Burcunuza Göre Yaşam Parolanız!

yay[1]

 

Her burcun farklı özellikleri ve kişilerin kendini en iyi ifade ettiği yönleri vardır. İşte burcunuza göre kendinizi en iyi ifade ettiğiniz yaşam parolaları…

Koç : Ben öncü olmak istiyorum!

Boğa : Yaşamak ve yaşattırmak!

İkizler : Yeni ve heyecan veren şeyler bulmalıyım!

Yengeç : Rahat yaşamak, rahat hissetmek istiyorum!

Aslan : Kendimi kanıtlamam lazım!

Başak : Çevreme nasıl yararlı olabilirim?

Terazi : Bir bütün olabilmek için ‘sana’ ihtiyacım var!

Akrep : Sebepleri oluşturmak istiyorum!

Yay : Nasıl büyüyebilirim?

Oğlak : Bir hedefe ulaşmak istiyorum!

Kova : Ben mükemmel bir bireyim!

Balık :Hepimiz birbirimizle bağlantılıyız!

kaynak: mahmure

 

Beni Seviyor Musun???

11391290_846178388770415_6474933200562027922_n[1]

Karikatür kategorisinde yayınlandı. Leave a Comment »

İnsan Olabilmek Derin Mesele!!!

10406489_10153068000548408_5041269887720710986_n[1]

1970 yılında Rusya’da ölmek üzere olan kutup ayılarına yemek götüren adam… Solda adamın ayağına sarılan yavruya dikkat… İNSAN OLABİLMEK DERİN MESELE!!!

Ortaya Karışık kategorisinde yayınlandı. 1 Comment »

Bedri Rahmi’nin Atölyesinin Girişinde Asılı Yemin:

10917429_387260114797437_8997995796032140774_n[2]
Bugüne kadar resim sanatı alanında
Yapılagelmiş olanları inceleyeceğime
Kendini bütün dünyaya kabul ettirmişler
Arasında beni en çok saranlarını ayırarak
Onlara kendi aramalarımı, denemelerimi
Katacağıma
Alışılagelmiş, basmakalıp, hazırlop
Klişeleşmiş çiğnene çiğnene tadı tuzu
Kalmamış hiçbir şeyi tekrarlamayacağıma
Elimden çıkan her çizgiye
Her lekeye
Her renge
Her beneğe
Kendi aklımı
Kendi tecrübemi
Kendi tasamı
Kendi ömrümü, yüreğimi basacağıma
Aldığım nefes, içtiğim su, bastığım toprak
Gözüm, kulağım, burnum,
Elim, belim, dilim, derim üstüne
Yemin ederim
Yemini bozduğum gün
Burdan giderim.

Şiir kategorisinde yayınlandı. Leave a Comment »

DOĞDUĞUNUZ GÜNE GÖRE HANGİ ÇİÇEKSİNİZ VE ÖZELLİGİNİZ NEDİR BİR BAKIN BAKALIM!!!

5261[1]

1 Ocak – 10 Ocak tarihlerinde doğanlar:
Çiçeğiniz: Sarı gentiyan.
Sıcak yazı simgeleyen gizemli bir çiçektir. Dağ çayırlarında yetişir. Karaktere gizem katmaktadır. İçe kapanıklık ve suskunluğun nedeni basit bir çekingenlik de olabilir. Bu simgede doğan insan inatla amaçlarına ulaşır. Soğuk havalarda sağlığına dikkat etmelidir.

11 Ocak – 20 Ocak tarihlerinde doğanlar:
Çiçeğiniz: Deve dikeni.
O hiç kimsenin dikkatini çekmez. Bu nedenle o sürekli kendi kendiyle uğraşır. Bu karakteri deve dikeninin gerçek kişiliğinin saklanmasına neden olur ve insanlar onun bir önemli özelliğini iyi kalpliliğini fark etmezler. O iyi bir dosttur ve ailesine düşkündür. Çok çalışkandır. Verilen bütün işleri yerine getirir. Ama çok çalışmak bir yana sağlığına dikkat edip, dinlenmesini de bilmelidir. Bu insanlarda hipertansiyon görülebilir.

