Aklımı nasıl başıma getirebilirim diyorsanız bu hafta bunları yapın…

ruhveakilsagligi[1]

Aklımı nasıl başıma getirebilirim diyorsanız bu hafta bunları yapın…
•İnsan beyninin ayaktayken yaklaşık %10 daha fazla çalıştığı düşünülmektedir. Önemli kararlarınızı alırken kapalı alandaysanız volta atmayı deneyin.
•İnsan beyni açık havada, kapalı alana göre çok daha yüksek performansla çalışır. + beyin açık havada ve ayaktayken daha iyi çalışır
•Yürürken kolları sallamak beynin daha iyi çalışmasını sağlıyor.
•Yabancı dil öğrenmek beyni güçlendiriyor. En azından her gün yeni bir kelime öğrenerek kullanabilirsiniz. Alışveriş ve telefon numaralarını ezberlemeyi deneyebilirsiniz.
•Zihinsel jimnastik yapın. Bunun için başta sudoku olmak üzere diğer akıl oyunları oynayın Ör: Satranç.
•Zihinsel rutinlerinizi kırın yani bir gün evinize uzun yoldan gidin yada cep telefonunuzu sağ değil de sol elinizle kullanın bu bir televizyon kumandası da olabilir.
•Beyninizi kaliteli cümlelerle besleyin ör: özdeyişler
•Her gün güzel bir resme bakmayı deneyin. Beyninizi “güzel” görüntüler ile besleyin.
•Günde aklımızdan 60 bin ile 80 bin arasında düşünce geçer.Bu düşünceler ne hakkındaysa hayatımızda ona göre şekil alır. Bu yüzden olumlu düşünün.
•Bir konu hakkında düşünürken, nasıl düşündüğünüzde gözlemleyin. Bu beyninizin kalitesini artırır.
•İyi bir uyku kaliteli bir beyin için şarttır. Einstein’ın günde 10 saatten fazla uyduğu biliniyor.
•Bol ve temiz oksijen beyin için çok yararlıdır. Şimdi pencerenizin camını açık ve kendinize temiz oksijen ısmarlayın.
•Farklı düşünce tarzı olan insanlar ile konusun. Ör : çocuklarla vakit geçirin.Sizden farklı
düşünen insanlar ile konuşun.
•Kullanılmayan Organ körelir. Sürekli televizyon izleyerek beyninizi düşük viteste kullanmayın.
•Beynin en tehlikeli yanı ters tepki etkisidir yani bir şeyden ne kadar korkarsanız o şey başınıza gelir. O yüzden korkunuza değil konunuza odaklanın.
•“Beyninize çöp girerse beyninizden çöp çıkar” Beyninize gereksiz şeyleri almayın.
Beyin diyeti yapın.
•Beyninizi yoran en önemli şey monotonluktur. Hayatınızı ne kadar çok renklendirirseniz, beyninizi o kadar neşelendirirsiniz.
•Ders çalışırken kısa aralar vererek çalışın.
•Beyin tıkandığında varsayımlarla akıl yürütür. Kararsız kaldığınız anlarda “ATATÜRK benim yerimde olsaydı ne yapardı?” diye düşünebilirsiniz.
•Beyninize sizi başarıya ulaştıracak sorular sorun Ör: Hayatta gelebileceğim en iyi yerde miyim? gibi..
•Dr.Davit Schwartz‘a göre: “Bir şeyin imkansız olduğuna inanırsanız aklınız bunun neden imkansız olduğunu arama başlar. Ama bir şeyin yapılabileceğine inandığınızda, aklınız onu yapmak üzere çözüm bulmanıza yardım etmek için çalışmaya başlar“
•Kitap okumak güçlü bir beyin jimnastiğidir.
•Sağlam kafa sağlam vücutta bulunur. Bu yüzden spor yapın, fazla kilolarınızı atmaya çalışın ve SU İÇİN. Unutmayın beynin %78’i sudur.
alıntı

Ortaya Karışık, Ruhsal Büyüme... kategorisinde yayınlandı. 1 Comment »

