noktalarla karakterize bir hastalık)
d. Gastroentestenal spazmlar, safrakesesi spazmları — bunlar cerrahi müdahale gerektirebilecek durumlardır
e. Ruhsal gerilime bağlı olarak saçlı deri, boyun ve yüz kaslarındaki devamlı kasılma veya gerilme sonucu gelişen baş ağrıları.
f. Kas spazmları, vücudun herhangi bir kasında oluşabilecek çekilmeler.
g. Kronik boyun ve sırt/bel ağrısı.
28. Kolesterol Yükselmesi — Dr. Dean 1970’lerin ortalarında tıp eğitimi alırken normal kolesterol seviyelerinin 245 mg/dL civarında olduğunu söylüyor. Kitabının ilk baskılarında (ilki 2003’te çıkıyor) normal seviye 180-220 mg/dL olarak geçiyor. Şimdi ise tıp kurumları kolesterolün 200 mg/dL’in (5.2 mmol/L) altında olması gerektiğini söylüyor.
Yeterli miktarda kolesterol varken HMG-CoA redüktazının (herhangi bir kimyasal maddenin indirgenmesini kolaylaştıncı enzimin) aktivitesini yavaşlatmaktan sorumlu mineral Magnezyum. Statin ilaçlarının bir yandan magnezyum eksikliği oluştururken diğer yandan hedefe alıp ortadan kaldırmaya çalıştığı enzim de bu.
29. Migren — Serotonin dengesi Mg’ye bağlı. Serotonin eksikliği migren ağrıları ve depresyona yol açabiliyor. Migreni oluşturanın beynin incecik kılcal damarlarını tıkayan kan pıhtıcıkları olduğu söylenir. Magnezyum, kalsiyumun kanı gereğinden fazla pıhtılaştırmasına engel olur. Damardan ve ağızdan alındığı takdirde magnezyum migreni önleyebilir ve geçirebilir.
30. Osteroporoz – İster D vitamini ile birlikte ister D vitaminsiz alınmış olsun, yüksek doz kalsiyum takviyesi yanında dengeleyici miktarda magnezyum alınmadığı takdirde kemik kaybına giden bir dizi biyolojik olay başlatır.
31. Parkinson Hastalığı — Magnezyum, beyinde kalsiyum kalıntılarının yarattığı nöroenflamasyonu (sinir sistemi iltihabını) bloke eder.
32. Raynaud Sendromu – Mg el parmaklarında ağrı ve uyuşmaya yol açan spastik kan damarlarının gevşemesine yardımcı olur.
33. Reflü — Yemek borusunun mideye giriş yerindeki kapakçıkta oluşacak spazm reflüye neden olabilir. Magnezyum yemek borusu spazmlarını ortadan kaldırır.
34. Sinir Sistemi Problemleri — Magnezyum yetersiz, kalsiyum da göreceli olarak fazla yüksekse vücudun herhangi bir yerindeki sinir hücreleri uzun süreyle aşırı uyarılacak demektir. Magnezyum vücuttaki şu sinir rahatsızlıklarını ortadan kaldırır:
a. Yanma
b. Kas güçsüzlüğü
c. Uyuşma, hissizlik
d. Paralizi ve hassasiyet
e. Karıncalanma, iğnelenme
f. Seğirme
g. Vertigo ve kafa karışıklığı, oryantasyon bozukluğu
35. Sistit — Magnezyum eksikliği varsa enfeksiyon halinde idrar kesesi spazmları oluşur. Spastik mesane sık idrar çıkma durumu oluşturabilir.
36. Spor İncinmeleri — Ağrı, enflamasyon, kas spazmı, kas gerginliği ve yırtık gibi incinmelerin tümü magnezyumla geçirebilir.
37. Spor Sonrası Toparlanma — Magnezyum laktik asit birikimini azaltarak, antrenman sonrası vücutta ağrı-sızıyı engeller.

Bu bilgiler Dr. Carolyn Dean’in 2014 basımı The Magnesium Miracle kitabından alınmıştır.

11880498_10153428996480340_1974507017795510007_n[1]

Bitki Alemi kategorisinde yayınlandı. Leave a Comment »

72 Saatte Akciğer Temizleme Yöntemi

72 Saatte Akciğer Temizleme Yöntemi

akciğer kapak
Ruhsal Büyüme... kategorisinde yayınlandı. Leave a Comment »

