BURÇLARIN ŞANSLI GÜN VE GECELERİ

a728faaf03d0[1]

 

Koç:Burcunuzun uğurlu günü Salı günüdür,gecesi ise Cuma gecesidir.Bu gün performansınızın güçlü olduğu daha atak ve cesur davranışlarda olabilir, kendinizi başkalarına kabul ettirmede güçlü bir özellik sergileyebilirsiniz.

Boğa:Burcunuzun uğurlu günü Cuma,gecesi Pazartesidir.Bu gün kendinizi güvenceye almak istediğiniz konularda daha rahat hareket edebilir ve yatırımlarınız konusunda daha şanslı olabilirsiniz.

İkizler:Burcunuz için uğurlu kabul edilen gün Çarşamba günü,gecesi Pazar gecesidir. Bu günlerde çevrenizle daha hızlı ve rahat iletişim kurabilir, öğrenmek istediğiniz konularla ilgili çok daha çabuk sonuç alabilirsiniz.

Yengeç:Burcunuzun uğurlu günü Pazartesi,gecesi Salı’dır.Bu günlerde,eviniz ve ailenizle ilgili meseleleri çok daha kolay halledebilir ve yaptığınız çalışmalarla kendinizi ve ailenizi güvencede hissedebilirsiniz.

Aslanazar günü ve gecesi Aslanlar için uğurludur. Pazar günleri yeteneklerinizi ortaya çıkartabileceğiniz çalışmalar içinde olabilir ve alacağınız sonuçlarla herkesin övgü ve takdirini kazanabilirsiniz.
Başak:Sizin için en olumlu gün Cuma,geceniz Çarşamba’dır.Cuma günleri yapacağınız dikkat gerektiren detaylı araştırmalardan güzel sonuçlar alabilir ve mükemmel anlaşmalar yapabilirsiniz.

Terazi:Burcunuz için en uğurlu gün ve gecesi Cuma’dır. Cuma günleri bulunacağınız sosyal ortamlarda son derece başarılı ilişkiler kurabilir etkin konuşmalarınızla çevrenizi etkileyebilirsiniz.

Akrep:Cumartesi günü en olumlu günü, gecesi ise Perşembe’dir.Bu günlerde başkalarını etkilemek ve gücünüzü kanıtlamak istediğiniz tüm konularda başarılı çalışmalar yapabilirsiniz.

Yay:Sizin uğurlu gününüz Perşembe, geceniz Cumartesi’dir. Kendinizi geliştirmek, inançlarınızı sağlamlaştırmak, araştırmalarınızı ve kaynaklarınızı büyütmek istediğiniz her türlü çalışmada Perşembe gününü tercih edebilirsiniz.

Oğlak:Burcunuzun uğurlu günü Cumartesi, gecesi Pazar’dır. Bu günlerde, sizi hedefinize ulaştıracak çalışmalar yapabilir, güçlü iradenizle başarılı sonuçlar alabilirsiniz.

Kovaazartesi günü burcunuzun uğurlu günüdür. Gecesi ise Çarşamba’dır. Bu günlerde yapacağınız organizasyonlarda ve geleceğinizle ilgili çalışmalarda üstün başarılar sergileyebilirsiniz.

Balık:Burcunuzun en şanslı günü Perşembe günüdür, gecesi ise Cuma gecesidir. Hayallerinize kavuşmak için Perşembe günleri harekete geçebilir ve yapacağınız çalışmalarda şansın sizden yana olmasıyla başarılara imzalar atabilirsiniz.

