










Sağlıklı ve mutlu bir hayat yaşamak için bu kırk adımı takip etmeniz yeterli!
Sıcak bir bardak kakaolu süt, hem az kalorili hem de bol lifli olduğu için ideal bir içecek.
Zinde bir güne başlamak için iyi bir egzersiz olan ‘jumping jacks’ hareketi, temponuzu artırırken kollar, bacaklar ve tüm vücudu harekete geçirerek yağ yakımını artırıyor.
En sağlıklı yiyeceklerin başında gelen havuç, A vitamini deposu olmanın yanı sıra, akciğer ve meme kanseriyle de savaşıyor.
Kas kuvvetinizi artırmak için yapabileceğiniz en basit egzersizlerden olan ip atlamak, sizi forma sokar. Günde 15 dakika ip atlamak, aynı zamanda kalp hastalıklarından korunmanızı da sağlar.
Yeşil çayın popüler olmasının bir sebebi var. Kalorisiz bir içecek olmasının yanı sıra, antioksidanlarla dolu olan bu çay, sabahları çay ya da kahve yerine geçmesi gerekiyor.
Kan basıncınızı kontrol altında tutmak istiyorsanız, yaban mersini suyu için.
Harika bir C vitamini kaynağı olan brokolide yüksek oranda lif bulunur.
Nane çayı
Hazımsızlık problemlerinden kurtulmak için her gün bir bardak nane çayı için.
Avokadoda bulunan yağ, kötü kolesterolle savaşmaya ve kalp krizi riskini azaltmaya yardımcı olur.
Yemeklere tat vermesi için kullanılan sarımsağın içinde aynı zamanda bolca C vitamini bulunur.
Her gün bir elma yemek kolesterol ve kanser riskini azaltır. Astım belirtilerini de oldukça düşürür.
Antrenmanlardan önce bir tane muz yemek, enerjinizi artırır. İyi bir potasyum kaynağı olan muz, sindirime de yardımcı olur.
En sağlıklı atıştırmalıklardan biri olan yulaf, hem diyabet riskini azaltır hem de kolesterole iyi gelir.
Antioksidan ve lif kaynağı olan keten tohumu, diyabet ve kalp hastalıklarıyla savaşır.
Normal patatesten daha çok doğal şekere sahip olan tatlı patatesler, A vitamini deposudur.
Beyaz pirinçten çok daha sağlıklı olan bu pirinçte bolca selenyum bulunur.
Kan şekerini kontrol altında tutan lahana, kanser riskini azaltır ve kemik sağlığına katkıda bulunur
B12 ve D vitamini deposu olan somon, aynı zamanda omega 3, protein, fosfor ve B6 vitamini de bolca bulundurur.
Günde bir avuç ceviz yemek meme kanseri riskini oldukça azaltır.
Bol lifli bu sebze, potasyum ve C vitamini için idealdir.
Besleyici ve lezzetli bir seçim olan bademler, kalp krizi riskini azaltır ve dişlerimizi güçlendirir.
Kilonuzu kontrol altında tutmanızı sağlayan tam buğday ekmeği, kan şekerini de düzene sokar.
Fazlası bedeninize zarar verse de, günde iki kadeh kırmızı şarap oldukça yararlıdır. Kalp krizi riskini azaltır ve diyabete karşı güç sağlar.
Yağsız süt içmek daha hızlı yağ yakmanızı ve kilo vermenizi sağlar.
Kemiklerinizi güçlendiren ıspanak, aynı zamanda oldukça besleyicidir.
İçine bal eklenmiş limonlu su içmek, kilo vermek için bire birdir.
Karadut, böğürtlen, yaban mersini gibi kırmızı meyveler, sizi zinde tutar.
Kanserle savaşan ve kalp hastalıklarını engelleyen zeytinyağı, kolesterolünüzü de dengede tutar.
Potasyum ve manganez gibi gerekli mineralleri içinde bulunduran turp, aynı zamanda C vitamini açısından da zengindir
Protein ve vitamin kaynağı olan balık yemek, kanser, kalp hastalıkları ve depresyon gibi sorunlara karşı sizi korur.
Sağlıklı ve iyi bir kahvaltı etmek, sizi zinde tutar ve gün boyu sağlıksız kararlar vermenizi engeller.
