Canlı, ışıltılı renkleri ve coşkulu fırça vuruşlarıyla NEJAT DEVRİM…

Ressam Nejat Melih Devrim Kimdir?

nejad-melih-devrim1923 yılında İstanbul’da doğdu. Yazar İzzet Melih Devrim ile ressam Fahrelnissa Zeid’in oğludur. İstanbul Devlet Güzel Sanatlar Akademisi Resim Bölümü’nde Leopold Levy Atölyesi’nde çalıştı. Bedri Rahmi Eyüboğlu, Zeki Kocamemi, Nurullah Berk ve Leopold Levy’nin öğrencisi oldu. 1947 yılında Paris’e yerleşti. Aynı yıl Paris’te Allard Galerisi’nde ilk kişisel sergisini açtı. 22 yıl hayatını bu kentte sürdürdü. Çeşitli Avrupa ülkelerine, Amerika’ya, Uzak ve Yakın Doğu’ya gezilere çıktı. 1968 yılında Varşova’ya, 1980’lerin ortasında da Nowy-Sacz’a yerleşti. 1995 yılında Polonya’da vefat etti.

Nejad Melih Devrim’in Resminin Özellikleri

Prof. Witmore’un yanında öğrendiği Türk hat ve Bizans mozaik sanatı ilk dönem yapıtlarını biçimlendirdi. Doğu sanatı ve Fransız şiirsel soyutlaması etkilendiği başlıca kaynaklar oldu. 1940’lar boyunca canlı renklerle figür, doğa görünümleri ve iç mekan resimleri yaptı. 1950’lerde Paris Okulu içinde yer alan Devrim, bu tarihlerde aynı renkçi yaklaşımıyla bir dizi siyah zeminli resim gerçekleştirdi. 1960’lardan başlayarak 1970’ler boyunca sanatçının giderek çizgiden uzaklaştığı; canlı, ışıltılı renkler ve geniş, coşkulu fırça vuruşlarıyla lirik ve lekeci bir anlatıma yöneldiği görülür. Bu resimlerinde kesik fırça vuruşlarıyla oluşturduğu renk lekelerindeki geçişleri, mozaik sanatının soyutlanmış bir yorumu olarak görmek mümkündür. Sanatçı hiçbir akımın izleyicisi olmadan Paris Okulu’nun esnek bünyesi içinde kendi iç dünyasını renk ve ışık aracılığıyla yansıtarak özgün bir anlatım geliştirdi. Üslubu guaja çok uygun olmakla birlikte, yağlıboyalarında da aynı hafifliği elde etmede büyük bir başarı gösterdi. J. Lassaigne, Nejad Melih Devrim’in “boşluk ve ritim sorunlarına yepyeni ve köklü çözümler” getirdiğini vurgulamıştır.

G. Boudaille, 1960’lı yıllarda Nejad Melih Devrim’in resmini “hareketli, coşkulu, huzursuz ve zarif, karmaşık, çok yönlü ve değişken olan yaratıcısının bir aynası“ olarak tanımlamıştır. Nejad Melih Devrim sanatı soyut resmin bir uzantısı, deneyim ve birikimlerle kazanılmış bir görüşün ve duyarlığın ürünüdür. Resimlerinde renkler, kalın boya ve kısa fırça vuruşlarından oluşan lekelerin kompozisyonu göze çarpar. Nejad Melih Devrim Türk Çağdaş Soyutu’nun yanı sıra uluslararası soyutun da özgün bir temsilcisidir. Eserleri Türkiye’de ve yurtdışında çeşitli müzeler ve önemli koleksiyonlarda bulunmaktadır

Ortaya Karışık kategorisinde yayınlandı. Leave a Comment »

Bütün Mahalle Bizim İçin Deli Diyor…

13707270_300391166974562_420345404_n[1]

Karikatür kategorisinde yayınlandı. Leave a Comment »

Dava Adamı…

13920612_10153580065296567_993222144527262451_n[1]

Karikatür kategorisinde yayınlandı. Leave a Comment »

ERTELEME HASTALIĞINDAN KURTULMANIN 11 MUCİZEVİ YOLU

 

Yapmanız gereken işin son günü gelmek üzere! Yine de işinizi yapmak yerine, zamanınızı postaları kontrol etmek, sosyal medyaya bakmak, videolar izlemek ve yeni bulduğunuz bloğun içinde kaybolarak geçiyorsunuz. Çalışmanız gerektiğini biliyorsunuz ancak canınız hiç istemiyor.
Bu erteleme fenomenine hepimiz aşinayız. Son dakikacılık ruhumuzda var; maalesef bu sorun hayatımızda çok daha iyi sonuçlar almamızı engelliyor.