Domatesin Öyküsü

25289196_10214861845556903_9097195730842482443_n[1]
İnsanlık tarihine baktığımız zaman domatesin hayatımıza oldukça geç girdiğini görüyoruz. Anavatanı Güney Amerika olan domates, And Dağları’nda Aztekler tarafından keşfedildi. 1500’lü yıllarda Meksika’nın İspanyollar tarafından istila edilmesiyle de “Dünya Turu” başladı. İspanyol denizcileri tarafından Güney Avrupa’ya taşınan domates Akdeniz ülkelerinde özellikle İtalya, İspanya, Portekiz’de hızla yayılarak popüler bir besin haline geldi. İtalyanlar “Puma Amuris”, Fransızlar “Pumme Damour”, İngilizler “Apple of Love” diye tanımladılar bu lezzetli yeni ürünü. Bütün dillerde domatesin takma adının “Aşk Elması” ya da “Aşk Meyvesi” olmasının ya da Almanların onu “Cennetin Meyvesi” olarak tanımlamasının nedeni, domatesin cazibesyle özdeşleştirilmesi olsa gerek.
19. yy’ın sonuna doğru ise domates hemen hemen bütün dünyada tanınan bir sebze haline geldi. Yemeklere kattığı lezzet ve renk, onun çeşitli şekillerde ve bolca kullanılmasını sağladı. Bugün mutfağımızın vazgeçilmez bir unsuru olan domates meyve midir yoksa sebze midir? Eğer bir botanikçi ile konuşursanız size domatesin bir meyve olduğunu söyleyecektir; çünkü domatesin içinde tohumlar vardır. Fakat bahçecilik ile uğraşan birisi, domatesin sebze olduğunu ve meyveler gibi ağaçta yetişmediğini söyleyecektir.Her iki cevap da doğrudur: Domates, hem meyve, hem de sebzedir.
Domates neden ideal bir besindir?
Sağlıklı yaşam dendiğinde akla ilk gelecek besinlerden biri domates olmalıdır. Çünkü domates, sağlık, kaliteli bir yaşam ve beslenme ilişkisine en çok yakışan besinlerden biridir.
Domatesin enerji değeri azdır. Bir orta boy domates ile en fazla 25-30 kalori alırsınız. Domates ve domates ürünlerinin kilo yönetimini kolaylaştırmasının bir nedeni budur.
Bir başka neden, domatesin düşük glisemik indeksli bir besin olmasıdır. Bunun anlamı domatesin kana çok yavaş ve dengeli bir biçimde karışmasıdır. Yani insülin salınımını tahrik etmez, insülin direncini tetiklemez. Domatesin kilo kontrolünü sağlamasında düşük glisemik indeksli bir besin olmasının payı büyüktür.
Domates ayrıca lif zengini bir besindir. Bir adet orta boy domateste ortalama 1 gram lif bulunur. Lif bakımından zengin beslenme; kolesterol, kan şekeri ve trigliserit dengesine destek olur. Kan basıncını azaltır. Kansere karşı korur. Kilo yönetimini kolaylaştırır. Kansızlıkla mücadelede yardımcıdır.
Domates ve domates ürünleri A vitamini, potasyum ve folik asit bakımından da zengindir. Taze domateste C vitami de bulunur. Günde 1 orta boy domates yiyerek C vitamini ihtiyacınızı %15-20’sini, A vitamini ihtiyacınızın %10’unu karşılayabilirsiniz.
Tüm bunların yanısıra domates bir likopen deposudur. Kırmızı mucize likopen, domates ve domates ürünlerinin “sihirli gücü”dür. Domatese kırmızı rengini veren likopen bir pigmenttir. Kardeşi beta karoten gibi likopen de karotenoit ailesinin üyesidir. Karotenoitler meyve ve sebzelerin, turuncu ve sarı gibi renkleri olmasını sağlayan kimyasallardır. Likopen karotenoitler içinde “ilaç benzeri etkiye sahip” en önemli besin unsurudur. Sadece, yeşil bitkiler ve bazı mikroorganizmalar (bakteri, mantar ve algler) karotenoit üretirler. Hayvanlar ve insanlar ise bu hayati kimyasalları vücutlarında saklarlar. Likopen, insan plazmasında en baskın karotenoittir. Bu durum belki de, likopenin, insanların savunma sistemlerindeki biyolojik öneminin de göstergesidir. Likopen seviyeleri, çeşitli biyolojik durumlardan ve yaşam şartlarından etkilenir. Likopen, özellikle yağdan zengin dokular olan deride, karaciğerde, testisler ve prostatta bol miktarda bulunur.
Sağlığımız açısından antioksidanlar vazgeçilmez öneme sahiptir. Çok güçlü bir antioksidan olarak kabul edilen likopen, karotenoidler içinde de özel bir maddedir. Likopenin antioksidan özelliği, betakarotenin iki mislidir.Hastalıklara karşı likopen!
Likopen;
Göğüs kanserinde kanserli hücrelerin çoğalmalarını azaltabilir.
Yüksek serum seviyeleri ile kanser riskini düşürür.
Kolon kanserinden korunmada da etkilidir.
Endometrial kanserinde kanserli hücrelerin çoğalmasını azaltır.
Vücudun rahim kanseri, özefagus kanseri ve karaciğer kanserinden korunmasını güçlendirir.
Ağız kanserine karşı da güçlü bir destektir.
Pankreas ve yutak kanserine karşı korur.
Likopen prostat kanserinin görünme riskini düşürür. Likopen mide kanserine karşı korur.
Likopen, LDL kolesterolünü düşürür. Dolayısıyla kalp sağlığını korumaya da yardımcıdır.
Likopen, Alzheimer hastalığını önleyebilir.
Osteoporoz riskini azaltır.
Cildi korur.
Likopenin, önemli hücre biyomoleküllerini, hücre duvarını, hücresel yapıları ve özellikle de DNA’yı koruyarak bazı hastalıkları önlemeye yardımcı olduğu düşünülmektedir. Sağlıklı insanlarla yapılan bir çalışmada, likopen ya da domatesli ürünlerin bulunmadığı bir diyetin sonucunda fazlaca serbest radikaller tespit edilmiştir. Likopenli gıdalar yenmesi sonucunda ise oksidasyonda azalma olduğu görülmüştür. Prostat kanserli hastaların düşük likopen seviyelerine sahip oldukları da, yine yapılan araştırmaların işaret ettiği bir bulgudur.

