Karo to daro mat, aur daro to karo mat.

Hint atasözü: Yapıyorsan korkma, Korkuyorsan yapma

Ruhsal Büyüme... kategorisinde yayınlandı. Leave a Comment »

hemen efendim…

Karikatür kategorisinde yayınlandı. Leave a Comment »

İlkbaharda pabuçlarımı fırlatır atardım ,Ve sonbahar bitene kadar yürürdüm çıplak ayaklarla

Eğer, yeniden başlayabilseydim yaşamaya,

 İkincisinde, daha çok hata yapardım

Kusursuz olmaya çalışmaz, sırtüstü yatardım

 Neşeli olurdum, ilkinde olmadığım kadar,

Çok az şeyi Ciddiyetle yapardım …

Temizlik sorun bile olmazdı asla

Daha çok riske girerdim

Seyahat ederdim daha fazla

 Daha çok güneş doğuşu izler,

Daha çok dağa tırmanır, daha çok nehirde yüzerdim

Görmediğim bir çok yere giderdim

Dondurma yerdim doyasıya ve daha az bezelye

Gerçek sorunlarım olurdu hayali olanların yerine

Yaşamın her anını gerçek ve verimli kılan insanlardandım ben

 Yeniden başlayabilseydim eğer, yalnız mutlu anlarım olurdu

 Farkında mısınız bilmem

Yaşam budur zaten

Anlar, sadece anlar

Siz de anı yaşayın

Hiçbir yere yanında termometre, su, şemsiye ve paraşüt almadan,

 Gitmeyen insanlardandım ben

Yeniden başlayabilseydim eğer, hiçbir şey taşımazdım

Eğer yeniden başlayabilseydim,

İlkbaharda pabuçlarımı fırlatır atardım

Ve sonbahar bitene kadar yürürdüm çıplak ayaklarla

Bilinmeyen yollar keşfeder, güneşin tadına varır,

Çocuklarla oynardım, bir şansım olsaydı eğer

Ama işte 85′indeyim ve biliyorum

 ÖLÜYORUM

 Arjantin-1985 Jorge Luis Borges
Şiir kategorisinde yayınlandı. Leave a Comment »

Evreni öğrendim. Sonra evreni aydınlatmanın yollarını öğrendim. Sonunda evreni aydınlatabilmek için önce çevreni aydınlatabilmek gerektiğin öğrendim.

Sonsuz bir karanlığın içinden doğdum. Işığı gördüm, korktum. Ağladım. Zamanla ışıkta yaşamayı öğrendim.

Karanlığı gördüm, korktum. Gün geldi sonsuz karanlığa uğurladım sevdiklerimi… Ağladım. Yaşamayı öğrendim. …

Doğumun, hayatın bitmeye başladığı an olduğunu; aradaki bölümün, ölümden çalınan zamanlar olduğunu öğrendim.

  Zamanı öğrendim.   Yarıştım onunla…   Zamanla yarışılmayacağını, zamanla barışılacağını, zamanla öğrendim… İnsanı öğrendim.

 Sonra insanların içinde iyiler ve kötüler olduğunu…   Sonra da her insanın içinde   iyilik ve kötülük bulunduğunu öğrendim.

 Sevmeyi öğrendim.   Sonra güvenmeyi…   Sonra da güvenin sevgiden daha kalıcı olduğunu,   sevginin güvenin sağlam zemini üzerine kurulduğunu   öğrendim.

 İnsan tenini öğrendim.   Sonra tenin altında bir ruh bulunduğunu…   Sonra da ruhun aslında tenin üstünde olduğunu öğrendim..

  Evreni öğrendim. Sonra evreni aydınlatmanın yollarını öğrendim.   Sonunda evreni aydınlatabilmek için önce çevreni   aydınlatabilmek gerektiğin öğrendim.
Ekmeği öğrendim.   Sonra barış için ekmeğin bolca üretilmesi gerektiğini.   Sonra da ekmeği hakça üleşmenin,   bolca üretmek kadar önemli olduğunu öğrendim.

 Okumayı öğrendim.   Kendime yazıyı öğrettim sonra…   Ve bir süre sonra yazı, kendimi öğretti bana…
Gitmeyi öğrendim.   Sonra dayanamayıp dönmeyi…   Daha da sonra kendime rağmen gitmeyi… Dünyaya tek başına meydan okumayı öğrendim genç yaşta…

Sonra kalabalıklarla birlikte yürümek gerektiği fikrine vardım. Sonra da asıl yürüyüşün kalabalıklara karşı olması gerektiğine aydım.

 Düşünmeyi öğrendim.   Sonra kalıplar içinde düşünmeyi öğrendim.   Sonra sağlıklı düşünmenin kalıpları yıkarak düşünmek   olduğunu öğrendim.

 Namusun önemini öğrendim evde…   Sonra yoksundan namus beklemenin namussuzluk olduğunu;   gerçek namusun, günah elinin altındayken, günaha el   sürmemek olduğunu öğrendim.