1. İşinizi küçük parçalara bölün

1.ertelemek.hastaliktir.onpano

2. Çalıştığınız ortamı değiştirin

2.ertelemek.hastaliktir.onpano
Farklı ortamlar, verimliliğimizi direkt olarak etkiler. Bu iyi yönde de kötü yönde de olabilir. Odanıza ve çalışma masanıza bir bakın, burası sizi çalışmaya mı itiyor yoksa yatağa biraz kıvrılıp uyumaya mı? Eğer ikinci seçenekse, çalışmak için bu ortamı değiştirmeniz gerekiyor.

3. Detaylı bir plan yaratın

3.ertelemek.hastaliktir.onpano
1 iş için 1 adet son gününüzün olması ertelemeye davet çıkarmaktadır işte tam olarak bu yüzden ilk önerideki parçaların hepsine bir son gün tarihi vermeliyiz. Telefonunuza bunun için koyacağınız anımsatıcılar sizi çalışmaya daha çok itecektir.

4. İşinizi ertelemeyi sağlayacak şeylerden uzak durun

4.ertelemek.hastaliktir.onpano
Eğer bir işi biraz fazla erteliyorsanız belki de ertelemeyi kolaylaştırdığınız içindir. Mesela bilgisayarınızda çalışmanızı gerektiren bir iş yapıyorsanız, e-posta ve sosyal medya bildirimlerinizi kapayın. Kağıt kalem ve ya başka bir ekipmanla bir iş yapmanız gerekiyorsa yanınızda sadece işi yapmak için gerekenler olsun.

5. Harekete geçmenizi sağlayacak insanlarla görüşün

5.ertelemek.hastaliktir.onpano
Eminiz; Bill Gates ve ya Mark Zuckerberg’le sadece 10 dakika görüşseniz bu sizi çalışmaya tahmin edemeyeceğiniz kadar motive eder. Tabi her gün Bill Gates ve ya Mark Zuckerberg ile vakit geçiremeyiz ama yine de bu kişiler iş ve ya sosyal çevrenizde bulunan arkadaşlarınızdan, ailenizden biri olabilir. Hedeflerine ulaşmak için çalışan, azimli insanların enerjisinden bizler de faydalanabiliriz. Hatta çoğu zaman bu kişilerle bire bir görüşmeler yerine bloglarını okumak ve ya sosyal medyadan takip etmek bile yetecektir.

6. Yol arkadaşınız olsun

6.ertelemek.hastaliktir.onpano
Beraber gidilen yollar hep daha kısa sürer, aynı yere gitmeseniz bile! Sizin gibi hedefleri olan insanlar sizi daha iyi anlayacak ve odaklanma sorununuza ilaç olacaktır. Sonuçta birbirleriyle alakasız sektörlerden olmalarına rağmen dünyanın en zengin iki insanı Bill Gates ile Warren Buffet’ın çok yakın arkadaş olmaları tesadüf olamaz.

7. Hedeflerinizi başkalarına anlatın

7.ertelemek.hastaliktir.onpano
Bunu üstteki önerinin daha büyük ölçekte olanı gibi düşünebilirsiniz ve en önemlisi bu insanlar sizi her gördüklerinde projenizin nasıl gittiğini soracaklar : ) Bir bakıma yeni bir sorumluluğunuz olacak ve bu sizi daha çok çalışmaya itecek. Bu yöntemi kullanan insanlar sosyal medyada yapacaklarını paylaşırlar ve aynı zamanda arkadaşlarınızla fikir alışverişi de yapabilirsiniz.

8. Başarılı insanları araştırın

8.ertelemek.hastaliktir.onpano
Neyi başarmak istiyorsunuz? Bu işi daha önce başaran kim var? Onları bulun, araştırın ve eğer mümkünse kesinlikle tanışın! Hayallerinizi yaşayan canlı kanıtları tanımaktan daha iyi bir motivasyon olamaz.

9. Hedeflerinizi yeniden gözden geçirin

9.ertelemek.hastaliktir.onpano
Eğer çok uzun süredir bir şeyleri erteliyorsanız belki de tekrar gözden geçirme zamanı gelmiştir, bazen yapmamız gerekenle yapmak istediğimiz şey aynı olmayabiliyor. İşinizden uzaklaşın,(küçük bir tatil ve ya doğada geçireceğiniz bir gün iyi olabilir) dürüstçe şu sorulara cevap verin;
-Kesin olarak ne istiyorum?
-Bunu başarmak için ne yapmalıyım?
-Gerekli adımlar nelerdir?
-Yapmam gereken işle yapmak istediğim alakalı mı?
-Eğer değilse, bu konuda başka ne yapabilirim?