21 Ocak – 31 Ocak tarihlerinde doğanlar:
Çiçeğiniz: Ölmez çiçek.
Bu insan ciddi birisidir. Modayı yakından takip eder. Çekiciliği ile etrafındakileri kıskandırabilir. Enerji dolu olduğu için zorluklarla başa çıkabilir ve kötü niyetli insanlarla savaşıp onları yenebilir.

1 Şubat – 10 Şubat tarihlerinde doğanlar:
Çiçeğiniz: Ökse otu.
Bu işaretin bayanı aşırı meraklı ve hafif hareketleri ile dikkat çeker. İnsanları baştan çıkarmak onlar için en basit iştir. Bu işaret altında doğan erkekler spor, vücut geliştirme, karate, tenisle uğraşarak popülariteye ulaşırlar. Ayrıca, bu insanlar sporla uğraştıkları için sağlıklı olur ve kolay hastalanmazlar.

11 Şubat – 19 Şubat tarihlerinde doğanlar:
Çiçeğiniz: Güzelavratotu.
Bu işarette doğan kadınlar gerçek güzeldirler. Aynı zamanda ciddiyetlerini korurlar. Onlara yaklaşmak kolay bir iş sayılmaz. Erkekler yakışıklı olmasalar da usanmadan çalışırlar. Bu şekilde amaçlarına ulaşmasını da iyi bilirler.

20 Şubat – 28 Şubat tarihlerinde doğanlar:
Çiçeğiniz: Küstümotu (mimoza).
Bu insanlar hassasiyetleri ile diğerlerinden seçilirler. Mimoza insanı yaptığı iş değerini bulamazsa gerçekten acı çeker. Bu insan ona verilen işi neyin pahasına olursa olsun yerine getirir. Bu yolda gerekirse kendi sağlığını feda eder. Ama sonuç olarak da bir değerlendirme, bir aferin duyma ihtiyacı hisseder. Kalp krizi ve ülser kaçınılmaz hastalıklardandır.

1 Mart – 10 Mart tarihlerinde doğanlar:
Çiçeğiniz: Haşhaş.
Onun güzelliği herkesi büyüler. Bu insanın ağına yakalanmak kolay, ordan çıkmak oldukça zordur. Onun yolu çok engebelidir. Haşhaş insanı kendi güçlerine inanmalıdır, ancak bu şekilde başarılı olur. Et yemeklerinden uzak durması tavsiye edilir. Sebzeler onun için vitamin kaynağı ve iyi moral deposudur

11 Mart – 20 Mart tarihlerinde doğanlar:
Çiçeğiniz: Zambak.
Zarif bir insandır. Zambak bir ay çiçeği olduğu için, sırları ancak yarım ay olduğu zaman ortaya çıkar. Her şeye rağmen Zambak nasıl mutlu olacağını iyi bilir.

21 Mart – 31 Mart tarihlerinde doğanlar:
Çiçeğiniz: Yüksükotu.
Bu işaretin sarı ve solgun çiçeklerine rağmen, bu işareti taşıyan insanlar kararlı bir kişiliğe sahiptirler. Kafaları bir makine kadar hızlı ve dakik çalışır. Yaşamın en zor dönemlerinde bile hızlı bir çözüm bulmak onlar için zor değildir. Hiçbir zaman kendilerini kaybetmezler. Bir az sinirlidirler. Baş ağrıları çekebilirler.

1 Nisan – 10 Nisan tarihlerinde doğanlar:
Çiçeğiniz: Manolya.
Dürüsttür, her zaman birinci olma isteği en belirgin özelliğidir. Sosyal ilişkilerinde başarılı sayılmaz. Çünkü insanların tavsiye ve önerilerine asla kulak asmaz.

11 Nisan – 20 Nisan tarihlerinde doğanlar:
Çiçeğiniz: Ortanca.
O iyi kalplidir, cömerttir. Bazen fazla iyi davranır, elinde ne varsa hepsini çevresindekilere vermeye çalışır. Bu huyu bazen yakınları tarafından iyi karşılanmaz.

