İşte Evde Zencefil Yetiştirmenin Püf Noktası

citat[1]

 

 

Zencefilin saymakla bitmeyecek faydası var.
Yüz yıllarca yıldır doğal ilaç olarak kullanılması elbette tesadüf değil. İlaçlarda kullanılıyor, çayı içiliyor ve yemeklere de eklenebiliyor.
Evde de zencefil yetiştirebileceğinizi biliyor muydunuz?
Çok az bakım istiyor ve hızla yayılıyor.
Hemen bugün başlayın.

Zencefil nasıl yetiştirilir?

Tohumu veya kökü çiçekçilerde kolaylıkla bulunabiliyor.
Zencefilin olgunluğuna erişmesi 10 ay alıyor ve buza karşı dayanıksız. Yaşadığınız yer soğuksa evinizin içinde saksıya dikebilirsiniz.
Tek ihtiyacınız olan geniş bir saksı ve verimli toprak. Zencefil yatay olarak büyüdüğünden saksınızın geniş olması önemli.
Adım adım dikilişi
1- Zencefili geceden sıcak suda bekletin.
2- Kökleri yukarıya bakacak şekilde saksıya yerleştirin. Toprak kökleri en fazla 4-5 cm geçmeli.
3- Bolca sulayın.
4- Saksıyı orta sıcaklıkta bir yere koyun. Direk güneş ışığı almamalı.
5- Zencefili sprey şişesiyle sulayın ve nemli kalmasını sağlayın. Birkaç hafta içinde sonucu göreceksiniz.
3 aydan sonra hasat
3-4 ay sonra zencefillerin köklerini alabilirsiniz.
Zencefil ömür boyu hasat edilebilecek bir bitkidir. Tek yapmanız gereken bitkinizle iyi ilgilenmek.

Verdiğimiz talimatlara uyarak ömrünüz boyunca zencefil yetiştirebilirsiniz. Aynısı zerdeçal için de geçerli.

kAYNAK: NEWSNER

Bitki Alemi kategorisinde yayınlandı. 1 Comment »

Akıllı ve Başarılı İnsanların Diğer İnsanlarla Paylaşmadığı 7 Sır

beyaz-eldivenli-adam-filoji[1]

 

Akıllı insanların bildiği ama diğer insanlardan gizlediği birtakım gerçekler var. Fakat diğer insanlarla paylaşmamaları için de çok iyi sebepleri var.
Aslında akıllı insan tanımı kişiden kişiye göre değişebilir elbette. Genel olarak çevremizde gördüğümüz olaylar karşısında sakinlikle çözüme ulaşabilen, kendi hayatına odaklanmış ve ayağı yere sağlam basabilen insanlar akıllı insan olarak tabir ediliyor.

İşte kendini yetiştirebilmiş, akıllı insanların hayatla baş ederken herkesten sakladıkları birkaç sır.
1. Akıllı insanlar yalan söylediklerini anladıkları kişiyi kimseye söylemezler.

Çünkü o kişinin yalan söylediğini anladığını bildiğinde, gelecek zamanlarda gerçekleri daha farklı şekilde saklayacaklarını bilirler. Bu yüzden ne yalan söyleyen kişiye ne de çevresine bunu anladıklarını söylerler.
2. Diğer insanların yanlışlarını görmeye çalışmazlar.

Akıllı insanlar hatalardan birçok şey öğrenildiğini düşünürler. Başkasının hatasını bu yüzden gözlerine sokmaya kalkmazlar. Hatalarını onlara söyleyerek bundan ders çıkarmasını önlemezler. İnsanlara tecrübelerini aktararak onlara doğruyu göstermeye çalışmazlar. Onların kendi tecrübeleriyle gerçek doğruyu bulabileceklerine inanırlar.
3. Başarılarının sırrını söylemezler.

Çünkü başarılı olabilmenin yollarını ararken çok tecrübe yaşamışlardır. Yolun sonundaki ışığı bulmak ve ona varmak uğrunda çok çaba göstermişlerdir. Bu yüzden kendi birikimlerini kendilerine saklarlar. Zaten bu yüzden diğerlerinden daha başarılı olurlar.
4. Akıl hocalarını kimseye söylemezler.