Bitki Alemi kategorisinde yayınlandı. Leave a Comment »

Doğum Yılınızın Son Rakamı Ne? O Rakam Sizinle Alakalı Birçok Özelliği Ortaya Çıkarıyor!

dogum-gununden-karakter-testi[1]

 

Doğduğumuz yılın hayatımızdaki etkisi oldukça büyüktür; özellikle de son rakamı. 0’dan 9’a kadar tüm rakamlara karşılık gelen; hava, ateş, toprak, tahta ve su olmak üzere elementler mevcuttur. Bu elementler, insanların karakter özellikleri ve kişilik yapılarıyla ilgili birçok bilgiyi açığa çıkarabilme özelliğine sahiptir.
Şimdi doğum yılınızın son rakamını ele alarak elementinizi bulmalısınız. Örneğin 1987 yılında dünyaya geldiyseniz, bu tarihin son rakamı olan “7”yi seçin; 7 rakamı ateş elementine girer. Elementinizi bulduktan sonra özelliklerinizi okumaya başlayabilirsiniz.

Element #1 : HAVA (rakam:0-1)

Örnek: 1980, 1981, 1990, 1991
Hava elementine ait bir enerjide dünyaya geldiyseniz, güçlü ve sağlam bir karaktere sahipsinizdir. Aynı zamanda, özgürlükçü bir kişiliğiniz vardır ve ağzınız da oldukça sıkıdır. Kendi kararlarınız doğrultusunda hareket etmeye oldukça heveslisinizdir. Tutarlı ve aşkla yaşamak istersiniz.
Bunun dışında, sizler hayatta tam olarak ne istediğini bilen insanlarsınız. Amaç ve hedeflerinizi gerçekleştirmek uğruna her şeyi yapabilirsiniz. Ayrıca, güce, lüks eşyalara ve paraya olan arzunuz ön plandadır ve bu da sizler için bir dezavantaj olabilir. Son olarak, sizler hatalara tahammül edemeyen azimli bir yapıya sahipsinizdir.
Element #2: SU (2-3)

Örnek: 1992,1982,1993,1983,1972,1973
Su elementi enerjisiyle doğan insanlar merhametli, cazibeli ve sempatik olurlar. Gelişmiş bir hayal kurma yeteneğine sahip, oldukça becerikli insanlardır. Siz bu enerjide dünyaya geldiyseniz, sanatla alakalı mesleklerde oldukça başarılı olursunuz. İç güdüleriniz son derece gelişmiştir ve olağanüstü düzeyde detay odaklı hareket edersiniz.
Element #3: TAHTA (4-5)