21 Nisan – 30 Nisan tarihlerinde doğanlar:
Çiçeğiniz: Dahlia.
O azamici bir kişilik taşımaktadır ve bu huyu amaçlarına ulaşmakta onu engelleyebilir. Dahlia insanı başkalarından çok kendine ve kendi gücüne güvenmelidir. Bu durum sadece iş için değil, özel hayatında da geçerli olabilir.

1 Mayıs – 10 Mayıs tarihlerinde doğanlar:
Çiçeğiniz: İnci çiçeği.
Cömert ve iyi kalplidir. Menfaatçi insanlar tarafından acımasızca kullanılmaya yatkındır. İnci çiçeği kadınına iyi bir koruyucu gerekebilir. İş konusunda bu insanlar fazla sorunlar yaşamamaktadırlar. Ani değişiklikler sinirlerini olumsuz etkileyebilir.

11 Mayıs – 21 Mayıs tarihlerinde doğanlar:
Çiçeğiniz: Semiz otu.
Kolay güvenemeyen, tehlikelerden sakınan, her zaman darbe bekleyen, hatta sevdiği insana karşı bile dikkatli ve tedbirli olan bir insandır.

22 Mayıs – 31 Mayıs tarihlerinde doğanlar:
Çiçeğiniz: Papatya.
Bu gelenekseldir: seviyor-sevmiyor. İnsanlar tarafından zor anlaşılsa da onları kendine çekmeyi başarmıştır. Güzel bir dış görünüşe sahip olmalarına rağmen bu insanlar, yaşamlarını rekabet uğruna masa başında geçirmeye hazırdırlar. İş tutkularının nedeni spora olan merakları da olabilir.

1 Haziran – 11 Haziran tarihlerinde doğanlar:
Çiçeğiniz: Çançiçeği.
Sabit karakterlidir. Her hangi bir değişiklik onu korkutabilir, üzebilir. İyi bir aile ve iyi bir iş sahibi olursa bu kişiliği yüzünden fazla zarar görmez. En sevdiği ulaşım aracı, örneğin iş gezileri için tercih edebileceği araç trendir. Uçak mı? Asla!

12 Haziran – 21 Haziran tarihlerinde doğanlar:
Çiçeğiniz: Krizantem.
Sakin ve sessizdir, evde oturmayı sever, tedbirlidir, gözlemcidir. Olaylarda dedikoduculuk rolünü üstlenmeye bayılır. Amaçlarına ulaşır.

22 Haziran – 1 Temmuz tarihlerinde doğanlar:
Çiçeğiniz: Lale.
Lale erkeği şüphesiz Don Juan’dır. Hiçbir şeyi umursamaz. Lale kadını enerjiktir. Kendine güveni sonsuzdur. Bu kadınların eşleri mutsuz olurlar.

2 Temmuz – 12 Temmuz tarihlerinde doğanlar:
Çiçeğiniz: Nilüfer.
Su, hava ve toprak – üçü bir arada. Çok değişken bir kişiliğe sahiptir. Yaşam onun için kolaydır. Zorlukların üstesinden gelir. Sıkıntılarından çabuk kurtulabilir.

13 Temmuz – 23 Temmuz tarihlerinde doğanlar:
Çiçeğiniz: Menekşe.
Herkesin gözleri onun üzerindedir. Genelde gölgede saklanır. Ama gerekirse güneşe çıkar ve ihtiyacı olan şeyi elde eder. Hafife alınmamalıdır!

24 Temmuz – 2 Ağustos tarihlerinde doğanlar:
Çiçeğiniz: Yaban gülü.
Dikenlidir. Çıplak elle tutulamaz. Tabii bu dikenler onun iyi korunmasını sağlar. Kendini iyi savunur ve koşullara ayak uydurmasını bilir.

3 Ağustos – 12 Ağustos tarihlerinde doğanlar:
Çiçeğiniz: Ay çiçeği.
Kendi yerini güneşin altında bulmuştur. Başarılar onun gözlerini kapatamaz.

13 Ağustos – 23 Ağustos tarihlerinde doğanlar:
Çiçeğiniz: Gül.
Çiçeklerin kralıdır. Başka insanlar her zaman gül insanını kıskanırlar. Onun aleyhine entrikalar düzenlenir, onu yerinden koparmak için planlar yapılır, komplolar kurulur. Gül hatalı değildir. Ama bütün zamanlarda kendi erişilmezliğini korumak güçtür. Sağlığına dikkat etmeli ve fazla yorulmamalıdır.