Akıllı insanların da çözüme ulaşmakta zorlandığı sorunları olabilir. Bazı kriz dönemlerini nasıl yöneteceklerini bilemedikleri anlar olur. Böyle zamanlarda tavsiyelerine çok güvendikleri birinden yardım alabilirler. Fakat bunu kimseye söylemezler. Sanırım akıllı insanlar aynı zamanda da biraz kurnazlar.
5. İnsanlarla tartışırken dikkatli davranmaya çalışırlar.

 

Akıllı insanlar düşüncesizce bir eleştirinin diğer insanların kendine olan güvenini sarsacağını düşünerek hareket ederler ve kelimelerini ona göre seçerler. Birini eleştirmek için gerçekten yerinde bir durum veya zaman olup olmadığına dikkat ederler.
6. Az konuşur çok çalışırlar.

Akıllı insanlar konuşmaya daha az, çalışmaya daha çok zaman ayırırlar. Çünkü başarıya ulaşmada sürekli konuşmanın değil, çabaları uğrunda hareket etmenin önemli olduğunu bilirler.
7. İnsanlarla yakın olabilmek için bir çaba içerisine girmezler.

Akıllı insanlar girdikleri bir ortamda kendilerini sevdirmek için uğraşmazlar. İlgi çekmek için farklı bir insan gibi davranmazlar ya da soğuk tavırlar sergilemezler. Belli bir mesafeleri vardır ve insanları tanımaya çalışırlar. Böylece kime daha yakın davranmaları gerektiğine karar verir ve insanları hayatlarına seçerek alırlar. Bu da onların güvenli bir dostluk bağı kurmalarını kolaylaştırır. Herkesle aynı yakınlık derecesine sahip olmanın tehlikeli olduğunu bilirler.
Akıllı bir insan olmak aslında tecrübelerinizden neler öğrendiğiniz ile de ilgilidir. Çok konuşmanın bir önemi olmadığını da akıllı insanlar tecrübe ederek öğrenmişlerdir. Az ve yerinde konuşmak hem sizin saygınlığınızı arttırır, hem de tavsiyelerinizin daha çok dikkate alınmasını sağlar. Belki insanları böyle kalıba sokarak anlatmak bazı okurlara ters gelebilir. Fakat etrafınızdaki başarılı insanlara bakarsanız, çoğunda bu özellikleri görebilirsiniz.

Genelde sınıfımızda da en başarılı olan arkadaşlar bildiklerini çok paylaşmayanlardır. Hepimizin böyle arkadaşları olmuştur. Akıllı olmak biraz kurnaz ve gözü açık olmayı gerektiriyor olabilir. Hırsına kapılıp gitmediği sürece, kimsenin hedeflerine ulaşmada bir engeli yoktur.

Akıllı ve Başarılı İnsanların Diğer İnsanlarla Paylaşmadığı 7 Sır

Ruhsal Büyüme... kategorisinde yayınlandı. Leave a Comment »

109 Yaşındaki Kadın Uzun Ve Sağlıklı Yaşamanın Sırrını Açıkladı

109-yasindaki-kadin-0[1]

 

Antik çağlardan bu yana insanoğlu yaşam süresini uzatabilmek için birçok farklı yol ve yöntemi deniyor. Tabi ki doğal olarak ölüm kaçınılmaz bir son ancak şu da bir gerçek ki, farklı yaklaşımlar ve önlemlerle yaşam süresini kayda değer miktarda arttırmak gayet mümkün.
Uzun yaşamanın sırrı ne?
Bu soruya birçok bilim insanı farklı yanıt versede, hiçbirinin verdiği yanıt uzun yaşamayı başarmış birinin verdiği tavsiyelerden daha etkileyici olamıyor. İskoçya’nın en yaşlı kadını ünvanını elinde bulunduran 109 yaşındaki Jessie Gallan’a göre formül gayet basit; “Hergün yulaf ye ve erkeklerden uzak dur!”

