BASİT BİR NEFES EGZERSİZİ İLE ZİHİN AÇMA…

burundan-eksersiz[1]

 

Uygulama sadece 3 kez nefes alıp vermeye dayanıyor.

İlk önce sağ burun deliğini dıştan parmağınızla kapatarak sol burun deliğinizden hızla ve güçlü bir şekilde ciğerlerimizi tamamen doldurana kadar nefes alıyoruz.

Sonra sağ burun deliğimizi açıyoruz ciğerlerimiz tamamen dolu hatta göğsümüz tamamen şişmiş halde iken sol burun deliğimizi kapatıp aldığımız havayı yine hızla tamamen diğer yani sağ burun deliğimizden veriyoruz.Sonra bunun aynısını bir kez de sol burun deliğini kapatıp sağ burundan nefesi almak suretiyle başlayarak yapıyor ve yine diğer burundan nefesi hızla veriyoruz.

Yani özetle nefes alırken diğer burun deliğimizin hava almasına izin vermiyoruz bırakırken de diğer burun deliğinden hava çıkmasına izin vermiyoruz.
Bu iki nefesi yani sağ ve sol bir kez kabul edersek, bu tekrarı 3 kez yapıyoruz.

Bu egzersiz yoga uygulamalarının arasında ek bir nefes tekniğidir fakat bunu güne başlarken yaparsanız size hem güne zinde başlamanızı hem de zihninizin daha açık olmasını, hatta bazı durumlarda zihninizin açılmasını sağlar..

Biz nefes alıp vermeyi genel olarak yaşamın kaynağı diye biliyoruz fakat doğru nefes ya da gerektiği kadar nefes alabilmek sağlığın da kaynaklarından biridir aslında..

* Alıntı

 

Bir ilişki ne zaman biter…

images7GP08DMK

Bir insanla ilişkinin nerede başladığını bulmak çok kolay. Adını duyduğun, sesini duyduğun yada ilk tanıştığın,ilk göz göze geldiğin an ilişki çoktan başlamış olur. Ve sen o insan hakkında çoktan karar vermiş bile olursun. İşin şaşılacak tarafı yüzde doksan da doğru karar vermişsindir.

Hadi bakalım bir ilişkinin ne zaman başladığını kolayca çözdük. Peki bir ilişki ne zaman biter ?

İlişki tarafları yollarını ayırdıkları zaman mı biter? Yoo hiç sanmıyorum. O dönem ilişkinin en kuvvetli yaşandığı dönemlerden biridir bence. Tekrar barışılacak mı sorgulamaları, pişmanlıklar, o ne dedi, ben ne dedimler, özlemler, kızgınlıkar,       arasam mılar, aramalar, tekrar kavga etmeler, barışmalar…Bana hiç ilişki bitmiş gibi gelmedi…

İlişkinin kesin bittiğini kabul edelim. Bu sefer acaba arkadaş kalabilecek miyiz endişesi bizi sarar… İçten içe de arkadaş kalalım belki tekrar barışırız arka planda çalışmaya devam eder. İlişki hala devam ediyor anladığım kadarıyla.

Bu aşamadan sonra kimisi arkadaşlığa dönme beceresini gösterir kimisi kesin olarak görüşmeme kararı alır. İki durumda da ilişki yine de bitmez. Kesin olarak görüşmeme kararı aldığın kişiyi, görmezsin fakat düşünürsün çünkü. Ansızın biri onu soruverir. Bir şarkı çalıverir. Birisi saçlarını onun gibi düzeltir. Onun gibi kahkaha atar.Ya da yolda karşına çıkıverir.

Hele şimdinin dünyasında face’te sayfasına bakıp bakmama mücadelesi sürer gider. Acaba şu an ne yapıyor diye merak edersin.

Ya da aradan birkaç yıl geçer, birden aklına düşer. Kalbinde bıraktığı izler tekrar bir canlanır.