24 Ağustos – 2 Eylül tarihlerinde doğanlar:
Çiçeğiniz: Hezaren (delphinium).
Kendine sert davranır, yabancılara ise tolerans tanır. Çok zeki olduğu söylenemez. Bu nedenle zorluklarla karşılaşabilir. Kendine uzatılan yardım elini kabul etmelidir.

3 Eylül – 11 Eylül tarihlerinde doğanlar:
Çiçeğiniz: Karanfil.
Karanfil insanı çok sabit fikirlidir. Çevresindekiler bundan rahatsızlık duyabilirler. Ama o yenilmezdir, her zaman doğru yolu seçer ve inatla yolunda durmaya devam eder.

12 Eylül – 22 Eylül tarihlerinde doğanlar:
Çiçeğiniz: Saray patı (aster).
Saray patı sonbaharın hüzün ve kederini kapatmaya çalışır. Saray patı insanı etrafına neşe saçar. Maalesef bazen insanları neşelendirmekle gecikir. Bu insanlar iyi yönetici olabilirler.

23 Eylül – 3 Ekim tarihlerinde doğanlar:
Çiçeğiniz: Funda.
Bu insanlar zarafetleri ile dikkat çekerler. Onlar işlerinde uzmandırlar. Kendi altın ellerinin değerini bilirler. Funda iyi bir dosttur. Arkadaşını kötü günde yalnız bırakmaz.

4 Ekim – 13 Ekim tarihlerinde doğanlar:
Çiçeğiniz: Kamelya (Japon gülü).
Hoş bir dış görünüşe sahiptir. Sakin ama korkusuzdur. Hareketlerinde çocukluluk sezinlenir. Sanata yatkınlıkları vardır.

14 Ekim – 23 Ekim tarihlerinde doğanlar:
Çiçeğiniz: Leylak.
Leylak şafağın, tazeliğin, gençliğin simgesidir. Çalışkan bir insan olan Leylak başkalarına da yardım etmekten zevk alır. Kıskanç iş arkadaşların dikkate almamalıdır

24 Ekim – 2 Kasım tarihlerinde doğanlar:
Çiçeğiniz: Freesia.
Korkusuz, inatçı kişilikleri bazen zarar verebilir. Bu işaretin insanları çok sevimli ve sempatik olurlar. Bu sayede işlerinde de ilerleme gösterirler. Bir az diplomatik davranmalıdırlar.

3 Kasım – 12 Kasım tarihlerinde doğanlar:
Çiçeğiniz: Orkide.
Orkide insanı gizemli ve anlaşılmaz kişiliği ile dikkat çeker. Şüphecidirler. Çevrelerindeki insanlara karşı dikkatli yaklaşırlar. Sabırla, çalışarak istediklerini adım adım elde ederler.

13 Kasım – 22 Kasım tarihlerinde doğanlar:
Çiçeğiniz: Peony.
Peony insanı sağlığı için endişelenmeyebilir. Her koşula dayanıklıdır. Tabii işinde çok çalıştığı zamanlarda ara vermeli, dinlenmelidir. Bir az daha tutumlu olmalıdır. Ve planlarında savurgan davranmamayı öğrenmelidir.

23 Kasım – 2 Aralık tarihlerinde doğanlar:
Çiçeğiniz: Glayöl (Gladiolus).
Glayöl insanı özel yetenekleri ile diğerlerinden farklı olmasa da, çok çalışkan ve başarılıdır. İyi yönetilirse çok şey elde edebilir. Ancak kendini övmekten hoşlanır.

3 Aralık – 12 Aralık tarihlerinde doğanlar:
Çiçeğiniz: Keklik otu.
Sıcağın sembolüdür. Tazeliği ve rüzgarı sever. Dikkat merkezinde olmaya bayılır. Maymun iştahlılığı ile bazen sınırları geçebilir. İşte bir eleştiri alırsa hemen savunmaya geçer ve sıyrılmayı başarır.