BURÇLARIN GÜN VE GECELERİ

KOÇ BURCUNUN GÜNÜ : SALI GECESİ : CUMA

BOĞA BURCUNUN GÜNÜ : CUMA GECESİ : PAZARTESİ

İKİZLER BURCUNUN GÜNÜ : ÇARŞAMBA GECESİ : PAZAR

YENGEÇ BURCUNUN GÜNÜ : PAZARTESİ GECESİ : SALI

ASLAN BURCUNUN GÜNÜ : PAZAR GECESİ : PAZAR

BAŞAK BURCUNUN GÜNÜ : CUMA GECESİ : ÇARŞAMBA

TERAZİ BURCUNUN GÜNÜ : CUMA GECESI : CUMA

AKREP BURCUNUN GÜNÜ : CUMARTESİ GECESİ : PERŞEMBE

YAY BURCUNUN GÜNÜ : PERŞEMBE GECESİ : CUMARTESİ

OĞLAK BURCUNUN GÜNÜ : CUMARTESİ GECESİ : PAZAR

KOVA BURCUNUN GÜNÜ : PAZARTESİ GECESİ : ÇARŞAMBA

BALIK BURCUNUN GÜNÜ : PERŞEMBE GECESİ : CUMA

KAYNAK: SPRİTÜELLER

Ortaya Karışık kategorisinde yayınlandı. Leave a Comment »

ANTİK ÇAĞLARDAN BU YANA UYGULANAN USUL …

hauling-ass[1]

EŞEĞİ YOKUŞA SÜRMEK …
EMEKTAR EŞEKLER …..
1950’li yıllarda Amerikalı mühendisler gelmiş Türkiye’ye.
Bir kısım imar çalışmalarına rehberlik ediyorlarmış. O zamanlarda bizde yol güzergahını belirleyecek alet yok, eleman yok.
Nafia mühendisleri eşeği yokuşa sürüyorlar, arkasından elemanlar şeritmetre çekiyor ve eşeğin ayak izlerine kazık çakıp istikamet belirliyorlarmış.
Bunu gören Amerikalı mühendis, pratiği kavrayamamış ve sormuş:
– Ne yapıyorlar böyle?
– Rampada yolun güzergahını belirliyorlar.
– Nasıl yani, anlayamadım?
– Eşek % 7 eğimin üstüne çıkmaz, biz de eşeğin izinde kazık çakıp rampada yol güzergahı belirliyoruz demişler.
Amerikalı katılarak gülmeye başlamış. Yatışınca da sormuş:
– Peki, eşek bulamayınca ne yapıyorsunuz?
Yetkili cevap vermiş:
– Amerika’dan mühendis getirtiyoruz ….. 🙂 )))))

Ruhsal Büyüme... kategorisinde yayınlandı. Leave a Comment »

Farkında Olmalı İnsan…

24796722_10213439363553077_1039512636852117478_n[1]

Can Yucel ne güzel anlatmış…
Farkında Olmalı İnsan…
Kendisinin, Hayatın, Olayların, Gidişatın Farkında Olmalı
Farkı Fark Etmeli, Fark Ettiğini De Fark Ettirmemeli Bazen…
Bir Damlacık Sudan Nasıl Yaratıldığını
FARK ETMELİ.
Anne Karnına Sığarken Dünyaya Neden Sığmadığını Ve En Sonunda Bir Metre
Karelik Yere Nasıl Sığmak Zorunda Kalacağını
FARK ETMELİ.
Şu Çok Geniş Görünen Dünyanın, Ahrete Nispetle Anne Karnı Gibi Olduğunu
FARK ETMELİ.
Henüz Bebekken “Dünya Benim!”Dercesine Avuçlarının Sımsıkı Kapalı
Olduğunu, Ölürken De Aynı Avuçların “Her Şeyi Bırakıp Gidiyorum İşte!”
Dercesine Apaçık Kaldığını
FARK ETMELİ.
Ve Kefenin Cebinin Bulunmadığını
FARK ETMELİ.
Azraillin Her An Sürpriz Yapabileceğini, Nasıl Yaşarsa Öyle Öleceğini
FARK ETMELİ
Ve Ölmeden Evvel Ölebilmeli.
Hayvanların Yolda Kaldırımda Çöplükte
Ama Kendisinin Güzel Hazırlanmış Mükellef Bir Sofrada Yemek Yediğini
FARK ETMELİ.
Eşref-İ Mahlûkat (Yaratılmışların En Güzeli) Olduğunu
FARK ETMELİ.
Ve Ona Göre Yaşamalı.
Gülün Hemen Dibindeki Dikeni Dikenin Hemen Yanı Başındaki Gülü
FARK ETMELİ.
Evinde 4 Kedi 2 Köpek Beslediği Halde
Çocuk Sahibi Olmaktan Korkmanın Mantıksızlığını
FARK ETMELİ.
Eşine “Seni Çok Seviyorum!” Demenin Mutluluk Yolundaki Müthiş Gücünü
FARK ETMELİ.
Dolabında Asılı 25 Gömleğinin Sadece Üçünü Giydiğini Ama Arka Sokaktaki
Komşusunun O Beğenilmeyen Gömleklere Muhtaç Olduğunu
FARK ETMELİ.
Zenginliğin Ve Bereketin Sofradayken Önünde Biriken Ekmek Kırıntılarını
Yemekte Gizlendiğini
FARK ETMELİ.
63 Yıllık Ömründe Hiç Karnı Doymayan Bir Peygamber’in Ümmeti Olarak
Aşırı Beslenme Yüzünden Sarkan Göbeğini
FARK ETMELİ.
Ömür Dediğin Üç Gündür,
Dün Geldi Geçti Yarın Meçhuldür,
O Halde Ömür Dediğin Bir Gündür, O Da Bugündür.
Can Yücel

