![14063958_1773595629549767_7845225883523882017_n[1]](https://anetteinselberg.com/wp-content/uploads/2016/08/14063958_1773595629549767_7845225883523882017_n1.jpg?w=780)
Eski zamanlarda bir kral, saraya gelen yolun üzerine kocaman bir kaya koydurmuş, kendisi de pencereye oturmuş. Bakalım neler olacak diye izlemeye başlamış.
Ülkenin en zengin tüccarları, en güçlü kervancıları, saray görevlileri birer birer gelmişler. Hepsi kayanın etrafından dolaşıp saraya girmişler. Pek çoğu kralı yüksek sesle eleştirmiş.
Sonunda bir köylü çıkagelmiş. Saraya meyve ve sebze getiriyormuş.
Kayayı görünce sırtındaki küfeyi yere indirmiş ve iki eli ile kayaya sarılıp itmeye başlamış. Sonunda kan ter içinde kalarak kayayı yolun kenarına çekmiş. Tam küfesini yeniden sırtına almak üzereyken, kayanın eski yerinde bir kesenin durduğunu görmüş. Açmış, kese altın doluymuş. Bir de kralın notu varmış içinde;
“Bu altınlar kayayı yoldan çeken kişiye aittir”
Köylü, aldığı dersi mırıldanmış;
“Her engel, yaşam koşullarınızı daha iyileştirecek bir fırsattır.”









Yorum bırakın