Örnek: 1984, 1974,1994, 1985,1975,1995
Tahta elementi enerjisinde doğanlar kendinden emin ve gayretli insanlardır. Siz de bu rakamların enerjisini taşıyorsanız, özgünlüğe ve yeni tecrübeler edinmek için tam anlamıyla can atıyorsunuz demektir. Dünyayı tuhaf yerleriyle ve bilmeceleriyle keşfetme hayalini kurarsınız daima. Bununla birlikte, asla bencil ve egoist davranışlar sergilemezsiniz.
Element #4: ATEŞ (6-7)

Örnek: 1976, 1986, 1996, 1977, 1987, 1997
Ateş elementi enerjisi altında dünyaya gelen insanlar gerçek birer maceraperesttirler ve hayatta daima dünya turuna çıkmayı hayal ederler. Bir şeylere, düşünmeden ve çok hızlı bir şekilde karar verme ve atılma huyları vardır.

Bununla birlikte, eğer siz de bu rakamların enerjisiyle dünyaya geldiyseniz, insanları nasıl ikna edeceğini iyi bilen sevimli ve doğal birisinizdir.
Element #5: TOPRAK (8-9)

Örnek: 1978,1988,1998,1979, 1989,1999
Toprak elementi enerjisinde dünyaya gelen insanlar güvenilir ve girişkenlerdir. Her şeyi en ince ayrıntısına kadar düşünürler ve mantıksız olan hiçbir şey yapmamaya çalışırlar. Siz de bu rakamların enerjisiyle dünyaya geldiyseniz, planlı yaşayan, disiplini ve düzeni seven bir yapınız vardır. En büyük korkunuz alışılmadık ve bilinmedik durumlardır.

http://filoji.com/dogum-yilinizin-son-rakami-ne-o-rakam-sizinle-alakali-bircok-ozelligi-ortaya-cikariyor/

Ortaya Karışık kategorisinde yayınlandı. 1 Comment »

Para bana her zaman keyifle, neşeyle helal yollardan gelir

23795719_1689313111088865_8618708434785515884_n[1]

 

Parayla ilgili: Geçmiş ve şimdiki yaşamımda; Atalarımdan genler yoluyla gelen ve kendi yaşanmışlıklarım dahil parayla ilgili bilinçli yada bilinçsiz oluşturduğum bilinçaltı kalıplarını tüm boyut, zaman ve mekanlarda hemen şimdi iptal, iptal, iptal ediyorum. Para bana her zaman keyifle, neşeyle helal yollardan gelir. Ben emeğimin karşılığı olan parayı almayı ve ışık yolunda ihtiyacı olanlarla paylaşmayı kabul ediyorum. Şimdi ve her zaman
Sevgide ve Işıkta Kalın

Kaynak: Meleklerle Gücünüzü Keşfedin

Ruhsal Büyüme... kategorisinde yayınlandı. Leave a Comment »

72 Saatte Bağırsaklardan Tüm Toksinleri Atan Karışım

aaa[1]

 

3 GÜN DE BAĞIRSAKTAKİ TOKSİNLERDEN KURTULUN

Fazla kilolu ve obez olmayan kişilerin bile bağırsaklarında en az 3 kilo kadar toksin bulunduğu söyleniyor.

Ancak alternatif tıp uzmanları sağlıklı beslenmenin yanında birazdan vereceğimiz karışımla toksinleri vücuttan 72 saatte atılacağını belirtiyor.

Kötü beslenme alışkanlıkları dengesiz beslenme zamanla bağırsaklarınızda toksin birikimine neden olabilir.

Aynı zamanda stres, sıkıntı ve gerginlik durumu gibi ruhsal problemler zamanla bağırsaklarınızda toksin birikmesine neden olabilir. Bu toksinleri hızlı bir şekilde atmanız için size önerbileceğimiz bir tarifimiz var.

Malzemeler

– Organik elma sirkesi – 1 Çorba kaşığı
– Organik limon suyu – 2 çorba kaşığı
– Organik zencefil – 1 yemek kaşığı
– Deniz tuzu – bir tutam(az miktarda)
– 1 bardak içme suyu

Bir bardak içme suyunu kaynatın ve içerisine tuz ilave edin. Ardından diğer malzemeleri de ekleyip iyice karıştırın. Kahvaltılardan önce her zaman boş mideyle içilmesi gerekiyor.
Bu önemli bilgi ve yöntemlerden daha fazla kişinin faydalanması için, beğenip, paylaşmayı unutmayın lütfen…

Kaynak: Hayat Mutfakta

Bitki Alemi kategorisinde yayınlandı. Leave a Comment »