Bilmiyorum ama birisiyle tanıştığınızda çok dikkat edin. Sonsuza kadar sürecek bir ilişki başlamaktadır.

Sağlıcakla

Anette İnselberg

Her organın birden fazla derin anlamı da vardır.

11847104-1385463453187[1]

 

Dünyada yapılan istatiksel bilgilere ve duyudışı algıları güçlü bütünsel / holistik uygulayıcıların deneyimlerine göre şekillenmiştir.

Organların anatomik yapıları ve teşhis-tedavi için uzman doktorunuza görünmeniz salık verilir.

Ayaklar: Kendimizi, başkalarını, hayatı anlama kapasitemizi temsil eder.

Ayak parmakları: Geleceğin küçük ayrıntılarını temsil eder.

Eklemler: Hayatımızın yön değiştirmesini temsil eder.

Ayakbileği: Hareket ve yol belirlemeyi temsil eder.

Dizler: Egoyu, kendimize ve çevreye yargımızı temsil eder.

Bacaklar: Yaşam yolunda ilerlemeyi temsil eder.

Kalça: Büyük kararları ve gidilecek yönü temsil eder.

Omuz: Bedenin eylem merkezidir. Taşıdığımız sorumlulukları temsil eder.

Kollar: Hayat deneyimlerini, sevgiyi kucaklama kapasitesi, yeteneğini ve eylemi temsil eder.

Dirsekler: Eylemlerimize zindelik ve esnekliği temsil eder.

Eller: Hayatla ve kendimizle alış verişi temsil eder. Sağ; alan el (eril). Sol; veren el (dişil). hayatı ele alış biçimimizi temsil eder.

El bileği: Hareketi ve kolaylığı temsil eder.

El Parmakları: Hayatın detaylarını simgeler.

Boyun: Zihin beden dengesini, mantık duygu dengesini ve başı dik tutmayı temsil eder.

Diş ve Diş eti: Sınırları, kararlılığı temsil eder.

Çene: Rahat olmayı ve güveni temsil eder.

Sırt, Hayata karşı dik durmamızı ve gücü temsil eder.

Karın: Kendimize ve çevreye güveni, değeri temsil eder.

Göğüs: Dışarıdan nasıl göründüğümüzü, imajımızı temsil eder.

Göğüsler: Anneliği ve şefkati temsil eder.

Yüz: Dünyaya gösterdiğimizi temsil eder.

Kaslar: Hareketi, gücü ve kararlılığı temsil eder.

Kaba etler (butlar): Gücü temsil eder. Gevşek olması, kabahatler, gücün kaybolması.

Omurga: Hayatın esnek desteğini temsil eder.

Kemikler: İnsanın temel yapısını, dengesini ve gücünü temsil eder.

Rahim ve Yumurtalıklar : Yaratıcılığı, yaşam kaynağını temsil eder.

Vajina: Açıklık ve teslimiyeti temsil eder.

Testisler: Cinsel arzu ve gizli tutkuları temsil eder.

Prostat: Cinsel ve yaşamsal gücü temsil eder.

Kan: Bedende hazzı temsil eder.

Mide: Kişi ve olayları sindirimi, kaygıyı temsil eder.

Böbrek: Duyguları, ikili ilişkileri ve dengeyi temsil eder.

Mesane: Yaşanılan korku ve sorunların depo edilişini temsil eder.

Bağırsaklar: Özümsemeyi, alış-verişi ve duyguları temsil eder.

Rektum: Boşaltmayı, öfke ve şiddet duygularının dışa vurumunu temsil eder.

Karaciğer: Değişimi, dönüşümü ve öfke – kin – tepki duygularını temsil eder. Varlık amacımızla da ilgilidir.

Safra: Bilgileri değerlendirme ve özümsemeyi temsil eder.

Kalp: Sevgi, güven ve neşeyi temsil eder.