Jessie Gallan, İngiliz Daily Mail gazetesinin kendisiyle yaptığı röportajda, uzun yaşamını neye borçlu olduğunu soran muhabirlere şöyle cevap veriyor; “Hergün mutlaka yürür ve eklemlerimin sabit kalmasını engelleyecek egzersizler yaparım. Ayrıca hergün dolu bir tabak yulaf yemeyi asla ihmal etmem. Ancak bana gerçekten neden bu kadar uzun yaşadığımı sorarsanız, bence bunun tek sebebi erkeklerden uzak durmam. Yüz yılı aşkın yaşamımda şunu gördüm ki, erkekler her zaman getirdikleri faydadan çok zarara yol açıyorlar…”

Gallan’a şöyle devam ediyor. “Erkekleri ve evliliği hayatın merkezine koymak yerine, gerçekten zevk aldığınız şeylerin peşinden koşun. Daima yanınızda olan aileniz ve güvendiğiniz birkaç arkadaşla, kendi istediklerinizin peşinden gitmenin insana yaşattığı mutluluk sandığınızdan çok daha tatmin edici.”

Verdiği tüm tavsiyelerin yanında, Jessie Gallan espri anlayışını asla kaybetmemesinin de, uzun bir yaşama sahip olmasında büyük rol oynadığını düşünüyor. “Gerçekten zor bir hayatım oldu. 13 yaşından bu yana çalışıyorum. Ancak karşılaştığım tüm zorluklara bir oyunmuş gibi gülümsemeyi ve onlarla dalga geçmeyi asla ihmal etmedim.” şeklinde hayata bakış açısını özetliyor.

Erkeklerden uzak durmanın gerçektende uzun bir hayatın anahtarı olup olmadığı bilimsel olarak tabiki kesin değil. Ancak kesin olan bir şey var ki, o da bu yöntemin 109 yaşındaki Jessie Gallan için işe yaramış olduğu…

Sağlıkla Kalın!

http://filoji.com/109-yasindaki-kadin-uzun-ve-saglikli-yasamanin-sirrini-acikladi/

Ortaya Karışık kategorisinde yayınlandı. Leave a Comment »

Kendinize Yakın Hissettiğiniz Sembolü Seçin ve Neye İhtiyacınız Olduğunun Farkına Varın!

 

alchemical-e1517231191517[1]

1. Aslan

Aslan, Güneş’i ve kaderinizi kontrol altına alma ihtiyacınızı sembolize eder.
Sorun: Aslanı seçtiyseniz, muhtemelen çok fazla efor sarf ettiğiniz şeylerden kurtulmanız gerekir. Aslan, temel güç kaynağı olarak Güneş’i sembolize eder. Dolayısıyla Aslan hakimiyet ve egemenlik gibi olgulara eşittir. Yaşadığınız hayatı yaratmak için elinizden geleni yaptınız, ancak şimdi ise rahatsız edici sorumluluklarınız tarafından kapana kısılmış hissediyorsunuz. Dolayısıyla farklı bir yol denemeniz gerekip gerekmediğini merak ediyor olabilirsiniz. Başka bir hayat yolu …

Çıkış yolu: Şu andaki hayatınız sizi çok fazla rahatsız ediyor mu? Özgürlük havasını bir kere daha solumaya mı ihtiyacınız var? Şansınız olsaydı hayatta farklı bir yol seçer miydiniz? Yaptıklarınızı yapmanızın bir nedeni var. Bunu kabul ettikten sonra ise etkin bir şekilde sorumluluklarınızı yönetmenin yollarını bulabildiğinizi göreceksiniz.
Tavsiye: Seçimlerinizle barışık olun çünkü onları yapan sizsiniz. Bilgeliğiniz gelişiyor ve siz de öyle yapıyorsunuz. Böylece, özgürlüğünüzü kırmak isterseniz yapabilirsiniz. Kader her zaman elinizin altında.
2. Kum Saati

