Birileri görmediği zaman da doğru olanı yapabiliyor muyuz?

cimbakimi8[1]

 

On bir yaşındaydı ve New Hampshire gölünün ortasındaki adadaki evlerinde ne zaman eline bir fırsat geçse hemen balığa giderdi.
Levrek avı yasağının kalkmasından bir gün önce, babasıyla akşamın ilk saatlerinde küçük güneş balıklarından yakaladı. Sonra oltasına yem takıp, oltayı fırlatma talimi yaptı. Yem suya değdiği zaman gün batımında suda altın haleler oluşturmuş, daha sonra gölün üzerinde ay doğmuştu. Oltasının hızla çekildiğini hissedince, oltaya büyük bir balık geldiğini anladı. Babası oğlunun balığı çekişini hayranlıkla izledi. Çocuk sonunda yorgun düşen balığı sudan çıkardı. O güne kadar gördüğü en büyük balıktı, bir levrek; ama av yasağının kalkmasına sadece saatler kalmıştı.
Baba-oğul güzelim balığa baktılar, pulları ay ışığında ışıl ışıl parlıyordu. Babası bir kibrit yakıp saatine baktı. Saat on olmuştu. Av yasağının bitmesine daha iki saat vardı. Önce balığa, sonra oğluna baktı.
‘Suya geri bırakman gerekiyor, oğlum,’ dedi.
‘Baba!’ diye itiraz etti çocuk ağlamaklı bir sesle.
‘Başka balıklar da var,’ dedi babası.
‘Ama hiçbiri bunun kadar büyük değil!’ dedi çocuk.
Göle şöyle bir göz attı. Gölde hiçbir balıkçı teknesi yoktu. Babasının yüzüne baktı bu kez. Kendilerini hiç kimsenin görmemiş olmasına, kimsenin ne balığı yakaladıklarını bilmesinin olanaksız olmasına karşın, babasının sesinden bu konuda hiçbir ödün vermeyeceğini anlamıştı.
Oltanın ucunu balığın ağzından çekti ve balığı gölün karanlık sularına bıraktı. Balık suya düşer düşmez, şöyle bir çırpındı ve gözden kayboldu. Çocuk bir daha bu kadar büyük bir balık tutamayacağından emindi..
Bu olay bundan tam otuz dört yıl önce oldu. Bugün o çocuk New York City’nin ünlü mimarlarındandır.
Babasının küçük evi hâlâ o adadadır.
Oğlunu ve kızlarını hâlâ o adadaki küçük eve balık tutmaya götürür.
Çocuk haklıydı. Bir daha o kadar büyük bir balık tutamadı. Fakat ‘değerler’ konusunda bir ikilem yaşadığı zaman hep o balığı gözünün önüne getirir.
Babasından öğrendiği gibi ‘değerler’, doğru ile yanlışın ne olduğu konusunda çok basit bir konudur.
Güç olan yalnızca değerlerin uygulanabilmesidir.Birileri görmediği zaman da doğru olanı yapabiliyor muyuz?
Evet, küçüklüğümüzde bizlere balığı suya geri bırakmak öğretilseydi, doğru olanı yapabilirdik. Çünkü gerçeğin ve doğrunun ne olduğunu öğrenmiş olurduk.
Doğru olanı yapma kararı belleklerimizdeki canlılığını hiçbir zaman yitirmez. Bu anıyı dostlarımıza ve torunlarımıza göğsümüz kabara kabara anlatırız.
Fırsatlardan yararlanmak değil, doğru olanı yapmaktır önemli olan

Ruhsal Büyüme... kategorisinde yayınlandı. Leave a Comment »

Ben insanı toparladım, dünya da toparlandı…

nasa-dan-kiyamet-senaryolarina-cevap-dunya-2012-de-yok-olmayacak[1]

 

Çok zor geçen bir hafta sonundan sonra koltuğuna oturup biriktirdiği gazeteleri okumak istiyordu. Oysa küçük oğlunun başka planları vardı. O da yeni başladığı okulundan bunalmış babası ile parka gitmek için babayı zorluyordu.

Sonunda baba üzerinde dünya haritası bulunan büyük bir gazete sayfasını gazeteden kopardı, haritayı küçük parçalar halinde yırttı ve basit bir puzzle hazırladı ve sonra da oğluna dönerek;

“Tamam bu parçaları bir araya getir dünya haritasını tekrar toparla, bunu göreyim hemen parka gideceğiz” dedi. Çocuk halının üzerinde işe koyulduğunda baba en azından bir bir buçuk saat kazandığını düşünerek gazetelerine döndü.

Oysa tam tamına 10 dakika sonra çocuk parçaları doğru bir şekilde birleştirmişti bile. Adam şaşkın;

“daha ilk haftadan Coğrafya öğrenmeye başladınız mı ?” diye sordu. Çocuk hemen cevap verdi;

“Hayır, yırttığın sayfanın arkasında bir insan resmi vardı ben insanı toparladım, dünya da toparlandı” dedi.

——–

Coelho ustadan alıntı bu hikaye çok şey ifade ediyor. Hiç bir şeyi eksiltmeden ve hiç bir şey eklemeden gereği yapılır ise insan da dünya da tamamlanır.

Aslında hem bu hafta için hem de öyküyü yorumlamaya yönelik yazacak çok şey var ama düşünceleri sınırlamamak gerekiyor. “İnsan” ı hatırlamak yeter.

Dünyayı bu kadar eşsiz yapan “insan”dır.