Akciğerler: Yaşam alanımızı, duyguları ve bağımsızlığı temsil ederler.

Nefes: Hayatı içimizde hissetme yeteneğini temsil eder.

Diyafram: Duygu paylaşımını temsil eder.

Epifiz: Gece gündüz dengesini, dünyevi – uhrevi dengeyi temsil eder. Ruhun yeri olarak bilinir.

Hipofiz: Başkalarını ve kendimizi ( otokontrol ) kontrolü temsil eder.

Tiroid: İletişim ve hayattaki akış hızımızı temsil eder.

Timüs: Bağışıklık sistemini temsil eder.

Böbreküstü: hayattaki heyecanı ve kendi ayaklarımız üzerinde duruşu temsil eder.

Pankreas: Hayatın tadını simgeler.

Eşeysel bezler: Üreticiliği, yaratıcılığı, hayattan alınan keyfi temsil eder.

Gözler: Geçmişteki, an’daki ve gelecekteki berrak görüşü ve vizyonu simgeler. Gözler ruhun aynasıdır.

Kulaklar: İşitme kapasitesini, duymak isteyip istemediğimiz kişi ve olayları temsil eder. “Kulak kesilmek.”

Burun, oksijeni ve yaşam enerjisi prana’yı akciğerlere alış yolumuzdur. Yaşamın hem tatlı hem de sert yanlarını algılamamızı temsil eder. “Havayı koklamak.”

Dil, hayatın tadını ve söylenen şeyleri yutmayı, kendimizi ifade etmemizi temsil eder.

Deri, cilt ise kendimizle çevremiz arasındaki sınırdır. Çevremizle, içselliğimizle iletişimi ve sınırlarımızı temsil eder.

alıntı

KARANLIKLAR HORMONU-MELATONİN

j27mel-1[1]

 

Melatonin hormonu beynimizin orta kısımlarında bulunan pineal bez tarafından salgılanan bir hormondur. Bu hormonun üretimi ve salınımı karanlık ile başlar ve aydınlık ile sona erer. Gece saat 23.00 ile 05.00 arasında salgılanan bu hormon 02.00-04.00 arasında en yüksek değerlerine ulaşır. Aydınlık döneminin uzaması veya aniden ışığa çıkılması melatonin üretimini durdurur. Hücrelerimizi yenileyici, bağışıklık sistemini düzenleyici, vücudumuzun biyolojik ritmini ayarlayıcı, anti-oksidan, yaşlanmayı geciktirici özellikleri olan melatonin hormonu gece salgınlandığı için “karanlıklar hormonu” olarak da bilinir. Büyüme hormonunu arttırıcı ve ergenliği başlatıcı özellikleri de vardır. Işık, melatonin salınımını engeller. Görme engelli kişilerde kanser olma riskinin diğer kişilere oranla çok daha az olmasının sebebi görme engellilerde melatonin hormonunun fazla olmasına bağlanmaktadır.

Melatonin hormonu yeterince salgılanamazsa; Vücut direncimiz düşer, çünkü hücrelerimiz yeterince yenilenemez. Vücudumuzun biyolojik saati korunup, ritmi ayarlanamaz ve jetlag diye tanımlanan ve genellikle uzun süreli uçak yolculuklarından sonra görülen klinik bulgular ortaya çıkar. Bunlar; uykusuzluk, yorgunluk hissi, iştahsızlık, hazımsızlık, zihinsel ve fiziksel performans kaybı, reaksiyon zamanında uzama, hafızada azalma gibi bulgulardır.

Gecelerimizi aydınlatan ışığın mazisine bakacak olursak bundan yaklaşık 250bin yıl önce ateşin keşfini, 5000 yıl önce kandilin icadını, 1700 lü yıllarda gaz lambalarını ve nihayet son 180 yılda elektriğin keşfini görmek mümkün. Ondan sonrası, geceleri her yerin ışıl ışıl gündüz gibi olması ve farkında olmadan melatonin hormonunu azaltmamız geliyor.

