İçimizde ne tür enerjiler vardır ?
Sevgi enerjisi ki bu pozitif enerji dediğimiz kategoridedir. Pozitif enerji dediğimiz de içine daha çok şey koyabiliriz. İnsanın kendini ifade ederken kullandığı kelimelerden tutunda, başkasına karşı gösterdiği saygı da bu kategoridedir. Bir insanın sabah evden hayata kendini yavaşça bırakırcasına evinden çıkarken başlayan süreçte kendini iyi hissetme, bakımlı bir halde dışarı çıkması, gözü pek karnı tok deyimindeki gibi kendinden emin bir şeylere koşturması ve akşama kadar kendini gerçeklemeye çalışması, hep bunlar pozitif bir enerji boyutu içinde değerlendirilebilir.
Bu enerjinin negatifine de, evden olumsuz çıkmak ve evden çıkamamak olarak da bakabiliriz. Kendini gerçekleştirmemek ve kendini gerçekleştirirken başkalarına saygı duymamak, öfkeli olmak, başkalarına iyi davranmamak, doyumsuz olmak gibi bir çok enerji biçimlerini de negatif boyutta sınıflandırabiliriz. Nefret, umutsuzluk, kin bu anlamda dönüşmüş ve bozulmuş bir sevgi enerjisidir.
Enerjimiz nasıl bozulur?
Enerjimiz içimizde işlev görmediği, bize yansıma almadığı, hayata akmadığı, iş görmediği, miskinleştiği, harekete geçmediği, olumsuz düşüncelerle ve duygularla etkileştiği her durumda bozulur.İçimizdeki yaşam enerjisinin bozulması, yani dönüşmesi veya düşmesi hep kendi enerji biçimimizle uyumlu olmayan temaslarla, günlük aktivitelerle eksilme yoluyla içimizde oluşan durumdur. İçimizdeki yaşam enerjisi en fazla negatif bir enerjiyle temasta bozulur. Birden kendimizi güçsüz hissederiz. İşte o zaman aldığımız etki bizim yaşam enerjimizi dönüştürdüğü, eksilttiği yani enerjimizi negatif hale veya düşük bir duruma getirdiğini anlamalıyız. Tam bu durumda içimizdeki duyguları yakaladığımızda nefret duygusu varsa iç enerjimiz negatifleşmiştir. Acı hissedip kendi içimizde güvensizlik varsa bu kez enerjimiz düşürülmüştür…
O yüzden böyle ortamlardan mümkün oldukça uzak durmalı, meditasyon, spor gibi aktivitelerle de içsel enerjimizi yukarda tutmaya bakmalıyız…
İki Budist rahip ormanda yürüyorlarmış. Birden arkalarından koşarak gelmekte olan bir Fil sürüsü görmüşler. Yaşlı rahip hemen büyük bir ağacın arkasına saklanmış.
Genç rahip ise hiç istifini bozmadan olduğu yerde durmuş. Filler genç rahibi ağır şekilde yaralayarak geçip gittikten sonra yaslı rahip, genç rahibin yanına gelmiş ve ona. —Fillerin geldiğini gördüğün halde neden kaçmadın? demiş.
Genç rahip. —O filler sadece bir illüzyon, demiş
Yaslı rahip söyle yanıtlamış: -O filler sadece bir illüzyonsa unutma ki sen de ayni illüzyondasın…
1)öncelikle şu hayat çizgisinin ne kadar yaşayacağınızı gösterdiği söylentisini unutun. Hayat çizgisi, daha çok hayatın nasıl geçeceğini, nerelerde krizlerin olacağını gösterir.