Güne erken başlayan kişiler günlerini daha hareketli, neşeli ve pozitif geçirirler.
Su sadece sıvı ihtiyacınızı gidermez, aynı zamanda sağlıklı kalmanızı sağlar.
Egzersizlerden önce ısınma hareketleri yapmak sonrasında yaşayabileceğiniz ağrıları hafifletir.
Asansör kullanmak yerine her gün merdivenleri tercih edin.
Bedeninizi rahatlatmanı yanı sıra, stresle başa çıkmanızı da sağlar.
Gün içinde vakit bulamıyorsanız, evde yapabileceğiniz kısa egzersizler öğrenin.
Her sabah yapabileceğiniz kısa bir koşu, hem forma girmenizi hem de stresle başa çıkmanızı sağlar.
Günde 8 saat uyumak, yaşlanma belirtilerini geciktirir.
Her gün bu mesafeyi yürümek, gün içinde hareket etmenizi ve zinde bir bedene sahip olmanızı sağlayacak.
kaynak: msn
Her gün yaptığınız rutin davranışlar, sizi yavaş yavaş öldürüyor olabilir. İşte, çok şaşıracağınız çorapla yatmanın zararları.
Çorapla yatmak, çorap lastiklerinin uzun süre baskısı sonucu periferik dolaşımı olumsuz etkilediği gibi deride mantar enfeksiyonlarına da sebep olabiliyor. Çorapla yatmak, çorap lastiklerinin uzun süre baskısı sonucu ‘periferik’ dolaşımı olumsuz etkiler, yani o bölgedeki kan dolaşımını bozar. Kan dolaşımının bozulması ayakta morarmala…ra, derinin kurumasına ve uzun vadede tırnaklarda şekil bozukluklarına bile neden olabilir.
Çorapla yatağa girmek ayrıca terlemeye ve ayakların havasız kalmasına yol açacağından ayakta mantar enfeksiyonlarına sebep olabilir. Çorapla yatmanın ortaya çıkaracağı bir diğer sorun da ayakta çıkabilecek egzamalardır. Çorapta kalan deterjan artıkları uzun temas sonucu irritan dermatitlere ya da alerjik dermatitlere neden olup ayakta kaşıntı, kızarma, kepeklenme gibi şikayetler yaratabilir, ayrıca deride kurumayla birlikte kaşıntılara neden olabilir. Bu yüzden gece yatarken çorapların çıkartılmasını deri ve ayak sağlığı açısından son derece önemlidir.
Ayakkabılar, ayağı terletmeyen, pamuklu çoraplarla giyilmeli, çoraplar sık değiştirilmeli ve yıkandıktan sonra iyi durulanmalıdır. Çorapta deterjan artıkları kaldığı taktirde kaşıntı yapabilir. Tırnaklar ete batmayacak şekilde düz olarak kesilmeli, hijyenik olmayan aletlerle pedikür yapılmamalı, ayaklar yıkandıktan sonra parmak araları iyice kurulanmalı ve uygun bir kremle ayak kremlenmelidir. Bu faktörlere dikkat edilmezse, ayakta çeşitli ortopedik bozuklukların yanı sıra mantar, nasır, egzama, tırnak batması, tırnak enfeksiyonları gibi birçok dermatolojik sorunla karşılaşmak mümkündür.
“Dergahdan kovulan Derviş’e bir çoban yol gösteririr.
Şu karşıdaki dağın arkasında bir şehir var. Eyvallah dedikten sonra her şey bedava.
Yalnız 3 kuralı var. 1. Yalan söylememek. 2. Kulun işine karışmamak. 3. Allah’ın işine karışmamak. Kolaymış der ve yollara düşer derviş. Şehre varır. İlk önce hamama gider ve yıkanır. Kasaya gider. Sağ elini sol göğsüne koyar ve eyvallah d…er. Sonra sorar “…borcum ne kadar?”
Kasadakiler “borcun yok eyvallah dedin” ya. Bu şekilde bir ay kadar geçirir. Sonra kovulan derviş evlenmek ister, bir kadın beğenir, eyvallah der ve evlendirilir. Bir gün çarşıda gezerken saçı başı açık bir kadına bağırıp, çağırır. “Niye böyle açık giyinirsin be kadın ” diye Kadın “imdat zaptiye” der ve “bu adam benim işime karıştı” diye ekler. Bunun üzerine adam 10 dayak yer. Kulun hatasını uyardığı için şikayet edilen bir de üzerine dayak yiyen derviş Allah’a “Allah’ım bu nasıl iş? Hem kulunu uyardım hem üstüne bir de dayak yedim” Der Bunu duyan bir adam ” imdat zaptiye” diye seslenir ve bu adam “Allah’ın işine karıştı” der.