Depresyonda da melatonin hormonu azalır, dolayısıyla depresyon tedavisinde kullanılan birçok ilaç melatonin seviyesini arttırarak etki eder.

Daha fazla melatonin için neler yapmalıyız:

Karanlıkta uyumalıyız.
Uyurken mutlaka kullanmak gerekiyorsa solgun ve kırmızı ışık tercih edilmeli
Tv karşısında uyuklamamalı
Düzenli ve yeterli uyku çok önemli
Mümkünse gece çalışmalarını gündüze kaydırmalı
Stres, üzüntü, öfkeden uzak durmalı
Alkol, sigara, kahve, fazla çay tüketilmemeli, uykudan önce egzersiz yapmamalı
Hangi gıdalarda melatonin var?

Vişne, lahana, badem, fındık, yer fıstığı, kızılcık, Papatya çayı, anason-rezene çayı, Soya fasulyesi, ton balığı (bu gıdaları akşam saatlerinde almak daha faydalı)

Melatonin ilaç olarak alınabilir mi?

Melatonin ilaç olarak özellikle jetlag için kullanılmakta. Bilinçsiz ve düzensiz kullanımı hiçbir şekilde tavsiye edilmez. Nedeni sadece geceleri yükselen bir hormon olması nedeniyle yüksek olmaması gereken gündüz saatlerinde kan düzeyini yükseltecek şekilde ilaç alımınının yarar yerine zarar vermesidir. Dolayısıyla doğal yollarla vücudun kendi salgısını arttıracak davranış kalıplarına geçilmesi daha uygun olur.

Doç.Dr.Ergun Çetinkaya
-Alıntı

Bitki Alemi kategorisinde yayınlandı. Etiketler: . Leave a Comment »