Ruhsal Büyüme... kategorisinde yayınlandı. Leave a Comment »

Bu Resimdeki Her Birey Farklı Bir Zihin Yapısını Temsil Ediyor: Siz Hangilerini Seçerdiniz?

test[1]

 

Resimde gördüğünüz birbirinden farklı bireylere bir göz atın. Hepsinin pozisyonu ve modu birbirlerinden farklı. Kendinize en yakın gördüğünüz ve olmak istediğiniz bireyi seçin.
Eğer seçtiğiniz bireyleri zihninizde kesinleştirdiyseniz, seçimleriniz sonuçlarını aşağıdan inceleyin;

– Eğer 1, 3,6 veya 7 numaraları figürleri seçtiyseniz, çok kararlı bir insansınız demektir. Zorluklar gözünüzü korkutmuyor hatta sizi teşvik ediyor. Mücadeleci bir ruha sahipsiniz.

– Eğer kendinizi 2, 11, 12, 18, veya 19 numaraları figürlere yakın hissediyorsanız, yardımsever ve dostlarını yüzüstü bırakmaktan hoşlanmayan bir insansınız demektir. Bu karakterleri seçen bireyler genel olarak mutlu kimselerdir.
– Eğer 4 numaralı figürü seçtiyseniz, istediği hedefe ulaşmaya çalışan azimli bir insansınız demektir. Ancak harekete geçme konusunda sıkıntılar yaşıyorsunuz.

– 5 numaralı figürü seçtiyseniz, hayatla bu ara uğraşacak enerjiniz yok demektir. Yalnız kalmak ve düşüncelerinizle vakit geçirmek istiyorsunuz.

– Eğer 9 numaralı figürü seçtiyseniz, insanlarla vakit geçirmeyi seven neşeli birisiniz demektir. Hayatın asıl amacının sevmek ve mutlu olmak olduğunu düşünüyorsunuz.

– 13 veya 21 numaralı figürleri seçtiyseniz, insanlara karşı mesafeli birisiniz demektir. İnsanlarla bir arada olmak sizi o kadar da mutlu etmiyor. Kendi kendinize vakit geçirmekten daha çok zevk alıyorsunuz.

– Eğer 8 numaralı figürü seçtiyseniz, hayalperest bir insansınız demektir. Dünyaya bakış açınız diğer insanlardan oldukça farklı. Kendi vizyonunuz ve görüşleriniz var.

– 10 veya 15 numaralı figürler, halinden memnun mutlu insanları temsil etmektedirler. Bu insanlar sahip oldukları için şükrederler. Hayatlarında dengeyi tutturmuş insanlar çoğunlukla bu karakterleri seçerler.

 

– Eğer 14 numaralı figürü seçtiyseniz, hayatınızın şuanda pek iyi gitmiyor demektir. Duygusal olarak yorgun bir dönemden geçiyorsunuz. İnsanlara güven problemleriyle alakalı sıkıntılarınız olabilir.