Kum saati kaçınılmazlığın, zamanın çemberinin sembolüdür.
Sorun: Kum saatini seçtiyseniz muhtemelen zamanda sıkışıp kalmışsınız demektir. Geçmişte trajik ya da acı verici bir deneyim nedeniyle zaman sizin için durdu. Dolayısıyla, enerjisiz bir şekilde yavaş yavaş boğulup, kaçınılmaz olan şeyleri beklediğinizi hissediyorsunuzdur.
Çıkış yolu: Yaşlanma, yaşamın ve ölümün bir parçasıdır. Hepimiz doğarız, büyür ve ölürüz. Ancak bu korkmamız gereken bir şey değil. Zamanla barış yapın. Mümkünse, geçmişle de barış yapın. Şu an kim olduğunuzu yaratan şey buydu. Ve siz eskisinden çok daha güçlüsünüz.
Tavsiye: Bundan sonra en iyi kararları vermeye çalışın. Şu anı yaşayın. Siz çok güçlüsünüz. Zaman senin dostundur.
3. Ay

Ay’ın gücü, duygular ve gizli gerçeklerle ilişkilendirilir.
Sorun: Ay’ı seçtiyseniz, kalbiniz bir savaş meydanındadır. İçinizde güçlü olan bir şey sizi tüm gece uyanık tutabilir. Bütün gece sizi uyumanıza engel olan bu gizli duygu nedir? Hırs, Nefret, Öfke veya Sadece Tutku mu?
Çıkış yolu: Ruhunuzun barış bulması gerekiyor ve bunu başarmanın en iyi yolu, bu duyguları Güneş ışığına maruz bırakmak = yani varlığını kabul etmek. Onları kabul etmek başlangıçtır. Gizlilik, karanlık duyguları bu kadar güçlü yapar. Açığa bırakıldığında, bizi eskisi kadar güçlü bir şekilde etkileyemeyeceklerdir.
Tavsiye: Duygularınızı ifade etmeyi öğrenin. Gizlemek ya da saklamanız size zarar verir.

4. Anahtar

Anahtarlar daima Yaşam Yolumuz üzerindeki algılamayla ilişkilendirilmiştir.
Sorun: Anahtarı seçtiyseniz, ruhunuzun umutsuz bir şekilde cevaplara ihtiyaç duyuyor olmalı. Yürümekte olduğunuz yol sizi bir zamanlar tartışmasız olarak gördüğünüz her şeyi sorgulatıyor. Nereye bakacağınızı bilmiyorsunuz veya aramadan bıkmış olabilirsiniz. Bir noktada, şu anda hiçbir şeyin sizi ilgilendirmediğini hissediyorsunuz. Ayrıca sıkılıyor olabilirsiniz..
Çıkış Şekli: Artık gerçeğin Güneş gibi parlamasının zamanı geldi. Anahtar, diğer diyarların ve yolların kapılarını açma arzusunu temsil eder. Dahası Anahtar, şimdiki yaşamı aşmanıza ve daha fazla heyecan ve deneyime sahip olmanıza yardım etmek için ruhunun tezahürüdür.
Tavsiye: Seyahat etmenin bir yolunu bulun. Diğer insanlarla buluşmanıza ve iletişim kurmanıza yardımcı olur. Maceralarınız sizi yeniden canlandıracaktır.
5. Fatma Ana Eli

Fatma ana eli, kötü güçlerden korumayla ilişkilidir.
Sorun: Fatma Ana Eli’ni seçtiyseniz, muhtemelen kötü enerjinin hedefi altındasınızdır. Ruhunuz özgürlüğe susamış durumdadır. Bu durum hakkında sizi uyarmaya çalışan bazı tuhaf işaretleri fark etmiş olabilirsiniz.

Çıkış yolu: Fatma Ana Eli, bize en karanlık zamanlarda bile özgürlüğün kendi ellerimizde olduğunu söylüyor. Sıkışıp kalmış olan bizizdir ve kendimizi özgür bırakmamız daima bize bağlıdır. Bunu yapmak için yani zayıf olduğumuz bu dönemi atlatmak için kendimizi kucaklamalı ve affetmeliyiz. Bunu yapmamız sevgiyle ruhumuzu güçlendirecektir, açıkçası bizim için temel güç bu olacaktır.

http://filoji.com/kendinize-yakin-hissettiginiz-sembolu-secin-ve-neye-ihtiyaciniz-oldugunun-farkina-varin/

Ortaya Karışık kategorisinde yayınlandı. Leave a Comment »

Olmuyorsa zorlamayın, bırakın.