10. Bir şeyleri zorlaştırmaktan vazgeçin

10.ertelemek.hastaliktir.onpano
İşe başlamak için mükemmel zamanı mı bekliyorsunuz? Belki de şu an mükemmel zamandır. O yüzden lütfen mükemmel zaman konusunu artık dert etmeyin çünkü öyle bir zaman yok. Mükemmeliyetçilik ertelemenin en büyük nedenlerindendir.

11. İşin bir yerinden yakalayın ve yapın!

11.ertelemek.hastaliktir.onpano
Son olarak, gördüğünüz gibi öneriler arttıkça sıcaklıkta artıyor!
Bütün stratejileri kurgulayabilirsiniz, planlanmanın en iyisini yapabilirsiniz, aklınızda bir çok güzel teori üretebilirsiniz ama eğer hemen harekete geçmezseniz, hiçbir şey gerçekleşmeyecek.
Biz bugüne kadar işlerini erteleyerek başarılı olan kimseyi görmedik. Ertelediğiniz onu her ne ise bir yerinden yakalayın ve yapın!K
Kaynak: listelist.com
Ruhsal Büyüme... kategorisinde yayınlandı. Leave a Comment »

Sessizliğin sesini dinliyorum… İç huzuruma kavuşuyorum…

foto

 

Bazen loş ve boş bir odada yere bağdaş kurup oturuyorum… Televizyon yok, telefon yok, whats up yok… Sadece ben varım… Gözlerimi kapatıyorum ve sessizliği dinliyorum… Orada öyle ne kadar duruyorum bilmem… Ama her seferinde rahatlayıp, gevşemiş olarak çıkıyorum odadan…

Bazen kabul etmek istemediğim bir yönümle barışıyorum, bazen kızgın olduğum bir insanın da elinden gelenin en iyisini yaptığını kendime hatırlatıyorum…

Bazen çiçeklerin üstünde , bazen dere kenarında olduğumu hayal ediyorum… Size de böyle sessiz bir mekanda , ya da daha iyisi doğada vakit geçirmenizi öneririm… Hem kendinizi yeniliyorsunuz, hem de içinizdeki yaşama gücününün kuvvetini farkediyorsunuz…

Sağlıcakla,

Anette İnselberg

Not: Parka gidip saatlerce çimenlerde yatıp ağaçları seretmek, geçen bulutları seyredip hayallere dalamak da çok keyifli…

Çalakalem Yazılarım... kategorisinde yayınlandı. Leave a Comment »

Birbirini incitmeyecek kadar uzak,hayatın soğuk zamanlarında üşümeyecek kadar da yakın olmayı öğrenmeliyiz

40c875f5-e5c4-4d53-b9b9-de7ee81a7080[1]

 

Eski zamanların dondurucu bir kışından bütün hayvanlar çok etkilenmiş,büyük
kayıplar vermişler.Ama en çok kayıp veren kirpilermiş.

…Çünkü onların pek çok hayvan gibi kalın kürkleri yok, kendilerini sıcak
tutması zor olan dikenleri var.

Bu durumdan en az zararla kurtulmak için kirpiler meclisi toplanmış,çözüm
aramaya başlamış.

Tartışa tartışa,nihayet gece olunca tüm kirpilerin bir araya
toplanmasına,birbirlerine yakın durarak geceyi geçirmelerine karar verilmiş.

Böylece kirpiler birbirlerinin vücut sıcaklığından yararlanacak,aralarındaki
hava tedavülünü önleyerek donmaktan kurtulacaklarmış.

İlk geceki deneyimlerinde bunun işe yaradığını görmüşler.

Ama başka bir problem çıkmış ortaya.

Üşüyen kirpiler birbirlerine fazla yaklaştıklarından yaralanmalar gerçekleşmiş.

Daha sonraki gece yaralanma korkusundan birbirlerinden uzak durmuşlar ama bu seferde donmalar meydana gelmiş.

Ne var ki, her gece kah uzaklaşa kah yakınlaşa, deneye yanıla birbirlerinin vücut sıcaklığından yararlanacak kadar yakın,ancak birbirlerini incitmeyecek kadar uzak durmayı öğrenmişler.

KISACA ;

Bizim de uzun dikenlerimiz var. Bunlar hayata karşı filtrelerimiz. Bazen faydalı,bazen de zararlı. Çoğu zaman,kimseleri yaklaştırmıyoruz yanımıza.
Filtrelerimizden elemeden kimseleri sokmuyoruz özel dünyamıza.

Ne var ki, sıcaklık ancak yakınlaşmakla mümkün.

Birbirini incitmeyecek kadar uzak,hayatın soğuk zamanlarında üşümeyecek kadar da yakın olmayı öğrenmeliyiz