– 20 numaralı figürü seçen kişiler, lider olma potansiyeline sahiplerdir. Kendilerinden fazlasıyla emin insanlardır. Mücadelecidirler ve başarı elde etme güdüsüne sahip kimselerdir.

– Eğer 16 numaralı figürü seçtiyseniz, oldukça yardımsever bir kişiliğe sahipsiniz demektir. Hatta öyle ki, çoğu zaman sevdiğiniz kişi için kendinizden dahi feragat edebilirsiniz.

– Eğer onun yerine 17 numaralı figürü seçtiyseniz, size yardım eden ve destek olan bir insan var demektir. Bu insana oldukça fazla güveniyor ve bu güven duygusuyla mutlu bir yaşam sürüyorsunuz.

http://filoji.com/bu-resimdeki-her-birey-farkli-bir-zihin-yapisini-temsil-ediyor-siz-hangilerini-secerdiniz/

Ortaya Karışık, Ruhsal Büyüme... kategorisinde yayınlandı. 1 Comment »

Bir Sembol Seçin ve Ruhunuzun İhtiyaç Duyduğu Sözlere Erişin

sembolleerrr-[1]

 
Doğru kaynaktan gelen bilge sözler, tüm bakış açınızı değiştirebilir ve karanlığın içindeki ışığı fark etmenizi sağlayabilir.

Peki, şimdi ruhunuzun ne duymaya ihtiyacı var?
Aşağıda yer alan resimdeki 3 farklı sembolden size hitap edeni seçin. Sizde farkındalık yaratacak o mesaj okur okumaz aklınızda parlamayabilir. Önemli olan, mesajınızı okuduktan sonra, bir süre ruhunuzla baş başa kalıp düşünmek için kendinize zaman tanımanızdır böylece, mesajınız netlik kazanacaktır.

Birinci sembolü seçtiyseniz:

Mali durumunuz, harcamalarınız, yeme alışkanlıklarınız veya ilişkileriniz gibi kontrolünüzden çıktığını düşündüğünüz herhangi bir alandaki konunun ve öz disiplininizin dalgalı bir hal aldığı konuların sorumluluğunu üstlenmenin ve her birini ciddiye almanın zamanı gelmiştir. Bu konuda gri renk şıkkı yoktur. Ya kendinizi motive edip işlerinizi yolunda götürürsünüz ya da hiçbir şey yapamazsınız. Odak, motivasyon ve niyetiniz konusunda kendinize karşı dürüst olun. Söz konusu özfarkındalığınız ve sorumluluğunuz olduğunda, gizlenebileceğiniz herhangi bir yer bulamazsınız. Odak ve hedeflerinizi düzenleyip yoluna koyduktan sonra, hayata karşı daha hafiflemiş ve net hissedeceksiniz.

İkinci sembolü seçtiyseniz:

Ruhunuzun bu günlerde sizden beklentisi, grup aktivitelerine katılmanız ve topluluklarda yer alabileceğiniz görüşmelere dahil olmanız yönündedir. Grup bilincini keşfederken, bütünün hayrı ve iyiliği için tüm yeteneklerinizi ve size bahşedilmiş becerilerinizi paylaşma imkanı bulacaksınız. Işığınız işte tam bu anlarda parlayacak ve gücünüz açığa çıkacaktır. Fırsatların ayağınıza gelmesini beklemeyin. Fırsatlara siz gidin, adım atın ve geleceğinizi düşünerek şimdiden bir şeyleri değiştirmeye başlayın. Etrafınızda harekete geçemediğini ve tutukluk yaşadığını düşündüğünüz insanlara da yardım etseniz sizin için faydalı olur.