(Vaethanan)

Ruhsal Büyüme... kategorisinde yayınlandı. Leave a Comment »

KENDİMİZE OYNADIĞIMIZ OYUNLAR

Bulutlar_ve_gzel_gkyz_HD_duvar_kad[1]

 

Hayatımızın en çok şikayet ettiğimiz alanlarına bir bakalım. Hani o hep düzeltmeye çalıştığımız, elimizden gelen her şeyi yaptığımız, karşımızdakileri değiştirmek için yıllardır çabaladığımız ama hiçbir sonuç alamadığımız ve devamlı şikayet ettiğimiz durumlara bir göz atalım.

Çok çaresiz gözüküyor değil mi ?

Oysa her şeyi denediniz. Peki neden çözüme gidemiyorsunuz ?

Şimdi lütfen kendinize karşı çok ‪dürüst olun.

Bütün maskelerinizi kaldırın ve içtenlikle kendinize sorun. Şikayet ettiğim durumlar aslında benim yarattığım ve onlardan beslendiğim durumlar mı? Yani aslında şikayet ettiğim durumları ben kendi gücümü bulmak,başardığımı ve sorunları halledebildiğimi ‪görmek ve bundan dolayı kendimi iyi ‪hissetmek için mi yaratıyorum?

Örneğin karşımdakinin güçsüzlüğü benim kendimi güçlü hissetmemi mi sağlıyor?

O zaman çevremde güçsüz insanlara ihtiyacım var demektir. Ya da herkesin benden çözüm beklediğinden şikayet etsem de aslında bu olaylara çözüm getirerek başkalarının takdirini kazanmak kendimi iyi mi hissettiriyor? O zaman çevremde çözüm bulamayan insanlara ihtiyacım var demektir. Evliliğin/işin zorluğundan şikayet ederek aslında böyle bir evliliği/işi yürütebiliyor olduğumu ispatlamak ve bundan dolayı çevremden takdir almak benim gururumu mu okşuyor? O zaman zor işlere ve zor insanlara ihtiyacım vardır. Bütün sorumluluğun tek başına omuzlarımda olduğundan şikayet edip aslında herkese her şeyi tek başıma becerebildiğimi mi ispatlamaya çalışıyorum?

O zaman hayatımda zor ve tek başıma olacağım durumların yaratılmasına ihtiyacım vardır. Etrafımda hep sorunlu insanlar olduğundan şikayet edip aslında herkese bu sorunlu insanlarla geçinebildiğim için ne kadar uyumlu olduğumu mu göstermeye çalışıyorum? O zaman çevremde sorunlu insanlar olmalıdır. Bu örnekleri daha da çoğaltabiliriz. Burada görmeniz gereken şey aslında kendinizi daha iyi hissetmek için kendinize oynadığınız oyunlardır. Bu oyunları da aslında hiç memnun değilmişsiniz, istemiyormuşsunuz da mecburmuşsunuz gibi oynamanız ve çoğu zaman da oyunu unutup gerçekmiş gibi yaşamanız. Bu örneklerdeki bizi iyi hissettiren durumları deneyimleyebilmemiz için etrafımıza güçsüz, çözüm bulamayan, anlaşması zor, uyumsuz insanlar çekmeye ihtiyacımız vardır ki kendimizin güçlü, çözüm bulabilen, herkesle kolay anlaşan yanımızı deneyimleyip , her defasında başardığımızı görüp kendimizin ve çevremizdekilerin takdirini kazanalım ve bütün bu zorlukların içinde dahi çok iyi hissedelim. Bu arada da yaşadığımız her durumdan şikayet edip enerjimizi bize bu zorlukları yaşatan kişileri değiştirmeye adayarak ömrünüzü geçiririz. Hayatımızda yarattığımız her durum bizim eserimizdir.

Hayatımızın içinde olan her olay ve kişi tesadüf değildir. Kendiliklerinden gelmezler. Biz kendimizi deneyimlemek için bu şartları hayatımıza çekeriz. Bu farkındalıkla yaşayanlarımız şikayet etmek yerine olayın dışına çıkıp bu olayın içindeki gerçek rolümüzü görüp şartları seçimlerimizle değiştirme gücüne sahip oluruz. Esas güç budur. Diğerlerimiz ise sadece bulundukları durumlardan şikayet ederek , karşımızdakileri suçlayarak, kendi yarattığımız hayatın sorumluluğunu kabul etmeyerek mutsuz bir ömür geçirebiliriz. Bu oyunun farkına vardığınız anda kendinizi güçlü hissetmek için artık bu oyuna devam etmenin bir anlamı olmadığını kavrarsınız.‪ Enerjinizi başkalarını değiştirmeye adamaktan çekip , tek değiştirebileceğiniz kendinize çevirirsiniz. Fakat her şeyden önce kendinize dürüst olmanız gerekir. Yukarıdaki sorulara açık yüreklilikle cevap vermeniz gerekir. O zaman görünenin aslından çok farklı olduğunu kavrarsınız. Her olayın, durumun sizin yarattığınız bir senaryo olduğunu görürsünüz. Lütfen başkalarını değiştirmeye çalışarak ömrünüzü harcamayın. Onlar sizin yazdığınız senaryoda rollerini çok iyi oynayan oyunculardır.

Memnun değil misiniz ?

O zaman senaryoyu değiştirin, baştan yazın. Başkalarına harcayacağınız enerjiyi kendi hayatınızın sorumluluğunu almada ve istediğiniz gibi yönlendirmede kullanın. Hayat bir oyun sahnesi . Neyi , nasıl ve kimlerle oynamak istiyorsunuz siz ona karar verin. Ancak ne oynadığınızı unutmadan ve ‪dürüstçe….

* Violet Alalof

Kozmik Enerji Şifa Öğretisi Magister Şehnaz Demir sayfasından

Ruhsal Büyüme... kategorisinde yayınlandı. 2 Comments »