Gerçeği öğrendim bir gün…   Ve gerçeğin acı olduğunu…   Sonra kararında acının, yemeğe olduğu kadar hayata da lezzet kattığını öğrendim.

  Her canlının ölümü tadacağını, ama sadece bazılarının hayatı tadacağını öğrendim.

 Ben dostlarımı ne kalbimle ne de aklımla severim.   Olur ya…   Kalp durur…   Akıl unutur…

 Ben dostlarımı ruhumla severim.   O ne durur, ne de unutur…

  MEVLANA

Düşlediğim kadar insanım, insan olduğum kadar hatalı, hatalı olduğum kadar gerçeğin peşinde.

Düşlediğim kadar insanım, insan olduğum kadar hatalı, hatalı olduğum kadar gerçeğin peşinde… işte ben buyum.

Kelimeler bazı şeyleri anlatır. Ama her şeyi yaşatmaz.

Bazen ben bile yabancı olurken kendime, sana nasıl anlatırım ki beni?

Neşeliyim diyeceğim, belki suratsızlığıma denk geleceksin…

Espriliyim diyeceğim, belki ağlamalarıma denk düşeceksin…

Özgürüm diyeceğim, belki tutsaklımlarımda yakalayacaksın beni…

Kendimi anlatıp da bir kalıba sığdırmak istemem düşüncelerimdeki beni.

Bazıları için herhangi biri.. Bazıları için vazgeçilmez biri..

Düşlediğim kadar insanım, insan olduğum kadar hatalı, hatalı olduğum kadar gerçeğin peşinde.

İŞTE BEN BUYUM…..

Ruhsal Büyüme... kategorisinde yayınlandı. Leave a Comment »

İt ürür, kervan yürür…

 

Eedepsiz, bayağı, kavgacı,tacizci, kötü niyetli kişiler iyi şeylerin yapılmasını engellemeye çalışırlar.

Ancak iyilik, güzellik, adaletle iş görmek bizi her zaman için başarıya kavuşturur, böyle kimselerin engellemeleri güzel sonuca ulaşmaktan bizi alıkoyamaz.

Ruhsal Büyüme... kategorisinde yayınlandı. Leave a Comment »

‎”Hiçbir şey yozlaşan insandan daha çirkin değildir.”

 

”Hiçbir şey yozlaşan insandan daha çirkin değildir.”

Nietzsche – Aforizmalar

Üstesinden gelinmesi gereken zorluklar olmasaydı, insanoğlu en büyük zenginliği olan başarılarından tat alma duygusunu yitirirdi.

 

Üstesinden gelinmesi gereken zorluklar olmasaydı, insanoğlu en büyük zenginliği olan başarılarından tat alma duygusunu yitirirdi.

Derin ve karanlık vadiler olmasaydı, dağların dorukları o kadar güzel olmazdı.”

~Helen Keller~

Bir kapı kapandığında mutlaka bir diğeri açılır…

* Yaşamdaki tüm acılarını atlatabilirsin her şeye rağmen mutlu olmayı başarabilirsin istersen kötü alışkanlıklarını bırakabilir ve her zaman yeniden başlayabilirsin.

* Bugün hayata yeniden başla! İlk adımın kendini bağışlamak olsun!

* Tıpkı kasvetli ve bulutlu bir havanın ardından kendini gösteren güneş gibi olabilirsin. … Ve aynı güneş gibi ay gibi her gün ve her gece bıkmadan usanmadan yeniden doğabilirsin.

* Asla tecrübe kazanmaktan kaçma… Ne kadar zor olursa olsun yeniden ayağa kalk ve devam et! İnan bana o tecrübelere ihtiyacın var…

* Unutma! Yapılacak daha nice yeni hatalar var öğrenilecek daha nice yeni dersler var tekrar tekrar aynı hatalara düşmek niye?

* Unutma! Her şey sende gizli.

* Hayatın kötü bir yola girmişse direksiyondakinin sen olduğunu hatırla!

* Kendini yalnız hissettiğin kadar yalnız güçlü hissettiğin kadar güçlüsün. Seçimi yapacak olan sensin

Ruhsal Büyüme... kategorisinde yayınlandı. 2 Comments »

Hayat, küçücük şeylerden meydana gelen kocaman bir demettir…!

Hayat, küçücük şeylerden meydana gelen kocaman bir demettir…!

~Oliver Wendell Holmes

Sizce ne düşünüyor olabilir???

Ortaya Karışık kategorisinde yayınlandı. Leave a Comment »

Ne görüyorsunuz…

Ortaya Karışık kategorisinde yayınlandı. 2 Comments »

Zenginlik nedir üzerine kısa bir öykü…

Yırtık pırtık paltolar giymiş iki çocuk kapımı çaldılar.