13 Aralık – 22 Aralık tarihlerinde doğanlar:
Çiçeğiniz: Lotus.
Temizlik sembolüdür. Asya insanları için çok şey ifade eder. Buralarda sadece egzotik açıdan değerlendirilir. Lotus insanı zevklidir, amaçlarına kolay ulaşır. İnsanlarla ilişkilerinde daha esnek davranmalıdır.

23 Aralık – 31 Aralık tarihlerinde doğanlar:
Çiçeğiniz: Akça.
Bu işaret altında doğan insanlar iyi arkadaş, dost olurlar. Güvenilirdirler. Sakin ve öfkelenmeyen kişilikleri var. Onları kızdırmak zordur.

Ananas suyu için güzelleşin…!

11257116_458496494316968_1176448275049374153_n[1]

Bol miktarda vitamin ve mineral içeren ananas suyu, içeriğindeki B ve C vitaminleri ile hücre kaybını ve cilt problemlerini önlüyor.

Ananas suyu için güzelleşin
Sıcak yaz günlerinde ferahlamak için sağlıklı bir alternatif olan ve uzmanlar tarafından yaz aylarında vücudun ihtiyaç duyduğu tüm vitaminler ve mineralleri içerdiği vurgulanan ananas suyu, birçok hastalığa karşı kalkan görevi görüyor.

Saç ve tırnak sağlığını koruyor
İçeriğindeki C vitamini ile güneşten zarar gören derinin yenilenmesi için gerekli kolajen oluşumuna fayda sağlayan ananas suyu, bulundurduğu mineraller ile yıpranan saç ve tırnakların da sağlığına kavuşmasına yardımcı oluyor.

Beslenme ve Diyetetik Uzmanı Prof. Dr. Neriman İnanç yaz aylarında yoğun güneşe maruz kalmanın cilt rahatsızlıklarına neden olabileceğini belirtti. Terleme ile yaşanan su ve mineral kaybının önüne geçilebilmesi için bol miktarda sıvı tüketilmesini öneren İnanç, ananas suyunun bol miktarda demir, kalsiyum, A, B ve C vitamini içerdiğini ifade etti.

Enerji veriyor
Yaz aylarında ferahlamak için ananas suyunun sağlıklı bir alternatif olduğunu vurgulayan İnanç, içindeki doğal şekerle vücuda enerji verdiğinin de altını çizdi. İnanç, “Ananas suyunun 100 mililitresinde 11 miligram C vitamini bulunuyor. Kolajen oluşumuna yardımcı olan C vitamini güneşin zararlı ışınlarının meydana getirebileceği cilt sorunlarını önlemeye yardımcı oluyor. Bol miktarda demir ve kalsiyum içeren ananas suyu, güneşte yıpranan saçların yenilenmesine fayda sağlarken, antioksidan özelliği ile vücuttaki toksinlerin de atılmasını kolaylaştırıyor” şeklinde konuştu.

Bitki Alemi kategorisinde yayınlandı. Etiketler: . Leave a Comment »

Allahın Yalancısı…

11350432_10153382767362360_1016041074609310132_n[1]

Karikatür kategorisinde yayınlandı. Leave a Comment »

Yoksul Taşçı (Samsara)

11214033_463774613779395_7077087902516745194_n[1]

