Hint atasözü: Yapıyorsan korkma, Korkuyorsan yapma
Hint atasözü: Yapıyorsan korkma, Korkuyorsan yapma
Düşlediğim kadar insanım, insan olduğum kadar hatalı, hatalı olduğum kadar gerçeğin peşinde… işte ben buyum.
Kelimeler bazı şeyleri anlatır. Ama her şeyi yaşatmaz.
Bazen ben bile yabancı olurken kendime, sana nasıl anlatırım ki beni?
Neşeliyim diyeceğim, belki suratsızlığıma denk geleceksin…
Espriliyim diyeceğim, belki ağlamalarıma denk düşeceksin…
Özgürüm diyeceğim, belki tutsaklımlarımda yakalayacaksın beni…
Kendimi anlatıp da bir kalıba sığdırmak istemem düşüncelerimdeki beni.
Bazıları için herhangi biri.. Bazıları için vazgeçilmez biri..
Düşlediğim kadar insanım, insan olduğum kadar hatalı, hatalı olduğum kadar gerçeğin peşinde.
İŞTE BEN BUYUM…..
Eedepsiz, bayağı, kavgacı,tacizci, kötü niyetli kişiler iyi şeylerin yapılmasını engellemeye çalışırlar.
Ancak iyilik, güzellik, adaletle iş görmek bizi her zaman için başarıya kavuşturur, böyle kimselerin engellemeleri güzel sonuca ulaşmaktan bizi alıkoyamaz.
”Hiçbir şey yozlaşan insandan daha çirkin değildir.”
Nietzsche – Aforizmalar
Üstesinden gelinmesi gereken zorluklar olmasaydı, insanoğlu en büyük zenginliği olan başarılarından tat alma duygusunu yitirirdi.
Derin ve karanlık vadiler olmasaydı, dağların dorukları o kadar güzel olmazdı.”
~Helen Keller~
* Yaşamdaki tüm acılarını atlatabilirsin her şeye rağmen mutlu olmayı başarabilirsin istersen kötü alışkanlıklarını bırakabilir ve her zaman yeniden başlayabilirsin.
* Bugün hayata yeniden başla! İlk adımın kendini bağışlamak olsun!
* Tıpkı kasvetli ve bulutlu bir havanın ardından kendini gösteren güneş gibi olabilirsin. … Ve aynı güneş gibi ay gibi her gün ve her gece bıkmadan usanmadan yeniden doğabilirsin.
* Asla tecrübe kazanmaktan kaçma… Ne kadar zor olursa olsun yeniden ayağa kalk ve devam et! İnan bana o tecrübelere ihtiyacın var…
* Unutma! Yapılacak daha nice yeni hatalar var öğrenilecek daha nice yeni dersler var tekrar tekrar aynı hatalara düşmek niye?
* Unutma! Her şey sende gizli.
* Hayatın kötü bir yola girmişse direksiyondakinin sen olduğunu hatırla!
* Kendini yalnız hissettiğin kadar yalnız güçlü hissettiğin kadar güçlüsün. Seçimi yapacak olan sensin
Hayat, küçücük şeylerden meydana gelen kocaman bir demettir…!
~Oliver Wendell Holmes
Yırtık pırtık paltolar giymiş iki çocuk kapımı çaldılar.
“Eski gazeteniz var mı, bayan?” … … Çok işim vardı. Önce hayır demek istedim, ama ayaklarına gözüm ilişince sustum. İkisinin de ayaklarında eski sandaletler vardı ve ayakları su içindeydi. “İçeri girin de, size kakao yapayım” dedim. Hiç konuşmuyorlardı. Islak ayakkabıları halıda iz bırakmıştı. Kakaonun yanında reçel ekmek de hazırladım onlara, belki dışarıdaki soğuğu unutturabilir, azıcık da olsa ısıtabilirdim minikleri.
Onlar şöminenin önünde karınlarını doyururken ben de mutfağa döndüm ve yarıda bıraktığım işlerimi yapmaya koyuldum. Fakat oturma odasındaki sessizlik dikkatimi çekti bir an ve başımı uzattım içeriye. Küçük kız elindeki boş fincana bakıyordu. Erkek çocuğu bana döndü ve “Bayan, siz zengin misiniz?” diye sordu. “Zengin mi?Yo hayır!” diye yanıtlarken çocuğu, gözlerim bir an yağımdaki eski terliklere kaydı.
Kız elindeki fincanı tabağına dikkatle yerleştirdi ve “Sizin fincanlarınız ve fincan tabaklarınız takım” dedi. Sesindeki açlık, karın açlığına benzemiyordu. Sonra gazetelerini alıp çıktılar dışarıdaki soğuğa. Teşekkür bile etmemişlerdi, ama buna gerek yoktu. Teşekkür etmekten daha öte bir şey yapmışlardı. Düz mavi fincanlarım ve fincan tabaklarım takımdı. Pişirdiğim patateslerin tadına baktım.
Sıcacıktı patatesler, başımızı sokacak bir evimiz vardı. Bir eşim vardı ve eşimin de bir işi. Bunlar da fincanlarım ve fincan tabaklarım gibi bir uyum içindeydi. Sandalyeleri şöminenin önünden kaldırıp, yerlerine yerleştirdim. Çocukların sandaletlerinin çamur izleri halının üzerindeydi hala. Silmedim ayak izlerini. Silmeyeceğim de. Olur ya unutuveririm ne denli zengin olduğumu . . .
Tabi ki bizler için saygı, höşgörü, yardımlaşma, sevgi, empati esastır. Ama biz bu tavır içindeyken karşı taraf bizim bu yumuşak tavırlarımızdan cesaret alıp başımıza çıkıyorsa, bizi rahatsız ediyorsa, saygısızlık yapıyorsa, taciz ediyorsa tabi ki bu tavır yüz seksen derece dönmelidir.
Hayatın esas dengesi hakedene hak ettiği şekilde davranmasını bilmektir. Ne ağzımız yandı diye yoğurdu üflemeliyiz, ne de çok hoşgörülüyüz diye herkesin her isteğine evet demeliyiz. Sınırlarımızı çizmesini bilmeli ve korumalıyız. Güç, cesaret ve adalet daima doğrunun yanındadır.
Anette İnselberg