Çocuğunuza Bu İlacı Sakın Vermeyin…

Smiling Girl with Hands Covered in Paint --- Image by © Royalty-Free/Corbis

Smiling Girl with Hands Covered in Paint — Image by © Royalty-Free/Corbis

Ecza dolabınızı kontrol edin evinizde bu ilaçlar varsa tehlikedesiniz, Dünya Sağlık Örgütü (WHO) uyarıyor bileşiminde ’Dekstrometorfan’ bulunan öksürük şuruplarınız varsa çöpe atın. Bileşiminde ’Dekstrometorfan’ bulunan öksürük şuruplarının toplatılmasına karar verildiği haberleri üzerine Sağlık Bakanlığı’ndan açıklama geldi.
Dekstrometorfan içeren ilaçlar;
ACTIDEM (Şurup)
BENAFED (Şurup)
BENICAL (Şurup)
BENICAL COLD (Lak Tablet)
BRONKAR-A (Şurup)
DEFEKS (Şurup)
DEKSAN (Şurup)
DORFAN (Şurup)
METORFAN (Draje)
RHINOTUSSAL Mikropellet Kapsül
RHINOTUSSAL Süspansiyon
TRİATÜS (Şurup)
TYLOL Cold (Şurup)
VICKS Medinait (Şurup)
VICKS Vapodry (Şurup)
WİNTUS (Draje)
Sağlık Bakanlığı Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumu Başkanlığı’ndan ilgili yerlere ‘çok acele’ koduyla gönderilen resmi yazıya göre; Dünya Sağlık Örgütü’nün (WHO) resmi web sitesinde ‘dekstrometorfan’ içeren öksürük şuruplarının kullanımına bağlı olduğu düşünülen ölümlerle ve ciddi advers etkilerle sonuçlanan olaylar görüldü. Sağlık Bakanlığı, ‘dekstrometorfan’ içeren öksürük şuruplarının kullanılmaması gerektiğini açıkladı. Dünya Sağlık Örgütü’nün (DSÖ) resmi internet sitesinde ‘dekstrometorfan’ içeren öksürük şuruplarının kullanımına bağlı olduğu düşünülen ölümler ve ciddi rahatsızlıklar yaşandığı bilgilerinin yer aldığına dikkat çeken bakanlık, 81 ildeki tüm eczacılara ‘çok acele’ koduyla bir yazı gönderdi. Yazıda ‘dekstrometorfan’ adlı etken madden yer alan yerli ya da ithal tüm ilaçların piyasadan geri çekilmesi gerektiği ifade edildi.
Sağlık Bakanlığı Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumu Başkanlığı’ndan İlaç Endüstrisi İşverenleri Sendikası, Türkiye İlaç Sanayicileri Derneği, Türk Eczacılar Birliği, Araştırmacı İlaç Firmaları Derneği, Ecza Depocuları Derneği, Gelişimci İlaç Firmaları Derneği ve Tüm Eczacı Kooperatifleri Birliği’ne ‘çok acele’ koduyla resmi bir yazı gönderdi. İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumu Başkan Yardımcısı Güven Artıran imzalı yazıda, Dünya Sağlık Örgütü’nün resmi internet sitesinde ‘dekstrometorfan’ içeren öksürük şuruplarının kullanımına bağlı olduğu düşünülen ölümlerle ve ciddi advers etkilerle sonuçlanan olayların yaşandığı kaydedildi. Konuyla ilgili yapılan araştırmaların sonucunda olaylara ‘levometorfan ile kontamine dekstrometorfan’ içeren öksürük şuruplarının kullanımının sebep olduğunun düşünüldüğü vurgulandı. Dekstrometorfan adlı etken maddenin Konduskar Laboratories Private Limited, Kolhapur, Hindistan’da üretildiği, buradan ithal edilen dekstrametorfan adlı etken maddenin spesifikasyonlarına uygunluğunun kontrol edilmesi gerektiği konulu alarm yayınlandığı hatırlatıldı.
Adı geçen üretim yerinden Türkiye’ye dekstrometorfan adlı etken maddenin ithal edilip- edilmediğinin bildirilerek, ediliyor ise ithalatının durdurulması gerektiğinin altı çizilen yazıda şu ifadelere yer verildi: “Adı geçen üretim yerinden ithal edilen söz konusu etken madde kullanılarak üretilen ürün olup- olmadığının ve/veya adı geçen üretim yerinde üretilmiş ürünlerinin ithal edilip edilmediğinin bildirilmesi ve varsa kullanılmamasının gerektiğinin, adı geçen üretim yerinde üretilmiş dekstrometorfan adlı etken madde yer alan yerli ya da ithal tüm müstahzarlarının ithalatının/üretiminin durdurularak, stoklarda bulunanlarının ülkemiz piyasasına verilmemesi ve piyasada mevcut tüm partilerinin, ilgili mevzuat doğrultusunda piyasadan geri çekilmesi ve kurumumuz ile irtibata geçilmesi gerekmektedir.”

SİZDE PAYLAŞIN HERKES ÖĞRENSİN..

Kaynak: gönül sofrası

Ortaya Karışık kategorisinde yayınlandı. Leave a Comment »

DEDİ : bir daha evlenmeyi düşündün mü?

3796ee_Gelinlik_507[1]

DEDİ : bir daha evlenmeyi düşündün mü?
DEDİM : düşündüm tabi…
zaman zaman düşünüyorum da
ama aynı zamanda korkutucu geliyor

DEDİ : Hani cesurdun
DEDİM : tek başıma uçurumdan atlayacak halim yok

DEDİ : atlama
DEDİM : elimi tutan olursa düşünürüm
DEDİ : güzel söz
elini tutan olursa düşmezsin zaten
DEDİM : ben de bunu beğendim bak
Litsi Arditi bu “DEDİ”‘yi al derim ben de sana:-))
Al bunu sen al dinle beni:-))
İcraat gördükten sonra ama!!:-))