Güçlü, kuvvetli fakat fakir bir kaya taşı satıcısıydı. Her gün dağlara giderdi, kayaları parçalıyordu. İşi çok ağırdı; ama çok çalışmasına ragmen eline geçen para çok azdı… Bu yüzden hayatından hiç memnun değildi. “Ben diğer insanlardan daha çok çalışıyorum!” diye düşünüyordu. “Benim işim diğer insanlarınkinden daha ağır ve ben onlardan daha az kazanıyorum. Zengin olmak istiyorum. Zengin olmak istiyorum diye haykırıyordu….. Her zaman dinlenirim, çalışmama gerek kalmaz ve güzel elbiselerim olur.” O anda BİR SES GELDİ KULAĞINA….
Ona, “Zengin olacaksın, güzel elbiselerin olacak, ve çalışmayacaksın” dedi.
Taşçı hemen zengin oluverdi. Artık onun da güzel elbiseleri vardı ve bir iş yapmak zorunda da değildi. Günün birinde kral, bu zengin adamın kim olduğunu merak etti ve onu sarayına davet etti. O, sarayın güzelliğine hayran oldu. Kral ondan daha zengindi.
Bu yüzden üzüldü. Ve kendi kendine yine söylendi “Ben de kral olmak istiyorum” dedi.
Ardından O SES yine isteği yerine getirdi ve kral oldu. Şimdi bütün gün gene hiç çalışmıyordu…. Çok zengindi……hemde Kral dı. Günlerden bir gün çok sıcak bir gündü. Güneş ışınlarını saçıyor, yeryüzü yanıyor mu yanıyordu. Kral kızdı; Herşeye hükmeden o varken…..güneş ondan nasıl güçlü olurdu ki? Yaşamını yine sevmez olmuştu……..yine söylendi kendi kendine……
“Güneş olmak istiyorum!” dedi.
Bu kez O SES onu güneş haline çevrildi. Şimdi güneş, ışınlarını saçıyor ve dünyada her şey yanıyordu. Ama bir bulut çıka geldi, dünyayla onun arasına girdi. Işınları artık dünyaya ulaşmıyordu. Güneş kızdı; “Bu nedir böyle? Ben güneş olduğum halde bir buluta hiçbir şey yapamıyorum. Onu geçemiyorum….
Derhal ondan daha kuvvetli olmak istiyorum” deyince;
Bu kez de bulut haline döndürüldü. sonra bulut, yağmura dönüştü. Yağmurlar toprağa, oradan nehirlere ulaştı. Nehirlerin suları çoğaldıkça çoğaldı. Evleri, tarlaları seller bastı. İnsanlar hayvanlar, tarlalar perişan oldu. Ama sular, kayalara hiçbir şey yapamıyordu. Bulut öfkelendi. “Bu kadar çok su nasıl olur da kayaları aşamaz..” Ama kayalar sulardan daha güçlüydü.
Bulut bağırdı: “Kaya olmak istiyorum.” Ben……..
Bu istediği de yerine getirildi ve kaya haline geldi. Artık güneşten ve buluttan daha güçlüydü. Aradan çok zaman geçmedi. Elinde balyozla bir adam çıkageldi ve ondan parçalar koparmaya başladı. “Aman! …..Bu da nesi?” dedi kaya. “Ben bu adamdan zayıfım” Sonra birden anladı kuvvetin kaynağının mutluluk olduğunu ve pişmanlıkla haykırdı:
“İnsan olmak istiyorum!”…………………………………..
Bu dileğini de yerine getirdi. Kaya insana dönüştü. Şimdi o adam yine kayalardan taşlar koparıyor. İşi ağır ve kazancı çok az; ama YAŞAMINI ÇOK SEVİYOR VE ÇOK MUTLU
HER ZAMAN MUTLU OLMANIZ DİLEĞİ İLE….
MUTLULUĞUNUZ DAİM OLSUN……. YÜREĞİNİZ HEP SEVGİ İLE DOLU OLSUN……..

Tashi Nyima Lama
Türkiye Budizm Derneği

Ruhsal Büyüme... kategorisinde yayınlandı. Leave a Comment »

Allahım; en kötü koşullarda bile senin yolunda kalmak için gerekli iradeyi gösterebilmemiz için bizlere yardım et…

IMG_2685

 

Allahım; en kötü koşullarda bile senin yolunda kalmak için gerekli iradeyi gösterebilmemiz için bizlere yardım et…

Anette İnselberg

Çalakalem Laflarım... kategorisinde yayınlandı. Leave a Comment »

Yogurt almasi icin karisi tarafindan telefonla aranan koca tiplerinin cevaplari..