“Eski gazeteniz var mı, bayan?” … … Çok işim vardı. Önce hayır demek istedim, ama ayaklarına gözüm ilişince sustum. İkisinin de ayaklarında eski sandaletler vardı ve ayakları su içindeydi. “İçeri girin de, size kakao yapayım” dedim. Hiç konuşmuyorlardı. Islak ayakkabıları halıda iz bırakmıştı. Kakaonun yanında reçel ekmek de hazırladım onlara, belki dışarıdaki soğuğu unutturabilir, azıcık da olsa ısıtabilirdim minikleri.

Onlar şöminenin önünde karınlarını doyururken ben de mutfağa döndüm ve yarıda bıraktığım işlerimi yapmaya koyuldum. Fakat oturma odasındaki sessizlik dikkatimi çekti bir an ve başımı uzattım içeriye. Küçük kız elindeki boş fincana bakıyordu. Erkek çocuğu bana döndü ve “Bayan, siz zengin misiniz?” diye sordu. “Zengin mi?Yo hayır!” diye yanıtlarken çocuğu, gözlerim bir an yağımdaki eski terliklere kaydı.

Kız elindeki fincanı tabağına dikkatle yerleştirdi ve “Sizin fincanlarınız ve fincan tabaklarınız takım” dedi. Sesindeki açlık, karın açlığına benzemiyordu. Sonra gazetelerini alıp çıktılar dışarıdaki soğuğa. Teşekkür bile etmemişlerdi, ama buna gerek yoktu. Teşekkür etmekten daha öte bir şey yapmışlardı. Düz mavi fincanlarım ve fincan tabaklarım takımdı. Pişirdiğim patateslerin tadına baktım.

Sıcacıktı patatesler, başımızı sokacak bir evimiz vardı. Bir eşim vardı ve eşimin de bir işi. Bunlar da fincanlarım ve fincan tabaklarım gibi bir uyum içindeydi. Sandalyeleri şöminenin önünden kaldırıp, yerlerine yerleştirdim. Çocukların sandaletlerinin çamur izleri halının üzerindeydi hala. Silmedim ayak izlerini. Silmeyeceğim de. Olur ya unutuveririm ne denli zengin olduğumu . . .

Ruhsal Büyüme... kategorisinde yayınlandı. Leave a Comment »

BEN TÜM BU YAŞANANLARDAN NE ÖĞRENDİM.

PİŞMANLIKLARIN AŞAĞI ÇEKEN ENERJİSİNİ DÖNÜŞTÜRMEK İÇİN…

BEN BUNCA YAŞADIĞIM ŞEYDEN NE ÖĞRENDİM sorusuyla KENDİMİZE GERİ BİLDİRİM VERELİM. Geri bildirim vermek, kendimizi yerden yere vurarak, dövünerek sıfırlamak ve eleştirmek değildir.

Geri bildirim, ŞU OLAYDA BUNLARI BUNLARI YAŞADIN VE BUNLAR GERÇEKLEŞTİ. Aynı olayı bir kez daha yaşasaydın, NELERİ FARKLI YAPARDIN. Tek tek, yaşananları ele alıp, bu olaydaki pişmanlığı, bir öğrenme sürecine döndürüp, ordaki enerjiyi de negatiften pozitife çevirelim.

BEN TÜM BU YAŞANANLARDAN NE ÖĞRENDİM.

BU GÜN AYNI ŞEYLERİ YAŞASAM NELERİ FARKLI YAPARDIM.

NELERİ FARKLI YAPINCA NASIL HİSSEDERDİM.

 OLAYLAR NASIL GELİŞİRDİ.

BEN BU OLAYDA NELERİ DOĞRU YAŞADIM.

YENİDEN YAŞASAM NE KATKILAR YAPARDIM.

Bütün bu yaşananları öğrenme sürecime katkılarından dolayı sevgiyle kabul ediyor ve kendimi onaylıyorum. Yaşananları bana öğrettiklerinden dolayı sevgiyle hatırlamayı seçiyorum.

Yüksel Kök
Ruhsal Büyüme... kategorisinde yayınlandı. Leave a Comment »

Hayatın esas dengesi hakedene hak ettiği şekilde davranmasını bilmektir…

Tabi ki bizler için saygı, höşgörü, yardımlaşma, sevgi, empati esastır. Ama biz bu tavır içindeyken karşı taraf bizim bu yumuşak tavırlarımızdan cesaret alıp başımıza çıkıyorsa, bizi rahatsız ediyorsa, saygısızlık yapıyorsa, taciz ediyorsa tabi ki bu tavır yüz seksen derece dönmelidir.

Hayatın esas dengesi hakedene hak ettiği şekilde davranmasını bilmektir. Ne ağzımız yandı diye yoğurdu üflemeliyiz, ne de çok hoşgörülüyüz diye herkesin her isteğine evet demeliyiz. Sınırlarımızı çizmesini bilmeli ve korumalıyız. Güç, cesaret ve adalet daima doğrunun yanındadır.

Anette İnselberg

Çalakalem Laflarım... kategorisinde yayınlandı. Leave a Comment »