26219685_1989469824411552_7293992379626833607_n[1]

 
Yargılayan, eleştiren, beklentileriyle sizi yönetmeye çalışan; kendi gizli öfkelerinin, kızgınlıklarının, kıskançlıklarının, hayal kırıklıklarının, başarısızlıklarının hıncını ve hırsını sizden çıkarmaya çalışan; tamamen kendisine ait olan bu duygularını türlü çeşit bahane ve kılıfların ardına saklayarak allayıp pullayan, sizi sevdiğini, gelişmenizi istediğini, iyiliğinizi istediğini vs vs vs söyleyerek gerçekte size ait sınırları ve duygularınızı ihlal eden insanları bırakın…
.
Sizi “olduğunuz” gibi kabul edemeyen bu kişilere, yaptıkları şeyin karşısında ne hissettiğinizi elinizden geldiğince açık ve net ifade edin, elbette nezaketle… Anlamıyorlarsa zorlamayın, bırakın ve yolunuza devam edin. Çünkü bu tavırları sizinle ilgili değil, tamamen kendileriyle ilgili. Size düşen, kendi sınırlarınızı belirlemek ve haddini aşan herkese bu sınırları hatırlatmak.
.
“Kendiniz olmak”tan sizi uzaklaştırmalarına izin vermeyin…
.
Sizin hangi yolu, hangi adımlarla, nereye doğru, ne zaman ve nasıl yürüyeceğinizi, nerede hangi duyguyu hissedip hissetmeyeceginizi söylemek, bunun için ısrarlı davranışlar içine girmek kimsenin haddi değil.
.
Saygı evrensel bir kavram. “Karşımızdakini olduğu haliyle görüp o şekliyle kabul edip onun sınırlarına, kendisi olma biçimine saygı göstermek” zor başarılan ancak kıymetli bir hal…
“Kabulde olmak” diye bir kavram moda oldu🤔 Ehil olmayan, erdemli olmayan bir davranışa sabır göstermeye ve kabul etmeye kendimizi zorlamak değil olay.
Kabul, karşımızdakinin ehil olmayan davranış gösterdiğini, bunun o kişinin seçimi olduğunu görmek ve anlamaktır kanımca.
Aynı fikirde olmamak, başkalarını zorlama hakkını vermez.
Anahtar cümle: “Bunu bana yapmaya hakkın yok!”
.
Haklı olarak öfke duyarsınız böylelerine. Öfkenizi yok saymayın, göz ardı etmeyin.
Öfkeniz size bir şey anlatmaya çalışıyor, dinleyin onu can kulağıyla.
Öfke varsa “bir ihtiyacınız karşılanmıyor.” demektir. Öfke, “sınırlarınızın ihlal edildiğini” söylüyordur genellikle. Seçimlerinize, tercihlerinize saygı duyulmadığının; karşınızdakinin size kendi görüşlerini dayatmakta olduğunun alarmı gibidir. “Manipüle ediliyorsun dikkat et!” diyordur öfke size.
.
Size bunu yapanların, ihtiyaç duydukları bir şeyi karşılamaya çalıştıklarını ancak bunu başkalarının sınırlarını ihlal ederek sağlıksız biçimde yaptıklarını görün. Sınırlarınızı ihlal edenler karşısında takınacağınız en sağlıklı tavır ayrışmak ve güvenli duruş mesafesini korumaktır. Sakince, kararlı bir şekilde kendi sınırlarınızı belirleyen söz ve davranışlarınız yeterli olur genellikle.
Olmuyorsa zorlamayın, tutunmayın, bırakın ve yolunuza devam edin. Önce kendinize saygıyla, şefkatle, sevgiyle…
Aksu Gulay
@aksugulay
#dogruanlayiş #dogruçaba #dogruEylem #şefkatle

Ruhsal Büyüme... kategorisinde yayınlandı. Leave a Comment »