41815_147563918596647_6248_n[1]
1)Ben geç geleceğim. Toplantım var. Yoğurtsuz yiyin…( lacka koca)
2) Ben geç geleceğim ama şimdi ıspanak da yoğurtsuz olmaz ki. E, yoğurt getireyim kapıdan bırakayım hemen döneyim, toplantı bu, kaçırsam olmaz. ( eve gelmemek için bahane arayan koca)
3) Aradığınız numaraya şu anda ulaşılamıyor..( boynuzcu koca )
4)Ispanağı aldın da yoğurdu niye almadın! ( kazma koca)
5) Tamam alırım (monotonlaşmış koca)
6) Tamam hayatım alırım başka bir isteğin var mı? (İdeal koca)
Canııım, ıspanakla mı uğraştın? Yapmadıysan bırak ya dışardan söyleyelim ya da dışarıda yiyelim..(Yok böyle koca)

Bir sabah çok kızgın kalktım yataktan. Bir sürü korkum vardı, bir sürü öfkem vardı, bir sürü kinim vardı, bir sürü hüznüm vardı, bir sürü yanlışım vardı

kumsal_manzarasi_3[1]
Bir sabah çok kızgın kalktım yataktan. Bir sürü korkum vardı, bir sürü öfkem vardı, bir sürü kinim vardı, bir sürü hüznüm vardı, bir sürü yanlışım vardı. Kaç tane eskimiş aşk vardı geride, çoğu da aşk değildi zaten.
Kendime kızgındım.
O…ysa içimde bir yerlerde dağları aşacak bir kız vardı, çok neşeliydi, şakacıydı, sevimliydi, çalışkandı, umutluydu, kendine inancı tamdı… Ben onu susturmak için elimden geleni yapmıştım. Ve o da susmuştu… Bu suskunluğun nasıl bir mutsuzluk verdiğini size anlatamam… Öyle mutsuz olduk ki beraber en sonunda beni öfke içinde uyandırdı bir sabah. Başkalarının gönlü olsun diye susturmuştum onu… Herkesin gönlü oldu, benimki neredeyse tuzla buz olacaktı.
O sabah uzunca bir süre aynanın karşısında oturup kendime baktım. Yüzümü şekilden şekle soktum. Yapabileceğim şeyleri yapmaktan ve hatta denemekten nasıl da vazgeçtiğimi gördüm aynada… Bir ara çimdeki o kızın baktığını gördüm… Onun saçları kıvırcıktı, gözleri ışıl ışıldı ve aslında çoğunlukla gülümserdi. Çok kısa bir an için gözgöze geldik… Çok kısa… Sonra bana dil çıkardı.
Aynanın karşısından kalktığımda kızgın değildim artık. Ona hissettirdiğim acıyı tekrar hissettim. Hiç hakkım yoktu! O kızı susturmamaya karar vermiştim çünkü… Derin bir huzur geldi içime…Fakat karar vermekle bitmiyor elbet…
Tabiri caizse kendimi hallaç pamuğu gibi fırlattım günlerce, aylarca ve hatta bir kaç yıl… Bitti mi? Hala bitmedi… Ama o sabah yataktan kızgın kalkan kadından eser kalmadı.
Çok acıtıcı olduğunu söyleyebilirim ama ne kadar acırsa acısın en sonunda hep mutluluğu hissettim. Aslında insan mağdur, kurban ya da ezilmiş olmadığını anlayınca içi acıyor biraz. Yıllarca inandırmışsın kendini… Sende bir sorun olmadığına, etrafındakilerin hatalarına tapınmışsın… Yeter ki mağdur olarak kal diye… Mağdurlar hareket edemez çünkü, hareket etmeyen risk almaz, risk almayan istediği hiçbirşeye yaklaşamaz. Ve tüm bu kaybın faturasını da mağduriyetinden ötürü başkasına kesersin, sonra da yatakta fındık ezmesi kaşıklarsın. Hiçbir şeyin garanti olmadığı bir dünyada kendinden tüm riskleri uzak tutmak için bu sefil çabalama neyin nesi gerçekten?
Bir kez… Sadece bir kez bunu farketmek bile yetiyor insana. Ve ilk adımı attığında başlıyor değişim… Bir gecede değil, bir ayda değil, bir yılda da değil… Sürekli… Ve düşünsenize, eğer her gün artarak devam eden mutluluğa ve huzura kavuşuyor olsaydınız bunun için her saniye çabalamaz mıydınız?
Çabaladım ben… Hala da çabalıyorum…
Aşık oldukları kişi olmadan yaşayamayacaklarını söyler kimileri… Ben içimdeki o kıza aşığım… Hayata aşığım… Tüm enerjimi kendimden alıyorum. Karnımda kelebekler uçar hep… Hep heyecanlıyımdır. Tutku ile bağlıyım hayata. Birinin beni beğenmesi, beğenmemesi, sevmesi ya da sevmemesi, takdir etmesi ya da etmemesi hiç önemli değil…
Benim bir yolum var. Kendim seçtim, kendim yarattım… Yürüyorum.
Kendi yolunuzdan yürüyün… Kendi adımlarınızı görün.
Nietzsche Böyle Buyurdu Zerdüşt’te “Yürümesini öğrendim, öğrendim öğreneli koşar dururum. Uçmasını öğrendim, öğrendim öğreneli gerek kalmadı yerimden kımıldamak için itilmeye. Şimdi hafifim, şimdi uçuyorum, şimdi kendimi kendi altımda görüyorum, şimdi bir tanrı dans ediyor içimde.” der…
İyi der, güzel der…
“İnsanın içinde kaos olmalıdır, dans eden bir yıldızın doğumuna neden olabilmek için” der ayrıca…
Kaosu görün ki yıldızı yakalayın…
PINAR KORKMAZ