Hayat çizgisi, baş parmak ile işaret parmağı arasında bir yerden başlar ve bileğe doğru döner. Şimdi lütfen önce resim 1’e ve sonra kendi elinize bakın. Hayat çizginiz kırmızı çizgide olduğu gibi dik ve düz mü? O zaman sizin için şu geçerli diyebiliriz: Herşeyi aklınızla çözmeye çalışıyorsunuz. Kendinizi biraz daha rahat bırakın ve duygularınızı dinleyin. Yoksa yaşamınız stres içerisinde geçecek. Hayat çizginiz, mavi çizgi gibi, yuvarlak ve uzun mu? O zaman, güç ve iktidar açısından şanlısınız. Ama nedense duygularınızın çok fazla etkisindesiniz. Biraz da aklınızı kullanmalısınız. Hayatınıza şöyle bir bakın. Pişman olduğunuz çoğu şeyde duygularınızın esiri olduğunuzu göreceksiniz. Yani akıl var, mantık var. Biraz bunlara da rağbet göstermelisiniz
2)Çoğu hayat çizgisi bu iki ekstremin arasında gidip gelir. Çizgi dikleştikçe elin sahibi daha akılcı, yuvarlaklaştıkça daha duygusal olur.
Hayat çizginiz, ikinci resimdeki lila çizgi gibi, birçok yol ayrımı, zikzaklar vesaire içeriyorsa, hayatınız hep aşağı yukarı oynayarak geçecek. Krizlerden sonra mutlu günler, sonra yine stresler, sonra yine huzur. Biri gelip biri gidecek. Bunun iyi tarafı, çelik gibi sinirleriniz olacak ve herkesten daha fazla şey yaşayacaksınız. Sizinle aynı yaştaki insanlardan her zaman daha bilge, daha olgun olacaksınız
3)Hayat çizginiz üçüncü resimdeki pembe çizgi gibi kısacık mı? Paniğe kapılmanıza gerek yok. Bu kısa bir yaşamınız olacak demek değil. Sadece biraz aksiyon eksikliğini gösteriyor. Sakin bir yaşam sürmeye meyillisiniz. Eğer bu hoşunuza gidiyorsa, herşey normal. Ama sıkılıyorsanız, mesela bu hayat çizgisine sahip, ama sivri elliyseniz, bir şeyler yapmayı deneyin. Eğlenmekten ya da eğlenememekten korkmayın.
Resimdeki yeşil çizgi gibi hayat çizginizde bir kesik varsa, bu bir yerlerde büyük bir süpriz var demektir. Hayır illa trafik kazası demek olmuyor. Pozitif ya da negatif olabilir, ama bir gün hayatınız tamamen değişecek (ya da değişti bile). Heyecanlanmaya hakkınız var.
4)Kafa Çizgisi:
İkinci en önemli çizgi kafa çizgisi. Kişinin inanç, yaşam felsefesi, hayata yaklaşımı, zekası ve mentalitesini temsil ediyor. Hayat çizgisinin hemen üstünden başlıyor ve avucun içinde yatay olarak devam ediyor.
Hemen şunu söyleyelim, kafa çizginiz çift ise vay halinize… Ruhsal yönünüz çok kuvvetli. Belki de spiritüel bir lider olacaksınız.
Kafasal çizginizin üzerindeki diğer ufak çizgiler, felsefenizde ya da hayat görüşünüzdeki değişiklikleri temsil ediyor. Çizgiyi üçe bölersek, ilk üçte bir gençliğinizi, ikinci üçte bir yetişkin yaşantınızı, üçüncü de yaşlılığınızı temsil ediyor.
Hayat çizginiz ile kafa çizginizin birbirine yakınlığı, beyninizin vücudunuzu ne kadar kontrol ettiği ile ilişkili. Örneğin birlikte başlıyorlar ya da yapışıklarsa, aklınız vücudunuzu iyi kontrol ediyor demek. Alabildiğine ayrılarsa, macera dolu bir yaşam süreceksiniz demek, çünkü bazen aklınızı değil, sadece vücudunuzu düşüneceksiniz.