Yine bunu üzerine 10 dayak daha yiyen derviş, yorgun argın evin yolunu tutar. Evde uzanmış dinlenirken arkadaşları kapıyı çalar ve av için dervişi çağırırlar. Adam bunun üzerine karısına “beyim evde yok de” der. Bunu duyan kadın “imdat zaptiye” diye bağrır ve “bu adam yalan söylüyor” diye ekler. Kovulan derviş 10 dayak daha yedikten sonra bu köyden de kovulur. ” Bu hikaye bana seminerlerde anlattığımız bir konuyu hatırlattı bana.
1. Benim sorumluluğum
2.Senin sorumluluğu
3.Allah’ın sorumluluğu
Hayat aslında ne kadar kolay onun bunun sorumluluğuna, Allah’ın işine karışmasak. Kurban rolünden bir çıksak da yaşam sorumluluğumuzu alıp, bu hayatı bir cennete çevirsek ne güzel olurdu değil mi ? Tüba Kayta
1. Gittiğim her yere bir hediye götüreceğim, karşılaştığım herkese bir hediye vereceğim. Bu hediye bir iltifat, bir çiçek veya bir dua olabilir. Bugün temas kurduğum herkese bir şey vereceğim ve kendi hayatımla diğer insanların hayatlarında mutluluk ve zenginliğin dolaşmasına katkıda bulunacağım.
2. Bugün hayatın bana sunduğu tüm hediyeleri minnet ve şükranla kabul ede…ceğim: Gün ışığı, kuş sesleri, bahar yağmurları, kışın ilk karı gibi…
3. Sevgi, ilgi, takdir gibi hayatın en değerli hediyelerini vererek ve kabul ederek zenginliğin, bolluk ve bereketin dolaşımına kendimi adayacağım. Karşılaştığım herkese sessizce mutluluk, sağlık ve neşe dileyeceğim.
Aslında hayat ile olan alışverişimiz aynı nefes alışverişimiz gibidir; doğal, çabasız ve cömert. Günde kaç kez nefes alıp verdiğimizi saymadığımız gibi, özümüzün hayatta kimden, neyi, ne kadar alıp verdiğini de bilemeyiz. Beklenti olmadan hayatın bize akmasına izin veririz.
Kalbimizde bir tıkanıklık var ise bu nefesimizi, nefesimizde ahenk yoksa bu da hayatın bize akışını engeller. Bu sebeple yönlendirmekten zevk aldığım bir meditasyon tekniğini “alma-verme” yasasına adıyorum.
Rahat bir pozisyonda oturun ya da uzanın. Gözlerinizi kapatıp dikkatinizi nefesinize verin. Nefesinizde hiçbir değişiklik yapmadan sadece solumanızı gözlemleyin. Ne kadar nefes alıp, ne kadar içinizde tutup, ne kadar veriyorsunuz? Nefes alış, nefes veriş miktarınız ve bunların süreleri eşit mi?
Şimdi nefesinizde hiçbir değişiklik yapmayın. Sadece nefes alırken ihtiyaç hissettiğiniz enerjileri –neşe, güven, cesaret, huzur, yaşam gücü, azim, kararlılık, vb. –evrenden içinize çektiğinizi hayal edin.
Nefesinizi verirken de artık size yaramayan, ihtiyacınız olmayan, doğanıza ait olmayan enerjileri –bitkinlik, öfke, kin, nefret, vb. –nefesinizle beraber evrene geri verin.
10-15 dakika tekrar ettikten sonra gözlerinizi kapalı tutmaya devam edin. Kendi dinginliğinizde durup nefesinizle beraber içinize doldurduğunuz yeni enerjilerinizi fark ederek özümseyin.