Üçüncü sembolü seçtiyseniz:

Nihayet bitiş çizgisine varmadan önce son engeli de aşmaya hazır mısınız? Zaten zorlu birçok engelin üstesinden gelip çok iyi iş çıkardınız, ancak başarmanız gereken tek bir göreviniz kaldı. Şöyle bir durup nefes alsanız diyoruz, nasıl olur? Dinlenmeyi çok da uzatıp koy vermeyin kendinizi yoksa her şeye baştan başlamanız gerekebilir, aman dikkat! Mola verin, nefes alın ve kendinize zaman ayırın. Çok hızlı gittiğiniz zaman, olduğunuz yerde az da olsa durun, açın gözlerinizi, hissedin görebildiğiniz onca varlığı, tadabildiğiniz onca tadı ve sonunda şükür ve hamd edin sahip olduklarınız için… faydasını göreceksiniz.

http://filoji.com/bir-sembol-secin-ve-caresizlikten-daralan-ruhunuzun-ihtiyac-duydugu-sozlere-erisin/

‘Ayla’ Filmine Esin Kaynağı Olmuştu: Kore Gazisi Süleyman Dilbirliği Hayata Veda Etti

 

s-a0748b4430797e98392e9628207aa446bd802fd7[1]

Hayatı Türkiye’nin Oscar adayı “Ayla” filmine konu olan ve öyküsü ile Türkiye’yi gözyaşına boğan Kore gazisi Astsubay Süleyman Dilbirliği, 91 yaşında hayata gözlerini yumdu.
Dilbirliği, solunum ve böbrek yetmezliği tanılarıyla 12 Kasım’dan bu yana yoğun bakım ünitesinde tedavi görüyordu.

s-7f0fd1f55b28bc7bb10112fb43a23697ce541dad[1]

Hastaneden yapılan açıklamada, “Solunum ve böbrek yetmezliği tanılarıyla hastanemiz yoğun bakım kliniğine 12 Kasım’da yatırılan Dilbirliği, yaklaşık 30 gündür aralıklı organ destek tedavileriyle takip ve tedavi altında tutulmuştur. Ancak hastamızın son bir hafta süresince genel durumunda bozulma görülmüş ve son 24 saat boyunca gelişen organ yetmezliği sonucunda yapılan tüm müdahalelere rağmen gazimiz vefat etmiştir.” ifadelerine yer verildi.

s-f4a83425a0a441e8c636e24e814dcd17b632cc84[1]
Astsubay Süleyman Dilbirliği, Kore Savaşı sırasında ailesini savaşta yitiren 5 yaşındaki bir kız çocuğunu sahiplenerek adını Ayla koymuştu.

Vefatı ile Türkiye’yi yasa boğan Süleyman Dilbirliği’ne sosyal medyadan veda mesajları yağıyor…

s-a7b18a192133484434a3cd996fdd7a2b072cf97f[1]

Ortaya Karışık kategorisinde yayınlandı. Leave a Comment »

ARALIK 2017 SEMİNER PROGRAMI…

aralık

İşte İstanbul’da bir semte adını veren ‘şaşkın bakkal’

BBGfvEP[2]

85 yıl önce o zamanlar yerleşim yerlerine çok uzak bölgede manav açtığı için “bu bakkal şaşırmış” diye eleştirilen Ahmet Koşar’ın bakkalı, semte ismini vermesinin yanı sıra bölgede telefonun ilk kullanıldığı yerlerden olduğu için “telefonlu manav” olarak da tanınmış. Ahmet Koşar’ın torunu Volkan Koşar, “O dönemde buradan geçen insanlar çok tuhaf karşılıyorlar, ‘Burada kime ne satacak? Bu insan şaşkın, burada hiçbir şey satılamaz’ diyorlar. O dönem çok sakin, yerleşim yok denecek kadar az. Şaşkın bakkalınki işte buradan yürüyen bir hikaye… Rahmetli Barış Manço Şaşkınbakkal’da otururmuş. Ahmet Koşar hiçbir zaman ceketsiz bir yere çıkmaz. Tabii şarkının içinde geçen birçok şey mizansen ama yine de Ahmet Koşar’a ithaf edilmiş ya da Ahmet Koşar örnek alınarak yazılmış bir şarkı” dedi.