Okuduklarınıza İnanamayacaksınız: Sevdiğiniz çiçeğe göre karakter özellikleriniz…

images[3]

 

Gül sevenler; Derin sevgiye ve derin arkadaşlığa değer veren, genellikle hassas, duygu yüklü ve duygusallar. Neşeli, mantığı ile değil hisleriyle hareket etmeyi seven kişilerdir.

Karanfil sevenler; En küçük bir şeye dahi kızabilen, güçlü ve derin duygulara sahiptirler. Az ama öz konuşup, çok dinlemeyi tercih ederler. Oldukça sert bir kişilik yapıları mevcuttur ve sevgilerinde aşırı derecede kıskanç bir yapıda olurlar.

Zambak sevenler; Güzeli seven bir yapıya sahip insanlardır. Bu kişiler o güzelliği sadece sevmekle kalmazlar, ona tamamen ve hemen sahip olmak isterler. Fakat bu yapıları, onların acı çekmelerine ve mutsuz olmalarına sebep olabilmektedir.

Sardunya sevenler; Dengeli bir duygu dünyasına sahiptirler. Hayatları onlar açısından kutsaldır. Hayal dünyasıyla işleri yoktur.

Yasemin sevenler; Hayalperest ve daima bir bekleyiş içerisinde olan oldukça da kırılgan bir yapıya sahip kişilerdir. Onlar için acele diye bir kavram yoktur. Ağırbaşlıdırlar.

Hanımeli sevenler; Birbirine ters olan görüşleri vardır. Onların o an içinde mutlu, umutlu olmaları sizi aldatabilir, nedeni ise bir süre sonra değişerek mutsuz ve ümitsiz bir havaya bürünebilmeleridir.

Menekşe sevenler; Gerçekte kindar olmayan, alçakgönüllü, yüreği sevgi dolu ve paylaşmayı seven kişilerdir. Doğuştan temiz ruhlu ve temiz duyguları besleyebilen karakterleri, onları herkes tarafından aranan insan yapar.

Manolya sevenler; Yaşam bu kişiler bakımından bir beklenti yumağıdır. Haris ve güçlü benlikleri, onların her an için ve her yerde, her şeyden üstün ve ukala olma duygularını kamçılar. Övülmekten ve de pohpohlanmaktan çok hoşlanırlar.

Lale sevenler; Aşırı derece narin kişilerdir. Oldukça çabuk kırılabilen yapıları vardır.

Leylak sevenler; Açık kalpli, içten ve nezaketlidirler.

Kasımpatı sevenler; Ciddi, ağırbaşlı, katı ve acımasız yapıdadırlar. Titiz ve zor beğenirler.

Sümbül sevenler; İnsanlardan ve kalabalıktan oldukça uzak, sessiz sakin bir ortamı severler. Dağınık ve savruk bir yaşamları vardır.