Yaşadıklarımdan öğrendiğim bir şey var:

behramoglu-600x300[1]
Yaşadıklarımdan öğrendiğim bir şey var:
Yaşadın mı, yoğunluğuna yaşayacaksın bir şeyi
Sevgilin bitkin kalmalı öpülmekten
Sen bitkin düşmelisin koklamaktan bir çiçeği
İnsan saatlerce bakabilir gökyüzüne
Denize saatlerce bakabilir, bir kuşa, bir çocuğa …
Yaşamak yeryüzünde, onunla karışmaktır
Kopmaz kökler salmaktır oraya
 Kucakladın mı sımsıkı kucaklayacaksın arkadaşını
Kavgaya tüm kaslarınla, gövdenle, tutkunla gireceksin
Ve uzandın mı bir kez sımsıcak kumlara
Bir kum tanesi gibi, bir yaprak gibi, bir taş gibi dinleneceksin
İnsan bütün güzel müzikleri dinlemeli alabildiğine
Hem de tüm benliği seslerle, ezgilerle dolarcasına
İnsan balıklama dalmalı içine hayatın
Bir kayadan zümrüt bir denize dalarcasına
Uzak ülkeler çekmeli seni, tanımadığın insanlar
Bütün kitapları okumak, bütün hayatları tanımak arzusuyla yanmalısın
Değişmemelisin hiç bir şeyle bir bardak su içmenin mutluluğunu
Fakat ne kadar sevinç varsa yaşamak özlemiyle dolmalısın
Ve kederi de yaşamalısın, namusluca, bütün benliğinle
Çünkü acılar da, sevinçler gibi olgunlaştırır insanı
Kanın karışmalı hayatın büyük dolaşımına
Dolaşmalı damarlarında hayatın sonsuz taze kanı
Yaşadıklarımdan öğrendiğim bir şey var:
Yaşadın mı büyük yaşayacaksın, ırmaklara, göğe, bütün evrene karışırcasına
Çünkü ömür dediğimiz şey, hayata sunulmuş bir armağandır
Ve hayat, sunulmuş bir armağandır insana
,
* Ataol BEHRAMOĞLU
Şiir kategorisinde yayınlandı. Leave a Comment »

“Şimdi ne yapacağım?”

10176174_1205922966092337_4649843613752709661_n[1]

DİPLOMASİ

Adamın biri, Afrika’da safariye çıkarken yanına minik köpeğini de almış. Minik köpek bir gün ormanda dolaşıp kelebekleri kovalar, çiçekleri koklarken, kaybolduğunu fark etmiş.

Ne yapacağını düşünürken, bir de bakmış ki karşıdan bir leopar geliyor ve belli ki günlük yiyeceğini arıyor. “Şimdi başım dertte!” diye düşünmüş minik köpek…

Etrafına bakmış,yerde kemik parçalarını görmüş. Hemen arkasını leoparın geldiği yöne çevirerek kemikleri kemirmeye başlamış. Bu arada da, arkadaki hareketi kestirmeye çalışıyormuş. Leopar tam saldıracakken, minik köpek kendi kendine konuşmuş… “Ne kadar lezzetli bir leoparmış! Acaba etrafta bundan bir tane daha var mı?”

Bunu duyan leopar, bir anda donmuş kalmış ve en yakındaki ağaca tırmanarak dalların arasına saklanmış. “Tam zamanında kurtardım, yoksa bu köpeğe yem olacaktım!” diye düşünmüş leopar.

Bütün bunlar olup biterken, bir başka ağacın üstündeki bir maymun olanları izliyormuş. Bildiklerini kullanarak, bundan sonra leopardan kurtulabileceğini düşünmüş. Leoparın yanına giderek neler olduğunu anlatmış…

Leopar, köpeğin yaptıklarına çok sinirlenmiş ve maymuna… “Atla sırtıma, gidip şunu yakalayalım!” demiş. Ancak minik köpek, neler olduğunu ve leoparın sırtında maymunla birlikte süratle kendisine yaklaştığını fark etmiş!

“Şimdi ne yapacağım?” diye düşünürken, kaçmaya teşebbüs etmemiş. Bunun yerine, arkasını leoparın geldiği yöne dönerek kemikleri kemirmeye devam etmiş. Tam leopar saldıracakken, yine kendi kendine konuşmuş…”Bu aptal maymun da nerede kaldı? Yarım saat önce bir leopar daha getirsin diye gönderdim, hala haber yok!”

Kıssadan hisse…
Diplomasi böyle bir şey işte. Yapabiliyorsan; hızlı düşün, sakin ol, güçlü görün, düşmanını kendi silahı ile yen!

Yazarı Bilinmiyor

CHARLOTTE GABAYIN FACEBOOK SAYFASINDAN ALINMIŞTIR

Ruhsal Büyüme... kategorisinde yayınlandı. Leave a Comment »

Bu Kadın Senin İçin Biraz Genç Değil Mi?

arti-40-yas-amcalarin-sozlukte-bulunma-amaci_636825[1]

Karikatür kategorisinde yayınlandı. Leave a Comment »