Anadolu Yakası’nın en eski semtlerinden Şaşkınbakkal’a ismini veren “şaşkın bakkal” Ahmet Koşar’ın hikayesi, 1932 yılında kıraç toprakların bulunduğu Bağdat Caddesi’nde kiraladığı bahçe içinde sebze-meyve satışıyla başlar.
Yerleşim yerlerine uzak yerde bakkal açan Ahmet ve Mehmet Koşar kardeşler, çevreden ‘Bunlar burada kime ne satacak?’ diye eleştirilirken aynı zamanda ilgi de çekince “Şaşkın Bakkal” ismi yavaş yavaş zihinlere kazınır.
BÖLGEDE TELEFONUN İLK KULLANILDIĞI YER
Aynı zamanda, çekilen telefon hattıyla bölgede telefonun ilk kullanıldığı yer olma özelliğini taşıyan ve bir süre “telefonlu manav” olarak da anılan bakkal, zaman içinde “Şaşkın Bakkal” adını alarak semte adını verir.

“Şaşkın bakkalın” hikayesini anlatan torunu Volkan Koşar, o dönemde esnaflığı, çalışkanlığıyla çevresine örnek olan dedesinin ticaretteki başarısını ilerleterek 1964 yılında Atlantik Sineması’nı kurduğunu, ardından armatörlük ve nakliyecilik yapmaya başladığını anlattı.
Semte ismini veren dedelerinin torunları olarak hala aynı semtte yaşadıklarını dile getiren Koşar, tekstil işinin yanı sıra dedesinin kurduğu nakliyecilik firmasını da yönettiğini söyledi.
Dedesinin hatıralarıyla büyüdüğünü, aile büyüklerinin vizyonu ve başarılarıyla gurur duyduğunu belirten Koşar, dedesi Ahmet Koşar’ın 1914 doğumlu olduğunu, 1928’de Hafız Efendi’nin işlettiği Ethem Efendi’deki bir manavda çırak olarak işe başladığını, 1932’de ise şu an Bağdat Caddesi’nin en bilinen mağazalarından birisinin faaliyet gösterdiği yerde bahçe kiralayarak iş yeri açtığını ifade etti.
O yıllarda yerleşimin yoğun olmadığı Bostancı-Kızıltoprak arasında tek manav olan bakkalın “şaşkın bakkal” diye eleştirildiğini ve zaman içinde öyle tanınmaya başlandığını aktaran Koşar, şöyle devam etti:
“Küçücük bir bahçe kiralıyor ve buraya bir bakkaliye ve bakkaliyenin önüne de birkaç sandık koyarak meyve-sebze satışı yapmaya başlıyor. O sırada Bağdat Caddesi takdir edersiniz ki bu şekilde değil. Önünde tramvay işliyor ve tamamen yazlıkçıların geldiği Suadiye İstasyonu’ndan gelinen bir yer. Suadiye İstasyonu’nda inen insanlar buradan aşağı yürürlerken burayı görüyorlar. O zaman sadece birkaç tane köşk ve Erenköy Kız Lisesi’nin mevcut olduğu bir ortam burası. O dönemde buradan geçen insanlar çok tuhaf karşılıyorlar bu konuyu. Diyorlar ki ‘Burada kime ne satacak’. Bu tür sohbetler oluyor. ‘Bu insan şaşkın, burada hiçbir şey satılamaz’ diyorlar. Kimse yok çünkü, o dönem çok sakin bir yer. Şaşkın bakkalınki işte buradan yürüyen bir hikaye…”