Avucun içinde yatay olarak düz ve derin giden bir çizgi, düzgün ve mantıklı bir düşünce yapısını gösteriyor. Çizgi ne kadar düzse, o kadar gerçekçi düşünüyorsunuz. Ne kadar derinse hafızanız o kadar kuvvetli…
Kafa çizgisi dalgalı ise, bu kısa dönem hafızanızın çok iyi olmadığını gösteriyor. Sıkılgan bir yapınız var. Ama bu kesinlikle zeki değilsiniz demek değil.
Kafa çizginiz kısa ve yukarı dönükse, bu yine dalgalı çizgide olduğu gibi, dağınık bir düşünce yapısına sahip olduğunuzun işareti. Uzun ama aşağı dönük bir çizgi, yaratıcılığı, uzun ama yukarı dönük bir çizgi, kolay hatırlayabilen iyi bir hafızayı gösteriyor.
5) Kader çizgisi
Avucun altında, hayat çizgisinin yanından orta parmağa doğru çıkan çizgi, kader çizginiz.Bu çizgi dış dünyanın hayatınıza etkileriyle ilgili.Eğer çifte çizgiyse yine çok şanslısınız. Hayır gerçekten şanslısınız. Bol bol toto, loto oynayın
Eğer çizginiz resimdeki mavi çizgi gibi, düzgün ve kesintisizse hayallerinizin çoğuna kavuşacaksınız demek. Bunun sebebi ne istediğinizi bilmeniz ve bunlara kavuşacak güce sahip olmanız. Yok eğer çizginiz resimdeki kırmızı çizgi gibi, parçalıysa, şans katsayınız biraz az, bu yüzden daha sağlamcı düşünmeniz, önemli şeyleri iyi planlamanız, murphy kanunlarını anayasanız yapmanız gerekiyor
Kader çizginiz bir ya da iki kere açık ve seçik şekilde kesiliyor mu? Bu hayatınızın bir yerinde pozitif ya da negatif, çok önemli bir değişiklik olacağının işareti. Büyük ihtimalle kariyer değişikliği. Bir mesleği tamamen bırakıp yeni bir meslek icra etmeye başlamak gibi. Kader çizgisini de kafa çizgisi gibi hayatınızın 3 evresine bölerek bu değişikliğin kabaca hangi 30 yılda olacağını kestirebilirsiniz
not: eğer yazıya ilgi olursa pek yakında ikinci bölümü yayınlayacağım…
alıntı
Bir zamanlar, büyük bir dağda kartallar yuva yaparlarmış. Bir kartal da 4 tane yumurtası ile bu dağda yaşıyormuş. Bir gün bir deprem olmuş. Ve yumurtalardan bir tanesi dağdan yuvarlana yuvarlana vadide yer alan bir çiftliğe kadar düşmüş. Bu çiftlik bir tavuk çiftliğiymiş. Çiftlikteki tavuklar, bu değişik ve normalden büyük yumurtayı sahiplenmeye karar vermişler. Yaşlı bir tavuk bu yumurtayı ve içinden çıkacak yavruyu, koruması altına almış. Bir gün, küçük kartal doğmuş. Çevresinde tavukları görmüş ve kendini bir tavuk zannetmiş. Bütün tavuklar da ona bir tavuk gibi davranmışlar.
Ailesini de çok seviyormuş. İçinden, bazen, “ben kimim?” sorusu geçiyormuş. Ama o bir tavukmuş. Bunu böyle bilmeliymiş. Birgün çiftlikte oyun oynarlarken, yukarı baktığında bir grup kartalın özgürce uçtuklarını görmüş. “Aman Allah’ım, ne kadar güzel uçuyorlar. Ben de onlar gibi uçmayı çok isterdim” demiş. Tavuklar, bu düşünceye hep birlikte gülmüşler. “Sen bir tavuksun ve tavuklar uçamazlar” demişler. Küçük kartal, artık daha sık gökyüzüne bakıyor ve uçan kartallar gibi uçmak, özgür olmak istiyormuş. Ne zaman bu düşüncesinden arkadaşlarına, ailesine bahsetse, hep şu cevabı alıyormuş.