Kendinizi hazır hissettiğinizde gözlerinizi açın
alıntı
Prof.Dr. john Gottman, çiftlerin diyaloglarını 3 dk dinledikten sonra onların ayrılıp ayrılmayacağını %87 doğruluk oranıyla tahmin ediyor. Peki bu tahmini neye göre yapıyor.Çok basit 4 davranışın olması halinde ayrılma ihtimali yükseliyor… Nedir bu 4 dört davranış ;
Susma
aşağılama
eleştiri
savunma
kaynak: pita baron
Hayat arkadaşınız için bu cümleleri kurabiliyor musunuz?
O benim hem kardeşim hem abim
Hem arkadaşım hem kocam
Hem öğretmenim hem öğrencim
Hem en nefret ettiğim hem en sevdiğim
Nefes alışım, alışkanlığım, sürprizim
Desteğim…
O benim her şeyim
İşte bunları diyebiliyorsanız…
Tutuşun el ele
Başlayın sonsuza uzanan yolculuğa…
Anette
Kına nedir…? (Cinchona officinalis); Tropikal bölgelerde yetişen, 10-15 metreye kadar boylanabilen, kırmızı çiçekli bir ağaçtır. Kına Kına ağacının kabukları kinin ve kinidin gibi 30’a yakın alkaloit, glikoz, sakaroz, tanen ve reçine içerir.
Kına Nerde Yetişir?
Kına Afrika ve Uzakdoğu kökenli bir bitkidir. Hindistan , Malezya ,Sri Lanka gibi ülkelerde bolca üretimi yapılır.
Kınanın saymakla bitiremeyeceğimiz bir çok faydası ve bir çok kullanım yeri vardır. son dönemlerde kına kullanımı azalmakta ve gelinlik kızlara veya askere giden gençlerimize kına yakma adeti ne yazıkkli unutulmaktadır. Kına yakmanın faydalı olduğunun bir kanıtı da Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed’in kullanmasından anlayabiliriz. Çünkü onun bize emanet ettiği sünnetlerinin herbiri bizim için hayır kapısıdır.
KINANIN YAN ETKİSİ: Hamilelere sakıncalıdır. Ciltte tahriş yapar.
ŞİFASI:
1 ) Sıtma: Kına, kına ağacı, içindeki minerallerin zenginliği ile sıtmanın ilacıdır. Kına, kına ağacının kabuğu öğütülüp kuru üzüm ve balla tatlanlandırılarak yenmeye devam edilir. Kına, kına unu soğuk bal şerbetine katılıp içilmeye devam edilir.
2 ) Vücuda kuvvet verici: Kına, kına unu, polen, ısırgan tohumu ile beraber macun yapılıp yenmeye devam edilir.
3 ) Ağrı kesici: Kına, kına kabuğu, Selvi kozalağıyla beraber kaynatılıp balla tatlanlandırılarak içilir.
4 ) Ateş düşürücü: Kına, kına unu, sirkeyle karıştırılıp içilir. Vücut pansuman yapılır.
5 ) İştah açıcı: İçeriğindeki Kinin Acı olduğu için iştah açar. Kaynatılıp içilir.
6 ) Grip, öksürük: Kına kabuğu, tarçın ve kekikle beraber kaynatılıp balla tatlanlandırılarak içilmeye devam edilir.
7 ) Tansiyon düşürücü: Kına, kına unu soğuk bal şerbetine katılıp içilmeye devam edilir.
8 ) Kalp ritimlerini düzenleyici: Kına, kına unu soğuk bal şerbetine katılıp içilmeye devam edilir.
9 ) Tifo: Kına unu, sıcak bal şerbetine katılıp içilmeye devam edilir.
10) Kan yapıcı: 100 gr. Toz Kına, 300 gr. Ezilmiş kara üzüm, 300 gr. Bal karıştırılıp 1 ‘er tatlı kaşığı yenir.
· Kına Saf doğal bir üründür.
· Kepeği önler, Parlaklık verir, Doğal Yumuşatıcı, Anti-alerjik
· Isıyı dağıtır, sinirlerin yatışması ve sakinleşmesine yardımcı olur.
· Boya saçın dış yüzeyini kaplar ve zamanla saç kendi rengine dönüşür.
· Saça doğal bir parlaklık verir.
· Vücut sistemine zararsızdır ve deriyi tahriş etmez.
· Saça nitelik ve hayat verir.
· Saçı iyi bir şekilde yumuşatır ve sağlıklı bir hale getirir.
· Saç gövdesini korur ve saça dolgunluk verir.
· Beyaz saçları %100 kapatır.
Kına Nasıl Kullanılır?