”ANLATTIĞIM ZAMAN HALA KIZLARIM İNANMIYOR”
Zamanla işleri büyüterek bakkalı, 22-23 kişinin çalıştığı, manavdan ziyade küçük bir hal görünümüne kavuşturan dedesi Ahmet Koşar’ın 1969’da kalp krizi nedeniyle yaşamını yitirdiğini belirten Koşar, şöyle konuştu:
“Hissettiklerimizi çok fazla çocuklarımıza aktaramıyoruz. Çocuklarımıza bunlar çok ütopik, çok uzak gibi geliyor. Ama biz bu durumun aile olarak kendi içimizde haklı gururunu yaşıyoruz. Şaşkınbakkal’dayız demek, semtin adını telaffuz etmek bile çok keyifli. Ama takdir edersiniz ki bunu çok fazla insan bilmiyor. Zaman zaman arkadaş ortamlarında bunlarını anlattığımız zaman benim yaşımdakilere bile çok hikaye gibi geldiği için çocuklarımız çok fazla idrak edemiyorlar ama bizim için çok önemli bir gurur. Burada yaşıyorum ve zaman zaman şaşkın bakkalın yerine yapılan mağazaya geliyoruz. Bunları anlattığım zaman kızlarım hala inanamıyor. ‘Baba gerçekten bu doğru mu? Gerçekten büyük dedemizin hikayesi bu şekilde miydi?’, ‘Bu bina bizim miydi, şaşkın bakkal burada mıydı?’ diye sorguluyorlar. Onlara anlatıyorum, bugüne kadar bu konuyu çok fazla dillendirmedik, gündeme getirmedik ama semte adını vermek çok önemli, aile hatıramızı sıcak tutmak istiyoruz.”
Semte adını veren ailenin evladı olarak ilginç an ve diyaloglara şahit olduğunu vurgulayan Koşar, “Arkadaşlarımızla çok sık buluşan insanlarız. Şaşkınbakkal bizimmiş gibi muamele görüyoruz. O yüzden her zaman diyorlar ki ‘Burası senin, hesap ödememize gerek yok.’ Zaman zaman eğlenceli olaylar yaşanıyor.” dedi.
”BARIŞ MANÇO ŞARKISINDA DEDEMİ ANLATIYOR”
1999 yılında aramızdan ayrılan büyük sanatçı Barış Manço’nun en çok bilinen şarkılarından “Ahmet Bey’in ceketi” şarkısında dedesi Ahmet Koşar’ı anlattığını da öne süren Koşar, şunları söyledi:
“Rahmetli Barış Manço Moda’da oturmadan evvel Şaşkınbakkal’da otururmuş. Ahmet Koşar ve Mehmet Koşar çok sevilen sayılan bir esnaf ve çalışkanlıkları çok takdir edilen kişiler. Barış Manço da o zamanlar çok genç. Kafasında bir Ahmet Koşar imajı var ve Ahmet Koşar hiçbir zaman ceketsiz bir yere çıkmaz. İşinde de özel hayatında da hep bir ceketi varmış. Tabii şarkının içinde geçen birçok şey mizansen ama yine de Ahmet Koşar’a ithaf edilmiş ya da Ahmet Koşar örnek alınarak yazılmış bir şarkı.”
Araştırmacı-Yazar Mustafa Cellek, Ahmet Koşar’ın oğlu, Volkan Koşar’ın babası İhsan Koşar’ın arkadaşı olduğunu, Şaşkınbakkal’ın öyküsünü de İhsan Koşar’dan tesadüf sonucu öğrendiğini belirterek, Şaşkınbakkal’ın hikayesini bir süre araştırdığını dile getirdi.
Cellek, Koşar soyadının bir ayağı kısa olduğu için “Topal Ahmet” olarak da tanınan Ahmet Koşar’ın engeline rağmen işlerini koşar adım yürütmesinden ve çalışkanlığından geldiğini söyledi.
Mustafa Cellek, sözlerini, “Ahmet Koşar, çok çalışkanmış. Çalışkanlığı dışında öngörüsü ve dönem şartlarına göre attığı önemli adımlarla da hafızalara yer etmiş. İstanbul’dan Adalar’a ilk konteynerle su servisi yapan da Ahmet Koşar olmuş, yurtdışına gidip belediye başkanlarıyla görüşerek proje üreten de… Bu nedenle ondan kalan pasaport torunları tarafından hala özenle saklanıyor.” diye tamamladı.

https://www.msn.com/tr-tr/yasam/yeni/işte-istanbulda-bir-semte-adını-veren-şaşkın-bakkal/ar-BBGfjMK?ocid=spartanntp

Ortaya Karışık kategorisinde yayınlandı. 1 Comment »