“Sen bir tavuksun. Bırak bu hayalleri.” Zamanla, küçük kartal da bu düşünceyi kabul etmiş. Hayal kurmaktan vazgeçmiş ve hayatını bir tavuk olarak yaşamaya karar vermiş. Ve hayatının sonu geldiğinde de bir tavuk! olarak ölmüş.
Kıssadan hisse: Ne olduğunu düşünürsen, o olursun. Eğer, hayatınızın herhangi bir zamanında, kartal olma hayalini kurarsanız, hayallerinizi takip edin. Tavukların sözlerini değil.
Birden fazla renklerdeki balonların eşlerini uygun yerlerde biriktirerek patlamalarını sağlamalısınız. Balonu Aynı Renktekilerin İçine Atarak Patlatmaya çalışıyorsunuz. İyi eğlenceler..
KURAL 1: “Karşına çıkan kişiler her kimse, doğru kişilerdir. Bunun anlamı şudur, hayatımızda kimse tesadüfen karşımıza çıkmaz. Karşımıza çıkan, etrafımızda olan herkesin bir nedeni vardır, ya bizi bir yere götürürler ya da bize bir şey öğretirler.
KURAL 2: “Yaşanmış olan her ne ise, sadece yaşanabilecek olandır. Hiç bir şey, hem de hiç bir şey yaşadığımız şeyi değiştiremezdi. Yaşadığımızın içindeki en önemsiz saydığımız ayrıntıyı bile değiştiremeyiz. ‘Şöyle yapsaydım, böyle olacaktı’ gibi bir cümle yoktur. Hayır, ne yaşandıysa, yaşanması gereken, yaşanabilecek olandır, dersimizi alalım ve ilerleyelim diye. Her ne kadar zihnimiz ve egomuz bunu kabul etmek istemese de, hayatımızda karşılaştığımız her olay, mükemmeldir.”
KURAL 3: ” İçinde başlangıç yapılan her an, doğru andır. Her şey doğru anda başlar, ne erken ne geç. Hayatımızda yeni bir şeyler olmasına hazırsak, o da başlamaya hazırdır.
KURAL 4: “Bitmiş olan bir şey bitmiştir. Bu kadar basittir. Hayatımızda bir şey sona ererse, bu bizim gelişimimize hizmet eder. Bu yüzden serbest bırakmak, gitmesine izin vermek ve elde etmiş olduğun bu tecrübeyle ileriye doğru bakmak daha iyidir.
Acınız anlayışınızı saklayan kabuğun kırılışıdır…
Nasıl bir meyvenin çekirdeği; kalbi güneş’i görebilsin diye kabuğunu kırmak zorundaysa siz de acıyı bilmelisiniz…
Ve eğer kalbinizi hayatınızın günlük akışını hayranlıkla izlemek üzere açarsanız acınızın neşenizden hiç de daha az harikulade olmadığını göreceksiniz…
Ve kırlarınızın üstünden mevsimlerin geçişini kabul ettiğiniz gibi aynı doğallıkla kalbinizin mevsimlerini de onaylayacaksınız. Ve kederinizin kışını da pencerenizden huzur içinde seyredeceksiniz. Acılarınızın çoğu sizin tarafınızdan seçilmiştir..
Acınız aslında içinizdeki doktorun hasta yanınızı iyileştirmek için sunduğu “acı” ilaçtır..
Halil Cibran
ISPANAK GRATEN
2 demet ıspanak
2 adet orta boy patates
1 avuç galeta unu
1 kahve fincanı süt
1 çorba kaşığı sıvıyağ
4-5 dilim kaşar peyniri
karabiber
tuz
Patatesler haşlanır, ıspanaklar temizlenir, yıkanır, az suda haşlanır, daha sonra fırın kabına aktarılır, üzerine haşlanmış ezilmiş patates yerleştirilir. Karabiber, tuz serpilir. Galeta unu serpildikten sonra kaşar dilimleri konur, 180 derece fırında kaşarlar eriyene kadar pişirilir.
yemeksa